Katalog

23 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Kayıp 5 genci bulmak için devrede Karako çiftinin oğlu İzzet Karako büyük üzüntü yaşadı. Sismik arama ÖREN BAYAN’IN KURUCULARIYDI Korkunç cinayet İstanbul Haber Servisi Ünlü iplik markası Ören Bayan’ın eski sahipleri Jak Karako (77) ve eşi Georgia Karako (69) çifti, Beşiktaş’taki lüks sitedeki evlerinde bıçaklanarak öldürüldü. Cinayete ilişkin çiftin yardımcılığını yapan Türkmenistan uyruklu karıkoca ve kimliği belirlenen bir şüphelinin hırsızlık amacıyla cinayet işlemek suçlamasıyla arandığı öğrenildi. Beşiktaş Itri Sokak’taki Mediko2 Sitesi’nde meydana gelen olayda iddiaya göre, Karako çiftini soymak isteyen Türkmenistan uyruklu karıkoca önce ev sahiplerini bıçakladı. Bıçaklanan çift, evin üst katına kaçarak bir odaya kendilerini kilitledi. Zanlıların, evdeki doğalgaz borusunu patlatarak kaçtığı ileri sürüldü. Doğalgaz kokusunu fark eden komşuları durumu sitenin güvenliğine haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri evde yaşlı çiftin bıçaklanarak öldürüldüğünü belirledi. Çiftin yardımcılığını yapan ancak ulaşılamayan kar kocanın şüpheli olarak yakalanmaları için çalışma başlatıldı. Cenazeler akşam üzeri Adlı Tıp Kurumu’na götürülürken olay yerine gelen çiftin oğlu İzzet Karako cenaze aracının önünü kesti. “İkisi de öldü mü” diye soran ve aldığı yanıtla büyük üzüntü yaşayan İzzet Karako yakınları tarafından cenaze aracının önünden alındı. Haberi alan ailenin yakınları da cinayetin işlendiği eve akın etti. Jak Karako, Sultanhamam’da maaşla çalışan bir elemanken arkadaşı Moiz Dana ile birlikte 1968’de Ören Bayan’ı satın alıp girişimci oldu. O günlerde küçük bir atölye olan Ören Bayan, 15 yıl sonra iki fabrikalı bir sanayi devi haline geldi. Marka, Türkân Şoray’ın oynadığı reklamlarla ünlendi. 1990’larda ise Dana ve Karako işleri oğulları İzzet Karako ve Metin Dana’ya devretti. Sonraki yıllarda mali sıkıntı yaşayan Ören Bayan’ı bir başka şirket satın aldı. FOTOĞRAF: SERKAN YILDIZ l İstanbul Haber Servisi Kumburgaz Kamiloba sahilinde pazar günü öğle vakti kiraladıkları deniz bisikletiyle açılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Mikail Çelik, Serdar ve Doğan Demir kardeşler, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi’yi bulmak amacıyla başlatılan arama çalışmalarına dün de devam edildi. Arama çalışmaları Balıkesir, Yalova ve İmralı açıklarına da kaydırıldı. Çalışmalara, Deniz Kuvvetleri’ne bağlı 1 mayın tarama gemisi, 1 kurtarma gemisi, 1 karakol gemisi, Sahil Güvenlik’ten 2 gemi ve dalış timi, AFAD’a ait 1 bot ile Genç Denizciler Dayanışma Derneği’nden 2 bot ve Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale ekipleri de katıldı. Arama çalışmalarına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da dün akşam sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’yla destek verdi. ‘Ümidimizi kesmiyoruz’ l Kayıp 5 genci arama çalışmaları sürerken, ailelerin de üzüntülü bekleyişi sürüyor. Serdar ve Doğan Demir’in amcası Sait Demir, “Allah’tan bir mucize olur diye bekliyoruz. Ümidimizi kesmiyoruz. Ama giderek ümitler de tükeniyor” dedi. Davutoğlu Kıyameti Başbakan yeni başbakanı atadı. Yeni başbakan, başbakana cumhurbaşkanı diye hitap etti. Memleketimizde önceki gün iki cumhurbaşkanlı, iki başbakanlı tuhaf bir rejim ilan edildi. Belli ki ayın 28’ine kadar, Erdoğan’ın dokunulmazlık kalkanı inmesin diye de böyle devam edecek. Erdoğan rejimi böyle bir şey. Beyefendi neyi nasıl isterse o. Adlı adınca bir “tek adam” ülkesinde yaşıyoruz. AKP’nin kurucu kadrosundan aktif siyasette sadece Erdoğan kaldı. Abdüllatif Şener başarısız bir siyasi hamleyle yitti gitti. Bülent Arınç, “özgül ağırlığıyla” ve artık kimsenin ciddiye almadığı sitemleriyle kariyerini yavaş yavaş sonlandırmakta. Abdullah Gül ise çoktan tasfiye edildi. Geri kalan birçok kişi de “üç dönem” kuralıyla sönük birer hatıra olarak gazete arşivlerinde kalacak. Erdoğan, atmosferden çıkmak için kullandığı parçaları yavaş yavaş bırakarak yükselen bir roket gibi ilerlemekte. Safralarını atıp kendince hafifleyip ilerlerken de partisine ve hükümetine bir mutemet bulması gerekiyordu. O mutemedi de Davutoğlu’nun şahsında buldu. Böylece cumhuriyet tarihinin açık ara en başarısız dışişleri bakanı başbakan olmuş bulundu. Kendisiyle ne kadar övünse azdır. Musul’da kifayetsizliğiyle tesbih çeker gibi kafa kesen canilere ülkenin diplomatlarını teslim eden bir ihtiras küpünün bile başbakan olabileceğini cümle âleme ispat etti. Reise tam sadakat ve onun emellerinin emir eri olmak ilerlemek için tek kıstas. Davutoğlu, dış politikada meşhur masaldaki öküze özenen kurbağa gibi şişinerek çatladı. Başbakanlığı da çok farklı olmayacaktır. Zaten muhtemelen tepesinde hep hissedeceği Erdoğan gölgesiyle demokrasiye geçildiğinden beri en güçsüz başbakan olacak. Erdoğan’ın giderek dozu artan ve Gezi sürecinden bu yana artık tedavisi imkânsız halde görünen paranoyak hayalperestliğine çok uygun biri Davutoğlu. Hiçbir temeli olmayan garip bir fantezi dünyası kurmuş, gerçekliğe de kendi fantezilerine uymadığı için isyan eden biri. Dünyayı din eksenli medeniyet alanları arasında bir çatışma alanı olarak gören ve İslam medeniyetinin liderliğine kafayı takmış olan Davutoğlu’nun siyasette ilerlemesi memleketin başına gelmiş en berbat talihsizliklerden sayılır. Gördüğü halisünasyonların neticesini dış politikada gördük. Şimdi Erdoğan’la beraber görecekleri ortak halüsinasyonları tecrübe edeceğiz. AKP içinde görece makul sayılabilecek olanların da hızla tasfiye olacağını izleyeceğiz. Hükümet ve parti muhtemelen iyiden iyiye Erdoğan’ın sözünden çıkmayacak bir yapıya bürünecek. Bu da daha sert, daha ayrıştırıcı ve daha kamplaştırıcı bir siyasi iklim anlamına geliyor. Stratejik derinliklerde ülkeye defalarca vurgun yedirmiş başarısız bir hayalperest, IŞİD’i dahi zulüm görmüş Sünnilerin tepkisi olarak değerlendiren bir mezhep siyasetçisi yeni başbakanımız. Davutoğlu, Erdoğan tarafından başbakanlığa atanmasından sonra AKP’yi “kıyamete kadar sürecek olan bir adalet ve hak mücadelesi” olarak tanımladı. Başbakanlığı da dışişleri bakanlığı gibi olursa, merak buyurmasın kıyamet pek yakındır. Orhan CanbulatelAA Kadın doğum polikliniğine eşleriyle gelen erkekler kapıdan Ziyaret bile yasak ÖZLEM GÜVEMLİ içeri alınmıyor, refakatçi olarak kalmaları ise olanaksız... Dünya markası yapmıştı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Kadın Doğum Polikliniği’ne erkeklerin girişi yasak. Girişte güvenlik görevlileri tarafından “erkekler giremez” diye uyarılan hasta yakınları hastanede refakatçi olarak da kalamıyorlar. Hastane yetkilileri, hastaların erkek yakınlarından diğer kadınlar rahatsız olduğu için uzun süredir erkeklerin kadın doğum polikliniğine alınmadığını açıkladılar. Kadın doğum polikliniğinde uygulanan “erkek yasağı” hasta yakınlarının da meslek örgütlerinin de tepkisini çekiyor. Hastanenin Hasta Hakları bölümü yetkilileri bu yasağın gerekçesini “Erkek hasta yakınlarından diğer bayanlar rahatsız olduğu için erkekleri polikliniğe almıyoruz” diye açıklıyorlar. Böyle bir yasak diğer devlet hastanelerinde uygulanmıyor. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, hastane yönetiminin koyduğu kuralların bilimsel ve sağlık hizmetleri ile ilişkili bir temelinin olması gerektiğini vurguladı. Hasta mahremiyetinin çok önemli olduğunu dile getiren İlhan “Hastaların muayene edilmediği ortamlarda rahatlıkla erkekler de girebilir tabii ki hijyen koşullarına uymak şartıyla. Erkeklerin girememesi gibi bir uygulama hiçbir bilimsel temele dayanmıyor” dedi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de hastanenin böyle bir yasak uygulamasının kabul edilemez olduğunu belirterek “Kadın hastanın, kadın doktor istemesine saygı duyarım ona kimse karışamaz. Ama bekleme odasındaki erkekten rahatsız oluyorsa sokakta yanından geçen adamdan da rahatsız olursun. Sapıklıktır bu...” diye konuştu. Bilimsel temeli yok Kabul edilemez Pando Kaymak direniyor %30 İNDİRİM artı 500 Wyndham Rewards bonus puan* l İstanbul Haber Servisi 120 yıldır varlığını sürdüren Pando Kaymak’ın Beşiktaş’ta kalma mücadelesi sürüyor. Tarihi kahvaltıcının sahibi Prandelli Shestakof, 10 yılı dolduran kiracıların tahliyesine olanak veren yeni kanun nedeniyle işyerinin kapatıldığını söyledi. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın basın danışmanı Alev Gürsoy’dan alınan bilgiye göre de Hazinedar devreye girerek tahliye süresini en az 20 gün uzattı. Hazinedar’ın asıl hedefinin Pando Kaymak Kahvaltı Dükkanı’nın kapanmaması olduğu bildirildi. 1895’ten beri hizmet veren, doğal ürünleriyle ün salmış Pando Kaymak pazartesi günü tahliye edilecekti. Doğma büyüme Beşiktaşlı olan 93 yaşındaki dükkân sahibi Prandelli Shestakof, “Atatürk de bizde kahvaltı yaparmış” dedi. Pando Kaymak’ın kapanmaması için sosyal medyada tepkiler devam ediyor. İMİRZALIOĞLU İFADE VERDİ: Kullanmadım denedim Wyndham Hotel Group Yaz kampanyası ile yazın keyŞni daha da fazla çıkarın! Önceden rezervasyon yaptırmanız halinde %30 indirim ve ARTI olarak 500 Wyndham Rewards bonus puanı sunuyoruz! Wyndham Rewards üyesi değil misiniz? Sorun değil, rezervasyonunuzu yaptırırken ücretsiz olarak üye olun. Otele giriş yaptığınızda ücretsiz aperatişer ve içecekler, ücretsiz konaklama, uçuş mili veya eksiksiz paket seçenekleri için puan kazanma şansını yakalayın. Daha ne bekliyorsunuz ? Kahraman şoför CANAN COŞKUN Oyuncu ve şarkıcıların aralarında olduğu 53 sanıklı uyuşturucu davasında ifade veren isimlerden Kenan İmirzalıoğlu, uyuşturucu kullanmadığını ancak denediğini söyledi. Oyuncular Engin Altan Düzyatan ve Nehir Erdoğan da tanık olarak dinlendi. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya 2 yıl ile 38 yıl arasında değişen hapis istemiyle yargılanan 7 tutuklu sanık ile 6 yıldan 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan İmirzalıoğlu ve bazı tutuksuz sanıklar katıldı. İmirzalıoğlu, davanın sanıkları arasındaki ve iddianamede aralarında İmirzalıoğlu’nun da bulunduğu bazı kişilere evinin terasında yetiştirdiği esrarı sattığı öne sürülen oyuncu Eray Özbal’ın ücreti karşılığında bal, ceviz, peynir gibi malzemeleri verdiğini belirtti. İmirzalıoğlu, mahkeme başkanının “Eray mandıra mı işletiyor” sorusunu ise “Eray temin ediyordu. Eray’dan almayı tercih ediyordum” dedi. Mahkeme, oyuncular Murat Yıldırım’ın zorla getirilmesine, Rıza Kocaoğlu’nun 50 bin TL kefaletinin iadesine, 11 sanığın tutukluluğunun devamına hükmederek, duruşmayı 1 Ekim’e erteledi. l KAYSERİ (DHA) Talas’ta Habip Sineci yönetimindeki halk otobüsünün, kent merkezine giderken freni patladı. Sineci, soğukkanlılığını yitirmeden aracın dörtlü sinyalini yakıp sürekli kornaya basarak, iki kilometre boyunca vites küçülterek, 3 kavşakta, önüne çıkan araçlara çarpmadan, kaldırımlara çıkarak otobüsü bir tarlada güçlükle durdurdu. Otobüsteki 7 yolcu ve Sineci yara almadan kurtuldu. HEMEN REZERVASYON YAPTIRIN! wyndhamhotelgroup.com.tr Ümraniye’de vahşet: 1 ölü, 2 yaralı n İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de bir binanın giriş katında kalan Türkmenistan uyruklu 3 kişiyi başlarından silahla vuran iki saldırganın evde bulunan 2 bin 500 dolar ve cep telefonlarını alıp kaçtığı öğrenildi. Vahşet Parseller Mahallesi Cansel Sokak’taki 4 katlı binanın giriş katındaki daireden dün sabah silah seslerinin yükselmesiyle ortaya çıktı. Merdivende ve içeride bulunan başından yaralı iki kişi hastaneye kaldırılırken Arif adlı bir kişinin de öldüğü belirlendi. Cinayetin gasp için işlenmiş olabileceği tespit edildi. Önceki gün de Hatay’ın Antakya ilçesinde kiraladıkları evde kalan 2’si kadın 3 Suriyeli öldürülmüş halde bulunmuştu. *Şartlar ve Koşullar’a tabidir. Şartlar ve Koşullar ile bu promosyondan yararlanabilmek için gerekli tüm bilgilere ulaşmak için lütfen wyndhamhotelgroup.com.tr adresini ziyaret ediniz. n DİYARBAKIR (DHA) Merkez Sur ilçesindeki bir ilköğretim okulunda iki yıl önce 10 yaşındaki 6 kız öğrencisini taciz ettiği iddiasıyla tutuksuz yargılanan öğretmen M.D, 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı. M.D’ye “akıl sağlığı nedeniyle davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olmasından dolayı” ceza indirimi uygulanarak cezası 18 yıl 9 aya indirildi. M.D meslekten ihraç edildi. Tacizci öğretmene ceza indirimi