Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2014 PAZAR 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Rusya yanlısı ayrılıkçılar, Ukrayna güçlerinin sayısal üstünlüğü karşısında kalelerinden çıktı Slavyansk’ta zafer Kiev’in Dış Haberler Servisi Rusya yanlısı ayrılıkçıların Slavyansk’ı terk ettiği, bir süredir yoğun çatışmaların yaşandığı kentin Ukrayna ordusu tarafından ele geçirildiği bildirildi. Yaklaşık 4 gündür devam eden çatışmaların ardından büyük kayıp veren ayrılıkçıların araç konvoylarıyla kenti terk ettikleri, en yakındaki Kramatorks şehrine, oradan da Donetsk’e ilerledikleri bildirildi. Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Slavyansk’ın “ayrılıkçılardan temizlendiği” duyurulurken, Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun genelkurmay başkanına, kente Ukrayna bayrağının çekilmesi emrini verdiği kaydedildi. Çatışmalarda çok sayıda Rusya Rusya yanlısı militanlar, yoğun çatışmaların ardından Slavyansk’ı konvoylar halinde terk etti. Devlet Başkanı’nın talimatıyla belediye binasına aylar sonra Ukrayna bayrağı çekildi. ‘Kimse Hukukun Üstünde Değildir!’ İngiltere Başbakanı David Cameron’ın sözleri bunlar. Cameron bu sözleri, dört yıl “iletişim danışmanlığını” yapan Andy Coulson için söyledi. Mahkeme Coulson’ı, siyasetmedya camiasını sarsan “telekulak skandalı” yüzünden 18 ay hapis cezasına çarptırdı. Başbakan bunu müteakip çıkarak “Kimse hukukun üzerinde değil. Adalet yerine gelmiştir!” dedi. Bir hafta önce de eski danışmanın suçluluğunun kanıtlanması üzerine; “Bu kişiyi vaktiyle iletişim danışmanlığıma getirdiğim için özür dilerim. Yanlış kararmış!” demişti. “Danışmanımı yedirmem!” diyerek yargıçları dağıtıp yargı bağımsızlığına meydan okumak yerine, İngiltere başbakanı damardan böyle işte “hukukun üstünlüğünü” tanıyor! “Yasaların kimseye imtiyaz tanımayacağı” ilkesinden hareketle yurttaşların önünde özür diliyor. Türkiye ile Avrupa’nın hukuk devletleri arasındaki en büyük fark burada: 1. Avrupa’da, “kamuoyları” her şeye rağmen hâlâ çok güçlü. Sistemi içeren büyük skandallara karşın, ağırlığını koruyor. 2. “Hukukun üstünlüğü” iflas etmiş değil tıkır tıkır çalışıyor. Dünkü yazımda Avrupa’da “devlet”in geleneksel değerlerinin aşındığını gösteren büyük bir sistem krizinden söz etmiştim… En son Sarkozy olayını gördük… “Nüfuzunu kötüye kullanmak, yolsuzluk, yargıyı etki altına almak” gibi gerekçelerle eski “devlet başkanı”; poliste saatlerce sorgulandı, hakkında soruşturma açıldı…. İspanya’da kraliyet fertlerini içeren yolsuzluk davaları ve sabık kralı kapsayan şaibeler yüzünden; devlet zirvesinde zorunlu nöbet değişimi yaşandı. Yaşlı kral, tahtı bırakmaya zorlandı. İspanya’da sisteme olan “güven aşınmasını” gerçekte bu adım dahi durdurmadı. İspanyollar, “monarşi karşıtı gösterilerle” günlerce yollara döküldü… Eski İtalya Başbakanı Berlusconi’nin “rüşvet davalarından” “bunga bunga”ya uzanan geniş yelpazede yarattığı köklü “devlet bunalımının” ayrıntılarına gerek yok… İşadamı ünlü siyasetçinin “devlet yönetimi, adabı ve çıkarları” ile bağdaşmayan maceralarını sağır sultan bile duydu. İngiltere’deki “telekulak skandalı” da aslında büyük bir sistem krizi… Üç yıl önce skandal ilk ortaya çıktığında konuyu “İngiltere’nin postdemokrasi krizi” başlığıyla anlatmıştım. Kısaca özetleyeyim: İngiliz mahkemelerinde 18 ay hapis cezasına mahkum edilen Coulson 2007 yılında, 3 milyon tirajlı News of the World (NoW) gazetesinin genel yayın müdürlüğünden (yargı konusu olan icraatları yüzünden!) ayrıldığında, o dönemde daha ana muhalefet lideri olan Cameron tarafından bile bile lades “iletişim danışmanı” olarak işe alınmıştı. Cameron yaygın “telekulak şaibelerine” rağmen göz göre göre bunu yapmıştı. Neden? Coulson çünkü aynı zamanda NoW’un patronu olan medya devi Robert Murdoch’un has adamlarından biriydi… İngiltere’de başbakanları getiren ve götüren bir “kral yapıcı” olarak tanınan Murdoch, Coulson’ı Cameron’ı denetlemek amacıyla özellikle bu yükselmekte olan liderin yanına yerleştirmişti. Cameron, “Özür dilerim Coulson’ı işe almamalıydım!” derken aslında tüm bu danışıklı dövüş ilişkiler için özür diliyor. “Tele kulak skandalı” da bu nedenle, sıradan bir medya skandalı değil. Başbakanı özür dilemeye iten skandalın ardında, medya imparatorlarınca şartlanan siyaset krizi var. Bu krizin içine “medya krizi”, “etik krizi”, “medyasiyasetin inandırıcılık krizi”… hepsi dahil. Ama başlarken de dediğim gibi bu ülkelerde hiç olmazssa “kamuoyu” yüzleşilmesi, hesaba katılması gereken değer olarak ağırlığını koruyor ve Fransa’da Sarkozy, İtalya’da Berlusconi; İspanya’da kraliyeti sorgulamak “cüretini gösteren” yargı bağımsızlığı etkisini hissettiriyor. Tüm kaleler düşse de Avrupa demokrasilerinde güç yozlaşmasını denetleyen “dengekontrol mekanizmaları” başka deyişle çalışıyor. Eski İtalyan Başbakanı Berlusconi “Alzheimer’lı hastaları”, yaş haddi nedeniyle “sosyal hizmete” çevrilen hapis cezası gerekçesiyle örneğin bugün eylemek zorunda kalıyor. “Pasaportu”nu, “prestij nişanı” olan “şövalye” lakabını yitiriyor... Yetmedi. Meclis oylamasıyla “senatodan ihraç ediliyor”! Kral, İspanya’da tahtını bırakıyor. Fransa’da da neler olacağını göreceğiz… Diyeceğim o ki… Eski kıtada küreselleşme ve de neoliberalizmin getirdiği derin sistem krizi, postdemokrasi ve postideoloji krizleri evet var… Ama denetimkontrol mekanizmaları işlevini sürdürüyor. Güçler ayrımına dayanan bu yaşamsal denetimlerden biz maalesef yoksunuz. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında güçlenecek “tek adamlığı”, tamamıyla bu dengefrenlerden azade olacak. Türkiye ve Avrupa arasındaki belirleyici sınır, bizde artık uzak bir anıya dönüşen bu dengefrenlerin varlığı, yokluğu üzerinden geçecek. Cameron başdanışmanı için “özür dilerken”, bizim gözlerimizin önüne hep “tekmeci müşavirle” gidilen cuma namazları gelecek! Çukurova Üniversitesi öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. EDA KURT yanlısı ayrılıkçının yaşamını yitirdiği, önceki gece de 7 Ukrayna askerinin öldüğü, 6’sının da yaralandığı bildirildi. İçişleri Bakanı Arsen Avakov sosyal paylaşım sitesinden yaptığı açıklamada, “Rusya yanlılarının komutanı İgor Girkin, yanına aldığı savaşçılarıyla Slavyansk’tan kaçtı. Gorlovka’ya doğru gidiyorlar. Yolda bizim askeri gruplarımızla karşılaşıyorlar, büyük kayıp veriyorlar ve teslim oluyorlar” dedi. Bir Reuters muhabiri, 20 askeri araçla ve otobüslerden oluşan konvoyla Rusya yanlısı si lahlı ayrılıkçıların kenti terk ettiklerini doğruladı. İsyancılara yakın bir kaynak, Ukrayna güçlerinin sayıca çok üstün olduğunu kaydetti. Bu arada Slavyansk yakınlarındaki Artemivska’ta, çatışmalar nedeniyle buğday ekili tarım arazilerinde yangın çıktığı, yaklaşık 180 hektar alanın yandığı öğrenildi. Slavyansk’ın ele geçirilmesi, Kiev’in üç aydır yaşanan çatışmalarda elde ettiği en büyük zafer olarak görülüyor. Rusya yanlısı milislerin, nisan ayından beri ülkenin doğusundaki en önemli kaleleri olarak görülüyordu Slavyansk. Rus yanlısı ayrılıkçılar, otobüslere binerek mevzilerinden çekildiler. (Fotoğraf: REUTERS) Diri diri yakmışlar Dış Haberler Servisi Doğu Kudüs’te kaçırılmasından birkaç saat sonra cesedi bulunan 16 yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr’ın yakılarak öldürüldüğü bildirildi. Filistinli Başsavcı Muhammed ElAvevi otopsi raporuna dayanarak geçen çarşamba günü hayatını kaybeden Muhammed’in, yanarak öldüğünü söyledi. Tel Aviv’de İsrailli adli tıp uzmanları tarafından yürütülen ve Filistin Adli Tıp Kurumu Başkanı Saber el Elul’un katıldığı otopsi sonucunda Muhammed’in vücudunun yüzde 90’ında yanıklar bulunduğu ve kafasında bir kesik tespit edildiği belirtiliyor. Başsavcıya göre El Elul, gencin solunum yolunda ve ciğerlerinde is Tarık Hudayr. izine rastlandığını, bunun da gencin diri diri yakıldığını gösterdiğini söyledi. El Bağdadi ortaya çıktı Hemşireler ailelerine kavuştu İslam Devleti’nin serbest bıraktığı Hint hemşireler, dün Hindistan’ın güneyinde aileleri tarafından çiçekler ve gözyaşlarıyla karşılandı. ID saldırılarına başladığında Tikrit’te bir hastanede çalışan 46 hemşire bir haftadan fazla burada tutulmuştu. Hemşireler daha sonra yine ID’nin kontrolünde başka bir şehre, ardından önceki gün Erbil’e götürüldü. Hemşireler dün Hindistan hükümetinin yolladığı Air India uçağıyla Kerala eyaletindeki Koçi’ye döndüler. Yüzlerce kişi, hemşireleri karşılamak için Koçi Havaalanı’na akın etti. (REUTERS) Yaptırımlar işliyor Dış Haberler Servisi İslam Devleti’nin (İD) lideri Ebubekir el Bağdadi’nin bütün Müslümanları kendisine itaat etmeye çağıran bir videosu sosyal medyada yayımlandı. Bugüne kadar yalnızca iki fotoğrafı bulunan ve halk arasında görünmeyen Bağdadi, 29 Haziran’da “hilafet” ilan etmişti. Sosyal medyada yayımlanan videounun, Musul’da cuma namazında çekildiği belirtiliyor. Siyah bir kıyafetle cuma hutbesi veren El Bağdadi’yi gösteren videonun doğruluğu bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. Doğru olması halinde, Bağdadi’nin ilk resmi çıkışı olacak. 2008 yılında El Bağdadi’ye ait olduğu söylenen bir video, başka bir isimle yayımlanmıştı. El Bağdadi konuşmasında cemaate “Uzun yıllar süren cihat ve sabrın sonunda Allah’ın izniyle mücahit kardeşleriniz zafer kazandı... ve hilafet ilan ederek halifeyi başa getirdi” mesajı veriyor. Telekulak da sistem krizi BD’den gelen kuzene de dayak İsrail polisinin, Muhammed Ebu Hudayr’ın kuzeni olan ve cenaze için Kudüs’e gelen 15 yaşındaki Amerikan vatandaşı Tarık Hudayr, İsrail polisi tarafından dövülerek gözaltına alındı. Tarık ve yanında bulunan beş genç dayak yerken kaydedilen ve basına verilen görüntülerde yaklaşık iki dakika boyunca 20’den fazla darbeye maruz kalan Tarık, polis tarafından sürüklenerek götürülüyor. A Berlin, ABD’den istihbarat açıklama Bir görevlisinin bekliyor ABD için Dış Haberler casusluk yaptığı Servisi Almanşüphesiyle ya, bir Alman istih tutuklanmasının barat görevlisinin ardından ABD için casusluk büyükelçiden şüphesiyle tutuklanması ardından, durumu açıklığa ABD büyükelçisinden açıklama iste kavuşturmak için di. Almanya Dışiş yardım istendi. leri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada büyükelçiden konunun derhal açığa kavuşturulması için yardım istendiği kaydedildi. ABD Ulusal Güvenlik Ajan sı NSA’nın kapsamlı bir izleme programı çerçevesinde, Başbakan Angela Merkel’in telefonunu dinlediği iddiaları, geçen yıl ABD Almanya ilişkilerinde gerilime neden olmuştu. NSA’nın izleme programı, eski istithbarat çalışanı Edward Snowden’ın sızdırdığı belgelerle ortaya çıkmıştı. ABD’nin casusluk faaliyetleriyle ilgili son iddialarla birlikte, Washington yönetiminin, Ukrayna’da Rus faaliyetine karşı ve İran’ın nükleer hırsları konusunda Almanya’nın yardımını almasının zorlaşabileceği yorumu yapılıyor. Alman medyası bu hafta tutuklanan kişinin, BND olarak bilinen federal istihbarat ajansında çalışan 31 yaşındaki bir erkek olduğunu yazmıştı. Dış Haberler Servisi İslam Devleti’nin kuzeydeki Ninova vileyetinde özellikle Şiilere ait çok sayıda cami ve türbeyi yok ettiğini gösteren fotoğraflar sosyal medyaya düşerken, İran resmi haber ajansı İRNA da, Samarra’da Şiilere ait bir türbeyi savunan bir İranlı pilot albayın öldürüldüğünü duyurdu. Bunun Tahran’ın Irak’taki Sünni cihatçılara karşı savaştaki ilk kaybı olduğu sanılıyor. İRNA’nın haberine göre Albay Şoja’at Alemdari Murcani, Samarra’da Şiilere ait “kutsal mekânları” savunurken öldürüldü. Bölge den uçak düşürme haberi gelmediğinden, albayın karada savaştığı düşünülüyor. Samarra’da ID’nin yok edeceğini bildirdiği Askeriye Külliyesi bulunuyor.Sosyal medyada da, Musul ve Telafer’de Şiilere ait kutsal mekânların patlayıcılarla yok edildiğini gösteren fotoğraflar paylaşıldı. Şiilere ait 6 caminin yanı sıra Sünni veya Sufilerin 4 türbesinin de buldozerlerle yıkıldığı belirtiliyor. Cihatçı örgütün Musul’da iki katedrali de işgal ederek, binalardaki haçları kaldırıp yerine ID’nin siyah bayrağını astığı bildirildi. Eşşebab yine parlamentoya saldırdı Dış Haberler Servisi Somali’nin başkenti Mogadişu’da parlamento binası yakınında patlayıcı yüklü bir arabanın infilak etmesiyle en az 4 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı. Arabanın parlamento girişini hedeflediği fakat askerlerin ateş etmesiyle hedefine varmadan önce patladığı belirtildi. Geçen perşembe günü bir milletvekili ile korumasını öldüren El Kaide bağlantılı Eşşebab, bu saldırıyı da üstlendi. Ramazan boyunca saldırıları artıracağını bildiren Eşşebab’ın mayıs ayında parlamentoya yönelik saldırısında en az 10 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıdan birkaç saat sonra iki polis memuru Mogadişu merkezinde vurularak öldürüldü. Fotoğraf: AFP Camileri havaya uçuruyorlar Dengefren farkı SuudiYemen sınırında çatışma ‘NATO yakıt tankeri mezarlığı’ A fganistan’ın başkenti Kâbil’in dışındaki bir otoparkta başkente girmek üzere bekleyen yüzlerce yakıt tankeri yandı. Saldırıyı, araçların yabancı güçlere yakıt taşıdığını savunan Taliban üstlendi. Kimi kaynağa göre yaklaşık 200, kimi kaynağa göre ise 400’den fazla tanker yandı. Kâbil polisi saldırıda manyetik bombanın kullanıldığını bildirdi. Taliban, 13 yıldır süren savaşta, sık sık ABD önderliğindeki yabancı güçlere malzeme taşıyan araç konvoylarını hedef alıyor. Kâbil’den gelen görüntülerde park yeri tanker mezarlığına dönerken, uzun saatler boyunca yangın bölgesine yaklaşmak mümkün olmadı. (REUTERS) Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan’ın güneyinde El Kaide militanı olduğundan süphelenilen iki kişi bir belediye binasında güvenlik güçleri tarafından çevreleri sarılınca kendilerini havaya uçurdu. Yemen sınırında önceki gün düzenlenen saldırının ertesinde meydana gelen olayda, intihar bombacısı ve iki güvenlik personeli dahil 6 kişi hayatını kaybetti. 1800 km’lik sınırda araçla düzenlenen intihar saldırısında da iki asker ile silahlı saldırganlardan üçü öldü. Saldırının El Kaide bağlantılı olabileceği gibi, insan tacirleri ve silah tüccarlarıyla da ilgili olabileceği belirtiliyor.