04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2014 CUMA 6 HABERLER oturacağı ve çözüm süreci konusunda nasıl bir tavır takınacaklarını görmek istediği anlaşılıyor. Davutoğlu’nun ‘yeni ahlaki formasyon’ hedefi tartışma yarattı ‘Ama’lı özgürlük ÖZLEM GÜVEMLİ ‘Barış’ Mesajına Rötar İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekmekte olan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde vereceği ileri sürülen görüntülü mesaj, Ankara’da çözüm sürecinin geleceği açısından büyük öneme sahip bir adım olarak değerlendiriliyordu. Ancak dün başkentte yaşanan yeni cumhurbaşkanı, yeni hükümet trafiğini izlerken 1 Eylül’de böyle görüntülü bir mesaj yayımlanmasının gündemde olmadığı bilgisine ulaşınca oldukça şaşırdık. MİT ve HDP’lilerin İmralı’yla yaptıkları görüşmeleri yakından izleyen bir HDP kaynağı, bazı haberlerde ileri sürüldüğü gibi 1 Eylül’de Öcalan’ın örgüte somut çağrıda bulunan görüntülü bir mesaj yayımlamasının gündemde olmadığını açıkladı. mralı ziyareti bekliyor İ Yasemin İnceoğlu AKP’nin yeni genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kongrede yaptığı konuşmada vizyonunu özetlediği 9 maddelik listede yer alan “özgürlüklere yeni ahlaki formasyon” vurgusu tepki çekti. Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu “ahlaki formasyon”un çok sakıncalı bir kavram olduğunu belirterek “Ahlak son derece göreceli bir kavram, kişiden kişiye değişen bu ahlaki normlar ile mi devlet özgürlükleri düzenleyecek?” sorusunu yöneltti. Doç. Dr. Maya Arakon, bu vurgunun Gezi Direnişi ile başlayan korkunun bir sonucu olduğunu belirterek “Mağdurken, devlete karşı özgürlüklerden bahseden AKP, artık buna ihtiyaç duymuyor. Devleti yani kendini korumak için her özgürlüğe bir ‘ama’ yakıştırıyor” değerlendirmesinde bulundu. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, bugüne kadar AKP iktidarının muhafazakârlık dayatması altında “ahlak bekçiliği” yaptığını vurgulayarak içki yasağı, kürtaj yasağı düzenlemeleri, kaç çocuğun hangi yöntemle doğurulacağına dair tavsiyeler, kızlıerkekli öğrencilerin bir arada kalması tartışmalarına atıf yaptı. İnceoğlu, Davutoğlu’nun açıklamasında zikrettiği alanın; anayasanın başlangıç kısmında açıkça vurgulanan insan onurunu koruma alanına yapılan “temel hak ve özgürlük” vurgusundan çok “ahlaki” bir vurgu algısı yarattığını dile getirdi. Ahlaklılık ve dindarlık araMaya Arakon Davutoğlu ne demişti? Ahmet Davutoğlu konuşmasında hedeflerini sıralarken “Her özgürlük de bir sorumluluk gerektirir. Basın özgürlüğü basın ahlakını gerektirir, girişim özgürlüğü helal rızkı gerektirir. İnanç özgürlüğü diğer inançlara saygıyı gerektirir. Biz tüm özgürlükleri yeni bir ahlaki formasyonla buluşturacağız” demişti. yakça bir kısırdöngü yaratmakta” dedi. Arakon, basın özgürlüğünün bu kadar kısıtlandığı ve medyanın bu kadar hükümet kontrolünde olduğu bir ortamda “basın ahlakından” bahsetmenin, yolsuzlukların, nepotizmin çarşaf çarşaf ortaya döküldüğü bir ortamda “helal rızıktan”, sadece mütedeyyin Sünnilerin birinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü bir ortamda “diğer inançlara saygı”dan dem vurmanın iki anlamı olabileceğini söyleyerek “Ya Davutoğlu Türkiye halklarıyla alay ediyor, ya da kendinden önce RTE döneminde bunların olmadığının altını çizip bunları düzelteceğini beyan ediyor. Umarım ikincisidir” yorumunu yaptı. Türkiye’de devlet yapısının başından beri zaten vatandaşa hizmet eden, demokrasi ve özgürlükleri garanti altına alan devlet şekli yerine, “vatandaşından ödevler ve görevler bekleyen devlet” kurgusu üzerine temellendirildiğini belirten Arakon, “Bu çerçeveden bakıldığında hem ideolojik açıdan hem de ekonomik açıdan tipik bir ‘aşırı sağ’ parti olarak nitelendirilebilecek AKP’nin bu söyleme sığınması sürpriz değil. Kaldı ki dinsel bir çerçeve olan ‘ahlak’ kavramının daha seküler ve evrensel bir anlam taşıyan ‘etik’ kavramına tercih edilmesi de şaşırtıcı değil” diye konuştu. ‘Alay ediyor’ Hem yeni kabine trafiği hem de Güneydoğu Anadolu’da yeniden tırmanan PKK saldırıları nedeniyle HDP/BDP heyetinin 1 Eylül öncesinde İmralı’ya yapmak istediği ziyaretinin de “bekletildiği” ileri sürülüyor. Hükümetin yeni müzakere yapısı konusunda uzlaşma sağlaması halinde, Öcalan’ın vereceği barış mesajında PKK’ye “sınır dışına çıkma ve mutlak ateşkes” çağrısı yapması bekleniyor. Eğer taraflar arasında mutabakat sağlarsa Öcalan bu çağrısını birkaç hafta içinde yapabilir. Mutabakat sağlanması ve kamuoyuna mesaj verilmesi noktasına gelindiğinde Öcalan’ın görüntülü mesajının çekiminin adaya düzenli olarak gitmekte olan HDP heyeti tarafından yapılması da gündeme gelebilecek. Mutlak ateşkes mesajı sında bir korelasyon kurmanın da hem tehlikeli hem de yanlış olduğuna dikkat çekti. Basın özgürlüğünün gerektirdiği basın ahlakının iktidarın denetimi ile sağlanamayacağını söyleyen İnceoğlu şöyle devam etti: “Batılı demokrasilerde otokontrol mekanizması basın özgürlüğünün gelişimine katkı olarak devreye girer ve devlet müdahalesi olmadan yürür. Türkiye’de de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi, gazetelerin ombudsmanları ve etik ilkelerle bu sistem pekâlâ yürüyebilmelidir. Aksine ifade veya basın özgürlüğü mevzu bahis olduğunda devlet veya iktidar, kişinin bu özgürlüğüne müdahale etmediği gibi onu korumakla görevlidir. AKP iktidarının yıllardır anlamak istemediği bir şey var: ‘İktidarlar eleştirilere karşı hoşgörülü olmak zorundadırlar.’ Aksi takdirde çoğulculuğun, açık fikirliliğin var olmadığı bir toplum olmuş oluruz. Bu da ‘Yeni Türkiye’ iddiası ile yola çıkmış bir hükümete yakışmaz.” Süleyman Şah Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Arakon da özellikle Gezi Direnişi’nin AKP’de olması gerekenin tam tersi etki yarattığını ifade ederek daha fazla özgürlük ve demokrasi isteyen her kesimden yurttaşın bu talepleri yerine getirileceğine, daha fazla baskı ve kısıtlama getirildiğini vurguladı. Arakon “Bu elbette bir ‘korku’nun sonucudur ve haliyle parano ‘Sürpriz değil’ kadar süre Eylül sonuna andil’den olumlu yanıt Öte yandan PKK’nin dağdaki silahlı kanadının, bundan sonraki süreçte hükümet ile oluşturulacak yeni müzakere mekanizması konusunda Öcalan’a tam destek verdiği öğrenildi. Örgütün, Kandil’e giden HDP heyetine, “Öcalan liderimiz. Alacağı kararın arkasında olacağız” mesajı ilettikleri belirtildi. K Paranoyakça bir kısırdöngü 16:9’daki daireyi 400 bin TL gibi düşük bir fiyata satın aldığını söyleyen Cerrah: Mesut Toprak indirim yapmış MİYASE İLKNUR Hükümetten, sorunun çözümüne ilişkin başlatılacak müzakereler için bir mutabakat bekleyen Abdullah Öcalan’ın 30 Eylül’e kadar süre istediği öğrenildi. Ancak bu konuda hükümet tarafında kararın verilebilmesi için öncelikle yeni kabinenin oluşması gerekiyor. Bugün açıklanacak yeni hükümet ancak 6 Eylül’de güvenoylaması alabilecek. Öcalan’ın biraz da bu yüzden, kurulacak yeni hükümetin çözüm süreci ve başlatılacak müzakerelere ilişkin net tavrını görmeden bağlayıcı bir mesaj vermekten kaçındığı belirtiliyor. HDP’liler, Öcalan’ın bu kararıyla hükümete de 30 Eylül’e kadar süre verdiği değerlendirmesini yapıyor. Öcalan’ın bu süre içinde hükümetten “İzleme Kurulu”nun oluşturulması ve müzakere heyetlerinin belirlenmesi adımlarını atmasını istediği ifade ediliyor. Sürpriz isim Naci Koru mu? Başbakan Ahmet Davutoğlu dün gece yeni hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan aldı. Yeni kabine listesi bugün açıklanacak. Dışişleri Bakanlığı koltuğunun en güçlü adayı olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yanı sıra sürpriz bir ismin daha geçtiğini öğrendik. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru. Koru, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yakından tanıdığı ve en güvendiği diplomatlardan. Kariyer diplomatı olan Koru, Dışişleri Bakanlığı’nın çeşitli birimlerinde görev aldıktan sonra Suudi Arabistan’a büyükelçi olarak atandı. Dönüşünde Bakanlık Müsteşar Yardımcısı oldu. Hükümetin “Bakan yardımcılığı” pozisyonu ihdas etmesinden sonra Dışişleri Bakanlığı’nda Davutoğlu’nun yardımcısı oldu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın son dakikada iptal ettiği Endonezya’daki uluslararası toplantıya da hükümet adına Koru katılıyor. Eski İstanbul Emniyet Müdürü ve Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, yaptığı açıklamada İstanbul’da üç ayrı lüks sitede dairesi olmadığını, Yeşil Vadi’deki evini sattığını, o parayla Ataköy Konakları’ndaki daireyi aldığını bildirdi. Önceki gün gazetemizde Celalettin Cerrah’ın 16:9 dışında, Yeşil Vadi ve Ataköy Konakları’nda da milyon dolarlık daireleri olduğunu belirten “Bir İstanbul Polisinin Emlak Maceraları” başlığı altında haberimiz yayımlanınca, Cerrah telefonla arayarak üzüntülerini belirtti. Kendisinin İstanbul’da üç değil, iki dairesi olduğunu, çünkü Çekmeköy Yeşil Vadi Sitesi’ndeki daireyi sattığını açıkladı. Ataköy Konakları’nı da bu para ile satın aldığını söyleyen Celalettin Cerrah şöyle devam etti: “Benim lüks konut koleksiyoneri gibi davrandığımı yazmışsınız. Üç ayrı lüks sitede konutum varmış gibi bir bilgi vermişsiniz. Benim İstanbul’da üç değil iki konutum var. Yeşil Vadi sitesinde evim yok mesela. Çünkü o konutu sattım ve onun parasıyla Ataköy Konutları’ndaki daireyi aldım. Onaltı dokuz kulelerindeki evimi de kızımla ortak aldık. Kızım yurtdışında yıllarca çalışan, öğretim üyeliği yapan biri. Ben de yıllardır 1. sınıf emniyet müdürlüğü yapıyorum. Biraz kızımın biraz da benim birikimim vardı. İki yüz bin TL kızımın vardı iki yüz bin TL. de benim birikimim vardı. Birleştirdik 400 bin TL’ye 16:9’daki daireyi aldık.” “16:9’da 400 bin TL’ye satılan daire yok” hatırlatmasında bulununca Cerrah, “İnşaatı yapan Mesut Toprak’la birbirimizi yıllardır tanırız. O tanışıklıktan dolayı bana indirim yapmış olabilir” dedi. Kılıçdaroğlu, ‘milletvekili adaylığı garantili PM’ taleplerinden bunaldı nce yeni kabineyi görecek Çözüm sürecinin geleceği açısından bugün açıklanacak kabinede bazı isimlerin olması ya da olmaması kritik önem taşıyacak. Başbakan Yardımcsı Beşir Atalay sürecin mimarlarından. Bu görevine devam edip etmeyeceği bugün belli olacak. Etmezse yerine Yalçın Akdoğan’ın gelmesi gündemde. MİT Müsteşarı Hakan Fidan görevinde de kalsa, kulislerde iddia edildiği gibi Dışişleri Bakanı da olsa süreçteki rolünün devam etmesi kaçınılmaz. İçişleri Bakanı Efkan Ala ise yerini koruyacak. Ancak Öcalan’ın yine de bu koltuklara kimlerin Ö ‘Mutfakta çalışacak adam lazım’ TÜREY KÖSE ANKARA CHP kurultayı öncesinde Parti Meclisi (PM) için çok sayıda isim kulislerde dolaşmaya başladı. Edinilen bilgiye göre; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çıkan isimlerin yüzde 99’u aklımdan geçmeyen isimler. Ama çok sayıda talep var. PM üyeliği milletvekilliği için basamak olarak görülüyor. Bana partinin mutfağında çalışacak adam lazım. Herkes aday olabilir, kendine güvenen aday olsun. Ama benim ‘Bana PM üyeliği yeter, milletvekilliği talebim yok’ diyeceklere ihtiyacım var” sözleriyle rahatsızlığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, PM listesini hazırlarken “bölgesel dengelere bakacağını, Doğu ve Güneydoğu’nun PM’de temsilcisi olacağını da” vurguladı. Bu arada; Kılıçdaroğlu ve diğer genel başkan adayı Muharrem İnce’nin yanı sıra “CHP’yi iktidara taşımak için yüzümüzü sola çevirelim” açıklaması yapan sol kanat da liste hazırlamaya başladı. PM seçimlerinin çarşaf listeyle yapılmasını isteyen sol kanat hareketi, alternatif bir PM listesi çıkarmak için toplantılar yapıyor. 6’sı çocuk 12 PKK’li teslim oldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarından kaçan 6’sı çocuk, 2’si kız 12 PKK’li güvenlik güçlerine teslim oldu. 12 PKK’liden 6’sının Şırnak nüfusuna kayıtlı olduğu belirtildi. PKK’nin en büyük kamp bölgesi olarak bilinen Kandil kampından kaçan PKK’lilerin ilk önce Zaho’da Peşmerge güçlerine teslim olduğu, ardından Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarında bulunan Habur Sınır Kapısı’na geldiği bildirildi. Teslim olan PKK’liler şöyle: Şırnak S.Ü. (1998), Mardin Ö.Y. (1977), Şırnak Y.Ü. (1998), Hakkâri M.D. (1997), Van Ş.B.(1991), Şırnak M.S. (1994), Siirt H.B. (2001), AğrıM.I.(1989), Şırnak S.N. (1993), Şırnak F.D. (1996), ŞırnakA.E. (1998) ve nüfusu belli olmayan L.P. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN arayalçın: Altan Öymen Komisyonu kurulsun CHP PM üyelerinden Murat Karayalçın, “56 Eylül kurultayını genel başkanlık yarışı yapılacak bir kurultay olarak görmediğini, Kılıçdaroğlu’nun partiyi seçimlere götürmesi gerektiğini” söyledi. Son 9 seçim esas alınarak tahliller yapıldığına dikkat çeken Karayalçın, CHP’nin 2002 öncesinde de “ağır yenilgileri” olduğunu, bunların toplu olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Karayalçın, “1991’den bu yana gelen bir dizi var, bir yapısal sorun var. Genel Başkan, güvendiği parti kıdemlilerinden birine örneğin Altan Öymen’e görev vermeli, bu seçim sonuçları yorumlanmalıdır. Nerede yanlış yaptık, 2015 seçimlerine giderken ne yapılmalı, kapsamlı bir rapor hazırlanmalı ve 81 il örgütüne gönderilmelidir. Örgütler bunu didiklemeli, eleştiri ve katkıda bulunmalı. Sonra birkaç gün sürecek bir kurultay toplanmalı ve müzakereler yapılmalı. Bu rapor, örneğin ‘Öymen Komisyonu raporu’ olmalı ve kurultayda ka K Emekli kaptan cinayetini PKK üstlendi bul edilmeli” dedi. Karayalçın, “Kürt sorunu konusunda CHP’nin mutlaka yeni bir değerlendirme yapması gerektiğini” söyledi. AKP’nin “Yeni Türkiye” diye bir meydan okuma içinde olduğunun söyleyen Karayalçın, “Bu meydan okumaya kurultayda bir cevap vermeliyiz” dedi. CHP PM’nin etkinliğini ve işlevselliğini yitirdiğini vurgularken de yeni bir model öneren Karayalçın’ın önerileri şöyle: lPM üye sayısı 60’tan 200’e çıkarılmalı. 81 üye, nüfusu ne olursa olsun her ile bir PM üyeliği belirlenmelidir. Kalan üyeler de çeşitli başarı ölçütleriyle belirlenmelidir. Örneğin, yerel seçimlerde ilk defa Edremit’i kazandık. Bu örgütün bir biçimde ödüllendirilmesi gerekir. lCHP Meclis Grubu gibi, PM’nin de bir başkanlık divanı olmalıdır. lPM’de uzmanlık komisyonları kurulmalıdır. Bunun için TBMM’deki komisyonların sayısı ve işleyişi esas alınmalıdır. lPM genel kurulu olmalıdır. PM, komisyonlar ve genel kurul olarak çalışmalıdır. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Bitlis’in Tatvan ilçesinde 22 Ağustos Cuma günü evinin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen emekli gemi kaptanı Tello Uçak (75) cinayetini PKK üstlendi. PKK’nin silahlı kanadı HPG tarafından örgüte yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’na (ANF) yapılan açıklamada, “Halkımızın canına ve malına kast eden bu unsur, Şehit Mizgîn (Gurbet Aydın) yoldaşımız başta olmak üzere birçok arkadaşımızın şahadetine sebep olan kişidir. Bu kontra ajan bölge güçlerimizce vurularak öldürülmüştür” denildi. [email protected] Öldürülen polis için 7 gözaltı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Ali Kızıloğlu’nun Peyas Mahallesi’ndeki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan soruşturma sürüyor. 7 kişi gözaltına alınırken şahıslar sorgu için il emniyet müdürlüğüne götürüldü. Demokratik Bölgeler Partisi Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, bir günde iki polisin hayatını kaybetmesinin üzücü olduğunu söyledi. Zümrüt, “Bu kişileri bulmak emniyet ve valiliğin sorumluluğundadır. Kalıcı barışın gerçekleşmesi için kimi dönemlerde sancılar yaşanır. İyi yönetmek gerekiyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle