Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2014 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Diyarbakır, Hakkâri ve Şırnak’taki üç okuldan biri mühürlendi ikisi için kapatma kararı çıktı ... uyutma stratejisinin bir parçası mıdır, yoksa gerçekten içten, gerçekçi bir konuşma mıdır ya da RTE’yi korumak için şövalye bir tavır mı takınıyor, pek anlaşılmadı. AD açıklamalarında asla kutuplaştırıcı bir dil kullanmadığını söylüyor, ancak muhalefetten aynı karşılığı görmediğinden yakınıyor. “Yani ben yumuşamadan yanayım mı diyorsunuz” sorusuna da, “Tabii öyle. Cumhurbaşkanı’nı siyasi tartışmaların parçası haline getirmek istemiyorum. Artık Cumhurbaşkanı’nı değil, beni muhatap alsınlar” diye yanıtlıyor, Buraya kadarı iyi de ama daha sonraki ifadeleri gerçekçi değil. Muhalefetin Cumhurbaşbakan RTE’yi muhatap almamasını istiyorsa Başbakan AD, önce Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içinde kalmasını, bu uyarıya RTE’nin riyayet etmesini sağladıktan sonra muhalefetten onu değil, kendisini muhatap almalarını istemesi gerekiyor. HHH Zira AD’nin bu istekte bulunduğu gün dış geziye çıkan RTE, açıklanması hükümete düşen sorunlarda basına geniş açıklamalar yaptı. Amerikan basınında giderek yaygınlaşan Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki terör örgütleriyle yakınlığını yanıtladı. Türkiye’nin terörle ilgili görüşlerinin değişmediğini söyledi. İyi ama IŞİD’le mücadele için üye sayısı 40’a ulaşan uluslararası koalisyon adına IŞİD’in silahlı güçlerini bombalayan ABD uçaklarına İncirlik Hava Üssü’nü bile açmamasının nedenleri açıklamadı. Hükümet programında yer alan, örneğin çözüm süreciyle ilgili gelişmelerden tutun da işçi haklarına değin her konuda başbakanmış gibi bilgiler verdi. RTE’nin savunduğu ya da bilgi verdiği konularda henüz Başbakan AD doğru dürüst açıklama yapmamışken, muhalefet RTE’nin bir cumhurbaşkanı gibi değil, başbakanmış gibi yaptığı açıklamalara bakarak neden RTE’yi muhatap almasın? HHH Amerikan medyasında örneğin WSJ’deki “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil” diyen yazı ve benzeri haberleri, insani yardım konusunda bazı gazetelerde yalan yanlış haberler çıktığını vesile yaparak IŞİD’e operasyon, NATO zirvesiyle ilgili haberleri yalanladı. RTE, ABD ile bu konularda hiçbir ayrılık olmadığını söylüyor ama Amerika’dan gelen, kulislere yayılan haberler bu söylemini doğrulamıyor. Gerçek şu ki, ABD’de de iki ülke arasındaki ilişkilere artık kuşkuyla bakılıyor. Bu kuşku RTE’nin aşağıdaki davranışlarının eseri. Ortadoğu’da ne yapmak istediği, Batı’yla ilişkilere nasıl baktığı, bütün aksi açıklamalarına karşın pek inandırıcı görülmüyor. Ne var ki, başta ABD, Avrupa ülkeleriyle ipleri koparacak da ne yapacak? Bu sırada bu soruyu yanıtlayacak yandaş medyada dikkat çekici bir haber çıktı RTE’nin kapalı kapılar arkasında yaptığı konuşmalarda, hocası Erbakan’ın AB’ye karşı İslam ve Arap ülkeleriyle kurmayı hayal ettiği örgütü, Batı’yı ürkütmemek için olacak, şimdilik danışma mekanizması diye canlandırmayı düşündüğünü söyledi. 49 rehineyi gerekçe yaparak IŞİD’e uluslararası müdahaleye gönülsüz evet demesini şimdilik ABD de, AB de, koalisyona üye ülkeler yutarlar ama… Türkiye ile ilgili geleceğe dönük kimi olasılıkları da bir yana not ettiklerine kuşku yok! HHH Bu kuşku ve kaygılar yalnız dışarıda değil, içeride de konuşuluyor tartışılıyor. Yeni Türkiye nereye diye sormaya gerek yok. 2023 hedefi yalnız bir köprü, Boğaz’da tüneller değil herhalde. Hiç kuşku yok RTE’nin kafasındaki amaç, Batı’yı idare edip (edebilirse) Doğu ile daha sıkı fıkı diplomatik, ekonomik ve sosyal yaşam içeriyor. Toplumda her seçimde kanıtlanan vurdumduymazlık varken bu amacı neden gerçekleşmesin? Kürtçe okula kilit MAHMUT ORAL n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY DİYARBAKIR Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KürdiDer), Kürt Dili ve Eğitimi Hareketi (TZP Kürdi) ve Eğitim Sen tarafından Diyarbakır’ın Bağlar, Hakkâri’nin Yüksekova ve Şırnak’ın Cizre ilçelerinde Kürtçe eğitim veren ilkokul düzeyinde 3 okul dün açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK’nin “İzinsiz eğitim kurumu açmak” ve “Örgüt adına suç işlemek” maddeleri kapsamında soruşturma başlatmasını ardından Bağlar’daki okul akşam saatlerinde mühürlendi. Diğer iki okul için de kapatma kararı alındı. KürdiDer, TZP Kürdi ve EğitimSen tarafından Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde, Şırnak’ın Cizre ilçesinde ve Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde Kürtçe eğitim verecek 3 okul dün açıldı. Bağlar’daki okula İran’da idam edilen Kürt öğretmen Ferzad Kemanger’in, Yüksekova’daki okula PKK lideri Abdullah Öcalan’ın annesi Üveyiş Öcalan’ın adı verilirken Cizre’deki okula ise Berivan adı verildi. Bağlar’daki okul açılışı öncesinde çok sayıda zırhlı araç ve TOMA ile okulun önüne gelen polisler, okulun bahçesine girdi. İnceleme yapmak üzere okula geldiklerini belirten polislerle öğrenci velileri ve çevredeki yurttaşlar arasında tartışma çıktı. Polis, velilerden birini gözaltına almak isteyince kısa süreli gerginlik yaşandı. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü Müfettişleri de okula giderek okulun yangın merdiveni, derslik sayısı, tuvalet sayısı, öğrenci sayısı ve kapasitesi gibi fiziki konularda inceleme yaptı. Bakanlığın talimatı HDP Milletvekil Faysal Sarıyıldız, okulların İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla kapatıldığını belirtti. Sarıyıldız şunları söyledi: “Cizre’deki okulun açılışından hemen sonra Vali Hasan İpek beni arayarak ‘İçişleri Bakanlığı’nın okulların kapatılmasıyla ilgili genelgesi var. Bu karar uyarınca polislerle gelip okulu mühürleyeceğiz’ dedi. Ben de ona ‘Polislerle gelmeyin kitleyi provoke edersiniz gerilim tırmanır. Mühürleseniz bile biz o mühürü söker yine anadilde eğitimime devam ederiz’ dedim.” Kitaplar bakanlık onaylı Okullara devam edecek öğrenciler turuncu üniforma giydi ve uğurböceği figürlü çanta taktı. Okullardaki öğrencilere Aram Yayınları tarafından basılan Kürtçe ders kitapları dağıtılırken kitapların Kültür Bakanlığı tarafından da onaylandığı ve bakanlık bandrollerinin de bulunduğu gözlendi. Okulun açışı nedeniyle kamHDP Milletvekili Hasip Kaplan: panyayı yürüten kuruluşlar öncülüğünde Kayapınar ilçesindeki Cegerwxwin Kültür Merkezi önünden Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kadar yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe katılan KurdiDer Genel Başkanı Sabahattin Gültekin, ilk kez ANKARA (CumhuriKürtçe eğitim verecek olan okulyet Bürosu) HDP Şırnak ların açıldığını belirterek okullaMilletvekili Hasip Kaplan, Kürtçe okullar açılmasının rın sahiplenilmesi çağrısında buardından yaşanan durulundu. Açıklamaların ardından mun sorumlusunun bu koyüzlerce kişi Bağlar’da Kürtçe nuda geciktirilen yasalar eğitim verecek olar Ferzad Kenedeniyle AKP hükümemanger İlköğretim Okulu’nun ti olduğunu belirterek “Buönünde toplandı. Kürtçe müzikgün okullara o mührü vuran AKP hükümeti o müler eşliğinde gerçekleşen açılıhürleri mecbur kalıp çöşın ardından öğrenciler ve velizecektir” dedi. ler okulu gezdi. Çocukların heKaplan, AKP iktidarının demokratikleşyecanlı olduğu açılışta kimi öğ me paketi kapsamında özel okullarda anarenciler okulda verilen defterler dilde eğitim yapılabilmesine olanak tanıle ilk kez yazı yazmaya çalıştı. yan bir düzenleme yaptığını anımsattı. Söz Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK’nin “İzinsiz eğitim kurumu açmak” ve “Örgüt adına suç işlemek” maddeleri kapsamında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Savcılığın soruşturma başlatmasının ardından çok sayıda polis, zırhlı araçlarla okula giderek okulu mühürledi. Bu sırada öğrenci velileri ve yurttaşlar polise tepki gösterdi. Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç ise “Bugün bir bakkal dükkânı bile açmak isteyen önce müracaat edip ruhsat alıyor. Böyle bir talep gelmedi. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuka aykırı bir davranış varsa onun gereği yapılır” dedi. ‘Sahip çıkın’ Şırnak’ın Cizre ilçesinde de HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret, sendika ve siyasi parti yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürlüğüne yürüyerek anadilde eğitim talebinde bulundu. Yürüyüş sonrasında Berivan İlkokulu’nun açılışı yapıldı. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde de Yüksekova Belediye Eşbaşkanları, DBP ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla “Üveyiş Ana” İlk okulu’nun açılışı yapıldı. Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç: AKP o mührü çözmeye mecbur Provokasyona yönelik girişim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Diyarbakır’ın Bağlar, Şırnak’ın Cizre ve Hakkâri’nin Yüksekova ilçelerinde 3 Kürtçe okulunun açılmasını “provokasyon” olarak değerlendirdi. Bakanlar Kurulu’nun ardından basın mensuplarının 3 Kürtçe okul konusundaki tartışmayı anımsatması üzerine Arınç, daha önce özel eğitim kurumlarında Türkçe esas olmak üzere Kürtçe dersler verilebileceğinin kararlaştırıldığını, seçmeli ders olarak da Kürtçe ders verilebildiğini anımsattı. Yapılmak istenenin “yapay bir tartışma, propagandaya yönelik bir çalışma” olduğunu dile getiren Arınç, “Güvenlik güçlerimiz, adli görevlilerimiz oraya gitmişlerdir ancak oradakiler buranın Kürtçe eğitim verilecek bir okul olduğunu beyan etmemişlerdir. Ne kadar taş atarsa atsınlar bu provokasyona yönelik bir girişimdir. Bu provokasyona yönelik sadece dedikoduyla Türkiye’yi meşgul etmektir” diye konuştu. Diyarbakır Bağlar Belediyesi’nde bir belediye binasının okuma çevrilmesi olayının soruşturulduğunu bildiren Arınç, “Öğretmen var mı, yok? Müracaat ettiniz mi, hayır? Biz burayı açarız, Kürtçe eğitimi yaparız. Hayır yapamazsınız. Bunu yapabilmeniz için bir özel eğitim kurumu nasıl vücuda geliyorsa onu yapmanız gerekir. Okul bile denemez böyle bir girişimin yasa dışı olduğu valilik tarafından kendilerine bildirilmiştir. Yetkililer yasa dışında hiçbir uygulamaya müsaade edilmeyeceği aşikârdır” ifadelerini kullandı. 13 Eylül Cumartesi günü İstanbul, Cumhurbaşkanı’nı ve Başbakan’ı ayrı ayrı ağırladı. İki makam arasında kriz arıyor değiliz. Ancak ortaya çıkan tablo, Davutoğlu’nun Erdoğan’ın altında rutin bir başbakan olarak görev yapmayacağını gösteriyor. İki fotoğrafı yan yana koyalım... Erdoğan cumartesi günü öğle saatlerinde Beylerbeyi Sarayı’nda tıpkı başbakanlığı döneminde olduğu gibi “seçilmiş” basın mensuplarıyla görüştü. Cumhurbaşkanlığı basınla yapılan görüşmenin basına kapalı olduğunu açıkladı! 3 saatlik görüşmeye katılan ocaktan gazetecilerden Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan çıkışta, Erdoğan’la etrafımızdaki güncel gelişmeleri, yeni anayasayı, AB sürecini, paralel yapıyla mücadeleyi konuştuklarını açıkladı. Görüşmedeki öteki gazetecilerin aynı gece televizyonlardaki yorumlarına göre, Erdoğan Suriye konusunda haklılıklarının ortaya çıktığını söylemiş, AB sürecinin hızlandırılması gerektiğini vurgulamış. Toplantı gözlemlerinden biri de Erdoğan’ın “enerjik ve istekli” oluşu idi. HHH Davutoğlu’nun da cumartesi programının öğleden sonraki bölümünde Dilovası’nda bir yatırım incelemesine katılmak vardı. Ancak bu iptal edildi. Hemen yeni bir düzenleme yapıldı. Programa Dolmabahçe Sarayı’nda medya mensuplarıyla görüşme kondu. Erdoğan’ın basınla görüşmesi basına kapalıydı, ama bereket Davutoğlu’nun basınla görüşmesi basına açıktı, yani yazılabilirdi. Dünkü gazete haberlerinden bunu anlıyoruz. Çözüm sürecinden IŞİD’e, AKP’nin kurumsallaşmasından siyaset diline kadar her konuda görüşlerini açıklayan Davutoğlu’nun muhalefet partilerine yönelik şu sözleri öne çıktı: “Muhatapları artık benim. Siyasi kültür içinde eleştiri yapsınlar. Cumhurbaşkanı siyasetin üstündedir. Cumhurbaşkanımızın tartışma konusu yapılmaması lazım. Ona yönelik tartışma, siyasetin doğasını bozar. Taşların yerine oturmasını imkânsızlaştırır. Tartışma hükümetle muhalefet arasında olur.” Davutoğlu’nun bu sözleri üzerine gazetecilerin, “Yani ben yumuşamadan yanayım mı diyorsunuz” sorusuna karşılığı şu olmuş: “Ben başbakanlığı aldıktan sonra tek kutuplaştırıcı söz duydunuz mu?” HHH Başta vurguladığımız gibi yukarıda özetlediğimiz tablonun içinde kriz aramaktan çok muhatap arıyoruz. Olması gereken, rejimin doğası Davutoğlu’nun sözleri. Ancak aynı gün içinde yapılan bu iki görüşme şunu gösteriyor: Erdoğan, nereye giderse gitsin ipleri elden bırakmak istemeyecek. Siyasetin hem en üstünde hem tam ortasında olacak. Davutoğlu, geçiş dönemi başbakanı olarak anılmak istemeyecek. AKP liderliğine ve Başbakanlık’a kendi damgasını vurmak için her şeyi yapacak. Ankara kulislerinde Davutoğlu’nun bu özelliği uzunca bir süredir konuşuluyordu. Erdoğan’ın yapısı da herkesçe bilindiği için “çok uyumlu bir ikili yapı” hedefinin gerçekleşmesinin zor olacağına dikkat çekiliyordu. Cumartesi günü yaşanan medya kapmaca önümüzdeki döneme ilişkin ciddi ipuçları vermektedir. Erdoğan için “muhatap” sözcüğünün en muteber hecesi son hecedir. Davutoğlu için, aldığı görevi başarısızlıklar içerse bile sonuna kadar götürmek elzemdir. Erdoğan, gerilim üretmeyi siyaset yapmanın en önemli aracı haline getirmişti. Davutoğlu, Konya milletvekilliğinin de hakkını vererek “Kim olursan ol, istediğin eleştiriyi yap, ama düzeyi yerinde olsun, artık muhatabın benim” diyor. Yeni bir siyasi iklime giriyoruz... Soruşturma başladı Protestolu açılış İstanbul Haber Servisi İstanbul’da eğitim ve öğretim yılı protestolarla başladı. İTÜ Maçka yerleşkesinde Öğrenci Kolektifleri üyelerinin açmak istediği standa izin vermeyen özel güvenlik görevlileri öğrencileri darp etti. Saldırı sırasında 3 öğrenci hafif şekilde yaralandı. Gaziosmanpaşa ise Karlıtepe İlköğretim Okulu’nun sadece ortaokula dönüştürülmesine tepki gösteren öğrenciler ve veliler eylem yaptı. Kartal Uğur Mumcu Milli Egitim Vakfı Ortaokulu’n da 13 sınıfın imam hatip sınıfına dönüştürülmesi protesto eden öğrenci velilerine, İmam hatipli öğrencilerin velileri saldırarak pankart ve dövizlerini yırttı. Bir çok okulun imam hatip okuluna dönüştürülmesini protesto etmek amacıyla dün Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul Şubesi üyeleri ve Özgür Demokratik Alevi Derneği ayrı ayrı basın açıklaması yaptı. konusu düzenlemenin TBMM’den geçmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nda Kürtçe okullarla ilgili herhangi bir adım atılmadığına, bu konuda altyapı oluşturulmadığına işaret eden Kaplan, şunları dile getirdi: “Uluslararası hukuka göre anadilde eğitim temel hak ve hürriyetlerin başında gelir. Bir halkın anadilde eğitim hakkını engellemek mümkün değildir.” Yaşanan bu durumun sorumlusunun; bugünü kadar bu konuda geciktirilen yasalar ve düzenlemeler nedeniyle AKP hükümeti olduğunu kaydeden Kaplan, anadilde eğitime karşı çıkanların çözüm konusunda samimi olmadığına işaret etti. ‘Hayır, yapamazsınız’ CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise “Kürtçe eğitim ile ilgili bir kanun var zaten. Herkes kanuna riayet edecek. Mevzuata uymak zorundalar. ‘Biz yaptık oldu’ mantığı olmaz. Provokatif amaçlı da olabilir. İyi niyetli çözüme yönelik çabaları baltalamaktan öteye geçmez. Olsun ama kurallara uyularak yapılmalı” dedi. Altay: Çözüm baltalanıyor Rum İlkokulu’nda iki öğrenci kaldı ÇANAKKALE (DHA) Gökçeada ilçesine bağlı Zeytinli köyünde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ile 49 yıl sonra 2013 2014 eğitim öğretim yılında açılan Özel Gökçeada Rum İlkokulu’nda (Aya Todori İlk Mektebi), 2014 2015 eğitim öğretim yılının ilk ders zili dün sabah çaldı. İlk yılında 4 öğrenciyle eğitim öğretime başlayan okulda bu yıl öğrenci sayısı 2’ye düştü. Gökçeada ilçe merkezine 4 kilometre uzaklıktaki Zeytinli köyünde 1951 yılında eğitime başlayan Rum azınlık okulu, 1964 yılında kurucusunun isteği doğrultusunda kapatıldı. 2012 yılı Ağustos ayında Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı adına adaya yeniden dönüş yapan Anna Koçumal, Milli Eğitim Bakanlığı’na Özel Gökçeada Rum İlkokulu’nu açmak için başvuruda bulundu. Tadilatı yapılan okulun açılması için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin çıktı. Okula, 2013 2014 eğitim öğretim yılı için Dimitri Kalpas, Musa Avcı, Sofia Avcı ve Kaan Kaleci adlı 4 öğrenci kayıt yaptırdı. 20142015 eğitim öğretim yılına dün başlayan okulda, ilkokulu bitiren Kaan Kaleci ile geçen yıl eğitim öğretim devam ederken okuldan ayrılarak ailesiyle Selanik’e dönen Dimitri Kalpas bu yıl olmadığı için okul, kardeş olan 2 öğrenciyle eğitim öğretime başladı. Okul Müdürü Paraşkevi Berber Katakalos, konuyla ilgili açıklamada bulunmadı. TEOG nakil sürecinde 4. haftaya girildi, veriler dilekçe vermekten yoruldu ‘Haber yapmayın’ BURSA(Cumhuriyet) Bursa’da 20142015 eğitimöğretim yılının açılış töreninde İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya, sendika üyesi eğitimciler tarafından okul müdürlerinin ataması nedeniyle alkışlanarak protesto edildi. Eylemle ilgili değerlendirmede bulunan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, basın mensuplarından protestoya yer vermemelerini isteyerek, “Oradaki karmaşa, alkışlama sizin için çok daha fazla haber değeri taşıyor. Ama şu açılışı ön plana alıp onları haberlerinizde daha az yer verseniz, hatta hiç yer vermezseniz bu memlekete güzel bir hizmet etmiş olursunuz. Bunu özellikle sizlerden istirham ediyorum. Bilinçli medya, bilinçli habercilik adına” dedi. Boş kontenjanlar dolmuyor FİGEN ATALAY Milli Eğitim Bakanlığı liselerdeki yaklaşık 40 bin boş kontenjanı “nakil” yoluyla kapatamıyor. Veliler dilekçe vermekten yoruldu, öğrenciler, okulların açılmasına rağmen hangi okulda öğrenim göreceğini bilmiyor. Liselerde halen 39 bin 37 boş kontenjan bulunuyor. Bunların 3 bin 669’u İstanbul’da, 2 bin 67’si Ankara’da, 1357’si de İzmir’de. Velilerin, bu kontenjanlar için öğrencilerin kayıtlı bulundukları okula gide rek, gitmek istedikleri okula 18 Eylül Perşembe akşamına kadar nakil başvurusu yapmaları gerekiyor. Yerleştirme sonuçları, 19 Eylül Cuma akşamı açıklanacak. Bir sonraki dönem nakil başvuruları, 2026 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Uğur Dershanesi Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil, 26 Eylül’den sonra nakil sürecinin nasıl işleyeceğini şöyle anlattı: “26 Eylül’den sonra puanlı nakiller başlayacak. Okulların taban puanları belirlenecek ve nakiller bu puanlara göre yapılacak. Veli ler, ekim ayında da nakil başvurusu yapmaya devam etsinler, öğrencinin puanın altında yer alan okullara başvursunlar. Veli okulun taban puanını bildiği için daha rahat nakil başvurusu yapacak ve riski yok.” Öte yandan henüz gideceği okul belli olmayan öğrencileri bir de “seçmeli ders” kaygısı sardı. Öğrenciler, kendileri okula başlayana kadar seçmeli derslerin belirlenmesinden, seçme şanslarının olmamasından ve istemedikleri derslerin kendilerine dayatılacağından korkuyor...