29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada örneğin RTE partinin bir numarası ise iki numara Abdullah Gül’dü. Aylarca bu değerlendirmeye göre davullar çalındı. RTE, Çankaya’ya çıkarsa, eee, doğal olarak iki numara Başbakanlık koltuğuna oturacaktı! Hatta pek çok yoruma göre, RTE’nin, parti içinde güçlü bir isim ve çevresi olan Gül’ün başbakanlığını onaylamaktan başka elinde bir çare yoktu. Başbakan, cumhurbaşkanı seçildi. Gül’e de sen; iki numaralı koltuk ile umutlarını anı defterine yaz, 2015’teki genel seçime dek dokuz ay İstanbul Çamlıca’daki Boğaz’a nazır şahane köşk misali evde istirahat et, dedi. Bir kardeşin diğer kardeşine yapabileceği, tabii kimine göre atacağı kazığın bundan daha âlâsı olamazdı. HHH Tabii Kayserili karı koca Gül’ler, veda resepsiyonunda en azından kırgınlık gösterecek nahoş bir renk vermediler. Çok doğal karşıladılar Çankaya’dan gitmeyi de başbakan olmamayı da... RTE’ye on beş gün sonra bırakacakları Çankaya Köşkü’nü gezdirdiler. Böylece 28 Ağustos’taki devir teslimin ilk bölümü yapılmış oldu. HHH Muhalefet lideri iken diş bilediği, cumhurbaşkanı olursa asla, hani neredeyse kafamı kesseler diyecek ifadelerle Köşk’e çıkmayacağını söyleyen Süleyman Demirel; “devlette küslük olmaz” diyerek ilk fırsatta Köşk’e çıktı. Resepsiyonda izlenen dostluk, kardeşlik, samimiyet gösterileri Demirel’in o sözünü kanıtlıyor. Gidenle gelen yazmaya elim varmıyoriki first laydi el ele, eşleri de düşman çatlatırcasına sürekli neşeli, yan yana poz verdiler. HHH İkinci ders: RTE’ye bir türlü dünya lideri sıfatının layık görülmemesinin ne kadar yanlış olduğunu, dün öyle söyleyenlerin bugün aksine içerikte konuşabileceğini kanıtlıyor. RTE’nin son zamanlarda telefonlarına çıkmayan, kimi toplumsal olaylardaki demokrasinin temel kurallarına aykırı davranışlarını zehir zemberek sözlerle aleyhinde yorumlayan Başkan Obama ve yönetimi, dünkü gazetelerin yalancısıyız, cumhurbaşkanı seçilen başbakanı aramış ve aynı Obama... ... lütfen sinirlerinize egemen olunseçimdeki başarısını kutladıktan sonra... kamuoyumuzda eleştirilen “balkon konuşmasını ‘çok’ beğendiğini, takdirle karşıladığını, RTE’nin cumhurbaşkanlığında Türkiye’yi daha ileri taşımak için tarihi bir fırsat yakaladığını” söylemiş! HHH Ha, tabii bir de bu seçimden ders çıkaramayanlar var. Baş sırada ana muhalefetimiz geliyor. Bir araya gelip hem özeleştiri hem de yapılan hataları irdeleyip ders çıkaracaklarına… bir bölümü genel başkanı görevinden istifaya çağırıyor. Genel başkan da o bir kısım milletvekilini günlerdir topa tutuyor. Genel başkan haklı olarak, seçim sonuçlarına bakarak istifa etmesini ve derhal kurultayı toplamasını isteyenlere, partinin saptadığı aday için bir gün olsun bölgelerinizde çaba göstermediniz. Yeterli imzayı toplayın, kurultayı toplayalım, diyor. Fakat muhalefet yapan “arkadaşların pek çoğunu siyasete ben taşıdım” diyerek muhalefet yapanlara tarizde bulunuyor. Söz ve görüş özgürlüğünü geniş biçimde uygulayan tek parti olmakla övünen, kimilerini siyasete taşıdığı için o kişilerin bugün tersi söylem ve davranışlarda bulunamayacağını ifade eden bir tavır, genel başkana yakışmıyor. HHH Üstelik başka lider adaylarıyla mücadele etmekten mutluluk duyacağını söyleyen genel başkan; genel başkanlık mücadelesinin ancak kurultayda olacağını elbette biliyor ve öyleyse ve de... ...yeniden seçileceğinden kuşku duymuyorsa toplayın imzaları da kurultay yapalım diyeceğine... ....hodri meydan kurultayı ben çağırıyorum demesi gerekmez mi, gerekmiyor mu? HABERLER Selam Tevhid soruşturmasının eski savcısı Adnan Çimen öldürülmek istendiğini öne sürdü Savcıdan suikast iddiası İstanbul Haber Servisi Selam Tevhid terör örgütü soruşturmasının eski savcısı Adnan Çimen kendisine yönelik suikast girişiminde bulunulduğunu öne sürerek suç duyurusunda bulundu. Suikast girişiminin son dönemde yürüttüğü Selam Tevhid soruşturmasıyla ilgili olduğunu düşündüğünü belirten Çimen, bugün İstanbul Valiliği’nden koruma talebinde bulunacağını açıkladı. Selam Tevhid soruşturmasının eski savcısı Adnan Çimen, dün Twitter hesabı üzerinden kendisine suikast girişimi gerçekleştirildiğini yazdı. Çimen açıklamasında, aracında yaşanan sorun üzerine gittiği tamircide, ön lastiğin bijonlarından iki tanesinin söküldüğünü, üç tanesini ise düşmek üzere olduğunun anlaşıldığını belirterek bunun ustalar tarafından bilerek yapıldığının söylendiğini aktardı. Aracına kaza yaptırılması için bu düzeneğin kurulduğunu belirten Çimen, olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Çimen ayrıca, site yönetiminden 23 günlük güvenlik kamerası görüntülerini istediğini ve olayın tanıklarını da savcı uygun olduğunda hazır edeceğini ifade etti. Savcı Çimen, gazetemize yaptığı açıklamada, suikast girişiminin son dönemde yürüttüğü Selam Tevhid soruşturmasıyla ilgili olduğunu düşündüğünü belirterek, “KCKPKK soruşturmalarıyla ilgili olsaydı 2011’de olurdu. İlk defa böyle bir şey oluyor. Olaya ilişkin kamera görüntülerini istedim. Tanıkları da dinleteceğim. İstanbul Valiliği’nden de yarın (bugün) çocuklarım, eşim ve kendim için koruma talebinde bulunacağım” diye konuştu. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Geri dönemeyecekler Vali, daire başkanı gibi üst düzey memurlar ile polis ve jandarmanın iş güvencesini ortadan kaldıran madde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA “Torba tasarıda” yer alan vali, daire başkanları gibi üst düzey personel ile polislerin de aralarında bulunduğu memurların görevden almalara karşı açtıkları davaları kazansalar bile eski görevlerine dönmelerini engelleyen madde TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edildi. Yasanın cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğü girmesi halinde, hükümetin “paralel yapılanma” gerekçesiyle görevden aldığı polislerin de aralarında bulunduğu memurlar açtıkları davaları kazansalar bile eski görevlerine dönemeyecek. TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edilen madde çeşitli kadrolarda bulunan memurların “iş güvencelerini” ortadan kaldıracak. Maddeye göre, daire başkanı ve üstü görevlerdeki personel ile polis ve jandarmanın da aralarında bulunduğu memurlar, görevden alma, atama ve yer değiştirme kararlarına karşı dava açsa da bir sonuç elde edemeyecek. Davaları kazansalar bile bir daha eski görevlerine dönemeyecek. Bu personel davayı kazanırsa, aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanacak. Ayrıca bu işlem hemen de yapılmayacak. Mevcut düzenlemeye göre mahkeme kararı 1 ay içerisinde yerine getiriliyordu. Eğer yerine getirilmezse getirmeyenler hakkında ceza soruşturması yapılıyordu. Oysa Meclis’te kabul edilen maddeye göre, mahkeme kararı 1 ay içerisinde değil 2 yıl sonra yerine getirilebilecek. İki yıl sonra yapılacak bu işlemler de “telafisi güç veya imkânsız zararları doğuran hallerden” sayılmayacak. Ayrıca mahkeme kararlarını yerine getirmeyen amirler hakkında da ceza soruşturması ve kovuşturması da yapılamayacak. Hükümet son dönemde “paralel yapılanma” gerekçesiyle başta polisler olmak üzere kamuda çok sayıda personeli görevden almıştı. Yasanın cumhurbaşkanı tarafından da onaylanması halinde görevden alınan bu personel açtıkları davaları kazansalar bile artık eski görevlerine dönemeyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de, Lorin ve Özgür adlı ikiz bebeklerin annesi Mülkiye Kılınç ile Zeynep bebeğin annesi Arzu Ceylan Oral, haklarında kesinleşen hapis cezası dolayısıyla bebekleriyle cezaevine girmek istemediklerini dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ile HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın yaptıkları basın toplantısına, henüz bir yaşını doldurmayan bebekleriyle birlikte cezaevine girmek zorunda kalan anneler Mülkiye Kılınç ile Arzu Ceylan Oral da küçük bebekleriyle birlikte katıldı. CHP’li Onur, Türkiye genelinde 285 bebeğin çeşitli sebeplerle aileleriyle birlikte cezaevinde bulunduklarını ifade Bebeklere kıymayın etti. Mülkiye Kılınç hakkındaki kararın bir dönem ertelendiğini, şimdi her an polisin gelip kendisini alabileceğini belirten Onur, “Arzu Ceylan Oral da 18 Ağustos’ta bebeğiyle birlikte cezaevine girecek. Zeynep bebek annesiyle birlikte cezaevine girecek. Annesinin suçu basın açıklamasına katılmak. Mülkiye’nin suçu da kitap satmak. Yeni Türkiye’den söz ediliyor. Ben böyle bir yeni Türkiye istemiyorum” diye konuştu. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da 2009 yılından sonra devlet içinde odaklanan paralel yapı olarak tanımlanan güçlerin uydurma delillerle insanları haksız yere cezalandırdığını kaydetti. (Fotoğraf: AA MURAT KAYNAK) İstanbul Haber Servisi 22 Temmuz Operasyonu’nun ikinci dalgasında tutuklanan polis memurları Metin Güneş, Abdülkerim Anaçoğlu ve Serkan Durmaz’ın avukatı Ahmet Arslan, müvekkillerinin dosyadaki durumunun fazla incelenmeden, hayali gerekçelerle tutuklandığını belirtti. Dün nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne itirazda bulunan Arslan, müvekkillerine yüklenen suçlar için istenen alt ceza sınırının tutuklamaya yeterli olmadığını savundu. 3 polis tutukluluğa itiraz etti Maddenin yasalaşmasının ardından hükümet tarafından görevden alınan üst düzey personel ile kolluk güçlerinde görev yapan personelin eski görevine dönüş yolu tamamen kapanacak. Bu arada torba tasarıyı da 28 Ağustos’ta Çankaya Köşkü’ne çıkacak olan Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylama olasılığı da yüksek. O naylanma olasılığı çok yüksek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, “Torba Kanun Tasarısı” nın 4. bölümü kabul edildi. Torba Kanun’un kabul edilen düzenlemelerine göre, bazı kamu alacaklarında “faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı YİÜFE oranları” esas alınarak yeniden hesaplanacak, vergi asıllarının tamamı, cezaların tamamı yeni Somalı ailelere konut den yapılandırma kapsamında tahsil edilecek. Yasak yerlerde tütün mamulleri tüketenlere verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, ilgilisine tebliğ edilmemiş 120 TL’nin altındaki idari para cezaları tahsil edilmeyecek. Soma’da yaşamını yitiren işçilerin ailelerine, hayırsever, gerçek ve tüzel kişilerin bedellerini karşılayacakları konut yaptırılacak. koşar, çırpınır. Bir kesim de seçimde alınacak başarısızlığın ardından seçim sonrasına hazırlanır. Bu gelenek devam ediyor. Seçim sonuçlarını bütün yönleriyle masaya yatırması; artıları, eksileri en ince ayrıntılarına kadar gün ışığına çıkarması gereken parti CHP’dir. CHP, genel anlatımla iktidarın toplumu bölen, kalplerde ve beyinlerde fay hatları oluşturmayı ana seçim stratejisi olarak benimsemiş bir anlayışa karşı bir “uzlaşma adayı” önerdi. Adı üstünde aday CHP’nin salt kendi seçmenini hedefleyerek değil, daha geniş kesimleri de kapsaması beklentisiyle belirlenmişti. Tıpkı 10 Ağustos’un hemen sonrası gibi aday belirlemenin hemen sonrasında yapılan CHP içi tartışmalar ister istemez şu soruyu akla getirdi: Daha kendi aralarında uzlaşamamışlar, topluma nasıl anlatacaklar? Oysa “uzlaşma”, iktidarın “kutuplaşma” siyasetine karşı ortaya konabilecek oyun planlarından biriydi. Elbette tek seçenek değildi, başka stratejik planlamalar da yapılabilirdi. Ancak uzlaşma kültürünün ilerlemesi açısından önemli bir adımdı. HHH Gündemde uzlaşma adayı ne ölçüde başarılı olmuştur sorusundan çok, CHP’nin durumu var. Başta vurguladığımız gibi bunu çok da yadırgamamak gerek. Olağanüstü bir durumda, hemen müdahale edilmesi gereken bir olayda ilk koşul şudur: Zarar verme! Çünkü düzelteyim, iyileştireyim derken bozmak ciddi bir sorundur. İlk yardım eğitimlerinde de ilk öğretilen budur; müdahale ederken zarar verme! CHP’nin daha iyi olması için kendini sorumlu hissedenlerin “zarar verme” ilkesini akılda tutmalarını dileriz. CHP’nin içine ilişkin tartışmalar doğal olarak medyada da zemin buluyor. 10 Ağustos’un sonrasındaki çıkışlar sosyal medyadan yazılıgörüntülü yayın organlarına kadar her yerde karşılık buldu. Bunların önemli bölümü bir “refleks” olarak gündeme gelen isteklerdi. Refleksin sözlük anlamı şudur: “Dıştan gelen bir uyarı sonucu doğan, devinim, salgı gibi iç tepkilere yol açan istenç dışı sinir etkinliği.” AKP faşizmine karşı herkese refleksi değil, aklı öneriyoruz. Türkiye’nin geleceğini CHP’nin geleceği ile bağlantılı gören, sandığa gidengitmeyen sağduyulu kesimlere önceki gün bu sütunlarda bir çağrı yapmıştık. Gelişmelere bir refleksle yaklaşmak yerine çözüme katılabilecek insanların önerilerine açık olduğumuzu vurgulamıştık. Gelen iletilerin yüzlercesini okudum. Aralarında “okumayacaksınız ki” diye başlayanlar da vardı. Bunları da ayrı bir yazı konusu yapmak gerekir ama, hemen vurgulamak istediğim şu ki; tepki yelpazesi çok ama çok genişti. Bu yelpaze ancak güçlü ve inandırıcı bir “hedef yürüyüşü” ile bir araya getirilebilir. HHH CHP merkezli konuların başında şu geliyor: CHP sağa mı açılmalı sola mı? Popülist karşılanmaması dileğiyle bu soruya yanıtımız şu: CHP halka açılmalı. Birinci sorun bu. Türkiye haritasında CHP’nin birinci olduğu illerin görünümü genel bir bilgi veriyor. Aslında bu illerin iç siyasi haritası daha önemli. Zira bu kentlerin de merkezlerinde oy yüksek, kenarlara doğru düşüyor. Halka açılmak sadece genel başkanın ya da genel merkez yönetiminin çabasıyla olmaz. Tüm kadroların bunu benimsemesi gerekli. İşte o zaman CHP sağa mı açılmalı sola mı açılmalı sorusu biter. CHP sağı da solu da kendi merkezine çeker. KP ve HTKP’den iki ayrı internet portalı İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist Partisi, Merkez Komite’de yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle Komünist Parti (KP) ve Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) olarak ikiye bölünmesinin ardından, iki partinin internet portallarının da ayrıldığı belirtildi. KP’nin soL portal ve HTKP’nin ise İleri Haber (ilerihaber.org) ile devam edeceği kaydedildi. Komünist Parti yaptığı açıklamada; “Kamuoyunun yakından tanıdığı soL dergisi haftalık periyotla Ağustos ayında yayınına yeniden başlayacak. soL portal yoluna devam ediyor ve yakın zamanda tasarım ve içeriğiyle gözle görülür bir hamle yapacak. Gelenek dergisinin yeni sayısı kısa süre içinde okuruna ulaşacak” denildi. HTKP de açıklamanın ardından, yeni bir haber sitesi kurduğunu açıkladı. HTKP’den yapılan açıklamada da “Gerçekler Devrimcidir” sloganıyla yola çıkan İleri Haber (ilerihaber.org) sitesinin kuruluş bildirgesinde “Ülkenin ilerici birikiminin sesi olma iddiasıyla okurlarıyla buluşan İleri, eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmek için yola çıktı” ifadeleri kullanıldı. İleri Haber (ilerihaber.org) sitesinin çıkış metninde ise “İleri cumhuriyetçidir. Cumhuriyetin laiklik, modernleşme ve bağımsızlık iddialarını sahiplenir. Gerici saldırılar karşısında söz konusu değerleri savunur” denildi. Suriye sınırında çatışma ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Suriye’den Türkiye’ye kaçakçılık yapmak üzere yaklaşan grubun ikazlara rağmen durmaması üzerine havaya ateş açan askerlere, sınırın karşı tarafından ateşle karşılık verildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, TürkiyeSuriye sınırında Kara Kuvvetleri 1’inci Hudut Alay Komutanlığı İnanlı Hudut Karakolu’na bağlı askerlerin Kilis’te, sınıra doğru 4050 kişilik bir grubun geldiğini tespit ettiği belirtildi. Ayrıca, uyarıların ardından askerlere yapılan otomatik silahlı saldırı sonucunda, yapılan müdahale ile kaçakçıların Suriye’ye kaçtığı belirtildi. Öldüren dayak TÜBİTAK dosyasında CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi Direnişi’nde geçen yıl 2 Haziran’da Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı kişiler tarafından dövüldükten sonra geçirdiği beyin kanaması sonucu 10 Temmuz’da yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz ile ilgili TÜBİTAK raporu sonunda tamamlanarak Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren dosyaya girdi. Raporda, iyileştirilmiş görüntü kayıtları bulunurken olay anını gösteren görüntüler ve olayla ilgisi olduğu görülen kişileri teşhise elverişli fotoğraflar mahkemeye sunuldu. Harman Ekmek Fırını’nın 02.06.2013 tarihli 23.57.49 ve 23.59.06 saatleri arasındaki kamera kayıtlarında Ali İsmail’i öldüren dayağın görüntüleri raporda yer aldı. Raporda ayrıca Ali İsmail Korkmaz’ın darp olayının ardından Beşik Otel ile Tekno Market kamera kayıtlarında görüldüğü ortaya çıktı. Görüntüde Ali İsmail Korkmaz’ın kolunu tutarak yürüdüğü iyileştirilen görüntülerde net olarak görüldü. Bilirkişi raporunda tutuksuz sanık eli sopalı saldırgan Serkan Kavak da olay yerinde eli sopalı görüntüleriyle yer aldı. TÜBİTAK raporunda saat 23.48.27 ile 23.48.58 arasında başka bir eylemcinin iki kişi tarafından sürüklenerek Sanayi Sokak üzerinden Kapalı Pazar yönüne doğru götürüldüğü de ortaya çıktı. Avukatlar netleştirilen görüntüler üzerine mahkemeye yeni bir savunma sunacaklarını, söz konusu polisler ve sopalı saldırganlar hakkında tutuklama talebinde bulunacaklarını söyledi. VAN (Cumhuriyet) Genelkurmay Başkanlığı tarafından Van’da 5 gün önce PKK tarafından fidye için kaçırıldığı açıklanan özel bir hastanede genel cerrahi uzmanı olan Necmi Özdemir, dün ortaya çıktı. Van Adliyesi’nde savcıya ifade veren N.Ö, “Kaçırılma durumu yok. Hastane ortağı değil, doktorum. İkiüç günlük izine ayrıldım. Telefonumun şarjı bitmişti” dedi. Doktorun kardeşinin GSM operatör şirketleri için bölgede 3G kurulumu yaptığı, PKK tarafından tehdit edildiği, doktorun 1 milyon TL fidye için kaçırıldığı iddia edilmişti. ‘Kaçırılmadım izne çıktım’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle