02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Taksim’de IŞİD protestosu En zor seyir u Suriye sınırında gün boyu bölgede yaşanan çatışmaları izleyenler, ya savaşan yakınlarının başına bir şey gelmesi endişesi ya da evlerinin IŞİD tarafından yağmalanmasının hüznüyle gözlerini tel örgülerin ötesinden alamıyor. MAHMUT ORAL Çatışmalar şiddetlendi, göç dalgası ve acı bekleyiş sürüyor Teorinin Aşk İlişkileri Yaşadığımız zamanları nasıl yazmalı, nasıl adlandırmalı? Bu soru kendini politik alanın dışında tutmayı seçen ya da becerebilen “tarihçi” ya da “vakanüvislergünlük tutucular” için zor değildir. Ama durum sizi etkiliyor, toplumsal sorumluluklarınızı hatırlatıyor, gelecek tasavvurlarınızla ilgili öngörülerinizi ya da hazırlıklarınızı bozuyorsa başka türlü bakmalısınız. O zaman da genellikle tarihin hazinesinden ya da çöplüğünden çıkaracağınız kimi şablonların yardımına başvurmanın yeterli olacağı gibi yanlış bir kanıya kapılma olasılığı yüksektir. HHH En iyisi o şablonları, teorik özetleri tümüyle reddetmeden gerçeği tanımlamaya girişmek ve yanlış yapmaktan da korkmamak. Bu türden arayışlara girişenler arasındaki tartışmaların sizi doğrultacağına, nihayet daha doğru bir analize, tahlile ulaşılabileceğine güvenebilirsiniz. Soruyu yineleyelim; nasıl bir dönemden geçiyoruz, yaşadığımız dönemin toplumsal, ekonomik, politik tanımı nasıl yapılmalı? Bir dini diktatörlüğe doğru mu ilerliyoruz? 30’lu, 40’lı yılların Nazi ya da faşist dönemine benzer bir durum içinde miyiz ya da bizi böyle bir dönem mi bekliyor? HHH Önce şunu söylemeli; bekleyen yok, hareket halindeyiz ve her geçen gün adına ne derseniz deyin o hareket eden ve sizin hareketsizliğinizden güç alan gelişmenin toplumun hayrına bir şey olmadığı kesindir. Politik alanda yer almak, toplumsal hareketlilikle bağ kurmak, böylece değişimi ileriye doğru çevirmek isteyen sol siyaset ya da siyaset odakları, partiler, çevreler, hadi küçümsemeyelim kimi zaman bir odaktan daha fazla anlam ve potansiyel ifade eden kişiler bu durumun farkındadırlar. HHH Öyleyse, şablonları bir yana bırakmanın zamanıdır. Çünkü durumun şablonlara uyup uymadığı tartışması zaman kaybından başka bir şey olmaz. En iyisi “somut durumun somut tahlilinden” yola çıkmak ve durumun benzersiz olabileceği ihtimalini de, ki tarih benzersiz durumların birikimidir aynı zamanda, gözden uzak tutmamaktır. Görünen ve görünenin arkasındaki fon şöyledir: Binbir türlü manevra ve mekanizma ile oy desteği sağlamış olan iktidar partisi, Türkiye’yi diniotoriter bir rejimin kalıbına sokmak istiyor. Belirtiler iktidar partisinin, sistemle uyuşarak kalıcılaşmaya, güç kullanarak ya da şantajla büyük sermayenin “rızasını almaya” çalıştığını gösteriyor. HHH Uluslararası konjonktür kimi zaman sıkışıyor olabilir ama iktidar partisinin planlarına denk düşüyor. Bu partinin politik kıvraklığı ve uluslararası emperyal güçlerin planlarına aykırı düşmemeye gösterdiği özen onu güçlendiriyor. Solda yapılan kimi analizlerin uluslararası güçlerle arada bir ortaya çıkan çelişkileri abartması da geçici ve zararlı halüsinasyonlara yol açıyor. İktidar partisi, yasa tanımaz politik kıvraklığı ile karşıdaki güçlerin, sosyal demokratlar dahil muhalefetin meşruiyetçiliği karşısında açık ara yüz metreyi tamamlamak üzeredir. Ve o yüz metreden sonra rejimin adının ne olacağı gerçekten önemsizdir. HHH Evren diktatörlüğünün nasıl adlandırılması gerektiği konusunu yıllar boyu tartışan sol, diktatörlüğün güç yitirdiği yıllarda nihayet “faşist” demenin doğru olacağı konusunda anlaşmıştı. Geçen zaman ise solun neredeyse bire kadar kırıldığı ve bugün egemen olan rejim için temel taşların döşendiği yıllar oldu. Lafı fazla uzatmanın âlemi yoktur, durum hiç de hoş sayılmaz; dün yanlış yapmış olanlardan, hatalı davrandığı düşünülenlerden bugün hesap sorarak ya da “armudun sapı üzümün çöpü” hesabıyla ilerlemek mümkün değildir. HHH Şablonlara takılmayalım; “teorinin gri, hayatın yeşil olduğunu” söyleyen Goethe’yi anımsayalım. Teoriyle hayatın derin aşklarını, kara sevdalarını unutmayalım. Hadi başka türlü söyleyelim; kent kuşatıldığında, “iğnenin sivri ucunda kaç melek var?” tartışması abestir... Ayrıca, “atı alan Üsküdar’ı geçmek üzere...” İstanbul Haber Servisi KESK, DİSK’in de aralarında buluduğu yüzlerce sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti üyesi Taksim Tünel Meydanı’nda, Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüyerek IŞİD’i protesto etti. Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklaması yapıldı. Ellerinde flamalarla Taksim Meydanı’na yürümek isteyen küçük bir grupa polis müdahale etti. Flamaların kaldırılmasının ardından polis geçişe izin verdi. HAKKÂRİ (DHA)Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre Çukurca ilçesindeki yol kontrolleri sırasında PKK üyeliği suçundan aranan 1 kişi yakalanarak tutuklandı. Yeni Köprü kontrol noktasında yapılan operasyonda ise Yüksekova ilçesinden örgüte katılacakları belirtilen N.A. ve Ö.E. ile onları kırsala götürdüğü değerlendirilen D.Y. gözaltına alındı. Dağa gidiyorlardı ŞIRNAK (DHA) PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarından kaçan 3’ü çocuk 7 PKK’li, Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim oldu. Çözüm sürecinin başladığı 21 Mart 2013’ten bu yana Habur’dan teslim olan PKK’li sayısı 324’e ulaştı. 7 PKK’li teslim oldu SURUÇ IŞİD’in saldırılarının ardından katliam korkusuyla Kobani’den yardım çağrıları yükselirken, dün sabah saatlerinde uçakların Kobani üzerinde uçuş yapması heyecan yarattı. Türkiye sınırında ise çatışmalar sürüyor. Çok yoğun silah seslerinin duyulduğu bölgedeki çatışmalar, Türkiye tarafındaki endişeli köylüler tarafından anbean izleniyor. Kobani’nin Mert İsmail köyündeki çatışmaları, sınırın Türkiye tarafındaki aynı adlı Mert İsmail köyündekiler ise endişeyle izliyor. 50 yaşındaki Gülizar adlı kadın, 22 yaşındaki oğlunun YPG’ye katıldığını belirterek “Biz barış istiyoruz. Rojava’da Kürt halkının IŞİD çetelerine karşı galip gelmesini istiyoruz. Ama Türkiye bu IŞİD karşısında hâlâ uyuyor. Sınırdaki tanklar IŞİD’e karşı değil, Kürtlere çevrilmiş durumda” dedi. Suruç ilçesinde, sınırdan Türkiye’ye kontrollü girişler devam ediyor. REUTERS rerek kadını vahşice katlettiğini ifade ediyor. çocuk öldü Mayına basan ateş açıldı: 2 yaralı Sınırda sivil araçlara ŞİD’in mallarımı nasıl talan ettiğini izliyorum!’ Kobani’nin Mert İsmail köyündeki çatışmaların ardından çocukları ve torunlarından oluşan 30 kişilik ailesiyle Türkiye’ye sığınan 67 yaşındaki Ahmet Öztunç ise dürbünle köyündeki çatışmaları izliyor. Öztunç, “Çocuklarımı, ailemi her sabah Suruç’ta bırakıp, buraya gelip IŞİD’in mallarımı nasıl talan ettiğini izliyorum. Amerika öncülüğündeki uluslararası güçlere çağrım var. Gelip bizi korusunlar. Yok eğer gelmeyeceklerse de Kürtlere silah versinler. Bizim IŞİD ile savaşacak silahımız yok” diye konuştu. Kaçakçılıkla geçinen 50 yaşlarındaki Muhammed Asman ise Türkçe konuşmaya başladıktan sonra Kürtçe devam ediyor. Anlattıkları ise bizi dehşete düşürüyor. 17 yaşındaki oğlu Adil Muhammet ve köyden 180 gencin 2.5 yıl önce Irak’a çalışmaya giderken Tel Abyad civarında kaçırıldığını, gençlerden 20’sinin öldürüldüğünü anlatan acılı baba, oğlu ve diğer gençlerden haber alınamadığını belirtiyor. Asman, IŞİD’in yakaladığı YPG’li bir kadını ise ayaklarından iple iki arabaya bağlandığını, sonra da arabaları farklı yönlere hareket etti ‘I DİYARBAKIR (DHA)DBP, dün akşam IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını protesto için yürüyüş düzenledi. 1 kilometre uzaklıktaki AKP binasına giden DBP’liler, YPG lehine slogan attı. Ana cadde üzerinde önlem alan polis, yürüyüşe izin vermedi. DBP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, katılımcılara seslenip “Katliamlara sessiz kalmayacağız” dedi. Sonrasında gruptaki bazı kişilele polis arasında gaz bombalı, taşlı çatışma yaşandı. Polis yürüyüşe izin vermedi Mürşitpınar Sınır Kapısı yakınındaki mayınlı araziden Türkiye’ye geçmeye çalışan 11 yaşındaki Fadıl Şeho ve ağabeyi 17 yaşındaki Mahmud Şeho, mayına basarak yaralandı. Şeho, Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralılardan Mahmud Şeho yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Kobani’deki çatışmalarda yaralanan 19 yaşındaki Leyla İbrahim de Türkiye’ye getirilerek aynı hastanede tedavi altına alındı. Suruç’ta Kobani sınırına yakın bir noktada Barış Anneleri’nin basın açıklaması sırasında yoldan geçen bir sivil minibüse ateş açıldı. Saçmaların isabet ettiği iki kişi yaralandı. Ateşin nereden açıldığı belirlenemedi. Bir diğer minibüsün de kurşunlara hedef olduğu belirtildi. IŞİD saldırıları nedeniyle çok hareketli günler geçiren Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, sınırdan Türkiye’ye kontrollü girişler devam ediyor. Mürşitpınar gümrüğünün batısında 2 kilometre kadar uzakta tel örgülerin arasından açılan güvenli giriş noktasından gelen Kobanili ler, üstleri aranıp sağlık kontrolünden geçirildikten sonra içeri alınıyor. Aynı noktada, önceki gün Mürşitpınarı kapısından Rojava’ya gitmek isteyenler engellenince, tel örgüleri yıkıp Kobani’ye geçtiler. Geri dönenler gruplar halinde Türkiye’ye girdi. Ancak bu kişilere “pasaport kanununa muhalefet” suçundan 3’er bin lira para cezası kesildi. Kobani’den kaçanların Türkiye’ye giriş yaptığı Suruç’un Yumurtalık bölgesine saat 19.00 sıralarında Kobani’nin Til Şiir köyü taraflarından kimliği belirsiz kişilerce birkaç el ateş açıldı. Sınırda ateş açıldı CHP ve HDP’den AKP hükümetine Kobani çıkışı ‘Sınır koridor açılsın’ DUYGU GÜVENÇ WASHINGTON HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çözüm sürecinin yürümesi için Kobani’nin öncelik kazandığı yolundaki açıklamalarına, CHP’den de destek geldi. CHP ve HDP, “IŞİD ile PYD bir olamaz” görüşüyle hükümeti Kobani’de sınırı açmaya çağırdılar. Washington’da 2’ncisi düzenlenen, “Ortadoğu’da Yeni Kürt Realitesi” konferansına katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kobani’yi de içine alan Rojava konusunda bir vicdan ortaklığı yaratılamadığını belirtti. Tanrıkulu, “Eğer Cumhurbaşkanı, hükümet, Rojava’daki Kürt meselesiyle, IŞİD meselesini aynı tutuyorsa Türkiye’de Kürt meselesinin çözümünden de o kadar uzaktır. Bir tarafta IŞİD gibi vahşet örgütü var, diğer tarafta kendi topraklarını korumaya çalışan bir halk var. İkisini bir tutan zihniyetten barış da çıkmaz, demokrasi de çıkmaz” diye konuştu. Tanrıkulu’nun başta bu sözleri, çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu dinleyiciler tarafından alkışla karşılanırken iki muhalefet partisi temsilcisi de IŞİD ve PYD’nin bir tutulamayacağını vurguladılar. Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin, IŞİD’in Kobani’ye girmesini beklediğini belirterek bölgeye hava operasyonunu Türkiye’nin durdurduğunu hissettiklerini söyledi. Demirtaş, “ABD’nin Kobani’ye müdahale etmemesinde Türkiye’nin rolü olduğunu görüşmelerimizde hissediyoruz. Bir karşı diplomasi yapıldığını hissediyoruz” dedi. Türkiye’nin uçuşa yasak bölge ve tampon bölge istemesini eleştirirken acilen sınırdan koridor açılmasını isteyen Demirtaş, “Hükümetten bunu açık açık istedik. Bu beklentileri Davutoğlu’na da ilgili bakanlara da ilettik. Reddediyorlar. Sınırların açılmasına izin verilmeyeceğini söylüyorlar” diye konuştu. Davutoğlu’ndan acil randevu talepleri olduğunu kaydeden Demirtaş, Türkiye’nin ille de IŞİD’e müdahale etmesi gerekmediğini belirtirken “Koridor açsa bu da yeter. En azından ağır silahların geçmesine izin verin diyoruz. Eğer bunun kapısını açmazsa Kobani’de gerçekleşecek katliamlardan dolaylı da olsa Türkiye sorumlu tutulacaktır” dedi. Vahşice katlettiler ŞIRNAK (DHA) IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını protesto etmek isteyen bir grup önceki gece DBP binası önünde toplandı ve Irak’a açılan Habur Sınır Kapısı’na doğru yürüyüşe geçip yolu ulaşıma kapattı. Gruptaki bazı kişiler, polise molotof ve sapanla taş attı. Polis de gruba gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Bir süre devam eden olayların ardından gruplar ara sokaklara kaçtı. Bir süre sonra Habur yolu üzerinde toplanan bir grup da barikatlarla yolu kapatıp sürücülere kimlik kontrolü yaptı. Alkol satışı yapan büfe ateşe verildi. Olaylı gece HAKKÂRİ (DHA)IŞİD militanlarının Kobani’ye yönelik saldırılarında ölen YPG’li Menduh Sırrı’nın cenazesi dün sabah Hakkari’nin Yüksekova ilçesine getirildi. Esendere beldesindeki Güvenli köyüne götürülen cenaze burada toprağa verildi. Cenazenin ardından İlçe merkezinde toplanan bir grup ilçe merkezindeki Cengiz Topel Caddesi’nde barikat kurarak yolu trafiğe kapattı. Eczaneler sokağında güvenliği sağlayan polis araçlarına da taş ve molotofkokteylleriyle saldıran gruba, polis de biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Yaşanan gerginlik nedeniyle esnaf kepenk kapattı. Cenaze gerilimi Şehit polisler toprağa verildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BitlisDiyarbakır karayolundaki polis kontrol noktasına düzenlenen roketatar ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıyı PKK üstlendi. Saldırıya müdahale için giden zırhlı aracın devrilmesi sonucu şehit olan 3 özel harekat polisi dün toprağa verilid. BitlisDiyarbakır karayolu Arıcılık mevkisinde bulunan polis kontrol noktasına, gece saatlerinde PKK’nin silahlı kanadı HPG roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Noktada görevli polislerin anında karşılık vermesi üzerine, teröristler gecenin karanlığından faydalanarak kaçtı. Saldırının ardından olay yerine takviye olarak giden özel haden Fatih Sağır, Mustafa Aslan ve Eyüp Emre Kan yapılan müdahaleye rağmen şehit oldu. Yaralı poliser Ramazan Sanaktar, Mustafa Kızılay ve İlhan Çakıcıoğlu’nun ise tedavisinin sürdüğü bildirildi. Şehitler için Özel Hareket Şube Müdürlüğü binasının bahçesinde tören düzenlendi. Törene, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bitlis Valisi Orhan Öztürk, Siirt ve Muş Valileri, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri, şehit polislerin silah arkadaşları ve aileleri katıldı. Sağır, Çorum’un İskilip ilçesinde, Kan, memleketi Elazığ’da, Arslan da İskenderun’da son yolculuğuna uğurlandı BİTLİSDİYARBAKIR KARAYOLUNDAKİ SALDIRIYI PKK ÜSTLENDİ HDP’LİLER İZLENİMLERİNİ PAYLAŞTI ‘Kobani düşerse barış umudu yara alır’ İstanbul Haber Servisi Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) çağrısıyla geçen günlerde Kobani’ye giden heyet Karaköy’deki İnşaat Mühendisleri Odası’nda düzenledikleri basın toplantısında izlenimlerini aktardı. Kobani’ye destek için gidenlerin Suruç’ta saldırıyla karşılaştıklarını anımsatan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kobani’de Kürt halkının merkezinde durduğu cephenin çıplak bedenleriyle direndiklerini, karşılarındaki IŞİD’in ise tanklarla savaştığını söyledi. Tampon bölge oluşturmanın IŞİD’e karşı değil, Kürtlere, halklara karşı mücadele planı olduğunu savunan Yüksekdağ, “Kobani düşerse, AKP’nin varlık alanı da bertaraf olur, barış ve çözüm umudu yara alır” dedi. Şehit polis Eyüp Emre Kan memleketi Elazığ’da toprağa verildi. rekat polislerinin içinde bulunduğu zırhlı araçlardan biri, çatışma bölgesine yaklaşık 600 metre kala virajı alamayarak devrildi. Kazada, araçta bulunan 5 Özel Harekat Polisi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Bitlis Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan polisler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle