07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Aleviler asimilasyona ‘dur’ diyecek ALİ AÇAR 12 Ekim’de gerçekleştirilecek miting öncesi bugün İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlatıyorlar. Fethullahçılar, Jurnalciler, Faşistler! Irak ve Suriye’de siyaset ve mezhep çatışmaları sürerken köktendinci terör ortadan kaldırılabilir mi? Aslında bu soruyu tartışmak gerekir! ABD sekizdokuz yılda bir bölgeye demokrasi ve özgürlük getireceğini öne sürerek havadan karadan saldırır... Irak’ı işgal eder... On binlerce insan ölür, bebekler katledilir, kadınlar kocalarını yitirir... Dünya kamuoyu buna önce inanır, zaman geçince aldatıldığını anlar... Suriye’de yaşanan budur bugün! Suriye’de yaşayan insanlar, çolukçocuk demeden katledildi, siviller öldü, o büyük göç dalgası Türkiye’ye geldi. Irak’ta SünniŞii; Suriye’de SünniAlevi... Derken IŞİD ortaya çıktı... Bugün ne Suriye ne de Irak halkı egemen! Mustafa Kemal’in “egemenlik ulusundur” tezi burada bir kez daha demokrasi ve özgürlüklerin, laiklik temelinde yükseleceğini kanıtlamış oluyor. Bugün İslam coğrafyasında laik demokratik sosyal hukuk devleti olarak sadece Türkiye var! Bunu, sağcısı solcusu; dindarı, dindar olmayanı, tüm toplumun önemsemesi gerekir! Türkiye’deki sığınmacı Suriyelilerin sayısı iki milyona yaklaştı... Esad, şu ya da bu, seçilmiş bir devlet başkanı! Köktendincilere karşı ülkesini savunuyor... Saddam devrildi, Kaddafi devrildi... Sonunda iki ülkeye demokrasi, özgürlük ya da halkın egemenliği geldi mi? HHH Ortadoğu coğrafyasında köktendinci terörün bitmesi öyle kolay olmaz... Kolay kolay da bölge ülkelerine demokrasi ve özgürlük, halkların egemenliği gelmez... Fotoğraf karşımızda duruyor... Saddam gitti, Kaddafi gitti, Mursi gitti... Demokrasi, özgürlük, halkların egemenliği geldi mi? Afganistan’ın, Pakistan’ın durumuna bakın... Halkların egemenliği mi var oralarda... Yok! El Kaide ve Taliban! Suriye’deki IŞİD’in karargâhlarını ABD’yle birlikte vuran Suudi Arabistan ve Körfez Alevi örgütleri tarafından eğitimdeki gericileşmeye ve asimilasyona karşı 12 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirilecek olan “Büyük Alevi derste şiddet gördüm’ miting” için yurt genelinde başlaYürüyüşe ilişkin Cumhuriyet’e tılan yürüyüşün İstanbul ayağında konuşan Sevim Yalıncakoğlu, baş4 kişilik ekip bugün yola çıkıyor. ta Alevi çocukları ve demokrat aiYürüyüşe başlayacak ekipte yer alan Sevim Yalıncakoğlu,“Biz ço le çocuklarına dayatılan zoruncuklarımızın geleceğini çalan sis lu din dersine karşı ve eşit yurttaşlık hakkı için yürüdüklerini söyleteme ve inancımızı asimile eden di. Ortaokula giderken namaz kılgidişata karşı yürüyoruz. Bu dömadığı gerekçenemde bizleri ölsiyle öğretmenindürmek yerine den şiddet gördüAleviliğin kendiğünü anlatan Yasini yok etmek islıncakoğlu,“1992 tiyorlar, ama biz yılında namaz Aleviler buna bukılmadığım için na izin vermeyeöğretmenimden ceğiz” dedi. Ayşiddet gördüm. nı ekipte yer alan Zorunlu din derTaylan Cirit ise si sadece Alevi“Bu uğurda değil leri değil, diğer Ankara’ya yürüinanç kesimlerimeyi, Hakk’a yüni de tehdit edirümeyi göze alyor. Devlet din dık. Aleviler artık dersini zorunlu hiçbir bedel ödetutarak sistemmekten çekinmiyor. Devlet yeni EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN li asimilasyon uyguluyor”dedi. bir sorunun orYürüyüşçülerden Sevim YalınTaylan Cirit ise taya çıkmaması cakoğlu ve Taylan Cirit eşit yurteğitimden sağlıiçin adım atsın” taşlık hakları için yürüdüklerini söyledi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ğa birçok devlet diye konuştu. kurumunda AleAleviler, zorunvilerin ikinci sınıf vatandaş olalu din dersinin kaldırılması, çorak görülmesine tepki göstermek cukların zorla imam hatip okullaiçin Ankara’ya yürüdüğünü söylerına kayıt yapılmaması, cemevledi. Hükümetin Aleviler konusunrinin yasal statüye kavuşturulmada hep iki yüzlü davrandığını söysı ve Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesi gibi eşit yurttaş leyen Cirit, “2002 yılından bu yalık hakları talebinde bulunuyor. Bu na 5 Milli Eğitim Bakanı değişti ve AKP 12 Eylül faşist askeri talepler doğrultusunda yurdun çedarbesi ürünü olan zorunlu din şitli illerinden Ankara’ya yürüyüş dersini korumaya devam etti. Bu başlatılırken İstanbul’dan ise Tayiktidar bu kadar demokratsa nelan Cirit, Mustafa Ördek ve Maden darbe ürünü yasayı savunsim Gölek’ten oluşan ekip bumaya devam ediyor” diye sordu. gün saat 13.00’te Kadıköy İskele Meydanı’ndan yürüyüşe başlıyor. 17 gün boyunca yaklaşık 450 kilometre yürüyecek olan ekip sırasıyla Tuzla, İzmit Körfez, Düzce ve Ankara’ya geçecek. ‘O İl Milli Eğitime siyah çelenk Alevi Dernekleri Federasyonu üyesi bir grup dün zorunlu din derslerini protesto etmek ve yeni öğretim yılındaki sorunları dile getirmek için Cağaloğlu’ndaki İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde “Mezhepçi eğitime karşı demokratik mücadele” yazılı pankart açtı. Burada basın açıklamasını okuyan Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Rıza Eroğlu, “Her şeyden önce ‘Hiç kimse inancını değiştirmeye zorlanamaz’ hakkının ihlali, Anayasal suçtur. AKP zorunlu din dersleri eğitimden derhal kaldırılmalı, orta öğrenimi, imam hatiplere indirgenmekten vazgeçilmelidir. Biz Alevi çocuklarının inançlarını şüpheye düşürmeye çalışan iktidarınızı rahatsız etmeye devam edeceğiz ve bedeli ne olursa olsun çocuklarımızı din dersleri eğitimine göndermeyeceğiz” dedi. (Fotoğraf: DHA) ülkelerinde mi var?.. Bir tek ülke gösterin! Türkiye’de topal ördeğe benzeyen demokrasimiz yok mu? Faili meçhul cinayetlere alkış tutan, derin devleti savunanlar bile var! Üstelik kendilerini sözüm ona solcu ve Atatürkçü sanıyorlar... Geçmişte devrimcileri, sosyalistleri, solcuları, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ı nasıl gammazladıklarını unutuyorlar. Geçmişte sevgili Uğur Mumcu’yu jurnalleyenler bugün Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu’yu hedef almışlar... Çünkü işleri bu! Hayata tutunamayanlar, leke çalarak yaşamak ister! Oysa hayat öyle değildir! Barışı savunacaksınız, halkların kardeşliğini... Halkın egemenliğini! Bir o yana bir bu yana dönmeyeceksiniz... Döneğin binbir türlüsü vardır! Biz dönekleri de biliriz, ülkücü faşistleri de, istihbarat elemanlarını da bu mesleğin içinde... Ben o paralel yapının ne olduğunu 1975 yılından beri yazıyorum... Aradan neredeyse 40 yıl geçmiş! HHH Bir yandan göç dalgası, Ortadoğu halklarının acısı, demokrasi, özgürlük ve iki milyona yakın sığınmacı... Öte yandan jurnalciler, şu paralel yapı, Fethullahçılar... Tüm operasyonları birlikte yaptılar... Odatv’den Ergenekon’a, Balyoz’dan Poyrazköy’e, KCK’ye, Deniz Kuvvetleri’nden Casusluk ve Fuhuş’a kadar... Dosttular, kardeştiler, yağmurlu günlerde yürürken birlikte ıslandılar... Ne zamana dek? 17/25 Aralık! Kasalar, masalar, kutular, kutucuklar, paralar paracıklar! Şöyle demiştik sık sık: “Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Adalet Bakanlığı’na, eğitim kurumlarından devletin tüm kuruluşlarının kapısına kilit vurulmadıkça cemaatçilerden kurtulamazsınız...” Daha düne kadar kahraman polis, efsane savcı, yargıç olarak görülürken 17/25 Aralık operasyonlarının ardından “haşhaşi, paralel yapı, çete” oldular... Kim yanıt verecek soruma! 1992 yılından beri TSK, emniyet ve yargıda nasıl örgütlendiklerini yazıp çiziyorum... Kimse umursamadı! Cumhuriyet’in dünkü internet sitesinde Alican Uludağ’ın haberinin başlığı şuydu: “Hükümet HSYK seçimlerinde ağır darbe aldı!” Ne diyorsunuz bu demokratik seçim darbesine(!) Aygün’den Tunceli Üniversitesi’ndeki projeye tepki ‘Cami yapmak için TÜREY KÖSE ANKARA Başkent Tuzluçayır’daki camicemevinin TOMA’lı, akrepli, biber gazlı temel atma töreninin üzerinden bir yıl geçtikten sonra, bu kez Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Durmuş Boztuğ’un üniversitede camicemevi projesi tartışma yarattı. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün “Camiyi Dersim halkına kabul ettirmek için cemevi sosuyla sunuyorlar. Tüm ilkokullara cami açıyorlar, Türkiye’nin her tarafında resmen İslam devrimi yapıyorlar” dedi. Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt, “Caminin bizim vergimizle, cemevinin ise hayırseverlerin katkısıyla yapılacak olması bizi çok incitti” ifadelerini kullandı. Fethullah Gülen ve Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ın işbirliğiyle hayata geçirilen Tuzluçayır’daki camicemevinin temel atma töreni sırasında protestocu yurttaşlara karşı polisin orantısız şiddet görüntüleri belleklerde yerini korurken, yeni bir camicemevi projesi haberi daha geldi. Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, üniversite kampusu içine camicemevi yaptıracaklarını açıkladı. Açıklama içindeki bir ayrıntı ise çok dikkat çekiciydi. Rektör, camiyi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, cemevini ise hayırsever işadamlarının yaptıracağını söyledi. Bölgedeki cemevi dedelerinin önümüzdeki günlerde bu projeye toplu olarak tepki göstermeleri bekleniyor. Tunceli Cemevi Başkanı, dedesi Ali Ekber Yurt, “Aynı proje içinde caminin bizim vergimizle, ceme evinin cemevi sosu ekliyorlar’ de hayırseverlerin katkısıyla yapılacak olması bizi incitti. Hayırsever hayrından vazgeçerse biz yine ortadayız! Devletin Alevi ve Sünnileri ayrıştırması, açık açık gözümüze sokarak, alay ederek ayrımcılık yapması bizi yaraladı. Ben sabırlı bir dedeyim ama artık boğulma noktasındayız. Üniversitede yeni bir camiye ihtiyaç var mı bilmiyorum, orada bir mescit var” dedi. “Diyanet İşleri Başkanı bunu nasıl kabul ediyor?” diye soran Yurt, Rektör Boztuğ’un “hata yaptık” diye geri adım atmasını beklediklerini söyledi. ürkiye’nin her tarafında İslam devrimi yapıyorlar’ CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “Cami yapmak için cemevi yapıyorlar, asıl amaç cami yapmak. Zaten kendi yandaşlarını doldurdular üniversiteye, cemaatler yurdu oldu Tunceli Üniversitesi. Alevilerin, Dersim halkının üniversiteye cemevi istediği yok. Camiyi Dersim halkına kabul ettirmek için cemevi sosuyla sunuyorlar” dedi. Aygün, camiyi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, cemevini ise “hayırsever”lerin yapacağı açıklamasına, “Üniversiteden, valilikten ihale alan tipler vardır. Onlara yaptırırlar” diye tepki gösterdi. Aygün, “Artık tüm ilkokulllara cami açıyorlar. Kundaktaki bebeğe türban takacaklar. Türkiye’nin her tarafında resmen İslam devrimi yapıyorlar. Memleket din ve mezhep savaşlarının yaşandığı barbar bir devlete dönüşecek” görüşünü dile getirdi. ‘T MİLLİ EĞİTİM: OKULLAR KÜRTÇE YÜZÜNDEN MÜHÜRLENMEDİ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Bağlar, Hakkari’nin Yüksekova ve Şırnak’ın Cizre ilçelerinde, Eğitim Sen, Kürdi Der, Kürt Eğitim ve Dil Hareketi tarafından Kürtçe eğitim için açılan 3 okuldan Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki okulla ilgili önceki gün resmi başvuruda bulunulmuştu. İl Milli Eğitim Müdürü Metin Direk, mart ayında farklı dil ve lehçelerde eğitim yapılmasına dair kanuni düzenlemenin yapıldığını, temmuz ayında da ilgili yönetmeliğin çıktığını belirtti. Okulların izinsiz olduğu için mühürlendiğine işaret eden Demir, “Son zamanlarda gündeme gelen okullar Kürtçe eğitim verecekleri için değil, izinsiz ve ruhsatsız oldukları için mühürlenmiştir. Yapılan bu başvuru ile ivedi olarak gerekli incelemeler ve yasal çerçevede gerekli işlemler yapılacaktır” denildi. KürdiDer Başkanı Sabahattin Gültekin ise yaptığı açıklamada, anadilde eğitimin, evrensel hukuk ve uluslararası sözleşmelerde yeralan bir hak olduğunu vurguladı. ‘Yasal zorunluluk’ Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Diyarbakır Valiliği’ne önceki gün yapılan Kürtçe okul başvurusu ile ilgili olarak, “Bahane değil, yasal bir zorunluluğu hatırlatıyorum. Özel okul açmak için Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılacak müracaatların en geç o yılın 1 Eylül’üne kadar yapılması gerektiği konusu yasada yazıyor” dedi ve başvurunun bir sonraki yıla kaldığını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle