04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] İskoçya bağımsızlığı yüzde 45’e 55 oranıyla reddetti. Londra’nın bölgeye daha fazla yetki vermesi bekleniyor nacak bir “kurumsal devrimin” alametleri işitiliyor. Hatta yazılı bir anayasa bile yapılmasından bahsediliyor. Kimileri hiçbirisinin gerçekleşeceğine inanmasa da… İskoçya’da iktidardaki İskoçya Milliyetçi Partisi (SNP), sandık yenilgisiyle “daha adil, eşitlikçi, sosyal demokrat, nükleer karşıtı, yeşil ve dış politikada saldırganlıktan uzak durulması” hedeflerine ulaşamadı. Bu sonuçta ayrılığın ekonomik maliyetleri ve olası siyasi belirsizlik etkili. Ama geniş bir nüfusu harekete geçirerek Londra’daki merkezi hükümetten yeni yetki devri vaatleri kopardı. Şimdi salt İskoçya değil, birliğin geri kalanını oluşturan İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda için de aynı meseleler gündeme alınacak gibi görünüyor. Nitekim Kuzey İrlanda birinci Başbakanı Peter Robinson, İskoçya’dan çıkan sonuçtan memnuniyetini aktarıp Galli meslektaşıyla daha geniş yetkiler üzerinde görüşeceklerini söyledi. SNP lideri Alex Salmond, İskoçyalılara teşekkür ederken, yıllardır politikanın dokunmadığı konuları gündeme taşıdıklarını belirtti. Çoğunluğun kararını kabul ettiğini söyleyip herkesi bu demokratik kararı kabullenmeye çağıran Salmond, Londra’da iktidardaki Muhafazakâr Parti, koalisyon ortağı Liberal Demokratlar ve ana muhalefetteki İşçi Partisi’nden oluşan “birlikçi partilere” yetki devri sözlerini tutmaya çağırdı. Muhafazakâr Başbakan David Cameron, ilk beyanında bu vaatleri tutacaklarını söylerken sadece İskoçya değil diğer bölgeleri de meseleye kattı. Cameron, İskoçya halkının dört ulustan oluşan ülkenin parçalanmasına izin vermediği için teşekkür etti, “İskoçyanın bağımsızlığının bir kuşak için artık çözümlendiğini” savundu. Ardından “Birleşik Krallık’ın bir araya gelip ilerlemenin vakti geldi” vurgusu eşliğinde İskoçya için öngördükleri yetki devri vaatlerini içeren anlaşmanın İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’nın da hakkı olduğunun altını çizdi. Birleşik Krallık’ta “West Lothian Sorusu” diye anılan mesele aslında derin tartışma konusu. 1990’ların sonundaki yetki devri İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın vekillerine nüfusun yüzde 85’inin yaşadığı İngiltere’ye dair konularda karar hakkı sunarken tersi mümkün olamıyor. İşte Cameron, liderliği sorgulanırken bu soruyu gündeme taşıyarak İskoçya’ya sunulan vaatlere öfkeli İngilizleri teskine çalıştı, “İskoçya’nın kendi vergi, harcamalar ve refah devletine dair kararlarını parlamentosunda oylayabilmesi gibi İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda da onaylayabilmeli. Bunlar bir tandem halinde yapılmalı” dedi. İşçi Partisi lideri Ed Miliband da İskoçya’ya güçlü yetkiler vereceklerini söylerken İngiltere, Galler ve bütün Birlişik Krallık’ta değişim arzularına yanıt vermeleri gerektiğini belirtti. Liberal Demokrat lider Nick Clegg de geniş kurumsal reform ihtiyacına atıf yaptı. Elbette yetkilerin çerçevesi henüz belirsiz. Üç parti bağımsızlığı reddetme karşılığında İskoçlara hitaben yayınladıkları yeminde bir anlaşma ortaya koymuştu. Cameron anlaşmanın uygulanmasına nezaret etmesi için şimdiden Lord Smith’i atadı. Vergi toplanması, harcamaların kontrolü ve sosyal güvenlik harcamalarında İskoç parlamentosu Holyrood’un yetkilerini genişleten bu anlaşma için 2015 başında bir “İskoçya yasası” çıkartılması söz konusu. Salmond yasanın gelir vergileri ve şirket vergilerinin tamamanın kontrolü için bastırıyor. Ancak mayıs ayında genel seçimler varken yasanın kabulü de ötelenebilir. 13 Bağımsızlığın reddi değişim getirecek Ceyda KARAN İskoçya Referandumunu İzliyor skoçya’da bağımsızlık referandumu heyecanı Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallık’ıyla 307 yıllık birliğin “sağlama alınmasıyla” sönüverdi. Tarihi referandumun dün sabah netleşen sonuçlarına göre, “İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı” sorusuna yüzde 45’in “Evet” demesine karşılık yüzde 55 “Hayır” yanıtını verdi. Referandumda kayıtlı 4.3 milyon seçmenden 3.6 milyonu sandı4 Kayıtlı 4.3 milyon seçmenden yüzde 85’i yani 3.6 milyonun katıldığı oylamada, 2 milyon 1926’sı “Hayır”, 1 milyon 617 bin 989’u ise “Evet” dedi. İskoçya’nın 32 bölgesinin 28’inden “Hayır” oyu çıktı. Başkent Edinburg’da “Hayır” oranı yüzde 61’i buldu, evetler 39’da kaldı. Sanayi kenti Glasgow ise yüzde 54 ile “Evet” dedi. 4 İskoçya’daki sayım merkezinde 10 seçim hilesi vakası video kayıtları sayesinde tespit edildi. 4 Olası bağımsızlık nedeniyle merkezini Londra’ya taşıyabileceğinin işaretini vermiş olan Kraliyet İskoçya Bankası yerli yerinde kalacak. 4 Dünya liderleri memnun. ABD Başkanı Barack Obama, en büyük ortağını “bölündüğünü görmek istemediğini” söylemişti. AB’nin idari organı Avrupa Komisyonu, oylamayı “birleşik, açık ve güçlü bir Avrupa için hayırlı” diye niteledi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Birleşik Krallık’ın birlikte kalacak olmasından memnun olduğunu söyledi. İspanya Başbakanı Mariano Rajoy sonucu “İskoçlar, verdikleri kararla Birleşik Krallık ve Avrupa’dan ayrılmanın yol açabileceği siyasi, kurumsal, sosyal ve ekonomik ciddi sonuçları önlediler” diye değerlendirdi. Kanada Dışişleri Bakanı John Baird sonuçları memnunlukla karşıladıklarını söyleyerek “İskoçya halkının güçlü İngiltere için oy verdiğini” söyledi. 4 İngiliz Guardian gazetesi internetten verdiği haberlerinde Başbakan Cameron’ın, İngiltere ile ilgili meseleler dahil olmak üzere tüm Birleşik Krallık’ta “yetkilendirme devrimi” sözü vermesini başlığa çıkardı. “Beraber kalıyoruz” diyen Times, “referandum sonucunun, ayrılık meselesinin en azından bir nesil gündeme gelmeyeceğini vaat ettiğini” yazdı. Independent gazetesindeki yorumda da, “Birlik devam ediyor ama şimdi asıl güç oyunları başlıyor” denildi. İskoçya’da Açılan Pandora Kutusu Cameron , İskoç bağımsızlık referandumu sonuçları kesinleşir kesinleşmez başbakanlık rezidansının kapısında “Budur! Konu bir kuşaklık dönem boyunca kapanmıştır!” diyerek kestirip attı ama bu aslında sözün gelişi… İskoçya evet Büyük Britanya’dan ayrılmıyor ama konu hiç kapanmış görünmüyor... Bilakis her şey yeni başlıyor. Yüzde 45 ağırlıkla “bağımsızlık” talep eden bir seçmen kitlesine karşı, bağımsızlık karşıtlarının sandıkta temin ettiği “yüzde 55”lik sonuç; tüm siyasi liderlerin (Muhafazakâr Cameron, Liberal Demokrat Clegg ve İşçi Partisi’nden Miliband) son anda İskoçya’ya daha büyük yetki devri vaatleri ile gerçekleşti. 1999’dan beri zaten özerk parlamentoya sahip İskoçya için bu pratikte daha geniş vergi ve mali özerklikler; daha büyük sosyal yardım ve sağlık harcamaları anlamına geliyor. İskoçya, İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda’yı içeren “dört ulustan” meydana gelen Büyük Britanya’da bu her şeyden önce “İskoçlara var da bize yok mu!” tartışmasını açıyor. Her İskoç yurttaşın, Birlik’e yılda ortalama “1300 pound” pahalıya mal olacağını belirleyen hesaplar karşısında, “ayrımcılık” tartışması keskinleşerek derinleşiyor. Cameron’a bizzat kendi partisinde bu yüzden bayrak açan bir ekip var ve onlar da, “Madem İskoçları ilgilendiren kararları yalnız İskoçlar alacak… İngiliz yurttaşlarını ilgilendiren yasaları da ayrı bir İngiliz parlamentosu yapsın! İskoçların parlamentosu varsa, bizim de olsun!” diyorlar. Cameron bir yandan bu haklı/haksız itirazları yatıştırmak zorunda, beri yandan kendisinin vaat ettiği üzere, Britanya’ya bağlı kalmaları karşılığında İskoç yönetimine verilecek yeni haklar/tavizler üzerinde çok seri biçimde harekete geçmek durumunda. Bunların hepsi ciddi değişim ve adı telaffuz edilmese de Londra’nın federal sisteme doğru yol almasını gerektiriyor. Britanya Krallığı’nın kurumsal yapısının yeniden gözden geçirilmesi ve ele alınması anlamına geliyor. Sadece İngiltere ve İskoçya arasında değil, krallığın diğer parçalarıyla başkent Londra’nın mevcuttan bambaşka bir ilişki içine girmesini icap ettiriyor. Yorumcuların altını çizdikleri ilk nokta bu: “Sandıktan bağımsızlığa hayır oyu çıktı ama Britanya bundan sonra artık bildiğimiz Britanya değil, başka bir şey olacak!” Egosu çok yüksek, aşırı özgüvenli bir EatonOxford’lu politikacı olarak, “Hadi bakalım; şu İskoçların bir gazını alalım!” havasında giriştiği referandumdan yenilgi almasa da, Cameron’un yara bereyle çıktığı kesin. Yalnız Cameron değil, hükümet ortağı Clegg ve muhalefetteki İşçi Partisi lideri Miliband dahil, mevcut liderlerin hiçbirisi; İskoçlardaki bağımsızlık ateşinin çapını önden görebilmiş değil... Referandum angajmanına girildiği iki yıl öncesinin yoklamalarında, “bağımsızlık yanlılarının oy oranı” yüzde 34’ü geçmiyor. Hatta bu oran bu yaz başına dek yüzde 39’u aşmıyor. Ne olduysa son iki haftada oluyor ve somut referandum tarihi yaklaştıkça, “bağımsız İskoçya fikri” insanların kafasında yer edinerek güç kazanıyor. Ve bağımsızlığı destekleyenler nüfusun neredeyse yarısına ulaşıyor. Sonuçta David Cameron’ın İskoç bağımsızlık lideri Alex Salmond’ın “gazını almak için” aldığı bir karar; “bağımsızlık düşlerinin” genişlemesine, geniş çevrelerde dal budak salmasına sebep oluyor. Gerçekçi olmayan uzak bir düş gibi görünen bir hayalin, aslında pekâlâ da yaşama geçirebileceği düşüncesi, geniş kitlelerce kabul görüyor. İskoç referandumunun diğer sonucu da işte bu: Bağımsızlıkçılar sandıktan yenik çıksalar da, referendumda çok hatırı sayılır bir mesafe aldılar. Observer gazetesi tarafından “İskoçların Atatürk’ü olmak isteyen adam” şeklinde tanımlanan Alex Salmond, referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından tam da bunu söyledi; “Tek bir ulus olarak bir gün daha ileri gideceğiz. Siz süreçte aldığımız mesafeye bakın!” dedi. “Neye niyet, neye kısmet!” şeklinde gelişen İskoç referandumundan; alnının akıyla çıkan tek politikacı bu arada İngiltere’nin İşçi Partili eski başbakanı Gordon Brown oldu. İskoç kökenli olmasına karşın İskoçya’nın Britanya içinde kalması adına yoğun kampanya yapan Brown’ın; “Hayır”ın kazanmasında büyük katkısı olduğu, herkes tarafından teslim edildi. İskoçya’da yeni özerkliklerin inşasında bu yüzden sıklıkla görüşlerine başvurulacak “hakem”lerden biri olacak Brown’ın yanı sıra; Britanya’da “resmi statüko”nun korunmasında Kraliçe’nin payı da kuşku götürmez. Tarafsızlığına karşın İskoçlara son anda fevkalade zamanlamayla yaptığı “Dikkatli düşünün!” uyarısıyla gündeme gelen Kraliçe Elizabeth’in çekim gücü ve karizması, Britanya’yı her şeye rağmen hâlâ bir arada tutan biricik tutkal sayılıyor. İ ğa giderken yüzde 85’le katılım rekoru kırılmış oldu. İskoçya’nın bağımsızlık yanlısı Başbakanı Alex Salmond referandum dan “Hayır” sonucu çıkması üzerine hem başbakanlıktan hem de İskoç Ulusal Partisi liderliğinden istifa edeceğini açıkladı. Tarih yüklü başkent Edinburgh’da dört gündür parçalı bulutlu havada yüzünü göstermekten çekinmeyen güneş yitip giderken hâkim olan sis, pus ve yağmur altında herkes rahat bir nefes almış görünüyor. 5.3 milyon nüfuslu İskoçya, öngörülebilir bir gelecekte kalan 58 milyonla birlikte var olacak. Fakat İskoç milliyetçilerinin “kendi kaderini tayin hakkını” zorladık ları referandum sayesinde bir parçası olarak kaldıkları “birlik” de değişimlere gebe… Bölgelere ve belki de şehirlere daha federal model su İrlanda Galler teması NOTLAR Referandumdan “hayır” sonucu çıkması üzerine İskoçya başbakanı Salmond istifa edeceğini duyurdu. Bağımsızlık yanlıları üzülürken kazanan İngiltere ile birlik yanlıları ise sevinç gösterileri yaptı. (Fotoğraflar: AFP/AP) Federalizme doğru değişim West Lothian sorusu… Maksat ‘gaz almaktı!’ Gözler diğer ayrılıkçılarda İskoçya’daki referandumun ardından gözler Avrupa’nın diğer bölgelerindeki ayrılıkçı hareketlere çevrildi. Kuzey İtalya’da Veneto bölgesi ve Güney Tirol bölgesi, İspanya’da Katalonya, Danimarka’daki Faroe Adaları, Fransa’da Korsika, İspanya’da Bask bölgesi ve Belçika’daki Flander bölgesindeki hareketler başta olmak üzere Avrupadaki ayrılıkçı hareketler için Pandora’nın Kutusu açıldı yorumları yapılıyor. Almanya’nın Bavyera eyaletinde bağımsızlık isteyenler yüzde 20’yi geçerken, daha fazla özerklik isteyenlerin sayısı artıyor. İskoçya tüm bu bölgeler için hayranlık verici bir örnek. Avrupa’nın birçok bölgesine yayılan ayrılıkçı hareketlerin bağımsızlık taleplerinin çeşitli sebepleri var. Örneğin diğer birçok harekete kültürel farklılıklar sebep olsa da İtalya’nın milli gelirinin üçte ikisini üreten Kuzey İtalya’daki Veneto bölgesinde ekonomik sebepler öne çıkıyor. İspanya’nın ekonomi lokomotifi Katalonya’daysa hem ekonomik hem kültürel sebepler söz konusu. ‘İskoçların Atası’ olmak istedi’ Vaatlerin çerçevesi Şimdi de İrlanda’nın birliği gündemde Dış Haberler Servisi Kuzey İrlanda’da Sinn Fein’in lideri Gerry Adams, İskoçya’daki “ilham verici” referandumun, İrlanda’nın birliği için referandum yapılmasının yolunu açtığını söyledi. Adams, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti olarak bölünen İrlandalıların demokratik ve barışçı şekilde birleşmesi için fırsat doğduğunu savundu. Ancak İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlardan hemen ret açıklaması geldi. Atina’da ırkçı saldırının kurbanı rapçi anıldı Dış Haberler Servisi Yunanistan’ın başkenti Atina’da, ırkçı Altın Şafak partisinin bir üyesi tarafından öldürülen rap’çi Pavlos Fissas’ın ölümünün birinci yıldönümünde ülkenin birçok yerinde anma törenleri düzenlendi. Atina’da, Keraçini semtinde sol görüşleriyle tanınan Fissas’ın yaşamını yitirdiği yerde dikilen bir anıtın açılışının ardından ailesinin de yer aldığı yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı yürüyüş düzenlendi. Fissas’ın söylediği şarkılar eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüşte göstericiler “Faşizmi önlemek için buradayız” sloganı attı. Yürüyüş sırasında göstericiler arasında bulunan yüzleri maskeli gruplarla polis arasında arbede yaşandı. Polisin göz yaşartıcı gaz kullandığı olaylarda 50 kişi gö Şarkılar Fissas için söylendi (AP) Erdoğan, ABD’de Yahudi cemaatleri ile görüşecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mavi Marmara ve “One Minute” krizinin ardından Amerika’daki Yahudi diyasporası ile arasına mesafe koyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan uzun aradan sonra ilk defa Yahudi cemaatleri ile BM Genel Kurulu için gittiği New York’ta bir araya gelecek. Cumhurbaşkanlığı’ndan, 22 Eylül 1 Ekim tarihleri arasında New York’ta düzenlecek BM 69. Genel Kurulu genel görüşmelerine ilişkin yapılan açıklamada, Erdoğan’ın temaslarına ilişkin bilgi verildi. Erdoğan’ın New York’ta bulunduğu sürede Amerika Müslüman Topluluğu’nu, Dünya Yahudi Kongresi heyetini ve Ermeni Kilisesi Doğu Yakası başpiskoposunu kabul edeceği belirtidi. Açıklamada Erdoğan’ın “Council on Foreign Relations” isimli düşünce kuruluşunda bir konferansta da konuşma yapacağı kaydedildi. yarısı pes etmiyor İskoçların yarısı rahatladı, zaltına alındı. Midilli Adası’nda ise gösterilere katılan üniversite öğrencileri Altın Şafak bürolarının bulunduğu binaya girmek isteyince polis müdahale etti. Altın Şafak’ın lideri ve bazı milletvekilleri yasadışı faaliyetleri nedeniyle hapiste. İskoçya’da önceki gün düzenlenen referandumda bağımsızlığın 10 puanı bulan bir farkla reddedilmesi, siyasi ve ekonomik belirsizlikten çekinen pek çok insanı rahatlatsa da pes etmeyenler eksik değil. Referandum sonucunun sabah saatlerinde belli olduğu dün, ilk şokun ardından akşama doğru parlamento önüne biriken yaklaşık 500 kişi, kâh şarkılar söyledi kâh danslar etti. Hayal kırıklıklarını hiç gizlemeseler de pes ettikleri söylenemezdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle