06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2014 PAZAR 6 HABERLER Oyları değiştirebilirler l Emniyet ve MİT’te kriz KAYHAN AYHAN / HAZAL OCAK Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde 23. dönem milletvekili seçimiyle 2007’de ilk kez kullanılan Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi’nin (SEÇSİS) güvenilir bir sistem olmadığı iddiaları gündeme geldi. Bilişimciler sistemin güvenli olduğunu belirtirken oyların sisteme girişi ve birleştirme tutanaklarının aktarılması sürecinde sorun olabileceğine dikkat çekiyor. Seçmen kütüklerinin temel dayanağının İçişleri Bakanlığı denetimindeki “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)” olması ve SEÇSİS Projesi’nin Adalet Bakanlığı denetimindeki UYAP’a bağlı olmasını eleştiren uzmanlar SEÇSİS’in kendi iletişim altyapısını kurmasını öneriyor. Uzmanlar SEÇSİS yazılımına dışarıdan müdahale ve verileri değiştirme riskine dikkat çekerek bunun için bağımsız örgüt, STK ya da üniversite denetiminin şart olduğunu da vurguluyorlar. 2005 yılında YSK tarafından yazılım ve donanım ihalesi yapılarak temeli atılan, HAVELSAN tarafından geliştirilen SEÇSİS’i uzmanlara sorduk. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden Prof. Dr. Mustafa Akgül SEÇSİS’in çeşitli parçaları konusunda endişeler olduğunu belirterek “En başta seçmen kütüklerinde çeşitli hatalar olduğu kamuoyunun bilgisi dahilinde. Bizim evin kayıtlarında bile bir fazla kişi vardı; tanımadığımız, aynı soyadda biri vardı. Sonra silindi. Seçim sandığı sanırım en kritik yer. Son seçimlerde, imzasız tutanaklar, yanlış yazılan rakamlar söz konusu oldu. Kamuoyunu en zor ikna edecek kısım burası gözüküyor” dedi. Akgül, “Şayet sandık tutanakları düzgün tutulur ve bunlar hem yurttaşlar, hem de parti temsilcileri tarafından kaydedilirse, YSK bilgisayarında bu bilgiler sandık temelinde listelenirse, verilerin değişmediğinden kamuoyu emin olabilir” dedi. Sistemin bağımsız kurumlarca, evrensel standartlara uygun bir şekilde denetlenmesi, sonucun kamuoyu önünde açıklanması ve tartışılması gerektiğini dile getiren Akgül, “Seçmen kü Her seçimde yoğun eleştiri alan SEÇSİS’in denetlenmesi gerektiği belirtildi Gül Gelir mi? CHP? Bazı okurlar neden bu kadar AKP içindeki çekişme ve çelişmelere önem verdiğimi soruyor... Yüksek siyasette en önemli konu şüphesiz ki AKP, lideri, hükümet ve parti içi gelişmelerdir. Oradaki hava öncelikle bize gelecekle ilgili bilgi ve izlenim verir. AKP, eskinin ”merkez sağ” diye nitelendirilen partilerini silip süpürdü, neredeyse tüm seçmenlerini çevresinde topladı. Son genel seçimde yüzde 50’lere yakın oy almasının nedeni de budur. Seçmen, İslamidini politika yapıyor diye AKP ve Recep Bey’in etrafına gelmedi. Yok olan partilerin hepsinin Türkiye’yi durmadan batıran hırsız, şebeke, şirket olduğunu net gördüğü için AKP’ye yöneldi. Eh, 400 milyar dolara yakın para iç tüketime pombalandığı için de bundan ve daha pek çok şeyden nasibini aldı ve iktidar çevresinde duruşunu sürdürüyor. Demek istediğim şu: Hem AKP içindeki çatışma ve ayrışmalar, hem Recep Bey’in adım adım İslami politikalarını koyulaştırması ve tabii ekonomide gerçekleşmemeye başlayan gelişmelerle birlikte iddialı yeni bir “merkez sağ”ın doğuşuna yol açabilir(*). O zaman dengeli bir politikanın da kulvarı açılır. HHH Erdoğan’ın Köşk’e çıkmama olasılığı var mı? Bu olasılık, biraz zorlansa bile sadece ilk turda var. Parasını siyasi anketlerden kazananlara bakıyorum da, TV’lerde laklaka laklak. Ciddi bir kuruluşun lideri, bence şirketinin başında oturur ve anketlerinin sonuçlarıyla konuşur. Siyasi kimlik kazanmış pek çoğu, konuşmalarıyla nesnel analiz yapacağım diye yönlendirici rolü oynuyorlar! Erdoğan Köşk’e çıkarsa Gül, AKP başına gelir mi? Biliyorsunuz, RTE Gül’ü parti ve hükümet başında istemiyor. Bir sadık adam peşinde, şak emir alacak, şuk gerçekleştirecek. Gül, bunu bildiği için bu koşullarda siyaset yapmayı düşünmüyorum dedi ve koşullar aynen sürüyor. Ama bu yeni değil. Kitap çalışmam için yakın geçişte yazdıklarımı karıştırdığımda, 2 Ocak 2012’de de Gül’ün “beklentim yok” dediğini gördüm. Şöyle: “Cumhurbaşkanı, sorular üzerine, siyasette beklentisi olmadığını, bütün makamlarda bulunduğunu söyleyerek mütevazı giriş yaptı! Ama en önemli nokta, siyaseti sürdüreceği idi. Gül’ün ‘beklentim yok’ demesi ile siyaset yapacağını vurgulayan sözleri, birbiriyle çelişiyor.” İzleyen zamanlarda GülRTE rekabet veya ilişkisinin kamuoyuna yansıyan çok yönü oldu! RTE, bütün siyaseti kendi kişiliği üzerine kuruyordu ve burada Gül’e yer yoktu! Hâlâ yok! O kendini yeni bir “kurucu’ görmekte, Samsun’a çıkmakta, Erzurum’da kongre yapmaya gitmekte! Cumhuriyetin 90 yılını da kayıp bir zaman olarak görmekte (Davutoğlu en has adamıdır bu görüşleriyle de, o kadar diyeyim!) HHH RTE, belki de en büyük kumarını oynuyor. Çünkü Köşk’e çıkarsa, parti ve hükümetle hukukiyasal bağları kalmayacak. Sadece adamları aracılığıyla isteklerini yaptırabilecek ama partisinde güçlü bir ekip (Arınç vb.) Gül’e çoktan davetiye çıkardılar. Bunu ne kadar gerçekleştirebilecekler, işte bütün soru burada.. Eğer bu davetiyeyi partiye kabul ettirirlerse Gül, kongrede partinin başındadır! Şenlikli günler olacak şüphesiz ki! Başka olasılıklar da var. Zamanımız var, bunları da konuşuruz.. İncelemeye açık değil Sistem ilk kez 2009 mahalli idareler genel seçiminde kullanıldı. Temiz Seçim Platformu’nun (TSP), Eylül 2013’te yayımladığı listede; seçimlerle ilgili tespit edilen 100 hile, kuşku ve suiistimal konuları sıralandı. SEÇSİS ile ilgili özetle şu eleştiriler getirildi: “Kaynak kodları açık olmadığından, programın içeriğinin ne olduğunu anlamak mümkün değil. Donanım sistemi ve yazılım siyasi partilerin incelemesine açık değil. Üçüncü bir kontrol / güvenlik yazılımı ile korunmamakta, çalışmasının doğruluğu kontrol edilmemekte. İlçe seçim kurullarındaki donanım ve yazılımlarda denetim yapılmamaktadır.” tükleri ve Seçsis Bilgi Sistemi YSK’nin yönetiminde olmalıdır. YSK’nin ağı ve merkezi bilgisayar sistemi de denetimin kapsamında olmalıdır” dedi. Yazılımın sağlam, planlandığı gibi çalıştığının bağımsız olarak doğrulanması gerektiğine dikkat çeken Akgül, ‘Kaynak kodunun yayımlanmasında yarar var. Bunu yayımlayan ülkeler var. Seçim sisteminde kullanılan yazılım ve donanımın açık kaynak ilkelerine uygun olmasını sağlayan sivil toplum kuruluşları var. Şu andaki kâğıt oylar ve verilerin elektronik iletişimi ve işlenmesi sisteminde, ‘geriye dönük doğrulama’ ancak sandık temelinde bilgileri saklamakla mümkün. Oylamanın elektronik ve doğrulamanın mümkün olduğu hallerde bir şekilde kâğıt ortama giriyor” diye konuştu. Akgül, “SEÇSİS, bir çeşit noter benzeri bir yapıdır. Yazılımı bazı standartlara uygunluğu konusunda sertifika verebilir. Ama, yazılımın sağlam olduğunu, güvenlik açığı olmadığını söyleyemez,; amacı o değil” değerlendirmesi yaptı. Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İkinci Başkanı İlker Tabak da her sistemde güvenilirlikle ilgili sorunlar yaşanabileceğini söyledi. Tabak asıl önemli olanın oylara sahip çıkılması olduğuna dikkat çekerek “Adalet mekanizmasına bir şekilde güvenmek zorundayız. Elektronik ortam yetmeyecektir. Asıl önemli olan, siyasi partilerin, halkın oylarına sahip çıkmasıdır. İnsanlar ve parti temsilcileri sandık başına gidip oylarını takip etmelidir. Hile yapılırsa tutanak tutulmalı, hukuki mücadele verilmelidir” dedi. TİB’in ‘dinleme sistemi’ çöktü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) “dinleme ve takip sisteminin” bir hafta boyunca çöktüğü ileri sürüldü. İddiaya göre bu süre zarfında ulusal güvenlik açısından ciddi zafiyet oluştu. Radikal internet sitesinde yer alan habere göre, TİB’de haziran ayının son haftasında başlayan problem nedeniyle mahkemeler, suçluların tespitinde ve mağdur vatandaşların kurtarılması ile ilgili çalışmalarda kullanılan hayati öneme sahip dinleme ve konum tespit bilgilerine erişemediler. Özellikle konum tespit bilgileri kayıp ihbarlarında, çığ, deprem, helikopter düşmesi gibi acil müdahale gerektiren durumlarda da hayati öneme sahip. IŞİD ve El Kaide bağlantılı terörist eylemlerin beklendiği son günlerde, teknik izleme sistemlerinin çalışmaması Emniyet ve MİT’te krize yol açtı. Güvenlik birimleri ile TİB arasında gergin saatlerin yaşandığı öğrenildi. TİB sistemleri sınır ihlallerinin önlenmesi açısından da kritik öneme sahip. Geçen hafta boyunca TİB sinyal sistemleri çalışmadığı için Suriye ve Irak’tan Türkiye’ye yeni bazı terör gruplarının sızmış olabileceği endişesi de yaşanıyor. Öte yandan, savcılık ve mahkemelerin telefon dinlemesi talepleri ile görüşme detay kayıtları (arama/aranma bilgileri) taleplerine de 1 hafta süreyle TİB tarafından yanıt verilemedi. Tüm Türkiye’de hiçbir telefon dinlemesi yapılamadı. ‘İktidar, sistemi lehine kullanabilir’ 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde kullanılmak üzere “Seçim Takip Sistemi” geliştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı, YSK’ninkine benzer bir sistem kurdukları ve YSK’nin sisteminin sanki hatalı çalışıyormuş gibi varsayarak ele alıp kendi sistemleri üzerinden denetimleri yaptıklarını anlattı. Halıcı, “Burada önemli olan 200 bin sandık tutanağının sonuçlarıdır. Bu tutanakları YSK kendi geliştirdiği yazılımla ve Adalet Bakanlığı’nın ağıyla yapıyor. Burada bir endişe var. Biz bunların tamamında bir kontrol yapmak yerine bunların sanki tamamı hatalıymış gibi yola çıkıyoruz” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da SEÇSİS’in en temel problemlerinin veri altyapısının UYAP’a bağlı olması ve seçmen kütüklerinin de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri İdaresi’nin kayıtları üzerinden tutulması olduğunu belirtti. Tezcan şunları söyledi: “İktidar UYAP ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri İdaresi sistemindeki altyapıyı kullanarak sistemde iktidar partisi lehine bütün bilgileri paylaşırken muhalefet partilerinin bunları paylaşma imkânı yok. Bunun önüne SEÇSİS’i UYAP altyapısı üzerinden kurtararak ve doğrudan YSK’nin kütük bilgileri oluşturmasıyla geçebiliriz. Bütün sistemin daha hızlı ve anında siyasi partilerle paylaşılması lazım. Bunun için sandık tutanaklarının direkt okunup partilere geçilebilmesi için bir altyapı lazım.” HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da sandık başında partilerin oylarına sahip çıkması gerektiğini, yazılımda bir sorunun görünmediğini söyledi. Kaplan bunun için partilerin sandık başındaki temsilcilerinin iyi bir şekilde eğitimden geçirilerek, oylarına sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Bülent Tezcan l Yozgat ve Çankırı’ya tayin 17 Aralık’ı yürüten polisler sürüldü İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 17 Aralık operasyonunu yapan şubelerin müdürleri Yozgat ve Çankırı’ya gönderildi. Operasyonun ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirilen Mustafa Çalışkan, Terörle Mücadele Şubesi’nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Çalışkan’ın yerine Kayhan Ay getirildi. Mali Şube’den sorumlu müdürlüğe Bahattin Küçük getirilirken Kaçakçılık ve Siber Suçlar Şubesi kendisine bağlandı. Çevik Kuvvet’ten sorumlu müdürlüğe Osman Yıldırım atandı. Personel Şube Müdürü Murat Şahin Fatih Emniyet Müdürü oldu. 17 Aralık operasyonunu gerçekleştiren şubelerden dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç Yozgat’a gönderildi. Dönemin Mali Şube’den Sorumlu Müdürü Hamza Tosun ise Çankırı Polis Okulu’nda görevlendirildi. Emrehan Halıcı Partiler sahip çıkmalı Hasip Kaplan Kaos bitmek bilmiyor TEOG’da soru iptalinin puanların yeniden hesaplanması zorunluluğunu ortaya çıkarması, öğrenciler arasında adaletsizlik yaşanmasına neden olacak (*) CHP, Taktik mi Esas mı? CHP hiç heveslenmesin politikalarıyla bizzat merkez sağ parti olmaya, yanlış bir gidiş olur, oradan kendisine ekmek çıkmaz, güçlü bir sosyal demokratsol rüzgâr estirmeye bakmalı! “Artık herkes İslami politika yapmak zorundadır, yoksa bu milletten oy alamaz” sahtekârlığının dayatılması büyük bir aldatmacadır. Amaç, AKP’nin bütün İslami karakterine ve yolculuğuna meşruiyet kazandırmaktır. CHP’yi de bu kulvara çekerek ılımlı İslami bir seçenek mi yaratmak istiyorlar? Cumhurbaşkanlığı seçimindeki MHP ittifakı ve aday seçimini ben şimdilik bir taktik politika olarak görüyorum. Hem bir iktidar seçeneği yaratmak açısından da. Bu seçimlerde ilgi alanım, çatı adayının kişiliği ve kimliğine odaklı değil (Bu herhalde görülüyor!), RTE’nin “milli irade” dayanağının zayıflamasına, hatta mümkünse çöktürülmesine odaklıdır. Siyasetin başlıca sorunu budur ve yıllardır izlediğim çizgiye de uygundur. Gelişmeleri analiz ederim, CHP’den “grup koparmak” gibi bir politik amaçla da yazmadığıma göre... Ama pek çok muhalifin de derdininönceliğinin, “Köşk’e hangi nitelikte bir insanın oturtulacağıoturtulamayacağı” olduğunu görüyorum. Hiç kimse bir diğeri değildir. Muhalefette kampanya yürüten partilerin, grupların, kişilerin, muhaliflerin, başta olan bir lidere düşmanlığından ve beğenmezliğinden veya başka siyasi nedenlerden dolayı politika izleme hakları şüphesiz ki vardır. Onları eleştirmem. Köşk adayını, ideolojilerine ve politikalarına bir araç olarak kullanabilirler. Bu politikaları nedeniyle, RTE avuçlarını ovuştursa ve buradan nemalansa bile.. Sadece şunu belirteyim: Köşk seçimleri sonuçları CHP’de, liderlikte bir değişikliğe yol açmaz. Öyle görüyorum ama 2015 genel seçimlerinden sonrası bu tartışma... Liderliğin o zamana kadar zamanı var.. Bir not daha düşersem: Muhalefetin ana gövdesi, bir kesimi hiç istemeye istemeye olsa bile, çatı adayını destekleyecektir. Benim bu noktada önerim, seçime mümkün olan en büyük katılımın sağlanmasıdır. Muhalif yurttaşların önünde ciddi bir yurttaşlık sınavı ve elini taşın altına koyma görevi duruyor. Polise ateş açıldı: 2 yaralı VAN (Cumhuriyet) Van’ın Başkale ilçesine bağlı Esenyamaç köyü kırsalındaki çatışmada bir PKK’linin öldürüldüğü iddiası üzerine bölgede tansiyon giderek yükseliyor. Çevre il ve ilçelerde çeşitli eylemlerle olay protesto edilirken, Van’da çıkan olaylar sırasında sivil polis aracına ateş açıldı. 2 polis ayağından yaralandı. Olaylarda 5 gösterici gözaltına alınırken 1 gösterici de yaralandı. (Fotoğraf: AA) FİGEN ATALAY Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ortak sınavlarından ilkinde yer alan dört sorunun mahkeme kararıyla iptal edilmesi, öğrenci ve veliler arasında paniğe neden oldu. Soru iptalleriyle yeniden yapılacak puan hesaplamalarının adaletsizliğe neden olacağını belirten veliler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bu haksızlığı gidermesi isteğin de bulundular. Mahkeme kararına göre bakanlığın sınav iptali yapmasının mümkün olmadığı görülüyor. Çünkü, temmuz ayında yeniden sınav yapılması mümkün olmadığından liselere yerleşmek için hangi puanların kullanılacağının bilinmemesi kargaşaya neden olacak. Uğur Hazırlık Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil, kararın sınavda yer alan soruların iptaliyle ilgili olduğuna dikkat çekerek “Dolayısıyla bakanlığın yapacağı, iptal olan sorulara göre TEOG puan hesap formülünü değiştirip iptal edilen sorulara göre yeni bir formülle TEOG puanı hesaplamaktır. Bu karara göre de sınav puanlarını tekrar hesaplayacaktır. Tekrar hesaplanan puan, öğrencilerin yılsonu başarı puanlarına ve yerleşme puanlarına etki edecektir. Bakanlık en geç 31 Temmuz’a kadar Hasta mahkum Yaşar İnce’ye tahliye istemi İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin 120 haftadır hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için yaptığı oturma eyleminde 2006’dan beri Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan ağır hasta Yaşar İnce’nin serbest bırakılması istendi. İnce’nin avukatı Kübra Gündüz, müvekkilinin HepatitB’den karaciğer rahatsızlığına, siyatik ağrılarından yürüme sorunlarına, böbreküstü bezinde kist oluşumundan kalp yetmezliğine kadar bir dizi rahatsızlıklarının olduğunu anlattı. KPSS’de de şaibe kuşkusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) dün gerçekleştirilirken, İzmir’de Karşıyaka Suzan Divrik Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nde sınava girecekler çeşitli engellemelerle karşılaştılar. Sınıflarda kitapçık ve kamera sistemi bulunmadığı gerekçesiyle sınava zamanında alınmayan adaylar, yaklaşık 20 dakikalık gecikme yaşadı. Sert protestoların ardından geri adım atan sınav yöneticileri adayları sınıflara almak zorunda kaldı. Kitapçıkların sıraların üzerinde olduğunu gören adaylar, neden kendilerine bu bahanenin gösterildiğinin açıklanmasını istediler. Ancak sorularına yanıt alamadılar. Adaylar, geçen 20 dakikalık sürede usulsüzlük yapılmasından kuşkulandıklarını bildirdiler. Kaya 22 yıldır kayıp Kürtçe eğitime vize ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2013 yılında yasalaşan demokratikleşme paketi kapsamında getirilen ve özel okullarda Kürtçe eğitimöğretim verilmesinin önünü açan düzenleme Milli Eğitim mevzuatına da girdi. Dershanelerin özel okullara dönüşümünün ayrıntılarının yansıtıldığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne “Özel okullarda Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilen Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri bu hafta Diyarbakır’da 7 Temmuz 1992 yılında dört korucu tarafından gözaltına alınmak üzere götürülen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ramazan Kaya anısına bir araya geldi. Cumartesi Anneleri’nin 484. kez Galatasaray Meydanı’nda yaptığı oturma eyleminde Ramazan Kaya’nın eşi Hüsna Kaya’nın yazdığı mektup okundu. Kaya mektubunda “Eşim 7 Temmuz 1992 günü traktörüyle Diyarbakır’a doğru yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alamadık. Tam 22 yıl oldu. Çocuklarımı yıllarca gözyaşlarıyla büyüttüm” dedi. farklı dil ve lehçelerde eğitim ve öğretim yapılabilir” maddesi eklendi. Ancak bu özel okullara Türkçeden başka bir isim verilememesi düzenlenmesinin eklenmesi de dikkat çekti. Bu düzenleme eskiden olduğu gibi yabancı ve milletlerarası özel okulları kapsamayacak. Değişikliğe göre özel okullarda ikili eğitim yapılabilecek. Yıllık çalışma takvimi ve çalışma saatlerinde yapılan değişiklikle “Okullarda ikili öğretim yapılamaz” hükmü yönetmelikten çıkarıldı. yeni puanları açıklamalı ki tercih süreci 31 Temmuz08 Ağustos aralığında yapılabilsin” dedi. Kösegil, “Yeniden yapılacak hesaplama, telafi sınavına giren öğrenci ile normal tarihte sınava giren öğrenciler arasında puan farklılıklarına neden olmayacak mı” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Öğrencilerin tercih ve yerleştirme işlemlerinde ise bu puan farkı hayati önem taşır. Dolayısıyla bir adaletsizlik tabii ki olacak ama bakanlığın bu farkı nasıl düzenleyeceğini bilemiyoruz.” Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan, bakanlık başvurusunun, çok sayıda insanı ilgilendirdiği için öncelik verilerek bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Üst mahkeme kararını bekliyoruz. Önümüzdeki hafta içinde açıklanır diye umuyoruz. İlk sınav iptal edilirse yerine konulacak bir şey yok. Karneler verildi, yılsonu başarı puanları belirlendi vb. Eksik sınavla yerleştirme olursa birbirine yakın puanlarla gerçekleşir ve seçicilikten uzak olur, çok sıkıntı yaratır.” Gülan, “özel okulların öğrenci alımı” konusunda ise “Biz kamuoyuna bir duyuru yaptık, ‘öğrencileri şu puanları kullanarak alacağız’ dedik. Yeni hesaplama da yapılsa, MEB hangi puanları belirlerse onu kullanmak zorundayız. Keşke bakanlık bize kendi sınavımızı yapma izni verseydi. Açık uçlu sorular soracaktık ve böyle bir şey yaşanmayacaktı” dedi. Danıştay’dan da ret ZONGULDAK (DHA) Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde, 11 kişinin öldüğü, 4 kişinin hâlâ kayıp olduğu 6 Nisan 2012’deki köprü faciasıyla ilgili soruşturmayı yürüten savcılık, dönemin belediye başkanı AKP’li Mithat Gülşen’in de aralarında bulunduğu yetkililer hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi. Ancak bakanlık soruşturma izni vermedi. Savcılığın itirazı üzerine dosyanın gittiği Danıştay 1. Dairesi de itirazı reddetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle