04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 ‘KONTRBASIN GENÇ yıldızları’na iyi haber 84 yaşındaki tiyatro oyuncusu Toron Karacaoğlu’nun jübile hayali gerçek olsun 65 yıldır sahnelerde... FİLİZ TERZİ Odanın içinde dört dönüyor. Dolaplar açılıp kapanıyor, çekmecelere bakıyor, o kadar enerjik ki. 84 yaşında mı gerçekten? “Nereye koydum o fotoğrafı? Görmeni çok istiyordum.” Gözü kütüphanenin üstündeki bir zarfa takılıyor. “Hah, işte burada!” Çocuksu bir heyecanla fotoğrafı gösteriyor bana. “Bak yanımda kimler var?” Necla Sertel, H. Kemal Gürmen, İ. Galip Arcan, Gülistan Güzey, Mahmut Moralı ve ortalarında gencecik bir Toron Karacaoğlu. İçi ödüllerle dolu bu odada, belli ki en çok gurur duyduğu şey bu fotoğraf. Türk tiyatrosunun efsane sanatçılarıyla aynı sahneyi paylaşmak. Efsane sanatçılar. Ne kaldı onlardan geriye? Fotoğraf kutularını alıyor. Bir tane bana, bir tane kendine. Bakıyoruz. Yüzlerce Toron Karacaoğlu. Yaşlı göründüğü bir fotoğrafı uzatıyor “Bak burada 30 yaşındayım. Makyajımı hep ben yaparım, bak şunlara.” Harika makyajlı karakterler. Hiçbiri birbirine, hatta Toron Bey’e de benzemiyor. Radu Beligan 75 yıllık sanat hayatında 80 oyunda rol almış, Toron Bey’in kaç acaba? “Benimki Almanya’dakilerle birlikte 150’ye yaklaşmıştır” diyor. En çok 1950’lerde sahneye çıkmış. Kadrolu 48 sanatçı varmış çünkü. “Cyrano’nun ilk perdesini Dram Tiyatrosu’nda oynayıp, sonra koşarak Komedi Tiyatrosu’na gidip oradaki rolümü oynayıp, tekrar koşarak Cyrano’ya dönmüşlüğüm var. Bir de çocuk oyunu olurdu. Üstelik çok az maaş alırdık. Tabii ki büyüklerimiz kadar sıkıntı çekmedik, ama biz de zorluklar yaşadık.” Fotoğrafların hikâyelerini anlatıyor çocuksu bir heyecanla. 65 yaşım bana o kadar uzak ki. Toron Bey 65 yıldır sahnede. 1949’da çıkmış ilk kez sahneye. 65 yıl sahnede olmak nasıl bir duygu acaba? “2 yıl çıkamadım” diyor sitemli. Zo u Anladım ki, bu güzel adamın bir hayali var. 100 yaşındaki tiyatromuzun 65 yılına tanık olmuş bu gözler, başına taç konulurken ağlamak istiyor. Jübilede oynamak bu kadar önemli demek. “Önemli olmaz mı? Sahneye çıkarsın, çevrende sanatçı arkadaşların. En sevdiğin rolü oynarsın. Gençliğini, yaşadıklarını hatırlarsın. O gece sahne sadece senindir, senin sahnedeki senelerinindir.” O an anladım ki, bu güzel adamın 84 yaşında bir hayali var. 100 yaşındaki tiyatromuzun 65 yılına tanık olmuş bu gözler, başına taç konulurken ağlamak istiyor. Ya bu hayal gerçekleşmeden o gözler kapanırsa? Ya da Halide Hanım gibi hayatının en büyük rolünü oynayamadan sahneden inmek zorunda kalırsa? Radu Beligan 95 yaşında sahneye çıkmış. Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdırmış. Ve Romenler, Beligan’ın heykelini dikmişler. Toron Karacaoğlu’nun heykeli dikilir mi? Sanmam. Ama bu naif “65 yıllık” hayal gerçek olabilir. Toron Bey’in “Nefesini idareli kullan, bir tek orada zorlanıyorum” dediği yokuşu çıkarken, yürekten diliyorum: “Lütfen Toron Bey’in jübilesi yapılsın.” Siz de dileyin lütfen. Guinness’e not: Hazır olun. Toron Bey geliyor. Sınırsız destek sözü SELDA GÜNEYSU ANKARA Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, önce “kiralık kontrbasla” Slovakya’da gerçekleştirilen “Karl Ditters von Dittersdorf”ta 5 ödül alan, sonra da rektörlüğün girişimiyle kendi kontrbaslarıyla eylül ayı başında merkezi ABD’de bulunan International Society of Bassist (İSB) tarafından düzenlenen “Dünya Kontrbas Yarışması” ile Hollanda’da düzenlenen “Amsterdam Bass2014/Uluslararası Kontrbas Buluşması ve Yarışması”a katılan ve yarışmalardan birinciliklerle dönen Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı öğrencilerine ve öğretim üyesi Doç. Dr. Burak Karaağaç’a sınırsız destek sözü verdi. Rektör Tuncer, “Konservatuvarla gurur duyuyorum. Öğrencilerimiz ve hocamız bizim gözbebeğimiz. Ne isterlerse yapacağız” derken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da üniversitelerdeki kültür ve sanatsal faaliyetleri ile bu tür başarılara destek vermesini istedi. u Ülkeye ödüllerle Avrupa’da adladönen kontrbas rı “kiralık kontrbasla Avrupa’yı fetheöğrencileri için ne den gençler” olarak bilinen HÜ Anka gerekirse yapılacağını ra Devlet Konservatusöyleyen Hacettepe varı Kontrbas Bölümü Üniversitesi Rektörü öğrencileri Tuncay İpteş, Gizem SözeProf. Tuncer, Kültür ri, Evren Şen ve FıBakanlığı’nın da bu rat Korkmaz ile hocaları Doç. Dr. Burak tür başarılara destek Karaağaç’a üniversivermesini istedi. tenin rektörlüğünden tam destek sözü geldi. Rektör Prof. Dr. Murat Tuncer, gençlerin başarısıyla ilgili haberlerimiz üzerine açıklamalarda bulundu. “Konservatuvarımızla, öğrencilerimiz ve hocamızla gurur duyuyorum. Onlar bizim gözbebeğimiz. Onlar ne isterlerse elimizden geldiğince yapacağız” diyen Tuncer, Doç. Dr. Karaağaç’ın daha önce de bu türlü yarışmalardan ödüllerle döndüğünü anımsatarak Karaağaç’ın yakın tarihte “profesör” unvanı alacağını da kaydetti. Tuncer, “Doç. Dr. Karaağaç ve öğrencileri için Avrupa’nın pek çok yerinden teklifler geliyor. Ancak Sayın Karaağaç, ‘Önce Türk öğrencilerim’ dediği için teklifleri kabul etmediğini açıkladı. “Sizin üniversite olarak hocamızla ilgili bir tasarrufunuz olacak mı” şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi: “Her şeyden önce hocamız en doğrusunu söylemiş. Gerçekten de Anadolu’da, Türkiye’de çok yetenekli gençlerimiz var. Öncelikli olarak amacımız bu gençlerin geleceğini şekillendirebilmek. Hocamız bizim için, Hacettepe Üniversitesi için çok değerlidir. Biz kendisini Hacettepe’de görmek isteriz her zaman. Başarılı hocalarımızın hiçbirini Avrupa ülkelerine veya bir başka ülkeye göndermek istemeyiz.” Rekorlar Kitabı Toron Karacaoğlu, ‘İstanbul Hatırası’nda. 150’ye yakın oyun runlu emeklilik yılları. “Ah o 2 yıl. Ölüyorum sandım. Hasta oldum resmen. Ev dar geldi, hiçbir yere sığamadım. O kadar özledim ki. Sahneye çıkmayınca kalbim devridaim etmiyor sanki.” Bir fotoğrafa bakıyor tebessümle. “Bak bu Nezihe Becerikli’nin jübilesi. Şarkı söylemiştim. Çok güzeldi. Jübileler zaten hep güzeldir.” Sesinde değişik bir şey var. Ne, anlayamıyorum. İki fotoğraf gösteriyor. “Tahta Kaşıklar. Bunu yine oynamak istiyorum. Bu da Foto Finiş. Bunda da Müfit Kiper’in rolünü oynayacağım.” Yeni bir kutu alırken oynamak istediği rolleri sayıyor. Aklım giriyor devreye. Daha ne kadar gider? Ne, ne kadar daha gider? Sahne. Gittiği yere kadar işte. Beligan’ı geçer misiniz? Sağlığım yerinde olsun, aklım yerinde olsun. Geçerim tabii. Gittiği yere kadar... Yere düşen fotoğrafı hızla eğilip alıyor ve hızla doğruluyor. Dayanamayıp gülümsüyorum. Gerisini Romenler düşünsün artık. Yeni kutuda Halide Pişkin’in fotoğrafı var. “Ah canım. Biliyor musun jübilesinde oynayamadı. Rolümü oynayamadım, içimde ukde kaldı Toron, dedi hastanede. Koltuk değnekleriyle çıktı sahneye. Tacını taktılar. Sonra indi. Ne acı.” Halide Pişkin’in acısı avrupa film ödülleri’nde kutluğ ataman ve nuri bilge ceylan da listede arasında 2 türk filmi Kültür Servisi Kutluğ Ataman’ın “Kuzu” filmi ile Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filmleri, Avrupa Film Ödülleri için yarışacak 50 film arasında yer aldı. 31 Avrupa ülkesini kapsayan en iyiler listesi, Avrupa Film Akademisi’ne üye 3 binin üzerinde yönetmen, oyuncu ve senaristin oyları ile belirlendi ve 2014 Avrupa Kültür Başkenti Riga’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Türk sinemasının 100. yılında Avrupa’nın En İyi 50 Filmi içinde yer almaktan gurur duyduğunu belirten yönetmen Kutluğ Ataman, “‘Kuzu’ ile sayısız festivale davet edildik, dünyanın her yerinden filme beğeniler yükselmekte. Ayrıca Nuri Bilge Ceylan ile birlikte Türkiye’yi temsil etmek ayrı bir mutluluk kaynağı” dedi. Bu yıl 27’ncisi düzenlenen Avrupa’nın Oscarı olarak bilinen Avrupa Film Ödülleri 13 Aralık’ta Letonya’nın başkenti Riga’da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. en iyi 50 film ‘Kuzu’ hüner Tuncer’in kitabı almancada Kültür Servisi Doç. Dr. Hüner Tuncer’in, “2013 Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü”nü kazanan “Metternich’in Osmanlı Politikası, 18151848” adlı yapıtı Almanca olarak basıldı. Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Tahir Öncü’nün Almancaya çevirdiği Hüner Tuncer’in kitabı, “Das Osmanische Reich und Metternichs Politik” başlığıyla Frank und Timme Yayınevi” tarafından Berlin’de yayımlandı. Kitapta, Napolyon Savaşları, Metternich Çağı, Yunan İsyanı ve Büyük Güçler, Mehmet Ali İsyanı ve Büyük Güçler, Boğazlar Sorunu ve Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform bölümleri yer alıyor. Karamustafa’ya Gülsün ödül Kültür Servisi Türkiye çağdaş sanatının önemli isimlerinden Gülsün Karamustafa, 2014 Prince Claus Ödülü’ne layık görüldü. Her yıl sanat, kültür ve gelişim alanlarında Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler’den kişi ve örgütlere verilen Prince Claus ödülleri sahiplerini buldu. Hollanda’dan Prince Claus Fund for Culture and Development tarafından uluslararası ve disiplinlerarası bir jürinin değerlendirmesiyle büyük ödül, Kolombiya’nın Amazon havzasından sanatçı, bitki uzmanı ve toplum lideri Abel Rodriguez’e verildi. Rodriguez’in yanı sıra aralarında Gülsün Karamustafa’nın da olduğu 10 kişi daha ödüle layık görüldü. Gülsün Karamustafa’nın son sergisi “Vaadedilmiş Bir Sergi” adıyla geçen yıl Salt Beyoğlu’nda gerçekleştirilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle