29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Tunceli Üniversitesi, mimarlık bölümüne ‘fizik doktoralı, kanser ilacı uzmanı’ alacak Fiziği iyi mimar aranıyor TÜBERKÜLOZ SKANDALI MHP Lideri Devlet Bahçeli: İki ton sütü kim içti? u Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Amasya’daki tüberkülozlu süt dağıtımı haberimizin doğru olmadığına ilişkin bir açıklama yaptı. Oysa İl Milli Eğitim Müdürlüğü aynı dönemde Tarım İşletmesi’nden iki ton süt alındığını doğruluyor. MEHMET MENEKŞE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tunceli Üniversitesi Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu, “Mimarlık ve Şehir Planlama” bölümü için verilen yardımcı doçent ilanında “Fizik alanında doktora yapmış olup, kanser ilaçlarının proteinler ve membranlarla etkileşiminin NMR yoluyla incelenmesi konularında çalışmalar yapmış olmak” koşulu arıyor. Tunceli Üniversitesi, gerçekleştirdiği akademik personel alımlarıyla birçok kez tartışma yarattı. Tunceli Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Hemşirelik Tunceli Üniversitesi, gerçekleştirdiği akademik personel alımlarıyla birçok kez tartışma yarattı. Daha önce Hemşirelik Bölümü’nde görev yapan 10 akademisyenden 3’ünün “veterinerlik” kökenli olup bölüme geçtiği ve akademik kadrolarını burada alabildikleri ortaya çıkmıştı. Bu kez de Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü’ne fizik doktorası yapmış, kanser ilacı uzmanı alınacağı duyuruldu. Bölümü’nde görev yapan 10 akademisyenden 3’ünün “veterinerlik” kökenli olup bölüme geçtiği ve akademik kadrolarını burada alabildikleri ortaya çıkmıştı. Edebiyat Fakültesi’nde açılan bir kadroya da dekanlığın ret kararına karşın, lisans eğitimini Arap Dili ve Kültürü; doktorasını ise eğitim bilimleri alanında tamamlayan bir kişi açıktan atanmıştı. Son olarak da Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ’un üniversitedeki öğrencilere karşı polisin sert müdahalesini eleştiren Yrd. Doç. Dr. Alper Güven’e, “Madem polisimize karşı bunları söylüyorsun dağa git” karşılığını verdiği ba Anketler kumpastı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde önceki akşam verdiği veda resepsiyonunda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile seçim sonuçları üzerine konuşma fırsatı yakaladık. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim gecesi gazetemize verdiği demeçte, “Bugün seçim olsa yine Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterirdim” demişti. Bahçeli’ye bu sözleri anımsatarak “Çatı adayınızla ilgili görüşleriniz değişti mi” sorusunu yönelttik. Yanıtı kısa ve netti: “Türkiye’nin bugünkü şartlarında Sayın İhsanoğlu en iyi adaydı. Sayın Kılıçdaroğlu ile isabetli bir karar verdik. Hâlâ da böyle olduğunu düşünüyorum.” sına yansıdı. Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü, 12 Ağustos günü Resmi Gazete’de yayımlanan öğretim üyesi alım ilanıyla da tartışma yarattı. Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu, “Mimarlık ve Şehir Planlama” bölümü için verilen yardımcı doçent alım ilanında, “Fizik alanında doktora yapmış olup, kanser ilaçlarının proteinler ve membranlarla etkileşiminin NMR yoluyla incelenmesi konularında çalışmalar yapmış olmak” koşulu getirildi. Bu koşulun “kişiye özel” bir kadro ilanı olduğuna dikkat çekildi. ‘En iyi aday hâlâ İhsanoğlu’ kmel Bey’e siyaset kapısını araladı Bahçeli dün İstanbul’a giderek İhsanoğlu ile görüştü. Bu görüşme öncesine denk düşen sohbetimizde Ekmeleddin İhsanoğlu için çok olumlu ifadeler kullandı. “Sizce Ekmel Bey siyasete girer mi” sorumuza şu karşlığı verdi: “Kendisi çok değerli, çok birikimli bir şahsiyet. Siyasete atılırsa, bundan ülkemiz ve siyaset kazançlı çıkar. Tabii bunu yapıp yapmamak konusunda kendi tercihi esastır.” MHP lideri, “Sözlerinizi MHP’ye bir davet olarak anlayabilir miyiz” sorumuza ise “Söylediğim gibi. Kendi tercihidir” karşılığını verdi. Ekmel Bey’in adaylığı CHP içinde önemli bir çatlak oluşturmuş durumda. Sohbetimizde Bahçeli’nin de CHP içindeki son tartışmaları yakından izlediğini fark ettik. Bahçeli sorumuz üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: “Tabii bu onların iç işi. Bizim karışmamız doğru olmaz. Ancak şu gözlemimi de paylaşmak isterim: Ben CHP içindeki bu son tartışmanın biraz erken yapıldığı düşüncesindeyim. Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte Türkiye yeni bir döneme girerken, AKP içinde Erdoğan ile Gül arasında bir yol ayrılığından bahsedilirken, CHP’deki bu arkadaşların acelesi neydi? Bunu anlamış değiliz.” “Çatı aday” projesi CHP ve MHP arasında hem lider seviyesinde hem de daha alt kademelerde ve parti örgütleri düzeyinde bir diyalog kurulmasını, uzlaşı kültürünün oluşmasının yolunu açtı. CHP liderinin seçim akşamı parti yöneticilerine verdiği “Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kesinlikle MHP’yi eleştirmeyeceksiniz” talimatını anamsattığımızda sürpriz bir bilgi de edindik. Bahçeli önceki gün Kılıçdaroğlu ile seçim sonuçları üzerine bir telefon konuşması gerçekleştirmiş. Görüşmenin ayrıntıları hakkında fazla bilgi vermedi ancak CHP lideri ile kurduğu diyalogdan memnun bir havadaydı. Seçim sonuçları açıklandığı günden bu yana CHP ve MHP liderlerine yönelik “özeleştiri yapmaları” çağrıları yapılıyor. Kılıçdaroğlu verdiği demeçlerde aday tercihleri ile parti desteği konusunda herhangi bir hata yapmadıklarını savunmuştu. Bahçeli, görüşmemizde “Siz seçimin kaybedilmesini neye bağlıyorsunuz” sorumuza kamuoyu araştırma şirketlerinin seçim öncesi açıkladıkları tahminleri hatırlatarak şu karşılığı verdi: “Bu anket şirketlerinin kumpası, komplosunu yaşadık. Seçime iki gün kala Erdoğan’ı yüzde 5558 bandında göstermenin başka bir izahı yoktur.” Kamuoyu araştırma şirketlerinin “MHP seçmeninin bir bölümü sandığa gitmedi, bir bölümü de Erdoğan’a oy verdi” şeklindeki iddialarına da tepki gösteren Bahçeli, “Partinin genel başkanı benim. Seçmenimizin kime nasıl oy verdiğini, ben ve arkadaşlarım bilmeyecek de bu şirketlerin yöneticileri mi bilecek? Bunun bir yöntemi varsa bize de bildirsinler, biz de bakalım” diye konuştu. Bahçeli, sandığa gidenler ve gitmeyenlerin tespitine ilişkin de ilginç bir öneride bulunarak, “Uygulanabilir mi uygulanamaz mı bilemem. Ama YSK’nin elinde oy çizelgeleri var. Oyunu kullanan imzasını attı. Kullanmayan atamadı. O çizelgeleri keşke yayımlasalar. 55 milyon seçmen var. Herkes kimin sandığa gidip gitmediğini açıkça görür böylece” dedi. Bahçeli de, CHP lideri Kılıçdaroğlu gibi sandığa gitmeyen seçmenlerden şikâyetçi. Bu çerçevede 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in boykot kararını da değerlendirdi: “Fevkalade üzüntü verici bir karar. Bu şekilde hareket ederek, bugünkü mevcut yönetimin devamından yana tavır almış oldu. O teze kuvvet kazandırdı aslında...” Bahçeli ile sohbetimiz sırasında Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkışı sonrasında iktidar partisi AKP’de başlayan “kavga”yı da konuştuk. Bahçeli, “girdap”a benzettiği AKP içindeki çekişmeleri şöyle değerlendirdi: “Bu yaşananlar bir girdap gibi. Nerede duracağı belli olmaz. Bu girdaba kendini kaptıranın da nereye savrulacağı belli olmaz. Bu girdabın ortadan kalkması için suyun biraz durulması lazım. Biraz daha bekleyelim, bakalım neler yaşanacak.” E Göçükten kurtulan işçiler ölümden değil, işsizlikten korkuyor AMASYA Amasya’nın Gökhöyük Tarım İşletmesi Müdürlüğü’nde tüberküloz şüphesi bulunan sürüden elde edilen sütlerin öğrencilere içirilmesiyle ilgili haberimizin ardından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gazetemize bir açıklama gönderdi. Ancak Cumhuriyet’e ulaşan belgeler bakanlığın açıklamasını yalanlıyor. Amasya Gökhöyük Tarım İşletme Müdürlüğü’nde tüberküloz şüphesi bulunan hayvanlardan elde edilen iki ton sütün Tarım Meslek Lisesi’ndeki öğrencilere içirildiği, tüberkülozlu hayvanlardan iki tanesinin kesime gönderildiği belirtilirken Gökhöyük Tarım İşletmesi Müdürlüğü Hayvancılık Şefi Veteriner Hekim Kenan Demirtaş’ın Tarım İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği şikâyet dilekçesinde defalarca durumu rapor ettiği ancak olayın kapatılarak Demirtaş’ın Şanlıurfa Ceylanpınar Tarım İşletme Müdürlüğü’ne sürgün edildiği ortaya çıkmıştı. Gazetemizin geçten pazar günü yayımladığı haberin ardından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yayımladı. Bakanlığın açıklamasında Gölhöyük Tarım İşletmesi’nden Tarım Meslek Lisesi’ne ve başka bir okula süt verilmediği savunulurken EğitimSen’in konuyla ilgili başvurusu üzerine il milli eğitim müdürlüğünden yapılan açıklamada okula 6 Nisan 2012 ve 28 Ağustos 2012’de toplam 2 ton süt alındığını doğruluyor. Bakanlığın açıklamasında veteriner Kenan Demirtaş’ın sürgün edilmediği 26 Nisan 2013’te Ceylanpınar Tarım İşletmeleri’nde görevlendirildiği belirtilirken olayın soruşturulması yerine kendisi hakkında soruşturma başlatıldığını, birçok kez ifadesinin alındığını belirten Demirtaş, Şanlıurfa İdare Mahkemesi’ne Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü hakkında dava açtığı belirtildi. Demirtaş dava dilekçesinde, hasta olan babasına bakabilmesi için tayinin durdulmasını talep ettiğini ancak bunun uygulanmadığını belirtti. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün gezetemize gönderdiği açıklamada, hayvanların düzenli olarak tüberküloz taramasından geçtiği savunulurken Demirtaş’ın Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne daha önce gönderdiği raporlarda gerekli taramaların yapılmadığı ve mevzuata uygun hareket edilmediği ortaya çıkıyor. Bakanlığın açıklamasında Demirtaş’ın kendilerine konuyla ilgili bilgi vermediği savunulurken gazetemize ulaşan belgelerde Demirtaş’ın 34 kez Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne yazılı olarak rapor gönderdiği ortaya çıktı. Kömür karası kader ZONGULDAK (DHA) Zonguldak’ta özel maden ocağında 9 işçinin 14 saat sonra sağ kurtulduğu göçükle ilgili müfettişler inceleme başlatırken, işçileri işsizlik korkusu sardı. Dilaver Mahallesi’nde Erci Madencilik tarafından işletilen maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan ve 14 saat sonra kurtarılan 9 maden işçisi, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerinin ardından dün sabah taburcu edildi. Hastane çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran 4 yıllık madenci 36 yaşındaki Ayhan Günbel, madende çalışmaya devam edeceğini belirterek “Biz bu işten ekmek yiyoruz. Kaza oldu diye işi bırakacak değiliz. Biz şu anda ‘maden kapatılacak’ diye korkuyoruz. Şu anda bende işsizlik sıkıntısı başladı. ‘Burası kapanırsa ne yaparız, ne ederiz?’ diye düşünmeye başladık. Ölümden döndük diye gitmeyecek miyiz? Yine gideceğiz. İnsanların çilesi, bu devam edecek” diye konuştu. Göçükten 14 saat sonra kurtarılan madencilerden 36 yaşındaki Ferhat Mankır, iş kıyafetlerini kendi imkânlarıyla aldıklarını, servis ücretlerini kendilerinin ödediklerini, yemeklerini de evden getirdiklerini söyledi. Bir vardiyada 1012 kişi çalıştıklarını ve sendika üyesi olmadığını ve gaz maskesi olmadan çalıştıklarını anlatan Mankır, aylık 1400 lira ücret aldığını belirtti. CHP’li muhaliflere: Bu ne acele? Kılıçdaroğlu ile sıcak diyalog İşçilerin madene tarla çizmeleri ile girdikleri ortaya çıktı. (Fotoğraf : DHA) Sağ çıkmak mucize Rödovansçı şirket, ocağı taşerona vermiş! İşçiler ise ‘tarla’ kıyafetiyle, maskesiz, kasksız ocağa indirilmiş! MUSTAFA ÇAKIR Seçimi kaybettiren ‘kumpas’ ANKARA Zonguldak’ta 9 işçinin şirketin geç haber vermesi nedeniyle 14 saat sonra kurtarıldıkları ocakta, “taşeron içinde taşeron” sisteminin uygulandığı ortaya çıktı. Ayrıca CHP’nin tespitlerine göre, işçilerin üzerinde madenci kıyafetleri yok. Elbiseler yanmaya açık. Çizmeleri “tarla çizmesi”. Ferdi kurtarıcıları, karbonmonoksit ya da oksijen maskeleri yok! İşçiler zaman zaman kasksız çalıştırılmış. Ocakta metal olması gereken her şey de ahşap ve çürük. Genel Madenİş Sendikası’ndan alınan bilgiye göre, ocağın bulunduğu sahayı Demir Madencilik, Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan (TTK) rödovans yoluyla kiraladı. Demir Madencilik kiraladığı sahada taşeron şirkete iş verdi. Bu şirket de Erol Civelek’in sahibi olduğu Erci Madencilik Şirketi’ydi. Bir anlamda “taşeron içinde taşeron” sistemi uygulandı. Göçük de Erci Madencilik tarafından işletilen ocakta meydana geldi. Ocakta üretim eksiklikler nedeniyle geçen yıl Çalışma Bakanlığı tarafından durduruldu. Ocağa iki ayrı denetleme sonunda toplamda 25 bin lira para cezası kesildi. Eksikliklerin giderilmesi istendi. Ancak ocak “üretime hazırlık” adı altında çalıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Manisa milletvekili Özgür Özel, Zonguldak milletvekilleri Mehmet Haberal ve Ali İhsan Köktürk ocakta incelemelerde bulundu. Akkaya ve Özel, heyetin izlenimlerini aktardı. CHP’ye göre, kazanın sorumluları 2013’te ocağı kapatıp sonra “başı boş” bırakan, takip etmeyen Çalışma ve Enerji Bakanlıkları. Heyetin tespitleri şöyle: 4 Yeni faciaların yaşanması an meselesi. Göçükten kurtulan işçiler, kaçak bir madende çalıştıklarını ancak göçükten çıkarıldıklarında anladılar. 4 Soma’daki madenlerde çok sayıda dayıbaşı varken, burada dayıbaşını madenin kaçak işletmecisi olarak görüyoruz. Kapatılmış maden bu dayıbaşına verilmiş. 4 Hastanede ziyaret edilen işçilerin kıyafetlerinden ayakkabılarına kadar üzerlerindeki hiçbir şey madenlerde giyilmesi gereken giysilerden değildi. İşçilerin ayaklarındaki standart madenci çizmesi değildi, bildiğimiz normal “tarla çizmesi” idi. Üstlerindeki kıyafet madenci kıyafeti değildi. 4 Madencilerin ferdi kurtarıcıları, karbonmonoksit ya da oksijen maskeleri yok! İşçilerin yakınları, madencilerin zaman zaman kasksız dahi çalıştıklarını söyledi. Kesinlikle eğitim almadıkları, mevzuattan haberlerinin olmadığı ise yapılan görüşmelerde açıkça ortaya çıktı.. 4 Madenin, hava sirkülasyonunu da sağlayacak ikinci bir girişi yok. Ocakta metal olması gereken her şeyin ahşap ve çürük olduğu tespit edilmiştir. ‘Dayıbaşı kaçak işletmeci’ ‘Tarla çizmesi’ Üretim iki defa durdurulmuş Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise maden ocağında daha önce çeşitli eksiklikler nedeniyle üretimin 2 defa durdurulduğunu belirterek, denetimlerdeki zaafın kazayı net olarak ortaya çıkardığını anlattı. Sezer’e ‘boykot’ tepkisi Kırklareli’nde Atatürk panosu krizi Kırklareli (Cumhuriyet) Kırklareli Belediye Başkanlığı ile Kırklareli Valiliği arasında pano krizi yaşanıyor. Belediye, Valilik hizmet binası ve Vali Mustafa Yaman’ın konağının bulunduğu İstasyon Caddesi’ne Atatürk posterleri asmak için 7 adet pano dikmek istedi. Belediye işçileri panoların koyulacağı alanda çalışırken, valilik talimatıyla gelen polis ekipleri, çalışmalara güvenlik gerekçesiyle engel olup araçları pano için açılan çukurların üzerine park etti. Kırklareli Belediye Başkanı CHP’li Mehmet Siyan Kesimoğlu, çalışmanın polis ekiplerince engellediğini duyunca İstasyon Caddesi’ne gitti. Polisle görüşen Kesimoğlu, panoların yapılmasına izin verilene kadar oturma eylemi yapacaklarını açıkladı. Bir ağacın altına oturarak eylem yapan Kesimoğlu’na ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle bölgeye gelen Kırklarelililer de destek verdi. Başkan Kesimoğlu, “Devletin görevlileri, burada çalışan belediye görevlilerini, çalışırken alıkoydular. ‘Güvenlik gerekçesi ile bu platform üzerindeki Atatürk fotoğrafı ile birlikte burada olmasın’ deniyor. Burada oturan vatandaşımız Vali Konağı’nı dikizlermiş. Ben buna şiddetle karşı çıktım. Bu ‘Kırklareli halkına hakarettir’ dedim. Bunu kesinlikle kabul etmem söz konusu değildir. Biz buraya bu platformu yapıp onurla ve gururla koyacağız” diye konuştu. AKP’de ‘girdap’ gibi kavga (Fotoğraf: DHA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle