Katalog

SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ve tabii önemsemediği medyayı, muhalefeti, aylarca kafasındaki genel başkan ve başbakanı arıyor gibi... … aşağıdan yukarıya sözüm ona istişare toplantılarıyla pek güzel oyaladı, uyuttu. Halkı da adam ülkenin ve partinin geleceği için ne denli duyarlı diye parmak ısırtacak kadar hayran bırakmak için bu toplantıları genel başkan ve başbakanı açıklayacağı gün, son saatlere kadar sürdürdü. Büyük maharetle aday adını partisinin hemen her kadrosundan, örgütten, kamuoyundan ve halktan gizledi. HHH Bir dediğini iki etmeyen bakanlarına, partisi yetkililerini uyutmak için başbakanlık yapacak pek çok arkadaşım var, diyordu. Örneğin Bülent Arınç, Beşir Atalay gibi parti içinde söz sahibi ağır topların; A. Gül’ü RTE’den sonra partiyi olası krizlerden çekip çevirecek yegâne aday göstermelerine.. henüz Cumhurbaşkanı ile bu konudaki görüşmelerini kendine göre bir sonuca bağlayamadığı için sesini çıkarmadı. Hatta Gül adını o da kabul ediyormuş gibi bir tavır takındı. Oysa tamamen rol kesiyor; partiden halka kadar hemen her çevreyi bal gibi uyutuyordu ve... Hiçbir çevre o günlerde de bugün de RTE’nin asıl amacına varabilmek için uyutma stratejisi uyguladığının ya farkında değildi ya da korkudan veya vurdumduymazlıktan ne sorabiliyor ne de sesini çıkarabiliyordu. HHH Gül’le hükümet ve devleti yönetim politikalarında zaten anlaşamıyordı. Zira Gül partinin kuruluş felsefesine koşut bir siyaset, örneğin parlamenter sistemi savunuyor. Oysa RTE, Gül’ün yalnız bu konuda değil, pek çok konudaki açıklamalarına karşıydı. Bir zamanlar içtikleri su ayrı gitmeyen kardeşler, birden zıt kardeşler oluverdiler. HHH Medya mı? Ah benim bu konuda yaralı yüreğime hiç sormayın. Medya RTE’nin uyutma stratejisini çaksa bile yazacak, soracak hali mi var? RTE yerine aday diye artık alay konusu olan rüşvet olaylarının başrolündeki isimleri, hele muhteremin dokunulmaz oğlunu başbakan adayı gösterdi diye değerli yazar Yılmaz Özdil kardeşimin gazetesinden kopması olayını izledikten sonra.. kıyıda köşede kalmış birkaç gerçekleri yazanlar bile RTE’nin uyutma siyaseti istişare siyasetinin gerçek yüzünü gördükleri, içeriğini bildikleri halde elbette yazmadılar. HHH RTE, artık kamuoyunu uyandırma zamanının geldiğine karar verdi ve sözüm ona genel başkan ve başbakan adayını saptamak üzere son defa bu konuda son kararı vereceği sanısını yarattığı MYK mi her neyse adı, o kurulu topladı ve... ...Ahmet Davutoğlu’nu sanki günlerce önce kendinden sonraki genel başkan ve başbakanlığa münasip görmemiş gibi.. bu heyette son defa tartıştı... Saatler sonra yaptığı aday adını açıklayacağı toplantıdaki konuşmada, alkışlar arasında aylarca hemen her çevreyi nasıl uyuttuğunu ayrıntılarıyla anlattı. Davutoğlu zaten önceden bildiği adaylığının ilanından sonra siyaseten ve kişisel ilişkiler açısından RTE’ye bağlılığını neredeyse ilanı aşk edercesine kısa bir konuşma ile yineledi. Aklı başında gelişmeleri partisiz bir yaklaşımla izleyenler, RTE ve Davutoğlu’nu dinledikten sonra yönetim biçimi ve uygulamalarda ne değiştiğini sorar oldular. Ali gitti, benzeri bir Veli geldi diyenler de oldu. Kapalı, türbanlı bir başbakan eşi gitti, daha genci, ama kapalı türbanlı bir başbakan eşi geldi diyenler de... Bugün söylenmese, şimdilik yazılmasa da pek çok kimsenin özel sohbetlerde biribirine söylediği aslına uygun benzetme, gerçeğin ta kendisi. HHH O gerçek de şu: Bır zamanlar bayan başbakanı Çiller’e zamanın Genelkurmay Başkanı “şak diye ne söylerse, tak diye yaparım” diye bağlılığını ifade etmişti ya... ...artık müstakbel genel başkan ve başbakan Davutoğlu’nun da sevgili Cumhurbaşkanı RTE şak diye ne emrederse, tak diye yerine getireceğinin altı çiziliyor. Kısacası şaktak yöntemi sivilleşti! HABERLER Uğur Mumcu 72. doğum gününde mezarı başında anıldı Doğrular adına savaştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Evinin önünde 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, 72. doğum gününde dostları tarafından Cebeci Asri Mezarlığı’nda anıldı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik (um:ag) Vakfı Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu yiğit ve devrimci bir gazeteci olan Mumcu’nun, bu topraklarda yaşayan insanların dürüst, saygın ve mutlu bir yaşama kavuşmalarını özlediğini, yaşamı boyunca canını ortaya koyarak doğrular adına ölümüne savaştığını söyledi. Tüleylioğlu, Mumcu için, “O ülkesinin aydınlık geleceğine inanıyordu. Basın özgürlüğünü demokrasinin temellerinden biri sayıyordu” dedi. Bugün yaşanan sorunları 90’lı yılların başında sezdiğini ve halkı uyardığını söyleyen Tüleylioğlu, Mumcu’nun Ortadoğu için kullandığı “Ortadoğu emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortadoğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez” ifadelerini anımsattı. IŞİD katliamından kaçan Ezidileri, Roboski’deki aileler bağrına bastı Kendi hikâyelerinin filmi MAHMUT ORAL ROBOSKİ Irak’ta IŞİD’in katliamlarından kaçan Ezidilere, 28 Aralık 2011’de 19’u çocuk 34 kişinin katledildiği Roboski’deki aileler sahip çıktı. IŞİD’in katliamlarından kaçan yaklaşık 4 bin Ezidi, pasaportları olmadığı için sınır kapılarından geçemeyince günler süren yürüyüşün ardından Şırnak sınırındaki Roboski köyüne ulaştı. 34 kişinin öldürüldüğü katliamın acısını yüreklerine gömen Roboskililer, katliama uğramış Ezidi halkına yardım edebilmek için seferber olmuş durumda. Yıldız Karakolu bölgesinden Türkiye’ye giren Ezidiler, binlerce gönüllüden oluşan bölge halkı tarafından karşılanarak okula ve köylere yerleştiriliyor. Bölge halkı yemekleri, kıyafetlerini ve yüreklerini Ezidilerle paylaşıyor, Roboskililer ve Ezidiler birbirlerine uğradıkları katliamı anlatarak dertleşiyor. Bombardımanda kardeşi Hamza Encü’yü yitiren Berivan Encü, gelenlere kucak açmalarının insan olmanın en temel şartı olduğunu belirterek, “Bu Dünya Ezidileri çare bulsun Hasan Paço ile Dexil Hasan ile okulun önünde sohbet ediyoruz. Her ikisinin ailesi 40 kişiyi buluyor. Avrupa’daki Ezidilere çağrıda bulunan iki arkadaş, tüm dünya Ezidilerinin toplanıp gelecekleri konusunda karar vermeleri gerektiğini söylüyor. Çadırda kurduğu salıncakta bebeğini sallayan Hacı Reşo Hasan ise diğer 5 erkek kardeşi, onların eşleri ve çocuklarıyla birlikte annesini de kurtarabilmiş. Toplam 35 kişiler. Ama en küçük kardeşleri Hıdır Reşo Hasan geride kalmış. Onu ve eşi ile 6 çocuğunun akıbetini merak ediyorlar. Roboski kendilerine kucak açtığı için de minnettarlıklarını dile getiriyorlar. Öte yandan yaşanan tüm telaşa karşın Roboskili aileler her perşembe olduğu gibi geçen perşembe de mezarlıkta toplanarak katliamda kaybettikleri yakınları için anma töreni yaptı. HÜKÜMETİN PLANI DANIŞTAY’DAN DÖNDÜ ‘Kadrolaşma’ dayanağına dur MUSTAFA ÇAKIR acıyı en iyi biz biliriz” diyor. Roboskili ailelerin sözcülerinden olan DBP’li Ferhat Encü ise askerlerin Ezidileri engellemeye çalışmasına tepki gösteriyor. Roboski Derneği Başkanı Veli Encü “Gezi aileleri, Soma aileleri, Sivas katliamı mağdurları, Rojava’ya ve şimdi de Şengalli Ezidi halkımızın acılarını paylaşıyor, yaralarını sarmak için tüm halkımızla beraber Ezidi Kürt kardeşlerimizle sürekli dayanışma içinde olacağımızı tekrarlıyoruz” diyor. Uludere’nin DBP’li Belediye Eşbaşkanı Zeynep Üren ise “Ezidilerle sadece yemeğimizi değil yüreğimizi de paylaşıyoruz. Çünkü acılarımız ortak. Biz de katliama maruz kaldık Roboski de. Benim ailem de göçertildi. Onları görünce ailemden, kendimden bir parça gördüm. Bu durum kendi hikâyenizin filmini izlemek gibi” diyor. Üren, Suriyelilere ve diğer sığınmacılara sahip çıkan devletin Ezidiler için hiçbir çaba göstermediğine ise dikkat çekiyor. Işıkkent barut fıçısı Roboski’de misafir olan Ezidilere yöre halkı yemeğini, kıyafetlerini ve yüreklerini paylaşıyor. n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Işıkkent’teki İzmir Ayakkabıcılar Sitesi’nde Suriyeli işçi çalıştırılması nedeniyle başlayan gerginlik büyüyor. İşçiler, kaçak Suriyeli çalıştırılmasını geçen hafta protesto etmişti. Sorun çözülmezken, siteyi İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ziyaret etti. Dün de bölgede 60 çevik kuvvet polisi konuşlandırıldı. n MUĞLA (AA) Datça’da kaçak yollardan yurtdışına çıkmaya çalışanları taşıyan ahşap teknede, Palamutbükü ve Yunanistan’ın Kos Adası açıklarındaki uluslararası karasularında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Sahil Güvenlik ekipleri kaçaklardan birinin öldüğü, dördünün ise yaralandığı belirlerken 77 kişi kurtarıldı, 5 kişi ise halen kayıp. Kaçak teknesi yandı: 1 ölü arasında tampon bölge BEŞİR ATALAY ADNAN AVUKA MİDYAT IŞİD’in saldırılarından kaçan yaklaşık 2500 Ezidi, AFAD tarafından Mardin’in Midyat ilçesinde Suriyeli Arapların da bulunduğu kampa yerleştirildi. Kendilerine Irak’ta Sünni Arapların saldırdığını ifade eden Ezidi aileler, can güvenlikleri olmadığını ve Araplarla aynı kampta kalmak istemediklerini belirtti. Bunun üzerine valilik yetkilileri, Suriyeli Araplarla, Ezidiler arasında tampon bölge oluşturulacağını, Suriyeli Araplarla Ezidilerin birbirinden ayrılacağını bildirdi. Ezidilerle Suriyeliler ANKARA Hükümetin, “kendi yandaşlarını işe alıyor” gerekçesiyle eleştirilen KPSS dışında ayrıca bir de “mülakat” uygulaması yargıdan döndü. Danıştay, KPSS dışında ayrıca sözlü sınav yapılmasını hukuka aykırı buldu. Kararda, “atamalarda objektiflik” vurgusu da yapıldı. Dava süreci şöyle gelişti: Hükümet 27 Haziran 2013’te Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik’te değişiklik yaptı. Değişiklikle halk arasında “ormancı” olarak ifade edilen orman muhafaza memuru kadrolarına atamalarda, KPSS puanı dışında ayrıca sözlü ve uygulamalı sınav şartı da getirildi. Bu kapsamda Orman Genel Müdürlüğü, mülakat ve uygulama sınavları ile 150 orman muhafaza memuru atadı. KPSS’de yeterli puan aldığı halde, sözlü sınavda elenen adaylar Danıştay’da yürütmeyi durdurma davası açtı. Davayı Danıştay 12. Dairesi karara bağladı. Dairenin kararında, orman muhafaza memurluğuna atanacaklar için ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınav olan KPSS dışında ayrıca bir de sözlü ve uygulamalı olarak gerçekleştirilecek ikinci bir sınav getirildiğine dikkat çekildi. Kararda, “her türlü öznel değerlendirmeye açık bulunan sözlü bir sınavın yapılmasının merkezi sınavın nesnel koşullarını kısmen dahi olsa etkisiz kılacağına” dikkat çekildi. Orman muhafaza memurluğuna atamada ikinci bir sınav yapılmasının “eşitlik” ilkesine de aykırı olduğuna vurgu yapan daire, “sözlü sınavın” hukuka aykırı olduğunu belirtti. Daire orman muhafaza memurlarına sözlü sınavın yanı sıra uygulama sınavı getirilmesini de değerlendirildi. Kararda, uygulama sınavına ilişkin başvuru, komisyon oluşumu ve sınava ilişkin diğer hususların ülke çapında hangi objektif usullere göre yapılacağının belirtilmediğine dikkat çekildi. Bunun da hukuka aykırı olduğu belirtildi. Danıştay’ın kararı memur adayları açısından büyük önem taşıyor. Çünkü birçok kurum KPSS puanının yanı sıra bir de sözlü sınav yapıyor. Adaylar KPSS’de yeterli puanı alsa bile sözlü sınavlarda eleniyor. Sendikalar “sözlü sınavın” kadrolaşma amacıyla kullanıldığına dikkat çekiyor. Karar diğer kamu kurumlarına girecek olan memur adayları için de emsal teşkil edecek. Emsal olacak! Fotoğraf: MAHMUT ORAL YÖK DENETLEME KURULU RAPOR HAZIRLADI KPSS’de usulsüzlük var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Denetleme Kurulu’nun, 2010’da yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) usulsüzlük yapıldığı iddiaları hakkında rapor hazırladığı ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nda yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen 14 sayfalık raporda, “Her ne kadar failleri tespit edilememiş olsa da ciddi usulsüzlük ve yolsuzlukların gerçekleştiği” kaydedildi. T24’ün haberine göre, 2008’den itibaren yapılan sınavlarla 2010 yılında yapılan KPSS sınav sonuçları karşılaştırıldı. Rapora göre, 2008’de eğitim bilimleri sınavından tamamını doğru yapan kimse yokken 2009’da genel yetenek sınavından 6 kişinin tam puan aldığı belirtildi. Raporda, 2010 yılında tam puan alanlarda ciddi artış olmasına dikkat çekilirken 2010 yılı KPSS sınavı genel yetenek bölümünden 1029 adayın, eğitim bilimlerinden ise 350 adayın tam puan aldığı kaydedildi. Raporun incelemeleri şöyle özetlendi: 2010 yılında gerçekleşen sınavda söz konusu 2 testte en başarılı adayların göz ardı edilemeyecek bir kısmının şaşırtıcı bir şekilde karıkoca, kardeş, akraba ya da aynı site, cadde, sokakta yaşıyor olmaları tesadüf olamaz. Genel yetenek sınavında en başarılı dilime mensup 27 bin 284 adaydan 1805’inin 1. derecede akraba, 328’inin karıkoca, 1477’sinin kardeş veya 1. derece akraba ile komşu olmaları bu kanaatimizi pekiştirmiştir. Diğer yandan genel kültür sınavında sızma olduğuna ilişkin bir bulguya rastlanmamıştır. KPSS Eğitim bilimleri ve genel yetenek kitapçıklarının sorularının sınav öncesinde sayıları binlerle ifade edilecek adaya ulaştırıldığı, bu anlamda bir usulsüzlük gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. İşçi minibüsleri çarpıştı: 2 ölü ‘3.5 milyar dolar n SAMSUN (Cumhuriyet) Alaçam ilçesinde tarım işçilerini taşıyan Kamil Kilitçi yönetimindeki minibüs ile yine tarım işçilerini taşıyan Salih Babacan yönetimindeki minibüs çarpıştı. Kazada, her iki minibüsün sürücüleri ile birlikte 26 kişi yaralandı. Yaralılar çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye gelen ambulanslarla çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Tüm müdahalelere rağmen Duran Karabulut ve Seda Nur Tapar kurtarılamadı. Diğer yaralıların durumlarının iyi olduğu belirtildi. para harcandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “sayılarında görünen artışın farklı bir takım toplumsal sorunları, dinamikleri de beraberinde getirdiğini” belirttiği Suriyelilerin ‘sabırlı ve uyumlu’ olduğunu söyledi. Atalay, kampta 220 bin, kamp dışında 1 milyon 140 bin Suriyelinin Türkiye’de olduğunu belirtirken, 5 milyon 400 bin Suriyelinin de tedavi gördüğünü açıkladı. Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı illerde toplumsal sorunlar hızla artarken Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Koordinasyonu’nda son durum masaya yatırıldı. Toplantıya, bakanlar, Ayşenur İslam, Faruk Çelik, Efkan Ala, Nabi Avcı, Çağatay Kılıç’ın yanı sıra askeri yetkililer, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Suriyelilerin yoğun olduğu diğer illerin valileri ve belediye başkanları katıldı. “Suriyeli sığınmacılara Türkiye’nin 3.5 milyar dolar harcama yaptığını açıklayan Atalay, STK’lerin 635 milyon dolar ve uluslararası yardım olarak da 233 milyon dolar geldiğini belirtti. Muhasebeci cinayetinde 8 gözaltı n İstanbul Haber Servisi İstanbul’da kayıp olarak aranırken Şişli’de bir apartman dairesinde öldürülmüş olarak bulunan muhasebeci Ali Rıza Vuran cinayetinde polis, Vuran’ın bir hafta önce ayrıldığı şirketin patronları Tolga S. ve Altar S. ile çalışanlar Kurtuluş E.(32), G.K.(51), E.E.(38), M.Ş.(29), İ.F.(38) ile sekreter olarak çalışan A.N.K.’yi (26) gözaltına aldı. Şirketin kasasındaki 350 bin liralık açık yüzünden Vuran ile patronları arasında sık sık tartışma yaşandığı belirlendi. vrupa’dan ziyaret Avrupa Ezidi Federasyonu’ndan 4 kişilik bir heyet dün Mardin Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret ederek, Ezidilerin durumları hakkında bilgi aldı. Heyet, Mardin Büyükşehir Beledi A yesi Eşbaşkan Vekili Metin Kaya, Belediye Genel Sekreteri Ahmet Zirek ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yunus Öztürk ile görüştü. Ezidi Şeyhi Hüseyin Ulucan, Sincar’a (Şengal) geri dönüşlerin sağlanması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer HPG teminat verirse, halkın savunmasını yaparsa, Ezidiler yaşam yerlerine tekrar döneceklerdir. Şengal Kürtlerin şerefidir” dedi. Zirek ise birçok Ezidinin Avrupa’ya gitmek istediğini, ancak bunu doğru bulmadıklarını kaydederek, “Avrupa’ya gidecek olan Ezidiler yaşadıkları anavatanlarından kopmuş olur, değerlerinden uzaklaşmış olur” dedi. Heyet, Mardin ve çevre illere yerleştirilen Ezidilerin durumlarını inceleyeceklerini, ardından Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne geçerek çalışmalarını orada sürdüreceklerini söyledi.