06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 AĞUSTOS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Belleksiz toplumda mekânlara bakmak: 15 17 grammy ödüllü sanatçının konseri 4 eylül’de zorlu Center’da ‘Hafıza Mekânları’ Yolum ne zaman Taksim’e düşse, içimden ağlamak geliyor. Bir alanı bu kadar çirkinleştirebilmek için çok ama çok ciddi çaba harcamak gerekir. Çocukluğumdan bu yana en güzel ve en korkunç anılarıyla hafızama kazınmış olan alan, çirkinliğe ve pisliğe terk edilmiş... Evet pisliğe: Sadece Taksim Meydanı değil, İstiklal Caddesi de pislikten, çöpten, çapaçulluktan ve pis kokudan geçilmiyor. Yine bir Taksim dönüşü eve geldiğimde aldım koca kitabı elime ve içindeki tüm yazıları okumadan bırakmadım. Kitabın adı “Places of Memory” Yani “Hafıza Mekânları.” (İKSV İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ile Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık) Kitap iki dilli: İngilizce ve Türkçe. Venedik Mimarlık Bienali’ne eşlik eden bir katalog niteliğinde ama katalogdan çok öte bir yayın. Bu yıl ilk kez sergide yer alan Türkiye Pavyonu’ndaki “Hafıza Mekânları” başlıklı projeye eşlik ediyor. Bienali, Türkiye Pavyonu’nu, sergiyi ben görmedim. Ancak görmeseniz de bu kitap aracılığıyla mekânlarla hafıza arasında gidip gelebilirsiniz. anlatmalı ki, bir kent sadece betonla, çimentoyla, taşla, tuğlayla değil, aşkla, anılarla, özlemlerle, birikimlerle, hasretle, heyecanla yüzünüzü döndüğünüz yönle örülür. la, tuğlayla değil, aşkla, anılarla, özlemlerle, birikimlerle, hasretle, heyecanla yüzünüzü döndüğünüz yönle örülür. Biz mekânlardan hafızayı silmeye çalışan belleksiz bir toplumuz. (Bu sayfalarda bin kez yok ettiğimiz tiyatroları, sinemaları ben yazmaktan, siz okumaktan bıktınız, bugün bunları tekrarlamayacağım.) Venedik Bienali’ndeki Mimarlık Sergisi’nin küratörü Murat Tabanlıoğlu, Türkiye Pavyonu’ndaki ilk sergiyi kendi hafıza mekânları üzerinden kurmuş. Bu mekânların ilki babası Hayati Tabanlıoğlu’nun eseri AKM yani Atatürk Kültür Merkezi. Kitapta da Murat Tabanlıoğlu’nun yaşamında yer etmiş ve belleğini hiç terk etmeyecek olan yapılar, mekânlar, alanlar, görüntüler, birikimler arasında İstanbul’da bir yolculuğa çıkıyoruz. Kitabın editörü Pelin Derviş, tasarımcısı Aslı Altay, mükemmel bir iş çıkarmışlar. Tıpkı sergideki gibi kitap da bir ekip işi. Farklı kuşaklardan, farklı disiplinlerden mimar, yazar, sanatçı bir araya geliyor. Geniş bir yazar kadrosu var. (Bağışlayın, tüm isimleri bu köşeye sığdıramam) Ama vurgulamadan geçemeyeceğim: Mimarlıkta ilk modernite örneği olarak sunulan Şişli’deki Hukukçular Sitesi (Funda Uz’un yazısı) bana ayrı bir tat verdi. O yapının mi u Ah, nasıl marları Melih Birsel ve Haluk Baysal’dır. Ve Melih Birsel özbeöz amcamdır! Besteci, müzikolog Alper Maral’ın “AKM’den AVM’ye” başlıklı muhteşem yazısı ise beni ağlattı... Hani son zamanlarda sık sık “Bizim ideallerimiz vardı” diyorum ya, işte o zamanlara ait tüm heyecanımı geri getirdi AKM’nin bir zamanlardaki rolünü ve misyonunu ve de vizyonunu anlatırken... Evet bu kent bir opera binası istemişti... Ama sonuçta “AKM sadece kültür; opera, bale, orkestra, temsil, ışık, ses, sergi, sinema vs. değildi, toplumsallaşmaydı, doğal olarak. Kimileri tarafından ‘nezih’, ‘seçkin’, ‘elit’ gibi tuhaf etiketlerle ayrıştırıcı hattı savunulduysa da hayır, çok daha önemli bir misyonu vardı: Seçenek oluşturmak. İşte ‘yıkalımyıkmayalım’ müsabakasının kaybedeni o oldu, yani bizler, seçenek sunmanın önemine inananlar....” Evet Alper Maral, AKM, Türkiye Cumhuriyeti’nin modern bir devlet ve toplum yaratma girişimdeki simgelerden biriydi; modernleşme çabalarının dinamiklerini yansıtıyordu. Bugün Taksim Meydanı’ndan geçerken içimden ağlamak geliyor diyorsam, belki de kaybettiğimizin yeniden yeniden kafamıza vurulmasındandır! AKM’den AVM’ye Ünlü çellist YoYo Ma geliyor Kültür Servisi Fransa’da doğup Amerika’da büyüyen Çin asıllı çellist YoYo Ma ve adını tarihi İpek Yolu’ndan alan, Asya ile Avrupa’nın etnik kültürlerini müziğine taşıyan orkestrası Silk Road Ensemble, 4 Eylül’de Zorlu Center’da konser verecek. Kemençe virtüözü Kayhan Kalhor ile Kürtçe müziğin usta yorumcularından Aynur’un konuk olacağı konser saat 21.00’de başlayacak. Beş yaşında çello çalmaya başlayan, 7 yaşında Dwight D. Eisenhower ve John F. Kennedy için performans sergileyen; 8 yaşında eşlik ettiği bir konserle Amerikan televizyon ekranlarında ün kazanan ve 15 yaşında profesyonel çocuk yetiştiren bir okuldan mezun olarak Harvard Radcliffe Orchestra’da solist olarak görev alan YoYo Ma, 75 albümüyle bugüne kadar pek çok ödülün yanında 17 kez de Grammy Ödülü’ne değer bulundu. Silk Road Ensemble ile 1998 yılında YoYo Ma tarafından kuruldu. Gecenin bir diğer sürprizi ise Kayhan Kalhor’un bestesi “Layers of Loneliness”ın dünya prömiyerinin bu konserde yapılacak olması. Robin’in külleri heyecan, özlem... Beton, tuğla ve de aşk, denize savruldu Kültür Servisi Ünlü aktör Robin Williams’ın yakılan bedeninden arta kalan külleri San Francisco’da denize döküldü. Aktör, 11 Ağustos’ta Kaliforniya’daki evinde kendini asarak hayata veda etmişti. 63 yaşındaki aktörün otopsi raporlarının henüz sonuçlanmadığı da belirtildi. Eşi Susan Schneider, depresyon ve alkol bağımlılığı ile uzun yıllardır mücadele eden eşi Williams’ın Parkinson hastalığının ilk evresinde bulunduğunu açıklamıştı. Ah, nasıl anlatmalı ki, bir kent sadece betonla, çimentoyla, taş Cumhuriyet’in ‘edebiyata gizli destek’ haberi internet siteleri ve sosyal medyada büyük yankı buldu ‘Açıklanmaması skandal...’ u Destek alanlardan Furkan Çalışkan’ın muhafazakâr edebiyat dergisi ‘İtibar’ın yazıişleri müdürü olması, Mustafa Akar ile Güray Süngü’nün yayın kurulunda bulunması, Aykut Ertuğrul’un da derginin yazarlarından olması dikkati çekti. ASLI ULUŞAHİN u Yazar Oylum Yılmaz, ‘Bunun devlet destekli muhafazakâr edebiyat çalışması olduğunu hepimiz biliyoruz. Parası batsın, her şey çok çirkin’ dedi. Yazar Necmiye Alpay da, ‘Yazarlara ihsan mı dağıtılıyor, ne bu? Kim ne yapıyor’ diye sordu. yayın kurulunda yer alması ve Ertuğrul’un da derginin yazarları arasında olması dikkat çekti. Bu dört yazarın, Ağustos 2013’te Times gazetesinde yayımlanan “Bizde çok adam bulunur” ilanında da adları bulunuyordu. İlan, pek çok yabancı ismin, Gezi Direnişi sırasında hükümetin tavrını eleştiren, yine Times’taki ilanlarına karşı yayımlanmıştı. Sosyal medyadaki tartışma, adını açıklayanlar ve tepki gösterenler arasında zaman zaman karşılıklı atışmaya da dönüştü. ünlü ‘James bond’ PıerCe brosnan açıkladı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl edebiyat alanında 40 yazara 463 bin TL destek vermesi, ancak seçici kurulu ve ödenek alacak kişileri gizlemesiyle başlayan tartışma büyüyor. Haberin internet sitelerinde ve sosyal medyada yayılmasının ardından yayın ve edebiyat dünyasından pek çok isim tartışmaya katılırken, kimi yazarlar destek aldıklarını açıkladılar. Seçici kurulda olduğu konuşulan Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün “Dedikodusu yapılan işlerin açıklamasını gün gelir KURUMLAR yapar... YAŞASIN EDEBİYAT!” açıklamasıyla tartışmaya katılırken, eleştirmen Semih Gümüş de “Bu durumda Kültür Bakanlığı’nın açıklama yapması makul bir beklentidir” diyerek Kültür Bakanlığı’na çağrı yaptı. Destek aldığını açıklayan ilk kişi, yazar Aykut Ertuğrul oldu. Ertuğrul, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, 11 bin lira destek aldığını belirterek, pro jeyle ilgili “İsimlerin hâlâ açıklanmamasındaki anlayamadığım ısrar dışında bir gizlilik yok” dedi. Bakanlığın üretilecek eserlere karışmadığını da söyleyen Ertuğrul’un açıklaması şöyle devam etti: “Evet benimle aynı görüşte olmayanlar vardır. Ama ‘satılmakla’, ‘ihsan’ almakla, ‘ulufe’ almakla itham edilmek sizce de biraz ağır değil mi? Peki ben ulufe aldım diyelim. O zaman sinema ve tiyatro eserlerine verilen destekler ne olacak? Onlar da ulufe mi aldı?” eni de listeye ekleyin’ Yazar Güray Süngü sosyal medyada “Kültür Ba ‘B kanlığı bana romanım için 15 bin lira ödeyecek. Çok mutluyum. Sonunda bizim ülkemizde de böyle şeylerin olduğunu görmek güzel” açıklaması yaparken, şair Furkan Çalışkan da “beni de listeye ekleyin” diyerek destek alanlar arasında olduğunu duyurdu. Bu isimlere, “Benim de deneme kitabım destek aldı. Sakladığım bir şey yok. Destek alan yazarların da birçoğunu biliyorum” açıklamasıyla yazar Mustafa Akar katıldı. Açıklama yapan Furkan Çalışkan’ın muhafazakâr eğilimli edebiyat dergisi İtibar’ın yazıişleri müdürü olması, Akar ile Süngü’nün ayrı derginin mı?’ ‘Yazarlara ihsan Tepki gösterenlerden Latife Tekin, “ATA uçağı CHP’Lİ MELDA ONUR’DAN SORU ÖNERGESİ ‘Kamuoyuyla neden paylaşılmadı?’ CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşıyarak, desteğe değer bulunan 40 kişinin kim olduğunu ve seçici kurulda kimlerin yer aldığını sordu. Kültür Bakanı Ömer Çelik’in yanıtlaması istemiyle verilen önergede “Denetleme Kurulu tarafından yazım desteği verilmesi uygun bulunan 40 proje sahibinin ve eserlerinin isimleri neden açıklanmamıştır?”, “Söz konusu kurul üyelerinin belirlenmesinde hangi kriterler dikkate alınmıştır ve kurula seçilen bu isimler kamuoyuyla neden paylaşılmamıştır?” soruları yer aldı. Onur, bakanlığın 463 bin TL’nin eser sahiplerine nasıl dağıtılacağını ve bu destek projesinin sanatın ve sanatçının özgür yapısıyla bağdaşıp bağdaşmadığını da sordu. nın İstanbulAnkara yakıt parası kadar, yani seçtikleri yazarlara biçtikleri değer...” derken Necmiye Alpay, “Yazarlara ihsan mı dağıtılıyor, ne bu? Kim ne yapıyor?” sorularını yöneltti. Yazar Oylum Yılmaz, “Bunun devlet destekli muhafazakâr edebiyat çalışması olduğunu hepimiz biliyoruz. Parası batsın, her şey çok çirkin” diyerek tepkisini iletti. Labirent Yayınları “Basına ve kamuoyuna: Devletin, destek payı verdiği yazarları açıklamaması skandaldır. Devletten ziyade, ödenek alıp susan yazarların ayıbıdır bu” açıklamasında bulundu. Eleştirmen Semih Gümüş ise “Bu durumda Kültür Bakanlığı’nın ya da seçici kurulun ‘yazarlara destek’ projesi hakında bir açıklama yapması makul bir beklentidir” diyerek Kültür Bakanlığı’na çağrı yaptı. Bakanlığın uygulamasına kuruluşlar, yazar, şair ve yayıncılardan gelen diğer tepkileri, gazetemiz internet sitesinde yer alan “Edebiyata ‘gizli desteğe’ tepki yağıyor” başlıklı haberde okuyabilirsiniz. ‘Batman’i reddettim’ Kültür Servisi Batman serisinin yeni filmi çekilirken, James Bond karakteriyle ünlünen, usta aktör Pierce Brosnan, Tim Burton’ın 1989’daki Batman filminin başrolüne yaklaştığını, fakat karakteri ciddiye almadığı için reddettiğini itiraf etti. Konuyla ilgili soruyu Pierce Brosnan, “Batman rolü için Tim Burton’a gittim ve kendisiyle görüştüm. İç çamaşırı dışarıda olan bir adam ciddiye alınamayacağından dolayı ben de ciddiye almadım. Bu bir şakaydı! Beni yanlış anlamayın, Batman’i severim ve Batman ile büyüdüm. İrlanda’da çocukken, yağmurluklarımızı alıp boynumuzun çevresine bağlardık ve kapalı bisiklet park yerinden sallanırdık...” diyerek yanıtladı. Daha önce Mel Gibson, Kevin Costner, Charlie Sheen, Tom Selleck, Bill Murray ve Alec Baldwin gibi aktörlerin de Batman rolü için düşünüldüğü konuşulmuştu. Filmin yönetmen ise açıklamasında “Bir aktör için Batman ilginç bir karakter değil. Oynamak için çok basit” demişti. Ünlü yönetmen “Michael Keaton en iyisini yaptı, Ben Affleck’e yeni filmde şans diliyorum. Ama kimin en büyük Batman olduğunu biliyorsunuzdur. 80’lerin Alec Baldwin’i ” ifadesini kullandı. Ulufe tartışması Remzi Kitabevi mağazalar zincirinde sendikalaşma çalışmalarına engel Sendika çağrısına işten çıkarma Kültür Servisi Türkiye’nin en eski yayınevlerinden Remzi Yayınevi mağazalar zincirinde, sendika üyesi olarak çalışma arkadaşlarına örgütlenme çağrısı yapan iki personelin işlerine son verildi. DİSK’e bağlı Sosyalİş Sendikası, Remzi Kitabevi’ne dava açmaya hazırlanıyor. soL haber portalından Alihan Dalmış ’ın haberine göre, Remzi Kitabevi’nin İzmir Agora Şubesi’nde iki çalışan DİSK’e bağlı Sosyalİş sendikasına üye olduktan sonra işlerine son verildi. Çalışma koşullarının gittikçe kötüleşmesi, ücretlerin asgari ücrette tutulması, mesai ücretlerinin ödenmemesi, yemek ve yol paralarının yıllardır aynı düzeyde tutulması gibi nedenlerle, kitabevinin İzmir Balçova’daki Agora AVM şubesinde görev ya pan Ahmet Öğrük ile Talip Öztürk, DİSK’e bağlı Sosyalİş Sendikası’na üye oldu. İki personel, diğer şubelerdeki çalışma arkadaşlarına da sendikaya üye yapma çağrısında bulunmasının ardından 18 Ağustos günü işlerine son verildi. Türkiye genelinde 12 mağazası olan Remzi Kitabevi bünyesinde toplamda yaklaşık 200 personel görev yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle