06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Suriye’de operasyon sinyali Hagel ve Dempsey ortak basın toplantısında IŞİD’in ABD için en büyük tehdidi oluşturduğunu vurguladı. (Fotoğraf: AFP) ABD Genelkurmay Başkanı, Suriye’deki IŞİD hedefleri vurulmadan bu örgüte karşı mücadelenin kazanılamayacağını söyledi. Bu açıklama, Washington’ın IŞİD’i bahane ederek Suriye’ye müdahale edebileceği yorumlarına yol açtı malı” şeklinde konuştu. “Bunun için çeşitli vasıtalar” gerekli diyen Dempsey, Irak’taki hava saldırılarının bunun küçük bir parçası olduğunu kaydederek diplomatik, ekonomik ve askeri seçeneklerin tümünün kullanılması gerektiğini vurguladı. IŞİD’in yenilgiye uğratılmasının, bölgede bunu kendisine hedef edinmiş bir koalisyonun varlığı olduğu takdirde mümkün olacağını dile getiren Dempsey, “IŞİD sadece, Şam ile Bağdat arasında yaşayan, haklarından mahrum olmuş Sünnilerce reddedildiği takdirde gerçek anlamda mağlup edilebilir” diye konuştu. Dempsey iç savaşın başlangıcında Suriye’ye yapılacak bir hava saldırısının riskli olduğunu açıkça söylemesiyle dikkat çekmişti. Savunma Bakanı Chuck Hagel de IŞİD’in “bir terör örgütünden öte” olduğunu kaydederek “ideolojiyi, sofistike stratejik ve taktik askeri gücü birleştiriyorlar. Ayrıca çok büyük para kaynakları var. Bu daha önce gördüğümüz her şeyin ötesinde” dedi. Hagel, IŞİD için, “Irak’ta ya da başka herhangi bir yerde olsun, sahip olduğumuz bütün çıkarlara yakın bir tehdit” değerlendirmesinde bulundu. ABD’nin, düzenlediği hava saldırılarıyla IŞİD’in ilerleyişini durdurduğunu belirten Hagel, ancak teröristlerin yeniden organize olabileceğini belirterek Suriye’deki IŞİD üslerine saldırı konusunda da “tüm seçeneklerin değerlendirildiğini” belirtti. Her iki yetkili de ABD Başkanı Barack Obama’nın Suriye’ye yönelik bir hava operasyonuna onay verip vermediğine ilişkin bir açıklamada bulunmadılar. Hagel ve Dempsey’nin açıklamaları, ABD’nin IŞİD’i bahane ederek Suriye’ye müdahaleye hazırlandığı, Esad rejimini IŞİD tehdidi gerekçesiyle sıkıştıracağı yolunda değerlendirmeleri beraberinde getirdi. Ancak Beşşar Esad rejimini karşısına alan ABD’nin, Suriye’deki IŞİD hedeflerini vurması halinde, Şam yönetimine avantaj sağlayabileceğine de dikkat çekiliyor. CHP’ye Mektuplar “Doğuda olmayan, batıdaki seçmenini de takmayan, her ortamda AKP’ye müteşekkirliğinden söz eden bir adayı aday gösteren CHP bence öldü. Sol ideolojinin yeni bir vücutta hayat bulması için bundan uygun zaman bulunmaz. Ortada kendi tabanı ile küsen bir CHP varken yeni isim ve yeni yüzler ile ortanın solu ideolojisini benimseyen yeni bir parti kurulmalı” diyen 27 yaşında genç Sorbonne’lu okurum Utkan Tumar’ın; “Utkan haksız mı” sorusuyla yayımladığım iletisi ile başladı her şey. (“CHP Öldü mü?” 16 Ağustos) “Haksız!” diyenlerin çoğu, bariz şekilde 27 yaşındaki genç okurumuzun “Sorbonne” kökenine takmış, bundan Erdoğan’vari bir “monşer ötekileştirmesi” üretmişti. “Demek ki yalnız AKP seçmeninde değil, CHP seçmeninde de köklü bir ‘monşer’ tepkisi var!” dediğim son yazımda da o çıkışlara yer verdim (“CHP Krizi ve Okurlar” 20 Ağustos)... Bunun üzerine posta kutuma “Sorbonne”a hâlâ takılı kalan bir iki okur dışında dolu ve içerikli destek mektupları yağdı… “Utkan ve siz haklısınız” diyor Muharrem Ergin; “Dost acı söyler. Bildiğiniz doğrulardan asla vazgeçmeyin. CHP kuşatılmış vaziyette. Algı yönetimi var. Hedef saptırıyorlar.” “Yeni mi, yeniden mi bilmem ama bu CHP değil” diyerek konuyu özetleyen Nazım Ceylan; “CHP’yi eleştiren okurunuza sert tepki veren arkadaşlar aslında eleştirinin haklı olduğunun baskısını yaşıyorlar” diyor: “Ne kadar haksız bulsalar da seçim sonuçlarındaki matematiği inkâr edemezler sanırım. O halde yapılması gereken bir şeyler, söylenmesi gereken sözler var. Ben de partinin, yöneticilerin huzurunu bozacak kadar eleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu yüzden bir grup arkadaşımla bugün gidip partiye üye olup ilçe teşkilatı ile görüşme yapmayı düşünüyoruz. Sanırım kapatmadan önce taşın altına elimizi sokarak çalışmak daha akıllıca…” Mustafa Taner aynı görüşte: “CHP Öldü mü… yazısı üzerine size eleştirenler olduğuna inanamıyorum. Bence AKP’nin ne olduğu ve programı belli olduğuna göre tek kurtuluş iyi bir muhalefette. Mevcut CHP bunu yapamıyor. Mevcut kadrolarla ve yapısıyla yapamaz zaten. Ekmel Bey’i hiç desteklemediler. Bulunan slogan bile işin ciddiye alınmadığının göstergesiydi. CHP’ye az bile yükleniyorsunuz. Esas mücadele CHP’yi değiştirmek ve canlandırmak için verilmeli. RTE ve AKP’yi yazmanın, eleştirmenin hiçbir anlamı yok artık. Baskı CHP üzerinde kurulmalı ve bu ancak sizin gibi güçlü yazarlarla olur. Şu ana kadar bu eleştiri çok az ve zayıf yapıldı maalesef.” Satırlarına, “Utkan Bey haklı, hem de çok. Ana muhalefet ve yıllarca bu partiye oy vermiş insanların eleştiriye kapalı olması konusunda da siz çok haklısınız. Ben de sosyal medyada ve ve çevremde benzer tepkilerle karşılaşıyorum” diye başlayan Ayça Tanyaş da şöyle isyan ediyor: “Son iki seçimde ‘Oy ve Ötesi’ ile seçim gözlemcisi oldum. CHP mahalle temsilcisinin seçim sabahı bize ‘Yani siz kimsiniz şimdi? Aaa ne güzel bizden iyi organize olmuşsunuz’ demesi hem üzücü, hem düşündürücü. Hepimiz çok daha iyisini hak ediyoruz. Orta alt sınıfların desteklediği parti kalifiye, okumuş insan eksikliğine rağmen bu kadar iyi organize olabiliyor, toplumu hipnotize edecek siyasi dil yaratabiliyor, siyasi iletişim dilini mükemmel kullanarak, seçmenine umut vermeye devam ederek 9 seçimdir başarılı olabiliyor. Tam tersi orta sınıf, üst orta sınıfların desteklediği parti bunca kalifiye, okumuş insan gücüne rağmen organizasyonsuzluktan dökülüyor, hâlâ 90’lı yılların siyasi dilini kullanıyor, siyaset iletişiminden bihaber, kendi seçmenini bıktıracak kadar atıl kalabiliyor. Değişime bunun üzerinde düşünerek başlamalıyız derim. Nedir bu çelişki?.. CHP değişecekse buna Gezi fenomenini iyi analiz ederek başlamalı, Kürt meselesi üzerinde iyi çalışıp, kâinatın tüm renklerine açık bir siyaset dili yaratmaya bakmalı.” Uzun, ayrıntılı analizinde CHP’nin savrulmalarına değinen, Kılıçdaroğlu’nun demokratikleşme umutlarını boşa çıkardığını söyleyen Dr. Haşim Aydın; “Artık şu anlaşılmıştır; sorun yapısaldır” diyor: “Kemikleşmiş bu parti yapılarıyla gidilecek yol yoktur. Problem sadece iktidar kaynaklı değildir. Durum Nilüfer Göle’nin tanımlamasıyla ‘Feminize olmuş Türkiye sendromu’dur. Önündeki tek engeli kocaları gören kadınlar gibiyiz. Yani Tayyip Erdoğan tek engel. Temsilde ve yetkinlikte dökülen siyasetin hasım odak üzerinden politika yapması en kolay yoldur. Çünkü ülke sorunlarının çeşitliliği ve ağırlığı karşısında temsili gücü de siyaset belirleme kapasitesi de yetersizdir.” Çareyi “gençlerin CHP’ye üye olmasında” gören Zehra Koray ise “67 yaşında kırk yıllık bir Cumhuriyet okuruyum” dedikten sonra ekliyor: “Hayatımda ilk kez bir gazete yazarına yazıyorum, genç okurlar tarafından okunduğunuzu bildiğım için. Seçime kadar… 9 aylık sürede Atatürk’ün kurduğu ve belki de son kalemiz olan CHP’yi kapatıp yerine başka parti kurup seçimlerde birinci parti yapmak herhalde mucizeden öte olur. Yerine gençlere, dışarıdan eleştirmek yerine, CHP’ye kalabalıklarla üye olup onu yenilemeye çalışmalarını önermemiz daha yerinde olmaz mı?” CHP’yi içerden değiştirmek hâlâ! mümkün müdür? Soru bu. Dış Haberler Servisi ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, ABD’nin Irak’ta operasyon düzenlediği IrakŞam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün, Suriye’de bulunan üsleri imha edilmeden yenile meyeceğini söyledi. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ’le birlikte dün ortak basın toplantısında konuşan Dempsey, IŞİD’in “kıyamet vizyonu”na sahip yenilmesi gereken bir örgüt olduğunu belirterek “IŞİD, Suriye’deki kısmı ele alınmadan yenilebilir mi? Yanıt hayır. Şu anda aslında olmayan sınırın her iki tarafında da sorun ele alın ‘Dost acı söyler’ Irak’ta camiye saldırı: 70 ölü Dış Haberler Servisi Irak’ın Diyala vilayetinin Hamrin bölgesinde bir Sünni camiine dün Şii militanlarca açılan ateş sonucu 70 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. Bazı kaynaklara göre araçlarının bombalanması bazı kaynaklara göre ise de çatışma sonucu hayatını kaybeden Şii militanların intikamını almak amacıyla gerçekleştirildiği belirtilen saldırının cuma namazı sırasında düzenlendiği bildirildi. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) karşısında zayıf durumda olan Irak güçlerinin Şii milatanlara destek vermesi üzerine bölgedeki mezhep çatışması alevlenmişti. IŞİD Sözcüsü Ebu Musa, Atatürk Barajı açılmazsa İstanbul’u vuracaklarını söylemişti ‘Türkiye’yi tehdit eden militan öldü’ Dış Haberler Servisi Suriye ordusunun, Rakka kentinde bulunan Tabka hava üssüne saldırı hazırlığındaki IrakŞam İslam Devleti’ne (IŞİD) ağır darbe vurduğu bildiriliyor. Beyrut’tan yayın yapan Al Mayadeen televizyonu ile Lübnan Hizbullahı’nın televizyonu El Manar’ın haberine göre, 150’den fazla IŞİD militanı Suriye ordusunun saldırısı sonucu öldü. Öldürülenler arasında Türkiye’yi tehdit eden IŞİD’in basın sözcüsü Ebu Musa’nın da olduğu bildirildi. Ebu Musa Türkiye hükümetini Atatürk Barajı’nı açmazsa, İstanbul’a saldırmakla tehdit etmişti. Yayımlanan bir belgeselde Atatürk Barajı’nda su biriktirilmesi nedeniyle bölgenin su ve elektrik sıkıntısı çektiği belirtilmiş ve Musa, Türk hükümetine seslenerek “Mürted hükümet kararlarını gözden geçirsin diye dua ediyorum. Eğer gözden geçirmezse İstanbul’u özgürleştirerek biz gözden geçireceğiz” demişti. Suriye resmi haber ajansı SANA’ya bilgi veren Suriyeli bir askeri yetkili de haberi doğrulayarak “çok sayıda teröristin yok edildiğini” açıkladı. Suriye ordusunun saldırısında örgütün önde gelen komutanlarından Ebu Salem el Jazravi’nin yanı sıra IŞİD’in diğer basın sözcüsü Ebu Abdullah el Ansari’nin de öldürüldüğü ileri sürüldü. Merkezi İngiltere’de bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de Ebu Musa ile El Ansari’nin ölümlerini doğruladı. ‘Eleştiri baskısı şart’ ‘Gezi’den başlamalı’ BM yetkilisi BM’yi suçladı Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay dün yaptığı açıklamada, Suriye’deki iç savaşta bugüne kadar 191 bin 369 kişinin hayatını kaybettiğini, uluslararası toplumun Suriye’deki durum karşısında “paralize” olduğunu söyledi. Pillay, uluslararası toplumun tepkisiz kalmasını kınayarak, ölenlerin bir önceki yıla göre iki katına çıktığını, savaş suçları ve insanlığa karşı suçların işlendiğine dair ciddi iddiaların bulunduğunu vurguladı. Pillay, iddiaların BM Güvenlik Konseyi tarafından Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne götürülmemesi nedeniyle soruşturulamadığına ve sorumluların cezalandırılmadığına dikkat çekti. İnsani felaketin boyutlarının her geçen gün büyüdüğü Suriye’ye uluslararası toplumun kayıtsızlığı karşısında eleştiriler artıyor. Rakka kentinde Suriye ordusunun düzenlediği operasyonda IŞİD Sözcüsü Ebu Musa’nın (yanda) da öldüğü bildiriliyor. (AFP) Dış Haberler Servisi İsrail’in Gazze’de önceki gün 3 Hamas komutanını öldürmesinin hemen ertesinde 18 Filistinli, İsrail hesabına casusluk yaptıkları gerekçesiyle idam edildi. Maskeli Hamas militanları dün, başlarına çuval geçirilmiş, elleri arkadan bağlı mahkumların bazılarını bir caminin önünde kurşuna dizerken bazı infazlar da polis merkezinde gerçekleştirildi. İsrail’in Filistinli casuslar sayesinde Gazze’deki hedefleri belirlediği yolundaki haberlere dikkat çekilirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas komutanlarının öldürülmesinin ardından İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’i kutlamıştı. Gazze’ye dün (REUTERS) düzenlenen İsrail saldırılarında 5 kişi hayatını kaybetti. Hastane kaynakları, ölenlerden bazılarının bir çiftlikte çalışanlar olduğunu söyledi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada ise dün Gazze’ye 20 hava saldırısı düzenlendiği, roket rampaları ve silah depolarının vurulduğu Gazze’den de İsrail’e iki roket atıldığı belirtildi. Gazze’de ilan edilen son ateşkes 4 gün önce çökmüştü. İsrail’in Gazze’ye 7 Temmuz’da başlattığı saldırılarda ölenlerin sayısı 2 bin 91’e çıktı. Gazze’de 18 idam Rus kamyonları girdi Ukrayna ‘işgal’ dedi Dış Haberler Servisi Doğu Ukrayna’daki Rusya yanlılarına yardım götürmek amacıyla yola çıkan ancak bir süredir bekleyen yardım konvoyu dün Ukrayna’ya giriş yaptı. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, konvoyun Kızılhaç eşliğinde olmadığını ve kendilerinden izinsiz olarak sınırı geçtiğini söyleyerek, “Bu uluslararası hukukun açık ihlalidir” dedi. Ukrayna Devlet Güvenlik Başkanı Valentin Nalivayçenko da Rus konvoyunun ülkeyi girişini “doğrudan işgal” olarak niteledi. Avrupa Birliği de aynı gerekçelerle, “Ukrayna sınırını açıkça ihlal eden” Moskova’yı kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamada ise, “Felaket bölgesindeki insanlara yardım ulaştırılmasının önündeki tüm bahaneler tükendi” denildi. ‘Gençler üye olsun!’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle