07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 17 Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı ArtInternational 2628 Eylül arasında Haliç Kongre Merkezi’nde İstanbul’a küresel temas NAZLI PEKTAŞ Sanatseverler Yazın Ne Yapar? “Yaz ayları Türk insanının müzelere, sergilere gittiği bir mevsim değil” diyor Nazan Ölçer, Sabancı Müzesi’nde açılacak Miro sergisini anlatırken (İstanbul Art News, Eylül 2014). “Joan Miro, Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” adlı sergi 23 Eylül’de (dün) açıldı. Geçen yıllarda böyle önemli ve büyük boyutlu sergi açmak için 23 Eylül uygun bir tarih midir, diye sorulsa müzecilerin duayeni Nazan Ölçer herhalde “erken” derdi. Miro Vakfı’nın önerdiği tarihi uygun bulmadıkları için serginin iki yıl gecikme ile açılmasının gerekçesi olarak da “Türkiye’de yaz sergileri daha ‘hafif’ işlere yol açıyor” diyor. Bu “hafif”likte “zaten izleyici yok geçiştirelim” duygusu mu ağır basıyor, yoksa müze ya da galeri kadrolarının çoğunluğu yaz tatilinde olduğu için mi “hafif” işler çıkıyor? Bilemiyorum. Ama sanırım ikisi birden etkili. Galerilerin açılma zamanı geçmiş yıllarda ekim ortalarına, kasım başına rastlıyordu. Zira sanatseverlerin artık yazlıktan dönmüş ve şehir hayatına alışmış olacağı düşünülüyordu. Ama sanat fuarları ve özellikle bienaller bu tarihi değiştirmeye, öne doğru çekmeye zorladı galerileri, müzeleri. Geçen yıl 14 Eylül’de birçok galeri İstanbul Bienali ile eşzamanlı olarak iddialı sergilerle kapılarını açmıştı ve inanılanın aksine galeriler sanatseverlerle doluydu. Sanat mevsiminin eylül ortasına çekilmesi ile izleyici sayısında düşme olmadığının fark edilmesi mi etkiledi bilemiyorum ama bu yıl birçok müze ve galeri tatile çıkmak bir yana önemli sergilerini yaz aylarında başlattılar ya da sürdürdüler. Bu sergiler “hafif” miydi kuşkusuz Ölçer gibi konunun uzmanları ve eleştirmenler benden daha doğru değerlendirecektir. İstanbul Modern’deki “Çok Sesli” adlı sergi 27 Haziran’da açılmıştı ve ben temmuzun çok sıcak bir gününde, öğle saatlerinde, üstelik ramazanda müzeye gittiğimde hem bu güncel sergi hem de sürekli serginin bulunduğu salonlarda dikkati çekici bir kalabalık vardı. Aynı şekilde Arter’de 27 Mayıs’ta açılan 17 Ağustos’a dek süren “Füsun Onur Aynadan İçeri” sergisinde de kalabalık bir izleyici grubu vardı. Arter, Güneydoğu Asya’dan Çağdaş Sanat örneklerinden oluşan “Göçebe Bakış”ı da erken demeyip 18 Eylül’de açtı. Pera Müzesi’ndeki “Duvarların Dili” graffiti sokak sanatı sergisi de yazın en sıcak günlerinden 13 Ağustos’ta açılmıştı. Yeni ve iddialı sanat fuarı “Artinternational İstanbul” da 26 Eylül’de açılıyor. Birçok galerinin de yaz aylarını toplu sergiler yerine önemli sanatçıların sergileri ile değerlendirdiğini görüyoruz. Yaz ayları sanat etkinliği yoğunluğundaki kış ayları yerine basında daha çok yer almak, kendini daha rahat ve çok duyurmak açısından da tercih edilebilir. Salt Beyoğlu’da 5 Eylül’de açılan “Yazlık: Şehirlinin Kolonisi” ise adıyla yaz ve hafiflik çağrışımı yapsa da önemli bir sergi. 16 Kasım’a kadar sürecek sergide Türk orta sınıflarının yazlık edinme tutkusu yazılı belge, çizim, fotoğraf, film, maket ve mobilyadan oluşan çeşitli malzemeyle anlatılıyor. Yazlık alışkanlığının nasıl başladığını, Marmara’dan önce Ege’ye sonra Akdeniz’e doğru yeni yazlık yörelerinin nasıl keşfedildiğinin, yazlıkların tüm sahilleri kapladığının öyküsünü izliyoruz. Bizi Salt’ın düz ayak ve içeri çağıran girişinde gazete ve dergi sayfalarından oluşan görsellerle karşılasa, edebi, sanatsal ve sinemasal işler es geçilmemiş olsa da mimari ağırlıklı bir yaklaşım var. Serginin bu havasında Kalebodur’un desteği ve Mimarlar Odası Arkitekt Veritabanı, Ağa Han Mimarlık Ödülleri Vakfı arşivlerinden sağlanan malzeme etkili olmuş olabilir. Önemli mimarların yaptıkları yazlık projelerinin çizimleri ve maketleri bu izlenimi daha da güçlendiriyor. Kuşkusuz “Yazlık: Şehirlinin Kolonisi” mevcut haliyle de hayli doyurucu ama sergide resim, heykel, video ve yerleştirmeler de yer alsa, performanslarla desteklense çok daha güçlü olabileceğini, daha geniş bir kitleye seslenebileceğini düşünüyorum. Güreş, Gülsün Karamustafa, Nevin Aladağ, Gözde İlkin, Ceren Oykut, Ekin Saçlıoğlu, ahran’dan Paris’e Erkut Terliksiz, Azade Köker, Ahmet Elhan, Özlem Şimşek, 24 ülkeden 80 galerinin katılacağı Mustafa Kunt, Özlem Günyol, Bafuarda dünyaca ünlü pek çok sanatçınu Cennetoğlu ve Sergen Şehitoğlu; nın işleriyle karşılaşacağız. Türkiye’den fuara katılan sanatçıların Marina Abramovic, Filistinli sabazıları. (Oldukça kalabalık bir liste natçılar Steve Sabella ve Hani Zuolduğu için burada bir kısmına yer rob, Banksy, Andy Warhol, verebildik.) Liu Bolin Anish Kapoor, Taner Ceylan, Kezban Ai Weiwei, Shirin NesArca Batıbeki, Muhat, Patricia Picrat Pulat, Gülay cinini, Joan Semercioğlu Miró, Dave Ramamien zan BayHirst rakoğlu ve Jan ise fuara yaFabbancı galerire fuarlerle katılan isimler. da işlerini gö49A, 5533, Bağımsız rebileceğimiz dünyaSanat Derneği, Bandrolsüz, ca ünlü sanatçılardan collectorspace, PASAJ, Probazıları. Bu sanatçıtocinema, Reccollective, Süları İstanbul’a getiren tüdyo, SPOT ve Torun gibi galerilerin bir kısmını sanat inisiyatifleri ve gruplaise şöyle sıralayabilirının çalışmaları “Alternariz: Tahran’dan Assar Art tifler” bölümünde yer alaGallery, Londra, Milano cak. Özge Ersoy ve Mer& New York’dan Lisson ve Ünsal, Alternatifler bölüGallery, San Francisco’dan münün bu yılki küraHosfelt Gallery, törleri. Paris, Brüksel & Başak Şenova küraBeijing’den Galerie u ArtInternational, İstanbul’un ParisBeijing, yicazibesine anlamlı bir temas törlüğünde hazırlanan “Sahnedeki Videolar” ne Paris’ten Galerie katıyor. 24 ülkeden 80 bölümünde ise “AmneLelong. galerinin katılacağı fuarda zi Salgını” başlığı alürkiye’den dünyaca ünlü pek çok sanatçının tında, hatırlama, yer12 galeri sizlik ve günlük hayaişleriyle karşılaşacağız. tımızda yer etmiş haFuara bu yıl, tıraların konu edildiTürkiye’den 12 ği videolar var. Aralarında, Annigaleri katılıyor. Ankara’dan Galeka Eriksson, Cengiz Tekin, George ri Nev’in de katıldığı fuarda; GaleBarber gibi sanatçıların videolarının ri Manâ, NON, Pi Artworks, PİLOT, da olduğu bir seçkiyi izleyeceğiz. Rampa, ArtSümer, xist, Galeri Zilberman, Dirimart, Rodeo ve SanatoriFuara eşzamanlı ama fuardan baum galerileriyle fuara katılan sanatçığımsız gerçekleşecek olan video saların işlerini izleyeceğiz. Türkiye’den natı fuarı Moving Image ise video fuara katılan galerilerin hem sanatçı alanında çalışan sanatçıların üretimhem de yapıt seçimi oldukça heyecan lerini yan yana görmek açısından verici. Fuar bu açıdan bakıldığında önemli. Haliç Kongre Merkezi’nin son yıllarda Türkiye’de üretilen sanaKuleli Binası’nda gerçekleştirilecek tın geldiği noktayı görmek açısından olan fuarda, aralarında; Şener Özda son derece önemli. men, Gizem Karakaş Nancy AtaNecla Rüzgar, Hera Büyüktaşkan & Volkan Aslan, Zeyno Pekünçiyan, Ayşe Erkmen, Sarkis, Erlü, Serkan Özkaya, Mounir Fatmi, dem Ergaz, Volkan Aslan, MehRob Carter gibi sanatçıların olduğu met Ali Uysal, Burak Delier, Nilbar bir seçkiyi izleyeceğiz. Bu sene ikincisi düzenlenen ArtInternational, sanat fuarlarının bu ülkede akılda kalan çizgisini kökten değiştiren ve değiştirmeye devam eden bir fuar. Son yıllarda İstanbul’un yabancı sanatçılar için çekim merkezi olduğu düşünüldüğünde ve pek çok sanatçının bu şehirde yaşayıp işler üretmeye başladığı hatırlandığında; ArtInternational, İstanbul’un cazibesine anlamlı bir temas katıyor. 2628 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan ArtInternational, gelecek üç güne oldukça zengin bir program sığdırıyor. Fuarın hem organizasyon hem de içerik açısından geçen yıl yakaladığı başarı, bu yıl da süreceğe benziyor. Öyle ki günlerdir epostalarımızı dolduran bültenlerde okuduğumuz isimler ve etkinlikler uluslararası fuar arenasında ArtInternational’ın ismini gittikçe duyuruyor. Steve Sabella T Açık havada heykel Fuarın bu yıl da yönetmeni olan Dyala Nusseibeh ve sanat yönetmeni Stephane Ackermann bu fuarı sadece rakamların konuşulduğu, sanat piyasasının şaşalı bir mecrası olmaktan çıkaran iki isim. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Haliç’in kıyısında sergilenecek olan heykeller ve kâr amacı gütmeyen sanat platformlarının “Alternatifler” başlığıyla fuarda yer alması bu fuarı güçlü kılan iki önemli seçki. Zira bir yandan dünyaca ünlü heykeltıraşların heykellerini geçen yıl olduğu gibi bu yıl da açık havada “By The Waterside” isimli heykel galerisinde göreceğiz. Öyle ki bu deneyim, kent ve heykel ilişkisi hakkında sorularımızı çoğaltırken, heykelsizliğimizi bir kez daha yüzümüze vuracak. Bir yandan da yerli ve yabancı galerilerin hemen yanında bağımsız sanat inisiyatiflerinin olması ve onların sürdürülebilirlikleri hakkında düşünmek; fuarın oturduğu zemini ve güncel sanatın dinamiklerinin nasıl yan yana geldiğini/gelebildiğini düşünmek adına umut verici. Bu yıl terasta; Jaume Plensa, Joan Miró, Osman Dinç, Benjamin Appel, Karl Karner, Keita Miyazaki, Laurent Bolognini ve Steven Naifeh heykelleri olacak. 5 BİN YILLIK KÖYÜN İMARA AÇILMASINA KARŞI İMZA KAMPANYASI Taner Ceylan Kayaköy için imzala Kültür Servisi Muğla’nın Fethiye ilçesindeki 5 bin yıllık tarihe sahip Kayaköy’ün imara açılmasına karşı, avaaz.org adlı internet sitesinde imza kampanyası başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan imar izninin iptal etmesini isteyen “Kayaköy Dostları” tarafından başlatılan kampanya, dünyanın her yerinden bini aşkın kişi destek verdi. Kampanya metninde şu ifadeler yer alıyor: “Bizler, ‘Hayalet Kasaba’ olarak bilinen ve eski adı Levissi olan Kayaköy’ün öngörülen imar planlamasına itiraz etmekteyiz. Beş yüz yıkık evi, beş kilisesi ve on dört küçük şapeliyle Kayaköy’ün önemli bir tarih anıtı olduğunu ve bu özellikleriyle korunması gerektiğine inanıyoruz. Aynı şekilde, bu sit alanında yapılacak herhangi bir restorasyon girişiminin buraya ağır hasar vereceği düşüncesindeyiz. Eski bir Rum kasabası olan Levissi tarihsel bir anıt sayılmalı ve saygılı bir şekilde korunmalıdır.” T Göçebelik hâlâ sürüyor u İDSO’nun ilk konseri 1 Ekim’de Aya İrini’de. Gürer Aykal yönetiminde Saygun’un ‘Yunus Emre Oratoryosu’nu seslendirecekler. İDSO’nun 2014–15 izlencesi Kültür Bakanlığı’ndan onay bekliyor EGEMEN BERKÖZ İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI Nâzım’dan Pal Sokağı Çocukları’na... ASLI ULUŞAHİN TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nce bu yıl 816 Kasım tarihlerinde 33’ncüsü düzenlenecek İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’yla ilgili dün yapılan basın toplantısında, fuarın onur konuğu Macaristan’ın etkinlik programı açıklandı. Nâzım Hikmet’in “Macar Toprağı” isimli şiirindeki “Ama bilirim, gün olacak, bilirim/ senden bize, bizden sana misafir gidilip gelinecek, bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi” dizelerinden hareketle, “Bir bahçeden bir bahçeye” sloganıyla hazırlanan program kapsamında, Laszlo Darvasi, Peter Esterhazy, Mihaly Hoppal, Tamas Pinter gibi Macar yazarların katılacağı, onu aşkın etkinlik düzenlenecek. Macaristan’daki Osmanlı izlerine değinilecek “Süleyman’ın kalbi” ve “Macaristan’dan Çin’e Şamanlar”ın yanında, Macar yazar Ferenc Malnor’ın ünlü roma nı “Pal Sokağı Çocukları” üzerine yapılacak “Dünyanın tüm çocukları Pal Sokağı’ndandır” ile “1956 ve sokaktaki insanların kaderi” söyleşileri programın dikkat çeken başlıkları. Toplantıda konuşan Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanlığı Kültürel İşleri Müsteşar Yardımcısı Dr. Dezsö B. Szabo, iki ülke arasındaki tarihi, kültürel bağlara vurgu yaparak, Macaristan Başbakanı’nın “Türkiye’de Macar olmak iyi bir şey, Macaristan’da Türk olmak da iyi bir şeydir” sözlerini hatırlattı. Kültürlerini tüm yönleriyle fuara taşımak istediklerini söyleyen Szabo, stantlarının 100. yaşını kutlayan Macar animasyonunu yansıtacağını belirtti. Macaristan, fuardaki etkinliklerin yanında, İstanbul Beyoğlu’ndaki Macar Kültür Merkezi’nde “Harika kent Budapeşte / Âşık olduğum kent” ve “Benim rivieram Balatondur” adlı iki de sergi düzenleyecek. Yeni konser mevsiminin açılmasına sayılı günler kala İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) 2014–15 izlencesinin ve konser salonlarının onaylanmasını bekliyor. Orkestranın müdürü Sezai Kocabıyık yeni izlence hakkında bilgi verirken sorunlar konusuna girmek istemiyor Gürer ama bunları bilmeyen Aykal yok aslında, yıllardır yazılıyor. Yıllardır sürüp giden sorunların başında salonları olmaması geliyor. Bilindiği gibi, her hafta Cuma ve cumartesi günleri konser verdiği Atatürk Kültür Merkezi 6 yıldır kapalı olduğu için İDSO da salondan salona sürüklenip duruyor. Bu yıl da dört ya da beş değişik salonda konser verecekler. Verecekler ama nasıl? Her hafta büyüklüğü, sahne yapısı, sesleşimi değişik bir başka salonda çalmanın, üstelik provalarını da daha başka bir salonda yapmanın saymakla bitmez zorluklarını, olumsuz etkilerini düşünebilmek için sanırım müzik insanı olmak gerekmez. Bir başka sorun ise kadrodaki eksikler. En son 2008’de on üflemeli çalıcı, bir de çellocu için kadro vermiş Kültür Bakanlığı. Keman, viyola, kontrbasta 25–30 yıl Yeterli destek yok dır yeni çalıcı alınmamış. Üstelik yalnızca sahnede değil, sahne arkasında da çok eksik varmış. Devletin kendi kurumlarına (okullara bile) yeterli parasal destek vermediği biliniyor. Bu kurumlar da kendi olanaklarıyla destek bularak çalışmalarını sürdürmeye çalışıyorlar. İDSO da bu kurumlardan biri. Kültür Bakanlığı orkestranın giderlerinin yaklaşık yüzde otuzunu karşılıyor. Kalanını sponsor Denizbank’ın parasal desteğiyle kotarmaya çalışıyorlar. 2014–15 izlencesine gelince… Çoksesli evrensel müziği, kulağı alışık olmayanlara sevdirmeye yönelik bir izlence hazırladıklarını söylüyor Sezai Kocabıyık. Açılış konseri 1 Ekim Çarşamba günü Aya İrini’de. Gürer Aykal yönetiminde Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu”nu çalacaklar. Sonraki iki konser de Aya İrini’de. Diğer salonlar Fulya, Lütfi Kırdar ve CKM. Beylikdüzü ve Küçükçekmece Cennet Kültür Merkezlerinde de birer konser verecekler. Birlikte çalacakları şef ve solistleri ise saymak olanaksız. Hepsi, onaydan sonra, www.idso.gov.tr adresinde yer alacak izlencede görülebilir. Bu arada, salon desteği veren belediyelere teşekkür ediyor ama salonların yetersiz olduğunu eklemeden de geçemiyor. Son olarak da, İstanbul’a gerçek bir konser salonu kazandırmak için tüm müzikseverlerin elbirliği etmesi gerektiğini söylüyor ki, bu dileğinin üzerinde önemle durmak ve ele almak gerektiğini düşünüyorum. Çoksesli evrensel müziğin önemine inanan işadamları başta. n Kültür Servisi “Dâhi bellek” olarak bilinen İngiliz boyama sanatçısı Stephen Wiltshire, Türkiye’ye geliyor. Bugüne kadar Roma, Hong Kong, Frankfurt, Madrid, Dubai, Kudüs, Londra, Singapur ve New York’u çizen sanatçı bu kez İstanbul’u resmedecek. Helikopterle yaptığı turlarda hafızasına kaydettiği görüntüleri resmeden otistik Stephen Wiltshire, İstanbul’u 45 dakika helikopterle gezecek ve hafızasına kaydettiği İstanbul manzarasını, bugünden itibaren 28 Eylül’e kadar Palladium AVM’de kurulan dev bir tuvale 5 gün boyunca halka açık olarak resmedecek. ‘Dâhi bellek’ İstanbul’u resmedecek Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına bir süre ara vermiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle