28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Kızların Ahı Olmayan Suçun Soruşturması Son dönemde hakkımızda yapılan soruşturma istemleri giderek arttı. En son, Yasin el Kadı, “hakaret ve soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlamasıyla savcılığa başvurmuş, hakkımızda soruşturma yapılarak kamu davası açılmasını istemiş. Okurlarımız biliyor, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Aile dostumuzdur, ne var bunda?” dediği Yasin el Kadı’nın, BM Güvenlik Konseyi’nin 28 Eylül 2001 tarihinde kabul ettiği 1373 sayılı kararla “El Kaide ve Taliban mensubu olan ya da bu örgütlerle bağlantılı kişiler ve kurumlar” listesine alınmış, Türkiye’deki tüm para, mal, hak ve alacaklarına el konulmuş, bu karar AKP iktidarı döneminde (Ekim 2012) Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılmıştı. 2013 yılı Aralık ayında İstanbul Savcılığı tarafından açılan ikinci yolsuzluk soruşturması listesinde birinci sırada Yasin el Kadı’nın adı yer alıyordu. Gelelim, bizim için istenen soruşturmaya... Yasin el Kadı’nın savunmanı Mustafa Doğan İnal, 6 Ocak 2014 tarihli “Dubai’ye Götürülen 2.5 Milyar Kimindi?” başlıklı yazımızda yer alan bir tümcede, Yasin el Kadı’ya “aşağılamak, toplum önünde küçük düşürmek amacıyla basın yoluyla hakarette bulunduğumu” ileri sürmüş ve savcılığın da hakkımızda soruşturma açmasını istemiş. İstanbul Savcılığı da, soruşturma istenen yazıya bir kez bile bakmadan, Ankara’da talimatla ifademizin alınmasını istemiş. Oysa, açılsa o yazı, bir okunsa, Yasin el Kadı’nın avukatının hakaret unsuru içerdiğini ileri sürdüğü o tümcenin yazımızda yer almadığı görülecek! Olmayan bir cümle üzerinden hakkımızda soruşturma isteniyor, o olmayan bir tümce için biz gidip savcılığa ifade veriyoruz. Eh, soruşturmaya uğrayanların soruşturulmadığı, ama soruşturmayı soruşturanların soruşturulduğu bir ülkede, olur böyle şeyler... Üniversiteler, kamu alanları, Meclis derken; türban ortaöğrenime de girdi. Yakında ilkokula, oradan anaokuluna, daha sonra da doğumhanedeki bebek küvezine kadar da inecek... Eşitliğe ve çağdaş yaşam atılımlarına karşı sinsice yürütülen bu gerici tutuma bugüne değin göz yuman, hatta oy alacağı sanısıyla destek veren Kemal Kılıçdaroğlu ve çok bilmiş akıldaneleri ile onlara tepki göstermeyen, başta kadın parti yöneticileri ve milletvekilleri olmak üzere tüm sorumlu CHP’lileri, bundan böyle yaşamları karartılacak ve özgürlükleri kısıtlanacak milyonlarca küçük kız, hiç ama hiç unutmayacaktır! Her birinin ilenci tek tek yakalarında asılı kalacaktır. Zorunlu Din Dersi Yenisi Günlük konuşmalarda sıkça rağbet edilen söylemlerden biri de “dünyanın her yerinde...” ya da “dünyanın hiçbir yerinde...” diye başlayan çoğu gerçeğe aykırı, yalan yanlış gerekçelendirmelerdir. Okullarımızda zorunlu din dersleri kapsamına 10 yaşındaki beşinci sınıf öğrencileri de alındı ya, başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere tüm iktidar sözcüleri benzer söylemlere başvuruyorlar, kamuoyunu aldatıyorlar. “Avrupa ülkelerine bakın” diyorlar, hepsinde “zorunlu din dersi var!” Oysa bu söylemin aslı astarı yok! HHH Bir bakalım: Fransa, Slovenya ve Arnavutluk dışında hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde okullarda din dersi veya bu dersin yerine konulan bir ders görülüyor. Güney Avrupa ve Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Finlandiya, Avusturya ve Almanya’da din dersleri mezheplere göre düzenleniyor. Katolik ve Protestan öğrenciler ayrı dersler görüyorlar. Bazı ülkelerde öğrencilere din dersi dışında “dinler üstü” bilgiler içeren seçenekler sunuluyor. Bu seçenek dersler “Ahlak (Etik)”, “Felsefe”, “Değerler ve Ölçüler” başlığı altında veriliyor. Örneğin, Portekiz, Belçika, Lüksemburg ve İspanya’da öğrenciler alacakları bu dersleri ders yılı başında belirliyorlar. Din dersinin zorunlu olduğu Almanya’da öğrenciler kendi mezheplerine (Katolik veya Protestan) göre ders görüyorlar. Bazı bölgelerde okullarda İslam da ders olarak okutuluyor. Bremen ve Brandenburg eyaletlerinin ise özel bir durumu var. Bremen Sözleşmesi’ne göre 1 Ocak 1949 tarihinde bu eyaletlerde öğrenciler din derslerinden muaf tutulmuş, bu uygulama bugün de sürüyor. HHH Avusturya’da din dersleri zorunlu, Katoliklik ve Protestanlık dışında Ortodoksluk mezhebi ile Yahudi, İslam, Budizm dinleri de bu ders kapsamında yer alıyor. Avusturya’da, deneysel bir uygulama olarak 1997 yılından bu yana okullarda “dinler dışı” içerikte ahlak öğretileri de bir seçenek olarak öğrencilere sunuluyor. Nüfusunun neredeyse tümü Katolik olan İtalya’da başka din ve mezheplerdeki öğrenciler de 1987’den bu yana Katolikliği işleyen zorunlu din dersine arzu ettikleri takdirde girebiliyorlar. Bunlar aileleri ve okul eğer anlaşırsa masrafları üstlenmek koşuluyla kendi din ve mezheplerinin işleneceği dersleri alabiliyorlar. Okullar din derslerine girmek istemeyen öğrencilere seçenek olarak “Yurttaş ve İnsan Hakları” dersini sunuyor. Bu derse girmek de öğrencinin arzusuna bağlı. HHH Yunanistan’da ise din dersleri konusunda Türkiye ile başa baş yarışabilecek bir bağnazlık sergileniyor. Yunan okullarında Ortodoksluk öğretimi zorunludur. Bu derse girmek istemeyen öğrenciler için tek seçenek olarak okulla ilişkisini kesmek kalıyor. Batı Trakya’daki durum ise farklı. Buradaki Müslümanların kendi dinlerini öğrenme hakkı 1923 Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış. Bilindiği gibi Yunanistan’ın resmi sözlüğünden “Türk” sözcüğü çıkartıldı. Batı Trakya’daki Türk nüfusu “Müslüman nüfus” olarak adlandırılıyor. 2007 yılına kadar Batı Trakya’daki okullarda din dersleri Türkçe olarak verilirken çıkartılan bir yasayla bu derslerin Yunanca olarak verilmesi uygulamaya sokulmak istendi. Batı Trakya Türkleri bu uygulamaya karşı direnince yasanın uygulanması altı yıl gecikti. 2013’ten bu yana Batı Trakya okullarında İslam dini ve Kuran Yunanca olarak veriliyor. Bu uygulama Türkiye’de 10 yaşından başlayarak Alevi çocukları Sünniİslam derslerine zorlamak kadar insan hakları ile bağdaşmayan bir tutumdur. Din dersleri konusuna arada bir değineceğiz. Parti Devleti Önce 2012’de Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik, ardından 2013’te Orman Genel Müdürlüğü Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, en sonra da geçen ağustos ayında Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’i değiştirdiler. Anayasayı takan yok zaten de, kanun hükmünde kararnameye bile gerek duymuyorlar artık. Yönetmelik değişiklikleri ile bürokrasiyi hallaç pamuğu gibi atıp parti devletini en uç noktasına kadar kurguluyorlar. Laforizma, İbrahim Eroğlu’ndan: Babalar ve Oğullar... Yeni yazarı: TURGE(nye)V. Saptama, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör’ün: “Son 1012 yıl içerisinde yaklaşık 2.5 milyon ton pancar şekeri üretiminin daralmasının hayvancılığa yansıması 6.3 milyon ton yaş pancar küspesinin ve 800 bin ton melasın kullanılamaması olmuştur. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) kota oranlarının ülkemizde AB ülkelerine oranla yaklaşık 3 katı oranında fazla uygulanmasının sadece et üretimine olumsuz yansıması yaklaşık 200 bin tondur.” Böylesi bir yıkım, kimsenin umurunda değil... İnadına, uluslararası tekellerin istemlerine uygun bir tasarı hazırlandı. Şeker Yasası’nı bir kez daha değiştiriyorlar. Özden Toker’e göre, tasarının kime yarayacağı ortada: “Şeker Kanunu değişikliği ile yapılmak istenenler; glikozun kota kapsamı dışına çıkarılması ve NBŞ kotalarının artırılması, hatta zamanla tamamen Pancar Düşmanlığı kaldırılmasıdır. Tasarıda kamuoyu algısını değiştirmek amaçlı olarak ‘diğer şekerler’ adı altında gizlenen NBŞ’lerin yüzde 10 olan kotası, yüzde 50 artışla yüzde 15’e çıkarılmaktadır. Mevcut kanunda bile AB ortalamalarının çok üzerinde üretim kotası verilen NBŞ’lerin kotasının yüzde 15’e çıkarılmasının pancar şekeri sanayiine, pancar üreticilerine etkisi çok büyük olacaktır. 125 bin ton şekere karşılık gelen bu artırım doğu bölgelerimizde yer alan 4 şeker fabrikasının kapanması, 1 milyon ton pancarın üretilememesi, yaklaşık 200 bin dekar alanın pancar üretimi dışında kalması, en az 10 bin ailenin pancar üretiminden uzaklaşması anlamına gelmektedir.” Bir ilkel kavim işgali yaşanıyor sanki. Anadolu baştan aşağı satılıyor, ulusun yararına olan her şey yıkılıyor. Ülke yangında, tütüyor... Burnu için gitti SİBEL BAHÇETEPE İstanbul Kadıköy’de özel bir hastanede burun ameliyatı olduktan sonra hastaneden enfeksiyon kapan ve ölümle burun buruna gelen, iki bacağı diz altından kesilen 25 yaşındaki Sevinç Çelik, hayata tutunmaya çalışıyor. Hastane yetkilileri, ameliyatı yapan doktor ve kan tahlillerini alıp onaylayan doktor hakkında bulunduğu suç duyurusu kapsamında dün savcılığa ifade veren Çelik’i, İstanbul Maltepe Fındıklı’daki evinde ziyaret ettik. Rahat nefes alamadığı için burun ameliyatı olan Çelik, “Hastanede bir gece kalıp eve geldikten sonra yüzümde aşırı şişlikler oluştu, ameliyat nedeniyle normal olduğunu sandım ama birkaç gün sonra ateş, kusma, başımda ağrı, gözkapaklarımda çökükler, vücudunda ağrılar arttı. Doktorumu aradım, asistanı çıktı, bunların normal olduğunu söyleyip anbiyitotik verdi ve onları içtim” dedi. Bir gece Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine giden Çelik, “Ameliyathane enfeksiyonu kaptığım tespit edildi. Sepsis teşhisi konuldu. Göztepe’de yer olmayınca, Bağcılar’daki özel bir hastaneye sevk etmişler. Burada 1 hafta komada kalmışım. Yoğun bakımdan çıkınca tekrar Göz İstanbul’da sağlık skandalı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] iki bacağından oldu 25 yaşındaki Sevinç Çelik’in iki bacağı diz altından kesildi. tepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildim ancak bu süre içinde ayaklarım kangrene çevirmiş. Doktorlar ayaklarımı kurtarmak için çok çabalamışlar, ne yazık ki sonunda kesilmesine karar verilmiş. Pişman oldum, keşke ameliyat olmasaydım. O kadar büyük bir ihmarkarlık var ki bunları yaşadık. Psikolojik destek alıyorum. ” Baba Durmuş Çevik ise hastane ve doktor hakkında toplam 1 milyon liralık maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını anımsatarak, şunları söylüyor: “Protez takılması için maddi gücümüz de kalmadı. İnternetten bir kampanya başladı, yardımlar oluyor. Bağcılar Belediyesi tekerlekli sandalye hediye etti, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da ziyaret etti. Bunlar bizi mutlu eden şeyler. ” ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] 1 milyonluk dava BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY ‘En İyi Sağlık Haberi Ödülü’ Cumhuriyet’e l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Eczacılar Birliği’nin (TEB) iki yılda bir verdiği “TEB Basın Ödülleri” sahiplerini buldu. Muhabirimiz İklim Öngel, “Hastalar Çaresiz” haberiyle “En İyi Sağlık Haberi Ödülü”ne değer görüldü. Yazılı, görsel ve internet olmak üzere 13 kategoride belirlenen ödüllerin kazananları TEB internet sitesinde yapılan oylamayla belirlendi. Lüks cipe silahlı saldırı Dere yatağına tapu vermişler HATAY (Cumhuriyet) Erzin’de Osman Başaran (59), Bayram Aydıngöli (46) eşi Serap Aydıngöli (42) ile Zeki Duran’ın (52) cenazeleri toprağa verilirken kayıp Gülzübeyde Başaran’ı arama çalışmaları sürüyor. İşletmeci Mehmet Kara’nın söyledikleri ihmalin boyutlarını ortaya koydu. Kara, “Devlet bu dere yatağına yapılanlara tapu verdi. 2 kişinin öldüğü ilk felaketin ardından Devlet Su İşleri’nden gelip ‘Burada hiçbir problem yok’ diyerek gittiler. Önlem alınsaydı insanlar yaşıyor olabilirlerdi” dedi. Erzin’deki sel felaketi Sevgili VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 10672 sicil sayısında kayıtlı Kadirimiz elimizden uçup gideli bir yıl oldu. Elimize doğan, elimizde büyüyen ve her değere inanılmaz saygılı olan Kadir’i çok özlüyoruz. Cemal Süreya bir mısrasında “Bütün ölümler erken ölümdür” der. Kadir, sevgili çocuk seninki çok erkendi be. Seni sevgi ve hasretle anıyoruz. AVUKAT l İstanbul Haber Servisi Büyükçekmece Alkent 2000 sitesi önündeki trafik ışıklarında dün kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce, Devrim Öztunç’un (23) kullandığı lüks cipe yavaşladığı sırada ateş açıldı. Öztunç yaşamını yitirirken yanındaki genç kız ise yaralandı. FUAT ABDİK 25.09.2014 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 26.09.2014 tarihinde defnedilen Aziz Meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Kaşif Töre SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İki takım 1 arasında ve 2 at üzerinde oynanan, 3 4 Afganistan’ın ulu5 sal sporu. 2/ 6 İngiltere’de çok sevilen 7 bir cins bi 8 ra... Keres 9 tesi beyaz bir orman 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ağacı. 3/ Eski1 H İ P O F O B İ den Tuna kor2 O R U J O E T İ sanlarına verilen 3 M A M E L E K R ad. 4/ Karadeniz 4 O D A İ L E T İ Bölgesi’nin dağİ K A R O S lık kesimlerinde 5 F E 6 O A L AME T görülen dağınık L E Ş kırsal yerleşme 7 B A D A S tipi. 5/ Kurnaz, 8 İ R E M İ R M İ açıkgöz... Öden 9 İ N T A T P mesi gereken bir paranın, alacağa sayılarak bir bölümünün ödenmesi. 6/ Gemilerde demir zincirin geçtiği delik... Metrenin kabul tarihi olan 1 Nisan 1931’e kadar yurdumuzda da kullanılan, 283 cm tutarında uzunluk ölçüsü birimi. 7/ ABD’nin bir eyaleti... Geleceği öğrenmek için kimi nesnelere bakıp anlam çıkarma. 8/ Ürün daha tarladayken, yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pey verilerek yapılan satış. 9/ Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk... Oklukirpiye benzer böcekçil bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Alt dudağın hemen altında çıkan sakal. 2/ Muğla’nın bir ilçesi... Eşek yavrusu. 3/ “Hintsafranı” da denilen bir baharat. 4/ Boru sesi... Antlaşma. 5/ Adapazarı Ovası’na verilen bir başka ad... Düz ve geniş arazi. 6/ Şal taklidi kumaşlara verilen ad... Radon elementinin simgesi. 7/ Atmosferin, yeryüzünden 80 km yükseklikte başlayan son tabakası. 8/ Sahip... ABD basketbol ligini simgeleyen harfler. 9/ Şöhret... Üstten sağa doğru eğik basım harfi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle