07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını etkileyebilecek oranda partiler arasında seçmen kayışı var Ufukta fire gözüküyor HP’de Erdoğan sevdalıları Her iki araştırma da MHP’den ilk turda Erdoğan’a oy gideceğine işaret ediyor. Metropoll’e göre MHP seçmeninin yüzde 9.5’i (LRC’ye göre yüzde 14’ü) daha ilk turda Erdoğan’a oy verme eğiliminde. Adayına en fazla sahip çıkan partiler AKP ve HDP. AKP seçmeninin yüzde 89’u partinin adayına sahip çıkarken her yüz kişiden 11’i (toplam seçmenin yüzde 5’i) Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına ‘evet’ demiyor. AKP seçmeninin yüzde 3 (Metropoll) ile 6.9 (LRC) arasında bir kesimi CHPMHP adayı İhsanoğlu’na oy verme düşüncesi taşıyor. Anketlerde çıkan bir başka ortak bulgu, İhsanoğlu’nun adaylığının SP ve BBP tabanlarını bölmüş olduğu. SP tabanının yarısı, BBP tabanının da yarıdan fazlası Erdoğan’a oy vermeme düşüncesinde. M IŞİD’E KATILANLARA TEPKİ Resmileşen üç cumhurbaşkanı adayının haziran sonu itibarıyla durumlarını ortaya koyan iki araştırmanın sonuçları var elimizde. Biri Metropoll şirketinin. Diğeri Leadership Research Center (LRC) isimli sektöre yeni giren bir şirketin. Adayların oy oranları konusunda birbirinden farklı sonuçlar çıkarsalar da her iki araştırmanın çok önemli bazı ortak bulguları var. Arınç: Büyük bir sapkınlık İstanbul Haber Servisi Başba kan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir iftar programında IŞİD’in Türkiye’de taban bulmasına başlarda inanmadıklarını belirterek “Maalesef bu örgütlerin içerisinde Türkiye’den bir şekilde giden, katılan, bir kısmı ölmüş yeni haberleri geliyor, bir kısmı hâlâ kafa kesmek için sırada bekleyenler var. Bunlar nasıl Müslümanlık Allah aşkına, bunlar ne kadar büyük bir sapkınlık” dedi. Arınç, kuruculuğunu Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın babası Ali Rıza Demircan’ın yaptığı Araştırma, Dayanışma ve Eğitim Vakfı’nın (ARDEV) açılışı ve iftar programına katıldı. İftara Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da katıldı. Genç kızların sosyal medya üzerinden ilişki kurup savaşmaya gittiğini anlatan Arınç şunları söyledi: “Sosyal medya aracılığıyla gepegenç taptaze kızlarımız ilişki kuruyorlar. Sonra bir şekilde öbür tarafa geçiyor, onlarla birlikte bu cinayeti işliyorlar. Bir kısmı burada yetiştiriliyor. Belki adlarında vakıf olan, adları dernek olan, adları herhangi bir faaliyette İslami ıstılah içerisine saklanmış, birtakım çalışmalarla yetiştiriliyor. Bir kızımız bir şekilde sosyal medyada ‘chat’leştiği bir insanın peşinden ölüme doğru nasıl gidebilir.” ‘Erdoğan’ın istifa gerekçesi yok’ Haber Merkezi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında ortaya çıkanları anımsatarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) dönmesi çağrısını yanıtlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Erdoğan’ın istifasını gerektirecek “siyasi, ahlaki ve yasal hiçbir gerekçe” olmadığını ileri sürdü. Çelik, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, “Sanki Hitler’in ruhu Başbakan’a nüfuz etmiş” sözlerini anımsatarak şunları söyledi: “Bizim bildiğimiz, Hitler’in meşhur kitabının yıllarca Sayın Bahçeli ve onun gibilerinin başucundan hiç eksik olmadığıdır.” AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de Sinop’tan Bahçeli’nin çağrısını, “tek adayla seçime girme kafası” olarak niteledi. Şahin, “Bahçeli’ye soruyorum, Yüksek Seçim Kurulu’na diyorsunuz ki ‘Erdoğan’ın adaylığına engel olun, Selahattin Demirtaş’ın adaylığına engel olun.’ Sayın Bahçeli tek adayla mı gireceksiniz seçime? 1960’lı yıllarda darbeden sonra bunlar oldu. Siz hâlâ o kafada mısınız?” dedi. Cumhurun Neyse Başkanın O(mu?)dur… Doğrusu, “Cumhurun neyse başkanın odur” olmalıydı. “Her toplum layık olduğu biçimde yönetilir” sözü ünlü Disrael’e mal edilir. Tarih pek çok dönemde, pek çok coğrafyada bu sözün doğru olduğunu göstermiştir. Ama her zaman öyle olmaz. Kimi zaman olagandışı bir lider çıkar, toplumunun hak ettiğinden çok daha iyi bir yönetimi gerçekleştirir. Mustafa Kemal’in liderliği böyle bir örnektir. Ama o koşullar da, mucizevi bir Kurtuluş Savaşı, yoktan var olma denecek bir ayağa kalkış, sonrasında geleceğin yeni bir ufuk olarak çizilmesidir. Atatürk, ülkenin geleceğini gençlere emanet ederek eski alışkanlıkların, yaptığı devrimleri duraksatmasını, engellemesini aşmayı amaçlamıştır. Türkiye, o gençlerin gençlerini, onların da gençlerini yaşayan bir dönemindedir. 1930’un çocukları yaşlandı. 1950’nin çocukları emekli oldu. 1970’in çocukları 44 yaşına girdi. 1990 doğumlular 24 yaşına girdi. Daha gençler, 1718 yaşındalar. Bu yıl LYS’ye (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) girdiler. 1 milyon 423 bin 127 aday bu sınava girdi. Ne sonuç aldılar? Şimdi bu sonuçları görelim: 725 bin aday, seçtikleri geometri sınavında 30 sorudan 5.47’sine doğru yanıt verebildi. Fizikte 30 sorudan 5.28 doğru yanıt, Tarihte 44 sorudan 12.78 doğru yanıt, İngilizce 80 sorudan 21.48 doğru yanıt. Bu sonuçlar, bir önceki sınavda seçilmiş öğrencilerin durumunu gösteriyor. Liseyi bitirmiş öğrencilerimizin durumu hiç de iyi değil. Matematiksel düşünme, matematik kurallarının ezberlenmesi değildir. Bu “rasyonel düşünce” demektir ki, akılla düşünmek, nedensonuç ilişkisi kurabilmek, safsatalara kapılmamak, “özgür akıl, özgür irade” ile yaşamını biçimlendirmek demektir. Bunu yapabilmek de matematiksel düşünme, fen bilgisiyle akıl yürütme, tarih bilinci ile dünyayı kavrama, coğrafya ile de olan biteni anlama yetisi gerektirir. Böyle yetişenler kendilerine söylenenleri ölçebilir, kimlerin söylediğini kavrayabilir, duygularını yönetebilir, kendi geleceklerini de biçimlendirirler. Böyle yetişenler erişkin oldukları zaman da gerek kişisel, gerekse genel seçimlerini “özgür akıl, özgür irade” ile yapabilirler. Böyle olmadığı zaman, ülkenin çocukları kolay yolları seçer, hep sırtlarını dayayacakları destekler arar, genç olduklarında çaba harcamak yerine önüne çıkanlarla yetinir, seçimlerini de güvenmek istedikleri kişilerin yönlendirmelerine bırakırlar. Böylece “emanete verilmiş akıllar ile ipotek altındaki iradeler” topluma egemen olur, kararları da onlar verdiği için, “her toplum layık olduğu yönetime kavuşur”. Durum böyle olunca buna teslim olmak mı gerekir? HHH Hiç de öyle değildir. Eğer Alman toplumu içindeki özgür akıllı, özgür iradeli kişiler daha başta gerçekleri gördükleri zaman, Münih Birahanesi toplantısında Hitler’i gördükleri zaman harekete geçselerdi III: Reich Almanya’ya egemen olamazdı. Savaş sonrasında her türlü çileye mahkum olan Almanlar bu gerçeği utanarak kabul etmişlerdir. Rönesans’ı başlatan ülke olarak İtalya, kendi gelişme ilkelerine sahip çıksaydı, Mussolini faşizmi bu ülkede egemen olamazdı.. O yılları İtalyanlar utanarak unutmak istemekteler. Şimdi Türkiye seçimlerin kavşağındadır. Önce, Cumhurbaşkanlığı seçimi.Arkadan da genel seçimler yapılacaktır. Türkiye, ülkeyi Ortadoğu bataklığına sürükleme eğiliminde olan, o kaosa silah gönderen, mezhep ayrımcılığı yapan, kendi yanlışlarını pervasızca çıkardıkları yasaların arkasına saklayan bir kadroyu yeniden başına geçirecek midir? Yoksa, geçmişte yaşananları doğru okuyup, artık “gene aldandık” demek yerine, aldanmamayı seçip, sağduyu sahibi olarak kendi geleceğini kendi ellerine alacak mıdır? Önümüzdeki sınav budur. Bu seçimlerin kararı ülkenin gelecek onyıllarını belirleyecektir. Herkes, kendini bu seçimlerde görevli saymalıdır. Sorumluluk, bütün geleceğin sorumluluğudur. ÖNEMLİ NOT: Başbakan Erdoğanı seçmek, tek adama bağlı Başkanlık sistemine “evet” demektir. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu seçmek, bilim tarihini bilen, uygarlığı kavramış, olgun bir kişiliğe yetki vermektir. Kararımızı buna göre verelim… Sürpriz destek eçmenin üçte ikisi tanımıyor CHPMHP ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanınırlık oranı düşük. Bir araştırmaya göre yüz kişiden 32’si (Metropoll), bir diğerine göre ise 24’ü tanıyor (LRC). Ancak iki araştırma da ‘Tanınırlığı arttıkça seçmenin İhsanoğlu’na yönelme eğiliminin’ altını çiziyor. ‘Tanımıyoruz’ diyenlerin yüzde 62’si Başbakan Tayyip Erdoğan’ı tercih ederken(LRC), ‘Tanıyorum’ diyenlerin yüzde 50’si tereddütsüz İhsanoğlu diyor. Araştırmalarda tahmin edildiği gibi CHP’de ortak adaya tepki var. Ancak sürpriz bir biçimde MHP tabanında da ciddi ‘fire’ çıkacağı gözüküyor. CHP tabanının yüzde 73’ü İhsanoğlu’nu benimserken bu oran MHP’de yüzde 66’da kalıyor. CHP’lilerin yüzde 14’ü, MHP’lilerin ise yüzde 15.5’i temmuz başı itibarıyla ortak adaya oy vermeme niyetinde (Metropoll). CHP ve MHP’nin bugün itibarıyla ortak adaya ‘tepkili’ olan kesimi, tüm seçmenlerin yüzde 5.5 – 6 gibi oldukça hayati öneme sahip bir kesimine denk düşüyor. S Saadet tabanı bölündü BAŞBAKAN ERDOĞAN CANİK VE ERZURUM’DA KONUŞTU Miting alanında silahlı şüpheli Erdoğan’ın Canik konuşması öncesinde milletvekillerinin arasına giren ve üzerinde silah bulunan bir kişi korumalar tarafından apar topar uzaklaştırılarak gözaltına alındı. Konuşma öncesinde polisler ve vatandaş arasında da tartışma yaşandı. Meydanı boşaltmak isteyen polis, vatandaşların tepkisiyle karşılaştı. Tepki gösteren vatandaşları görevliler meydandan dışarı çıkardı. HP ve MHP liderlerine iki görev Tüm bu veriler ne anlama geliyor? Şirketlerin yöneticileri, haziran ayı sonu itibarıyla yaptıkları bu çalışmadan çıkardıkları sonuçları şöyle sıralıyor: İhsanoğlu’nun halk arasındaki ‘bilinirliği’ artmaz ve CHP ile MHP’nin ‘tepkili’ seçmenleri ikna edilemezse Erdoğan’ın birinci turda seçilme ihtimali güçlü bir olasılık olarak gündemde. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’ye önemli bir görev düşüyor: Kalan 30 gün içinde hem İhsanoğlu’nu halka tanıtmak, hem de partilerinin seçmen tabanındaki fireyi ortadan kaldırmak zorundalar. Ancak bu koşullar yerine gelirse seçim ikinci tura kalabilecek. C CHP ve MHP’de fire var İhsanoğlu’nu ilk kez eleştirdi CEMİL CİĞERİM Fotoğraf: DHA Bugün seçim olsa Metropoll’ün kamuoyu yoklamasına göre, 30 Haziran günü seçim olsa üç adayın oy yüzdeleri şöyle çıkıyor: Erdoğan: 42; İhsanoğlu: 33; Demirtaş: 6.7; Hiçbiri: 12; Cevapsız: 6 Ankete katılanlara ikinci turda nasıl davranacakları sorulduğunda, ‘Erdoğan’a oy veririm’ diyenlerin oranı yüzde 41’e düşerken İhsanoğlu’na vereceklerin oranı ise yüzde 35’e yükseliyor. LRC’nin anket sonuçları ise şöyle: Erdoğan: 47.9; İhsanoğlu: 43.4; Demirtaş: 4.9; Hiçbiri: 3.8 30 Mart seçim sonuçlarında tüm anket şirketlerinin üzerinde mutabık olduğu bir tespit vardı: Kadın seçmenler Erdoğan’ı tercih ediyor. LRC’nin son cumhurbaşkanlığı anketinde de İhsanoğlu’nun kadın seçmenden oy alma konusunda ciddi sıkıntısı olduğu gözleniyor. Kadınların yüzde 49.6’sı Erdoğan’ı tercih ederken, yüzde 40.6’sı İhsanoğlu’na yöneliyor. Bu tespit İhsanoğlu’nun kampanyasının bundan sonraki hamlelerini etkileyebilir. Kadın seçmenin tercihi SAMSUN Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasının ardından seçim çalışmasını Samsun’dan başlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “kefen giyerek” yola çıktıklarını belirtti. Erdoğan dün Canik’te Belediye hizmet binası ve Adnan Menderes Demokrasi Meydanı’nın açılış töreninde konuştu. Geçmişte Samsunlu Ali Fuat Başgil’e yapılanların, nasıl engellendiğinin bilindiğini anlatan Erdoğan, Başgil’in masasına silah konularak adaylıktan çekilmesinin istendiğini, “Aday olamazsın, şu anda mezar yerin hazır” denildiğini aktardı. Başgil’in senatörlükten de adaylıktan da çekildiğini anımsatan Erdoğan, “Şu anda böyle bir şey olabilir mi? Kusura bakmasınlar, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. 12 yıldır birçok şeylere tevessül ettiler, birçok şeyler yapmak istediler. Ama biz söke söke hakkımızı aldık ve Sayın Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirdik. Bütün mesele inanmaktır, bütün mesele azmetmektir. Azmin önün de, inanmanın önünde hiçbir şey dayanmaz” dedi. Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Mücadelesi’ni Samsun’dan başlattığını, ilk adımı buradan attığını hatırlatan Erdoğan, kendisinin de şimdi ilk adımı Samsun’dan attığını söyledi. Tekkeköy’de AKP’lilere hitap eden Erdoğan, “Bazıları şunu söylüyor: ‘Başbakanım ne olur bizi bırakma.’ Böyle bir şey yok, nereden çıktı bu. Bizler Cumhurbaşkanlığı makamını, ‘oturalım dinlenelim, uluslararası toplantılara katılalım’ gibi bir makam olarak görmüyoruz” diye konuştu. Erdoğan Erzurum’da yaptığı konuşmada ise çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na yüklendi. Erdoğan, İhsanoğlu’nun “Yollarla ilgilenecek misiniz” sorusuna verdiği “Ben cumhurbaşkanıyım benim yollarla ne işim var” sözüne atıfta bulunarak eleştiride bulundu. Erdoğan, “Allah Allah. Cumhurbaşkanının yolla, metroyla, tünellerle işi olmaz mı? Bunlar monşer. Monşerlerin bu tür şeylerle işi olmaz. Biz hizmetkârız. Bizim yollarla işimiz olacak” dedi. l Hükümet vakfın başına kendi belirlediği ismi getirmek istiyor TSKGV ısrarı BARKIN ŞIK AKP iktidarının ANKARA Türk savunma sanayiinin lokomotif şirketleri Aselsan, Roketsan, TAI ve HAVELSAN’ın sahibi Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın (TSKGV) başına yapılacak atama konusunda hükümet ile TSK arasında aylardır uzlaşmaya varılamadığı öğrenildi. TSK, vakfın başına emekli bir korgeneral atamak isterken, AKP hükümeti kendi belirleyeceği “sivil” bir ismin kurumun başına gelmesini istiyor. Vakıf yönetimi bu yüzden vekâleten emekli Tümgeneral Fikri Gönültaş tarafından yönetiliyor. TSKGV’nin ticari varlıkları milyar dolarları buluyor. TSKGV, Milli Savunma Bakanı, Genel Kurmay İkinci Başkanı, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Savunma Sanayii Müsteşarı’ndan oluşan mütevelli heyeti tarafından yönetiliyor. Mütevelli heyetindeki isimlerin ikisi sivil, diğer ikisi ise asker isimlerden oluşuyor. Vakfın genel müdürü de yine bu mütevelli heyeti tarafından atanıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin katkılarıyla yayınlanmaktadır. TSKGV’nin son genel müdürü olan emekli Korgeneral Hayrettin Uzun, görev süresini 20 Mayıs 2013 tarihinde tamamlayarak kurumdan ayrıldı. Aradan geçen bir yılı aşkın süredir ise vakfın başına asaleten yeni bir isim atanamadı. TSKGV’nin kuruluşundan bu yana kurumun başına Genelkurmay Başkanı tarafından uygun görülen bir korgeneral 4 yıllığına genel müdür olarak atanıyordu. Uzun, Balyoz Davası’ndan kısa süre önce tahliye olan emekli Korgeneral ve MHP milletvekili Engin Alan’ın tutuklanması üzerine bu görev atanmıştı. TSKGVTürkiye’nin en büyük Savunma Sanayii Fuarı olan IDEF’in de organizatörü. 1 yıldır atama yok ‘Logo’da Muhammed ismi geçiyor’muş Haber Merkezi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullandığı ve ABD Başkanı Barack Obama’nın logosuna benzer olduğu iddia edilen logosu hakkında ilginç bir açıklama yaptı. Şimşek Twitter’da paylaştığı mesajında, “Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Erdoğan’ın logosunda Arapça ile ‘Muhammed’ isminin kullanıldığını biliyor musunuz?..” ifadelerini kullandı. Logo ilk olarak Başbakan Erdoğan’ın Köşk adaylığını açıkladığı ATO Kongresium’daki toplantıda (1 Temmuz 2014) ortaya çıkmış, “tünelin ucundaki ışık” manasına geldiği belirtilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle