03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 Bitlis’teki Eski Ahlat şehri kazılarında ikinci bir skandal daha ortaya çıktı İBBŞT’nin Sanat Yönetmeni Şahin istifa ederken basın danışmanı Kayar görevden alındı Taşlar yerinden oynadı u İstanbul Şehir Tiyatroları’nın kuruluşunun 100. yılında, kutlamalar yerine dağılma yaşanıyor. Kurumu bürokratlara teslim eden yeni yönetmelik yüzünden önemli sanatçıların istifasının ardından Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin de istifa etmeyi seçti ve istifa dilekçesini Kültür İşleri’ne sundu. CEREN ÇIPLAK 25 Haziran 1914’te Darülbedayi adıyla kurulan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İBBŞT) 100. yıldönümününde taşlar yerinden oynadı. İBBŞT’nin Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin’in istifa ettiği bildirildi. Şahin, istifa dilekçesini Kültür İşleri Daire Başkanlığı’na sundu. Öte yandan, İBBŞT’nin Basın Danışmanı Muhsin Kayar da İBBŞT Yönetim Kurulu tarafından gerekçe gösterilmeden görevinden alındı. Hilmi Zafer Şahin’in yerine geçecek isimler arasında İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Savaş Barutçu, İBBŞT oyuncusu aynı zamanda yönetmen, seslendirme sanatçısı Erhan Yazıcıoğlu ile İBBŞT oyuncusu Hüseyin Köroğlu’nun yer aldığı konuşuluyor. Bu istifa ve kurumda yaşanan sorunların başlıca nedeni Nisan 2012’de bir gecede değiştirilen yönetmelik aslında. Kurumu sanatçıların elinden alıp bürokratlara teslim eden yeni yönetmeliğin sanatçıları değersizleştireceği, böyle bir yönetmelikle 100 yıllık bir sanat kurumunun yönetilemeyeceği de sanatçılar tarafından defalarca vurgulanmıştı. Tiyatroya darbe olarak nitelenen yeni yönetmelik kamuoyunda büyük tepkiyle karşılanmıştı. Peki, bir gecede, “tepeden inme” yönetmelikle birlikte neler yaşandı? İlk olarak başta o dönemin Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu olmak üzere yönetimin önemli adları istifa etmişti. Kurum içinde de pek çok isim görevden alınmıştı. Daha sonra da, İBB Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk ile yeni yönetmeliği hazırlayanların başında geldiği söylenen İBBŞT Müdürü Abdullah Kaplan da gerekçe gösterilmeden görevden alınmıştı. Yeni yönetmeliğin getirdiği kadrosuzlaştırma politikası, taşeron şirketi tercih ederek kurum sanat çalışanını kadroya almamasıyla istifalar iyice su yüzüne çıkmıştı. Bu kadro sorunu nedeniyle İBBŞT’nin 5 başrol oyuncusu, aynı zamanda televizyon dünyasının popüler oyuncuları Çağlar Çorumlu, Özge Borak, Tolga Coşkun, Özge O’Neill ve Yasemin Güvenç de kurumdan istifa etmişti. Ayrıca, kurum içinde sanatçılara da baskılar yapılmaya başlanmıştı. Örneğin, Kıbrıs Festivali’nde Gezi’ye destek selamı gönderen İBBŞT rejisörü Ragıp Yavuz hakkında soruşturma başlatılmıştı. Yeni yönetmeliğin uygulanmaya başladığı İBBŞT’nin sanat sezonları ise kötü bir sezon olarak yorumlanmıştı. Çünkü aylık oyun programlarında çok büyük aksamalar yaşanmış, hatta İBBŞT tarihinde ilk kez bir sezonda 18 seans oyun iptal edilmişti. Ödül adaylıklarında da çok büyük bir azalma gözlenmişti. En son, İBBŞT’nin, kurumun kuruluşunun 100. yıldönümüne ilgisizliği gündeme gelmişti. Kulislerde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tiyatronun 100. yılı için büyük bir bütçe ayırdığı ancak bu paranın belediyeye bağlı Kültür İşleri Daire Başkanlığı tarafından Türk Sinemasının 100. yılı nedeniyle sinema ile ilgili etkinliklerde harcandığı konuşulmuştu. Kurum sanatçıları ve tiyatroseverler tarafından süreç boyunca düzenlenen onlarca eylem aracılığıyla tiyatroyu koruma mücadelesi verilmişti. Düzenlenen ey lemlerde, böyle bir yönetmelikle 100 yıllık bir sanat kurumunun yönetilemeyeceği defalarca vurgulanmış, sanata karşı ciddi bir hukuksuzluk olduğu, sanatçıların da mağdur olduğu belirtilmişti. Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde oturma eylemi de yapan katılımcılar uzun ve derin bir “Yuh!” çekmişti. O eylemde, tiyatromuzun ustalarından Mücap Ofluoğlu gözyaşları içinde “Bırakmayın bu tiyatroyu” demişti. Tarihin altında 150 tonluk tehlike SELDA GÜNEYSU Hilmi Zafer Şahin ‘Legion d’Honneur’ nişanının ‘Officier’ mertebesiyle ödüllendirilen Zülfü Livaneli: Yaşar Kemal Ara Güler Zülfü Livaneli Blondie, 6 Eylül’de İstanbul’da Kültür Servis Punk rock ve new wave’in öncü gruplarından Blondie, Debbie Harry önderliğinde, 6 Eylül’de İstanbullu hayranlarıyla buluşacak. Black Box İstanbul’da sahne alacak Blondie konserinin biletleri satışa çıktı. 70’li yılların sonundan bugüne kadar yayımladıkları toplam 10 albümde farklı tarzları aynı potada eriten Blondie, 2006 yılında “Rock and Roll Hall of Fame”e kabul edilmişti. Grup, geçen hafta Glastonbury festivalinde en büyük kalabalıklardan birisini toplamıştı. ‘Türkiye’ye verilmiş bir madalya’ ‘Bu nişanın ne olduğuna baktım. 1914 yılında bir Osmanlı subayına verilmiş. O da Mustafa Kemal. Bu da onurların en büyüğü.’ Kültür Servisi Fransa’nın en üst düzey nişanı olan “Legion d’Honneur”ün “Officier” mertebesi ile ödüllendirilen sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli, nişanını düzenlenen törenle aldı. Livaneli’nin, kariyeri, Fransa ve kültürüyle olan dostluğu, barış, özgürlükler ve insan hakları adına verdiği mücadele nedeniyle layık görüldüğü nişan, Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda düzenlenen törende Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili tarafından takdim edildi. Yaşar Kemal, Ara Güler, Türkan Şoray, Atilla Dorsay ile birçok sanatçı ve gazetecinin hazır bulunduğu törene Livaneli’nin eşi Ülker Livaneli ve kızı Aylin Livaneli de katıldı. Törende konuşan Büyükelçi Bi li, Livaneli’nin özgeçmişini okudu ve Livaneli’nin kariyeri, barış, özgürlükler ve insan hakları adına verdiği mücadelesi nedeniyle nişanla taltif edildiğini belirtti. Fransa Cumhuriyeti’nin kendisini bu şekilde onurlandırmasının gurur verici olduğunun belirten Livaneli, “Türkiye’den bu ödülü alan diğer insanlar gibi bu toprağın, bu halkın kültürüyle yetiştiğim için aldım. Dolayısıyla bu ülkenin bir evladı, bu ülkeyi temsil eden birisi olarak alıyorum. Bu, Türkiye’ye verilmiş bir madalyadır” diye konuştu. Konuşmasında Fransa denilince akla kültürün geldiğini, Fransa’nın kültürün her zaman koruyucusu olan, sanatçılara her zaman değer veren bir ülke olduğunun altını çizen Livaneli şöyle dedi: “Kültürün, sanatın yanında olmuş, yüzyıllardır her ülkeye, her millete ait sanatçının ikinci vatanı gibi gördüğü, başı sıkıştığı zaman gidebileceği bir yer olarak düşündüğü Fransa, sanatçıların ikinci ülkesidir. Bu büyük kültür ülkesinin, edebiyat cumhuriyetinin bana böyle bir nişan vererek onurlandırması onurların en büyüğüdür. Bu nişanın ne olduğuna baktım. 1914 yılında bir Osmanlı subayına verilmiş. O da Mustafa Kemal. Bu da onurların en büyüğü. Çünkü Mustafa Kemal, Yaşar Kemal bu ödüle layık görülmüşler. Fransa her zaman, her çağda fikirleriyle dünyayı etkilemiş, Türkiye’yi de çok etkilemiş bir ülkedir. Fransız kültürü, bizim aydınlarımızın ve aydın hareketlerimizin neredeyse sığınağı sayılabileceği bir yer haline gelmiştir.” Daha önce de Yaşar Kemal, Ara Güler, Ekrem Akurgal, Celal Atik, Ümit Boyner, Sakıp Sabancı, İnan Kıraç, Oya Eczacıbaşı ve Güler Sabancı gibi iş, sanat ve edebiyat dünyasından isimlere “Legion d’Honneur” nişanının çeşitli mertebeleri takdim edilmişti. ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesine aldığı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sık sık ziyaret edip bizzat ilgilendiği Bitlis’teki Eski Ahlat şehri kazısının altında 150 ton (150 bar) basınçlı su borusunun yer aldığı öğrenildi. Eski kazı ekibinde yer alan Alp Oğuz Turan, “Bu borunun mezarlık alanı içerisinde patladığı düşünülecek olursa, bu kadar yüksek bir basınca maruz kalan bir su borusunun patlaması sonrasında, mezarlık alanın alacağı tahribatı hayal etmek bile düşünülemez” derken, akanlığa bildirdik’ yeni Eski Ahlat Şehri kazı yöneEski Ahlat şehri Kazı timi de konuyla ilgili olaBaşkanlığı’ndan Cumhuriyet’e rak bakanlığı bilgilenkonuyla ilgili yapılan açıkladirdiklerini açıkladı. mada da borunun hâlâ var u Kazı Kazı başkanı ancak konuyla alanının altında olduğu Prof. Dr. Recai ilgili olarak Kültür ve Karahan tara150 ton basınçlı Turizm Bakanlığı’nın fından 2011’den bilgilendirildiği kaysu borusunun yer bu yana Selçukdedildi. Başkanlık, aldığı öğrenildi. Eski lu Meydanlık su borusunun “ne Mezarlığı’nda kazı ekibinden Turan, zaman” döşendibaşlatılan resği bilgisinin de bu‘Bu borunun mezarlık torasyon çalunmadığını beliralanı içerisinde patladığı lışmalarının terek, “Borunun “ ö n c e d e n düşünülecek olursa, bu kadar sökülmesi de alanhazırlanmış da ne yazık ki tahyüksek bir basınca maruz kapsamlı bir ribata yol açabikalan su borusunun patlaması projesinin ollir. Bizim edindimadığını” ve sonrasında, mezarlık ğimiz bilgiye gömezarlıktaki alanın alacağı tahribatı re boru kullanıltaşların “ilerimıyor” açıklamasıhayal etmek bile ki yıllarda zanı yaptı. düşünülemez’ dedi. rar verme olaEski Ahlat Şehri Kasılığı bulunan” zı Başkanlığı ayrıca meamonyum bikarbozarlıktaki taşların “ileriki nat (AB 57) kimyasayıllarda zarar verme olasılı kullanılarak temizlenlığı bulunan” amonyum bikardiğini Cumhuriyet gündeme ge bonat (AB 57) kimyasalı kullanıtirmişti. larak temizlendiğine yönelik haber üzerine de açıklama yaparak orunun patlama“Mezarlık taşlarında kesinlikması tesadüf mü?’ le kimyasal maddenin kullanılHaberin a r d ı n d a n madığını” ileri sürdü. TaşlardaCumhuriyet’e ulaşan, tarihi alan ki temizliğin “su, diş fırçası” gida Doç. Dr. Nakış Karamağaralı bi aletlerle yapıldığı belirtilen başkanlığında yürütülen kazılara açıklamada, restorasyondan Van katılan Alp Oğuz Turan, kazıya Kültür Varlıklarını Koruma Bölilişkin farklı bir bilgiyi paylaştı. ge Müdürlüğü’nün Turan, 2009’da Eski Ahlat kabilgisi olduğu zısı kapsamında “Çifte (Bükaydedildi. yük) Hamam” kazı alanının zemininden su çıktığını gördüklerini ve suyun kayna ğını tespit etmek için o dönem araştırmalar yaptıklarını söyledi. Turan, “Araştırmalarımız sonrasında hamamın doğusundan geçen, stabilize yolun altından Ahlat Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nden gelen yetkililerin verdiği bilgiye göre 150 bar basınçlı bir su borusunun geçtiğini öğrendik. Öncelikle şifahi olarak aldığımız bu bilgiyi doğrulatmak için gerekli yerlerle diyaloğa geçerek veri toplamaya çalıştık, ancak kazı sezonu sonu olduğu için bu sezonda araştırmamız yarım kaldı” dedi. ‘B ‘B Gaudí’nin başyapıtı Finlandiya’da hayat buluyor ‘Buzda Sagrada Familia’ Kültür Servisi Katalan mimar Antoni Gaudí’nin tamamlayamadığı başyapıtı Sagrada Familia Kilisesi’nin Finlandiya’da buzdan kopyası yapılacak. Eindhoven Teknoloji Üniversitesi’nden Jordy Kern ile Teun Verberne’in gerçekleştireceği projede “pykrete” denilen ağaç lifi ve buzdan bir araya getirilen malzeme kullanılacak. ‘Buzda Sagrada Familia’ adı verilen projede yapılacak kopya, gerçeğindeki gibi değişik yükseklikteki birkaç kubbeden oluşturulacak ve bu kubbelerin en yükseği 37.5 metre olacak. Kule bu yüksekliğiyle buzdan yapılmış en yüksek yapı. Avrupa’nın en soğuk bölgelerinden biri olan Finlandiya’nın Juuka kentinde yapılacak buz yapıda normal buzdan daha dayanıklı “pykrete” denilen malzeme kullanılacak. Debbie Harry • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • Plaj servisi, AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI T (7 gece 8 gün konaklamalarda geçerlidir) Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr *60 TL AM PANSİYO N PLUS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle