03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Göre’nin ülkücüler tarafından uğradığı saldırı sonrası gözler KTÜ’ye çevrildi Dehşeti anlattılar Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Hoş Geldin Çocuk! kucak açan bir sığınak oldu Türkiye... Onca yoksulluktan bir muasır medeniyet çıkarabilmek için didindik senelerce; sırf seni kovalayan yobazlık, buralara da hükmetmesin diye... Cehalet ezilsin, fukaralık yenilsin, çocuklar üstüne düzgün elbise giyebilsin, okula karnı tok gidebilsin, o sınırları çizenlerin memleketindeki yaşıtları gibi oynayıp gülebilsin, okuyup iş bulabilsin diye... Şimdi kıymetini daha iyi anladığımız o medeniyet savaşı sayesinde işte; her dara düşenin, yüzünü, yönünü çevirdiği, yatağını yorganını sırtlayıp geldiği bir diyar oldu bu ülke... Bir göçmen toprağı, bir muhacirler yatağı oldu. HHH Sanma ki sınırı geçince kurtuldun harpten, kederden, zulümden... Burada âlâsını bulacaksın. Bak, tüfekliler var hemen ardında; artık onlarla birlikte yaşayacaksın. Başını sokacak bir diyar da, başına kakacak bir hıyar da olacak bu ülkede... “Onlar yüzünden işsiz kaldık” diyenlerce saldırıya uğrayacaksın. Belki renginden, belki dilinden, belki mezhebinden ötürü dışlanacaksın. Trafik lambalarında bir kuru ekmek için avuç açacaksın. Belki günü geldiğinde yeniden döşeğini sırtlayıp evine dönmeye can atacaksın. HHH Ama mademki geldin çocuk; başımızın üstünde yerin... Bil ki acını acısı bilenler de var buralarda... Seninle ekmeğini paylaşacak, birlikte ağlaşacaklar var. Seni kovalayan zihniyeti, bu topraklarda yaşatmamak için çırpınanlar var. Siz o karanlığa esir düşmeyin diye, baskıya, zulme boyun eğmeyin diye, aydınlık bir dünyada özgürce büyüyün diye, hiç ağlamayın hep gülün diye savaşanlar var. Sen de gel çocuk! Asırlardır gözyaşına doymadı bu topraklar... Biraz da sen sulasan ne çıkar. AHMET ŞEFİK TRABZON Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi Metehan Tuna Göre’nin KTÜ Öğrenci Derneği üyesi ülkücü öğrencilerin saldırısı sonucu komaya girmesi gözleri KTÜ’ye çevirdi. Öğrenciler, ülkücü öğrencilerin üniversitede terör estirdiğini, üniversite yönetiminin ve savcılığın yaşananlara göz yumduğunu anlattı. Metehan Tuna Göre’nin arkadaşlarından S.K., KTÜ’de uzunca bir süredir saldırıların devam ettiğini, Öğrenci Derneği etrafında örgütlenen ülkücülerin, öğrencilere saldırdığını, baskı altına aldığını ancak gerek üniversite yönetimi ve gerekse savcılığa yapılan şikâyetlerin karşılıksız kaldığını söyledi. Can güvenlikleri nedeniyle adlarını açıklamadığımız öğrenciler, sadece sol görüşlü öğrencilerin değil, küpe takan, saçı uzun olan, erkek ya da kız arkadaşıyla el ele gezen herkesin baskı altına alındığını anlattı. S.K, “Yurtlarda reisler var. Sonu 53’le biten numaralı odalarda kalıyorlar. Olayları bunlar yönlendiriyor. Sadece Öğrenci Derneği değil, dışarıdan gelen bazı kişilerin saldırısına uğruyoruz. Öğretmenler Günü’nde atanamayan öğretmenler için basın açıklaması yapmak istediğimizde Akçaabat’tan ge ‘Karanlıkta bırakanlar yargılansın’ Cumartesi Anneleri’nin kayıplarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’nda sürdürdüğü oturma eyleminin 496. haftasında, 18 Eylül 1980’de gözaltına alınıp kaybedilen Hüseyin Morsümbül’ün akıbeti soruldu. Morsümbül’ün annesi Fatma Morsümbül’ün mektubu okundu. Anne Morsümbül, 34 yıldır oğlunun kaybedilmesinden sorumlu komutan Coşkun Kıvrak ve Kenan Evren’in yargılanmasını beklediğini ifade etti. 53 numaralı odalar u Metehan Tuna Göre hastanede yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Metehan’ın saldırıya uğradığı KTÜ öğrencileri, ülkücü öğrencilerin üniversitede terör estirdiğini, üniversite yönetiminin ve savcılığın yaşananlara göz yumduğunu söylüyor. len 40 yaşın üzerinde amcaların saldırısına uğradık. Öğrenci Derneği, KTÜ yönetimi ve bu kişilerin getirildiği Söğütlü Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ama İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni verilmedi” dedi. öğrencilere, ‘Makine kantinine gitmeyin, orada olay olacak’ dediğini öğrendik” diye konuştu. ırtında sigara söndürdüler O.Z., öğrenci yurtlarında reis denen kişilerin emriyle öğrencilere baskı yapıldığını, dövüldüğünü öne sürdü, “Bir arkadaşımızın arkasında sigara bile söndürdüler. Şikâyetler sonuçsuz kaldı. Rektörlük ilk yaptığı açıklamada Metehan’ın üniversite dışında saldırıya uğradığı için soruşturma açılmayacağını söyledi. Ben Artvin’de Tekel eylemine katıldım diye Prof. Dr. Adem Kalça tarafından ifadem alındı. Şimdi böyle diyorlar” dedi. Öğrencilerden D.A.K., ana kampusta kurdukları 1 Mayıs standı S üvenlikçiler saldırıyı biliyordu KTÜ öğrencilerinden O.Z., son 2 yılda çok sayıda saldırıya uğradıklarını, can güvenliklerinin tehdit altında olduğunu söyledi. Saldırılardan örnekler veren Zengin, “Gökhan Aktaş arkadaşımız makine mühendisliğinin içinde saldırıya uğradı, dövüldü. Saldıran kişi bilindiği, fotoğrafları olduğu halde ne yazık ki hiçbir işlem yapılmadı. Üstelik elinde bıçak görünüyordu. Çok daha vahimi o gün özel güvenliğin G Her saldırıda var Çözüm süreci ve Kobani vurgusu Yurt Haberleri Servisi Kayıp yakınları ve İHD Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla 294. kez Diyarbakır’ın Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde eylemdeydi. Eyleme İsviçre’de faaliyet yürüten sivil toplum örgütü BaselWan yöneticileri, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinatörü Maya Heuschmann, Mezopotamya’da Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYADER) ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile insan hakları aktivistleri katıldı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, çözüm sürecine dikkat çekerek “Rojava’ya saygı göstermiyorsanız, en azından çetelere, barbarlara yardım etmeyin. Bu tutumlar sürece hizmet etmez, bozar” dedi. na saldırı olduğunu, Metehan’ın komaya girdiği olayla ilgili tutuklanan KTÜ Öğrenci Derneği üyesi Alperen Mengen’in de saldırganlar arasında olduğunu söyledi. Stand açtıkları, basın açıklaması yaptıkları gibi gerekçelerle uyarı ve uzaklaştırma cezası aldıklarını ifade eden D.A.K., “Temel Kılıç adlı arkadaşımız okulu bırakmak zorunda kaldı. Ali İsmail Korkmaz için duyuru asarken fotoğrafımızı çeken güvenliğe ‘küçümseyici’ baktığı gerekçesiyle 1 hafta uzaklaştırma aldı. Arkadaşımızın küfür ettiği iddiasında bulundular. Davacı oldular. Mahkeme 1 yıl hapis cezası vermiş, 6.8 bin TL para cezasına çevrilmiş. Kararı temyiz edeceğiz” dedi. Başka bir öğrenci ise sergilemek istedikleri tiyatro oyununa üniversite yönetimininin izin vermediğini, basın açıklaması yapmak istediklerinde ise ülkücü öğrencilerin saldırısına uğradıklarını anımsatarak: “Birçok protesto gösterimiz barışçıldı. Ama saldırıldı. Özel güvenlik ve polisle samimiyet pozları içinde hem de. Rektörlük önünde saz çalıp top oynadığımız için 23 arkadaşımız ceza aldı. Açıklamadan dolayı, eyleme katılan değil, oradan geçen insanların da olduğu 69 kişi hakkında soruşturma açıldı. Biz kendimizi korumak için bile kimseyle kavga etmedik. Üniversite yönetim bizi korumadı” dedi. 3 Ekim’deki Selek duruşması bayram nedeniyle ertelenebilir ‘Dünya benim ülkem’ TÜREY KÖSE ANKARA Mısır Çarşısı’ndaki patlamadan sonra “bombacı” suçlamasıyla yargılanan sosyolog Pınar Selek’in hayatının son 16 yılında üç beraat, bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve bir de Yargıtay’ın “bozma” kararı var. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Ekim günü yine duruşması var, ancak bu duruşmanın bayram tatili nedeniyle ertenebileceği belirtiliyor. Pınar Selek, 16 yıllık “kâbus”a karşın umudunu yitirmemiş, “Sürgün psikolojisinde değilim. Bu kâbusun biteceğine, ülkeme döneceğime inanıyorum” diyor. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, müebbet hapis cezası kararını usulden bozarken yargılama süreci yeniden başlıyor. Selek’in avukatlarından Yasemin Öz, 3 Ekim’deki duruşmanın bayram tatili nedeniyle ertelenebileceğini, durumun pazartesi günü (yarın) netleşeceğini söyledi. Selek bir yandan “bombacı” suçlamasına karşı hukuk mücadelesi verirken diğer yandan Strasbourg Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Pınar Selek’le dava sürecinin yeniden başlaması üzerine 16 yıllık “kâbusunu” konuştuk. “16 yılda 3 beraat, bir müebbet... Kendinizi, ruh sağlığınızı nasıl korudunuz” sorusuna, “Aslında 16.5 yıl oldu. Korumamın tek nedeni, kendimi kocaman tabloda küçük bir nokta gibi hissetmem. Boş beş dakikam olmuyor. Üniversitede çalışıyorum, feminist hareketin içindeyim, şiddet karşıtları, anti militaristlerle çalışıyorum, dergilerde yazıyorum. Dünya benim ülkem, o yüzden pasifleşmedim. Direnmekten başka çare yok” diyor. Selek, yargıdaki iktidarcemaat hesaplaşmasının kendi davasına yansıması olup olmayacağıyla ilgili ise, “Bilim insanı olarak, bilimsel verilere dayanmayan bir konu hakkında düşünmek bile istemiyorum” demekle yetindi. Selek, dava süreci yeniden başlarken “Çok umutluyum. Çünkü artık iyice açığa çıktı gerçekler. Biteceğine, ülkeme döneceğine inanıyorum” diyor. Selek, 3 Ekim duruşmasının ertelenmesi durumunda kendisine destek vermek için Türkiye’ye gelme hazırlığı yapan 40 dolayında kişinin biletlerinin yanacağını aktarıyor. “Daha ucuz diye değiştirilemeyen biletler almışlardı. Çok sayıda akademisyen, yerel yönetici, öğrenci örgütleri, feminist örgütler, yayınevi sahipleri duruşmaya katılacaktı. Bu dayanışma bana çok güç veriyor” diye ekliyor. Taşıdığın döşek senden büyük, senden yaşlı, senden ağır; belli... Uzun yoldan gelmişsin, çok yürümüş, susayıp acıkmışsın; belli... Ardında evini, yurdunu, belki aileni bırakmışsın; belli... Pabucundaki tozdan belli; gözündeki yaştan belli... Katlanıp küçülmüş, kucağına sığmış yeni yurdun, döşeğin; onu kenara koyup da gözyaşını silemiyorsun kırmızı kazağının koluna... Yorulmuşsun; belli. HHH Biliyor musun çocuk; Acının yolları, o geldiğin yollar... Zulmü de, zehri de iyi tanırlar. Asırlar geçti, kaderi de kederi de değişmedi: Unufak olan imparatorluklar, aç biilaç çöle sürülen çocuklar, yerinden yurdundan edilen insanlar, öfkeyle bilenen bıçaklar, çalıştığı için kesilen kafalar... Bir asır önce, senin küçük adımlarının ulaşamayacağı yerlerde bir masa başında çizilen çizgilerle, buralarda birbirinden ayrıldı evler, memleketler, akrabalar... Sadece kuşlar geçebildi o görünmez çizgilerin üzerinden; vurulup öldürülmeden... Üç kuruş ekmek parası için eşeğiyle hududa yürüyenler, paramparça oldu; bazen yeraltında saklanan bir mayına basarak, bazen yerüstünde ateş kusan çelik kuşlarca vurularak... Onların kan izine basa basa geldin çocuk; bu çileler toprağına... HHH Ama yine de hakkını yemeyelim; kendi evlatlarına bunca zulmetse de, yine de dar gününde konu komşuya Emniyet, 17 Aralık sabahı, Sarraf ve bakanlarla ilgili iddiaları iletmiş Operasyon sabahı Erdoğan’a dosya Haber Merkezi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının başladığı gün (17 Aralık 2013) dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a operasyonla ilgili 23 sayfalık bilgi notu sunulmuş. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve İstanbul Valiliği tarafından “Rıza Sarraf Liderliğindeki Suç Örgütü ve Eylemleri” başlığıyla sunulan bilgi notu Başbakan Erdoğan’ın AKP’li bakan ve çocuklarıyla ilgili yolsuzluk iddialarından operasyonun başladığı gün önemli detaylarıyla bilgi sahibi olduğunu ortaya koyuyor. 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan Rıza Sarraf (Reza Zarrab) “suç örgüt lideri” olduğu belirtilen bilgi notunda, Sarraf’ın bakanlarla ilişkisine değiniliyor. Şüphelilere isnat edilen suçlar “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, rüşvet vermekalmak, resmi ve özel belgede sahtecilik, gümrük kanununa muhaleBilgi notunda, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın Sarraf ile maddi menfaat ilişkilerinin olduğu belirtilerek, Ekonomi Bakanlığı özel kalemlerinin adeta Sarraf’ın özel kalemi gibi çalıştığı ifade edildi. Bilgi notunda, iki özel kalemin Sarraf’ın işlerini çözmek için 14 milyon TL para alıp aralarında paylaştıkları iddiası da yer aldı. Bilgi notunda, Zafer Çağlayan’ın Sarraf’ı, dönemin AB Bakanı ve Başmüzakerecisi Egemen Bağış ile tanıştırdığı ve bu iki isim arasında kısa sürede maddi menfaat ilişkisi geliştiği ifadeleri yer aldı. Erdoğan’ın önüne konan bilgi notunda, Sarraf’ın Bağış’a 3 defada 500’er bin dolar olmak üzere toplamda 1,5 milyon dolar rüşvet verdiği belirtildi. Polisin gönderdiği bilgi notunda eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ile ilgili iddialar da yer aldı. fet, fuhuşa aracılık” olarak sıralanıyor. Erdoğan’a operasyondan aylar önce MİT tarafından Sarraf’la ilgili bilgi notu sunulmuş, bakanlarla ilişkisinin hükümeti sıkıntıya sokacağı uyarısı yapılmıştı. Haber portalı t24’te yayımlanan habere göre İstanbul Valiliği 17 Aralık 2013 sabahı saat 10.30’da dönemin Başbakanı Erdoğan’a yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili 23 sayfalık bilgi notu iletilmiş. Bilgi notunda, dönemin İçişle ri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’le ilgili olarak, “Rıza Sarraf Muammer Güler’İn İçişleri Bakanı olmasından sonra kendisi ve oğlu Barış Güler ile tanışmış ve bu bakanlık nezdindeki işlemlerini hallettirmek üzere çok kısa bir zamanda rüşvet ilişkisi geliştirdiği anlaşılmıştır” ifadeleri yer alıyor. Bilgi notunda Muammer Güler’in Sarraf’dan rüşvet olarak 12 milyon TL aldığı öne sürüldü. Üniversitede basına kapalı açılış! Yurt Haberleri Servisi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla bugün yapılacak akedemik yıl açılış töreni Başbakanlık tarafından basına kapatıldı. Başbakanlık Basın Müşavirliği’nden yapılan açıklamada Davutoğlu’nun programına kamera ve fotoğraf makinesinin alınmayacağı, Sarı Basın Kartı sahibi gazetecilerin törene dinleyici olarak katılabileceği belirtilerek, “Fotoğraflar müşavirilikçe servis edilecektir. Canlı yayın için TRT frekansı bildirilecektir” denildi. Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İsmail Temiz, yaptığı yazılı açıklamada olayı büyük üzüntü ile karşıladıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Atatürk’ün şehri Samsun’a, Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı olduktan sonra ilk kez gelerek ülkemizin vizyonuna yönelik anlatımlarını OMÜ gibi ülkemizin saygın bir üniversitesinde dile getirecek olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yapacağı konuşma için basın mensuplarına fotoğraf makinesi ve kamera yasağı getirilmesi, Sarı Basın kartı sahibi gazetecilerin de söz konusu toplantıya sadece ‘dinleyici’ sıfatı ile alınacak olmalarını, basın özgürlüğü kapsamında endişe ile karşılıyoruz. Basına baskıların sık sık yaşandığı günümüzde, ‘Yeni Türkiye Vizyonu’ ile hiç de örtüşmeyen bu kararın biran önce düzeltilmesini bekler, saygılarımızı sunarım.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle