03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bir iç savaş provasıydı, işin içinde kimler vardı? Ellerinde benzin bidonlarıyla tekbir getirerek oteli yakan o zalimler Müslüman mıydı? Ne farkları vardı IŞİD’den, El Kaide’den... Peki, 2000’li yılların başında, AKP iktidardayken, o kanlı saldırı, ölen masum insanlar, farklı inançlardan, dinlerden olan insanlar! Din eksenli siyaset, köktendinci örgütlerin işine gelir, gün gelir onlara kucak açan ülkelerin başına bela olur... IŞİD’in nasıl doğduğunu, bugünlere nasıl geldiğini, Antakya’da, sınırda kamplarda nasıl eğitildiğini çok yazdım... Hizbullah da 80’li yılların sonunda “derin devlet” tarafından PKK’ye karşı kurulmuştu Batman’da... HHH Sonra ne oldu? Şöyle 2000 yılına bakın görürsünüz... Mezar evler, domuz bağları... İşkenceyle öldürülmüş onlarca insan... Laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti, Hizbullah’ı hep gizledi... Gaffar Okkan’ı kim öldürdü sanıyorsunuz korumalarıyla birlikte? Hizbullah mı, derin güçler mi? Orgeneral Eşref Bitlis’i, Bahtiyar Aydın’ı... Dün yazdım bugün de altını çizeyim... Suriye’de iç savaş, Musul’da IŞİD... Ve Türkiye toplumsal bir cinnet içinde... Huzurumuz kaçtı! Artık bir günde üç kadın öldürülüyor kocaları tarafından. Ankara’da bir polis, iki kadını vurarak öldürdü karakolun önünde... Son beş ay içinde 200 kadın cinayete kurban gitti... Neden? HHH Kimilerine göre bir, kimilerine göre bir buçuk milyon Suriyeli sığınmacı var Türkiye’de... İstanbul’dan Gaziantep’e kadar her yerde... Kucaklarında çocuklarıyla İstanbul’da sokaklarda, caddelerde, E5’te, TEM’de... Dilencilik yapıyorlar... Nerede yaşıyorlar? Yerleri yurtları belli mi? Çoğunun kimliği, pasaportu bile yok! Durumları acınası... Korumasız onlar! O yüzden savaş değil barış diyorum; o yüzden kanla beslenenlere karşı çıkıyorum; demokrasinin laiklik temelinde yükseleceğini yazıp çiziyorum... Yolsuzluk iddialarının Türkiye’nin itibarına gölge düşürdüğünü söyleyen İhsanoğlu: Herkes hesap versin UTKU ÇAKIRÖZER/AYŞE SAYIN ANKARA CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, 4 bakanın istifa etmek zorunda kaldığı 17 Aralık operasyonuyla ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının uluslararası camiada Türkiye’nin itibarına “gölge düşürdüğünü” belirterek, “Milletimizin ahlaki yapısı ve değerlerine uygun olmayan eylemler içerisinde bulunan herkesin makamına bakılmaksızın yargı karşısında hesap vermesi gerektiği inancındayım” görüşünü dile getirdi. İhsanoğlu’nun 17 Aralık operasyonu, Ortadoğu’da yaşananlar, cemaatler ve “paralel yapı” iddiaları, anadilinde eğitim, Gezi olayları konusundaki sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 17 Aralık döneminde yaşananlar din, ahlak ve etik çerçevesinde incelediğinde son derece üzücüdür. Bu dönemde yaşananlar devletin millet nazarında, ülkemizin de uluslararası camiada itibarına gölge düşürmüştür. Konu hakkında hukuki süreç devam etmektedir. Milletimizin ahlaki yapısı ve değerlerine uygun olmayan eylemler içerisinde bulunan herkesin makamına bakılmaksızın yargı karşısında hesap vermesi gerektiği inancındayım. Anadolu tarihinin din, mezhep ve etnik köken yönünde zenginliğinin tabii bir neticesi olarak ülkemizde pek çok etnik grup iç içe yaşamaktadır. Bu grupların yerel dillerini özgürce kullanmaları en tabii haklarıdır. Hatta ülkemizde konuşulabilen tüm diller için talep halinde üniversitelerin fenedebiyat fakültelerinde kürsüler kurulabilmeli ve bu sahalarda çalışmalar yapılabilmelidir. Ancak asla unutulmamalıdır ki ortak dil, hepimizin birbirini anlayabilmesi, birbiriyle anlaşabilmesi, doğru iletişim ve sistemin kesintiye uğramaması adına fevkalade gereklidir. Ortak dil “millet” olmanın vazgeçilmez bir unsurudur. Özellikle zorunlu eğitim süresi içerisinde milletin bağdaştırıcı ve birleştirici en önemli elemanı olan dilde tek vücut olmak zaruridir. Bizim yapmamız gereken bu mezhepçiliğe karşı durmaktır. Şimdi Irak’ta Kürdistan bölgesi liderleri ciddi bir biçimde bağımsızlık ilan etme noktasına geldiler. Referandum yapacaklar ve buna göre karar verecekler. Irak parçalanırsa, bağımsız bir devlet kurulursa o zaman bizim ciddi düşünmemiz lazım. Suriye’de bu hadise olduğu zaman ki bu bir zincirleme reaksiyon şeklini alabilir. Burada Türkiye’nin yapabileceği şeylerden birisi, taraflar arasında taraf tutmamak olmalı. Bütün taraflara karşı vakur, büyük, herkesi kucaklayan, arabulucu ve ateşleri söndürmeye dönük bir tavır sergilenmeli. Kelle Avcıları... Gözyaşları, akan kan, kılıçla kafa kesen, saçı sakalı karışmış, elinde silahla insan öldüren... Kim bunlar? Özgürlük savaşçısı! Kanla besleniyor, insan kalbi yiyor, rehin alıyor... Sözüm ona Müslüman! Kendi gibi olmayanlara yaşam hakkı tanımıyor, siyasal hayatı, kendi çıkarlarını İslam üzerinden görüyor, vahşeti özgürlük sanıyor, şeriat yasaları uyguluyor. Müslümanlar ama başka inanç sahiplerinin kanlarını içerek besleniyor. Elinde bir Müslümanın başı, üst üste konulmuş insan bedenleri... Müslüman Müslümanı öldürüyor. Kimi Müslüman ülkeler bunlara silah, para yardımı yapıyor, mezhep savaşlarıyla Ortadoğu’da yeniden sınırları çizmek için çabalıyor... Örneğin Irak’ta... Mısır’da darbe... Ne demişlerdi emperyalist devletler bunun adına: “Arap Baharı!” Tunus’ta başlayıp Ortadoğu’ya dalga dalga yayılmış, diktatörler devrilmişti... Suriye’de iç savaş, Libya... Hele hele önceleri RTE’nin İsrail’e “van münit” çekmesi, Ortadoğu halklarının Başbakan’ı kucaklayıp bağrına basmaları... İsrail, Gazze’de yine ortalığı kırıp geçiriyor ama Müslüman ülkelerin sesi soluğu çıkmıyor... Pısırık Suudiler, Katar ne yapıyor? Sıkıysa bir hareket yapsınlar bakalım! HHH Şoförlerimiz özgür kaldı, yurda döndü... Ne diyorlardı: “Bizi rehin aldılar ama çok rahattık. Kendileri yemedi, bize yedirdiler. Sadece kamyonlarımıza el koydular...” Gördünüz değil mi Türkiye’nin gücünü! Bir terör örgütü Türkiye’nin kamyonlarına el koyuyor el! HHH Biz bu oyunu, tezgâhı, köktendinciliği gördük, tanık olduk... 80 öncesi Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, 1993’te Sivas’ta, 1995’te Gazi Mahallesi’nde... Aziz Nesin tahrik etmişti değil mi Madımak katliamını? Füsun İhsanoğlu: ‘İnanıyorum başaracak’ 17 Aralık gölgesi Anadili hak ama... Trabzon’da 5 parti karşıladı CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı için ortak aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu, eşi Füsun İhsanoğlu ile birlikte dün Trabzon’u ziyaret etti. İhsanoğlu’nu Trabzon Havalimanı’nda CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, CHP, MHP, DSP, DP ve BTP il başkanlaları ve yurttaşlar karşıladı. Bir gazetecinin hangi takımı tuttuğunu sorması üzerine İhsanoğlu, “Bu sorulur mu? Bize her yer Trabzon. Medarı iftiharımız. Biz artık Trabzonspor’dan Avrupa şampiyonluğu ve dünya kupası istiyoruz” yanıtını verdi. İskenderpaşa Camisi’nde cuma namazı kılan İhsanoğlu’na hafız olduğunu söyleyen bir genç “CHP zihniyeti İslamiyet’e zarar verdi. Kuran kursları kapatıldı. Siz cumhurbaşkanı olursanız neye göre hareket edeceksiniz?” diye sordu. İhsanoğlu ise “Biz artık o tarihi geçtik. Uzlaşma başladı. Elbet de anayasaya göre hareket edeceğiz” yanıtını verdi. Ortadoğu’da taraf olunmamalı Ekmeleddin İhsanoğlu ile 45 yıldır evli olan Füsun İhsanoğlu eşinin Cumhurbaşkanlığı adaylığına başta sıcak bakmamış. Yurtdışı görevleri bitince, Türkiye’ye yerleşip daha “sakin” bir yaşam sürdürmeyi planladıklarını anlatan Füsun İhsanoğlu ancak adaylık kararından sonra eşine her alanda destek olduğunu söyledi. Türkiye’ye yaklaşık 4.5 ay önce döndüklerini, tam da “taşınma arefesindeyken” eşinin cumhurbaşkanı adaylığı teklifi aldığını belirten İhsanoğlu, “Daha tam olarak evimiz bile yok” diyor. İhsanoğlu, “Ekmel Bey’in seçilme şansını kuvvetli görüyorum ama tabii sonuçta halk kararı verecek, seçecek. Ben eşimi tanıdığım ve yaptıklarına yakınen şahit olduğum için, başarısı konusunda da hep iyimserim, o nedenle başarılı olacağına inanıyorum” dedi. Hiçbir cemaate mensup değilim, hiçbir cemaatle de organik bağım olmadı. Çok partili demokrasiye geçilmesinden itibaren, bunların Meclis’te hep temsilcileri, mensupları olmuştur. Hükümetler, partiler bunlarla birtakım temaslar kurmuş, aday göstermişlerdir. Bu bir realite. Ben bunların içinde taraf değilim ama içlerinde tanıdıklarım oldu, bana gelen gidenler oldu. Gayrimüslim cemaatlerle tanışmalarım oldu. Ben o nedenle bunlara bir realite, bir zenginlik olarak bakıyorum. Onun dışındaki meseleler (Gülen cemaatiyle ilgili paralel yapı id Cemaatler realite diaları) hukuki zemine taşındığı için artık yargı kararı verinceye kadar buna girmek istemiyorum. Gezi olayı devlet olarak davranışımızın bir röntgenidir. Gezi olayı, genç insanların çevre duyarlılığıyla, ağaçların kesilmesine karşı başladı. Devletin ilk geceden itibaren, ağır bir sopayla kafalarını ezmesi, çadırlarını yıkması, savunulacak bir şey değil, orantısız güç kullanma var. Burada yapılması gereken şuydu. Bu meşru taleplere karşı anlayışla davranmak sopayla değil, diyalogla anlaşmak ve bunları dinlemek. Gezi’deki meşru talepler Partisiyle ilgili özeleştiride bulunan Aygün: Kimse aslı varken çakmasına oy vermez ‘CHP sağdan vazgeçmeli’ SEYFETTİN METE ÇORUM Çorum katliamının 34. yıldönümü nedeniyle düzenlenen panele katılan CHP Milletvekili İlhan Cihaner, “Çarşamba günü Sivas’taydık, şimdi Çorum’da. Türkiye’de her gün bir acının anmasını yapar hale geldik. Cezasızlık kültürü katillere cesaret veriyor” dedi. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün ise “CHP sağa açılma saçmalığından vazgeçmeli. Hiç kimse aslı varken çakmasına oy vermez” dedi. Çorum’da 1980’de ülkücülerin Alevi mahallelerine saldırması sonucu katledilen 57 kişi önceki gün kentte düzenlenen törenlerle anıldı. Etkinliklerin ardından Çorum Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda düzenlenen panelde konuşan Cihaner, Türkiye’nin hukuk açısından ortaçağın bile gerisinde kaldığını belirterek “Türkiye’ye giydirilmek istenen şeriat gömleği bu ülkenin üzerine oturmaz” dedi. Aygün ise Çorum, Maraş, Sivas, Madımak ve Gazi katliamlarında Alevilerin hedef alındığını, Gezi Direnişi’nde Alevi gençlerin öldürüldüğünü vurgulayarak, “Alevilerin lideri kim diye soruyorlar? Aleviliğin lideri olacaksa bu kişiler Berkin ile Ali İsmail’dir. Berkin Elvan’ın henüz 14 yaşında ekmek almaya giderken polis attığı gaz bombasına hedef oldu. Yine Ali İsmail Korkmaz, polisler ve eli sopalılar tarafından dövülerek işkenceyle öldürüldü. Bütün bu davaların takipçisiyiz” dedi. Irak ve Suriye’de terör estiren, katliamlara imza atan IŞİD’in eylemlerinin Türkiye’ye sıçramasından endişe edildiğine dikkat çeken Aygün, “IŞİD militanları Tayyip Erdoğan’ın evlatlarıdır. IŞİD’in korkusu, zülfikârın ordusudur. Erdoğan’ın da en büyük korkusu Alevilerdir” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin MHP ile birlikte eski İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdiğini, kendisinin İhsanoğlu’na imza vermediğini ifade eden Aygün, “Beni Ekmeleddin İhsanoğlu’nun değil, halkın geleceği ilgilendiriyor. Umarım İhsanoğlu Atatürkçü, halkçı birisi çıkar. Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye’nin felaketi olur” diye konuştu. l The Economist: Türkiye’de ilk kez Kürtçe eğitim verecek okul Lice’de açılıyor ‘IŞİD Erdoğan’ın evladı’ ‘Kürdistan’ın temeli atıldı’ Dış Haberler Servisi Haftalık Economist dergisinin son sayısında yayımlanan “Türkiye ve Kürtler: Kürdistan Hayali” başlıklı yazıda, Lice’nin yakınlarındaki Yalaza köyünde “Özgür Kürdistan”ın temellerinin atıldığı” belirtildi. Türkiye’de ilk kez Kürtçe eğitim verecek okulun yakın zamanda Yalaza’da açılacağı belirtilen yazıda PKK üyesi Serdar Çelik’in “Yalaza tüm Kürdistan için devletin serbestçe adım atamayacağı bir komün modeli olacak” sözlerine yer verildi. Yazıda “Iraklı kardeşlerinin başarıları Türkiye Kürtlerini Başbakan Erdoğan ile yeni barış anlaşması yapılması için umutlandırdı” denildi. Lice’deki karakol yapımına karşı eylemler ve olaylarda iki kişinin öldürülmesinin ardından ateşkes sürecinin çökme olasılığının ortaya çıktığı ifade edilirken Başbakan Tayyip Erdoğan için bunun Köşk seçimlerinde Kürtlerden almayı umduğu desteği tehlikeye attığı kaydedildi. Son durumda Kürtlerin kazançlı olduğunu yazan dergi, DiyarbakırLice yolunda karakol yapımının durdurulduğu ve PKK bayrağının Türk ordusuna ait kontrol noktasının 1 kilometreden daha yakınında asılı olduğunu, hükümetin reform paketi açıkladığını ve binlerce Kürt akvistin tahliye edildiklerini bildirdi. Ecomonist’e konuşan Gültan Kışanak’ın “Kürt illerinde bir referandum olursa halkın yüzde 80’i bağımsızlık lehinde oy kullanır” sözlerine yer verilirken Kerkük’ün Kürt yönetimine geçmesi ve bağımsızlık yolunun hızlanmasının, Türkiye’nin Kürtlerini heyecanlandırdığı ifade edildi. AKP’li Galip Ensarioğlu da sunabileceklerinin en fazlasının şiddete karışmamış PKK’li tutuklular ve militanlar için af, mevcut terörle mücadele yasalarının rafa kaldırılması, Kürtçe eğitime devlet okullarında da izin verilmesi olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül 7 yılı değerlendirdi ‘Dolu doluydu’ Yurtdışı oylarına 2 uçak İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP’nin başına geçip geçmeyeceği konusunda “Seçim süreci içindeyiz. Ben nihayetinde AKP’nin kurucusuyum. Bunlar vakti geldiğinde kendi aramızda konuşacağımız konulardır” değerlendirmesi yaptı. Cuma namazını Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa Camisi’nde kılan Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Beyoğlu Özel Karaköy Rum Ana ve İlköğretim Okulu’nda, Cumhurbaşkanlığı fotoğrafçıları fotoğraf sergisine katıldı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül Cumhurbaşkanı olarak dolu dolu bir 7 yıl geçirdiğini belirterek tarihçilerin yazacağı çok büyük olaylar yaşandığını kaydetti. Olağanüstü bir dönemde cumhurbaşkanı seçildiğini dile getiren Gül, “7 yılı bitirdikten sonra şöyle bir mutluluğum var. O zaman ‘aman bu adam cumhurbaşkanı olmasın’ diye konuşanların büyük bir kısmının bugün gelebildikleri tek devlet kapısı oldum, hepsine kucağımı açtım. Bugün o duyguların gittiğini görmekten büyük memnuniyet duyuyorum” dedi. Seçilmiş insanların görev süresi içinde sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirmelerinin beklendiğini ifade eden Gül “O açıdan gönlüm rahat şekilde 7 yılın sonuna gelmiş vaziyetteyim” değerlendirmesinde bulundu. Önceki gün çatı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine Gül “Kendisine başarılar diledim” dedi. DUYGU GÜVENÇ ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk kez bulundukları ülkelerde oy kullanacak olan yurtdışındaki seçmenlerin oylarının nasıl taşınacağı belli oldu. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki oylar YSK’nin THY’den kiraladığı uçakla taşınacak. Uçakta, 5 partinin YSK’deki temsilcileri ile sandık kurulundan 2 görevli olacak. Uçaklar; Londra, Stockholm, Kopenhag ve Münih’e giderek toplanan oyları Türkiye’ye taşıyacak. Bu uçaklar için partilerin isim bildirme süresi başladı ve bazı partiler uçakta yer alacak milletvekillerinin isimlerini YSK’ye bildirdi. Avrupa dışından gelecek oylar ise yolcu koltuğunda diplomatlar tarafından taşınacak. YSK, ilk tur için 31 Temmuz 3 Ağustos arasında yapılacak olan yurtdışı Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanılacak bölgelere seçim malzeme l Avrupa dışındaki oylar yolcu koltuğunda geliyor l Başkale’deki gerginlik leri göndermeye başladı. Her sandığın 700 seçmenden oluştuğu yurtdışında yüzde 80’i Avrupa’da olmak üzere 4 bin 200 sandık kurulması planlandı. Vekiller oy başında: Oyları taşımak için kiralanacak 2 uçakta, milletvekilleri de yer alacak. Uçakta son seçimde en çok oyu alan AKP, CHP, MHP, HDP ve SP’nin YSK temsilcileri bulunacak. Avrupa’da farklı bölgelerde kullanılan oylar, havuz sistemiyle 4 başkentte toplanacak. 2 uçak, Dışişleri’nin izin alabildiği havaalanlarında sandık saklama kurulunun getirdiği oyları teslim alacak; uçağın kargosuna yerleştirecek. Oylar yolcu koltuğunda: Avrupa dışındaki oylar ise yolcu koltuklarında diplomatik kuryeler tarafından taşınacak. Sandık saklama kurulu, diplomatik kurye ile birlikte torbaları, havaalanlarına getirecek. Torba sayısı kadar koltuk kiralanacak. Kurye, torbaların sürekli gözetiminden sorumlu olacak. ‘Provokasyon hedeflendi’ YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Başkale ilçesine bağlı İran sınırındaki Esenyamaç köyü yakınlarında 1 PKK’linin çatışmada öldürüldüğü iddiası, bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltti. İHD Van Şubesi Başkanı Ersin Biricik, olay saatinde bölgede bir zırhlı aracın olduğu yönünde bilgiler olduğunu, askerlerin bölgeyi sabah temizlediğini ve savcının olay yerinde inceleme yapmadığını iddia ederek “Olayın sınırda olmadığı, açık bir hedef gözeterek yapıldığı kuşkusu taşıyoruz. Sürece dönük yasal adımların hızlandığı bir zamanda bu olayın provokasyon amaçlı olabileceği endişesi taşımaktayız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle