06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2014 CUMA 4 HABERLER Teamül ‘Ben Yaptım Oldu’ Değildir Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı YSK tarafından resmen bildirilmesine karşın, anayasanın 101. maddesinin emrettiği şekilde, partisi AKP ile ilişkisini kesmemekte direnmekte, milletvekilliği düşmüş olduğu halde Başbakanlık koltuğunda oturmayı da sürdürmektedir. Tayyip Bey, yasa ve anayasa tanımaz tavrıyla bildiğini okurken sandıktan çıkar çıkmaz “dakika bir gol bir” misali, ilk dakikadan başlayarak yasaları ve anayasayı çiğniyor. Bu arada, Tayyip Bey kendi keyfi davranışına “yeni teamüller oluşturmak” diye kendince bir kılıf da hazırlıyor. Teamül, hukukun ve demokrasilerde kurum ve kuralların kaynaklarından biridir. Dünyanın en eski demokrasisi İngiltere’de yazılı tek anayasa metni yoktur. Kurumlar ve kurallar teamüllerle oluşmuştur. Kurumların ve kuralların yazılı olmayan zaman içinde gelişen uygulamaların birikimiyle ortaya çıktığı Anglosakson ülkelerinde, demokrasi ve hukuk sistemi, Kara Avrupası kadar eksiksiz işlemektedir. Tabii söylemeye gerek yok ki, bu “teamül” Tayyip Bey’in anladığı teamül değildir. Çünkü Tayyip Bey’in teamülden anladığı “ben yaptım oldu” sistemidir. Oysa teamül “ben yaptım oldu” sistemi değildir. HHH Tayyip Bey, hem Cumhurbaşkanı, hem AKP Genel Başkanı hem de Başbakan sıfatlarının hepsini uhdesinde barındırarak, anayasanın 101. maddesini ihlal etmiştir. Anyasayı ihlal ile teamül oluşturulmaz, daha doğrusu oluşturulsa oluşturulsa, anayasayı ihlal etme fiillerinin birbirine eklenmesiyle “anayasayı çiğneme teamülü” oluşturulur ki, anayasayı çiğnemek teamül haline gelirse bu da hukukun değil, hukuksuzluğun, hukuk devletinin karşıtı olan diktanın kaynağını oluşturur. Tayyip Bey bu gerçekleri göremeyecek zekâ düzeyinde biri değil, bu gerçekleri görmüyor değil, görmek istemiyor. Teamüller, bir sorunun hukuk sistemi çerçevesinde çözümü yolunda atılan uygulamaların örnek haline gelmesiyle oluşur. Boşluk, usulüne uygun çıkarılmış bir yasa hükmüyle değil de uygulamanın getirdiği kurallar ile doldurularak teamül oluşturulur. Teamül yoluyla bir kural oluşturmak için o alanda yasal bir düzenlemenin olmaması gerekir. Yoksa açıkça yasal veya anayasal bir düzenleme var ise teamül yoluna gidilmesi düşünülemez. Tabii, yasaya ve anayasaya aykırı açıkça aykırı teamül de oluşturulamaz. HHH Dinin kurallarının oluşmasında da Kuranıkerim’in sözleri ki Tanrı’nın kelamıdır ve peygamberin belirli konularda söylediği hadisler kaynaktır. Tabii burada hadislerin hangilerinin gerçek olduğu konusunda da ciddi kuşkular vardır. Ama şurası kesindir ki, Kuranıkerim’e ters düşen hadis olamaz, burada da aynı kanunlar hiyerarşisine benzer durum söz konusudur. Nasıl Kuran’a ters düşen hadis olamaz ise anayasaya ters düşen teamül de olamaz. Olmasına olur da, abdestsiz namaz gibi olur yani. Teamüllerin, zaman içinde anayasa kuralları haline gelebilmeleri onların yazılı yasalara aykırı olmalarını caiz kılmaz. Yazılı bir kural varsa onun hiyerarşideki yeri üstündür. Diktatörlerin de teamülleri olamaz mı? Hukuk kaynağı olarak olamaz ama hukuksuzluk kaynağı olarak olur. Yani diktatörün teamülü “ben yaptım oldu” kuralından yola çıkar. Ona da dayatma denir. Diktatörün teamülü, hikmeti gibi kendinden menkuldür. Kısacası, teamül “ben yaptım oldu” değildir. Onun için Tayyip Bey’in yeni teamüller oluşturmaya kalkmasının hiçbir hukuki değeri olmayacaktır. Yaparsa da, yarın Tayyip gider hukuk gelir ve “ben yaptım oldu”ların hepsi silinir. Başbakan’ı atadı EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, yerine atadığı yeni genel başkan ve başbakan adayı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun belirlenmesinde partinin kriterleri dışında, “paralel yapıyla mücadelesinin önemli bir etken olduğunu” söyledi. Partide kırgınlık olmayacağını anlatan Erdoğan, 3 dönem nedeniyle kırgın olanlara “bakan yardımcısı ve büyükelçi” gibi görevlere gelebilecekleri mesajını verdi. Milletvekillerinden ve parti teşkilatlarından Davutoğlu’na sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, asıl sınavın kongre sonrasında başlayacağını belirtti. Erdoğan için “Bu kadroların öncüsü ve lideri” diyen Davutoğlu ise 12 yıllık restorasyon sürecinin kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti. AKP MYK, dün yeni genel başkanı ve başbakanı belirlemek için toplandı. Yeni genel başkan olarak karar verilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ismi düzenlenen basın toplantısında Başbakan Erdoğan tarafından “27 Ağustos’ta AK Parti’nin Olağanüstü Genel Kurulu’na Genel Başkan adayı olarak girecek arkadaşımız Dışişleri Bakanımız, Konya Milletvekilimiz Ahmet Davutoğlu kardeşimdir” sözleriyle açıklandı. Genel başkanın belirlenmesinde 3 dönem kuralı, genel başkan ve başbakanın aynı kişi olması, ehliyet ve liyakat kriterlerinin esas alındığını anlatan Erdoğan, Davutoğlu dışında zikredilen isimlerin ilk 2 kritere takıldığını söyledi. Bu nedenle parti içinde herhangi bir kırgınlık oluşmadığını belirten Erdoğan, 3 döneme takılanlar için “Bu kural siyaseti bırak anlamına gelmiyor. Parti kademelerinde yine çalışmani yok. Şu anda bakan yardımcılarımızın birçoğu bizim eski milletvekillerimiz. Büyükelçi olan arkadaşlarımız bile var. Demek ki bunların hepsi olabiliyor. Yani çalışmak isteyene alan bol, hepsi olur” diye konuştu. ‘paralel yapıyla mücadelesi’ne dikkat çekti; partide kırgınlıkları önlemek için ‘koltuk’ sözü verdi Seçilmiş cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP genel başkanlığı için aday olması kararlaştırılan Davutoğlu’nun Binali Yıldırım gelmedi Toplantıda konuşan Erdoğan, asıl sınavın olağanüstü kongrenin ardından başlayacağını belirterek “Bu teşkilat genel başkanına ve başbakanına en güçlü şekilde sahip çıkacak, her aşamada yanında olacak, başarısı için her türlü fedakârlığı gösterecektir. Yeni genel başkan ekip ve takım ruhuyla ve ortak akılla yürüyecek AK Parti’nin bütünlüğünü her şeyin üstünde tutacaktır. Partimiz içinde nifak, ayrışma, fitne çıkmasını bekleyenler, bundan sonraki süreçte inşallah hayal kırıklığına uğrayacaklardır” dedi. Erdoğan, AKP’nin ilk hükümete geldiği dönemde kendisinin genel başkan Abdullah Gül’ün başbakan olduğu dönemde sıkıntı yaşandığını ilk kez ifade ederek, “Genel başkanı ile başbakanın ayrı olması döneminde zorluklar yaşandığını gördük” dedi. kongre sonrası’ ‘Asıl imtihan Davutoğlu’nun belirlenmesinde paralel yapıyla mücadele azmi ve kararlılığının önemli bir etken olduğunu kaydeden Erdoğan, “MİT TIRlarının önünün kesilmesinden, Dışişleri Bakanlığı’ndaki o kendi riyasetindeki çok gizli toplantının gizlice dinlenmesine, Suriye ve Irak’a yapılan yardımlardan, bugün paralel medyada çıkan iftiralara kadar birçok konuda Davutoğlu kardeşim de bunun acısını yaşadı, bedelini ödedi” dedi. Paralel yapıyla mücadele Davutoğlu’nun yanında olacağını, parti teşkilatı ve grubunun da Davutoğlu’nu en güçle şekilde destekleyeceğini söyleyen Erdoğan, “Bu tercihimizle bölgemizde ve dünyada barış, adalet, dayanışma, bunun ne denli tarafımızdan istendiğini de çok somut bir şekilde ortaya koymuş oluyoruz” diye konuştu. Erdoğan, yeni anayasa konusunda da Davutoğlu’nun hassasiyet göstereceğini belirtti. genel başkanlık Acının bedeli Tayyip Erdoğan AKP Genel Merkezi’nde dün düzenlenen basın toplantısına AKP Genel Başkanlığı için işaret ettiği Davutoğlu ile birlikte katıldı, yan yana oturdu. Erdoğan, yaptığı konuşmanın ardından Davutoğlu’nu kürsüye davet etti. Erdoğan’ın basın toplantısı sırasında genel başkan adayı olarak ismi geçen eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın salona gelmemesi dikkat çekti. Erdoğan’ın danışmanı da olan Yıldırım’ın adı genel başkanlık için geçtiği için nezaketen MYK toplantısına katılmadığı öğrenildi. Bugün bir basın toplantısı düzenleyecek olan Yıldırım’ın Davutoğlu’na destek vereceği, kendisini öneren kişilere teşekkür edeceği belirtildi. Davutoğlu’nun açıklandığı sırada salonda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yüzünün asık olması dikkat çekti. ‘LİDERİMİZ ERDOĞAN’ AKP MYK toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında genel başkan adayı olarak ismi açıklanan Davutoğlu, yaptığı konuşmada Erdoğan’ın bu kadronun öncüsü ve lideri olduğunu belirtti. Son 12 yılda gerçekleştirilen büyük restorasyon hareketinin kesintiye uğramadan devam edeceğini kaydeden Davutoğlu, “İster paralel yapı adı altında ister başka adlar altında kimler bu kutlu yürüyüşü durdurmak, kesintiye uğratmak isterse AK Parti kadroları onların karşısında bir kaya gibi duracaktır. Bu kadrolar omuz omuza olacaktır” dedi. Davutoğlu, görüş ayrılığı ya da fitne tohumu ekmek isteyenlerin fırsat bulamayacağını söyledi. Fotoğraflar: DHA / AFP ların yer alması beklenmiyor. Davutoğlu’nun yerine Dışişleri Bakanlığı’na MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun isimleri geçiyor. Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın da kabineye girebileceği konuşuluyor. 17 Aralık sonrası kabineye giren ve çoğunluğu partinin genç ekibinde yer alan bakanların göreve devam edecekleri, partinin kıdemli isimlerinin durumunun ise henüz netlik kazanmadığı belirtiliyor. Davutoğlu’nun MYK’de de değişikliğe gitmesi bekleniyor. Genel Başkan Yardımcısı Davutoğlu, 1959’da KonyaTaşkent’te doğdu. Annesini 4 yaşındayken kaybetti. Nenesinin “Sen bir büyük adam olasın, dünyalar ayağına gele, herkes sana akıl danışa” dizeleriyle büyüdüğünü anlatan Davutoğlu, ilk ve ortaokulu Konya’da tamamladı. Ailesi İstanbul’a taşınan Davutoğlu, Alman Lisesi’ne gitti. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Ekonomi bölümlerini çift anadal yaparak bitirdi. Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile öğrenciyken tanıştı. Üniversiteyi bitirdiği 1984 yılında Sare ve Ahmet Davutoğlu Anketten Gül de çıktı Erdoğan, MYK toplantısında milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanlarına yaptıkları anketlerde Davutoğlu’nun birinci sırada çıktığını, ardından Yıldırım’ın geldiğini kaydederek partinin kriterlerine uygun ismin Davutoğlu olduğunu söyledi. Anketlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da adının çıktığı ancak Erdoğan’ın bunu MYK üyeleriyle paylaşmadığı öğrenildi. Bundan sonraki süreçte hassas bir sınavdan geçeceklerini anlatan Erdoğan, “Hasımlarımızı sevindirmeyeceğiz. Ellerini ovuşturanlara fırsat tanımayacağız. Partimiz içinde emelleri olanlara imkan vermeyeceğiz. Bir ve kardeş olarak kongreye gidecek, ardından başlayacak süreçte de AK Parti’nin isimler üzerinden değil dava üzerinden ilerleyen bir parti olduğunu herkese göstereceğiz” dedi. ‘H asımlar sevinmesin’ En güçlü aday Fidan Davutoğlu, 27 Ağustos’taki kongrede genel başkan seçilmesinin ardından 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı görevine başlayacak olan Erdoğan tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek. Yeni hükümetin oluşumu, hükümet programının TBMM’de okunması ve güvenoylaması sürecinin 11 Eylül’e kadar tamamlanması bekleniyor. Davutoğlu’nun kabinesinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere 3 döneme takılanlar ile paralel yapıyla mücadelede beklenen performansı göstermeyen bakanMehmet Ali Şahin de yeni Genel Başkan’ın elini rahatlatmak amacıyla kongreden sonra isimlerin nezaketen istifalarını verebileceğini söyledi. Şahin, “Tabii kendisi Genel Başkan olarak seçildiğinde, ilk yapılacak olan MYK toplantısında, belki şu anda Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter olarak görevli arkadaşlarımız, kendisine MKYK içerisinden birlikte çalışabileceği arkadaşlarını seçme konusunda bir rahatlama olacak tarzda istifalarını sunabilirler. Doğrusu ben böyle düşünüyorum” dedi. 12 yıllık Erdoğan döneminin ardından Türkiye’nin en tartışmalı Dışişleri Bakanı Davutoğlu sahnede Gül’den Davutoğlu’na kutlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP genel başkan adayı gösterilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu kutladı. Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan bilgiye göre Gül, Davutoğlu ile telefonda görüştü. Adaylığı dolayısıyla Davutoğlu’nu tebrik eden Cumhurbaşkanı Gül, başarı dileklerini iletti. Adı gitti tablosu kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Azeri asıllı ressam Cevat Süleymanpur tarafından yapılan yağlıboya portresi, önceki cumhurbaşkanlarının tablolarının bulunduğu bölümdeki yerini aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ten 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e kadar görev yapan cumhurbaşkanlarının yağlıboya tabloları, Cumhurbaşkanı Gül’ün talimatıyla 29 Ekim 2013’ten bu yana Köşk’ün Şeref Kapısı’nın arkasındaki koridorda sergileniyordu. Gül’ün portresi, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in tablosunun sağına asıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tayyip Erdoğan’ın ardından AKP Genel Başkanı ve dolayısıyla Türkiye’nin 26. Başbakanı olacak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ‘komşularla sıfır sorun’ ilkesini benimsediğini açıklasa da, görev yaptığı 5 yılın sonunda Türkiye’nin Mısır, İsrail, Suriye, Suudi Arabistan ve ABD ile ilişkileri bozuldu. İşte Davutoğlu ile geçen 12 yılın Türk dış politikasına bıraktığı izler: Dış politikada adını ilk olarak 1 Mart 2003’teki Irak tezkeresiyle duyurdu. Davutoğlu, tezkerede ‘evet’ denmesine karşı çıkıyordu. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül ile siyasete ısınmaya başlayan Davutoğlu, ‘hayır’ politikasının da mimarlarındandı. Davutoğlu’na, ‘Büyükelçi’ unvanını, onu Ankara’ya getiren Gül’ün isteğiyle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer verdi. Davutoğlu’nun Türk dış politikasının temel parametrelerini değiştirecek ilk adımı Hamas lideri Halid Meşal’in 2006’da Türkiye’de ağırlanmasıydı. Batı’nın ‘terörist’ kabul ettiği Meşal ilk defa Arap ülkeleri dışında bir ülkeye adım attı. Soykırım ile suçlanan Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir’in 2009’da davet edilmesi ise bu defa Meşal’den daha fazla tepki gördü. Ziyareti planlayan yine Davutoğlu idi. Batı’nın Türkiye’ye verdiği peş peşe notaların ardın Sıfır sorundan sırf soruna dan Beşir’in ziyareti iptal edildi. İsrail’in ve ABD’nin birçok uyarısına karşın, Davutoğlu yakın arkadaşı olan İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ı Mavi Marmara seferdinden vazgeçiremedi. 9 Türk vatandaşı olayda hayatını kaybetti. Davutoğlu, Osmanlı’nın Balkanlarda ve Ortadoğu’daki egemenliğini yeniden kazanmak gerektiğine dair görüşlerini ‘Hoca’ kimliğiyle uzun uzun anlattı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile 50’den fazla görüşme yapan Davutoğlu, Tunus ve Mısır’da başlayan rejim değişikliklerinin ardından görüşmeleri kesti. 9 Ağustos 2011’deki 6.5 saatlik görüşmenin ardından Şam yönetimiyle ipleri attı. Bağdat’la da ilişkileri germekten kaçınmadı. Önce Irak’ın o dönemdeki Başbakanı Nuri El Maliki’ye karşı İyad Allawi’yi getirmek isteyen Davutoğlu’na başta Washington olmak üzere uluslararası toplum destek vermedi. Mısır’da desteklediği Müslüman Kardeşler hareketinin uzantısı Mursi yönetiminin devrilmesi, Ankara’da kaygıyla karşılandı. Erdoğan ve Davutoğlu, Mısır’daki yönetim değişikliğini sert bir dille eleştirirken, diplomatlar ısrarla siyasileri uyarıyordu: “Kahire ile ipleri bu yüzden atmak doğru değil.” Musul, IŞİD tarafından çevre Stratejik yalnızlık lendiği sırada Davutoğlu Sırbistan’daydı. Başkonsolosluğun boşaltılması için talimat vermeden yurtdışına çıkmıştı. Bu, Gül’ü kızdırmıştı. Davutoğlu’nun beklentisi krizin ilk günlerinde çözülmesiydi ancak IŞİD’in ilerlemesiyle bu umutlar söndü. 17 25 Aralık yolsuzluk iddialarının ardından önce cemaatçi danışmanlarını uzaklaştırdı, ardından Gülen okulları için büyükelçilere yönelik genelgeyi iptal etti, cemaatçi olan büyükelçileri merkeze aldı. Bu adımlara karşın, Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik savaş senaryolarının konuşulduğu toplantının ses kayıtları gündeme düştü. 30 Mart seçimlerinde Erdoğan’ın sesi kısılınca Konya’daki mitingde yaptığı konuşmanın da ona Başbakanlık kapılarının açılmasında etkili olduğu söylendi. Ancak bu kapının açılışındaki temel faktör Fethullah Gülen’e karşı yönelik kabinede ilk adım atan isim olmasıydı. Gül ve Erdoğan arasındaki bağlar koparken, o tercihini kendisini siyasete sokan Gül’den değil, Erdoğan’dan yana yaptı. Davutoğlu, Erdoğan’ın etrafında kilitlenerek parti içinde güç kazanan AKP’nin genç ekibinin ısrarla istediği isim oldu. Yeni ‘first lady’ kürtaj karşıtı doğum uzmanı da eşi Sare Hanım ile evlendi. Yardımcı doçent unvanı ile 1990’da Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Davutoğlu, burada 1993’e kadar başkanlığını yürüteceği siyaset bilimi bölümünü kurdu. 1995’te Türkiye’ye döndü. Akademik hayatına Marmara Üniversitesi’nde devam etti. 19992004 döneminde ile Beykent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün başkanlığını üstlendi. Eşinin başdanışmanlığı sırasında İstanbul’daki görevini bırakmayan ve kadın doğum uzmanlığına devam eden Sare Davutoğlu, ilk yıllarda Ankara’ya taşınmak istemedi. Ancak eşi bakan olunca Ankara’ya taşındı. Birçok yardım ve sosyal destek kampanyasında aktif olarak yer alan Sare Davutoğlu,bir kadın doğum uzmanı olarak kürtaj karşıtlığıyla dikkati çekiyor. Başbakan Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın ve kabinede pek çok ismin çocuklarının doktoru olan Sare Davutoğlu halen İstanbul’da özel muayenehanesinde doktorluk hizmeti vermeye devam ediyor. İlk raund Ak Gençlerin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle