03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Rehinelerin serbest kalmasını hükümetin başarısı olarak tescil ve ilan etti CNN Türk! HHH Fakat nedense rehineler burnu kanamadan yurda dönmelerinden sonra uluslararası koalisyona gerekli gördüğü etkinlikte yardım yapmamak için sürekli 49 rehineyi neden olarak öne çıkaran hükümet, peki şimdi hangi nedenle; IŞİD’in askeri kaynaklarını bombalayan uçaklara hava sahalarını da örneğin İncirlik’i bile kapatmaya nasıl devam edecek? Örgütün kanlı elinin rehinelere de uzanacağı yolundaki hükümet mazeretini ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türkiye’nin IŞİD’e karşı müdahaleleri, olumsuz davranışlarını sorgulayan senatörlere, Kongre Komisyonu’na da bunu haklı bir gerekçe gösterdi. HHH Ama rehineler sağ salim yurda döndüler. Hükümetin IŞİD’e müdahalelere soğuk bakan gerekçesi de ortadan kalktı. ABD yetkilileri, Amerikan medyası rehine nedeni ortadan kalktığına göre; Ankara’nın IŞİD’e doğrudan müdahalelere katılmasındaki zorunluğu başta Cumhurbaşbakanı RTE’ye, Başbakan AD’ye anımsatmayacak mı? Ha diyeceksiniz ki RTE ve onun doğrultusundaki AD’nin; koalisyona istenilen ölçülerde yardımcı olmadıklarını içeren eleştirilere, hatta AKP hükümetlerinin dünya kamuoyunda İslam bayrağını Irak ve Suriye’de dalgalandıran Sünni IŞİD’i etkisiz hale getirecek müdahalelere katılmak istemiyor diye oluşacak yargılar… … Batı’dan koparak zaten doğuya yöneldiği iddiaları güçlenecekmiş, ne umuruna! Hükümet, halkımıza Ortadoğu’da kim elmiş kim beymiş gösterdiği havasında, mutlu! Bakalım bu mutluluk nereye kadar? HABERLER GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada duyduğumuz sevinci paylaşalım. Bir daha böyle bir acı yaşamamayı dileyelim. Davutoğlu hükümetinin ilk işlerinden biri AB sürecinin canlandırılacağını duyurmak oldu. Bakanlar Kurulu’nun 15 Eylül’deki toplantısının ana konusunu bu oluşturmuş. Başbakan salt bu amaçla kurulmuş olan AB Bakanlığı’nın çalışmalarının yetmeyeceğini, bütün bakanların bir ayaklarının Brüksel’de olması gerektiğini söylemiş. Ardından eklemiş: “Tam saha pres yapacağız. Attığımız her adımı anlatacağız...” AB Bakanı Volkan Bozkır da Bakanlar Kurulu’nda gördüğü kabulle yeni bir AB Eylem Planı hazırladıklarını duyurdu. Bu planın parolası da Başbakan’ın yukarıdaki sözlerine denk: Kararlılık, süreklilik ve etkinlik! Her biri ötekinden daha heyecan verici... Sürekli ve etkin çalışarak, kararlı bir şekilde AB’ye gireceğiz. Çevre ülkelerle yaşadığımız sorunlardan kadın cinayetlerine, ekmeğin aslanın ağzında değil Azrail’in elinde olduğu ilkel çalışma koşullarından eğitimin içinde bulunduğu karmaşaya kadar her alanda döküldüğümüz şu günlerde hükümetin AB sürecini yeniden anımsaması ne güzel! HHH Türkiye’nin çağdaş yaşam değerlerini yakalamasını kim istemez... Bu yolda AB’ye eşit koşullarda tam üyelik de elbette güzel bir hedef. Ne var ki, AKP iktidarının AB karnesine bakınca umutlu olmak, AB Eylem Planı diye hazırladıklarının gerçekten yaşama geçeceğine inanmak güç. Kısa bir anımsatma yapalım; AKP iktidarının ilk zamanlarında yılda ortalama iki kez AB’ye giriyorduk. AB ilerleme raporlarının açıklandığı dönemlerde en MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... yayın yapan haber TV’leri… … Rehineleri IŞİD serbest mi bıraktı ya da hükümet mi kurtardı desinlerin şaşkınlığı içindeydi. Bir iki saat sonra nihayet bir karara vardılar. Rehinelerin serbest bırakılarak yurda sağ salim dönüşlerinin, hükümetin baştan beri izlediği sağduyulu, özenli politikalar sayesinde gerçekleştiğinde karar kıldılar. Ve ardından hükümete bir övgü, bir övgü… HHH Ne var ki içeride dışarıda; IŞİD’in dünyaya, hele kafasını keserek katlettiği Amarikalı ve İngilizlere, bakın Müslümanlara dokunmuyor, serbest bırakıyoruz diye bir mesaj vermek amacıyla mı rehineleri serbest bıraktığını içeren sorulara yanıt arayaduralım… … Ola ki sonraki günlerde ya IŞİD’in yapacağı açıklamalar ya da dış istihbarat örgütlerinden Batı basınına yansıyan bilgiler beklenilmeden olayın gerçek yüzünü bizimkiler aydınlattı bile… Bizde kimi gazeteciler nedenlerle ilgili sağlıklı bilgiler henüz söz konusu değilken, yani efendim illa ki hükümeti övmeye yönelmeye çanak tutan, üstelik ortada fol yok yumurta yokken Başbakan’ın açıklamasının üzerinden neredeyse bir saat geçti geçmedi... TV ekranlarında olayla ilgili kimi önemli soruları yanıtlayan açıklamalar yaptılar. Örneğin özellikle uzun süre gerçeği araştıracak iki soruyu, ciddi kaynaklardan edindiği anlaşılan bilgilerle gazeteci Murat Yetkin, CNN Türk’te canlı yayında yaptığı açıklamalarla yanıtladı. Örgüte yüklü tazminat ödenerek mi ya da örgütün kimi isteklerine olumlu yanıtlar vererek mi yoksa yoksa.. sınırdaş olduğu Türkiye’den saldırgan davranışlar izlemeyeceği güvencesi aldığı için mi rehineleri serbest bıraktığı gibi olası iddiaları yalanladı. küçük gelişme AB’ye girişin habercisi olarak sunuluyordu. Meclis’ten geçen her yasa aynı zamanda bizi AB’ye bir adım daha yaklaştırıyordu. Hükümet katlarında yapılan en ileri tarihleme şuydu: “En geç 2014’te AB’ye tam üyeyiz...” Ancak 2006’dan itibaren işin şekli değişti. Hükümet o tarihte AB’ye giriş hayalleri üzerinden alabileceklerini aldığını, kendi meşruiyetini yerleştirme işlemini bu yolla tamamladığını düşündü. Artık AB’ye giriş yok, AB’ye girişmek vardı. Bu politika pek çok AB ülkesinin de canına minnetti. “Türkiye AB’ye üye olacak ufka sahip değil, kol mesafemizde tutalım yeter” diyenler için birebirdi. HHH Davutoğlu ile birlikte hükümetin yeniden AB’ye girme kararı aldığını görüyoruz. 2000’li yılların başındaki kadar heyecan verici sözcüklerle olmasa da “tam saha pres” gibi, “kesin kararlılık” gibi vurgularla başlayan bu yeni yolculuk nereye kadar gider? Volkan Bozkır 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la çok yakın çalıştığı 1980’li yıllardan beri Türkiye’nin AB serüvenini yaşıyor. Dileğimiz o ki, AB ile sağlıklı bir diyalog kurulmasını sağlasın, güven versin, Türkiye’nin yönünü belirlemede etkin olsun. Ancak Davutoğlu’nun saplandığı stratejik derinlikte uygarlık hedefine yürümekten çok Ortadoğu’daki “kadim coğrafyayı kucaklamak” var. Uygarlık hedefine yürürken başta Ortadoğu olmak üzere öteki coğrafyalar elbette ötelenmemeli, ama karşınızda her şeyi kanla anlatmaya çalışan, kendisinden başka herkesi düşman gören bir anlayış varsa, hiç değilse durup bir yutkunmalı. Hükümet kaynaklı haberlerde yeniden AB tanımını görmek bizi zaman tünelinde yolculuğa çıkardı. Başta Erdoğan olmak üzere hükümet temsilcilerinin Brüksel’i yol edindiği günlere götürdü. AB’yi özlemiştik... Şöyle birkaç kez girip çıkmak başta hükümet olmak üzere hepimize iyi gelecektir! NCA kazaya karşı uyarmış u Torun Center inşaatının iş güvenliğinden sorumlu NCA şirketinin, 2013 Kasım ve 2014 Ocak’ta yaptığı denetimlerde Torunlar GYO’yu olası bir kaza konusunda uyardığı ortaya çıktı. Ayrıca kazadan bir ay önce çıkan yangında işçilerin çalıştırıldığı belirtildi. ERK ACARER 10 işçinin can verdiği Torun Center inşaatının, NCA şirketi tarafından denetlenerek kazalara karşı uyarıldığı ortaya çıktı. Mecidiyeköy’deki Torun Center’ın inşaatında yaşanan ve 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan facianın ardından en çok tartışılan şirketlerden birisi inşaatın iş güvenliğinden sorumlu şirketi Nitelikli Cevaplar Akademisi’ydi (NCA). Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre NCA’nın, asansörlerde yaptığı denetimlerde Torunlar GYO’yu iş kazalarına karşı uyardığı ortaya çıktı. 2013 ve 2014 tutanaklarında “iş sağlığı ve güvenliği açışından tehlike teşkil etmektedir” uyarıları yer alıyor. Torun Center’da iş güvenliğinden sorumlu şirket NCA’nın internet sitesine koyduğu “adli mercilere her türlü desteği veriyoruz” dışında açıklama yapmaması dikkat çekmişti. Torunlar Center’daki kazadan önce asansörlerle ilgili NCA tarafından yapılan denetimlerde İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) sorumlusu tarafından tutanak tutulmuş. 29 Kasım 2013 tarihli tutanakta, “Torun Center Projesi kapsamında A4 blokta bulunan Alimak (cephe asansörü) döşeme ile arasında 30 cm’ye ait boşluklar bulunmaktadır. Kullanım esnasında bu boşluğa takılıp düşme, ayak sıkıştırma gibi tehlikeler bulunmaktadır. Ayrıca yükleme esnasında bu boşluklardan aşağıya malzeme düşme riski bulunmaktadır. Bunların aşağıda çalışanlara zarar verme riski vardır” tespiti yapılıyor. Bir diğer tutanak ise kazadan sadece 9 ay önce tutulmuş. 3 Ocak 2014 tarihli tutanakta özetle şu bilgiler yer alıyor: “Torun Center Projesi kapsamında çalışma sahasında yapılan İSG kontrollerinde uygunsuz durum tespit edilmiştir. Yapılan incelemede, Torunlar’a ait, A4 bloktaki alimağın kapısının kapanmadığı tespit edilmiştir. Uygunsuz durumlar, olası bir iş kazasında ciddi yaralanmalara neden olabilir.” angın çıktığında çalıştırmışlar Torunlar Center’da asansör kazasından yaklaşık bir ay önce, başka bir facianın eşiğinden dönülmüş. İnşaatın orta katlarında kaynak yapılırken çıkan yangının, bir cana mal olmadan güçlükle de olsa söndürülebildiği anlaşıldı. Üstü örtülmeye çalışılan ve medyaya “Mecidiyeköy’de bir yangın” diye yansıyan olayın sıcak görüntülerine de ulaştık. Bir faciaya yol açmadan önlenebilen yangınla ilgili konuşan işçilerin anlattıkları ise inşaatta yangın sırasında da çalışmaya ara verilmediğini ortaya koydu. İşçiler yangınla ilgili olarak, “Yangın ilk çıktığı anda da alevler büyümeye başladığında da bizi çalıştırmaya devam ettiler. Binada kurtarılması gereken malzemeler vardı. Onları, alevler yükseldiği halde bize taşıttırdılar. Hayatımızı hiçe saydılar” iddiasında bulundular. Bir başka kazayı da anlatan işçiler; “inşaatta pek çok kaza yaşandı, temel kazılırken 8 arkadaşımız göçükte kaldı. Çıkarıldıktan sonra yine çalışmaları emredildi. Bize açık açık inşaatın bitmesinin hayatımızdan daha önemli olduğu söylendi” dediler. (Yangının görüntüleri www.cumhuriyet.com.tr adresinden izlenebilir.) Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle