03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2014 PAZAR 14 PAZAR YAZILARI pembantu krizi B Cakarta’da İ ildiğiniz gibi değil! Bugünlerde Cakarta önemli bir kriz ile karşı karşıya! Aslında krizsiz değil hafta gün bile geçmez Endonezya’da, ama bu başka türden bir kriz... Başlıktan anladığınız gibi bir hizmetçi krizi ile karşı karşıyayız. Dünyada bu kadar sorun varken bu da ne, böyle de kriz mi olur, dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız ama Cakarta’da olur! Zira on milyon nüfuslu Cakarta’da “pembantu” diye bilinen hizmetçiler hayatın vazgeçilmez nimetleridir. Onlar olmazsa hayat durur adeta. Nitekim her Ramazan Bayramı’nda orta ve üst sınıf Cakartalılar için evlerde hayat tam anlamıyla durmaktadır. Çünkü pembantuların tek izin yaptığı zaman bu bayramdır ve memlekete hasret gidermeye gidilir. İşte o zaman hizmetçisi olup da tatile göndermiş olan Cakartalı çareyi otele taşınmakta bulur. Oteller Ramazan Bayramı’nda yerli turist ile dolar taşar, yabancılara kaçmak düşer. Nitekim havuzlarda iğne atsanız dibine düşmez! O kadar alışmıştır ki Cakartalı rahata, kendi işini yapmamaya, kendi çocuğuna bakmamaya, nasıl taşınmasın ki otele! Evde çamaşır makinesinin yerini, mutfağın yolunu bilmez, buzdolabı ne içindir, ütü nerede durur bihaberdir. Evde çalışan 2 ya da 3 hizmetçi ile bunları öğrenmeye gerek de yoktur zaten. Zira en az iki hizmetçiniz yoksa size biraz garip gözle bakılır. Pembantular niteliklerine göre farklı işler yapar. En tercih edileni evde sürekli kalanıdır. Onlar evde kendilerine ayrılmış, bir yatak ve küçük bir TV’yi ancak alan odada kalıp bütün gün yavaş yavaş hizmet eder. Kirli çamaşırları toplar, yıkar, ütüler, alışveriş, yemek yapar, masayı hazırlar, toplar, bulaşık yıkar, temizlik yapar. Cakarta’da internetsiz ev yoktur da bulaşık makinesi olmayanı pek çoktur. Sabah gelip akşam giden gündüzlü pembantular pek tercih edilmese de onları da isteyen vardır. Bir de çocuk bakıcıları vardır ki başka işe pek karışmazlar. Kısaca, iki ya da üç hizmetçi, bahçeli, havuzlu Cakarta evlerinde birlikte yaşar ve iyi geçinmeye çalışır. Geçinemezlerse bu da ev sahibine dert olur, arabulucuk gerekir. Tüm bu işler için ödenen aylık maaş 100 en fazla 200 dolardır; bir de bayramda aldıkları tam maaş ikramiye. İngilizce bilen avantajlıdır, daha çok kazanır. Evde kalanın tüm masrafı ev sahibinedir; her ay 1 torba pirinç, şeker, kahve, çay vb. ve artık Türkiye’de de marketlerde görmeye başladığımız çabuk erişteden alınması gelenektir. Alan memnun çalıştıran memnun gibi bir durum vardı son günlere kadar. Gelgelelim geçen Ramazan Bayramı’nda tatile gidenlerin birçoğu işine geri dönmemiş; bu her zaman bir risktir zaten! Giden hizmetçi hele de maaşını ve ikramiyesini almışsa kendisinden bir daha haber alınamayabilir. Mesajlara cevap veCAKARTA rilmez, telefon kesinlikle açılmaz. Sadakat, hatır, gönül hesabı yoktur. Şimdilerde Cakarta’da kadınların muhabbeti şöyle başlıyor: “Senin hizmetçiye söyle de etrafına bir soruversin komşu, yatılı birine ihtiyacım var.” Cevap ise “udah GÜLSEREN TOZKOPARAN susah bu sekerang” yani “bugünlerJORDAN de iyi birini bulmak pek zor” şeklinde oluyor.Bir yazarın görünmez kahramanlarımız diye nitelendirdiği pembantulara ne olmuştu! Neden Endonezya’nın gelgit yapan denizi gibi piyasadan çekiliyorlardı! Bazı basın mensupları özeleştiri yapıp “Hak ettik biz bunu, çok az maaş verdik, fazla izinleri yoktu, sigortaları yok, dar yerler verdik, kötü davrandık olacağı buydu” derken diğeri, “Onlarsız hayata alışmamız gerek, herkes işini kendisi yapsın, evde işbölümü yapılsın, gençler de iyice tembelliğe alıştı zaten” diyor. Bir başkası ise Cakarta’da evlerin artık eskiye göre daha küçük olması, herkesin kendi çekip çevireceği büyüklükte planlanması gerektiğine dikkat çekiyordu. Aslına bakarsanız bütün bunlara katılmakla beraber hizmetçiler artık güvenli iş, sigorta ve daha çok para istiyordu. Sigortalı çalıştıran fabrikalar iyi bir alternatifti. Büyük çoğunluk aynı işi yapıp daha çok kazanacağı Hong Kong gibi yerlere gitmek istiyordu. İşvereni tarafından işkence görüp sokağa atılan Erwiana’nın hikâyesi çabuk unutulmuştu! Konuştuğum Lia, “Kim Endonezya’da hizmetçi olmak ister ki, hem kazancı kötü hem de muamele” diyordu. Hong Kong’da 600 dolar kazanacağı işi ayarlanmış, maaşının nereye gideceğini çoktan planlamıştı bile... Üniversiteye başlayacak kızlarını okutmak için bundan başka çaresi yoktu. 24 yaşındaki Icha ve arkadaşı Wanti ise “Hong Kong’u seviyoruz, orada istediğimiz her şeyi yapabilir, istediğimizi giyebiliriz, daha özgürüz” ifadesini kullanıyordu. Dört yıldır orada çalışıyor ve “Endonezya’da artık kendimiz olamıyoruz” diyorlardı.Krizin farkına çabuk varan ticaret dünyası Cakartalıları yeni sisteme alıştırmakta gecikmeyecekti. Bir taraftan günlük hizmetçi ayarlayan firmalar, diğer taraftan çamaşırhaneler mantar gibi bitmeye başlamış, çalışan kadınların imdadına çocuk gündüz bakımevleri yetişmişti. Ayrıca marketler online alışveriş hizmetine, başlamıştı, bir tık ile kapınızda beliriyorlardı, herkes kendi kârı peşindeydi! Cakartalı bir tarafa, expatyabancılara bile ilk etapta çok cazip gelen ucuz işgücü, evinde otel konforu, yavaş yavaş yerini terk ediyor gibi... Bugünlerde iyi birini bulmak gerçekten zor! Hong Kong maaşı vermeyi gözden çıkarmak çözümün bir parçası olabilir belki! [email protected] sveç’te geçen hafta yapılan seçimlerde oyları azalma kaydeden Başbakan ve Moderat (muhafazakâr) Parti lideri Fredrik Reifeldt, başbakanlıktan ve parti liderliğinden ayrılacağını açıkladı. Resmi sonuçların açıklanmasından hemen sonra da başbakanlıktan istifa dilekçesini meclis başkanlığına verdi. Moderat Parti’nin 49 yaşındaki lideri, bu seçimde 23 milletvekili kaybederek yenilgi aldıklarını, parti içi demokrasiyi sürekli kılmak ve daha iyi bir yönetimin işbaşına gelmesini sağlamak için görevi bırakacağını söyledi. Reinfeldt, ortaya çıkan seçim sonuçlarına göre, hükümeti kurma görevinin Sosyal Demokrat Parti lideri Stefan Löfven’e verilmesinin daha etik olacağını belirtti. Moderat Parti’nin lideri, yönetiminde bir kargaşalığa yol açmamak için önümüzdeki yıl yapılacak genel kurula kadar görevi sürdüreceğini, ancak parti liderliğine yeniden aday olmayacağını bildirdi. Reinfeldt’ten sonra Moderat Parti’nin başına geçecek en güçlü adaylardan Maliye Bakanı Anders Borg da genel başkan olmayı düşünmediğini, bakanlık koltuğundan istifa ederek siyaseti bırakacağını söyledi. Daha önce Başbakanlık ve Moderat Parti Başkanlığı görevinde bulunmuş Dışişleri Bakanı Carl Bildt de aday olmayacağını açıkladı. Genel kurula dek yeni bir aday çıkmazsa Moderat Parti genel başkanlık koltuğu ortada kalmış gibi görünüyor...Seçim sonuçları, koalisyonlarla yönetilen İsveç’e yeni bir siyasi rahatlama getirmedi. İki dönemdir ülkeyi yöneten “sağ blok” partileri parlamentoda çoğunluğu yitirdi. Ancak, “sol yeşil blok” da iktidar olma gücünü elde edemedi. Seçimde yüzde 32.2 oy oranı ile birinci olan Sosyal Demokrat Parti, 350 kişilik parlamentoda 113 milletvekili Oyları azalan Başbakan parti liderliğini bırakıyor çıkarabildi. Geleneksel ortakları Sol Parti ve Çevre Partisi’nin milletvekili sayısı da hükümeti kurulmasına yetmiyor. Sosyal Demokrat Parti lideri Löfven’in iktidar olabilmesi için sağdaki ALİ HAYDAR Merkez Partisi ile Folk NERGİS Parti’nin de desteğini alması gerekiyor. Bu arada, Sosyal Demokrat Parti’nin çiçeği burnunda başbakan adayı siyasetteki ilk “vefasızlık” örneğini sergiledi. Bugüne dek Sosyal Demokrat Parti ağırlıklı bütün koalisyonlarda yer alan Sol Parti’yi devre dışı bırakmanın ilk adımını attı. Löfven, Sol Parti’yi, kurulacak bir azınlık hükümetini dışardan desteklemeye çağırdı. Seçimde sol blok partileri toplam yüzde 43.7 oranında oy aldı. Sağ blok partilerinin oyları da yüze 39.3’te kaldı. MALMÖ Parlamentoya ilk kez 2010 yılında 20 milletvekili ile giren ırkçı İsveç Demokratları ise bu seçimde 49 milletvekili çkararak ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi. Yüzde 4 seçim barajının uygulandığı seçimlerde 7.3 milyon kişi oy kullandı; seçime katılım oranı yüzde 83.4’e ulaştı. Sosyal Demokrat Parti’nin, iki sağ partinin de desteğini alarak hükümet kurmasının zor olmayacağı tahmin ediliyor. Folk Parti ve Merkez Partisi liderleri, hükümet kurulmasıyla ilgili soruları yanıtlarken, Sosyal Demokratların lideri Löfven’den gelecek önerilere açık olduklarını söylediler. Ortak bir hükümette buluşabilmek için, Sosyal Demokrat Parti, biraz daha sağa; sağ partiler de sola kayacak; ikisinin ortası bir yerde buluşulacak... Partileri uzlaşmaya zorlayan başka bir neden de İsveç’te ürkütücü bir şekilde yükselen ırkçılık korkusu... 2010 yılı seçimlerinde 20 milletvekili çıkaran ırkçı İsveç Demokratları, bu seçimde oylarını yüzde yüz oranından fazla artırarak 49 milletvekili çıkarması dudakları uçuklattı. Löfven, koalisyon görüşmelerine Çevre Partisi ile başlayacağını, diğer partilerle de görüşeceğini; ancak, ırkçı İsveç Demokratları ile bir uzlaşma arayışına girmeyeceğini söyledi. Başbakan Reinfeldt’in yönetimindeki 8 yıllık “Sağ blok” yönetiminde işsizlik ve pahalılık arttı, yabancı düşmanlığı büyük bir tırmanış kaydetti. Irkçılığın bu denli artış göstermesinde, sağ koalisyonun, Suriyeli sığınmacılara ülkenin kapılarını sonuna kadar açmasına tepkiler etkili oldu. Reinfeldt’in, Dışişleri Bakanı Bildt ile birlikte yürüttüğü Suriye politikası kamuoyunda ve Moderat Parti içinde eleştirildi. Irkçı İsveç Demokratları’na verilen oyların büyük bölümünün Reinfeldt’in Moderat Partisi’nden gelen “tepki oyları” olduğu tahmin ediliyor. Löfven, göreceli seçim galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “İstihdam, eğitim ve sosyal refah gibi ana gündem konularına odaklanmış durumdayız. Ülkenin içinde bulunduğu durum çok ciddi... Binlerce işsizimiz var. Okullarda eğitim düzeyimiz dibe vurdu ve OECD ülkelerinin çok gerisinde kaldı... İsveç’te ters giden bir şeyler var. Yeni bir değişim yapmamız gerekiyor...” dedi. [email protected] D attı. Parkta konferanslar, yüzlerce çizeaha önce bir yazımda sıraladığım tirin katıldığı imza günleri, çocuklara dönük pik Belçikalı sayabileceğimiz ürünçizgi kahramanlı bilgisayar oyunları, çizim lerin listesi oldukça uzun olmakworkshopları düzenlenirken girişin bedava la birlikte bir Belçikalı ıssız adaya düşse saolduğu festivalde çizgi roman severler çinırım yanına mutlaka çikolata, bira ve çizzerleri ile de buluşup, merak ettikleri sorugi roman alır. Önceki hafta sonu Brüksel’de lara yanıtlarını aradılar. “Realizm”in tema çifte festival vardı. Kentin genelinde “bu olarak seçildiği festivalde yayınevleri, kiyıl Türk işgücü göçünün 50. yılı nedeniytapçılar, müzeler ve çeşitli dernekler, çizle Türkiye’nin onur konuğu olduğu” bir gi kahramanlarını tanıttı. Brüksel’de yaşa“Çizgi Roman Festivali” rüzgârı eserken, yan Türk karikatürist İsmail Doğan kentarihi Grand Place meydanında 16. “Belçidisine ayrılan bir bölümde göç ile ilgili kaka Bira Hafta Sonu” gerçekleştirildi. Belrikatürleri ile karikatürseverlerle buluşurçika denince Tenten, Şirinler, Red Kit, Susken, şenlik alanındaki başka bir bölümde ke ve Wiske, Spirou, Michel Vaillant veya Belçika Frankofon çizgi romanında Türk Le Chat gibi çizgi roman kahramanlarını haimgesi ve Türklerle ilgili önyargıları konu alan “Comics alla Turca” sergisi tırlarsınız mutlaka. Birayı çağrıştırmamak da ayıp olur. Hafif/beyaz, kahvesergilendi. Bu yıl 5.’si düzenlenen festivalde İsmail Doğan, Alain Servantie rengi, açık sarı, kırmızı, amber, doğal mayalanan, trappist veya manastır bive Didier Pasamonik Türkiye’de karikatür ve çizgi romanı tanıtırken çizerrası, alkolsüz bira vb. Belçika’da 450’den fazla bira üretiliyor çünkü! Belçiler Younn Locard, Eugenio Nittolo ve İsmail Doğan “Çizgi Konseri”nde ka Bira Üreticileri Federasyonu’nun Başkent Brüksel Bölgesi ve Brüksel beTürkiye deneyimlerini çizgileri ile anlattı. Aynı etkinliğe Harun Özdemir lediyesi ile işbirliğiyle her yıl düzenlediği “Belçika Bira Hafta Sonu”nda türküleriyle ve dansçı Selim Aydoğdu gelenekseli modernle birleştirdiği ziyaretçiler tarihi meydanın ortasında ülkenin gurur duyduğu biraları tatma özel doğaçlama dansları ile renk kattı. “BelçikalıTürk ve Türkolanağı buldular. Duvarlarını çizgi romanlardan kesitlerin süsBRÜKSEL Belçikalı güzergâhlar” başlığı altında düzenlenen ve çizgi rolediği, sokak ve caddelerine sembolik de olsa çizgi romanların man yayıncısı Didier Pasamonik’in yönettiği panelde ise Walya da kahramanlarının adının verildiği Brüksel, Çizgi Roman’ın ter Goossens, Younn Locard, Eugenio Nittolo, Joelle Alessandbaşkenti diye adlandırabileceğimiz bir kent. Brüksel’de duvarları ra ve İsmail Doğan Türkiye hakkındaki izlenimlerini ve bunları süsleyen ünlü Belçikalı çizerlerin meşhur çizgi roman kahramannasıl çizgi romanlarına yansıttıklarını anlattılar. Brüksel Kraliyet larının 50.’si Çizgi Roman Festivali’nin ilk gününde halka açılPark’ındaki çizgili ışık gösterisi ve Jaques Tardi’nin Birinci Dündı. Spirou (Robbedoes) çizgi romanından bir kesit artık Marolya Savaşı ile ilgili çizimlerinin Güzel Sanatlar Sarayı’nda (Bolen semtindeki bir binanın cephesini süslüyor. Brüksel belediyeERDİNÇ zar) sergilendiği sergi etkinlikte dikkat çekti. Festivalin 2. gününsi 1991 yılında “Brüksel’i, çizgi roman metropolü olarak koUTKU de Kraliyet Meydanı’ndan başlayan, çizgi roman kahramanlarının numlandırmak” ve “turistlerin daha az bilinen semtleri gezdev balonlu geçit töreni Brüksel Borsa Meydanı’nda son buldu. Etkinliğin mesini teşvik etmek” amacıyla kentte bir çizgi roman parkuru oluşturmuş son günü Tenten çizgi romanlarında görünen 60’tan fazla otomobil ve motove Brüksel’de duvarları çizgi roman kahramanları ile süslemeye başlamıştı. Rehber eşliğinde gezilebilen Brüksel çizgi roman parkuru size kentle çizgi siklet Tenten Rally’sinde boy gösterdi. LouvainlaNeuve’deki Hergé müzesi ve Tenten çizgi romanlarında resmedilen mistik mekânlardan geçen yarış romanların nasıl iç içe girdiğini gösteriyor. Her çizgi duvar ayrı bir öyküyle parkuru Paleizenplein/ Place des Palais’de sonlandı. 3 gün boyunca Brüksel Brüksel’in ruhuna çizgi bulaştırıyor. Brüksel’i çizgi romanlara, çizgi romançizgi roman ve biraya doyarken çikolata da kendini özletti. ları Brüksel’e taşıyor. Belçika çizgi romanının kalbi 57 Eylül tarihleri [email protected] sında 3 gün boyunca Brüksel Kraliyet Parkı merkez olmak üzere Brüksel’de Brüksel’de çizgi roman ve bira şöleni T.C. SİLİVRİ 1. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/614 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: İstanbul ili, Silivri ilçesi, Cumhuriyet (eski Alibey) Mahallesi, Kınalı Caddesi, Baharlıbahçe sokak, No 7/A’da kain 381 Ada, 659 No’lu parselde kayıtlı 14/220 arsa payına tefrikli (7) No’lu dubleks meskenin tamamıdır. Söz konusu parselin üzerinde 16 adet ikiz villa bulunmaktadır. Bu villalar konum olarak Garden Restoran’ın güneyinde D100 karayolu ile sahil arasında ve Altınkent Sitesi’nin bulunduğu bölgede yer almaktadır. Taşınmaz D100 karayoluna 750 m, sahile 120 m mesafededir. Yakın çevresinde yazlık amaçlı kullanılan benzer nitelikte villalar mevcuttur. Toplu taşıma araçları ile ulaşım D100 karayolundan sağlanmaktadır. 7 No’lu Dubleks Mesken (Villa): Zemin+1 normal ve çatı katlı olarak, betonarme karkas sistemde inşa edilmiştir. Takribi 18 yıllıktır. Dış cephesi siding olup bahçesi bakım gerektirmektedir. Yazlık amaçlı kullanıldığı tespit edilmiştir, ikiz villanın güney tarafında yer almaktadır. Zemin Kat: 58,20m2 brüt alanlı olup ayrıca 9,70m2 teras bulunmaktadır. Salon, amerikan mutfak, banyo, antre ve teras hacimlerinden ibarettir. l. Normal Kat: 65,48 m2 brüt alanlı olup 3 oda, hol, banyo, ebeveyn banyo ve balkon hacimlerinden ibarettir. Çatı Kat: Takribi 27,00 m2 brüt alanlı olup ayrıca 19,00 m2 teras bulunmaktadır. Çatı kat projesinde yoktur. Malzeme Özelliği Olarak: Villanın yer döşemesi halı kaplı. Duvarlar saten boya, tavan kartonpiyerdir. Banyoda yer döşemesi seramik, duvarlar seramik, tavan plastik boyadır. Dış kapı ve iç kapılar ahşaptır. Ara merdiven betorname üzeri ahşap kaplıdır. Pencereleri PVC doğramadır. Doğalgaz borusu villa dışında bırakılmış olup içeride kalorifer tesisatı bulunmamaktadır. Villa ortalama malzeme özelliklerine sahiptir. Veranda üstü ahşap pergole ile kapatılmış olup berbekü mevcuttur. Villanın brüt alanı: 179,38 m2, Net Alanı: 129,00m2’dir. Adresi: İstanbul ili, Silivri ilçesi, Cumhuriyet (eski Alibey) Mahallesi, Kınalı Caddesi, Buharlıbahçe sokak, No: 7/A’da kain 381 ada, 659 No’lu parselde kayıtlı 14/220 arsa payına tefrikli, 7 No’lu dubleks meskenin tamamıdır. Yüzölçümü: 2.713,58 m2 Arsa Payı: 14/220 İmar Durumu: Silivri Belediye Başkanlığı Plan ve Proje Müdürlüğü’nün 27.12.2013 tarih, 28780 sayılı yazısına göre; İstanbul ili, Silivri ilçesi, Alibey Mahallesi, 381 ada, 659 No’lu parsel, 03.12.1986 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında; Ayrık nizam, 2 kat Taks: 0.20 Kaks: 0.40 yapılaşma şartı ile konut alanında kalmaktadır. 10.12.2012 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında kısmen 120 ki/ha konut alanında kısmen pansiyon alanında kalmaktadır. Bölgedeki 1/1000 ölçekli uygulama imar planı çalışması kesinleştikten sonra parsele ait imar durumu bilgisi netleşecektir. Söz konusu parsel üzerindeki yapılar için 02.06.1995 tarihli yapı ruhsatı düzenlendiği belirtilmiş ve bunlar yazı eklerinde sunulmuştur. Kıymeti: 190.000,00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydında mevcuttur. 1.Satış Günü: 03/12/2014 günü 10.30 10.40 arası 2.Satış Günü: 29/12/2014 günü 10.30 10.40 arası Satış Yeri: Silivri Adliyesi 1. İcra Müdürlüğü Kalemi Silivri/İSTANBUL Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap. gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/614 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/09/2014 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:59477)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle