04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2014 CUMARTESİ 10 EKONOMİ [email protected] Siyasi müdahale risk yarattı u Ülkede 172 milyar dolarlık bir sıcak paradan söz eden banka analisti, bankacı ve ekonomistlere göre, kasıtlı olarak banka batırmaya çalışılıyor izlenimini yaratmanın sonuçlarına katlanmak, tüm ülke için yüksek maliyetler gerektirecek. ‘Ekonomi güven üzerine kurulur’ diyen akademisyenlere göre güven, en çok bankacılık sektörü için gerekiyor Bir bankaya ne zaman el konur? 2000 krizinde birçok bankasına el konulan Türkiye’de, bankacılık sektörünün regüle edilmesi ve bankaların güçlendirilmesi adına bir dizi adım atılmış, bankacılık sektörü de çürük cevizlerin de ayıklanması ve getirilen yaptırımlarla makul bir zamanda güçlü bir yapıya kavuşmuştu. Hatta ABD’de başlayan ve Avrupa’yı kasup kavuran krizden ülkenin etkilenmemesinde bankacılık sisteminin güçlü olmasının payının büyük olduğu dillendirilmişti. Çünkü artık bankalar uluslararası kurallara göre denetleniyor. Denetimi yapan kurulun da uyması gereken kurallar var tabii ki. Bağımsız bir statüye sahip BDDK üyelerinin eksik gerekçeyle karar almaları halinde ileride yargılanabilmeleri ihtimalleri bile var. Bir banka ile ilgili sorun çıktığında, kurul bankayı inceliyor ve gerekli gördüğü önlemleri alıyor. İlgili banka da herhangi bir risk yaşamamak için kendisinden istenen yasa ve yönetmeliklerde yazılı her şartı yerine hızlıca getiriyor. Sermaye yapısında bozukluk görülen bankadan önce munzam karşılıklarının serbest bırakılması, vergi borçlarının ötelenmesi gibi bankayı mümkün olduğunca yaşatmaya dönük esaslar uygulanıyor. Eğer bunlar yeterli olmazsa kurul, bu kez banka yönetimine yönetici atıyor. Sorunu içeriden çözmeye çalışıyor. Eğer tüm bu yapılanlar bankayı kurtarmaya yetmiyorsa, banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devrediliyor, yani el konuluyor. Parayı Veren Doğayı Katleder Nerede, ağacının başında nöbet tutan yoksul bir köylü görürseniz, bilin ki orada, altına cumhurbaşkanlarının, başbakanların ve tabii ki bütün bakanların imza attığı bir “acele kamulaştırma” kararı vardır. Sistemin işleyişi, “parayı veren düdüğü çalar” fıkrasına epeyi benziyor: Zeytin de sizin bahçe de. Yahut siz öyle sanıyorsunuz. Bir gün “vatansever” bir şirket, banka hesabınıza bir para yatırıyor. Santral kuracak, işini “yukarıdan” bağlamış çoktan. “Al şu kadar parayı, o ağacın dikili olduğu toprak artık benim” diyor ve gece karanlığında greyderi dayayıp zeytinliği yok ediyor. “Acele kamulaştırma” işte bu... Devletin normal kamulaştırma yoluyla asla yapamayacağı kıyımın cüreti, “vatansever” şirketin parasına ihale ediliyor ve o da sokuyor greyderi. Ne itirazınızın bir önemi kalıyor, ne hayatınızın, ne sağlığınızın, ne ÇED raporunun... Bunların hepsi, kâğıt üzerinde birer hukuki süse dönüşüyor. Uğraşın durun; sabrınız, paranız, sağlığınız, azminiz, direnciniz elverirse... HHH Savaş hali veya doğal afet zamanlarında başvurulabilen bu istisnai yol; bütün faydasına iktidarın karar verdiği bir “yatırım ihtiyacı” sloganıyla, ülkenin doğal varlıklarını yok etmeye yeminli bir canavar gibi ilerliyor. Resmi Gazete kararlarını tarayarak ulaştığım veriye göre, 2004 yılında sayısı yalnızca 2 olan “acele kamulaştırma” kararı, 2013’te 250’ye ulaşmış. Sihirli kavram “kamu yararı”. Ülkenin her köşesinde, beşeronar megavatlık elektrik üretilmesinin; derelerin kurutulması, bin yıllık ağaçların kesilmesinden daha faydalı olduğuna, bazen Maliye, çoğunlukla da EPDK karar veriyor. Lisansını daha önce almış şirket lehine, “parasını sen ödeyeceksin” diyerek karar veriliyor. (Şirket ile devlet, daha sonra tarifeler üzerinden kendi aralarında mahsuplaşacak.) Bu karar Bakanlar Kurulu’na gittikten sonra, bir ilkokul öğrencisinin dahi daha özenli çizeceği ikiüç çizgiden ibaret koordinatharita, âdet yerini bulsun diye “eklenerek” Resmi Gazete’de yayımlanıyor. Kararı Resmi Gazete’de çıkan şirket, kamu görevlileriyle, tarlasına, ağacına dalacağı köye gidip köylülerle “uzlaşma” toplantıları yapıyor. Bilirkişilerin tahmini kamulaştırma bedeli saptamasıyla da paralar hak sahiplerinin hesabına yatırılıyor. Uzlaşmak mı? Hiçbir önemi yok. Olsa Soma Yırca’daki zeytinliklere gece yarısı greyderle girer miydi şirket? HHH Bütçede kamulaştırma giderleri, birbirine zıt iki konuda fikir verir: Altyapı yatırımları, Doğanın tahribatı. Rakamların büyüklüğüne göre de ülkenizde yatırımlar artmış diye sevinebilir yahut doğal güzellikler ve kaynaklar geri gelmeyecek biçimde gitti diye üzülebilirsiniz. Bu yılın sekiz ayında, göl, baraj ve yol için yapılan kamulaştırmalara ödenen para 1.8 milyar lira. Bu tutarlar, bütçede kaydedilen DSİ, Karayolları gibi devlet kurumlarının ödediği kamulaştırma giderini ifade ediyor. Ama asıl büyük tahribat, bütçede görünmeyen, muhtemelen de hiçbir zaman göremeyeceğimiz “acele kamulaştırma”larda saklı. Parayı verenin düdüğü çaldığı... Son dönemlerde Bank Asya özelinde gündeme gelen “devlet eliyle banka batırılıyor” algısının ülkeye pahalıya patlayacağı öngörüsünde bulunan uzmanlar, sıkıntılı sonuçlar yaşanmaması için politik aktörlerin sağduyulu davranması, BDDK ve benzeri kurumların da üstüne düşeni yapması gerektiği uyarısında bulundular. Uzmanların üzerinde anlaştığı bir diğer konu da, sonuç ne olursa olsun ortaya çıkan tablo gerek yabancı sermaye gerekse uluslararası otoritelerde kalın ya da ince bir iz bırakacak. Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız banka analisiti, ekonomist, akademisyen ve sektör temsilcilerinin önemli bir kısmı, isim vermeksizin gelinen noktanın ciddi bir sıkıntı ve terginlik yarattığını dile getirirken, zaten yakın izlemeye alınan ülke ekonomisinde kuralsızlık, güvensizlik ve hukuksuzluk yaratıldığı algısının ülkeyi krize bile sürekleyeceği görüşünde. İlgili kurumlarca herhangi bir eksiği ve sermaye yetersizliği bulunmayan bir bankanın sürekli politik aktörler tarafından gündeme getirilmesinin ülke açısından olumsuz bir imaj yarattığını belirten analistler, özellikle yabancı sermaye gruplarında ciddi bir tedirginlik gözlendiğini dile getirdiler. “Her sektör güvene gereksinim duyar, ama bankacılık daha çok” diyen Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Ülkeyi en üst seviyede temsil eden kişinin ‘Zaten bu banka batmış’ derken ilgili kurumların herhangi bir açıklama yapmaması da düşündürücü” görüşünü dile getirdi. Açıklamalar çok yanlış Yerli sektör temsilcileri yaşanıların ciddi sıkıntı yarattığını ve endişe verici olduğunu dil getirerek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) “Eğer yasal olarak bir bankada bir eksiklik varsa zaten kendi kuralları çerçevesinde hareket eder. Burada dışarıdan telkinle müdahale ile hareket etmez” derken yaşananların endişe verici olduğunu da belirtmeden geçmiyorlar. Açıklamaları çok yanlış, gördüklerini aktaran bankacılar, BDDK’nin uluslararası denetim kuruluşları kurallarına uygun çalıştığını, bir banka batma aşamasına gelmişse, kanunlara göre bir eksiği varsa, zaten harekete geçmiş olacağını dile getiriyorlar. “Artık yabancılar ülkeyi bilmiyor değiller. Bankalarla ilgili ne yaşanıyor her şeyi biliyorlar” diyen sektör temsilcileri, Türkiye Bankalar Birliği’nin sessiz kalmasını da eleştiriyorlar. Sıcak paraya dikkat Ülkede, 67 milyar doları borsa, 57 milyar dolar civarında devlet iç borçlanma senetlerinde ve 50 milyar dolar civarında da mevduat olmak üzere sıcak para olduğu bilgisini veren Şişman, yabancı kaynaklı bu para için dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Ekonomiye yapılan politik müdahalelerin kriz bile doğurduğu bir ülkede yaşadımızın unutulmaması gerektiğini belirten Şişman, “Ancak, sistem için asıl kritik ve tehlikeli olan, politik aktörler konuşurken, ekonomik aktör ve kurumların sessiz kalması. Çünkü bu örnekte görüyoruz ki, bankanın battığını ya da batması gerektiğine dair iddialar politik ki şilerden geliyor ancak, sektörü düzenlemek ve denetlemekle yetkili BDDK’den tek bir açıklama gelmiyor. Eğer bankanın rasyoları kötüyse açıklasın, değilse, batmıyorsa onu da açıklasın. Oysa burada kurumların tek başına bırakılması söz konusu ki, bu da güven üzerine kurulu olması gereken ekonomide kabul edilebilir bir şey değil.” Bankacılık sektöründe güven unsurunun tüm sektörlerden daha fazla önem taşıdığına dikkat çeken Mehmet Şişman, bankacılıkta yaşanan sorunun, zincirleme sorunlar doğurması açısından çok daha fazla ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. GSK’ye bir rekor ceza daha İnşaattaki gerileme devam etti, cirolarda düşüş yüzde 6’ya dayandı Ekonomi Servisi Çin’de sürdürülen bir rüşvet soruşturması kapsamında dünya ilaç devlerinden GlaxoSmithKline’a (GSK) 490 milyon dolar ceza kesildi. Söz konusu ceza Çin tarihinde bir şirkete rüşvetten kesilen en yüksek ceza oldu. GSK’nin üst düzey yöneticilerine iki ve dört yıl hapis cezası verildi. GSK, ürünlerine daha geniş piyasa yaratmak için doktor ve hastanelere rüşvet dağıtmakla suçlanmıştı. Xinhua haber ajansının bildirdiğine göre Çangşa’da yapılan bir günlük mahkeme sonunda, eskiden GSK’nin ülkedeki faaliyetlerini yürüten Mark Reilly’ye, tecil edilmiş 3 yıl hapis cezası verildi ve Çin’den sınır dışı edilmesi kararlaştırıldı. İlaç şirketi, tahminen yasadışı olarak 150 milyon dolar kâr etmekle suçlandı. Şirketin sicilinin bu konuda pek de temiz olmadığı ortaya çıktı. 2012’de de 2004’ten itibaren yürütülmekte olan soruşturma çerçevesinde Paxil, Wellbutrin ve Avandia ilaçları hakkında hatalı bilgi vererek sağlık sistemini dolandırdığı gerekçesiyle ABD’de şimdiye kadarki en büyük sağlık yolsuzluğu davasında 3 milyar dolarlık rekor tazminat cezasına çarptırıldı. Şirket, ciddi yan etkilerine rağmen doktorların bu ilaçları reçetelerine yazması için rüşvete başvurmaktan suçlu bulundu. BBC ve Euronews’ün haberine göre; GSK’nin ödemeyi kabul ettiği bedelin 1 milyar dolarının suç cezası, kalan kısmının ise sivil ceza kapsamında olduğu bildirildi. GSK iki ilacının onaylanmamış durumlarda kullanılmasını teşvik ettiğini; diyabet ilaçlarının da güvenlik verilerini Amerika Gıda ve İlaç Kurumu’na bildirmediğini kabul ediyor. 2015’te kriz çıkacak u KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, şu anda konut sektöründe bir balon olmadığını ancak sektördeki maliyet artışı ve satışların düşmesi halinde gelecek yıl bir kriz yaşanabileceğini vurguladı. bazında yüzde 0.3 artışla yatay seyretti. Birinci ve ikinci el ortalama konut satış fiyatları ağustosta bir önceki aya göre yüzde 1.45, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 16.76 yükselirken; en yüksek yıllık artış yüzde 21.65 ile İstanbul’da yaşandı. Markalı projelerden konut satın alanların peşinat, senet ve banka kredisi kullanım oranları incelendiğinde, ağustosta peşinat oranı yüzde 25, senet oranı yüzde 66 ve banka kredisi oranı yüzde 9 olarak gerçekleşti. Yükselen arsa fiyatları ve kredi faizlerinde yaşanan artış konut talebini sınırlandırdı. Tüketici üzerinde çok etkili olan döviz kurlarındaki ani artışlar, hem tüketici güvenini hem de konut alım iştahını olumsuz etkiledi. Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve EYG Grup İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, Türkiye’de şu anda konutta şişmiş bir fiyat ve yüksek kâr marjının bulunmadığına işaret ederek ancak bu kadar yüksek maliyetle ve bu fiyatlarla işlerin uzun sürmeyeceğini söyledi. Çelik ancak bu süreç devam ederse konutta adetsel olarak fazlalık olacağını, gelecekte bir balon ve kriz yaşanma riskinin yüksek olduğunu kaydederek “Talepten fazla ev piyasaya girebilir. Türkiye’de ucuza ev satılacaksa bu kârdan fedakârlıkla değil, doğrudan zararına satışlar olacak. Şu anda zaten sektörde kâr marjları yüksek değil. Zararına satış yapmak da firmaları batmaya mahkum edecek” dedi. Türkiye’de konut satışlarındaki düşüş sürüyor. Temmuz ayında konut satışları yıllık bazda yüzde 20.2 azalarak 85 bine geriledi. Düşüş aylık bazda yüzde 8.4 düzeyinde gerçekleşti. İnşaat sektöründeki gerileme yılın ikinci yarısında da etkili oldu ve cirolarda düşüş yüzde 6’ya dayanırken üretim yatay kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.7 arttı. TÜİK verilerine göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi ise çeyrek dönemler Ömer Faruk Çelik Merkez büyüme beklentisini düşürdü Ekonomi Servisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Eylül 2014 Beklenti Anketi’nde cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi yüzde 8.70’ten 8.89’a yükseldi. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2014 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3.3 iken, bu anket döneminde yüzde 3.2’ye indi. Bir önceki anket döneminde yüzde 3.8 olan 2015 büyüme beklentisi ise bu anket döneminde yüzde 3.7’ye geriledi. Ali Dumankaya: Projemizde insanların doğaya dokunabilecekleri bir hayat sunuyoruz. Lokum Evler projemizde mahalleli olma kültürünü ve nostaljik komşuluk ilişkilerini yeniden canlandırmak istedik ve doğayla iç içe sosyal peyzaj alanları oluşturduk. Konutun kapalıçarşısı açıldı Markalı projelerdeki fırsat daireleri satın alıp iştiraki KentSell aracılığıyla satışa çıkaran EYG Grup, kurduğu yeni emlak portalı ‘evdekifirsat.com’ ile konut sektörünün ‘Kapalıçarşısı’nı açıyor. EYG Grup evdekifirsat.com vasıtasıyla yılda 1500 konut satmayı amaçlıyor. Siteye giren konut alıcıları, hem zamanında kaçırılan markalı, oturmaya hazır, sıfır daireleri görecek hem de çağrı merkezi ile satış temsilcisinden bilgi alacak. Ali Dumankaya SERBEST PİYASA ALIŞ ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 2.2280 2.8620 3.6310 2.3630 87.30 570.85 SATIŞ 2.2310 2.8660 3.6470 2.3760 87.65 594.04 MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 20 EYLÜL 2014 EFEKTİF ALIŞ 2.2216 1.9781 SATIŞ 2.2305 2.0121 0.38666 2.8718 3.6647 2.3850 0.31487 2.0441 7.9135 0.35300 0.59829 2.0572 2.2232 2.2272 1.9872 2.0001 Lego Türkiye’de Ekonomi Servisi “Sadece en iyi yeterince iyidir” sloganıyla Türkiye ofisini Trump Towers’ta açan Lego, daha fazla çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Lego Grup Başkanvekili Eric Maugein, 2013’te 4.6 milyar dolar ciro yaptıklarını belirtirken LegoTürkiye Ülke Müdürü Vadim Gorovoy Türk ailesinde çocukların kral gibi olduğundan bahsederek hedef kitlelerine daha yakın olmak istediklerini söyledi. Lokum Evler’e 2 bin ön talep DKY İnşaat ve Metropolist Yapı ortaklığında İstanbul Aydınlı’da 722 konuttan oluşan ve inşaatına başlanan Lokum Evler projesine 2 bin ön talep geldi. 2016 Aralık ayında teslim edilmesi planlanan projede eylül ayı sonuna kadar yüzde 30’a varan lansman indirimi uygulanacak. 200 milyon ciro hedeflenen projede metrekare fiyatları ise 1998 liradan başlıyor. 53 dönüm arazi üzerine inşa edilecek projede 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri bulunuyor. DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya, “Projede konut fiyatları 328 bin liradan başlıyor. 24 aya kadar 0 faizle vadelendirme imkânının yanı sıra yüzde 0.85’ten başlayan oranlar sunuyoruz. Metrekaresi 1.5 liradan başlayacak” dedi. Moment İstanbul’a 100 milyon dolar 0.38388 0.38577 0.38361 2.8624 2.8675 3.6402 3.6592 2.3662 2.3814 2.0272 2.0364 7.6959 7.7966 2.8604 3.6377 2.3627 2.0197 7.5805 AC Yapı’nın Kartal’da hayata geçirdiği 100 milyon dolarlık Moment İstanbul projesi görücüye çıktı. Proje, 44 katlı iki kulede 731 konut ve 12 ticari alandan oluşacak. Projede fiyatlar, 239 bin TL’den başlıyor. 60 aya kadar yüzde 0.88, 120 aya kadar ise yüzde 0.91 faizle kredi kullanılabiliyor. Peşin alımda yüzde 15 iskonto uygulanıyor. 0.31093 0.31415 0.31071 0.34984 0.35219 0.34960 0.59277 0.59384 0.58832 2.0359 2.0494 2.0284
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle