24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA PAZAR YAZILARI 9 D ünyanın yükünü sanatçılar taşır. Güney İsveç Yazarlar Birliği’nin yabancı kökenli üyeleri, bir süredir küresel güçlerin, “İslamı bir terör dini; bu dine inananları da terörist gösterme” planları konusunda kafa yoruyor... İsveç’e politik nedenlerle yerleşmiş, Türkiye, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Arnavutluk ve Bosna kökenli yazarlar, Filistin ve Musul’da meydana gelen olayları da masaya yatırarak gerçek nedenleriyle anlamaya çalışıyor. Üzerinde uzlaşma sağlanan görüşe göre, George Bush’un Irak’ta başlattığı yeni “Haçlı Seferi” farklı görünümlerle ve bütün hızıyla devam ediyor. Müslüman ülkelerine karşı, temelleri Irak savaşından çok önceleri atılmış üstü kapalı bir psikolojik savaş yürütülüyor. Sovyetler Birliği’nin dağıldığı günlerde, İsveç televizyonlarında tuhaf bir reklam yayınlanıyordu: “Komünizm öldü, İslam ise yaşıyor!” Bu sözlerin açık anlamı şuydu: “Komünizm bir tehlike olarak artık ortadan kalktı. Ancak onun kadar büyük başka bir tehlike olan İslam yaşıyor...” İsveç gibi tarafsız, demokratik bir ülkenin, böyle düşüncelerle ne ilgisi olabilir, demeyin; insanın yere bakanından, suyun durgun akanından korkun! “İslamın bir terör dini olduğu” algısının temelleri Taliban ve El Kaide ile atılmıştı. Bu kanlı terör örgütlerinin eylemleri dünyanın çeşitli yerlerindeki masum Müslümanlara fatura edildi. İleride gerçekleniyor; kelleler uçuruluyor, farklı mezhepleştirilecek karşı saldırıları meşrulaştırmak lerden Müslümanların ciğerleri sökülüp yeiçin, “Gördünüz mü, Müslümanlar ne ka niliyordu. Eğer “İslamı bir terör dini oladar da kan akıtıcı!” algısı yaratılrak göstermek” bir küresel projeydı... Böylece, Filistin’deki haklı özse, bu konuda altın vuruşlarını IŞİD MALMÖ gürlük mücadelesi de gözardı edilile yaptılar... Musul’da, insanın kanımiş oldu. Danimarka’da 2005 yılınnı donduran acımasız terör görüntüda patlak veren “Hz. Muhammed lerini izleyen dünya, sadece Filistin’e Karikatürleri” krizine çoğu insan değil, Türkmenlere ve diğer Müsbir anlam verememişti. Bu, kürelüman gruplara yapılan saldırılara sel güçlerce planlanmış, bilinçli bir ALİ HAYDAR da artık kayıtsızdı. Yaratılan bu duprovokasyondu. 30 Eylül 2005 güyarsızlık ortamında saldırı sırası arNERGİS nü, Jylands Posten gazetesinde yatık İsrail’de ve onun arkasındaki küyımlanan Kurt Westergaard’a ait resel güçlerdeydi. Duyarsızlık o den12 karikatürle, Hz. Muhammed “terörist” li yaygın ki, Ortadoğu kökenli Müslümanlaolarak gösteriliyordu. Karikatürlerin birinde, rın yoğun olarak yaşadıkları Malmö kentinde Hz. Muhammed, sarığının içinde bomba taşı dahi kimse kılını kıpırdatmıyor. Bugüne dek yordu. Karikatürlerin, Danimarka’dan sonra, İsrail’in, Filistin’e saldırılarını kınayan bir Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya gösteri dahi düzenlenemedi. İsrail karşıtlığı başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde deyince insanların eli kolu bağlanıyordu sanyayımlanmasından sonra Müslümanlar ayaki... Aralarında “SünniŞii” şeklinde ayrışan ğa kalktı. Araçlar yakıldı, elçilik binaları ate Müslümanlar, Filistin’de dökülen kanı mezşe verildi. Amaçlanan “İslamofobi ve Müs heplerine ve meşreplerine göre değerlendilümanların her yerde şiddete başvurdukrerek tavır alıyor. Türkler seyirci. Kürtler ise ları” algısı pekiştirildi. Müslümanlık artık Rojava’larının derdinde. Müslümanlık adı“şiddet” anlamına geliyordu. Arap Baharı na mangalda kül bırakmayan, Suriyeli, Iraklı ise tam bir yanılsamaydı; “Müslüman ülke Sünni ve Şiiler; Türkler, Kürtler, Arnavutlar, lerinde özgürlük olmaz, bahar gelmez!”in Boşnaklar bayramda da bir araya gelemedidiğer adı. Suriye’ye böyle gelindi... Orada ler, bayram namazlarını ayrı camilerde kılda “İslam” adına vahşet görüntüleri sergidılar. Kimse kimsenin bayramını kutlamadı, Yalnız halk Filistin... İ birbirlerinin yüzüne dahi bakmadılar... 12 Eylül 1980 darbesini izleyen yıllarda Filistin’de kalmış, daha sonra İsveç’e yerleşmiş bizim Sebo’ya, “Bu adamlardan hayır yok. Bari biz bir şeyler yapalım. İsveç partilerini, kitle örgütlerini harekete geçirerek bir gösteri düzenleyelim” dediğimde, yüzüme boş gözlerle baktı: “Ben, Filistin’de Deniz Gezmiş’lerin, Hüseyin İnan’ların saflarında savaştıkları; Bora Gözen, Cafer Topçu, Ali Kiraz, Ahmet Özdemir, Yücel Özbek, Kerim Öztürk, Gürol İlban ve Şükrü Ötkü’nün yolunda öldükleri coşkuyu özlüyorum. Ne oldu bize, ne oldu dünyaya? Neden o coşku, o mücadele ruhu bir daha yakalanamıyor?” Sebo durdu, nefeslendi, iki cümle daha ekledi: “Filistin’de bir önderlik sorunu yaşanıyor. Bir zamanların El Fetih’i, Filistin Halk Kurtuluş Ordusu gücünü yitirdi. Önderliği ele geçiren dinci örgütler, Filistin’deki mücadelenin önünü kesti, onu boğdu sanki...” Sebo ile aramızda geçen bu konuşmayı yazarlar toplantısında da anlattım. Kerli ferli koca adamlar, Türkiyeli devrimcilerin bir zamanlar Filistinlilerin saflarında savaştıklarını, öldüklerini ilk kez duyuyorlardı. Üstelik, anlattıklarımı çok da ilginç buldular... ali.nergis@gmail.com çinde bulunduğumuz yaz, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verişinin yüzüncü yıldönümü. Bu savaş, iki nedenden ötürü, Ukrayna basınında geniş yer buldu. İlki, Ukrayna’nın batısındaki Galiçya o dönemzorlayacak ve İngiltere, Rusya’ya karde Avusturya egemenliğindeydi ve şı, Doğu’ya yayılma politikasını savuRus ve Avusturya ordularında çarpınacaktır. 1898’de II. Abdülhamit’i şan Ukraynalılar, bu savaşta birbirleziyaret eden Wilhelm, “Osmanlı Parini öldürmek zorunda kalmıştı. İkindişahı, dünyadaki 300 milyon Müscisiyse, şimdi bütün dünya, Ukraylümanın halifesidir. Ben de kendina’daki krizin dünya çapında yeni sinin en yakın dostuyum” diyerek bir gerginliğe dönüp dönüşmeyeceen fazla Müslüman nüfusa sahip İngiğini tartışıyor. Malum, Birinci Dünliz, Fransız ve Rus imparatorluklarıya Savaşı, bir suikastla başlamış ve na meydan okur. Sömürgeci devletlebunun sonucunda, birbirlerine salrin kapışmaya başladığı bu dönemde dırmak için bahane arayan devletler Osmanlı, kendisini parçalamak istepeş peşe savaş ilan etmişti. Şimdi de yen İngiltere ve Rusya’ya karşı, yeni Batı’yla Rusya’nın rekabet alanı olan bir müttefik bulmuştur. Abdülhamit’i Ukrayna’nın yeni bir trajediye sebep deviren İttihatçılar da bir süre sonra, olup olmayacağı tartışılıyor. Bu savaş Almanya’yla yakınlaşma yoluna gihakkında yazılıp çizilenleri okuyunder. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinca, bizde bu konu hakkında yazılanla de İttihatçılar son ana kadar, İngiliz, rı hatırladım. Bizim ilkokul kitaplarıFransız ve Ruslarla anlaşmaya çalışır. mızda savaş hakkında, “Almanlar sa Oysa ki, Osmanlı’yı çoktan paylaşvaşta yenildiğinden biz de yenik sa maya karar vermiş olan bu devletler, yıldık” şeklinde, yazarın biOsmanlı’ya hiçbir güle ne dediğini anladığını zanKİEV vence vermez. O nedennetmediğim bir ifade yer alırle, İttihatçılar’ın önemli dı. Daha ileriki yaşlarda okuisimlerinden Cemal Patulan tarih kitaplarındaysa, döşa, savaştan sonraki hanemin İttihat ve Terakki hütıralarında, kendilerini kümetinin, özellikle de Eneleştirenleri şöyle yanıtver Paşa’nın bu savaşa gireDENİZ BERKTAY lar: “Bizi yok etmek isrek Osmanlı’yı yıktığı söyleteyenlere karşı şerefinir. İmparatorluğu İttihatçılar’ın yıktı mizle çarpışarak ölmek veya koyun ğı iddiasına şu yanıtı verebiliriz: “İm gibi ölmek. İşte bu ikisinin farkını paratorluk sapasağlamdı da İttihat göremeyenlere ben hiçbir şey söyçılar mı yıktı.” Doğan Avcıoğlu’nun lemeyeceğim.” Sömürgeci Rus Çarve Şevket Süreyya Aydemir’in araş lığı yıkılıp yerine Türkiye’ye İngiliztırmaları, Osmanlı’nın özellikle de lere karşı yardım eden Lenin’in yöson yüzyıllık dönemde sadece kâğıt netimi gelirken İngiltere de savaşüzerinde bir imparatorluk olduğutan yıpranarak ve dünyadaki öncü konu ortaya koyar. Önceleri Rusya’ya numunu kaybederek çıktı. İngiltekarşı Osmanlı’nın toprak bütünlüğüre, Anadolu’daki milli direnişi Yunü koruma politikası izleyen İngiltenanistan aracılığıyla bastırmaya çare, 187778 OsmanlıRus Savaşı’ndan lışacak, bu da kendisi için daha ağır sonra, özellikle de Gladstone’un baş sonuçlar doğuracaktı. Zira, Yunan bakan oluşuyla, Osmanlı’yı Rusya’yla Ordusu’nun tavrı milli direnişi körükpaylaşma planlarına başlar. Fakat lerken Osmanlı’nın küllerinden doğan bu sırada, Almanya’nın da politikaTürk ulusdevleti, İngilizlere karşı disı değişir. Almanya’nın birliğini sağrenen sömürge halklarına umut verelayan Başbakan Prens Bismarck, cek, böylelikle tarihin seyri değişeOsmanlı’ya mesafeli ve Doğu’ya ilcekti. Kısacası, Ukrayna’daki çalkangisizdir. Onun “Balkanlar’daki bütılar vesilesiyle bu yüzüncü yıldönütün çıkarlarımız, bir tek Pomeranmü anarken Kemalist Türkiye’nin kuyalı askerin kemiklerinden daha de ruluşuna zemin hazırlayan İttihat ve ğerli değildir” sözü meşhurdur. Oysa Terakki’yi de daha soğukkanlı değerki, 1888’de tahta çıkan genç ve ihtilendirelim derim. raslı II. Wilhelm, Bismarck’ı istifaya denizberktay@yahoo.com Birinci Dünya Savaşı ve biz ACI KAYBIMIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle