03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... gazetecilere paralelindeki gazetecilere yaptığı açıklamalarla yan yana getirin; Cumhurbaşbakanı RTE’nin dünden bugüne çark etmekteki ustalığını belgelemiş olursunuz. Tabii dün söyledikleriyle bugün söyledikleri arasında derin farkı görenlere bugün mazereti hazır: Rehineler! Koalisyona katılımı kısıtlı, özetlersek istihbarat ile insani yardımla sınırlandırıyor; hele kara harekâtına katkı mı, Türkiye’nin katiyyen katılamayacağının altını çiziyordu. Amerika da aynı görüşü savununca bu konuda rahatlayan RTE, ne var ki arada IŞİD’in havadan müdahalelerle hizaya getirilemeyeceğini söylemeye başladı. İyi de hem kara harekâtına karşı hem de havadan bombalayarak terör örgütünü tesirsiz hale getirmenin olanaksızlığını ifade eden söylemler birbirine ters düşmüyor muydu? HHH RTE, mantıksal değerlendirmeleri görmek istemiyor; bir söylediğinin sonradan söylediklerini tamamlamadığı umurunda bile değildi. O kamoyunun desteklediği, onayladığı rehine gerekçesine sarılmış; IŞİD’e ağırlıklı biçimde müdahalelere katılmayı engelleyen, üstelik kısıtlı katılım vaatleriyle başta ABD, koalisyonu uyuttuğunu sandı. Ama şimdi rehineler kurtarıldıktan sonra “Türkiye’nin pozisyonunun değiştiğini” söylüyor. Üstelik ateş paçaları sardı. IŞİD sınırımıza dayanınca ya uyandı ya da kaçamak yapacak gerekçesi tükendi... Başka ne işi var ki diyerek TSK’nin IŞİD’le savaşmaya hazır olduğunu söylemeye ve... …Bu kadarla da yetinmedi. Savaşın kaderi süngünün ucundadır temel kuralını ABD de kabullenmiş olacak ki, IŞİD’e karşı olası bir kara harekâtının ipuçlarını duyumsatmaya başladı. HHH IŞİD’e müdahalede bayağı hızlandı. Ekimin ilk günleri Meclis’e hükümetin sunacağı dışarıya asker göndermek ve belki de yabancı askerin ülkemize gelmesini sağlayacak ama mutlaka IŞİD’le Irak veya Suriye topraklarında savaşacak uluslararası askeri güce Türkiye’nin de katılımını içeren iki tezkerenin kabulünden sonra... ...ola ki başkanlığında toplanacak olan Bakanlar Kurulu’nun, tabii Amerika hükümetiyle görüştüğü olası katılımların ışığında alacağı kararları, önce önümüzdeki hafta mutlaka güvenlik zirvesi yapıp derhal uygulamaya koyacaklarını söylüyor. Ne var ki öne sürdüğü koşulları, IŞİD’e müdahaleleri planlayan ABD Genelkurmayı’nın kabul edeceği kuşkulu. Örneğin ABD Genelkurmay Başkanı, Türkiye’nin Suriye’de istediği tampon bölgeyi, şu an planlarımızda yok diye onaylamadığını açıkladı. HHH Ne ki RTE; dün dost ama bugün kendi koşullarına aykırı bulduklarına düşman. Mursi iktidarını devirerek Cumhurbaşkanı olan Sisi ile aynı masada oturmayı reddeden RTE, evet ama 1980 darbesi ürünü anayasa ile iktidara geldiğini, o anayasanın örneğin seçimlerde yüzde 10 barajıyla 2002’den beri öteki partilere fark attığını ve hatta o anayasanın mimarı darbeci Kenan Evren başta, sonradan halkın devirdiği kimi diktatörlerle ilişkiler, dostluklar kurduğunu unutuyor. HHH Hemen pek çok konudaki örnek dönüşlerini izledikçe insanın başı dönüyor ve içi bulanıyor ama neylersin... …halkımızda bu ense oldukça, AKP iktidarı da yıllardır bu enseye Osmanlı tokadı vurmakta ustalığını kanıtladıkça... …döneklikleri, gerçekleri yazsan, söylesen ne yazar? HABERLER Peçe takılmasının önüne geçilirken pirsing ve dövmeye yasak geldi GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Türban için ‘yüzü açık’ düzenlemesi SİNAN TARTANOĞLU n Baştarafı 1. Sayfada ... Meclis’in açılmasının hemen ardından 2 Ekim’de ABD’nin istediği tezkere gündeme gelecek. Anayasaya göre ülke sınırları dışına asker gönderme ve ülke topraklarında yabancı asker bulundurma kararlarında Meclis’in onayı şart. Cumhurbaşkanı’nın ABD gezisi dönüşünde uçakta yaptığı açıklamalar, önümüzdeki günlerde IŞİD terörüne yönelik bir Suriye operasyonu olacağını, olası kara harekâtı bölümünde ana rolün Türkiye’ye verildiğini gösteriyor. TürkAmerikan ilişkilerinin en uzun yılı 2003’tü. 11 Eylül 2001’de New York’taki ikiz kulelerin saldırıya uğramasının ardından Afganistan ve Irak “terörün beslendiği topraklar” ilan edilmişti. Irak’ta “Saddam adlı bir şeytan” dünya barışı için en büyük tehdidi oluşturuyordu. Bir an önce indirilmeli ve Irak’a demokrasi getirilmeliydi. Aksi halde kimyasal silah depoları da bulunan Saddam tüm dünyanın başını derde sokabilirdi. Irak operasyonunun ana unsuru (bugün IŞİD tartışmalarında olduğu gibi) Türkiye idi. ABD, TBMM’den Irak’a kara harekâtının önünü açacak tezkerenin geçmesini bekliyordu. Bunun için akla gelen gelmeyen her yöntem denendi. Tarihe 1 Mart tezkeresi diye geçen o günkü oylamada Meclis’ten izin çıkmadı. 1 Mart tartışması hâlâ yeri geldikçe yapılmaktadır. HHH Bugüne gelirsek... Geçmişten ders alan Erdoğan ABD’ye kendi görüşleriyle gitti, ABD’nin görüşleriyle döndü. Kürsüde dünya barışından söz etti. BM’nin barışı korumada başarısız kaldığını söyledi. Matematik dersi de verdi; BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine gönderme yaparak, dünya 5’ten büyüktür, dedi. Hatta doğrudan ABD politikalarına yüklendi. Hemen ardından da ABD’nin ana isteklerinden biri olan kara harekâtına destek için gerekli tezkerenin çıkacağını söylemekle kalmadı, kara harekâtının zorunlu olduğunu ilan etti. Görünen o ki, uzun bir ekim ayına giriyoruz. Başta vurguladığımız gibi 2003’te Irak için yapılan tartışmaların benzerini bu kez Suriye için yaşayacağız. Saddam katıksız bir diktatördü, bunda sağduyu sahibi kimsenin kuşkusu yok. Ancak başta kimyasal silah depoları olmak üzere işgal öncesi ortaya atılan haberlerin çoğunun gerçek olmadığı ortaya çıktı. IŞİD’in de vahşi bir terör örgütü olduğu aşikâr. Ancak kimin, nasıl, hangi amaçla kurduğu ya da büyüttüğü tartışmalı. Oluşan iklim, IŞİD’i durdurmak için Suriye’ye bir an önce müdahale edilmesi yönünde. HHH Amacı ve hedefi ne olursa olsun terörün her türlüsüne hayır dediğimizi bir kez daha vurguladıktan sonra, IŞİD haberlerine ilişkin bir ayrıntıya dikkat çekelim. Hilafeti de getirmeyi hedefleyen, dini motifleri kullanan IŞİD adlı terör örgütü nereden eleman sağlıyor? Bu konuda sağlıklı bilgi yok. Farklı kaynaklardan gelen rakamlar, 40’ın üzerinde ülkeden IŞİD’e eleman gittiğini gösteriyor. Avustralya’dan Tunus’a, Suudi Arabistan’dan ABD’ye, Almanya’dan Rusya’ya kadar 5 kıtadan gençler bir terör örgütüne katılmak için yola çıkıyorsa, bunun ayrıca sorgulanması gerekir. Irak ve Suriye bizim iç güvenliğimiz açısından da büyük önem taşıyan ülkeler. Dış dünyada inandırıcılığını yitirmiş, komşularının içindeki sorunların çözümü için katkıda bulunmaktan çok o sorunun bir parçası haline gelen AKP hükümetinin IŞİD’le uluslararası mücadele sürecine sağlıklı bakması zor. Dileriz hükümet, IŞİD’le mücadele derken IŞİDEsad tartışmalarının parçası haline gelmez! ANKARA – Okullara türbanı sokan yönetmelik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye dönüşüyle birlikte Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Okul içinde başı açık” ibaresi “okulda yüzü açık” olarak değiştirilerek türban serbestisi getirildi. “Yüzü açık” ibaresi ile peçe takılmasının önüne geçilirken, istisna maddesi eklenerek, türban yasağının anaokulu ve ilkokullarda devamı sağlandı. “Türbana özgürlük” adına yapılan yönetmelik değişikliğinden dövme ve pirsing yasağı çıktı. Peçenin önüne ‘yüzü açık’la geçildi Yönetmelikteki “Okul içinde baş açık” ibaresi “okullarda yüzü açık” şeklinde değiştirildi. Bu değişiklikle okulda türban takılmasına izin verilmiş oldu. Ancak “yüzü açık” düzenlemesi ile “peçe” ve “çarşaf” gibi giysilerin giyilmesinin de önüne geçilmiş oldu. Ayrıca, tıpkı üniversitelerde türban takılmasına ilişkin tartışmalarda olduğu gibi, türbanın tüm okul yerleşkesinde takılıp takılamayacağı tartışmasının önüne, “okul içinde” ibaresinin “okullarda” olarak değiştirilmesi ile geçilmiş oldu. ‘Direniş hattı dayanışmayla örgütlenecek’ Halkevci Kadınlar, ortaöğretimde başörtünün serbest bırakılması, zorunlu din derslerini ve AKP hükümetinin kadına yönelik politikalarını, Kadıköy Boğa Heykeli’nin önünden İlçe Milli Eğitim binasına yürüyerek protesto etti. Kadınlar, “Lisede evlilik, çocuklara türban gericiliği, kadın düşmanı kuşatmayı durduracağız”, “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için sokaklardayız” “Okulda türban çocuğun özgür kararı ve tercihi değildir” yazılı dövizler açtı. Halkevci kadınlar adına Çağla Aydın “Hızla ilerleyen gerici, mezhepçi, kadın düşmanı politikaların ve tüm dayatmaların karşısında direniş hattını kadın dayanışmasıyla örgütleyeceğiz” dedi. Toplumsal Kadın Hareketi Derneği üyeleri ise başörtüsünün ortaöğretimde serbest bırakılmasını protesto etmek için Göztepe’deki 60. yıl parkı önünde dün iki günlük açlık grevi başlattı. Yağışlı hava nedeniyle çadır kurmak isteyen gruba, polis izin vermedi. Eylemciler, yağmurdan korunmak için branda çekti. Başörtüsünün ortaöğretimde serbest bırakılması protesto edildi Anaokulu ve ilkokulda yasağa devam Okulöncesi eğitim kurumları ile birlikte, ilkokul, ortaokul ve liseleri de kapsadığından, türbana vize veren “okullarda başı açık” düzenlemesine bir istisna maddesi getirildi. Yönetmeliğe “Okulöncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde başı açık bulunur” maddesi eklenerek, türban yasağının anaokullarında ve ilkokullarda devam etmesine karar verildi. Kılıçdaroğlu: Yazık günah bu çocuklarımıza Yurt Haberleri Servisi Bolu’nun Mengen ilçesinde düzenlenen 30. Uluslararası Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali’ne katılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, öğrencilerin 5. sınıftan itibaren derslere türbanla girebileceği yönündeki düzenlemenin anımsatılması üzerine “Türkiye’nin dünya kadar sorunu var, gidiyor Birleşmiş Milletler’de boş sıralara konuşma yapıyor. IŞİD denilen bir bela var. Çok insanı öldürüyor ve Türkiye için de bir risk. Hükümet daha düne kadar buna terör örgütü bile diyemiyordu. 101 gün 49 vatandaşımız IŞİD’in elinde rehin tutuldu. Vatandaş borç batağı içinde, biz neyi tartışıyoruz. 5 yaşındaki çocuğa, 7 yaşındaki çocuğa türban takalım diye gündeme getiriyorlar. Bunlar doğru değil. Biz şimdi çocuğu alıp siyasi meta, siyasi unsur haline getiriyoruz. Yazık günah bizim çocuklarımıza” yanıtını verdi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya “Sen acaba Osmanlı’nın hangi gerekçeyle battığını biliyor musun?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Çocuk bir şey sormasın, bir şey sorgulamasın. Bunu yapmak için farklı bir eğitim modeli getiriyoruz. Eğer bilimi alıp bir tarafa koyarsanız, bilimi dışlarsanız, bir tarafa atarsanız bu çocuklar gelecek Türkiye’yi nasıl kuracaklar. Başörtüsü konusundan medet umarak dikkatleri başka yere çekmek istiyorlar. Bu tuzağa düşmemek lazım. Bu tuzağa düşmemek derken de eğitim sisteminin çağdaş olması lazım” diye konuştu. Sürpriz yasak: Pirsing ve dövme Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, sadece türban yasağının sonlandırılmasından söz ederek konuyu “özgürlük” açısından ele aldıklarını söylemişti. Ancak yönetmelikle başka bir yasak uygulamaya konuldu. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseleri kapsayan yönetmeliğe “vücuda dövme yapamaz” ve “pirsing takamaz” hükümleri eklendi. Bu yasak da Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde bir spor kulübünü ziyaretinde sporcunun vücudundaki dövmeleri eleştirmesini akıllara getirdi. Dövmenin cezası peçeyle aynı, “kınama” olarak belirlendi. l TBMM Araştırma Komisyonu Vardiya Bizde Platformu 105. kez bir araya geldi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TBMM Soma Maden Faciasını Araştırma Komisyonu’nun AKP’li Başkanı Ali Rıza Alaboyun, faciayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarına karşın, tutuklu bulunan Soma Kömürleri AŞ’nin üst düzey yöneticilerinin ifadelerinin kendilerine daha çok yararlı olduğunu söyledi. Komisyon üyeleri, kazanın meydana geldiği Eynes’le üretime başlayan aynı şirkete ait Işıklar ocaklarındaki incelemelerinin ardından, dün de Aliağa Cezaevi’nde tutuklu bulunan şirketin Genel Müdürü Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik’i dinledi. Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Can Gürkan ve diğer yöneticilerle görüşmeden önce gazetecilere bilgi veren Alaboyun, “Hem Ramazan hem de Akın Bey’e teşekkür ediyorum. Özellikle Akın Bey insanları kurtarmak için hayatını feda edecekken yeryüzüne çıkarılmış. Onların cezaevinde olmaları, çabalarını dillendirmememizi gerektirmez” dedi. Alaboyun “Bilirkişi raporu, olayın nasıl olduğu konusundan kaçınmış. Rapora itiraz olacağı kanaatindeyim, belki yeni bir bilirkişi olacaktır” dedi. AKP’li başkan Soma’yı akladı Sır isim: Zindaşti Haber Merkezi Büyükçekmece’de iki kişinin öldüğü silahlı saldırının hedefinde, 2010’da “Terazi” kod adıyla gizli tanık yapılıp dönemin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e ifade veren İranlı Naci Şerifi Zindaşti olduğu ortaya çıktı. Saldırıda ağır yaralanan 19 yaşındaki Arzu Şerifi Zindaşti kaldırıldığı hastaZindaşti, kızının cenazesinde nede dün hayatını kaybetti. Ergenekon davası sorularına ‘O Saldırı sırasında cipin sürükonuyla alakalı değil’ dedi. cüsü Devrim Öztunç ise reğinin yapılacağını düolay yerinde ölmüştü. Silahlı saldırıda kızını kaybeden, uyuştu şünüyoruz. Tehdit aldım, rucu kaçakçılığından sabıkalı Naci Şeri bu konuda mesajlar alfi Zindaşti’nin (40) cipin sahibi olduğu dım ve bunu devlete bildirortaya çıktı. Olay yerine gelen Zindaş dim. Beklediğimiz bir şeydi ama çoti, akrabası olan şoförün 10 dakika önce cuklara bir şey yapacaklarını zannetkızı Arzu’yu üniversiteye bırakmak için miyorduk. Hedef bendim, silahlı saldırı bana yapılacaktı ama çocuklaevden çıktığını söyledi. ra yapıldı. Herhangi bir koruma taedef bendim’ lebim yoktu” dedi. Ergenekon’da gizli Naci Şerifi Zindaşti, dün kızının cena tanık olarak dinlenmesiyle ilgili soru soze törenine katıldı. Büyükçekmece Ay rulan Zindaşti, “O konuyla alakalı debars Ak Camii’ndeki törenin ardından ğil” ifadesini kullandı. 24 Eylül 2007’de İstanbul Büyükkonuşan baba Zindaşti, “Olayı uluslararası kaçakçılar yaptı. Bu konularda çekmece’de jandarmanın düzenlediği opeEmniyet’e bilgi verdim. Olayı ulusla rasyonda 75 kilo eroinle yakalanıp tutukrarası bir uyuşturucu kaçakçılığı şebe lanan İranlı Naci Şerifi Zindaşti, 21 Ekim kesinin yaptığından şüpheleniyorum. 2010’da gizli tanık yapıldı. O tarihte döBunlar dünyanın her yerinde at koştu nemin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e ruyorlar. Türkiye pasaportu dahil her ifade vermiş ve 14. Ağır Ceza Mahkemetürlü pasaportu kullanıyorlar. Hak si Başkanı Erkan Canak ile 10’uncu Celarında aranma olduğu halde yurtdı za Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’u şında bile serbest geziyorlar. Bu kişi hedef alan açıklamalar yapmıştı. Öz, bu ler hakkında devlete bilgi verdik. Ge ifadeler doğrultusunda “Hukukçular Saldırının hedefinde Ergenekon davasının gizli tanığı Zindaşti’nin olduğu ortaya çıktı Soruşturması”nı başlatırken, HSYK de Ergenekon davalarında tahliye yönünde tavır koyan iki hâkime sürgün cezası vermişti. Zindaşti, Ergenekon davasında “Kamal Şerifi Seydani” adıyla da açık tanık olarak da yer almıştı. Gizli tanık Terazi’nin 2010 yılındaki ifadesinde eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da ismi geçmişti. Zindaşti’nin ifadesindeki o bölüm şöyleydi: “Bu avukatlar uyuşturucu davalarında tahliye ettirdikleri şahıslardan yüklü miktarda paralar almaktalar. Bu paralardan söz konusu mahkeme başkanları da paylarına düşeni alıyorlar. Eğer hâkimler Zafer Başkurt ve Erkan Canak’ın halledemeyeceği bir şeyse Ankara’ya gidip Seyfi Oktay gibi bazı şahıslarla görüşme yaparak davaları kendi lehlerine sonuçlandırmaktalar.” Ergenekon davasının ek klasörlerinde ABD Adalet Bakanlığı’nın Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na Zindaşti ile görüşmek istediğine ilişkin “adli yardım talebi”yle ilgili belge de bulunuyor. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Dairesi de 23 Temmuz 2009 tarihli yazıyla durumu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildiriyor. Eski Ergenekon savcısı Cihan Kansız da Zindaşti’nin 21 Ekim 2009’da Beşiktaş Adliyesi’nde hazır edilmesi talimatını vermişti. n İstanbul Haber Servisi Balyoz davası sanığı emekli ve muvazzaf askerlerin yakınları tarafından oluşturulan “Vardiya Bizde Platformu” 105. kez Beşiktaş’ta “Sessiz Çığlık” eyleminde bir araya geldi. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un eşi Lütfiye Yavuz, “Davaların kumpas olduğu tüm yetkililer, hukukçular ve kamuoyu tarafından kabul edilmişken asker ve sivil 9 vatanseverin hâlâ cezaevinde bulunması, ağır bir hak ihlalidir ve kabul edilmesi mümkün değildir” dedi. Aygün’ü hedef gösterdiler n Yurt Haberleri Servisi Tevhidi Gündem internet sitesi, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun türbanla ilgili açıklamalarını Twitter’dan eleştiren CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü hedef gösterdi. Aygün’ün “Beyefendi IŞİD’in kılıçla yaptığını ‘yönetmelik’ ile yapıyor. Irak kafa koparan ‘yoldaşlarına’, Türkiye ise senin gibi Seleficilere kalmaz, direniriz, kuşkun olmasın” sözlerine site “Aygün’ün başına geleceklerinden sızlanmasının mantıksız olacağını” belirtti. Erdoğan, McRobbie’yi kabul etti n İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Indiana Üniversitesi Rektörü Michael McRobbie’yi kabul etti. Beylerbeyi Sarayı’ndaki kabul, basına kapalı 1 saat sürdü. ELMAS YALÇIN ÖLÜMSÜZDÜR   28 Eylül 1994 tarihinde, yoldaşları İsmet Erdoğan ve Fuat Erdoğan ile birlikte, Beşiktaş Arzum Kafe’de, İstanbul polisi tarafından katledildiler. Elmas Yalçın, kamu emekçilerinin örgütlü gücüne kavuşması için kesintisiz mücadele etti. Kamu emekçilerinin on yıllardır bağlı tutuldukları 657 zinciri Elmas’ın da yoğun emeğinin olduğu eylemlerle parçalandı. BEMSEN’in kuruluş çalışmaları içinde yer aldı ve ilk yönetim kurulunda genel başkan seçildi. BEMSEN’in kök salması, grevli toplusözleşmeli hak alma mücadelesinin bilince çıkartılması yönünde sayısız etkinlik örgütledi. Elmas Yalçın’ı, katledilişinin 20. yılında anıyor, Elmas’ın kararlılığıyla mücadelemizi sürdürüyoruz. Tarih : 28 Eylül 2014Pazar Yer : Helvacıdede MezarlığıFeriköy Saat : 12.30 ‘H ABD dinledi  KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle