02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 2014 PAZAR 4 HABERLER Hükümet, seçimi kazanamaması durumunda Erdoğan’ın işaret ettiği B ve C planlarını devreye sokacak Aykırı Sorular Sevgili, Enver Aysever’in CNN’de yayımlanan “Aykırı Sorular” programının yayından kaldırılması üzerine hemen aklıma gelen şu oldu. Egemenin sultasına sunulmamış yetenek cezasız kalmaz. Eh bizim Enver’de de yetenek bol olduğuna göre, bugünlerde başına bir iş gelmesini beklemek gerekirdi. Gerçekten de Enver Aysever, çok alanda yeteneğini kanıtlamış genç bir arkadaşımız. Sistemimizin meritokrasi (bir işe atamada liyakatın esas alınması) olmamasına karşın, bizde de yeteneğe hiç itibar edilmediğini söylemek yanlıştır. Evet gerçi, eş dost, akraba ve özellikle yandaş kayırma illetinin en derin hücrelere kadar nüfuz ettiği toplumda yaşıyoruz. Ama onlardan sıra kalınca, yeteneğe de alan açılabiliyor. Çünkü toplumdaki kokuşmuşluğa karşın zaman zaman yetenek hâlâ prim yapıyor. Ancak yetenek prim yapmakla birlikte zaman zaman can sıkıcı olabiliyor, çünkü yetenek, yandaşılığın aksine, kendine güvenen, dolayısıyla bağımsız olma niteliklerini de bağrında taşıyabiliyor. O bakımdan da egemenin gözü fırsat sunduğu yeteneğin üstündedir hep. Bu durumda kendisini kanıtlama sorunu olmayan yetenek, bağlılığını ispatlamak ve sultaya boyun eğmekte olduğunun işaretlerini vermek zorundadır. Vermediği zaman başına gelecek olan, Enver Aysever’in başına gelendir. İçinde bulunduğumuz dönemde Enver Aysever olgunun tek örneği de değil. HHH Olayın bir de aykırı soru yanı var. Dogmaların egemen olduğu toplumlarda soru sevilmez, istenmez. Oysa insanı insan yapan sorudur. Çünkü soru, insanı gerçeğin kapılarına dayanmaya götüren yolun ilk adımıdır. Soru meraktır ve merak klişeyle, sloganla yanıtlanabilecek bir şey değildir. Merak ve soru kuşkudur. Dogmacı ve dayatmacı toplumlar kuşkuyu sevmezler. Onlar için soru, ancak dogmaları, dayatmaları haklı kılacak, sloganların tekrarlanması için tutulmuş çanaklar olduğu zaman makbuldür. Dayatmacı toplumlarda soru uysal olduğu zaman mazur görülüp icazet alabilir. Kuşkuculuk, giderek aykırılık ancak demokrasilerde hoş görülecek, katlanılabilecek bir şeydir. Bu kuralın istisnası yoktur. Yani bir toplum, kimi alanlarda, demokrasi ve özgürlük yoktur, ama kimi alanlarda kuşkuculuğa yer vardır, gibi bir durum olamaz. Çanakçı ve çanak yalayıcı yandaş medyanın egemen olduğu bugünkü Türkiye’de de aykırı sorulara yer olmadığını belirtmeye bile gerek yok. Türkiye 2014’te, bir yetenek alenen aykırı sorular soracak! Olacak şey mi? Nitekim olmadı da! İşte Enver Aysever’in “aykırı sorular” olayının ardındaki gerçek bu!.. HHH Sevgili, internetimde LÖSEV’den gelen bir ileti buldum. Biliyorsun, LÖSEV bugün kanserde yüzde 90 tedavi başarısı yakalamış, BM’nin danışmanı bir sivil toplum kuruluşu. 1990’lı yıllarda tedavisine başlanan her lösemili 100 çocuktan 80’i kaybediliyordu. Daha acısı iki çocuktan bir tanesinin tedavisi devam edemiyordu. Bugün büyük başarılar elde edilmiştir. Ayrıca LÖSEV tarafından 20102013 arasında lösemili çocuklara yapılan maddi yardımlar şöyledir: Banka hesabına yatırılan maddi yardımlar: 20.593.450 TL Ayni yardımlar (et, bakliyat, giyim vb): 6.588.000 TL Sağlık ve tedavi yardımları: 11.937.941 TL Eğitim yardımları ve sosyal yardımlar: 1.711.284 TL Bütün bu yardımların toplamı da 40.830.675 TL ediyor. Sevgili, LÖSEV’in senden isteği, kuruluş hakkında bilgilenmen, eğer değer görürsen dostlarını ve yakınlarını da bilgilendirmen ve önümüzdeki bayramda kurban bağışını (bir kurban 570 TL) LÖSEV’e yapman. Gerekli bilgiler için başvurabileceğin adresler: Alo LÖSEV: 0532 765 06 60 0312 447 06 60. Banka bağışları için internet ekranında online bağış: losev.org.tr Bütün bilgiler için: www.losev.org.tr Unutma, her kurban lösemili çocuklara can! HSYK’yi kilitleyecekler IŞİD rehinesinin düğününe katıldı Davutoğlu, terör örgütü IŞİD tarafından Musul’da rehin alındıktan sonra Türkiye’ye getirilen konsolosluk görevlilerinden Mesut Taşkıran’ın düğün törenine katıldı. Davutoğlu, düğüne gelen ve kurtarılan en küçük rehine Ela bebeği kucağına alarak sevdi. EMİNE KAPLAN ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HSYK seçiminde hükümetin istediğinin olmaması durumunda uygulamaya koyacaklarını açıkladığı B ve C planı, ilk aşamada yasa değişikliği ve seçimlerden sonra da anayasa değişikliğini içeriyor. HSYK’de cemaatin karar almasının önüne geçilmesi için yasa değişikliği ile 2010 referandumundan önceki düzenlemeye dönülmesi formülü üzerinde duruluyor. Buna göre, Adalet Bakanı ya da Adalet Bakanlığı Müsteşarı olmadan HSYK Genel Kurulu toplanamayacak. Şu an 12 olan toplantı yeter sayısı da “üye tam sayısı” olarak değiştirilecek. HSYK’ye adli ve idari yargıdan belirlenecek 10 üye için 12 Ekim’de yapılacak seçime kısa bir süre kala hükümet kanadından gelen açıklamalar sertleşmeye başladı. AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın paralel yapının kazanması durumunda seçimin gayrimeşru olacağı yönündeki açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili sorulara, “Şu 12 Ekim’i görelim, sonra herhalde hükümetin de devletin başı olarak şahsımın da bu tabloya göre bir B, C planı olacaktır” dedi. AKP kulislerinde, B ve C planlarına ilişkin yasa ve anayasa değişikliği formülleri üzerinde duruluyor. Anayasa değişikliğinin bu Meclis yapısından çıkmasının zor olduğuna dikkat çekilirken, muhalefetin anayasa değişikliğine yanaşmaması nedeniyle böyle bir çalışmanın 2015 seçimlerinden sonraya kalacağı değerlendirmesi yapılıyor. Seçimde cemaatin HSYK’de çoğunluğa ulaşması durumunda ilk aşamada yasa değişikliği yapılacağına dikkat çekiliyor. Yasa değişikliği için ise 2010 referandumundan önceki HSYK yapısına işaret ediliyor. Partide, “2010 referandumundan önce Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı müsteşarı olmadan HSYK toplanamıyordu. Genel kurul üye tam sayısıyla toplanıyordu. Eğer paralel yapı kazanırsa eski hükümlere dönülür, bu şekilde paralel yapının HSYK’de ka Feyzioğlu: HSYK’yi toparlayalım ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, HSYK seçimleriyle ilgili yapılan tartışmanın bir kenara bırakılmasını isteyerek,“ Bunları bir kenarı bırakalım. HSYK’nın demokratik bir şekilde anayasa değişikliğine yeniden toparlayalım” dedi. İktidarın HSYK’yı RTÜK’ü model alarak yapılandırmak istediğini belirten Feyzioğlu, “RTÜK modeli televizyonlarda özgürlük sağladı ise hadi bakalım düşünelim, RTÜK iktidar menfaatlerini koruyan bir yap haline gelmiştir. O zaman RTÜK modelini HSYK’ya uygularsak, Türkiye’de zaten çeyrek kalmış olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı tamamen yok olacaktır. Hakimleri, savcıları, avukatları kendi hallerine bırakmaları gerekir” diye konuştu. AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın HSYK seçimleriyle ilgili açıklamalarını eleştiren Feyzioğlu, “her aşamada milli iradeden söz edenler sandığın kıymetinden bahsedenler, dem vuranlar. İşte burada bir sandık var. ‘Biz saygı duymayacağız’ diyorlar. Bu birinci çelişkidir. İkinci çelişki eğer yargı içerisinde bir cemaat örgütlenmesi varsa o zaman bunlar 12 yıllık iktidarları boyunca nasıl göz yumdular. Sorumlular kimlerdir” diye sordu. rar almasının önüne geçilir” değerlendirmesi yapılıyor. AVM’ler dualarla açılsın KIRŞEHİR (AA) Başbakan Ahmet Davutoğlu, AVM işletmecilerinden ortak dualarla güne başlamalarını istedi. Kırşehir’de Ahi Evran Külliyesi’ndeki 27. Ahilik Haftası törenine katılan Davutoğlu, “Alışveriş merkezlerini dualarla bereketlendirin, helal rızıkla bereketlendirin. Toplu olarak oralarda, dükkanlarınızı açarken, işinize başlarken bu Ahilik geleneğini oralara taşıyın” dedi. Konuşmasında esnafı, AVM’lere ezdirmeyeceklerini söyleyen Davutoğlu “Esnafımızı AVM’lere kurban etmeyeceğiz. Hem esnafımızı yaşatacağız, hem de yeni yapılacak AVM’lerde esnafımız için yüzde 5’lik kontenjan ayıracaklar. Bunu yapmayan AVM’ler faaliyetlerine devam edemeyecek. Nasıl Ahilik her zaman duayla açar o bedestende, esnaf diyarlarında. Siz de alışveriş merkezlerini dualarla bereketlendirin, helal rızıkla bereketlendirin. Toplu olarak, dükkanlarınızı açarken, işinize başlarken bu Ahilik geleneğini oralara taşıyın. Ahilik geleneği Anadolu’nun her yerinde nasıl yaşadıysa, Edirne’de hala sabah duayla açılır Selimiye’nin etrafındaki dükkanlar, ortak duayla. İsteriz ki bu ahlak bütün alışveriş merkezlerine, Türkiye’deki iktisadi hayatın heryerine girsin ve sirayet etsin” dedi. Başbakan Davutoğlu, işletmecilere seslendi: TAŞ ATMAK EDEPSİZLİK Kobani’de yaşanan olaylara sessiz kalmadıklarını belirten Davutoğlu, bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk’u isim vermeden eleştirerek, “Ama bir vekil tuttu, o kardeşlerimizin elinden tutarak sınırlarımızın içine çeken o aziz Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Ona buradan sesleniyorum; ‘Suriye’den gelen o kardeşlerimiz etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun gelenler, senin için gelmediler, sen orada olduğun için gelmediler, Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız’ diye geldiler. Eğer Mehmetçik orada olmasaydı onlar o kapıya sığınamazlardı” dedi. Öte yandan Tuğluk ise Davutoğlu’nun sözlerine sert yanıt verdi. Twitter üzerinden açıklama yapan Tuğluk, “Sayın Ahmet Davutoğlu’na cevabı önce kadınlar vermeli. Benim de bir çift sözüm olacaktır elbet. Kim hangi dilden anlıyorsa artık!” dedi. Anayasa seçim sonrası oplantı yeter sayısı 22’ye çıkarılabilir Hükümet, 2010 referandumunda HSYK’nin yapısını değiştirdikten sonra çıkardığı uyum yasasıyla HSYK Genel Kurulu için toplantı yeter sayısını 15 olarak belirlemiş ve salt çoğunlukla karar alınmasını öngörmüştü. Ancak 17 ve 25 Aralık operasyonları sürecinde cemaatin HSYK toplantılarını kilitlemesi üzerine toplantı yeter sayısını 15’ten 12’ye düşürmüştü. Toplantı yeter sayısının 22’ye çıkarılması ya da cemaatin karar almasını engelleyecek şekilde 16’ya yükseltilmesi seçenekleri üzerinde duruluyor. T LÖSEV Akdoğan’dan ‘Ahmet Abi’ye sitem MARDİN’DE TÜSİAD KONFERANSI MARDİN (Cumhuriyet) TÜSİAD’ın Mardin Artuklu Üniversitesi’nde düzenlediği “Çözüm sürecinin iktisadi boyutuna katkı: Alternatif Turizm” konferansına çözüm süreci ve Kobani damgasını vurdu. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Türkiye’yi IŞİD’in Sincar (Şengal) ve Kobani’deki saldırılarına sessiz kalmakla eleştirdi. Sözlerine “Ahmet abi” diyerek başlayan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise “Suriye Kürtleri Türkiye’nin doğal müttefiğidir. 150 bin insana kapısını, gönlünü açan Türkiye’ye birisi de çıkıp Allah rızası için teşekkür etmez mi?” dedi. Konferansta katılımcıları Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice “Hoş geldiniz” diyerek selamlayan Ahmet Türk, Türkiye’yi IŞİD’in Sincar (Şengal) ve Kobani’deki saldırılarına sessiz kalmakla eleştirerek, “Şengal’de Ezidi kardeşlerimizin katliamını gerçekleştiren, kadınlarına tecavüz eden bir anlayış karşısında suskunluğumuz halen devam ediyor. Yıllardır siyasetin dile getirdiği bir söz var. ‘Türkler ve Kürtler kardeştir’. Sizin kardeşlerinizin kızları, kadınları tecavüze uğrarken burda susmanın anlamı yok. Bugün Kobani etrafı kuşatılmış. Türkiye bu kardeşlik hukukunu gerçekten görerek bu sürece müdahale etmelidir” dedi. Akdoğan ise sözlerine Türk’e “Ahmet abi” diye hitap ederek başladı. Bitlis’te önceki gece taciz ateşinin ardından bölgeye giden 3 polisin şehit olmasını anımsatan Akdoğan, “Biraz önce Ahmet abi ruh halinden bahsetti. Benim ruh halim de daha şehitlerimizin naaşları toprağa verilmeden bu konuları çok da konuşmak istemiyorum açıkçası. Ama bunlar yaşanmasın diye bu konuları da cesaretle konuşmak durumundayız. Sadece bir iki günde 150 bin insanı kabul edebilmek, ağırlayabilmek büyük bir başarı. Büyük devletler sadece bakıyor, konuşuyor. Peki siz ne yaptınız? Türkiye’yi hep yalnız bıraktınız. Kimsenin Türkiye’ye ev ödevi verme gibi bir lüksü yok. Biraz da teşekkür etmek lazım. 150 bin insana kapısını, gönlünü açan Türkiye’ye birisi de çıkıp Allah rızası için teşekkür etmez mi? Sadece eleştirerek siyaset yapılmaz” dedi. ‘Biraz da teşekkür lazım’ DİNÇER: ÇÖZÜM ORTAK SORUMLULUK TUSİAD Başkanı Haluk Dinçer, Mardin’in, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması yönündeki çalışmaları heyecanla takip ettiklerini söyledi. Çözüm sürecine inandıklarını belirten Dinçer, “Son bir senedir süren barış ortamının sürdürülebilmesi için çaba sarf etmek tüm toplum kesimlerinin ve kurumlarının ortak sorumluluğudur. Bu nedenle bu sorumluluğun bilincinde olarak, biz, TÜRKONFED ile birlikte şiddet ve terörün geri dönüşü olmayacak bir şekilde ülke gündeminden çıkarılabilmesi için çözüm sürecinin ekonomik ayağına sahip çıktık. ‘Yatırıma devam diyerek’ 3. toplantımızı 6 Kasım’da Van’da gerçekleştiriyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle