06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Türkçe Ölmüş mü? M Prof. Dr. CAHİT KAVCAR Ankara Üniversitesi illi Eğitim Bakanlığı’nın son yıllarda ilginç ve düşündürücü uygulamalarına tanık oluyoruz. Sanki Milli Eğitim’de yapılacak başka iş kalmamış gibi, 2011 yılında MEB Teşkilat Kanunu’ndan “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı yurttaş yetiştirme amacı”nın çıkarılması ile hızlandı eylemler. Yavaş yavaş, gizliden gizliye, sindire sindire yapılan değişikliklere gün geçtikçe yenileri ekleniyor. Cumhuriyetin değerleri ve gelenekleri ile bağdaşmayan uygulamalar bunlar. 19 Mayıs Törenleri Genelgesi, okullardaki milli güvenlik dersleri ile Andımız’ın kaldırılması, Gençliğe Hitabe’nin gündeme getirilmesi, 2011 yılında hiç de inandırıcı olmayan yapay gerekçelerle ilköğretim okullarına Arapça dersi konulması, 4+4+4 karmaşası gibi. Şimdi ise imam hatip okullarında Türkçenin yasaklanması gibi akıldışı bir girişimle karşı karşıyayız. Bir kişinin gördüğü rüyayı başka birinin kaydetmesini sağlayan bir teknoloji var mı? Milli Eğitim Bakanlığı 26 Eylül 2011 günü Arapça öğretimiyle ilgili bir karar aldı. Konu: İlköğretim Arapça Dersi Öğretim Programı. Bu programda Arapçayla ilgili övgü dolu sözler, çok parlak ve yaldızlı ifadeler yer alıyordu ve program hemen uygulamaya konuldu. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 25 Ocak 2012 günü yaptığı bir açıklamada, Arapça dersi öğretim programındaki parlak ve yaldızlı görüşleri tekrarlıyor, “Arapça uluslararası bir iletişim dilidir” diyor ve Arapçanın reklamını yapıyordu. Caddelerde ve her yerdeki İngilizcenin yaldızlı reklamları ve akıl almaz kullanılışı yetmezmiş gibi, buna bir de Arapça reklamları eklendi, ekleniyor. Türkçe, Türkçemiz ne olacak peki? Bunu düşünen yok. Türkçe ölecek! Genel müdürün bulduğu çözüm bu. Genel Müdür Yılmaz etkili bir “model” oluşturduğunu söylüyor. Modelin özü Türk öğrencilere Sonuç Türkçeyi kullandırmamak, Arapçanın “büyüsünü” korumak. Öncelikle şunu vurgulayalım ki, Türkçeyi 600 yıl dışlayan, “akılsız Türklerin dili” sayan Osmanlı yasaklayamamış, öldürememiş. Nazif Yılmaz gibilerin gücü hiç yetmez (Güner). “Muhterem” genel müdür bu parlak girişimiyle üstlerinin gözüne girebilir, yandaşlar arasında isim yapabilir. Bir yerlere yaranabilir. Ama dünyada en çok konuşulan beş dilden biri olan Türkçeyi öldüremez. Hiç kimse de ona böyle bir yetki veremez. Bu iyi bilinmeli! Güner, Günay (10 Eylül 2014), “İmam Hatiplerde Türkçe Yasağı”, Cumhuriyet gazetesi. Kavcar, Cahit (24 Nisan 2009), “Türkçe ve İTÜ”, Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi, Sayı 1153. Kavcar, Cahit (Mart, 2012), “Sıra Arapça Öğretiminde”, Çağdaş Türk Dili dergisi, Sayı 289. Mutlu, Mustafa (4 ve 5 Eylül 2014), Aydınlık gazetesi. Tartanoğlu, Sinan (2 Eylül 2014), “İmam Hatiplerde Türkçe Yasaklandı”, Cumhuriyet gazetesi. Birkaç Kaynak Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, imam hatip okullarında Türkçeyi yasakladı. Basından öğrendiğimize göre genel müdür, hizmet içi eğitim amacıyla ülke çapında toplantılarda öğretmenlere okutulması için bir bildiri hazırlamış. Bildirinin başlığı “Öğrenci Merkezli Arapça Öğretimi: Etkinlikler ve Model Uygulamalar” (Mutlu, Aydınlık gazetesi). Yılmaz, uygulamanın sadece bir öneri olmadığını, uygulanıp denendiğini söylüyor ve ilgilileri “aydınlatıyor”! Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerektiğini; sınıfta, derste, teneffüste Türkçe konuşulmamasını istiyor. “Türkçe öldü” başlığının altında, “Öğretmenin Türkçe konuşmasıyla birlikte Arapça öğretiminin büyüsü bozulur” diyor. Nazif Yılmaz, Türkçeyi yasaklama uygulamasını kendisinin denediğini, çok verimli sonuçlar aldığını söylüyor: Evlerinde anne ve babalarıyla Arapça konuşan öğrenciler olmuş. Bazı kız öğrencilerimiz oyuncak bebekleriyle Arapça konuşmaya başlamışlar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar olmuş. İşte böylesine parlak sonuçlar alan genel müdür, ülkemizde imam hatip liselerinde okuyan 675 bin çocuğumuza Türkçe konuşmayı yasaklamaya karar vermiş. “Dünyada ilk kez bir ülkenin ‘milli’ bir bakanlığı, kendi ülkesindeki okullarda, kendi dilini yasaklıyor!” (Mutlu). Peki, amaç ne burada? Amaç yeni nesli Araplaştırmak mı? Çocuklarımızı Türk değil, Arap gibi yetiştirmek mi? Öyle mi “muhterem” genel müdür? Yoksa üstlerine yaranmak, birilerinin gözüne girmek mi amaç? Bundan 810 yıl önce Avrupa Birliği (AB) masallarıyla avunan “muhterem” yeni moda liberaller de Türkçenin İngilizce karşısında yok olup gideceği fetvalarını veriyorlardı, ama sadece kendileri çoğunlukla çeşitli yerlere dağılıp gittiler, Türkçe yaşıyor. Osmanlının ilk yüzyıllarında ve Selçuklular döneminde bilim dili Arapça, kültür ve sanat dili Farsça idi. Türkçe ise sadece halk yığınları arasında konuşuluyordu. İşte aydın geçinenler tarafından yapılan akıl almaz ihmaller karşısında 14. yüzyıl divan şairi Âşık Paşa şöyle dert yanıyordu: “Türk diline kimseler bakmazdı, Türklere hiç yüz verilmezdi”. Şimdi Nazif Yılmaz’lar da bu dili 700 yıl önceki terk edilmiş durumuna düşürmek için savaşıyorlar. Kahramanca savaş veriyorlar. O dönemlerde Arapça bilim diliydi de ne oldu? Bilim mi ilerledi? Bilim dünyasına bir katkı mı oldu, bir buluş mu yapıldı? Yılmaz’dan bu sorulara yanıt bekliyoruz. Ayrıca ona şu soruları da soruyoruz: l “Türkçe öldü” derken ne demek istiyorsunuz? “Öldü” derken amacınız “öldürmek istiyoruz” demek mi? l “Arapçanın büyüsü bozulur” diyorsunuz. Arapçanın ne gibi bir büyüsü var? Din kitabı Kuran dili olmasına mı dayanılıyor? l Öğrencilerin rüyasında Arapça konuştuklarını nasıl öğrendiniz? Geceleri onları uyurken nasıl izlediniz? Ne gibi raporlar tuttunuz? Gerekçe ve sorular Değişimin heyecanı tüm dünyada aynı 100’den fazla ülkede 440 milyon kişi değişimin heyecanını Beko’yla yaşıyor. Roma www.beko.com.tr facebook.com/Beko 444 0 888 Yetkili Servis İçin Tek Numara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle