Katalog

5 EYLÜL 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Bozdağ’ın yargıya zam ve sicil affı açıklaması hâkim ve savcılar arasında rahatsızlık yarattı ‘Bağımsızlık satın alınamaz’ ALİCAN ULUDAĞ Kökü Geçmiştedir “Tarihe nasıl bakmalı?” sorusu önemli bir sorudur. Yaşadığımız günleri anlamakta zorluk çekiyorsak, bu, içinde bulunduğumuz duruma tarih bilgisiyle bakamadığmız içindir. “Ne oldu da bugünlere geldik?” şaşkınlığının nedeni budur. Besbelli ki bugünlerin tohumları geçmiştedir ve biz, gelişeni, büyüyeni yine tarihin bilgisine başvurarak anlamak yerine, o günlerin dağdağasına kapılmış, yanlış bir bilgi ve bilinçle sürekli gerilemeye, boyun eğmeye kendimizi mahkum etmişizdir. Şimdi bir kere daha aynı hatayı yinelemekten kaçınmak gerekmez mi? Yaşadığımız günlerin can yakan gerçeklerini anlamak için geriye doğru bir yürüyüşe çıkmak, gerilerden bugünlere doğru hem de bu günün gelişmiş teorisi ve pratiği ile bakmayı denemek iyi olacaktır. HHH Günün gerçekleri, genellikle analitik bir değerlendirmenin önünü kesen, bizi doğru bilgiden uzaklaştıran tuzaklarla doludur. En küçük bir olay bile pek çok farklı anlatımla, değişik hikâyelerle önümüze geliyorsa burada kabahati yalnızca kötü kullanılmış, kötüye kullanılmış iletişim teknolojilerinde aramak doğru olmayacaktır. Büyük olasılıkla hata bizim bakışımızdadır ve hikâyeyi geçmişten bu güne doğru bir soyutlamayla okuyamadığımızdan kaynaklanmaktadır. IŞİD teröristlerinin vahşice öldürdüğü gazeteci için “o da pek masum değilmiş galiba” denilebildiğine göre, IŞİD’le ilgili nesnel araştırma kılığında güzellemeler Türkçeye neredeyse hiçbir süzgeçten geçirilmeden, yazanların niyetleriyle birlikte aktarılabildiğine göre durum pek parlak değil demektir. HHH Bu yalnızca okumakta zorlandığımız dış (dış mı kaldı ki artık) olaylarla da sınırlı değildir. Okumakta zorlandığımız ve galiba kolaya kaçarak, ajitatif hem de öncelikle kendimizi rahatlatmaya yarayan analizlerle yetinerek, görmemeyi seçtiğimiz gelişmeler için de aynı kaygıyı duymak gerekecektir. Bugünlerin tohumları, filizleri dün atılmadı, daha öncelere ve kuşkusuz bin türlü yanlışın hatanın, yanlış önlemlerin ve ama en önemlisi aydınlanmanın, çabuk terk edilmiş Kurtuluş ve Kuruluş felsefesine güvensizliğin büyük payı var karşımıza çıkan güçlü gerçekte. Kof güvenin, özgürlüğün tanımını yalnızca kendi küçük dünyasına göre yapanların, komünistlerle olumlu bir diyalog kurmak yerine onları içeri tıkmayı marifet sayanların, bir halka dilini konuşmayı, halkın varlığını kabaca reddederek yasaklayanların, her şeyi isyanlarla açıklama kolaycılığına kaçanların, laikliği korumak yerine anlamamayı, basitleştirmeyi, “işte din ile devlet birbirinden ayrı olacaktır ve hepsi budur” diyenlerin önümüze koyduğu acı yemektir sofradaki. HHH Bugünlerin açı gerçeklerinin uzak yakın tarihteki izlerini bulmak zorundayız. Hesaplaşma hem kaçınılmazdır hem de zorunlu ve gereklidir. Önü açık, laik, demokratik bir Türkiye isteyenler, sosyalistler bu hesaplaşmadan kaçınamazlar. Ve bunun öncelikli koşulu her geçen gün zorbalığını biraz daha artıracağının işaretlerini veren, artık hiçbir eleştiriye aldırmayacağını, otoriterliği üst düzeylerde sistemleştireceğini açıkça söyleyen iktidara karşı bir araya gelebilmektir. Sosyalistler “hep denedik, olmadı, bir şey çıkmıyor bu arayışlardan” demekten vazgeçmelidirler. Şimdi koşullar o eski zamanlardan farklıdır ve yenilginin bir heyula gibi üstümüze çöktüğü o yılların yılgınlığının hepimizi etkilediği günlerde değiliz. Emperyalist kapitalist dünya çaresizdir, bunalımlarla, sıkıntılarla çılgınlaşıyor; bizim ülkemizde zorbalık devletleşirken kendi kuyusunu kazıyorsa biz de, “aferin sana köstebek iyi çalıştın” övgüsünü hak etmeliyiz. Bugünden geriye doğru bakmalı, gerçeğin nasıl değiştirilebileceğinin anahtarı oradadır. ANKARA Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yargıya maaş zammı ve sicil affı getirecek düzenlemeyi HSYK seçimleri öncesi Meclis’e sunacaklarını açıklaması hâkim ve savcılar arasında rahatsızlık yarattı. YARSAV Başkanı Murat Arslan, yıllardır maaş konusunu gündeme getirdiklerini, ancak hiçbir adım atılmadığını belirterek, HSYK seçimleri öncesi bunun gündeme getirilmesini “manidar” diye nitelendirdi. Hâkim ve savcıların “seçim rüşvetine” kanmayacaklarını vurgulayan Arslan, “Yargının bağımsızlık özelliği hiçbir seçim rüşvetine feda edilemez” dedi. HSYK adayı, Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Demirel de “Hâkim ve savcılar parayla satın alı u YARSAV Başkanı Murat Arslan, yıllardır maaş konusunu gündeme getirdiklerini ancak hiçbir adım atılmadığını belirterek, HSYK seçimleri öncesi bunun gündeme getirilmesini “manidar” diye nitelendirdi. u Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Demirel, “Herkes zam ister. Ancak bunun şimdi yapılması seçim rüşveti olarak algılanıyor. Hâkim ve savcılar parayla satın alınmaya çalışılmasın” dedi. namaz” dedi. Yıllarca zam bekleyen yargı dünyasına yönelik bu adım, 12 Ekim’deki HSYK seçimleri öncesi gelince hâkim ve savcılar arasında soru işaretleri yarattı. Seçime, Yargıçlar Sendikası ile çıkardığı ortak liste ile giren YARSAV’ın Başkanı Murat Arslan, öncelikle yargı mensuplarının maaşlarının iyileştirilmesinin gerekli olduğunu söyledi. Hâkim ve savcıların büyük bir özveriyle çalıştığını, ancak mevcut maaşların onların onur ve şereflerine yakışmadığını dile getiren Arslan, “Birkaç yıldır biz de zam yapılması gerektiğini ifade ettik. İki yıl önce maaş zammı ve özlük işleriyle ilgili çalışma yaptık. HSYK, Adalet Bakanlığı ve Meclis’te grubu bulunan partilere gönderdik. Ancak şu ana kadar hiçbir gelişme görülmedi” dedi. Buna karşın tam HSYK seçimi öncesi hükümetin zam konusunu gündeme getirdiğine işaret eden YARSAV Başkanı Arslan, bunun zamanlamasının “manidar” olduğunu kaydetti. Son dakika maaş zammını “seçim rüşveti” olarak nitelendiren Arslan şöyle konuştu: “Yargının bağımsızlığı özellikle hiçbir seçim rüşvetine feda edilemez. Dolayısıyla meslektaşlarımız her türlü seçim rüşvetine, kamu gücü kullanılmasına karşı onurlu duruş sergileyeceklerdir. Böyle seçim rüşveti niteliğindeki adımlar seçim sonucuna etki etmeyecektir. Yargının asıl sorunu yargı bağımsızlığıdır. Bu hiçbir maddi değerle ölçülemez. Dolayısıyla meslektaşlarımız da siyasi iktidarın maddi gücünün yarattığı çekim alanına girmeyeceklerdir. Ancak her şeye rağmen maaş zammı yapılmalıdır. Mesleğin onur ve şerefine uygun bir iyileştirme yapılmalı. Ancak ‘Bu seçim rüşveti’ hâkim ve savcılar bunu seçim rüşveti olarak kabul edip ona göre oy kullanmaz.” YARSAVYargıçlar Sendikası listesinden HSYK adayı olan Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Demirel de, 2005’ten bu yana ciddi bir zam yapılmadığını dile getiren Demirel, hâkim ve savcıların maaşının Başbakanlık Müsteşarı’na endeksli olduğunu anımsattı. Demirel, “2010 HSYK seçimleri öncesi de maaş zammı yapılacağı söylendi ancak bu gerçekleşmedi. Herkes zam ister. Ancak bunun şimdi yapılması seçim rüşveti olarak algılanıyor. Bu meslektaşlarımızın bakışıdır. Meslektaşlarımız zam yapılsın, ama bunu bize bir seçim rüşveti olarak gösterilmesin diyor. Hâkim ve savcılar parayla satın alınmaya çalışılmasın” değerlendirmesinde bulundu. Mahkeme ‘Balyoz IŞİD’in katliamından Türkiye’ye kaçanların sayısı 27 bini aştı davasını’ örnek gösterdi 5 polis tutuklandı İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli “Gülen Cemaatine” yakın polisleri hedef aldığı ileri sürülen operasyon kapsamında gözaltına alınan İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı tutuklandı. Saygılı ve beraberindeki 4 polisi, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” gerekçesiyle tutuklanmasına karar veren mahkeme gerekçesinde, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Balyoz davası hakkında 9 Ekim 2013’te verdiği karara yerdi. Operasyon kapsamında dün mahkemeye sevk edilen 12 kişiden aralarında eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı’nın da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı, 7 kişi serbest bırakıldı. Emniyetteki ifadelerinin ardından dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen 16 kişiden 8 kişi ise tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Saygılı’nın da aralarında bulunan ilk grup polisin sorgusunu yapan İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği şüphelilerin tutuklanmasına gerekçe olarak “Balyoz davasına” ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararını gösterdi. Hakim Bekir Altun kararda TCK’nin 312. maddesinin unsurları olan cebir, şiddet ve elverişlilik unsurunun değerlendirilmesinin gerektiğini belirterek, cebir ve şiddetin her durumda ve her aşamada maddi cebir veya fiziki kuvvet kullanma olarak anlaşılmaması gerektiğine dikkat çekti. Hâkim Altun, şüphelilerin emniyet müdürlüğü hiyerarşik organizasyonu içerisinde hareket etmeyerek yasal olmayan oluşum çerçevesinde faaliyet yürüttüklerini kaydederek, “Meşru emir komuta zinciri dışına çıkabilen gizliliğe, güvenliğe, denetime önem veren ayrı bir hiyerarşik yapı oluşturdukları anlaşılmıştır” dedi. Kararda, Mali Suçlarla şube müdürlüğü bilgisayarlarında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporlarda Recep Tayyip Erdoğan hakkında örgüt lideri ve “dönemin başbakanı” şeklinde ibareler kullanıldığına ilişkin fezleke yazıldığı, fezlekede eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın 4. grubun lideri olarak gösterildiği anımsatıldı. Kararda, Erdoğan’ın suç işlemek amacıyla örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma suçu gerekçe gösterilerek 14 Ekim 2012 günü Üsküdar’daki evinde Yasin el Kadı’yla buluştuğuna dair harita görüntüsünün dosya içerisinde Yakub olduğu Saygılı belirtiltutuklandı. di. Ezidiler için seferberlik MAHMUT ORAL DİYARBAKIR IŞİD’in katliamından kaçan Ezidilerin sayısı 27 bini aşarken Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, seferberlik çağrısında bulundu. Devletin Ezidileri görmezden geldiğini, “Aman gelmesinler” tavrı içerisinde olduğunu belirten Kışanak, yaklaşan kış öncesi herkesten destek istedi. DİYARBAKIR: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, IŞİD katliamından kaçan on binlerce insanın bölgeye dağıldığını belirterek, 34 gün içerisinde gelenlerin sayısının bini geçtiğini söyledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin Ezidilerin bölgedeki kamplara taşınması için otobüslerini tahsis ettiğini ve Ezidilerin bölgedeki barınma merkezlerine götürüldüğünü anlatan Kışanak, Yenişehir Belediyesi’ne ait Fidanlık Piknik alanında 3 bin insanın barınması için bir merkez oluşturduklarını tuvalet, banyo, içme suyu, üç öğün yemek gibi ihtiyaçları karşıladıklarının altını söyledi. Kentteki di Kışanak’tan çağrı Yasal olmayan oluşum ğer sığınmacılarla birlikte Diyarbakır’da 4 bin Sincarlı (Şengalli) aileyi misafir ettiklerini belirten Kışanak, 1800 kişinin muayene edildiğini, 300 çocuğa koruyucu aşı yapıldığını anlattı. Kışa hazırlık yapılması gerektiğini vurgulayan Kışanak, “3 bin kişi demek bir kasaba demektir, yeni bir şehir inşa ediyoruz. Berberden terziye her gereksinimi karşılamaya çalışıyoruz. Şu an ağırlıklı olarak belediyemizin imkânlarıyla ihtiyaçlar karşılanıyor. Bu bir insanlık görevidir. Bütün halkımızın buna katılması lazım. Ben Diyarbakır Valisi’yle bizzat görüştüm. Diyarbakır Valisi, emniyet müdürü, jandarma Komutanı ilgili bürokratların bulunduğu bir görüşmeydi bu. ‘Aman Diyarbakır’a gelmesin’ dediler” diye konuştu. ŞANLIURFA: DBP’li Viranşehir İlçe Belediyesi de 300 dönümlük alanda 50 büyük çadır kurarak Ezidi sığınmacılar için çadırkent oluşturuyor. Belediye Başkanı Emrullah Cin, Ezidilerin bir kısmının ilçedeki akrabalarına sığındığını ancak gelen Ezidi sığınmacı sayısının her geçen gün arttığını söyledi. MARDİN: Mardin’e ulaşan Ezidilerin sayısı 6 bine ulaştı. Mardin Büyükşehir Belediyesi, otogara yerleşen Ezidilerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. ŞIRNAK: Irak sınırındaki Roboski bölgesinden sınırı geçerek Türkiye’ye sığınan Ezidilerden 508’i İdil ilçesindeki eski öğretmenevi ve itfaiye binasına yerleştirildi. İdil Belediyesi, Ezidilere her gün 3 öğün olmak üzere yemek dağıtıyor. Ezidi çocuklara EğitimSen üyeleri ve bir grup öğretmen; oyuncak, şeker ve gıda malzemesi dağıttı. EğitimSen üyeleri binanın bahçesine çocuklar için bir de oyun parkı kurdu. Katliamın korkusunu yüreğinde taşıyan çocuklar her şeyi unutup oyun parkında eğlendi. Saray talanı son sürat FIRAT KOZOK BAŞBAKANLIK’IN KARŞISINDAKİ DEVLET MEZARLIĞI’NIN KAPISI 3 METRELİK DEMİRLERLE KAPATILDI ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın taşınacağını açıkladığı Atatürk Orman Çiftliği’ndeki (AOÇ) yeni bina inşaatından Devlet Mezarlığı da payına düşeni aldı. Mezarlığın girişi Erdoğan’ın talebi üzerine “güvenlik” gerekçesiyle kapatıldı, açılan yeni yol için yeni bir doğa katliamı yapılıyor. Etrafındaki ana yollar 8 şerite çıkartılan binanın önümüzdeki ay tamamlanması planlanıyor. Yerleşkede Erdoğan’ın yerleşeceği rezidansla ilgili çalışmalar ise bir süre daha sarkacak. AOÇ’de yapımı süren devasa yerleşke için Devlet Mezarlığı içerisinden yeni bir protokol yolu geçirilecek. Konut için AOÇ’nin tarihi çekirdek alanı çevresinde 40 metre genişliğinde yol inşaatları da aynı anda sürdürülüyor. Bu çerçevede yeni bina ile Devlet Mezarlığı arasındaki Alparslan Türkeş Caddesi 8 şeritli hale getirildi. Yoldaki kasisler “hızı düşürdüğü” gerekçesiyle yola 6 metreye varan dolgular yapıldı. Yeni yol, devlet mezarlı ğına Gazi Mahallesi Silahtar Caddesi’nden giriş yapılacak şekilde planlandı. Bu noktadan giriş yapan protokol yolu, mezarlıkların yanından geçerek tören kapısına kadar uzanacak. Bu doğrultuda tören kapısı da kapatılarak iptal edilecek. Devlet Mezarlığı, cumhurbaşkanları ile Atatürk’ün en yakın silah arkadaşları olan Kurtuluş Savaşı komutanlarının defnedilmesi için, 536 bin metrekarelik bir alanda kuruldu ve 30 Ağustos 1988 tarihinde devlet töreniyle ziyarete açıldı. 2006’da yapılan yasal değişiklikle TBMM başkanları ve başbakanların da bu mezarlığa defnedilmesi kararlaştırıldı. Devlet Mezarlığı’nda eski Başbakan Bülent Ecevit ile Atatürk’ün silah arkadaşı Fevzi Çakmak’ın yanı sıra Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay, Kazım Özalp, Kâzım Karabekir, Refet Bele gibi Kurtuluş Savaşı’nda görev almış komutanlar yatıyor. Eski cumhurbaşkanları Cemal Gürsel ile Fahri Korutürk’ün mezarları da burada bulunuyor. Öte yandan devasa yerleşkenin etrafındaki iki ana cadde olan Beştepe ve Söğütözü caddeleri ile uzantılarında aylardır süren yol genişletme çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi. Yerleşkeden Konya yoluna direkt geçişin sağlanabilmesi için Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi’nden (AŞTİ) de yol geçirildi. GAZİANTEP (DHA) Gaziantep Valisi Erdal Ata, uluslararası medya organlarında Gaziantep’te IŞİD kampı bulunduğu iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. Ata, güvenlik güçlerinin terör örgütü IŞİD’e katılımların önlenmesine yönelik yoğun çaba sarf ettiğini ve şu ana kadar 19 örgüt militanının tutuklandığını açıkladı. Ata, fotoğrafları kendisinin de incelediğini belirterek “Herhangi bir köyde çekilmiş 34 köy evi gözüküyor. Yine tel örgüden geçen 3 kişi var. Bu fotoğrafları her yerde çekebilirsiniz. İlimizde böyle bir kamp yok ve olması da, müsaade edilmesi de mümkün değil” dedi. 19 IŞİD’li tutuklandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Suriye’nin Afrin bölgesinde yaşanan yiyecek sıkıntısı nedeniyle iddiaya göre ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için 2 Eylül gecesi Kilis bölgesinden Türkiye’ye geçmeye çalışan 14 yaşındaki Muhammet Ali adlı çocuğu fark eden askerler “dur” ihtarında bulunduktan sonra ateş açtı. Vücuduna üç kurşun isabet ederek ağır yaralanan Ali, Afrin Hastanesi’ne kaldırıldı. Suriye’nin ANHA Haber Ajansı’nın haberine göre küçük çocuğun durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Sınırda 1 çocuk vuruldu Yollar genişletildi İstanbul Haber Servisi İnşaat işleri yapan Üçsel Group isimli şirketin sahibi ve CHP Büyükçekmece Belediye Meclis üyesi Ersel Yazıcı, önceki gün saat 09.00 sıralarında Büyükçekmece’deki evinden çıktıktan sonra aracının önünü Tepecik Yolu’nda kesen silahlı kişiler tarafından kaçırıldı. Görgü tanıklarının ihbarı üzerine olay yerine giden polisler Yazıcı’nın otomobilini buldu. Önceki akşam geç saatlerde serbest bırakılan Yazıcı polise verdiği ifadede gözlerinin bağladığını ve şiddet uyguladığını belirterek “Kaçıran gruptan biri‘Yanlış kişiyi kaçırmışsınız’ dedi. Araca bindirip boş bir arazide bıraktılar” dedi. ‘Yanlışlıkla kaçırmışlar’