06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2014 PAZAR 12 Dış Haberler Servisi Mısır’da Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi, Müslüman Kardeşler’e (İhvan) kıskacı daraltıyor. Geçen yılki darbenin ardından İhvan “terörist örgüt” ilan edilirken Mısır yargısı da hareketin siyasi kanadını yasakladı. İddialara göre baskı kampanyası grubun “şiddet içerdiği” iddia edilen kitaplarının yakılmasına kadar vardı. Mısır Yüksek İdari Mahkemesi, dün İhvan’ın 2011’de Hüsnü Mübarek’in devrilmesi sonrası haziranda kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi’ni (HAP) kapatma kararı aldı. HAP’ın liderleri, cinayet ve şiddeti körükleme ve parti bürosunu silah deposu olarak kullanma gibi iddialarla yargılanıyorlardı. Mahkeme, kapatma kararını “siyasi partilerle ilgili yasayı ihlalle” gerekçelendirdi. Devlet haber ajansı MENA iddianameden “Parti ile İhvan aynı şey. Üyeleri şiddet eylemlerine ve ulusa DIŞ HABERLER [email protected] Mısır yargısı İhvan’ın partisini yasakladı. Erdoğan’a övgü düzen kitap ve yayınlar yakılıyor ‘Ulusal güvenliğe tehdit’ Sonunda İhvan’ın siyasi partisi de kapatıldı karşı teröre başvurdular” görüşünü aktardı. Parti’nin mal varlığına da el konuldu. Ferid Tanaghu liderliğindeki yargıçlar heyeti İhvan’ın ulusüstü yapılanmasının “milli birlik, sosyal barış, demokratik sistemi ayaklar altına aldığı ve Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiğini” savundu. Kararda Mursi’nin devrilmesi “darbe” değil “halk devrimi” diye nitelendi. Yargı kaynakları, mahkeme kararının temyize götürülemeyeceğini duyurdular. HAP’ın web sitesinde karar Mursi sonrası siyasi sürece katılım olmadığı için başvurulan bir “intikam” diye nitelendi. AA’ya konuşan HAP’ın avukatı Mahmud Ebu’lAyneyn ise “Bu karar siyasi bir karardır, hukuki değildir” diyerek temyize gideceklerini söyledi. Müslüman Kardeşler “terör örgütü” ilan edilse de HAP’a dokunulmamıştı. Partinin yıl sonundaki seçimleri katılması teorik olarak mümkün olsa da yargı nisanda üyelerini yerel ve ulusal seçimlerden men etme kararı almıştı. ‘Aşağılık Kadın!’ Önce “edepsiz” dedi. Yetmedi. Amberin Zaman’a kükrerken, “aşağılık kadın” diyerek hakaret dozunu artırdı… Öncelikle “kadın” ifadesine takıldım… Başbakan’ın “raconunda”, malum “kadın” sözcüğü “küfür” babında telaffuz ediliyor. Dişi cins için “nötr” olsun diye misal.. “bayan yanı” diyorlar. Şefkat, dayanışma, yandaşlık bağlarını vurgulamak istediklerinde “bacım”/“değerli başörtülü kardeşime” bağlanıyorlar… “Kadın” sözcüğünü yalnız “aşağılık kadın”, “marjinal kadınlar”, “kadın mıdır/kız mıdır” söylemine başvurduklarında hatırlıyorlar. Şimdi artık cumhurbaşkanlığına talip olan AKP liderinin zihin haritasındaki “kadın” sözcüğü demek ki damardan küfür… Bu sebeple Amberin Zaman’a yapılan, tüm “kadınları” rencide edici saldırıya sadece gazeteciler değil, kadın örgütleri de “kadına ayrımcılık” kontenjanından tavır almalı… Tek tük tepki ötesinde ne yazık ki yükselen fazla ses yok. Ya insanlar yoruldu… Ya da heyhat! durumu kanıksadılar… “Erdoğan işte bu!” diyerek belki düşünüyor olmalılar; “Önce de yapmadı mı? Kimin üzerine çarpı koysa, kürsüden çıkıp ‘O da kim oluyor? Haddini bilsin!’ diyerek kitlelere yuhalatıyor. Sanatçısından, en son Merkel örneğine dek.. başbakanları bile taraftar kalabalıklara böyle yuhalatmadı mı?” ‘ Kızıldeniz’den Samia Mehrez isimli yetkili, yerel ve güvenlik yetkililerinin Hurghada kasabasındaki halk kütüphanesindeki İhvan kitaplarını yaktıklarını öne sürdü. Bir güvenlik kaynağı yok edilen materyalin bomba yapımının yanı sıra hareketin kurucusu Hasan el Benna’yı peygamberle kıyaslayan yahut Başbakanı Tayyip Erdoğan’a övgü düzen yayınlar olduğunu aktardı. Benna’ya peygamber benzetmesi’ Pakistan’da karıştı: 7 ölü Dış Haberler Servisi Pakistan’da Başbakan Navaz Şerif karşıtı popülist siyasetçi ve din adamı Tahirül Kadri’nin Pakistan Halk Hareketi’nin Lahor’daki gösterisi kana bulandı. Göstericilerin parti merkezinin bulunduğu Lahor’a girmesine polis engel olunca çıkan çatışmalarda polise göre en az 2, göstericilere göre 7 kişi hayatını yitirdi, düzinelerce polis yaralandı. Göstericiler 1000’den fazla kişide kurşun yarası olduğunu iddia ediyor. Lahor yakınlarındaki Faysalabad ile güneydeki Multan şehrinde de çatışmalar yaşandı. Kanada’da yaşayan ve haziranda ülkesine dönen ılımlı bir dini ve siyasi lider olan Kadri, yolsuzlukla suçladığı Şerif hükümetine karşı “barışçı devrim” çağrısı yapıyor. Savaşın 2’inci ayında ateşkes sağlanamayan Gazze’de yine silahlar konuşuyor. Hamas, ‘Sonuna kadar direniş’ diyor Dış Haberler Servisi İsrail ile Filistinliler arasında Gazze’de ilan edilen 72 saatlik ateşkes işe yaramazken savaş adeta zembereğinden boşaldı. Dün taraflar karşılıklı misillemelerle roket ve füze atışlarını sürdürürken yine sivil ölüm haberleri geliyor. Filistinli yetkililer dün El Maghazi mülteci kampında bir motosikleti hedef alan saldırıda 2, Nuseyrat mülteci kampındaki El Kassam Camii’nde 3 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdular. AA’nın haberine göre, Gazze’nin EzZeytun Mahallesi’nde bulunan Hasan el Benna Camii saldırılar sonucu tamamen yıkılırken, caminin çevresindeki evlerde büyük hasar meydana geldi. Nuseyrat mülteci kampındaki eşŞüheda ve ElKassam camilerinin de vurulduğu ve camilerin büyük hasar gördüğü de gelen haberler arasında. AA, İsrail savaş uçaklarının Gazze, Han Yunus ve Refah kentlerinde bazı evleri hedef alarak düzenlediği saldırılarda, 6 evin tamamen yıkıldığını da bildirdi. Gazze’de savaş tam gaz ‘Kendini kaybetmiş, kin kusuyor!’ Başbakan’ın, klasik miting ritüeline dönüşen bu çok çirkin ve tehlikeli furya, yanlış hatırlamıyorsam.. tasdik etmediği görüşleri nedeniyle ilk Nuray Mert’i hedef aldığında boyvermişti: Anadolu’nun orta yerinde… Konya’da kitleler önünde konuşurken Başbakan; “Bir bayan gazeteci köşe yazıları yazıyor, zaman zaman televizyonlarda da yorumlar yapıyor” diyerek eklemişti: “Son yıllarda kendini kaybetmiş bir şekilde AK Parti’ye karşı kin kusuyor. Ben medya vasıtasıyla bunun iyi değerlendirilmesini istiyorum… Güya biz duble yolları Dersim’de olduğu gibi kolay harekât yapılsın diye inşa ediyormuşuz. Bu mertlik değil, namertliktir. Böyle bir izansızlık, densizlik olur mu? Yol medeniyettir!” RTE bunları ne zaman söylüyor? 2010 sonbaharında “Yetmez ama Evet”çilerin oyunu cebe indirdikten tam 9 ay sonra, 2011 yazında! Toplu lince davetiye çıkardığı Mert, linç kurbanlarının sonuncusu Zaman gibi vaktiyle “Yetmez ama Evet” dememiş. Ama ne ki Başbakan, “Yetmez ama evet”çiler sayesinde iktidarını geri dönüşü olmayan biçimde artık konsolide etmeye ve önüne gelene ortadan meydan okumaya başlamış. Ancak henüz bugünkü denli “gözünü karartmamış” ve “pervasızlaşmamış”… Misal “kadın” demiyor da, kendi skalasında önemli anlam farkı içeren “bayan gazeteci” tabirini kullanıyor… “Edepsiz”, “aşağılık” demiyor da; “izansız”, “densiz”le yetiniyor… O gün bugün RTE artık, bu işin tadını çıkartarak çıtayı yükseltiyor... Hatırlarsanız Gezi’de BBC muhabiri Selin Girit’i, Soma’da aynı yayın kuruluşundan Rengin Arslan’ı bu defa “dış mihrak” suçlamasıyla harcamıştı. Bu saldırılara, şimdiye dek çoktan verilmesi gereken tepkiler verilmezse; Türkiye, sözünü sakınmayan kadın gazetecilerin artık görev yapamayacağı, yalnız ortama uyum gösteren “başörtülü bayanların” medyada yer bulabildiği bir ülke haline gelecektir. Bu nedenle, yalnız mesleki dayanışma beklenen “gazetecileri” değil; konu “kadın örgütlerini” de yakından ilgilendiriyor... “Cinsiyetçilik” ve bir “kadın gazeteciyi toplumda açık biçimde aşağılamanın” ötesinde olayın tabii kadınerkek tanımayan “gözdağı” boyutu var. Öyle ki artık yalnız Türk gazeteciler değil, yabancı gazeteciler dahi bu linç ve “gözdağı” ritüelinden; arslanlara atılan gladyatörler misali sıklıkla payını alıyor. Yaz başında Soma için yazdıklarından dolayı Spiegel’den Hasnain Kazim ile Taksim’de Gezi yıldönümünde polis tarafından canlı yayında tutuklanan CNN muhabiri Ian Watson hatırlarsınız, “yandım Allah” diye can havliyle ülkeden ayrılmak zorunda kalmışlardı. Son Amberin Zaman olayında olduğu gibi bu gazeteciler de zira “hedefe dönüştürüldükleri” için AKP trollerinden ağız dolusu küfür, tehdit, hakaret yemiş; can güvenliklerini güvenceye almak için en azından bir süreliğine Türkiye’yi terk etmek mecburiyetinde kalmışlardı. Dünyada “en çok gazeteci hapseden ülke” olmakla nam salan Türkiye’de bu “pervasız gözdağı kültürünün” alıp yürümesi, düpedüz faşizm alameti. Faşizmin yükseldiği ’20’lerde Mussolini de böyle yapıyordu. Uluorta linç ve gözdağından “vazife çıkartarak” ona buna dayak atan ve cinayet işleyen “sokak çeteleri” çıktı önce ortaya… Ardından gizli polis devreye girdi… Yayın organları o kertede susmuş, parlamento işlevini yitirmişti. Amberin Zaman’a “geçmiş olsun” derken, o raddeye gelmememize ramak kaldığını anımsatmak istiyorum. Putin’den Karabağ zirvesi Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10 gündür Dağlık Karabağ yüzünden yaşanan çatışmalara deva olmaya çalışıyor. İki ülkenin liderleriyle Moskova’da dün ayrı ayrı görüşen Putin, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki cephe hattındaki ateşkesin bozulmasıyla ortaya çıkan yeni gerginliğin dindirilmesini istedi. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Putin’in iki liderle ortak toplantı yapmasının da olasılık dahilinde olduğunu belirtti. Azerbaycan ile Ermenistan arasında son 10 günde yaşanan çatışmalarda 13’ü Azeri toplam 19 askerin hayatını yitirdiği belirtiliyor. İsrail ordusunun açıklamasında ise önceki geceden beri Gazze’deki 33 hedefe saldırı düzenlendiği, Filistinli direniş gruplarının da Gazze’den 67 füze attığı belirtildi. Açıklamada, ülkenin güneyindeki Şaar HaNegev bölgesine bir roket düştüğü, olayda ölen ya da yaralanan olmadığı kaydedildi. İsrail uçakları dün Nuseyra kampındaki El Kassam camisini İsrail hükümeti, Kahire’de vurdu. Güney Afrika’nın Cape Town kentindeki Mandela yürütülen ateşkes görüşmele merkezinde ise Filistin’e destek gösterisi yapıldı. (AP) rine “ateş altında” devam etmelerinin mümkün olmadığını duyurmuş sü Fevzi Barhum ise dün İsrail’e talepleri tu. İsrail, Hamas’ın ateşkes şartlarını ka konusunda taviz vermelerinin söz konusu bul etmek için kendi güvenliğinin garan olmadığını söyleyerek “Geri adım atmati edilmesini ve Gazze’nin tümüyle silah yacağız, direniş sürecek” diye konuştu. İsrail’in 7 Temmuz’da başlayan saldırılardan arındırılmasını istiyor. Filistin tarafı, Gazze’ye 8 yıldır uygulanan ambargo larında aralarında çocuk, kadın ve yaşlılanun kaldırılmasını, bir liman ve havaalanı rın bulunduğu 1904 kişi hayatını kaybetti, açılmasını ve 125 Filistinli esirin serbest 9 bin 852 kişi yaralandı. İsrail ise hemen bırakılmasını talep ediyor. Hamas Sözcü tamamı asker olmak üzere 67 kayıp verdi. Gazze’den 67 füze Ankara’nın çaresi doktor yollamak İKLİM ÖNGEL nDış Haberler Servisi ABD ve AB, Ukrayna krizi nedeniyle Rusya’ya yaptırım kıskacını daraltsa da enerji işbirliği etkilenmiyor. Amerikan petrol devi ExxonMobil, Rusya’nın enerji zengini Kuzey Kutbu bölgesinde deniz tabanında sondajlara başladı. Bölgede 100 milyar varil petrol bulunuyor. ExxonMobil’in ortağı ise Batı yaptırımlarının hedefi olan Rosneft şirketi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rosneft’in CEO’su İgor Seçin ve ExxonMobil’in Rusya yöneticisi Glenn Waller ile videokonferansla görüştü, girişimi sorunlu siyasi koşullara rağmen “işbirliği modeli” olarak sundu. Putin, ortak projelerden iki ülke ekonomilerinin de fayda göreceğini belirtti. Rusya geçen hafta Batı yaptırımlarına misilleme olarak gıda ürünlerinde ithalat yasağı getirmişti. Rus Kutbu’na Exxon sondajı Nagazaki’de 69’uncu yıldönümü (REUTERS) Dış Haberler Servisi ABD’nin Japonya’nın Nagazaki kentine atom bombası atmasının 69’uncu yıldönümü törenlerle anıldı. Nagazaki’nin savaş karşıtı Belediye Başkanı Tomihisa Taue, törende yaptığı konuşmada, hükümeti ordunun rolünü genişletme planı konusunda uyardı. aponların savaştan kaçınma ilkesine ters’ Başbakan Şinzo Abe, ABD’nin Tokyo Büyükelçisi Caroline Kennedy ve kurbanların yakınlarının katıldığı törende, bombardımanda ölenler için saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra söz alan Belediye Başkanı Taue, İkinci Dünya Savaşı sonrası gerçek anlamda ordu kurması yasaklanan Japonya’nın anayasasını değiştirmeye soyunulmasını eleştirdi. Taue, kabine ‘J de onaylanan değişikliklerin Japonların savaştan kaçınma ilkesine ters olduğunu ve büyük endişe yarattığını vurguladı. 1947’de ABD nezaretinde yazılan anayasadaki 9. madde “Japon halkının savaşı ve uluslararası ihtilafların çözümünde güç kullanımını tümden reddettiğini” belirtiyor. Parlamentoda çoğunluğa sahip Şinzo Abe hükümeti bu maddeyi, “Japon devletinin varlığına tehdit algılaması, insan hayatı ve özgürlükler açısından açık tehlike olması ve başka hiçbir alternatifin bulunmaması” gibi muğlak ifadelerle değiştirme planını devreye soktu. ABD’nin ilk bombayı attığı Hiroşima’dan 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye attığı atom bombası 70 bin kişinin ölümüne yol açmıştı. Japonya’nın 6 gün sonra teslim olması savaşın sonunu getirmişti. ANKARA Gazze’deki ağır yaralıları hava koridoruyla Türkiye’ye taşımayı planlayan hükümet İsrail’den olumlu yanıt alamayınca, Gazze’ye götürülecek sağlık yardımı konusunda ikinci seçenek üzerinde çalışmaya başladı. Buna göre bölgeye sahra hastanesi kurulacak ve tecrübeli Türk doktorları Gazze’ye gidecek. Gazze için kapsamlı projeleri olan Sağlık Bakanlığı’nın Irak’taki Türkmenlerle ilgili somut bir adım hazırlamaması dikkat çekti. Gazze’ye kara harekâtının başladığı hafta, yalnızca gönüllü sivil toplum kuruluşlarını destekleyebileceklerini açıklayan Sağlık Bakanlığı, ağır kayıplar üzerine somut planlamalar yapmaya başladı. Dışişleri Bakanlığı ile görüşen bakanlık, ateşkesin sağlanması halinde iki aşamalı bir sağlık hizmeti planı hazırlamıştı. Buna göre ağır yaralıların Gazze’den Türkiye’ye getirilmesi öncelikli plan olarak düşünülmüştü. Ancak hem İsrail buna izin vermedi hem de ateşkes sağlanamadı. Sağlık Bakanlığı bunun üzerine ikinci adımı atıyor. Bölgede bir sahra hastanesinin kurulması ve tecrübeli Türk doktorlarının bölgeye gönderilmesi gündeme geldi. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, daha önce “Gazze’ye gönüllü doktor gönderilmesi söz konusu olabilir mi” sorusu üzerine sivil toplum örgütlerinin bölgeye gitmesi için hekimlere çağrı yapmıştı. Müezzinoğlu, “Yeryüzü Doktorları bu anlamda güçlü bir kampanya yapabilirler ve biz de onlara gönül desteğini veririz” demişti. Faşizm böyle yükselir ‘Türkmenler yardım çığlığı atıyor’ Öte yandan Gazze için gelişmelere bağlı olarak seçenekli planlamalar yapan Sağlık Bakanlığı’nın Irak’taki Türkmenler için benzeri bir planlamaya girişmemesi dikkat çekiyor. Kızılay, AFAD ve TİKA’yı işaret eden ve “Dünya Sağlık Örgütü’nün aşılama çalışmalarına destek veriyoruz. Sınır ötesi aşılama yapmamız mümkün değil” açıklaması yapan bakanlığın, Türkiye’ye çok yakın bir coğrafyada evlerinden olan, açlık ve susuzlukla mücadele eden Türkmenlerle ilgili hâlâ somut bir çalışması bulunmuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle