19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 LADY GAGA BU AKŞAMKİ KONSERDE NE GİYECEK? Çıplaklığa vurgu merak konusu AYŞE FERHANGİL Lady Gaga’nın bu akşam İTÜ Stadyumu’nda vereceği konserinin beş ana bölümden oluşması bekleniyor. Hem sahnede, hem de günlük hayatında kullandığı kostümleriyle müzik endüstrisi kadar moda dünyasının da en etkin isimlerinden biri olan Lady Gaga’nın bu akşam İTÜ Stadyumu’nda vereceği konserinin beş ana bölümden oluşması bekleniyor. Bu bölümler içinde 56 kostüm giymesi planlanan sanatçının, Swarovski taşlarla kaplı açılış kıyafeti Atelier Versace imzası taşıyor. Üzerinde mavi dev bir top bulunan mayonun arkasına eklenen kanatlar sanatçının şov boyunca kullanacağı diğer kostümlerle uyum içinde olacak. Kostümlerin Brandon Maxwell tarafından hazırlandığı gecede sanatçının ayrıca Yayoi Kusama’nın puantiyelerinden esinlenilen mavi beyaz şişme plastik kuyrukları ile taşlı deniz kabuğu şeklindeki sutyeninin de ilgi çekmesi bekleniyor. Versace’nin yanı sıra Moschino ve Armani’nin de kostümlere katkıda bulunduğu “ArtRave: The ArtPop Ball” konserinde, çıplaklığa vurgu yapılan kostümlerin İstanbullu dinleyiciye sunulup sunulmayacağı ise merak konusu. Türkiye’nin etnik haritası Halk ‘farklı Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün hazırladığı raporun ilk bölümü Kültür Bakanlığı’na sunuldu ne bir kültür politikası mı geliştirecek ya misyenler çağrılıyor. Amaç, Tunceli’deki da özel bir proje mi hazırlayacak? Bunhalkın menşeinin ne olduğunu tartışmak. lar, bakanlıktan yanıtını beklediğimiz soSonucunda kanaat getiriyorlar ki Tuncerular. li’liler Türk’tür. Tabii bunu “biRaporun içeriğinlimsel olarak” da kanıtlamalade neler olduğu ve rı lazım. Tunceli’nin bazı köym z Turi u Kültür ve elik’in niçin böyle bir çalışlerinde koç yahut koyun başrÇ ma yaptıkları sorulalı mezar taşları var. Bunları göBakanı Öme landığı ır z rının yanıtını ise Doç. rürlerse bilecekler ki mezar a h le iy b tale ik tn e Dr. Şükrü Aslan’dan taşları Akkoyunlulardan kal, a pord öğrenilen ra rkiye’nin öğrendik. ma. Akkoyunlular da bir Türk ü devletiydi. Dolayısıyla Tunkimliklerin T rinde unceli örneği le e lg ö celi Türk’tür diye karara vab i g n a h dar a Daha önce böyle bir racaklar. Memleketin sayk e n ı, ığ d yaşa akademik çalışma yagın profesörlerinin dağ bayır u ğ oldu nüfusa sahip nı sıra pıldı mı? dolaşmasına vali sıcak bakn ya ri e il g Türkiye’de etnik kömıyor. Mezar taşlarını alil b i ib g eğine c le ken çalışmalarının tarimak için askerleri göreve g in n e ülk de lendiriyorlar ve askerler ri hi eski. Gel gelelim öncele p le ta l e ilişkin tem ak. ki çalışmaların ortak özelmezar taşlarını toplayıp yer alac liği, her nerede kim varsa sempozyumun yapıldıonların Türk olduğunu “biğı yere getiriyor ve hocalimsel” olarak tespit etmeklarımız son incelemeleri yapıp, evet dile sonuçlanmış. yorlar bu mezartaşları Akkoyunlulardan Bir örnek geldi aklıma: Tunceli’de kalma ve bunların bulunduğu yerde yaşa1985 yılında valilik tarafından bir semyanlar Türk’tür. pozyum düzenleniyor. O zamanın valisi Sizin bu alandaki çalışmalarınızdan darbenin atadığı emekli bir general. Sem söz edersek... pozyuma çeşitli üniversitelerden akadeBen 10 yıldır etnisite sosyolojisiyle ilASLI ULUŞAHİN Toronto Film Festivali’nde Halkın Seçimi ödülü ‘Taklit Oyunu’nun olmayı’ seçti Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Şükrü Aslan başkanlığında bir grup akademisyen, Türkiye’deki etnik kimlikler üzerine bir rapor hazırlıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in talebiyle hazırlandığı öğrenilen raporda, etnik kimliklerin Türkiye’nin hangi bölgelerinde yaşadığı, ne kadar nüfusa sahip olduğu gibi bilgilerin yanı sıra ülkenin geleceğine ilişkin temel talepleri de yer alıyor. MSGSÜ Rektörü Yalçın Karayağız’ın aktardığına göre, raporun ilk bölümü tamamlandı ve geçen aylarda, Ankara’da Bakan Çelik’e sunuldu. Bu bölüm, 1965 yılına kadar nüfus sayımlarında sorulan “Anadiliniz nedir” sorusuna, kişilerin verdiği yanıtlardan yola çıkarak oluşturuldu. Yaklaşık bir yılda tamamlanması planlanan ikinci bölümde ise etnik kimlikleri temsil eden vakıf, dernek gibi kuruluşların verdiği bilgilerle, Türkiye’nin 1965 sonrasındaki etnik profili sergilenecek. Kültür Bakanlığı’nın bu raporu nasıl değerlendireceği merak konusu. Acaba Kültür Bakanlığı, etnik kimlikler üzeri T gileniyorum. Nereden icap etti? Çünkü bu bizim gerçeğimiz. Bizden önceki sosyologlar bunu tartışamamışlar, konuşamamışlar. Son derece anlaşılır bir durum. Çünkü bunu tartışmanın bir bedeli vardı. Politikacıların bir kısmı bu gerçeğe gözlerini kapadılar diye biz de kapatamayız. Akademisyenler ile politikacıları ayıran temel özellik bu olmalı. Bunun için hesap sorarlarsa da sorsunlar. Daha önemlisi Türkiye’nin böyle çalışmalara ihtiyacı var. Çünkü etnik kimlikler küresel politikanın en önemli değişkeni. Buna göre politika yapılıyor. Aslında geçmişte de politikalar buna göre üretiliyordu. Bütün devletlerin çekmecelerinde böyle raporlar olur. Fişleme deriz ya... Şimdinin dünyasını geçmişten ayıran fark ise, artık bu raporlar açığa çıkıyor. Bunu çekmeceye koyarız dediğiniz şey çekmecede durmuyor. 21. yüzyıl dünyasında bunları gizlemenin imkânı yok. Sözü şuraya getirmeye çalışıyorum: Diyelim ki Türkiye’de bir hükümet “Evet biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak kendi geçmişimizle yüzleşmek, Türkiye’deki etnik kimliklerin kültürel ve siyasal taleplerine çözüm getirmek istiyoruz” dedi. Ne yapacak? Hangi veriye göre hareket edecek? Bizim yaptığımız şey bu sorulara yanıt aramak. Fişleme dediniz. Siz raporu hazırlarken, “fişleme yapıldığı” konusunda bir çekinceniz oldu mu? Olmaz mı? Bu ülkede yaşanan tecrübelerden sonra herkesin böyle bir çekincesi olur. Ama biz meşru ve doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Aslında önemli olan şu galiba: Verilerin neye hizmet ettiği... Verilerle ne yapılacağına dair karar politikacılara aittir. Akademisyenler “Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşelim” derse bunun pratik bir karşılığı yoktur. Biz politika yapıcılara veri üretmek durumundayız. Türkiye’de kaç etnik kimlik var, nerede yaşarlar, ne kadar nüfusları var, neler isterler, nasıl beklentileri var... Bizim yaptığımız bunu bilimsel bir şekilde ortaya koymak. İkinci bölümde ne tür bilgiler yer alacak? Türkiye’de Avrupa’da da olduğu gibi son 1520 yıldır etnik kimlikler örgütleniyor. Vakıflar, dernekler aracılığıyla gazeteler, dergiler çıkarıyorlar, internet siteleri var. Bu kurumlarla görüştüğümüzde söz konusu etnik grupların popülasyonuna ve diğer verilerine dair bilgi almak mümkün olacaktır diye düşünüyoruz. Projemizin ikinci bölümü bu kurumlarla görüşme üzerine kuruludur. Etnik grupların hazırladığı raporlardan da yararlanacağız. Ayrıca sahada, anket yöntemiyle bir çalışma yapmayacağız. Ama sosyolojik anlamda bu da bir saha çalışmasıdır. Örneğin, 64 yılında Rumların çoğu Türkiye’yi terk etmek zorunda kalıyor ve etnik profil değişiyor. 65’ten sonrası için, benzer, çarpıcı neler söylenebilir? 1960’lı yıllar Türkiye’de ırkçı politikaların tavan yaptığı bir dönem. Sizin de söylediğiniz gibi, Rumlara yönelik siyasi kararlar bunun en çarpıcı örneği. Ama 1960’lı yıllardan sonra da Müslüman etnik gruplara yönelik çok radikal, dışlayıcı, hâlâ büyük ölçüde devam eden politikalar var. Özellikle Kürtlere karşı... Pek çok Kürt politikacı var hâlâ hapiste. Sadece son 10 yıl içinde KCK davasından 5 bin tutukludan bahsediliyor. Bu korkunç bir sayı. 5 bin katilden bahsetmiyorsunuz, kültürel hakkını savunan 5 bin kişiden söz ediyorsunuz. Türkiye’nin bunlardan kurtulması gerekiyor. ÜNLÜ ŞARKICI AMY WINEHOUSE’UN HEYKELİ GERÇEK BOYUTLARDA Fişleme çekincesi Amy için kırmızı gül Kültür Servisi Uyuşturucu bağımlılığıyla uzun süre mücadele ettikten sonra 2011’de yaşamını yitiren İngiliz rock, pop ve caz şarkıcısı Amy Winehouse’un heykeli, son olarak yaşadığı Londra’nın Camden semtine yerleştirildi. Gerçek boyutlardaki bronz heykelin açılışına, aynı zamanda besteci ve söz yazarı olan Winehouse’un ailesi ve akrabalarının yanı sıra çok sayıda hayranı da katıldı. Hayranları, sanatçının 31. yaş gününde halka açılan heykelin ayaklarının dibine ayçiçekleri ve güller bıraktılar. Tıpkı Winehouse’un sağlığındaki gibi saçında kırmızı bir gül bulunan heykelin açılışında, ünlü şarkıcının babası Mitch Winehouse, “Bu olağanüstü duygusal heykel onu çok güzel bir anında yakalamış. Umarız Amy’nin hayranları da beğenir” dedi. Heykelde, Winehouse, yüksek topuklu ayakkabılar ve kemerli kısa bir giysiyle betimleniyor. Yapıtın heykeltıraşı Scott Eaton, “Buradaki poz hem Amy’nin tavrını ve gücünü, hem de güvensizliğinin ipuçlarını yansıtmak zorundaydı” dedi. Winehouse’un pek çok hayranı heykeli beğenirken, bazı hayranları da heykeli beğenmediklerini, sanatçıya hiç benzemediğini belirttiler. Kültür Servisi Selma Köksal’ın yönetmenliğini üstlendiği, “Bahar İsyancıdır” Hindistan’ın Srinagar kentinde düzenlenen 4. Uluslararası Keşmir Film Festivali’nde En İyi 2. Film seçildi. Film, 12 Eylül’ün gölgesinde yetişen, etik ve kültürel değerlerin liberal ekonomilerle değiştiği böylesine tarihsel bir süreçte yaşayan gençlerin tiyatro yoluyla direnmesini anlatıyor. Onat Kutlar’ın “Bahar İsyancıdır” adlı eserinden esinlenen filmde Köksal, F Tipi cezaevini protesto eden, hükümeti eleştiren, kayıp oğullarını arayan annelerin dertlerini, adalet arayışlarını bir tiyatro grubunun çaresizliği üzerinden ortaya koymaya çalışıyor. Kültür Servisi 39. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Halkın Seçimi ödülünü, İngiliz matematikçi ve mantıkçı Alan Turing’in yaşamöyküsünü işleyen “The Imitation Game” (Taklit Oyunu) adlı film kazandı. Toronto Festivali’nde daha önce Halkın Seçimi ödülünü kazanan “Slumdog Millionaire” (Milyoner), “King’s Speech” (Zoraki Kral) ve “12 Years a Slave” (12 Yıllık Esaret) gibi filmler daha sonra Oscar ödülü almıştı. Festivalin en önemli ödülü olarak kabul edilen Halkın Seçimi ödülüne değer görülen “Taklit Oyunu”nda, İkinci Dünya Savaşı boyunca Devlet Kod ve Şifre Okulu’nda görev alan ve Almanların “Enigma” (Bilmece) kodlarının çözülmesinde önemli rol oynayarak savaşın sona ermesine ve 100 binlerce insanın hayatının kurtulmasına katkıda bulunan Alan Turing’in çarpıcı yaşamöyküsü anlatılıyor. Bilgisayar kuramına ve bilgisayarda yer alan süreçlerin mantıksal çözümlemesine de önemli katkılarda bulunmuş olan Turing, pek çok çalışmasını tamamlayamadan 1954’te 52 yaşındayken ölmüş, ölümü büyük olasılıkla intihar olarak belirlenmişti. Turing’in intihar nedeninin, eşcinselliğin Britanya’da yasadışı sayıldığı o dönemde, eşcinselliğini “tedavi etmek” amacıyla, hapis cezası yerine zorla uygulanan ve bunalıma girmesine yol açan tıbbi tedavi olduğu sanılıyor. Filmin yönetmeni Morten Tyldum, ödül kazanan filmini, “farklı olmaya bir övgü” olarak tanımladı. “Taklit Oyunu”nda, Alan Turing’i, “Sherlock”un yıldızı Benedict Cumberbatch canlandırıyor. Saha çalışması KAMİL KÜLTÜR l MASARACI ÇİZİK 4. ULUSLARARASI KEŞMİR FİLM FESTİVALİ ‘Bahar İsyancıdır’ ‘ikinci’ film
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle