23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA 13 iktidarının ilk günlerinde Mersin’de sokak ortasında pahalılıktan yakınan çiftçi Kemal Öncel adlı yurttaş vesilesiyle Tayyip Bey yapmıştı: “Ananı da al git...” Yoksa... Devamına gerek duymadı. Bu ülkede yaşayıp da devamını bilmeyenin zaten, yedi bayram anası ağladı demektir! Ağlayan zaten ve her halükârda hep analar. Bu nedenle... Son çeyrek yüzyılın en etkili sloganı “Analar ağlamasın!” olmuştur. Barış süreci hayırlı bir sonuç verirse belki ve inşallah “analar ağlamayacaktır!”... Ama “Öfke belagattirsiyasettirticarettir” zihniyeti sürdükçe.. Analar ağlamasa bile.. Sevgili validelerimiz.. Üzüm üzüm üzülmeye.. Süzüm süzüm süzülmeye devam edecektir. Üstü kalsın! HHH Her kadın aslında anadır. Ama öncelikle ve özellikle de avrattır. Siz bakmayın, “Kadının adı yok!” diyenlere.. Kadın, “avrat” olarak hep dillerde ve hedeftedir. 3. havaalanının yapımcı ortağı da bunu kanıtlamıştı. Neyse... Tayyip Bey’in “Ananı da al git!” talimatını bir süre sonra Azrail yerine getirdi. Zaten hasta olan anne Ümmü Öncel göçüp gitti. O yılki (2006) “Yılın Annesi” ödülü ona verilmeliydi: “Başbakan’ın elinden kurtulan ama Azrail’e yakalanan Ümmü Ana’ya..” HHH Geride kalan anaların Allah yardımcısı olsun. CHP’nin Pasta Açılımı CHP’nin hedefinde de gençler... Kurultay heyecan getirdi: Yeni Parti Meclisi seçildi. Merkez Yönetim Kurulu da dün ilk toplantısını yaptı. Gençlerin çoğunluğu için ne yazık ki toplantı ve siyaset monotonluk anlamına geliyor. Siyaseti renklendirmek, biraz da mizah katmak istiyorlar. Eğlenceli yanını öne çıkarmaktan yanalar. Gezi gençliği, siyasetteki en büyük eksiğin nükte olduğunu hissettirdi. TOMA’ların, biber gazının tozu dumanına karşı attıkları zehir gibi sloganların, tweet’lerin orantısız mizahını kalkan yaptılar. HHH Gençliğe ve gençlere açılmak kararlılığındaki CHP’nin yeni MYK’si renkli bir başlangıç yaptı. Halk Partisi halkın gelenek ve değerleriyle barışmak, bütünleşmek istiyor.. Halkımız önemli açılışlarda.. Ve hayırlara vesile olması dilenen başlangıçlarda genellikle kurban kesiyor. Emekli bir müftüyü kurultay birincisi yapan ve hele de İslami kimliğiyle öne çıkan bir siyasetçiyi genel başkan yardımcısı seçen bir partinin halkın gelenek ve değerleriyle barışması adına hiç değilse bir koçu kurban kesmesi hem sünnet hem vacip idi. Ama belli ki “sağa kayıyooo!” feryatlarından çekinildi. Kurban kanı akıtmak yerine kıpkırmızı bir pasta kesmekle yetinildi. Bu da çok önemli bir şey. Hele de bu kesimde verilen simgesel mesajlara bakılırsa çok şey! 1 Kesim işi İslami geleneklere göre erkek tarafından yapılır. 2 Oysa kesimi kadın ve erkek birlikte gerçekleştirdiler. 3 Bu CHP’nin cinsiyet eşitliği kararlılığına net bir vurgudur. 4 Bıçağı tutanlardan Sena Hanımefendi’nin, Kamil Koç’un torunu olması da CHP olarak işin aslının koç kesmek olduğunun bilincine de bir göndermedir. 5 Prof. Mehmet Bekaroğlu’nun kesim sırasında “Besmele” çekmekle yetinmesi ise laik bir partide olduğunu artık iyice kabul ettiğinin, CHP’yi benimsediğinin bir net işaretidir. 6 Yoksa bu tür bir kesimde besmele ile yetinmeyip “tekbir” getirebilirdi. HHH Tayyip Bey’in “Yeni Türkiye”sinin yeni arsızlık ve azgınlıklarına karşı yeni CHP’ye demeyelim ama “Yeni PM” ve “Yeni MYK”ye içten başarılar... Analar Sadece Ağlamakla Kalsa... Akşam Tayyip’le yatıyor, sabah Erdoğan’la kalkıyoruz. Sabahı akşamı iktidarın bu iki gazetesiyle karıştırsak bile, mana da değişmiyor, sonuç da!.. Erdoğan bildiğimiz Erdoğan! Değişen bir şey olmadı.. İmam bildiğini okuyorokuyacak! Araya sadece davul ile Davutoğlu girdi. Tokmak, Tayyip Bey’de. Aynı maval, aynı terane! Saraylardan saray beğenmeye devam. “Çamlıca’daki caminin yanına kendisine türbe” inşası da... Siyasal parasal azgınlığın her türü artarak azıtarak sürüyor.. Ankara’daki “KaçAk Saray”a dünyanın en pahalı mobilyalarıyla ünlü İtalyan Georgette’e siparişler yakında teslim! Olup bitene kulak vermek sadece sinir ve moral değil, ahlak bozucu. Ali Ağaoğlu, TOKİ’nin yani Başbakanlık’ın başortağı... Bu zatın dün bizim gazetenin “Bir ‘anasını’ haberi” diye manşet yaptığı lafları elbette son örnek olamayacak: “TÜRGEV’e arsa verenin, alanın, söyleyenin de anasını...” Bizim manşetin aktardığı “kayıtlar”, Bilal’e arsa sözü verildiğinin kanıtı! Yani... Gitti zavallı valideler.. Ne olacak şimdi? Nedir “anaların” bu iktidardan ve çanakçılarından çektiği? HHH “Devlet katında analarla ilgili siftahı” IŞİD’in İşi Bitti mi? Farklı kimlikli cellatların arenası Ortadoğu’nun geleceği nasıl şekillenecek? Türkiye’nin durumu ne olacak? Düne değin dış siyasetin gündemi sayılan birçok unsur, son dönemde doğrudan iç politika konusu oluyor. Çünkü, coğrafyamızdaki gelişmeler, Türkiye’deki iktidarın geleceğini şekillendirecek. Sonraki iktidar yapılanmaları da bu sürece göre belirlenecek. Bugünün iktidar sahipleri de bu gerçeği biliyor. Daha geçen hafta Suudi Arabistan’da ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD terörüne ilişkin varılan anlaşmasına imza atmayan Türkiye’ye ne oldu da dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar gezisi öncesinde pozisyon değişikliğine gitti? İki arada bir derede kalmış görünen Türkiye, Erdoğan’ın ağzından IŞİD’e destek savlarını yalanlayıp John Kerry’nin açıklamalarına katıldığını söyledi. Hayrola! Kendi yurttaşlarını, bir taraftar grubunu, Çarşı’yı silahlı terör örgütü ilan edenler, IŞİD cellatlarına bir türlü “terörist” diyemiyorlardı oysa. HHH Tabii zincirleme etkiler söz konusu... Alın düne kadar Türkiye gibi Katar da IŞİD’e terörist diyemiyordu. Suudi Arabistan, Mısır, başta IŞİD, Nusra ve Müslüman Kardeşler’i terör listesine alıp Türkiye ve Katar’ı teröristlere destek vermekle suçluyordu. Yeni bir pozisyon değişikliği de Katar’dan geldi. IŞİD’e karşı kurulan koalisyona destek verildi. Müslüman Kardeşler liderlerinin Katar’dan ayrılmaları istendi... HHH Varlıklarını, geleceklerini küresel güçlere emanet edenlerin ufak tefek itirazları önemli değil. Asıl önemlisi son noktadaki seçimleri, nasıl davranacaklarıdır. Arap baharı masalıyla terör gerçeğini yaratan küresel güçlerin gözünde bugün, halledilmesi gereken bir örgüttür artık IŞİD. ABD Dışişleri Bakanı Kerry ne diyor: “İŞİD’in işi bitti...” Küresel güçler, yıllar önce söyledikleri gibi bugün coğrafyamızın sınırlarını, kendi çıkarları doğrultusunda yeniden çiziyor. AKP iktidarının uygulamaya çalıştığı yeni Osmanlı bakış açısı, belirsiz ve karamsar bir geleceği işaret ediyor. Geçen yüzyılın Osmanlı politikaları, devasa büyük bir imparatorluğun parçalanıp Anadolu coğrafyasına sıkıştırılmasına yol açtı. Erdoğan ve Davutoğlu’nun şekillendirdiği benzer siyaset, Türkiye’yi bugünkü Misakı Milli sınırlarından daha küçük coğrafyalara hapsetmesin sakın. Dış politikadaki değerli yalnızlık anlayışının varacağı yer, bağımsız bir politika olamayacağına göre “değersiz itilmişlik”le yüzleşebilirler. Sonuç olarak küresel egemenlerin önünde boyun eğme olasılıkları daha güçlüdür. Cellatlar coğrafyasında sınırlar yeniden çiziliyor. Parçalanacak Irak ve Suriye’yi Şii, Sünni ve Kürt temelli yapılar, devletler bekliyor. Bilmece değil; Batı’nın yok edeceğini açıkladığı IŞİD’e karşı karadan savaşan Kürt peşmergeleri, PKK ve PYD’nin gelecekte “ödüllendirilmeleri”, salt bir beklentiyle sınırlı tutulmaz. Büyük Kürdistan Cumhuriyeti kurulduğunda olacaklar da... İşid düşün! Uyarılara rağmen Musul Konsolosluğu’nu boşaltmayarak, Ve IŞİD’e 49 yurttaşımızı rehin veren iktidar, ABD’nin yapabileceği operasyona katılmamak için “stratejik derinlikli” bir taktik mi uyguladı?! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com CHP Zirvesine Mustafakemalpaşa’dan Nota Sayın Kılıçdaroğlu, Bazen bir çift söz, bir eylem, maalesef insanın bir ömürde oluşturduğu havayı, güveni sarsabilir. Bu ülkenin zirvesinde bulunan kişi, daha önce “iki ayyaş” sözleriyle bu halkın kalbini yaralamış, Cumhuriyetin kurucularını aşağıladığını zannedenler, tarihin kara sayfalarına kaydolmuşlardır. İçki, bugün ülkemizde iki farklı yaşam tarzının sembollerinden biri haline gelmiştir. Bunu talep eden ne “içki” ne de içenlerdir! Kendi yaşam tarzına sonsuz hoşgörü bekleyen, ama diğer insanlarınkine sonsuz tahammülsüzlük gösteren güruh, içkiyi saldırılarının göbeğine oturtmuştur. Aynen yıllarca türbanı, kendi saldırı silahları olarak bıkmadan kullandıkları gibi! Siz ise ne yazık ki laik, çağdaş, ilerici yaşam tarzlarına seviyesizce saldıranlarla aynı safta yer almayı tercih ettiniz… Hem de aynı içler acısı üslupla. Getirdiğiniz açıklamalarda içerik yoktu: Bir özür sunmadınız, bir özeleştiri getirmediniz... Aynen “Ekmeleddin hezimeti”nden sonra yaptığınız gibi. Oysa koskoca kurultay sadece bu nedenle toplanmıştı! Kurultayda ne seçiminizi savunabildiniz, ne de bir pişmanlık ifadesi gösterdiniz. Siz, bu ölümcül hataya imza atarak Çankaya’yı, onu beğenmeyen şahsa hediye ettiniz. Samimi bir özür sizi büyütürdü. O fırsatı da kaçırıp tam tersine tehditlere devam ettiniz. İzmir örgütünüzden Kayhan Kantarlı’nın disiplin kuruluna verilmiş olması, umarım il örgütünün işgüzarlığıdır. Lütfen otoritenizi kullanarak partiye büyük zarar verecek bu soruşturmayı durdurun. Size eleştiri yapılamayacaksa, partide önünüze çiçekler sermek için yarışanların da ciddiyeti kalmaz. Ayrıca şunu bilin ki, bizler için ancak tepkisizliklerimiz hakkında Atatürk’ün açacağı disiplin soruşturması, sorumluluklarımızın sınırını belirler. Parti Meclisi’ne, siz ne derseniz deyin, “kadın kotası”ndan sokmayı tercih ettiğiniz kimi isimler ise yine kurucumuzun kemiklerini sızlattı. Bursa’dan, sofralarını paylaştığım CHP’li bir aile, size aşağıdaki satırları iletmemi rica etti. Bursa Nutku’nun kararlılığını gördüm o insanlarda ve gurur duydum. Lütfen özetle buraya taşıdığım cümleleri okuyun: “1907 yılında, genç bir subayken, Olimpos Meyhanesi’nde, rakı masasında çizmişti Mustafa Kemal, yeni Türkiye haritasını. Çankaya Köşkü’ndeki rakı sofralarında birçok devrim kararı alınmış, Avrupa’nın 200 yılda yapamadığını 15 yıla sığdırmıştı Atatürk. Bizler rakı masasında siyaset yaparız, ülkeyi kurtarırız. Ama hiçbir zaman iplerimizi ağa babalarının eline verip onların ihanet masalarına meze yapmayız. Bizler iyi de rakı içeriz, dertlenir türkü de söyleriz, ama hiçbir zaman ne partimize ihanet ederiz, ne ülkemizin değerini hiç edenlerin değirmenlerine su taşırız. Yeri gelir sarhoş olur iktidar da oluruz, ama iktidar olma hayali ile sağdan dönmelerden, devşirmelerden, hoca efendilerden, işbirlikçilerden medet umarak ilkelerimizi hiç ederek gerçekleştirmeyiz hayallerimizi. İçtiğimizde İzmir Marşı ile coşar, zeybek ile yere diz vururuz. Çanakkale türküsü ile efkârlanır, Yemen türküsüne ağlarız biz. Rakı masasında memleket meselelerini konuşanlardan rahatsız olmayın, Sayın Genel Başkan ve ahalisi. Çalışmayan örgütlerinizden, felç geçiren yönetimlerinizden, ilkelerini unutarak siyasi ikbal peşinde koşan yöneticilerinizden, yarattığınız korku imparatorluğundan ürkerek sonraki dönem milletvekilliğini garantilemeye çalışan vekillerinizden rahatsız olun. Partide yöneticilik yapmış lider kadrolarından, partisine sahip çıkmak için mücadele eden örgüt neferlerinden rahatsız olmayın, rakı sofrası bahanesine sığınmayın. Size bu görevi veren, partiyi şu yöne götür, parti meclisine şunları al diyen, bunları milletvekili, belediye başkanı yap diyen soğuk karanlık yüzlerden korkun Sayın Genel Başkan ve ahalisi. Bu söylediklerimiz geri kafalılık ise ben ve benim gibi, bizim gibiler geri kafalı olalım. Sizin gibiler CHP’li olun, altı oku değiştirmek için çalışın. Yerel yönetimler “bölünme yasası”nı kabul edin ama bizler bunu içimize SİNDİREMİYORUZ! Saygılarla, Bursa Mustafakemalpaşa’dan Tandoğan Kuru” Sayın Kılıçdaroğlu, zaman kaybetmeden Çankaya Köşkü’nü işlevleriyle yok etmeye çalışan Erdoğan ’a karşı önlemlerinizi belirleyin. Yine Atatürk Havalimanı’nın yok edilmesi ve yerine “Padişah Havalimanı” açılmasına karşı nasıl tavır alacağınızı, “Yeni CHP’nin yeni PM’si”nde bir an önce gündeme alın. Size bu konuda dışarıdan Sayın İhsanoğlu veya içeriden “halkla ilişkiler(!) sorumlunuz” Sayın Bekaroğlu birçok yaratıcı fikir sunabilir. Hayırlı yeni dönemler, Sayın Genel Başkan. HARBİ SEMİH POROY BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek@hotmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN VEFAT Merhum Vasıf ve Naciye Otyam’ın sevgili kızı, Merhum Mehdi Otyam, merhum Nedim Otyam, Nusret Otyam, Sevim Otyam ve Fikret Otyam’ın kız kardeşi, Yiğit Bener ve Yaprak Bener Chapdelaine’in annesi, Lal Bener’in babaannesi, Lila ve Teo Chapdelaine’in anneannesi, Funda Bener ve Laurent Chapdelaine’in kayınvaldesi, Selda Arkan’ın Neşecan annesi, Ayşe Otyam, Renan Otyam, Elvan ve Ali Baransel, Bedii ve Serap Otyam, İrep ve İzzet Bilgiç, Döne Otyam ve Ali ve Özenç Otyam’ın halası, Merhum Vüs’at O. Bener ve Ayşe Bener, Bilge Bener Bölükbaşı ve merhum Atila Bölükbaşı, Mediha Otyam, Sanay Otyam ve Filiz Otyam’ın yengesi EMİNE NEŞECAN BENER 14 Eylül 2014’te vefat etmiştir. Cenazesi 16 Eylül Salı günü (Bugün) Ankara Karşıyaka Mezarlığı Camii’nde kılınacak ikindi namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı’nda, hayatının aşkı ve biricik eşi merhum Erhan BENER’in yanına defnedilecektir. AİLESİ Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nden almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Güven Kürtür SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kötü, fe 1 laketli ve 2 karamsar bir geleceği 3 belirtmek 4 te kullanı 5 lan ve ütop6 yanın karşıtı olan söz 7 cük. 2/ Teh 8 like işareti... 9 Mersin’in Silifke ilçesin1 2 3 4 5 6 7 8 9 de antik bir kent. 1 M A N D E P S İ 3/ Ünlem... Arı 2 İ D İ O T AMA ların çıkardığı bir 3 R A K E Ş H A S tür salgı. 4/ Bü 4 L T A N E N P yük kent serseriS E si... “Altın Oran” 5 İ P O T E K E F İ N da denilen, yakla 6 V E F A 7 A N O M A L İ D şık 1.61 değerinE B A T E GO deki sayıya veri 8 len ad. 5/ Küçük 9 E S İ N E F E S su kanalı... Bir sözün gerçek anlamının dışında kullanılması. 6/ Bir nota... Giysilerin dik ve düzgün durması için kimi yerlerine konan uzun çubuk. 7/ Bir ülkenin insanlarına ya da bir çevreye özgü söyleyiş özelliği... Toplama, bir araya getirme. 8/ Sipersiz şapka... Kimononun beline bağlanan uzun Japon kemeri. 9/ Gücünü, yoğunluğunu kaybetmek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Akılsız, düşüncesiz. 2/ Asya’da bir ırmak... Bir spor aracı. 3/ İçine ok konulan kılıf... Şifalı kaynak suları ya da çamurla tedaviyi amaçlayan kuruluşlara verilen ad. 4/ Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine dayalı atıcılık dalı... Baryum elementinin simgesi. 5/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Güney Anadolu’da bir dağ. 6/ Ölçek... Arap abecesinin ikinci harfi. 7/ Eski Türklerde ölüler için yapılan tören... Ensiz olarak dokunmuş parçaların yan yana eklenmesiyle oluşan nakışlı ince kilim. 8/ Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplantı. 9/ Enine boyuna, etraflıca.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle