03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Bozdağ, Sincan Çocuk Cezaevi’nde 11 çocuğun dövülmesi olayında gardiyanları savundu Çocuklar gardiyanları dövmüş! ALİCAN ULUDAĞ l TCDD’nin açıklaması şaşırttı Hızlı trenin o hatta ne işi var SELDA GÜNEYSU ? ANKARA Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 11 çocuk mahkumun sayım vermedikleri gerekçesiyle gardiyanlar tarafından dövüldüğü iddialarına yanıt verdi. Çocuklara işkence yapıldığı iddialarını reddeden Bozdağ, sayım vermeyi reddeden 11 çocuğun 21 gardiyanı darp ettiğini, “isyan çıkardığını” ileri sürdü. Müdahale sırasında biber gazı ve tazyikli su kullanıldığı iddiasını reddeden Bozdağ, buna karşın çocuklara yangı tüpü ve yangın hortumuyla müdahale edildiğini açıkladı. Çocuk mahkumlara işkence olayı yılbaşı gecesi yaşanmıştı. İHD’nin görüştüğü çocukların anlatımına göre C10 koğuşunda 1 Ocak 2014 günü yapılan sayım esnasında hasta olan bir çocuk, yattığı yerden ‘Yangın tüpü ve hortumuyla müdahale’ Tanrıkulu’na yanıt veren Bozdağ, çocukların dövüldüğü iddiasını reddetti. Bozdağ, buna ilişkin Ankara Başsavcılığı’ndan gelen yazıya yer verdi. kalkmak istemedi. Bunun üzerine gardiyan, “Sen aşağı inene kadar gitmiyorum” dedi. Çocuklar, gardiyandan kendilerine saygılı davranmasını istedi. İddiaya göre gardiyan küfredince aralarında arbede yaşandı. Yaklaşık 40 gardiyan içeri gelip koğuştaki 4 çocuğu döverek dışarı çıkardı. Arkadaşlarını merak edip olaya müdahale etmek isteyen C12 koğuşundaki çocuklar da aynı şekilde gardiyanlar tarafından dövüldü, tazyikli su ve sarı renkli bir gazlı müdahaleye tabi tutuldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da bu olayı Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na taşıdı. Yazıda mahkumların sayım vermeyip infaz koruma memurlarının üzerine yürüyerek darp ettikleri, başka bir koğuşta bulunan tutukluların üst koridorda bulunan kameraları kırdıkları ileri sürüldü. Yazıda mahkumların sabit halde bulunan metal elbise dolaplarını sökerek barikat kurup isyan çıkarmaya çalıştıkları belirtildi. Bu olaylar sonucunda 4 çocuğun 1 No’lu müşahede odasına, 7 kişinin ise 2 No’lu müşahede odasına alındığını anlatan Bozdağ, çocukları etkisiz hale getirmek amacıyla ellerine bir süre plastik kelepçe takıldığını, tutukluların sakinleşmeleri üzerine takılan kelepçelerin kısa süre sonra çıkarıldığını savundu. Bozdağ, “Tutukluların yangın çıkarmalarının önüne geçmek için yangın tüpü ve yangın hortumu kullanılarak müdahale edildi” dedi. Bozdağ, olayla ilgili adli ve idari soruşturmaların devam ettiğini bildirdi. ANKARA TCDD Genel Müdürlüğü’nün Ankaraİstanbul Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi kapsamında KöseköyGebze kesimindeki hatta deneme sürüşü yapan “Piri Reis” treninin, ray bakım makinesine arkadan çarpmasıyla yaşanan kazayla ilgili olarak yaptığı “Kaza konvansiyonel hatta geldi” açıklaması soruları da beraberinde getirdi. Kazaya ilişkin TCDD Genel Müdürlüğü’nün yaptığı yazılı açıklama akılları karıştırdı. Genel müdürlüğün açıklamasında, “Test esnasında, yüklenici firma sorumluluğunda bulunan ve o sırada hatta olmaması gereken ray taşlama aracına arkadan vurmuştur. Olay hızlı tren hattında değil, konvansiyonel hatta meydana gelmiş olup, ölü ve yaralı bulunmamaktadır” denildi. Açıklama demiryolculardan tepki gördü. Hızlı tren hatları için TCDD tarafından yıllardan bu yana konvansiyonel hat haricinde yeni hatlar yaptığı belirtilirken, TCDD’ye açıklamaya ilişkin şu sorular yöneltildi: “Kaza konvansiyonel hatta meydana geldiyse, hızlı trenin konvansiyonel hatta ne işi var? Konvansiyonel hat, yani demiryolcu tabiriyle eski hatta yalnızca konvansiyonel tren (eski trenler) çalışır. Hızlı treni konvansiyonel hatta neden soktunuz? Peki, hızlı trenin çalışma olan ve kullanılmadığı anlaşılan bir hatta ne işi var? Test sürüşü bile olsa TCDD’de bu hatta çalışma olduğunun bilgisi nasıl olmaz? Ayrıca, kurallara göre test sürüşü, önceden yolun boş olduğuna dair teminat almadan yapılmaması gerekirken, neden teminat alınmadan tren söz konusu yola yönlendirilmiştir? Ayrıca henüz tamamlanmamış olduğu belirtilen bir hatta neden test sürüşü yapılıyor?” Ayrıca makinistin konvansiyonel hatta girmesi yönünde TCDD tarafından yönlendirildiği de ileri sürüldü. Süre bugün doluyor fakat seçilmesi gereken 12 üyeden sadece 5’i belirlenebildi Yargıtay’da kriz büyüyor Bilgin Özkaynak, Coşkun Başbuğ, Narin Korkmaz, Safiye Köten, Hakan Oğuzhan ile tutuklu muvazzaf askerler İZMİR Kamuoyuna “Askeri CasusBülent Acar, Bülent Akbaş, Engin Çıluk” olarak yansıtılan İzmir merkezli gizrakoğlu, Engin Karatekin ve Onur Süer li bilgi ve belge bulundurma davasında adli kontrol ve yurtdışı yasağı koşuluyla tutuklu sanık kalmadı. İzmir 5. Ağır Ceza tahliye edildi. Duruşmalarda ifadesi alıMahkemesi, 357 sanıklı davanın 5’i munan tutuksuz sanıkların da adli kontrol vazzaf asker son 10 sanığını da tahliye uygulaması kaldırıldı. Savcı Ertan’ın daetti. Mahkeme, tahliyeye gerekçe olavanın Genelkurmay Başkanlığı’na ihrak uzun tutukluğa ilişkin Avrupa İnsan bar edilmesi yönündeki istemi reddeHakları Sözleşmesi ve CMK hükümledilirken davaya konu olan belgelere rini gösterdi. Daha önce TÜBİTAK’ın ilişkin Genelkurmay’dan rapor istengönderdiği ve sanık avukatlarının “önmesi kararlaştırıldı. Sanık avukatlarıceden bildiği” raporu dikkate almanın Tayyip Erdoğan, Necdet Özel yan mahkeme, Ege ve Dokuz Eylül ve kuvvet komutanlarının dinlenmeüniversitelerinin bilgisayar bölümlesi istemi de kabul görmedi. Coşkun Başbuğ rindeki öğretim üyelerinden yeni bir sevincini oğluyla Kararı duyan sanık yakınları sevinç bilirkişi atanmasını kararlaştırdı. yaşadı. (AA) gözyaşları döktü. Avukat Murat Ergün, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mahkemenin tahliye gerekçesine dikdevam eden davanın dünkü duruşmakat çekerek “Bugün mahkeme tarihi bir karar sında mahkeme ara kararını açıkladı. Önceki gün vermiştir. Aynı zamanda da hukuk dersi vermütalaasını veren savcı Ali Ertan, tüm sanıkların miştir” dedi. Avukat Nevzat Güleşen, “Hukuk tahliyesini talep etmişti. Mahkeme Başkanı Orhan ve adaleti özlemiştik” diye konuştu. Kızıltaş’ın açıkladığı karara göre tutuklu sanıklar HAKAN DİRİK ‘Casuslukta’ tutuklu kalmadı ALİCAN ULUDAĞ DÜZELTME VE CEVAP METNİ Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Mart 2014 tarihli nüshasında “Son parayla 6 lüks daire” başlıklı bir haber yayınlanarak, habere konu olayla hiçbir ilgisi olmayan müvekkil Berat Albayrak’ın ve Serhat Albayrak’ın ismi de habere dahil edilmek suretiyle, müvekkil açıkça karalanmaya çalışılmıştır. Gazetenizin, yakın zamanda yayınladığı benzer nitelikteki haberlerde yer alan suçlamaların devamı niteliğinde olan tekzibe konu haber, yayın kuruluşunuzun amacının haber vermek ve gazetecilik yapmak olmadığını açıkça göstermiş; gazeteciliğin başkalarına kara çalmak için bir araç olarak kullanıldığını, çamur at izi kalsın mantığı ile haber yapıldığını gözler önüne sermiştir. Müvekkilin haberle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, yine haberde avukatı olduğu belirtilen Av. Ömer Faruk Akbulut ile arasında herhangi bir vekâlet ilişkisi de bulunmamaktadır. Müvekkil hakkında böyle gerçek dışı bağlantılar kurgulanarak, sanki hukuka aykırı birtakım işlemler yapılmaktaymış ve müvekkil de bu işlemlerin tarafıymış gibi gösterilmeye çalışılması, bir süreden beri yapılmakta olan asılsız ve kötü niyetli haberlerin devamından ibarettir. Müvekkilin isminin çamur at izi kalsın mantığıyla bu son derece çirkin iftiralara malzeme yapılmasının, Cumhuriyet Gazetesi tarafından devam ettirilmekte olan karalama kampanyasının haksız bir sonucu olarak ortaya çıktığı açıktır. Bu tarz haberler sürekli olarak müvekkil Berat Albayrak tarafından yalanlanmasına rağmen, ısrarla yeni hayali kurgular yaratarak müvekkilin bu kurgulara dahil edilmeye çalışılması, gazetecilik dışı amaçları açıkça gözler önüne sermektedir. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek seçime yönelik olarak paralel yapı odaklı yapıldığı anlaşılan ve yapılmaya da devam edilen bu karalama kampanyalarının habercilikle ilgisinin olmadığı son derece açıktır. Müvekkilin şeref ve haysiyetinin zedelenmeye çalışılması, değişik dönemlerde rastladığımız ve defalarca kınadığımız dezenformasyon çabalarının bir ürünüdür. Bu çarpık anlayış, sadece Müvekkile ve gazeteciliğin etik ilkelerine değil, aynı zamanda gerçeklere ulaşma hakkına sahip kamuoyuna da zarar vermektedir. Bu nedenlerle; gerçek dışı, asılsız ve kötüniyetli kalemlerce hazırlanan söz konusu habere karşı tüm yasal haklarımızı saklı tutmakla birlikte, bu ve benzeri yayınlar ile ilgili kişi ve kuruluşlara karşı hukuki zeminde sahip olduğumuz hakların sonuna kadar ve en etkin şekilde kullanılmaya devam edileceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz. Berat ALBAYRAKSerhat ALBAYRAK Vekili Avukat Fatih SAVAŞ Açıklama: İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/193 D.İş ve 2014/194 D.İş sayılı Tekzip kararına istinaden yayınlanmıştır. ANKARA Yeni yargı paketiyle daireleri sil baştan yenilenecek olan Yargıtay’daki seçim krizi giderek büyüyor. 12 kişilik Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu için iki gündür yapılan seçimlerde 5 asil, üç yedek üye seçilebildi. Yargıtay Başkanvekilliği için 5 gündür yapılan seçimde 19. tur geride kaldı. Ancak üç adaydan hiçbiri gerekli olan 194 oya ulaşamadı. Hükümetin cemaat etkinliğine son vermek amacıyla çıkardığı yeni yargı paketi uyarınca 7 gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu üyeleri yeniden belirlenecekti. Yasa, 28 Haziran’da yürürlüğe girdi ve tanınan süre bugün sona eriyor. Perşembe günü yapılan Birinci Başkanlık Kurulu seçimlerinde 3 asil, 2 yedek üye seçilmişti. Dünkü seçimlerde ise ancak iki asil, bir yedek üye daha belirlenebildi. 8. Hukuk Dairesi üyesi Nebahat Şimşek ile 15. Ceza Dairesi üyesi Mustafa Kaya asil olarak seçildi. Yedek üye olarak ise 2. Ceza Dairesi Başkanı Nedim Bara seçimden çıktı. Yasada söz konusu 7 günlük sürede seçim olmaması durumunda ne tür bir yaptırım uygulanacağına ilişkin yaptırım yer almıyor. Yar gıtay’daki seçimin pazartesi devam edeceği öğrenildi. Paket uyarınca 7 gün içinde belirlenmesi gereken Birinci Başkanlık Kurulu, 10 gün içinde toplam 38 olan ceza ve hukuk dairelerinin sayısıyla bu dairelerin arasındaki işbölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlayacak ve büyük genel kurula sunacak. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun da 5 gün içinde tasarıyı karara bağlaması gerekiyor. Bu işbölümü Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 10 gün içinde de 1. Başkanlık Kurulu, hangi daire başkanı, üye ve tetkik hâkimin hangi dairede çalışacağını belirleyecek. Belirlenen 1. Başkanlık Kurulu on gün içinde, iş durumunu dikkate alarak, ceza ve hukuk dairelerinin sayısı ile bu daireler arasındaki işbölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlar ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun onayına sunar. Öte yandan 5 gündür devam eden ve 19 turun yapıldığı Yargıtay 1. Başkanvekilliği ve Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı seçimlerinden bir sonuç alınamadı. Adaylar 19. Hukuk Dairesi Başkanı Seyit Çavdar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi Ahmet Özgan ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Üyesi Kamil Kancabaş seçilmek için gerekli oya ulaşamadı. Balyoz kararının gerekçesi açıklandı Yasağa karşı cem töreni ALİ AÇAR Aleviler, Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nda cem töreninin yapılmasına izin verilmemesini protesto etmek amacıyla dergâh içerisinde izinsiz cem töreni yaptı. Nevşehir’deki Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın paralı ziyaret edilmesini ve ibadete kapalı olmasını protesto etmek amacıyla dün sabah saat 09.00 sıralarında Alevi örgütlerinden oluşan “Dergâhına Sahip Çık İnisiyatifi” Hacı Bektaş Veli’nin ve Güvenç Abdal’ın türbelerinin bulunduğu bölümleri ziyaret ettikten sonra Kırklar Meydanı’nda cem düzenledi. Mehmet Turan dede öncülüğünde düzenlenen törende lokma dağıtılarak cem töreni gerçekleştirildi. Bu sırada dergâh içinde bulunan sivil polisler tarafından taciz edilen Alevilere burada cem töreni yapılamayacağı ve içeriden görüntü alınmaması konusunda uyarı yapıldı. Tüm uyarılara karşı burada ibadetlerini gerçekleştiren Aleviler, cem töreninin ardından ayrıldı. Aleviler adına konuşan Vedat Kara, dergâhın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak para karşılığında ziyaret edilmesine de tepki göstererek, “Burada 1826 yılında yapılan bir cami var. Camiye girmek ve ibadet etmek serbest iken, Aleviler kendi inanç merkezlerine para karşılığı giriyor ve ibadetlerini yapamıyor. Bugün burada uyarı amacıyla ilk cemimizi yaptık. Bu karardan vazgeçilmez ise cem törenlerimizi daha kitlesel halde yapacağız” dedi. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu da camide yapılan ibadete izin verilirken, Alevilerin ibadetine engel olunmasının ikiyüzlülük olduğunu söyledi. AYM: Silahlar eşit değildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Balyoz davası sanıklarının tahliyesini sağlayan hak ihlali kararının gerekçesinde “başvurucuların sundukları bilirkişi raporları ve uzman mütalaalarının ilk derece mahkemesince kabul edilmemesi ve bu konularda mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılması yolundaki taleplerinin de yetersiz gerekçelerle reddedilmesi, ‘gerekçeli karar hakkına’ ve ‘silahların eşitliği’ ilkesine aykırı olduğundan, adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir” ifadeleri kullanıldı. AYM’nin, Balyoz Davasında 230 başvurucu hakkında verdiği ihlal kararıyla ilgili gerekçesi kurumun internet sitesine konuldu. AYM’nin gerekçesinde, “Tarafsızlığı, keyfiliği, denetimden kaçmayı ve perdelemeyi önlemek için mahkemeler, kararın verilmesine neden olan temelleri yeterince açık olarak belirtmekle yükümlüdürler. Mahkemelerin yargılama süresince kendilerine iletilen her iddia ve talebi gözetme zorunda olmadıkları biçimindeki serbesti, kararın verilmesine neden olan temellere asgari açıklıkta değinilmesi görevini ortadan kaldıracak şekilde yorumlanamaz” ifadeleri kullanıldı. Gerekçede, ilk derece mahkemesinin, başvurucular tarafın Zirve katiamı sanığı memur olmak istiyor! MALATYA (Cumhuriyet) Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ile Uğur Yüksel’i 18 Nisan 2007’de boğazlarını keserek öldüren Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım, tutukluluk sürelerinin 5 yılla sınırlandırıldığı yasa değişikliğinin ardından geçen ay elektronik kelepçe takılarak serbest bırakılmıştı. Sanıklardan Yıldırım, avukatı Pelin Balıkçı aracılığıyla Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu ve Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) katılabilmek için izin istedi. Mahkeme de talebi kabul ederek Yıldırım’ın görevliler nezaretinde bugün saat 09.30’da İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde yapılacak KPSS’ye girmek üzere izin verdi. Yıldırım hakkında, üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Çözüm paketi komisyondan geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çözüm sürecine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Yasa Tasarısı” TBMM İçişleri Komisyonu’nda kabul edildi. TBMM Genel Kurul’a sunulacak tasarıya göre, gerekli görülmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verecek. Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alacak. Çözüm süreci kapsamında yapılan çalışmaların koordinasyonu ve sekretarya hizmetleri, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütülecek. Düzenleme kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmayacak. dan sunulan hiçbir rapor ve mütalaaya itibar etmediği de hatırlatıldı. Mahkemenin hangi sebeple itibar edilmediğini kararında göstermediğine değinilen gerekçede şunlar kaydedildi: “İlk derece mahkemesi, yeterli olmayan gerekçeler ile başvurucular tarafından sunulan bilirkişi raporları ve uzman mütalaalarını göz ardı etmiştir. AİHM içtihatlarında da ortaya konulduğu gibi adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olan ‘silahların eşitliği’ ilkesi iddia makamının tanık veya bilirkişileri ile sanıkların tanık ve bilirkişilerinin duruşmalarda eşit muameleye tabi tutulması gerekir. Silahların eşitliği ilkesi, taraflara, talep ve açıklamalarını diğer tarafa nazaran dezavantajlı olmayacak şekilde ileri sürebilmeleri için fırsat verilmesini gerektirir.” adece savcının bilirkişilerine itibar’ AİHM bilirkişi raporlarının kapsamını oldukça geniş bir şekilde yorumladığına işaret edilen gerekçede, “İlk derece mahkemesi, başvurucular tarafından sunulan bilirkişi raporları ile duruşmada dinlenen uzman görüşlerinden hiçbirine itibar etmemiş buna karşın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan bilirkişi raporlarının tümüne ise itibar etmiştir” denildi. ‘S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle