03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2014 PAZAR 10 HABERLER Karanlık esaret bitti u 11 Haziran’da Musul’da rehin alınan, 8 ayrı yerde tutulduktan sonra Suriye’ye getirilen 49 konsolosluk görevlisi ve ailelerinin yaşadığı işkence, Telabyad’da son buldu. Türk istihbarat görevlileri tarafından Telabyad’da teslim alınan 49 rehine Akçakale Sınır Kapısı’ndan Şanlıurfa’ya getirildi. MAHMUT ORAL ŞANLIURFA Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’ndan IŞİD tarafından 11 Haziran’da rehin alınan 49 konsolosluk görevlisi dün serbest bırakıldı. Akçakale’nin karşısındaki Telabyad bölgesinden teslim alınan rehineler, Şanlıurfa’ya getirildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile özel uçakla Şanlıurfa’ya gelerek rehineleri Ankara’ya götürdü. 49 rehineden 3 Iraklı görevlinin ülkelerine gönderildiği belirtildi. Terör örgütü IŞİD tarafından, 11 Haziran’da Musul Başkonsolosluğu’nun işgal edilmesiyle rehin alınan 49 konsolosluk görevlisi, önce Rakka’ya götürülmüş, daha sonra da 8 kez rehinelerin yeri değiştirilmişti. Bir süre sonra Suriye’ye götürülen rehineler IŞİD kontrolünde bulunan Telebyad bölgesinde dün Türk istihbaratı tarafından teslim alındı. 49 rehineden 3 Iraklı görevlinin ülkelerine gönderildiği, 46 kişinin Türkiye’ye getirildiği belirtildi. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Telebyad’da teslim alınan rehineler, saat 05.00’te Akçakale Sınır Kapısı’nda MİT Bölge Başkanı, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ve askeri yetkililer tarafından karşılandı. Rehineler Akçakale ilçesinden Şanlıurfa’ya getirilerek MİT binasında bir süre misafir edildiler. Konsolosluk görevlilerinin bulunduğu, kamu kurumu binası çevresinde önlemler artırılırken, bir kişinin yakını da bölgeye geldi. Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, 101 gün sonra Türkiye’ye getirilen rehineleri ziyaret etti. Vali Küçük, 40 dakika görüştüğü rehineleri ziyaretinin ardından çıkışta gazetecilere kısa açıklama yaptı. Vali İzzettin Küçük, “Rehinelerin hepsinin ve çocukların sağlığı iyi yerinde. Herhangi bir sorun ve sıkıntı yok” dedi. Vali Küçük’ün ayrılması ardından rehinelerin götürüldüğü kamu kurumuna bir araçla yeni kıyafetler de getirildi. Polisler tarafından otomobillerle getirilen yeni kıyafetler görevliler tarafından rehinelerin bulunduğu binaya götürüldü. Görevlilerin sağlık kontrolünden geçirildiği ve ihtiyaçlarının karşılandığı bildirildi. Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nda rehin alınan 49 görevli özgürlüklerine kavuştu Yılmaz: Rehineye sürekli ölümü tattırmaktan keyif alıyorlardı l SİYASİLERDEN MESAJLAR Akçakale’den geldiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Musul niz bir güvenlik uygulaması yapıyorlar. Otoseviyorlardı, moral bozmak için. Rehineye Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, NTV’de 101 büslerin camlarını kapatıp, gözlerimizi kapa sürekli ölümü tattırmaktan keyif alıyorlardı. günlük esareti anlattı. Yılmaz şunları söyledi: tıp yer değişimi yapıyorlardı. Tercümanımız BEDENİNİZİ KONTROL EDEMİYORSUBAŞIMA SİLAH DAYADILAR: Başkonbize yer değiştireceğimizi söylüyordu. Hepi NUZ: Hiçbir şeyim yoktu kendime ait. Bana solosluğumuz bir anda çevrildi. Bir uyarı olmiz birden götürüyorlardı. ait bir tek terliğim kalmıştı. O da onların vermadı. Musul’u ayakta tutan yerel polisti. VaTELEFONU PARÇALIYORDUM: İrtibat diği. Ölseniz Türkiye’ye götürecekleri size li de kimseye haber vermeden gidince kent benim telefonumdu. Bana yardımcı olan bir ait hiçbir şey kalmamış. Bir süre sonra bebirden düştü. Normal bir gün gibi giderken arkadaşım oldu Türkiye ile haberleşmem dediniz dışında hiçbir şey olmuyor, bazen o gün profesyonelce bir baskın yekonusunda. Telefonu saklayıp bölüp onu da kontrol edemiyorsunuz dik. Sayılarını bilemiyoruz. Kameraparçalayıp tekrar birleştirip kullanıyorÖLDÜRÜYOR VEYA KESİYOR: Kaşımdaları patlattılar, etrafı tekmeleye başdum. Her gün en az bir defa ülkemle ki yara tamamen farklı... Onların fiziki bir köladılar. Yaklaşık 4560 saniyelik bir konuşuyordum. tü muameleleri olmadı. Ama tehditleri her ölümle yüzleşme anı oldu. Silahı HEP AYNI YEMEK: 65 gün sazaman oldu. Fiziki müdahale yapmıyorlar. başıma dayadılar ve odamı açmabah, öğle, akşam aynı. Yemek koÖldürüyorlar veya kesiyorlar. Fiziki muamemı söylediler, kabul etmedim. Odanusunda bize gına gelmişti artık bileye harcayacak zamanları yok. mın görüntüsünü almak istediler. ze. İnsanlar kilo verdi. Ben de 14 kiKURAN’A EL BASIP YALAN SÖYLERBu sayede örgütün propagandasılo verdim LER: Kültürleri çok farklı. Diğer terör örgütnı yapmak istiyorlardı. RedKAFA KESME VİDEOLARI İZleri ile aynı değil. Kolay anlaşılır şeyler yapdettim açıklama yapLETTİLER: Sosyal medyadaki mıyorlar. Serbest kalacağınızı bilemezsiniz. mayı. Çok zorladılar. kafa kesme videolarını izletiGünde 100 defa Kuran’a el basarlar 100 deKabul etmedim. Basyorlardı. Video izletmeyi çok fa yalan söylerler. kından bir buçuk saat sonra da o alanı terk etmek zorunda kaldık. GÖZE ALAMAYaşadıklarıyla ilgili olarak “Biz bir cehennemin içerisinden çıktık” DILAR: IŞİD o anbenzetmesi yapan Yılmaz, her yer değiştirdiklerinde yaşanan vahşeti da bizi öldürmeyi daha iyi gördüklerini aktardı. Başkonsolosluğun neden baskından önce göze alamadı. Katahliye edilmediği sorusuna karşılık bütün seçeneklerin değerlendirildiğini dınlara, çocuklaancak olayların çok hızlı geliştiğine dikkati çeken Yılmaz, “Dünyada ra ve bayrağımıza hiç kimse bu örgütün dörtbeş günde Bağdat’a ulaşabileceğini en ufak bir şey olursa hesaplamıyordu” değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, IŞİD’in baskını ‘öldürün’ dedik. Bizim karşısında neden direnmedikleri yönündeki bir soruya ise “Neden çatışma bildiğimiz gibi bir güvenolmadı sorusu da bence gerçekçi bir soru değil. Çünkü kime karşı lik uygulamıyorlar. Nereçatışacaksınız? Ne kadar çatışacaksınız? Yani bütün kenti almış, de olacağınızı bilemediğiorada devlet kurmuş birisiyle ne kadar çatışabilirsiniz” yanıtını verdi. Öztürk Yılmaz Erdoğan: Başarılı bir operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sabah saatlerinde yazılı bir açıklama yaparak Musul’da rehin alınan konsolosluk görevlilerinin “başarılı bir operasyonla” kurtarıldığını duyurdu. Erdoğan, “Operasyonun son derece başarılı biçimde yürütülmüş olması, ‘Büyük Türkiye’nin ulaştığı seviyeleri göstermesi bakımından da son derece önemlidir” dedi. Geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, “Önceden planlanmış, tüm detayları hesap edilmiş, tam bir gizlilik içinde bugün gece boyu devam ederek, sabaha karşı başarıyla tamamlanan bu operasyondan dolayı, Sayın Başbakan’a teşekkür ediyorum” dedi. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı unutmayarak “Milli İstihbarat Teşkilatımız, alıkonulma hadisesinin başlamasından bugüne kadar meseleyi çok hassas şekilde sabırla, özveriyle takip etmiş, nihayetinde başarılı bir kurtarma operasyonu yapmıştır” ifadelerini kullandı. Erdoğan en büyük teşekkürü ailelerin hak ettiğine dikkat çekerek “Ailelere uzun ve sabırlı, aynı zamanda inançlı ve umutlu bekleyişlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum” dedi. Bazı çevreler ve medya kuruluşları tarafından rehine olayının istismar edilerek sabote edilmek istendiğini söyleyen Erdoğan, “Sorumlu, soğukkanlı ve sağduyulu yayıncılık yaparak vatandaşlarımızın can güvenliğine hassasiyet gösteren medya kuruluş ve çalışanlarına da teşekkür ediyorum” dedi. Erdoğan’ın rehineleri bugün kabul edecek. Bursa’da konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Tüm yerel imkânlar ve istihbarat kullanılarak bunu gerçekleştirdik. İstihbaratı ön plana çıkardık. Peşmerge ve diğer isimleri vermek istemiyorum. Bazen sabrımızın taştığı zamanlar oldu. MİT’e madalya takılması lazım. Çok zor bir operasyonu zor şartlarda gerçekleştirdi” dedi. Kayseri’de bulunan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve istihbarat teşkilatı başkanımız en başından itibaren çok titiz çalıştılar, hepsini tebrik ediyorum. Yakınlarının ‘Acaba ne yapıyorlar’ sorularını cevaplandırmış olmamak; bu iki çelişki içinde kalındı. Ama doğru yapıldı. Örtülü bir şekilde bu faaliyetler çok dikkatli, kararlı bir şekilde yürütüldü. Bizim elimizde olmayan sebeplerden dolayı maalesef birçok gelişmelerle karşı karşıyayız” dedi. Genelkurmay Başkanlığı da rehinelere ve ailelere geçmiş olsun dileklerini iletti. ‘Kime karşı, ne kadar çatışacaksınız’ Niye terk edildiler? SİBEL BAHÇETEPE Türkiye’nin Musul’daki başkonsolosluğundan rehin alınanların en küçüğü 1 yaşındaki Kuzey Deniz ile konsoloslukta hizmetli kadrosunda çalışan annesi Nermin Taşdelen Yıldız ve güvenlikçi babası Hakan Yıldız yakınları ile buluştu, hasret giderdi. Nermin Taşdelen Yıldız’ın ağabeyi Muammer Taşdelen, rehinelerin gelmesine sevindiklerini ancak bu işin burada kapanmayacağını belirterek “Her şeyden önce bunun hesabını birileri vermeli. O 49 kişi orada niye terk edildi?” diye sordu. Rehineler arasında adeta sembol hale gelen ve bomba seslerinin arasında 1 yaşına giren minik Kuzey Deniz’in Çanakkale’de yaşayan dayısının evinde sabah saatlerinden itibaren hareketli anlar yaşandı. Ağabey Taşdelen, kardeşi ve ailesinin uçakla İstanbul’a geleceği haberini alır almaz İstanbul’a doğru yola koyuldu. Taşdelen, saat 15.30 sıralarında kız kardeşinin uçağının İstanbul Atatürk Havalimanı’na indiği haberini aldı. Havalimanına sessiz sedasız gelen rehinelerden HakanNermin Yıldız ile oğullarını, yakınları karşıladı. Havalimanından çıkan NerminHakan Yıldız ve bebekleri, aile yakınları tarafından alınarak CNR fuar alanının karşısına götürüldü. Burada aile yakınlarına ait bir aracın içinde Yıldız çifti, yaklaşık 2 saat ağabey Taşdelen’in gelmesini bekledi. 8 saatlik yolculuğun ardından Muammer Taşdelen, saat 18.00 sıralarında CNR fuar alanına geldi. Hem sevinçli hem de tepkili olan ağabey Taşdelen, “Rehinelerin gelmesi gerçekten çok güzel. Bizi sevindirdi ama bu iş burada kapanmadı” dedi. Taşdelen, iki gün önce kızkardeşiyle telefonda görüştüğünü, durumlarının iyi olduğunu ancak beslenme koşullarının kötülüğünden bahsettiğini vurgulayarak “Yalnızca bol yağlı pirinç pilavı ile beslenmişler. İki üç gün önce kız kardeşimle Musul’da iken telefonla görüşmüştüm. Özellikle son bir hafta durumları sıkıntılıymış. Tam anlamıyla savaş koşullarında nasıl yaşanırsa öyle yaşamışlar. Özellikle 1 yaşındaki çocuğunun sağlık durumundan endişeliydi. Emiyordu, anne sütü ve pirinç ağırlıklı beslenmiş” diye konuştu. 49 rehinenin son 1 haftadır, saldırıların artması ile Musul’da Hıristiyan Mahallesi denilen bir mahalleye alındığını ve burada tutulduğunu söyleyen Taşdelen “Çok yer değiştirmişler. Rehineleri dağıtmamışlar, hep birlikte kalmışlar. 89 farklı yere gitmişler, sabit kalmamışlar” açıklamasını yaptı. ‘Sabote etmek istediler’ Vali Küçük: Sağlıkları iyi Arınç: MİT’e madalya lazım Sağlık kontrolü yapıldı 46 konsolosluk görevlisi saat 08.15 sıralarında midibüslerle Şanlıurfa GAP Havalimanı’na götürüldü. Kentten yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki havaalanına eskort eşliğinde sıkı koruma altında götürülen rehinelerin bulunduğu siyah camlı araçların perdelerinin kapalı tutulması, araçların ön kısmında da görüntü alınmaması için görevlilerin yerleştirilmesi dikkat çekti. Başbakan Davutoğlu’nun özel uçağı saat 09.10 sıralarında havaalanına indi. Davutoğlu’na eşi Sare Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı eşlik etti. Basın mensupları açıklamayı beklerken VIP salonunda bekletilen 46 rehine Davutoğlu’nun uçağına bindirildi. Başbakan Davutoğlu, uçağın kapısının önünde tek tek “Hoş geldin” diyerek rehineleri uçağa aldı. Sare Davutoğlu da rehineler arasında bulunan bir bebeği kucağında uçağa götürdü. Davutoğlu, Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ı alnından öptü ve defalarca kucakladı. Davutoğlu,Yılmaz’a “Allah sizi bizi bağışladı” dedi. Görüşme sonrasında Öztürk Yılmaz’ın eşini ile telefonda görüşüp sohbet etti. Davutoğlu, rehine bebekler Kuzey ve Ela ile yakından ilgilendi. Davutoğlu ve rehineler özel uçakla saat 10.00 sıralarında Şanlıurfa’dan ayrıldı. Aileler havaalanına götürüldü ‘Hoş geldiniz’ Rehinelerin operasyon ile mi yoksa temas ile mi kurtarıldığı yönünde kendilerini de bir bilgisi olmadığını kaydeden ağabey Taşdelen şunları söyledi: “Biz bunları yaşamak durumunda değildik. Bu işin sorumlularının ortaya çıkması gerekiyor. Neden tahliye edilmedi bu kadar zamandır, en büyük rahatsızlık bu. 100 gündür sağlıklı bilgi alamadık. Cumhurbaşkanı ve başbakan hakkında suç duyurularında bulunduk. Takipsizlik ile sonuçlandı, Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Ömer Önhon hakkında soruşturma sürüyor. Birileri zafer çığlığı atmasın. Türkiye’de gerçekten tuhaf bir durum var. Bugün IŞİD’e terör örgütü diyemeyen bir başbakan, herhalde bir şeyleri düşünüyordur diyorum.” Açıklamanın ardından Muammer Taşdelen, yolun karşısındaki araçta kendisini bekleyen yakınlarına koştu. Ağabey ve kız kardeşi uzun süre birbirine sarıldı ve hasret giderdi. zafer çığlığı atmasın’ ‘Birileri 3 yaşındaki Esat, babasına kavuşmanın sevincini yaşıyor. Gül: geçmiş olsun Esat’ın japon balığı yolda Yurt Haberleri Servisi IŞİD’in rehin aldığı konsolosluk görevlilerini serbest bırakması aileleri sevince boğdu. Oğlu pasaport memuru Emin Ercan, gelini Sümeyye ve 1 yaşına basan torunu Ela’nın serbest bırakılma haberini sabaha karşı sevinçle ögrendiklerini söyleyen Kırşehir’in Mucur ilçesinde oturan Necdet Ercan, Ankara’ya gitti. Ercan, “Ela, kaçırıldığında 9 aylıktı, şimdi 1 yaşına bastı. Ona doğum günü yapacağız” diye konuştu. Özel Harekâtçı Ömer Çil’in kaçırıldığı gün ikinci kızını dünyaya getiren eşi Hanife Çil, “Eşim üç ay sonra çocuğunun sesini duydu. İnsanın kolu, kanadı kırılıyor. 3 yaşındaki kızımın psikolojisi için geceleri ağlıyordum” dedi. Polis memuru Doğan Yıldız’ın Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Çayözü köyünde yaşayan kayınpederi Ömer Yıldız, “Dün 7 dakikalığına bir müsaade vermişler ailesiyle konuşmuş. ‘Bu hafta içerisinde bizi bırakacaklar, korkmayın’ demiş” diye konuştu. Özel Harekâtçı İsmail Akbalık’ın Konya’da yaşayan eşi Öznur Akbalık, (46), aylarca iyi haber gelecek diye televizyon başında beklediklerini belirterek, “Çocuklarım sürekli ‘Babamızı istiyoruz’ diyerek ağlıyordu. Onları teselli etmekte çok zorlanıyordum” dedi. Özel Harekât polisi Bünyamin Aydoğan’ın Ordu’nun Gölköy ilçesinde yaşayan babası Selami Uludağ, “Oğlumun kaçırıldıktan sonra bebeği dünyaya gelmişti. 3 aylık kızı var adı” dedi. Özel Harekâtçı Yalçın Bakır’ın Kırklareli’nde yaşayan ailesi büyük mutluluk yaşarken 3 yaşındaki çocuğu Esat Bakır babasının kendisine japonbalığı getirmesini beklediğini ifade etti. l EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ Kılıçdaroğlu’ndan Davutoğlu’na kutlama telefonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Musul’da rehin alınan konsolosluk görevlilerinin Türkiye’ye getirilmesinden dolayı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu telefonla arayarak kutladı. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nu telefonla arayarak Türk konsolosluk görevlilerinin kurtarılmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Görüşmede, Başbakan Davutoğlu’nun da bu tür dönemlerde “bir ve beraber” olmanın ve mutlulukları paylaşmanın önemli olduğunu belirttiği ve Kılıçdaroğlu’na teşekkür ettiği öğrenildi. CHP Basın Birimi’nden yapılan açıklamada Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu’na mumnuniyetini ilettiği ve kutladığını açıkladı. Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada da “Vatanımızın özgür topraklarına, ailelerine, yakınlarına ve özgürlüklerine kavuşan vatandaşlarımıza geçmiş olsun, aileleriyle milletimize de gözünüz aydın diyor, kurtarma operasyonunun düşünülmesi, planlanması, uygulanması ve tam istediğimiz gibi sonuçlandırılmasında payı, katkısı, emeği olan herkese teşekkür ediyor, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Nermin, Hakan ve 1 yaşındaki Kuzey Deniz Yıldız. Davutoğlu ve rehinelerin Ankara’ya uğurlanmasının ardından havaalanında gazetecilere açıklama yapan Vali İzzettin Küçük, “Vatandaşlarımızın sağ salim buraya ulaşmaları devletimizin gücüdür. Çok mutluyuz, sevinçliyiz. Ailelerin bir an önce yakınlarıyla kavuşması amacıyla Ankara’ya gitmeleri uygun görüldü” diye konuştu. salim ulaşmaları ‘Sağ devletimizin gücüdür’ Mağaza açtırıldı, 150 takım getirildi Sabah erken saatlerde Şanlıurfa’ya getirilen rehineler kahvaltı ve sağlık kontrolü sonrası tıraş olmak istedi ancak Başbakan Davutoğlu’nun kente gelişi ve zamansızlık nedeniyle diğer rehineler tıraş olamadı. Şanlıurfa Valiliği tarafından günün erken saatlerinde kenti getirilen rehineler için mağaza açtırıldı. Rehinelerin bedenleri bilinmediği için her bedenden talepte bulunuldu. MİT binasına saat 07.10 sıralarında polis tarafından 150 takım elbise gönderilirken mağaza yetkilileri fiyat konusunda bilgi vermedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle