28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 9 EYLÜL 2014 SALI 14 KÜLTÜR Venedik Film Festivali’nde ‘Sivas’la Jüri Özel Ödülü’nü alan Kaan Müjdeci ‘Jüri samimiyete ödül verdi’ u Birçok Amerikan filminin salon boş kalırken gösterimde tutulduğunu vurgulayan Müjdeci, ‘Türk filmleri yeterince gösterim şansı bulmuyor’ dedi. nuştu. “Oradaki filmlerin çoğunu izledim. Filmim aldığı ödülü hak etmeyen bir film olsaydı çok üzülürdüm” diye konuşan Müjdeci, aslında ödül beklentisinde olmadığını da vurguladı. Filminin “kaybedenin olduğu yerde kazananın olmadığını” anlattığını söyleyen Müjdeci bu fikir üzerine inşa edilmiş filmle ödül kazanmanın da çelişkisini yaşadığını söyledi. Filmle ilgili Kültür Bakanlığı’nın desteğinin Cumhurbaşkanlığı seçimsinema dernekleri olsun tekelciliği kırmaları gerekiyor. Birçok Amerikan filmi, salon boş kalırken gösterimde tutuluyor ama yerli filmler yeterince gösterim şansı bulmuyor” dedi. Türk sinemasının kısıtlı olanaklarla iyi işler yaptığını söyleyen Müjdeci, büyük festivallerden her yıl ödüllerle dönülmesinin de bunu gösterdiğini belirtiyor. Filminin geniş şekilde gösterime girmesiyle ilgili gelişmelerin olduğunu belirten yönetmen “Sadece bütün salonlarda düzgün ses sistemiyle düzgün bir şekilde gösterilmesini istiyorum. Mütevazı bir insanım ama filmimi ezdirmek istemiyorum. Çünkü filmde o köpeğin de emeği var, o çocuğun da, taşeron işçisi Yasin’in de, Davulcu Muharrem’in İlk uzun metrajlı filmi “Sivas”’la Venedik Film Festivali’nde yarışan ve Jüri Özel Ödülü’nü alan Kaan Müjdeci filmiyle ilgili çok iyi tepkiler aldığını söyledi. Festival jürisinin adaletli olduğunu söyleyen Müjdeci “Jüri; popülerliğe, filmin politik olmasına göre değil, yönetmenin samimiyetine inanarak ödüllendirme yaptı” dedi. Müjdeci “İyi eleştirmenler çok iyi yorumlarda bulundu. Hiç ummadığım insanlardan, hem Hollywood hem Variety hem de İtalyan gazetelerinden iyi tepkiler aldım. Ödülü alınca üzerimdeki baskıdan kurtulduğum için rahatladım” diye konuştu. Müjdeci, “Ben Altın Aslan alsam, Roy Andersson ödül almasaydı kendi iyi hissetmezdim. Filmini izledim, tecrübesini hissettiriyordu” diye ko ‘Filmimi ezdirmem’ Destek gecikti leri, yeni kabine gibi nedenlerle gecikmesi ise yönetmen üzerinde maddi yönden baskı oluşturmuş. Verilen ödülün bir sonraki filmi için kaynak oluşturduğunu söyleyen yönetmen, “Filmin Türkiye’de vizyona girmesi için bakanlık olsun, de...” diye konuştu. Filmin başrol oyuncusu 11 yaşındaki Doğan İzci de festivali izleyen uluslararası sinema yazarlarının belirlediği “Premio Bisato D’oro”da (Altın Yılanbalığı Ödülü) en iyi erkek oyuncu ödülüne değer görülmüştü. Müjdeci, Doğan İzci ile ilgili “Doğan çok utangaç ve zeki bir çocuk. Kendi köyünü çok seven bir çocuk, oradaki dünyayı sevmedi. İtalya, Doğan’ın babası bekçi diye yalnızca 4 gün vize verdi. Doğan da kalmak istemedi” dedi. İzci’nin ve film ekibinin amatör oyuncular olduğunu, bu nedenle de vize konusunda çok sıkıntı yaşandığını söyleyen Müjdeci, Dışişleri ve Kültür bakanlıklarının oyuncuların Venedik’e gidebilmesi için çok çaba harcadığını belirtti. “Sivas” filminin Antalya Film Festivali’nde gösterileceğini hatırlatan genç yönetmen, filminin daha fazla kişi tarafından izlenmesinin kendisini mutlu edeceğini vurguladı. Pharrell Williams HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de “Edebiyata Destek”le ilgili soru önergesi verdi ASLI ULUŞAHİN Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 40 yazara 463 bin TL destek vermesiyle ilgili tartışmalar sürerken, HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de Bakan Ömer Çelik’in yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verdi. Yönetmelikte, desteklenen edebiyat yapıtının dilinin Türkçe olması koşuluna dikkat çeken Tüzel, “Farklı anadillere sahip yurttaşların, edebi eser üretimlerini destekleme projesi dışında tutmak, ayrımcılık ve çok kimlikli, çokkültürlü toplum yapısını inkâra dayanan uygulamalar asimilasyon değil midir?” diye sordu. Daha önce HDP’li Sebahat Tuncel, CHP’li Mahmut Tanal ile CHP’li Melda Onur da konuyu TBMM gündemine taşımış ve gizliliğin nedenini sormuşlardı. Buna karşın bakanlık, destek verdiği kişiler ile seçici kurulda yer alanların adlarını açıklamazken “edebiyata destek”ten yararlanmak is teyenler için 2015 yılı başvuruları başladı. İstekliler 15 Ekim’e kadar Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinden başvuruda bulunabilecek. Ancak edebiyatın da dahil edildiği TÜSAK yasa tasarısı, yeni yasama yılında TBMM’ye gelir ve yasalaşırsa, 2015 yılı başvurularının nasıl değerlendirileceği merak konusu. Bakanlıkça belirlenen seçici kuruldaki kişilerin adları halen sır gibi saklanıyor. Ne var ki kulislerde, ikisi bakanlık yetkilisi 7 kişiden oluşan seçici kurulda kimlerin olduğu açıklıkla konuşuluyor. Buna görde kurulda, Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül ve Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu’nun yanı sıra Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, yazar ve eleştirmen Doğan Hızlan, yazar, romancı ve edebiyat araştırmacısı İskender Pala ile Şule Yayınları’nın sahibi, şair A. Ali Ural bulunuyor. Kurulda kimler var? Kültür Servisi Oyuncular Sendikası’nın yeni yönetimi önceki gün yapılan seçimle belirlendi. Olağan genel kurulda yeni yönetim kurulu Meltem Cumbul, Tilbe Saran, Yiğit Özşener, Çağlar Deniz, Sercan Gidişoğlu, Candaş Baş, Iraz Yöntem, Özgür Çevik, Ceyda Düvenci’den oluştu. Oyuncu Memet Ali Alabora yönetimindeki 1. yönetimin kurulunun üç yıllık görev süresi de yeni yönetimle birlikte bitmiş oldu. Twitter’dan açıklamalarda bulunan Alabora, Oyuncular Sendikası’nın artık uluslararası düzeyde bilinen bir sendika olduğunu belirtti. Yeni yönetim kurulunun taze enerjisiyle, sendikanın çalışanlarıyla birlikte, Oyuncular Sendikası’nı daha da iyi bir yere taşıyacağını belirten Alabora, sendikanın yaptığı kampanyalarla sektörde radikal dönüşümleri başlattığını söyledi. “3. yönetim yılı olan 4 yıllık sürecin sonuna geldik. Bugün ilk gününden beri sorumluluğunu aldığımız Oyuncular Sendikası yönetimini devrediyoruz” diyen Alabora, sendikanın bu süreçte kültürsanat alanının önemli aktörlerinden biri haline geldiğini ifade etti. Öte yandan, 9 kişiden oluşan yeni yönetim kurulunun ilk toplantısında yeni başkanını seçeceği belirtildi. Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU ‘Farklı anadiller ne olacak?’ Oyuncular Sendikası’nda yeni yönetim Gençlerin festivali... Kültür Servisi Gnctrkcll tarafından yapılan GNCFEST önceki gün İTÜ Stadyumu’nda yapıldı. 20 bini aşkın izleyicinin katıldığı ve 12 saat süren festivalde Manga, Mabel Matiz ve Model ve Inna konser verdi. Inna’nın ardından sahneyi Rita Ora aldı. Gecenin yıldızı ise Grammy ödüllü müzisyen Pharrell Williams’tı. Festivalin kapıları saat 13.00’te açıldı. Romanyalı şarkıcı Inna sahneye 90’ların hit dans şarkılarından ‘Be My Lover’ ile çıktı. Festivalin kapanışını yapan Pharrell Williams, sahneden seyircilere “Bu kadar farklı dil, din ve ırktan insanı böyle uyum içinde yaşarken görmek harika… Hepiniz çok güzelsiniz” diye seslendi. u Genco Erkal’ın saldırıya uğrayan tiyatrosu yeniden açılıyor. Yeni bir saldırıya karşı oyunlar Emniyet’in gözetiminde oynanacak. Çantasından Monet çıktı u Geçen mayısta ölen Gurlitt’in hastanede bıraktığı çantasından çıkan Monet resminin de Nazilerce yağmalanan yapıtlardan olduğu sanılıyor. Cornelius Gurlitt’in Nazi yağması sanat koleksiyonuna el konulmuştu ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ Kültür Servisi Nazilerin yağmaladığı sanat yapıtları olduğu ileri sürülen tabloların 2012’de Münih’teki apartman dairesinde ele geçirildiği Cornelius Gurlitt’in tedavi gördüğü hastanede bulunan çantasından, bu kez de Claude Monet’nin bir manzara resmi çıktı. Geçen mayıs ayında 81 yaşında ölen Gurlitt’in çantasından çıkan resim, Gurlitt’in evinde bulunan yapıtları incelemekle görevlendirilen kurula teslim edildi. Kurul, Monet resminin, II. Dünya Savaşı sırasında çalınıp çalınmadığını ortaya çıkaracak. 2012’de Gurlitt’in evinde aralarında Picasso, Chagall ve Matisse’in tablolarının da olduğu 1280 kadar yapıt bulunmuş ancak olay 2013 Kasımı’nda açıklanmıştı. Gurlitt’in çantasından çıkan Monet’nin ise kâğıt üzerine açık mavi bir manzara resmi olduğu ve 1864’te yapılmış olabileceği belirtiliyor. Resmin, Monet’nin 1867 tarihli “SainteAdresse’te Manzara” adlı tablosuyla benzerlikler taşıdığı söyleniyor. Paha biçilmez koleksiyon, Gurlitt’e, Nazilerce el konulan sanat yapıtlarının ticaretini yapan babası, sanat taciri Hildebrand Gurlitt’ten kalmıştı. Matisse’in “Oturan Kadın”ının yer aldığı koleksiyonun değerinin yaklaşık 1 milyar Avro olduğu belirtiliyor. Gurlitt, vasiyetnamesinde yapıtların tümünü İsviçre’nin Bern kentindeki Sanat Müzesi’ne bıraktığını açıklamıştı. Müzenin, Gurlitt’in bağışını kabul edip etmeyeceğine birkaç aya kadar karar vermesi gerekiyor. Geçen haziran ayında, Matisse’in bir tablosunun, Naziler tarafından yağmalanan yapıtlardan olduğu saptanmıştı. Tablonun, 1941’de ünlü Yahudi sanat taciri Paul Rosenberg’e ait olduğu belirlenmişti. Yetkililer, tablonun, Rosenberg’in mirasçılarına geri verilmesi gerektiğini söylemişlerdi. ‘Portakal’ın yarışmacıları ‘Dostlar’ kaldığı yerden... açıklandı Kültür Servisi Bu yıl 51.’si düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin uluslararası uzun metraj kategorisinde yarışacak filmler belli oldu. Hint asıllı sinemacı Chaitanya Tamhane’nin 71. Venedik Film Festivali’nde “Geleceğin Aslanı” ödülüyle dönen filmi “Court/Mahkeme”, Sırp yönetmen Darko Lungulov’un “Monument to Michael Jackson/Michael Jackson Anıtı”, Macar yönetmen Kornel Mundruczo’nun “White God/ Beyaz Tanrı”, Soçi’de düzenlenen Kinovatr Film Festivali’nde büyük ödül, en iyi görüntü ve film eleştirmeleri ile Film Araştırmacıları Birliği ödüllerini alan Rus yönetmen Alexandr Kott imzalı “Test”, Fransız sinemacı Marienne Tardieu imzasını taşıyan “Insecure/Çekingen”, İsveçli yönetmen Ruben Östlund imzalı “Force Majeure/Turist”, Mortezai imzalı “Macondo”, Filistinli kadın yönetmen Suha Arraf’ın ilk uzun metraj filmi “Villa Touma”, Çinli sinemacı Xin Yukun’un ilk filmi “Binguan/Dağdaki Tabut” ve Polonyalı yönetmen Maciej Pieprzyca imzalı “Life Feels Good/ Her Şeye Rağmen” filmleri bu yıl Altın Portakal’da yarışacak filmler olarak belirlendi. Fazıl Say Kayseri’deydi... Kültür Servisi Genco Erkal’ın açık hava tiyatrosuna dönüştürdüğü, geçen Ramazan Bayramı’nda saldırıya uğrayıp seyirci platformu parçalanan Dostlar Tiyatrosu yeniden “sahne” diyor. Genco Erkal tiyatroda oyunların 18 Eylül’de tekrar başlayacağını söyledi. Tiyatroya yapılan saldırı sonucu eylül başında başlaması gereken oyunlar ertelenmişti. Saldırıyla ilgili adli süreç devam ederken başlayacak oyunlar, yeni bir saldırı ihtimaline karşı “Emniyet’in koruma ve gözetimi altında” sahnelenecek. Erkal, tiyatronun yeni haliyle ilgili olarak “Bir şey yapmadık, hiçbir şey düzeltmedik. Biraz, harabede oynamak gibi olacak. Gelen seyirciye oraya yapılan yıkımı da gösterebilmek için ellemiyoruz. Biraz daha az seyirci gelecek ama hazırlanmış değil emprovize bir tiyatro diyebiliriz” diyor. “Anlam olarak; direndiğimizi, buradaki tiyatroyu kaybet mek istemediğimizi gösteren bir eylem olarak düşünüyoruz” diyen Erkal, tekrar bir yükselti yapılmayacağını, seyircilerin oyunu sandalyelerde ve bar taburelerinde izleyeceğini söyledi. Genco Erkal, 18, 19, 20, 21 Eylül akşamlarında saat 20.30’da sahnelenecek oyundan sonra bir hafta daha aynı oyunun sahnelenmesinin düşünüldüğünü söylüyor. Sanatçı daha sonrasında ise İstanbul ve Karadeniz’de oyununu dekorlu olarak sahneleyecek. Nâzım Hikmet’in şiirlerinden Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar” oyununda Tülay Günal ve Genco Erkal oynuyor. Oyunda Yiğit Özatalay piyanosu, Deniz Doğangün viyolonseliyle Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Timur Selçuk, Edip Akbayram, Nadir Göktürk, Tarık Öcal ve Tolga Çebi’nin bestelediği Nâzım Hikmet şarkılarına eşlik edecekler. Kültür Servisi Piyanist Fazıl Say, daha önce köy olan Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesinin Karaözü Mahallesi’nde konser verdi. Ömer Hayyam’ın rubaisi seslendiren Say, “Ömer Hayyam benim yakınım olur” dedi. Ömer Hayyam’ın rubailerini Twitter’dan paylaştığı için 2013 yılında 10 ay hapis cezası alan Say, vokalist Serenad Bağcan ile birlikte belde meydanına kurulan platformda konser verdi. Bestelediği Nâzım Hikmet’in “Memleket” şiirini seslendirerek konserine başlayan Say, bestelediği Ömer Hayyam’ın “Akılla bir konuşmam oldu dün gece” rubaisini seslendirdi. Fikret Otyam Kültür Merkezi’nin davetiyle düzenlenen etkinlikte konser sonrası edebiyatçılar Orhan Kemal, Orhan Veli ve Oktay Rıfat’ın doğumlarının 100’üncü yılı nedeniyle Ahmet Say, Fikret Otyam ve Işık Öğütçü anılarını paylaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle