01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Gökçek’i de al, haram medyasında konuşalım Meydan okudu Başbakan Tayyip Erdoğan, Vilayetler Evi’nde şehit yakınları ve gazilere verilen iftara katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, çözüm sürecine ilişkin, “Hiç kimseye taviz verilmiyor. Terörist başının elini sıkmadık, teröristle tokalaşmadık” dedi. Erdoğan şehit ailelerinden ve gazilerden rahat olmalarını istedi. Ekmeleddin İhsanoğlu’na tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “Filistin’de dram yaşanıyor. 600’ü aşkın kardeşimiz şehit oldu. 1500’e varan yaralı var. Bazı vurdumduymazlar, ne işiniz var Filistin’de diyorlar. Gazze’ye el uzatıp Türkmenlere el uzatmıyorsunuz diyor. Bu ne vicdansızlıktır. Utanmadan İKÖ’de görev yapmış kişi bunu diyor. Bizim bu konularda ne kadar hassas olduğumuzu bilen, yaşayan biridir. Sayemizde bir makama geldi, şimdi utanmadan, sıkılmadan medya mensuplarının karşısında yalanları söylüyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu: Oğlumla ‘sıfırla’ ‘Teröristle tokalaşmadık’ konuşması yapmadım! Sabotaj iddiası Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının başlangıcında bazı televizyon kanallarının canlı yayınlarının kesildiğini dile getiren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Enerjiyi sağlayan güç minimize edilmiş ve bütün canlı yayın araçlarının bağlantısı kesilmiştir. Bu düşündürücü bir durumdur. Bu konuda Meclis Başkanı’nın bilgi vermesini ve sorumlularla ilgili işlem başlatılmasını istiyoruz” dedi. Erdoğan medyaya sert sözlerle yüklendi ‘Dalkavuk satılmışlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaptığı son grup toplantısında milletvekillerine veda ederken muhalefeti ve medyayı eleştirdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “gafil ve cahil” olarak nitelendiren Erdoğan, bazı medya gruplarını da “dalkavuk ve satılmış” olmakla suçladı. Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde son grup toplantısını yaptı. Filistin atkısı takan Erdoğan’ın veda niteliğindeki konuşması sırasında bazı milletvekilleri ve partililerin ağladığı görüldü. Erdoğan’ın konuşmasından önce gazeteci Savaş Ay’ın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde hastanelerin durumuna ilişkin yaptığı program gösterildi. Erdoğan, özetle şu görüşleri dile getirdi: Sadece sırıtıyor: O acı, çirkin, sağlığı tehdit eden tablonun hiçbir sorumlusu yok. Genel müdür zaten hiç sorumlu değil, sadece sırıtıyor her zamanki pişkinliğiyle. 67 yıl SSK Genel Müdürlüğü yapacaksınız, bu süre içinde de hiçbir vebaliniz, günahınız olmayacak; sıkılmadan “10 yıl önce daha iyiydi, bugün daha kötü’ diyeceksiniz. Okuyan, “5 miyar dolar zararla ayrıldı, Rahşan affıyla kurtardı” diyor. İhsanoğlu’nu destekleyen partiler: İhsanoğlu, kendisini 910 partinin desteklediğini söylüyor. O partilerin toplamının oy oranı yüzde 1’i bile bulmuyor. Devlet Bahçeli, dayatmalara boyun eğdi. Gitti, partisini Sosyalist İşçi Partisi, Devrimci Halk Partisi ile aynı çatının altına yerleştirdi. Başta MHP ve BBP olmak üzere bu partilere gönül vermiş kardeşlerim, bu kirli ittifaklara, bu kirli yol arkadaşlığına 10 Ağustos’ta gereken cevabı verecektir. Aziz millet, bu eski Türkiye koalisyonunu dağıtacaktır. Türkiye’yi susturmak istiyorlar: Bölgede İsrail’in insanlık dışı, barbarca katliamlarına cesaretle sesini çıkarabilen iki ülke var. Bunlardan birisi Mısır. Mısır’da askeri darbe yaptılar. Filistin davasına sahip çıkan ikinci ülke Türkiye’dir. Önce Gezi olayları dediler, sokak hareketleri üzerinden hükümeti devirmeyi hedeflediler, ama başaramadılar. Mısır’da uyguladıkları senaryo, hamd olsun Türkiye’de tutmadı. Şu anda Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden bir başka senaryoyu deniyorlar. Çatı aday diyorlar. Bunların hepsi yalan. Gezi’de, 1725 Aralık’ta başaramadıkarını şimdi 10 Ağustos’ta başarmaya çalışıyorlar. İsrail zulmüne ses çıkarmayacak, sessiz, tepkisiz bir cumhurbaşkanı ile Türkiye’yi susturmak istiyorlar. 2002’de Cenin katliamında merhum Bülent Ecevit tepki koydu, İsrail’in yaptığını soykırım olarak niteledi. Ecevit’e karşı toplu halde saldırı başlattılar. Ecevit, 15 günde tam 4 kez özür diledi. İçerideki dalkavuklar Ecevit’in üzerine yürümüştü. O malum medya, satılmış kalemler, İsrail adına Başbakan’a hiza ve istikamet vermeye çalışmışlardı. İşte şu anda da bu yapılıyor. İsrail’e satılan jet yakıt: Neymiş, Türkiye İsrail’e jet yakıtı satıyormuş. Zaten çıkınınızda tek şey var, yalan, iftira, takıyye. Buraya İsrail’in uçağı gelir ve havalimanından kendi yakıtını alır. Bu her ulus için, gittiği ülkelerde orada bakımını yaptırır, yakıtını alır ve ondan sonra yoluna devam eder. Eğer bunu İsrail’e jet yakıtı vermek olarak takdim ediyorsanız, buna söyleyecek bir şeyim yok. Her hafta bizim 40’ı aşkın uçağımız da Tel Aviv’e gidiyor ve onlar da oralardan yakıtını alıyor. Çıkmış Kılıçdaroğlu ne diyor? Kürecik’teki radar İsrail’e bilgi veriyormuş, vay gafil, bu ne cehalet. Omurgalı, şerefli olun. Kürecik’teki radar Kahramanmaraş’ta. Hepsi NATO’nun. Bunu bilmeyecek kadar cahil. Bir insan kendi ülkesine bu kadar Fransız olur mu? Dalkavuk ve satılmış medya: Bu iftiraları İsrail medyası değil, dalkavuk ve satılmış kalemler gündeme taşıyor. İsrail ne zaman ki katliama başlar, buradaki dalkavuklar gündemi çarpıtmak için kalemlerine sarılırlar. İsrail’i, Gazze’yi bıraktılar sabah akşam hükümete saldırıyorlar. Pensilvanya’daki zat çıkmış Gazze için taziye yayımlıyor. O taziyede kendi ülkesini eleştiriyor, ama efendisi İsrail’e tek bir laf söylemiyor. Son konuşmam: Eğer 12. cumhurbaşkanı olursam, bu kürsüden yaptığım belki de son konuşma olacak. İnanıyorum ki bu kürsüde hoş bir seda bıraktık. Gözüm arkada değil. Grup toplantısında Kılıçdaroğlu’yla ilgili film göstereceğim, demiş. Oğlumla “parayı sıfırla” diye konuşma yapmadık, ablasını göndermedik. Nedir bu diye merak ettim. Meğer Savaş Ay program yapmış. Diyor ki “Gafil Kılıçdaroğlu, şerefli ol, omurgalı ol, ecdadından dik durmayı öğren” diyor. Ben şerefli olmayı babamdan öğrendim, çünkü haram lokma yemem. Omurgalı olmayı ailemden çevremden, arkadaşlarımdan, öğretmenlerimden öğrendim. Eyvallah ecdadımdan dik durmayı öğrendim. Bu nitelikler sende var mı acaba? Şereften bahsediyor. Herhalde bir arkadaşı Şeref var ondan bahsediyor. Omurga yok ki omurgalı olsun. Eşini, ailesini ülkesini kişisel kariyeri için kullanıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Erkeksen istediğin havuz/haram medyasına çıkıp konuşalım, istersen yanına Melih Gökçek’i de al. Libya’ya gittin, insan hakları ödülü aldın, 250 bin dolar verdiler, ‘hayır kuruluşlarına vereceğim’ dedin. Hangi hayır kurumuna verdin?” diye meydan okudu. Kılıçdaroğlu, grup toplantısında ana başlıklarıyla şöyle konuştu: Katar’la hangi haltları Gazze’de kan akıyor, iktidar sadece konuşuyor. Bir Katar’da, bir Suudi Arabistan’da; başka yerde Türkiye’nin sözü dinlenmiyor. Mahmud Abbas geldi, bir açıklaması önemli, gizleniyor, tartışılmıyor. Mısır’a gittik, araya girdi, ateşkes şartları oluşturdu. Mısır Dışişleri açıklama yapmıştı “Ateşkesi sağlayacağız Türkiye ve Katar engel oluyor” diye. Katar’la beraber hangi haltları işliyorsunuz siz? Ortadoğu’da akan kanın sorumlusu Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisidir. Bülent Tezcan bir dosyanın kapağını araladı. Diyorlar ya, insani yardım malzemesi gönderiyor, diye. Giden füzeler, silahlar. El Kaide’ye ve IŞİD’e gidiyor. “Müslüman Müslümanı öldürüyor” diyor. Öldüren de sensin. Onun eline silah veren sensin. işliyorsunuz? Teftiş belgesini gösterdi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Fotoğraf: DHA Kürecik NATO üssü değil İnsanlar öldürülüyor. Gazze’de. Yakıtı bunlar veriyor. İsrail ile ticari ilişkilerini, askeri ilişkilerini kestin mi, hayır. Kürecik radar istasyonu var, radarı kapatırsın. Kürecik’in yanına bile gelmiyor. Efendim, bu NATO’nun diyor. Yine yalan söylüyor. 2014 sonunda NATO’ya devredilecek, daha NATO’nun değil. Ama yüreği yetmez, yapamaz bunu. Sadece konuşur. İhsanoğlu, seçim hilelerine karşı yurttaşları uyardı: Kedilere dikkat! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhurbaşkanlığı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, ister yazlığında, ister kışlığında olsun herkesin 10 Ağustos’ta oyunu kullanmasını ve sandıklara sahip çıkmasını istedi. İhsanoğlu, “Sonra şişko fareler, kediler trafolara giriyor. Trafolara girince karanlık oluyor, karanlık olunca biliyorsunuz neler oluyor” dedi. Seçim turu kapsamında geldiği İzmir’de CHP ve MHP’li partililer tarafından Adnan Menderes Havaalanı’nda karşılanan İhsanoğlu, Karşıyaka’da Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarına karanfillerden oluşan çelenk bıraktı. Ardından Atatürk Müzesi bahçesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışının adil geçmediğini, takındığı tavırla TRT’nin tarihe kara leke olarak geçeceğini kaydetti. İhsanoğlu, “Başta CHP ve MHP’nin uzlaşması bütün oyunları bozdu. Bugün 10 partinin desteklemesiyle neredeyse bir milli mutabakat oluştu. Hatta AKP’li kardeşlerimizin de büyük kısmı bize iltihak ediyor. Onlar da devletin tepesinde kavga, öfke, kibir istemiyorlar. Tersleyen, tekmeleyen, tokat atan Yarın sandığa gideceğiz. Ya felakete ortak olacağız Ortadoğu bataklığına sürükleneceğiz ya da çıkacağız. Ekmeleddin Bey bir fırsattır. Türkiye Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa tercihini Ekmeleddin Bey’den yana yapmak zorunda. İhsanoğlu fırsat insan istemiyor. Millet, cumhurbaşkanı arıyor, ama yarısının değil, cumhurun tamamının başkanını arıyor” dedi. İhsanoğlu, Emniyet’teki “paralel operasyon”a ilişkin bir soru üzerine de “Adli takibat, intikam ruhu içinde olamaz. Şimdiye kadar hiçbir makam bunlar hakkında bir delil ortaya koymadı. Bu kadar intikam duygusu içinde yapılanlar, kelepçeler yakışmaz bize. Bin senelik devlette bu olmaz. Bunu yapanlar ve yaptıranlar, yarın pişman oldukları zaman yine Türk adaletine müracaat edeceklerdir” diye konuştu. İhsanoğlu, seçimde hedeflerinin yüzde 60 olduğunu yineledi. Irak’ta Türkmenlere yapılan baskı ve katliamları anlatan İhsanoğlu, konuya ilişkin detayları kendisini ziyaret eden Türkmen liderlerden öğrendiğini belirtti. İhsanoğlu, “1314 yaşındaki kıza mükerreren defalarca tecavüz ediliyor, filme çekiyorlar sonra da elektrik direğine asıp öldürülüyorlar. Böyle bir vahşet. 50 bin kişi susuz, gıdasız. Barınaksız, bunlara hiç kimse bir şey yapmıyor. Varsa yoksa Gazze. Ama Gazze’ye de yapılan bir şey yok” diye konuştu. Diyarbakır yanıtı Erdoğan “Diyarbakır’a gitti, orada bir otelde konuştu” diyor. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. STK’nin davetiyle gidiyoruz, onlar soracak, biz cevap vereceğiz. Çok rahatsız olmuş, “Biz sorunu çözeceğiz ama CHP karşı çıkıyor” bu kozu da elinden aldık. Eğer sen benim yaptığımı yapabilirsen seni kutlayacağım. Sen de davetlerine icabet et. Cesaretin varsa git. “Havuz medyası” diyoruz arkadaşlarımız itiraz ediyor “havuz güzel bir şey, haram medya” diyorlar. Haram medyadan al birkaç kişiyi git. Demirtaş, Erdoğan’ın mal varlığının alın teriyle olamayacağını söyledi: Bu serveti nasıl yaptın? İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’a isim vermeden “Topu topu benden 4 yıl fazla milletvekili maaşı almışsın. Bu serveti nasıl yaptın açıklaman lazım. Bunların hepsi yetenek olamaz herhalde, hepsine alın teri diyemezsin herhalde. Yüzlerce milyon dolarlar, Avro’lar nereden geldi?” diye seslendi. Bağcılar’da Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Federasyonu temsilcileriyle bir araya gelen Demirtaş, “Ben merak ediyorum; ‘milletin adayıyım’ diyor ya, milletin kaçının altında özel uçak, özel helikopter var. Bu nasıl millet adayıdır ki ayağı toprağa değmiyor” dedi. Demirtaş, şunları söyledi: “Bir Ana uçağında, bir Ata uçağında. Sen resmen devletin adayısın. Bütün devlet imkânlarını fütursuzca, çirkince kullanıyorsun.” Başbakan’ı canlı yayında tartışmaya çağıran Demirtaş “Devletin imkânları sana kurban olsun, feda olsun. 2 saat benim karşıma çık yeter. Bunun en büyük avantajı devlet imkânları değil, rol yeteneği büyük. Bugüne kadar en iyi halkçı lider taklidi yapan başbakandır. Yeteneği budur, çok iyi taklit yapabilir” diye konuştu. Benimle ilgili bir şey bulacaklar, arıyorlar. 2008’de Teftiş Kurulu’na bir görev veriyorlar, 90’lı yıllarda benim görev yaptığım dönemdeki bütün inşaat ihalelerini inceleyin diye. İki yıl sonra tek sayfalık bir metin, Araştırdık baktık her tarafı inceledik, diyorlar. “Yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığından...” diyorlar. Bir Kasımpaşalı gibi söyleyelim: Erkeksen, senin istediğin havuz medyasında, pardon haram medyasında, senin istediğin gazetecilerle, sadece SSK’yi görüşmek üzere oturalım. İstediğin soruyu sor. Arzu ediyorsan yanına Melih Gökçek’i de alabilirsin. Ben sana sadece bir soru soracağım. Sen gittin Libya’ya. İnsan hakları ödülü aldın. Sana 250 bin dolar para verdiler. Hayır kuruluşlarına vereceğim, dedin. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Eğer erkeksen karşıma çıkarsın. Kılıçdaroğlu’nun kürsüden indiği sırada Samsun Asarcık İlçe Başkanı Bülent Baskın, Kılıçdaroğlu’na istifa ettiğini söyledi. Bağırmaya başlayan Baskın’a korumalar müdahale etti ve kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Baskın’ın son yerel seçimlerde partisinden belediye başkan adayı olduğu bildirildi. 250 bin dolar nerede? Washington: Saygınlığınıza zarar veriyor Konuşma sonrası gerginlik Erdoğan’a en alt düzeyden yanıt Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların Türkiye’nin uluslararası saygınlığına zarar verdiğini ileri sürdü. Harf, önceki günkü basın brifinginde “Bu açıklamaların ne kadar kırıcı ve kötü olduğu noktasında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki’ye tamamen katılıyorum ve çok açık olmak gerekirse bu açıklamalar Türkiye’nin uluslararası saygınlığını zedeliyor” dedi. Harf, Türkiye’nin Gazze’deki duruma çözüm bulma çabaları kapsamında Hamas üzerindeki etkisini kullanması gerektiğini ifade etti. “Korkunç derecede kırıcı şeyler söylemeden de etkinizi kullanabilirsiniz” diyen Harf, bir gazetecinin Erdoğan’ın, “Hâlâ Amerika, ‘İsrail burada savunma hakkını kullanıyor’ diyorsa, burada bir Fotoğraf: SERKAN YILDIZ defa asıl özeleştiriyi Amerika’nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika’dır” sözlerini hatırlatması üzerine de “Buna bir cevabım yok. Açıklamaları kendi başına kırıcıydı, nokta. Bunların hiçbir özrü yok, hiçbir haklı gerekçesi yok” ifadelerini kullandı. Amerikan Yahudi Komitesi de sözlerinin kışkırtıcı olduğunu belirttiği Erdoğan’ın ifadelerinin “İsrail’in diplomatik misyonlarına ve Yahudilere karşı şiddeti körükleyen müsamahakâr bir ortam yarattığını” ileri sürdü. AJC Başkanı David Harris, “Erdoğan’ın üstünkörü ve tarihi cehalet yüklü retoriği ile soykırımı, Hamas’a karşı İsrail’in kendini savunma hakkıyla kıyaslayan söylemleri İsrail ile Türkiye arasındaki ilişlikleri yakın vadede düzeltilemez duruma getirmiştir” dedi. Obama’ya sitem, Gül’e soğuk mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partiye dönüp dönmeyeceği konusunda güçlü mesaj vermezken “AKP içinde kimse ‘Niye dönüyorsun’ demez, ‘dönme’ demez” dedi. Gül’ün parti kuracağı söylentilerine tepki gösteren Erdoğan, geçmişte doğrudan aradığı ABD Başkanı Barack Obama ile görüşemediğini, bu konuda Gül’den yardımcı olmasını istediğini de itiraf etti. Erdoğan, önceki gece katıldığı televizyon programında parti içinde tartışmalara neden olan üç dönem kuralına da değinerek, “Şimdi üçüncü döneme gelen arkadaşlarımızın içinde bazıları tahrike uğruyor” dedi. Gül’ün yeni parti kuracağı söylentilerinin anım satılması üzerine, Erdoğan, şunları söyledi: “Tabii ben hep şu tehlikeden korktum, yani insan olarak hepimiz nefis taşıyoruz, yani birilerinin tahriki, birilerinin teşvikiyle, yani Allah muhafaza böyle bir yanlışın içine düşülebilir ki bu çok büyük bir tehlike olur. Ama şu anda bizim için en önemli dönem şu ara dönem. Bu ara dönemin de süresi zaten 10 ay. 10 aylık süreden sonra zaten cumhurbaşkanımızın siyasete geri dönme gibi bir arzusunun olması halinde buna AKP içinde kimse ‘Niye dönüyorsun’ demez, ‘dönme’ demez. Ama ara dönem için böyle bir tahrik olayının içine birilerinin girmesini doğrusu yanlış bulurum.” Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili bir başka soru üzerine “Şu anda Amerika’nın yaklaşımlarını anlamıyorum” diyen Erdoğan, “Bu anlamamak Obama ile aranızın açılmasına sebep oldu mu” sorusuna, “Ne yazık ki şu anda doğrusu Biden’la Irak meselesinde görüşüyoruz. Ben sayın cumhurbaşkanımıza söyledim. Bir de siz arayın Obama’yı, şu konuyu bizzat onunla görüşün. Görüştüler mi görüşmediler mi doğrusu onu bilemiyorum” yanıtını verdi. Erdoğan, program sunucusu Mehmet Barlas’ın “Ama eskiden siz doğrudan arardınız” sözleri üzerine de şöyle devam etti: “Arıyordum evet; ben de bu süreç içerisinde özellikle Suriye konusunda beklenen neticeleri alamadığım için dışişleri bakanları görüşüyor. Biz de Biden’la...”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle