27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EYLÜL 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 çağdaşlığı. Bunların tümü özellikle son 12 yıl içinde talan edildi... Siyasette tutarlı, çağdaş olmanın koşullarından habersiz, din sarmalı kıskacında yaşamla buluşturma amaçlarına ulaştılar. Karşılarında çağdaş, bilimsel, bütünsel bir bilgiyle elde edilmiş bir dünya görüşünü özümsemiş sol bir siyasi hareket olmadığından bunu başardılar, seçmenin vazgeçilmezi oldular. Çağın bilgisiyle tutarlaşmış, çağdaş solu içine sindirmiş CHP, bu acı gerçeği bugüne dek görmedi; sosyalistlerle, komünistlerle, kendisine “benim düşüncem sol” diyen dindar kesimle, liberallerle bir bağ kuramadı... HHH Bir eylül sabahında Türkiye’nin son 50 yılını düşündüm... Nereden nereye gelmiştik; yaşanan o ölümleri, acıları, akan kanı unutmuştuk... Çağının bilgisiyle tutarlı insanımız neler düşünüyordu ülkemizin “gidişatı” hakkında; neleri düşünüyor, neleri konuşup, yazıp çiziyordu... Aydınımız, siyasetçimiz, sanatçımız, edebiyatçımız ve gazetecimizin çağdaş bilgi düzeyinde tutumları ve davranışları tutarlı mıydı? Kurulu düzenden çıkar sağlayanların sayısı son 12 yıl içinde o kadar çok artmıştı ki hiçbir dönem ben bunu görmedim! Bir insan avukat olabilir, bilim insanı olabilir, ekonomist olabilir, gazeteci, siyasetçi, bakan olabilir ama aydın olamaz. Galiba tüm sıkıntı buydu! Hele hele 2014 yılında 1930’u tartışmak, gündeme getirmek, acılarımızı yinelemek! Bunları yaparken o kişilerin, Türkiye’de gözler önüne serilen yağmayı, talanı, ırkçılığı, mezhep ayrımcılığını görmemek... Ben hem Aydınlanma, hem Rus, hem Fransız devrimlerinden etkilenen bir insanım... Çağımız dünyası da etkiler beni... HHH Sağcılık sermayeden yanadır, solculuk emekten yana... CHP’nin de sıkıntısı budur... Üye, örgüt yapısı, program... Bugün başlayacak CHP kurultayına gitmek istemedi canım... Gidip neyi yazacaksın? Solculuğu çıkarsal bir tutum olarak gören, egemen çıkarlarını savunanları mı? Çağın, gerçeklerin çok uzağında bir CHP, sol çizgiye gelemediği sürece, “topal ördek” gibi olmaya tutsak çünkü! Herkes PM’ye girme, 2015 seçimlerinde milletvekili adayı olma peşinde... Ülke sorunları acaba kaç kişinin aklına geliyor dersiniz?.. Hükümet programına ‘sıfır’lı protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, hükümet programı üzerindeki görüşmeler sırasında CHP’li Mahmut Tanal, hükümeti emniyet operasyonunda polislerin giydiği “sıfır” tişörtüyle, CHP’li Hurşit Güneş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı sultana benzeten dergi kapağı ve Gezi ve Mısır’daki olaylarda yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz ve Esma’nın fotoğraflarını göstererek protesto etti. Erdoğan gibi muhalefet sözcülerinin eleştiri ve öne l CHP’li Tanal, Emniyet operasyonunda polislerin giydiği tişörtle Meclis’e geldi ti sözcülerinin eleştirilerini dinlememesini eleştirdi. Emniyetteki “paralel” operasyonu kapsamında gözaltına alınan bazı polislerin giydiği “sıfır! yazılı siyah tişörtle TBMM’ye gelen CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, bu tişörtün üzerine kravat takarak genel kurula girdi. İstanbul’da polislerle ilgili operasyonu yakından izleyen ve twitter’da “25 aralık operasyonunu yaparak yolsuzluklari ortaya çıkartan polislerin odüllendirilmesi lazım” benzeri mesajlar atan Tanal, hükümet programı üzerindeki görüşmelerde siyah tişörtle mesaj verdi. MHP’li Özcan Yeniçeri de aynı tişörtü genel kurulda masasının üzerine koydu. CHP Sağcı mı, Solcu mu?.. Tarihe saygı insanlığa saygı anlamına gelir. Kendi tarihini, kültürünü, sanatını yok sayan ülkeler gelişmiş demokratik ülkeler arasında yoktur. Yaşadığımız coğrafya binlerce yıllık tarihin, kültürün, sanatın derin izlerini taşıyor... Çok sayıda uygarlık, yaşadığımız coğrafyanın hem doğusunda hem batısında, tüm coğrafyamızda yaşandı. Ne yazık ki biz edebiyatın ve sanatın her dalını seven bir toplum olamadık bir türlü... Ruhumuzun derinliklerinde savaşlar ve karanlık odalar... Adalet sarayı sanırım en çok bizim ülkemizde yapılıyor... O zaman soralım, Türkiye’de yargı nasıl işliyor? Tıngır mıngır! Bir kez yargıya güven kalmamış, yargı bağımsızlığı falan yok. Hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik, dürüstlük diye bir şey ortada yok. Yargı siyasallaştırılıyor giderek! Bir toplumda hukuk “guguk” olursa demokrasiden, özgürlüklerden söz edemezsiniz; “yargı bağımsızdır” diyemezsiniz... HHH Bu denli çok adalet sarayı yapılan bir ülkede, insan hakları, temel hak ve özgürlükler çiğneniyor, demektir... Saray alışkanlığımıza “Cumhurbaşkanı sarayı” ekleniyor şimdilerde. ABD’de “White House”un Türkçesi “Beyaz Ev” olmasına karşın kimileri bunu “Beyaz Saray” olarak yazar. Belki dil alışkanlığımızdan belki de sarayları çok sevdiğimizden... Yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde oturmayacakmış. Atatürk Orman Çiftliği’nden “apartılan” yerde yapılan yeni Başbakanlık binası... Şimdi Cumhurbaşkanlığı konutu mu, sarayı mı olacak belli değil! Bina kaça yapılmıştı? Bildiğim kadarıyla 700 milyon liraya... Çiçeği burnundaki Cumhurbaşkanı nerede kalırsa kalsın ama Atatürk Orman Çiftliği’nin çok önemli değeri vardır bizim için. Kurtuluş savaşı süreci! Devrimlerin simgesi olan kuruluş süreci ve 1923 Aydınlanma Devrimi... Ankara’da bozkırın ortasında kurulan o çiftlik! Bir ülkenin tarihi, kültürü vardır; o tarihin içinde olan rilerini dinlemeyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM’ye yalnızca AKP’lilerin konuşmalarını dinlemek için geldi. TBMM Genel Kurulu’nda hükümet programı üzerinde görüşmeleri liderlerden sadece MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli izledi. AKP grubunun konuşması sırasında TBMM’ye gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerinin eleştiri ve görüşlerini dinlemek yerine yalnızca kendi grubunun konuşmasını izledi. Davutoğlu, bir süre kaldıktan sonra AKP’lilerin konuşmasının bitmesiyle de Meclis’ten ayrıldı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Davutoğlu’nun muhalefet par HDP’li ERTUĞRUL Kürkçü ‘Sultanın cülus töreni gibi’ Hükümet programı üzerinde konuşan HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan programdaki “Yeni Türkiye” söyleminin hedef saptırması olduğunu söyledi. Buldan, “Mevcut anti demokratik sistemi allayıp pullamak ne demokrasi açığını kapatacak ne de Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacaktır” derken, “Sayın Öcalan’la bir buçuk yıldır sürdürülen diyalog sürecinin bundan sonraki aşamada Türkiye’nin büyük barışına uygun olarak taraflar arası bir müzakereye dönüşmesi gerekir” mesajı verdi. HDP İstanbul Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de “atanmış hükümetin programının usulen, bir prosedürü tamamlamak için getirildiğini” söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra “iktidara tapınma ayinleri” başladığını vurgulayan Kürkçü, “Sanki sultanın cülus törenindeyiz. O da bir kulunu sadrazamlığa yükseltiyor. Anayasa, babayasa önemsenmiyor. Oysa Erdoğan, Çankaya’ya güçlenerek çıkmadı. Yara bere içinde, verilememiş hesaplarla çıktı. Çankaya’ya çıkmadı, AOÇ’ye kaçtı. Ortada bu kükreyişi hakedecek bir yükseliş yok” görüşünü dile getirdi. Kürkçü, Davutoğlu’nun söylemini de eleştirirken “Tarih hocası olsaydım sıfır verirdim” dedi ve programa “hayır” diyeceklerini bildirdi. Ali İsmail ve Esma’lı mesaj CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, Gezi olayları konusunda AKP hükümetlerinin tavrını eleştirmek için ilginç bir yöntem kullandı. Önce Mısır’da darbecilerin saldırısında öldürülen 17 yaşındaki Esma El Biltaci’nin posterini gösteren Güneş, “Buna yüreği yanmayan var mı? Bu gencecik evladın öldürülmesi hepimizi üzdü” dedi. Hemen arkasından da Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın posterini açan Güneş, “2 Haziran 2013’te Eskişehir’de 19 yaşında bir fidanı polisler öldüresiye dövdü, 38 gün sonra yaşamını yitirdi. Bu ülkede Ali İsmail Korkmaz için yüreği yanmayan var mı?” sorusuna karşı CHP’li bazı milletvekilleri AKP’lileri kastederek “var” deyince Güneş, “Eğer varsa Sırat Köprüsü’nde hesabını verirsiniz” yanıtını verdi. Güneş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “anayasadaki yetkilerini kullanacağı” yönündeki açıklamalarını da eleştirdi. Türkiye’de parlamenter sistem varken, başkanlık sisteminin uygulanamayacağını belirten Güneş, isim vermeden Erdoğan’ı “tüm vesayetleri kaldıran vasi” olarak tanımladı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Tek suçlu ‘paralel’miş Arınç, Tanal’ın tişörtlü eylemine yanıt verirken aynı savunmayı yaptı: 17 Aralık’ta vahiy mi geldi de yolsuzluk iddiaları ortaya saçıldı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümet adına yaptığı konuşmada, muhalefetin yolsuzluk iddialarına ilişkin eleştirileri ve Tanal’ın tişörtlü eylemine yanıt verdi. ‘Paralel yapı’nın 17 Aralık’a kadar yolsuzluklar konusunda bir sözcük bile etmediğini belirterek, “Vahiy mi geldi de yolsuzluk iddiaları ortaya saçıldı? Bizim gözümüzü açan olay budur. Üzerine tişört giyenler Emniyet’in önünde, CHP’den milletvekili de sıfırları giyerek şov yapıyor. Neden, 17 Aralık’a kadar niye beklediniz diye sorma hakkımız yok mu? Yaptığımız şey gestapoluk değildir, hukuk içinde mücadele edeceğiz. Bu hükümeti devirmek iddiası yarın sizin de başınıza gelebilir” dedi. Arınç’ın konuşması sırasında muhalefet sıralarından “12 yıldır bu yapıyla ortaklık ettiniz” diye laf atıldı. Arınç’ın 40 yıl boyunca bu camianın içinde olduğunu söylemesi üzerine CHP’li Güneş, “Biz size nasıl güvenelim” derken, CHP’li Kamer Genç, “O zaman sen de suçlusun” diye konuştu. Arınç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın anayasayı çiğneyerek Çankaya Köşkü’ne çıktığı yönündeki eleştiriler üzerine 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi bitmesine karşın 4.5 ay boyunca Köşk’te kaldığını söyledi. CHP’li Akif Hamzaçebi, anayasanın yenisi başlayıncaya kadar göreve devam edilmesini öngören hükmünü anımsatırken, “Paralel yapı, Arınç’a söylememiş olabilir. Ama MİT Müsteşarı, bakanların Rıza Sarraf’la ilişkisine dikkat çeken raporu Başbakan’a sundu” dedi. yerine dehlizler’ ‘Stratejik derinlik MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, AKP’nin ileri demokrasisinin tek adam rejimi, yargının siyasallaştırılması, anayasanın çiğnenmesi olduğunu belirterek, hükümet programında demokrasi başlığı altında yer alan çözüm sürecinin “kelime oyunlarıyla toplumsal kamplaşmalara yeni cepheler açma aracı” olduğunu söyledi. “Bu süreç bu haliyle bir beka sorunudur” diyen Halaçoğlu, dış politika hedeflerinin de “hayal tacirliği yaparak sürüklenen bataklığı örtme”ye yönelik olduğuna dikkat çekti. Dış politikada kişisel çıkarların ön plana çıktığını kaydeden Halaçoğlu, stratejik derinlik yerine büyük dehlizlerin oluştuğunu kaydetti. SEFİL TARTIŞMASI AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı’nın tarihçi ve düşünürlerden alıntılar yaparak yaptığı konuşma ve muhalefet partilerinin ‘sefil muhalefet’ yaptığını ima eden açıklamaları tartışma yarattı. CHP’li Hamzaçebi, Bostancı’ya tepki gösterirken, BDP’li Buldan da Bostancı’nın sözlerini düzeltmesini istedi. Bostancı ise, sefil sözcüğünün kötü bir sözcük olmadığını belirtirken, Karl Marx’ın “Felsefenin Sefaleti” adlı kitabını örnek gösterdi. DELEGELERE SIZMA OLMASIN DİYE MARKAJ UYGULANACAK AKP’de ‘Gül ve paralel’ önlemi İLK MYK’DE KOLTUK KRİZİ Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında AKP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) ilk toplantısında, yeni Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay’la ilgili bir “koltuk krizi” yaşandı. Kabine dışı kaldıktan sonra Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü’ne getirilen eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, toplantıda nerede oturacağı konusunda sıkıntı yaşadı. Atalay, “nerede oturacağını” sorarak MYK üyelerini şaşkınlığa uğrattı. MYK üyeleri, şaşkınlıklarını attıktan sonra eski Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in boş olan yerini gösterdiler. Atalay, bunun üzerine “Kimsenin hakkını yemem, kimseye de hakkımı yedirmem” diyerek krizi sürdürdü ve yerinin belirlenmesi için partinin protokol listesinin getirilmesini istedi. Salona giren Davutoğlu “Herkes istediği yere otursun” diyerek krizi sonlandırdı. EMİNE KAPLAN ANKARA Yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu yönetiminde 2015 sonbaharında yapılacak 5. Olağan Kongre için hazırlıklara başlayan AKP, olası bir iç muhalefete karşı sıkı önlemler almaya başladı. Parti yönetimi, 2015 seçiminde yaşanacak bir başarısızlık durumunda partiye dönebileceği belirtilen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ya da ‘paralel yapı’ ile bağlantılı, partide bölünme ve kırılma yaratabilecek kişileri il ve ilçe yönetimlerine ve delege listelerine girmelerini önleme kararı aldı. AKP MYK’de, 5. Olağan Kongresi hazırlıkları değerlendirildi, takvim belirlendi. 15 Eylül’de başlayacak olan kongre süreci, 22 Şubat’ta il kongreleriyle tamamlanacak. Olağan kongre ise 2015 Eylül’de gerçekleştirilecek. Davutoğlu, hükümet çalışmalarıyla birlikte partide de herhangi bir iç tartışma olmaması için kongre sürecinin “sıkı markaj” içinde yürütülmesini istedi. Bu yaklaşım doğrultusunda AKP MYK’de, tüm Türkiye’deki belde, ilçe, kadın, gençlik ve il kongrelerinde yönetimlere geleceklerin, doğrudan AKP genel merkezin kontrolünde olması benimsendi. Göreve geleceklerin belirlenmesi için “havuz oluşturulması, il ve ilçe yönetimleriyle delege listesine girecek kişilerin kimler tarafından refere edildiğine dikkat edilmesi” kararı alındı. İsimler tek tek araştırılacak ve referanslar titizlikle incelenecek. Davutoğlu’na yeni ekip Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık, genel merkez ve Meclis’te kendi danışman kadrosunu oluşturacağı öğrenildi. Erdoğan’ın genel başkanlığı döneminde danışmanlık görevini yürüten Halide İncekara, Şaban Dişli ile son MYK’de genel başkan danışmanlığına getirilen Hüseyin Çelik’in görevini sürdüreceği, Davutoğlu’nin, MYK’de danışman olarak bazı isimleri genel merkezde görevlendireceği kaydediliyor. ‘2015’ten sonra anayasa referandumu yaparız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, Davutoğlu, yeni anayasa konusuna ilişkin bir soru üzerine “20152019 arasında ne mahalli seçim, ne genel seçim var. İnşallah yapabilirsek bir anayasa referandumu, yeni bir anayasa yaparız. O da şenlik olacak. Yüzyılın bayramı olacak” dedi. TRT’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu kendisinin Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da Atatürk Orman Çiftliği’ndeki yeni binada oturma planı ile ilgili olarak eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Bunun arkasında bir sembolizm aramamak gerekir. Atatürk’ün en büyük mirası Türkiye Cumhuriyet Devleti’dir. Mekânların ötesinde. İstik irasa sahip çıkmanın oturulan yerle bir ilgisi yok’ ‘M lal bilincine sahip çıkmışsanız, devletin itibarını IMF’nin sözüne ram etmemişsiniz mirasa öyle sahip çıkılır. Ankara’nın kendisi sembol, Atatürk Orman Çiftliği de. Esas olan bu ülkenin onurudur.. O olmadığında hangi mekânda oturursanız başınız eğik olur.” Davutoğlu çözüm süreciyle ilgili olarak “Bütün koordinasyonun benim başkanlığımda yürüyecek. En geç 15 günde bir çözüm süreci ile ilgili bütün aktörler toplanacak. Süreci seçim takviminden bağımsız olarak nihayete erdirmeyi planlıyoruz. Sadece çatışmaların durdurulması değil, kalıcı şekilde silahların devre dışı bırakılması” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle