07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Eşiyle Torbalı’da oturan iki çocuk annesi öğretmen 340 kilometre uzağa Kınık’a atandı Aile bölen atama BİRÇOK İLDE ‘BİR DAMLA’ SU KALDI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Milli Eğitim’de bakanlığın hemen her uygulaması sorun yaratıyor. Yeni açıklanan 2014 yaz dönemi il içi ve iller arası özür durumuna bağlı yer değiştirme sonuçları da mağduriyet getirdi. İzmir’de ailesiyle bir arada yaşayabilmek için başvuran 8 yıllık ilkokul öğretmeni Yaprak Birgül, şimdi her gün 340 kilometre yol yapmak zorunda. Birgül, “2 çocuğu olan bir annenin öğretmenlik görevini sürdürmesi için her gün bu yolu gitmesi hangi mantığa sığar? Eşim Torbalı’da, ben Kınık’ta, ortada 2 çocuk ve bir yanda mesleğimiz... Hangisinden vazgeçmeliyim?” diye soruyor. Yaşadıklarını aktaran Birgül, “Geçen yıl İzmir’e tayin istedik. Eşim Torbalı’ya görevlendirilirken ben Kınık ilçesine gönderildim. Torbalı’da oturuyoruz ve biri 3 biri 1 yaşında iki çocuğumuz var. Geçen eğitim ve öğretim dönemini görevlendirmeyle Torbalı’da gerçekleştirdim. Yaz dönemi il içi Biri Çapulcu mu Dedi? Herhalde İstanbul’un göbeğindeki değerli bir arazi park yapılmayacaktı. Şehrin böğrünü yüksek bloklarla deşerek, kanını bile akıtacak yer bırakmadan öldürmeyi tercih edeli çok oluyor. Bir başarı ve kalkınma hikâyesi olarak görülen gökdelenler, alışveriş merkezleri, rezidanslar çarpık kalkınan her ülkede sergiledikleri acıklı manzarayı şehri boğarak ve insanları öldürerek gözümüze sokuyorlar. Gözümüzü çıkartma pahasına. Dünyanın gelir adaletsizliğinin had safhada olduğu, güçlü liderinin etrafına üşüşmüş işadamı esvaplı akbabaların yağmaladığı her memleketinde aynı şey görülür. Bir yağma düzenin tarumar ettiği yaşam alanları “gelişme” diye pazarlanır. Omurları teker teker kırılan şehirler “dünya şehri” oldu diye kandırılır. Dün meydana gelen kaza da doğrudur Torunlar GYO’nun sahibi Aziz Torun’un dediği gibi “sektörel vakalardır”. Memleketin solu haklı olarak mücadele ettiği TCK’nin 301. maddesi kadar Soma’da ölen 301 işçi için mücadele etmediği için de bu “sektörel vakalar” devam edecektir. Kurulan düzen bunu gerektirmekte, davalarının kutsallığını her şeyin üzerinde tutan bir şebeke her hırsızlığı ve cinayeti kendileri için meşrulaştırabilecek bir zihin hapishanesinden memleketi yönetmektedir. Film senaryosu yazsanız “bu kadar da olmaz” denerek gerçekçi olmadığı için yapımcıların reddedeceği bir filmde yaşıyoruz. Elbette Aziz Torun, taze cumhurreisinin liseden arkadaşı. O da yetmez aynı zamanda gençken beraber top koşturduğu biri. Bu da yetmez Aziz Torun eski bir çalışma müfettişi. Yani bugün şehrin kaburgalarını elleriyle kavrayıp yırtarak yumuşak etine sapladığı hançerin inşaatında işçilerin öldüğü şahıs, zamanında iş güvenliğini sağlayan bir müfettişmiş. O hançeri öylesine rahatlıkla saplamasının sebebi de orada aslında. Ne demiş Torun zamanında: “Ankara Gençlik Parkı’nda ‘Müfettişiz, her şeyi teftiş ederiz’ diye eğlenmiştik. İşin öyle olmadığını gördük tabii...” Vallahi iyi görmüş. Hem görmüş hem de gördüklerinden ders çıkartmış. Eğlencesine de devam etmiş. Fakat ders çıkartmadığı şeyler de var. Aynı inşaatta 5 ay önce bir işçi 15. kattan düşüp öldü. Müfettişler geldi rapor tuttu. Dediler ki “O işçiyi o riskli ortamda çalıştırırken ona hiçbir eğitim vermemişsin ve önceden hiçbir şeyi test etmemişsin”. Netice, altı bin küsur para cezası. Torun’un bir gördüğü var. Müfettiş istediği gibi teftiş etsin. Adam başı altı bin lira verip milyon liralık daireler yapmanın basit bir aritmetik hesabı var. İstanbul Tabip Odası, aylar önce kamuoyunu inşaatta işçilerin öleceğini söyleyerek Twitter’dan uyarmış. Aziz Torun da durur mu Tabip Odası’nı paylamış: “İşi tweet noktasına getirirsen herkes her şey için tweet atıyor.” Zira işçi ölümü bir “şey”. Hem Cumhurbaşkanı’nın eski top arkadaşı. Hem parasızlıktan meşin top bulamamışlar, anlatıp durur. Taze başbakan desen işçileri “helal rızk” için ölmüş “şehit” ilan etti. Kendi cılız entelektüel dünyasında meseleyi “kutsala” havale edip rahatladı. Soma’da devlet kasabaya indi. Danışmanı, başbakanı tekme tokat ahaliye girişti. Herhalde yağmacılar şebekesi bundan gerekli mesajı aldı. “Sen talan et tarumar et. Gerekirse ben bizzat tokadı basarım.” Biri çapulcu mu demişti? Şehirleri kutsal davaları için kanlı gagalarıyla lime lime didikleyen çapulcular ve onların fedaileri var. Bu akbaba fedaileri birinci sınıf bir ülke hayalini her gün öğütüp kustukları bir üçüncü sınıf ülkede satmaya devam edecek. Ölenlere şehit dediler. Arapça şehit ve şahit aynı kökten gelir. Ölenler şehit değil şahit. Kurduğunuz çapul rejiminin şahitleri. İki çocuğum ne olacak özür durumuna bağlı yer değiştirme talebim olumsuz yanıtlandı. Şu an öğretmenlik görevimi gerçekleştirmem için günde 340 kilometre yol yapmam gerekiyor” dedi. Birgül, “Bizler bu ülkenin geleceği için tertemiz çocuklar yetiştiriyoruz. Ailemizden, dostlarımızdan uzak kalıp bu kutsal görevi layıkıyla yerine getirmek için çabalıyoruz. Biz vatanımız milletimiz için çalışırken devlet bizi zor durumda bırakıyor. Çaresizim, iki çocuğum ne olacak?” diye konuştu. Kuraklık her ÇEKMEKÖY KARABÜK Komutan eşine yeri vurdu FARUK KIRTAY/ SELAHATTİN GÖKATALAY silahlı saldırı mahsur kaldı Yaptığı altgeçitte UŞAK/KARABÜK (DHA) Uşak’ta önceki gün 45 dakika süren sağanak yağmur cadde ve sokakları dereye döndürdü. Zor anlar yaşayan esnaf ve vatandaşlar cep telefonlarıyla çektikleri görüntüleri sosyal medyada paylaşarak mizahi bir dille tepkilerini dile getirdi. Bir esnafın, yağmurluğunu giyip bir tabureye oturup işyerinin önünde “Rastgele” diyerek olta attığı görüntüler tıklanma rekoru kırdı. Karabük’te de Belediye Başkanı MHP’li Rafet Vergili, kendi döneminde yapılan altgeçidin suyla dolması üzerine makam otomobilinde mahsur kaldı. YALOVA/ MALATYA Kuraklık Türkiye’yi vurdu. Marmara’da birçok kente uzun süre su sağlayan Yalova’nın birkaç günlük suyu kaldı. Malatya’da barajlar alarm verirken Sivas’ta Kızılırmak ve Türkiye’nin uluslararası öneme sahip 135 sulak alanından biri olan Hafik Gölü kurudu. Marmara bölgesinde 1990’lı yıllardan itibaren başta İstanbul olmak üzere çevre illere su sağlayan Yalova’nın suyu bitti. Kuraklığın yanı sıra yoğun göçle birlikte başlayan kaçak su kullanımı ve gerekli tedbirlerin alınmaması kentin su ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajı’nın kurumasına neden oldu. Yeşil Körfez Su Birliği Başkanı Ömer Nergis, Gökçe Barajı’ndan günde 50 bin metreküp su verildiğini, ancak 18 bin metreküp suyun faturalandırıldığını, Yalova’daki su tüketiminde kayıp kaçak oranının çok yüksek olduğunu söyledi. Yalova’da su sorununun önümüzdeki ay çözümleneceğini belirten Nergis,“Kurtköy Deresi ve Ortaburun Göleti’ni Gökçe Barajı’na bağlayacağız. Bu çalışmaların tamamlanması için 30 günlük süreye ihtiyacımız var” dedi. Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Doğan, Yalova’da su tüketiminin ortalamanın üzerinde olduğuna dikkat çekerek “İstanbul 186 litre/kişigün, İngiltere 150 litre/kişigün, Almanya 190 litre/kişigün, su kullanırken Yalova’da 2013’te günlük kişi başı su kullanımı 405 litredir” dedi. Yalova Belediye Başkan Yardımcısı Halit Güleç, 3 günde bir olmak üzere 12 saat su kesintisine gittiklerini, kesintilerin 15 Eylül’e kadar devam edeceğini söyledi. ‘Kayıp kaçak yüksek’ Kuraklık Malatya’yı da vurdu. Malatya’nın en büyük sulama barajı olan Çat Barajı’nda yüzde 78 oranında su kaldığı bildirilirken Polat Barajı’nda yüzde 14, Sürgü Barajı’nda yüzde 22, Sultansuyu Barajı’nda ise yüze 25 oranında su bulunduğu kaydedildi. Medik Barajı’nı besleyen Tohma Çayı’nın debisinin ise yarı yarıya azaldığı ifade edildi. Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, sonbaharda yağış olmazsa ciddi kriz yaşanabileceğini belirtti. Malatya alarm veriyor İstanbul Haber Servisi Çekmeköy Garnizon Komutanı Albay Hasan Kaymaz’ın eşi Sultan Kaymaz, uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Sahibi olduğu sürücü kursunun sınavlarını takip eden Sultan Kaymaz, daha önceden Kaymaz’ı tehdit ettiği iddia edilen bir saldırgan tarafından dün öğlen saat 14.00 sıralarında Kaymakamlık önünde aracına bindiği sırada silahla vuruldu. Çıkan kurşunlardan birisi Kaymaz’ın boynuna diğeri de omuzuna isabet etti. Hastaneye kaldırılan Kaymaz müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay yerinden yaya olarak kaçan saldırgan, silahını 500 metre ilerideki ağaçlık alana attı. Yine açık damper BURSA (Cumhuriyet) Nilüfer İlçesi Alaaddinbey Mahallesi’nde önceki gece damperi açık unutulan, Özcan Mutlu’nun (48) kullandığı kamyon, Alaaddinbey Caddesi’nden Özlüce tüneline girerken 4,80 metre yüksekliğindeki tünel girişine çarptı. Çarpma sırasında aracın ön camından fırlayıp yaralanan sürücü Mutlu hastaneye kaldırıldı. Yaşanan olay İstanbul Avcılar’da geçen hafta açık kalan damperin üst geçide çarpması sonucu 1 kişinin öldüğü 4 kişinin yaralandığı faciayı akıllara getirdi. Cezaevinde tecavüz skandalında görevlilere takipsizlik kararı Çığlığını duymadılar ADANA (DHA) Adana’nın Ceyhan ilçesindeki M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 15 yaşındaki F.O.’ya tecavüz ettiği iddiasıyla 17 yaşındaki M.A. hakkında “nitelikli cinsel istismar” suçundan 13 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Ancak F.O’nun “M.A.’nın bana kaba kuvvet kullanarak huzursuz ettiğini söyledim. Onlar da bana inanmayıp, yalan söylediğimi zannettiler” ifadesine karşın cezaevinde görev yapan 12 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla tutuklanan F.O., 17 Şubat 2014’te infaz koruma memurlarına bağırarak, aynı koğuşta kaldığı M.A.’nın tecavüzüne uğradığını söyledi. Daha önce de defalarca M.A.’nın kendisine tecavüz ettiğini belirten F.O., başka bir koğuşa alınıp cezaevi yönetimine yaşadıklarını anlattı. F.O. ifadesinde M.A.’nın kendisine şiddet uyguladığını, bu durumu cezaevi başmemurlarına anlattığını belirtti. F.O.’nun ifadesi üzerine 1 17 Şubat tarihleri arasındaki güvenlik kamerası kayıtları incelendi. Hazırlanan raporda M.A.’nın dışında koğuşta kalan diğer tutuklu ve hükümlülerin de F.O.’ya şiddet uyguladığı, yaşadıkları nedeniyle F.O.’nun ağlayıp her defasında kameralara bir şeyler anlatmaya çalıştığı belirtildi. Olayın savcılığa bildirilmesinin ardından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında F.O., Adana Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Burada yapılan muayenede tecavüz bulgusuna rastlanmadığı bildirildi. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi’nde yapılan muayenede ise F.O.’nun ruh sağlığının bozulduğu belirtildi. Savcılık ayrıca, F.O.’nun iç çamaşırı ile koğuştaki yatağının çarşafı, nevresimi ve yastık kılıfını incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’ne gönderdi. Burada yapılan incelemelerde iç çamaşırı, çarşaf ve nevresimde M.A.’nın DNA’sı bulundu. Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede M.A.’nın nitelikli cinsel istismar suçundan 13 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılması istendi. Ancak görevliler hakkında takipsizlik kararı verildi. EŞİNİ ÖLDÜRDÜ POLİSİ ARADI ADANA (Cumhuriyet) Yüreğir’de bir şirkette forklift operatörü olarak çalışan Hasan Yelmez, Suriyeli sığınmacıların barındığı kampta güvenlik görevlisi olarak çalışan 14 yıllık eşi ve ikiz kızlarının annesi Halime Yelmez ile kendisini aldattığını iddia ederek tartıştı. Çıkan kavgada Hasan Yelmez, eşini boğazını sıkarak öldürdü. Hasan Yelmez daha sonra polisi arayarak, “Eşimi boğarak öldürdüm, evdeyim gelin beni alın” dedi. ‘15 Eylül’e kadar kesinti’ Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın Sivas girişindeki Dikmencik mevkiinde 28 Ağustos’ta ırmağın ortalama debisi saniyede 3.70 metreküp olarak belirlendi. 40 yıldır hayvancılıkla uğraşan Muzaffer Yılmaz, bir zamanlar geçilemeyen Kızılırmak’ta artık hayvanlarını otlattığını ifade etti. Türkiye’nin uluslararası öneme sahip Hafik Gölü’nde de kuraklığın etkisiyle suyun kıyıdan yaklaşık 30 metre çekildiği belirtildi. Kızılırmak ve Hafik kurudu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle