Katalog

SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Sahurda operasyon Emniyet’teki cemaat örgütlenmesine yönelik 22 ilde 115 şüpheli için operasyon düzenlendi. Gözaltına alınanlar arasında Erdoğan’ı zor durumda bırakan yolsuzluk operasyonunu yürüten polisler de var CANAN COŞKUN Başbakan Recep Tayyib Erdoğan’ın, Türkiye’yi sarsan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında sürekli gündeme getirdiği Fethullah Gülen cemaatine yönelik “İnlerine gireceğiz” diye defalarca ifade ettiği operasyon dün gece sahur vaktinde başladı. Gülen cemaatine yönelik operasyonun gerekçesinin, 7 bin kişinin dinlendiği iddialarına konu olan Tevhidi Selam Kudüs Örgütü soruşturması ve İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi hakkında birçok kişinin sahte kimlik ve belgelerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenilip, konuşmalarının kayda alındığı ihbarları olduğu ortaya çıktı. 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması savcısı İrfan Fidan’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında 115 kişi hakkında yakalama, arama ve gözaltı kararı bulunurken 67 şüpheli de dün saat 01.30 sıralarında başlayan operasyonla gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısı daha sonra 100’ü aştı. Gözaltına alınanlara “hükümete karşı suç, suç için anlaşma, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ile haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçlamaları yöneltildi. Gözaltına alınanlar arasında ismi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde log kayıtlarının silinmesi iddialarına karışan Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ali Fuat Yılmazer ve eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün de yer aldı. di Selam adlı örgüt adı ile soruşturma yapan, gerçekte amaçlarının casusluk olduğu belirlenen 76 Emniyet görevlisi hakkında yakalama ve gözaltı talimatı verilmiş olup şu an itibarı ile 52 şüphelimiz alınmış, diğer şahısların yakalanmaları ve gözaltına alınmaları yönündeki uygulamalar halen devam etmektedir.” Bir Semptom Olarak MH17 MH17 uçuş numaralı Malezya uçağının Ukrayna hava sahasında vurularak düşürülmesi, ABD destekli Avrupa ile Rusya arasında yaşanmakta olan gerginliğin taşıdığı çok tehlikeli potansiyelleri gözler önüne serdi. Şimdi başladıktan sonra nereye kadar gideceği belirsiz bir çatışma süreciyle karşı karşıyayız. Önce pazartesi yazımda yer alan bilgilere ek bazı yeni bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Ukrayna yönetimi Rusya yanlısı ayrılıkçı isyancıların elinde, yolcu uçaklarını da vurabilecek gelişmiş hava savunma silahları olduğunu olayın üç gün öncesinden biliyormuş. Wall Street Journal, “Ukrayna havacılık yetkilileri bu bölgenin hava sahasını neden tamamen uçuşa kapatmadılar?” diye soruyor. The AsiaTimes’tan Pepe Escobar da, yayımladığı çok ilginç bir yorumda, “Ukrayna hava kontrol kulesi, MH17’yi daha önce uçtuğu güzergâhtan 200 km. uzağa, olayın yaşandığı hava sahasına neden yönlendirdi” diye soruyor ve Carlos isimli bir hava kontrol kulesi görevlisinin tweet’lerine gönderme yapıyor. (“http:// slavyangrad.wordpress.com/2014/07/18/ spanishaircontrollerkievborispolairportukrainemilitaryshotdownboeingmh17/”) Daha sobra silinen bu tweet’lerde Carlos MH17’ye radardan kaybolmadan az önce iki Ukrayna savaş uçağının refakat ettiğini iddia ediyor. MH17 radardan kaybolur kaybolmaz, Ukrayna yetkililerin uçağın vurulduğunu açıklamışlar. Carlos, “hemen nasıl bilebildiler?” diye soruyor. MH17’nin yolunun değiştirilmesi, Carlos’un aktardığı gözlemlerin hepsinin, radar kayıtlarında olması gerekiyormuş. Ancak, Ukrayna gizli servisi olayın hemen ardından radar kayıtlarına el koymuş. Büyük olasılıkla daha başka veriler, söylentiler de ortaya çıkacak, karşı taraf bunları yalanlayacak, komplo teorisi diyecek. 1983’te vurulan (Ölü Sayısı 269) Kore Hava Yolları’na bağlı B 747, 1988’de vurulan İran Hava Yolları’na bağlı Airbus (ÖS: 290), Lockerbie’de düşen PanAm, 2001’de Ukrayna ordusunun vurduğu Siberya Hava Yolları uçağı (ÖS: 78), olaylarında olduğu gibi bu kez gerçeğe tam olarak asla öğrenemeyeceğiz. dinlenilenlere takipsizlik Tevhidi Selam’da Kararlar o yargıçtan Operasyon kapsamında 6545 sayılı Yasa ile kurulan, tüm operasyonlarda arama, el koyma, tutuklama ve tutukluluğa itirazları karara bağlama yetkisi olan sulh ceza hâkimlikleri ilk arama, el koyma kararını vermiş oldu. Operasyon kapsamında verilen arama, el koyma kararının altında 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması şüphelisi eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ı tahliye eden Hulusi Pur’un imzası bulunuyor. Pur’un hâkimi olduğu 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararına itirazları değerlendirecek üst mahkeme olan 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nin başında ise bakan çocukları ve İran asıllı işadamı Rıza Sarraf’ı tahliye eden İslam Çiçek yer alıyor. Bazı yeni bilgiler İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan operasyona ilişkin yapılan açıklamada, kapatılan TMK 10. madde ile yetkili bölümünde 2010’dan bu yana yürütülen Tevhidi Selam soruşturmasında dinlenen 251 kişi hakkında takipsizlik kararı verildiğine dikkat çekildi. Başsavcı Hadi Salihoğlu imzalı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ortada terör örgütü kurulduğu yönünde delil olmadığı halde bir kurgu oluşturularak 2010 yılında soruşturmaya başlandığı, yaklaşık 3 yıl süre ile 251 hedef kişi toplamda 2280 kişinin dinlenildiği, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın ve bakanlarının diğer ülke yetkilileri ile olan görüşmelerinin kaydedildiği, MİT müsteşarının kod adı ile örgüt üyesi olarak dinlenip kaydedildiği, özetle casusluk yapıldığının tespiti üzerine 21 Temmuz 2014 tarihli talimatımızla söz konusu Tevhi Sahte belgelerle Açıklamada, İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi hakkında suç ihbarında çok sayıda kişinin sahte kimlik ve bilgilerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenilip konuşmalarının kayda alındığı yönündeki ihbarı üzerine yapılan soruşturma başlatıldığı vurgulandı. Aralarında milletvekili, hâkim, basın mensubu ve üst düzey bürokratların sahte belgelerle ilgisi olmadıkları yasadışı örgüt üyesi oldukları gerekçeleriyle dinlenildikleri anlatıldı. Bu işlemin tamamen özel amaçlı yapıldığının kaydedildiği açıklamada, “Devletin güvenliği ile ilgili olmadığı anlaşılması üzerine Emniyet İstihbarat Şubesi’nde görevli 39 şüpheli hakkında 21 Temmuz 2014 tarihli yakalama, arama, gözaltı talimatı verilmiş olup şu an itibarı ile 15 şüpheli gözaltına alınmış olup uygulama halen devam etmektedir” denildi. Başbakan Erdoğan’dan ‘yayılacak’ mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Emniyet’teki paralel operasyonun başka alanlara sıçrayacağı mesajını verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Emniyet’teki operasyon ile ilgili soruya, “Şu anda yargının kararını görmeden bir şey söyleyemem. Yargı bu isimlerin toplanmasını ve ondan sonra da tabii ki gerek savcılık süreci, gerek bundan sonraki mahkeme süreci devam edecek. Şu anda biz de izlemedeyiz. Neler çıkacak, bunların hepsini göreceğiz” yanıtını verdi. Erdoğan, operasyonun başka alanlara sıçrayıp sıçramayacağı sorusunu ise “Görünen o, tabii tabii” diye yanıtladı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise kendisinin bilgi sahibi olmadığını operasyonu medyadan takip ettiğini söyledi. Öte yandan operasyon kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ankara’da ikisi komiser, biri şube müdürü 3 kişiyi gözaltına aldı. Zanlılar, sağlık kontrollerinin ardından İstanbul’a götürüldü. Eski müdüre arkadan kelepçe Eski Terörle Mücadele Müdürü Yurt Atayün de gözaltına alındı. Atayün sağlık kontrolü için sabah saatlerinde, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Atayün, elleri arkadan kelepçeli şekilde polis aracından indirildikten sonra hastaneye girdi. Yurt Atayün bu sırada, “Teslim olduk arkadan kelepçelediler. Tamamen siyasi...” dedi. Sağlık kontrolünden geçirilen Atayün, polis aracıyla emniyete götürüldü. (Fotoğraflar: AA) Hibrid savaşlar MH17’nin nasıl bir komploya/kazaya/ hesaba kurban gittiğini öğrenemeyeceğiz ama en azından şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ukrayna üzerinde çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. NATO 2014 Politika Raporu’nu hazırlayan komitenin başkanı, Chatam House direktörü, Robin Niblett’in deyimiyle, Batı ile Rusya arasında bir “hibrid savaş” yaşanıyor. Niblett, bu savaşı Rusya’nın başlattığını, başarıyla sürdürdüğünü savunuyor ama olayların akışında bakınca başka bir yargıya varmak olanaklı. Niblet’in tanımlamasıyla, “hibrid savaş”, özel güçlerin, istihbarat görevlilerinin ve yerel güçlerin birlikte, gizli biçimde kullanılmasıyla yürütülüyor. Bu savaş, kitlesel çapta yanıltıcı bilgilendirme kampanyasına dayanıyor. “Hibrid savaş”ta, askeri güç gösterisinden, ekonomik yaptırımlara kadar uzanan korkutma yöntemleri de uygulanıyor.” İyi de bunlar yeni gelişmeler değil ki. Doğu Bloku çöktükten sonra, Avrupa Birliği ve NATO, verilen sözleri unutarak Rusya’nın uyarılarına kulaklarını kapatarak, sürekli Rusya sınırına doğru, ülkeleri yutarak genişlemedi mi? Renkli devrimler olarak tanımlanan “şeylere” bakınca “hibrid savaş”ın hemen tüm unsurlarını gürmüyor muyuz? AB, ABD’nin teşviki ve desteğiyle, yukarıda tanımlanan hibrid savaş teknikleriyle, Ukayna’da seçilmiş bir yönetimi devirmedi mi? Amacı, Ukrayna koridorunu, Karadeniz’i Rusya’ya kapatmak değil miydi? Eski etki alanlarını restore etmeye çalışan Rusya, artık geri çekilecek yeri kalmadığını için, burada genişlemeye dur diyerek, Kırım’ı ilhak ederek, “hibrid savaş”a, “hibrid savaş” yöntemleriyle cevap verince bu noktaya gelmedik mi? Bu “nokta” çok tehlikeli bir yer. Çünkü Rusya geri çekilecek yeri kalmadığına inanıyor. AB ve ABD hâlâ bir “uluslararası topluluk” formülüyle Rusya’ya baskı yapabileceğine inanıyor; yapamazsa Batı’nın gerilemekte olan liderliğine bir darbe daha vurulacağını biliyor. Bu kesimin de geri çekilecek yeri yok. MH17 “kazaya” getirilmesi bence bu sıkışmanın bir semptomudur. Yurdun dört bir yanında gözaltılar... Yurt Haberleri Servisi İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı operasyon kapsamında pek çok kentte polisler gözaltına alındı. Diyarbakır’da Şube Müdürü M.G’nin de bulunduğu 5 polis gözaltına alınırken eski Van’da Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Serdar Bayraktutan ve Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nde bir komiser gözaltına alındı. Bayraktutan, El Kaide’ye düzenlediği operasyonun ardından Terörle Mücadele Şubesi’nin başından alınmıştı. Şanlıurfa’da ise Ceylanpınar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Başkomiser Erkan Ü. ile Ceylanpınar, Hilvan ve Viranşehir ilçelerinde görevli 5 polis memuru gözaltına alındı. Bitlis’te de ismi açıklanmayan bir polisin gözaltına alındığı belirtildi. Antalya’da ise Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Mehmet Öz, evinde gözaltına alındı. Erzurum’da da 3 polis gözaltına alındı. Gözaltına alınan polislerin havayoluyla İstanbul’a götürüleceği bildirildi. ‘Haram lokma yemedim’ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen polis müdürlerinden Hayati Başdağ, hastane girişine uzak bir yerde park edilen araçtan indirilerek yürütüldü. Ellerinde kelepçe olduğu gözlenen Başdağ, hastanede sağlık kontrolünden geçirildi. Hastane çıkışı kelepçeli ellerini havaya kaldıran Başdağ, “Haram lokma yemedim. En ufak kanunsuz hiçbir işim yok” diyerek tepkisini dile getirdi. Gözaltına alınan polis müdürleri Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, KCK gibi operasyonlara imza attı Tartışılan operasyonları yönettiler Eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan: 17 ve 25 Aralık operasyonlarını yürüten polislere yönelik operasyonda MİT krizinin kilit isimleri de yer alıyor. Temmuz 2007’den bu yana en etkili operasyonları bizzat yönetti. Ergenekon, Balyoz, KCK ve Devrimci Karargâh imza attıkları en etkili operasyonlar oldu. Orgeneral rütbesindeki emekli paşalar Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Ergin Saygun, Devrimci Karargâh soruşturmasında Emniyet Müdürü Hanefi Avcı gibi isimlerin yanı sıra KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan yüzlerce kişi Yurt Atayün ve Erol Demirhan döneminde Emniyet’te ifade verdiler. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ soruşturmasına baktı. Ergenekon davasından tutuklandıktan sonra İlker Başbuğ’u cezaevine götürürken araçta görüntülenen kişi olarak yer almıştı. Ayrıca PKK’nin çatı örgütü KCK’nin İstanbul ayağına da bakan ekipteydi. Emniyet Amiri Gaffur Ataç: Eski Genelkurmay öne sürülen canlı bombalar yakalanmıştı. Son olarak PKK’lileri takip eden Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi ekipleri, Başakşehir Olimpiyat Stadı yakınlarına gömülmüş 7 kilo plastik patlayıcıyı ele geçirmişti. KEMAL KILIÇDAROĞLU: Hükümet intikam alıyor ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emniyet mensuplarına yönelik düzenlenen operasyona ilişkin olarak “Bu tür eylemler intikam almak için yapılan eylemler. Devletin gücü kullanılarak belli bir kesimden, polislerden ya da yolsuzluğu ortaya çıkaranlardan intikam eylemleri, bizim kabul edebileceğimiz eylemler değildir” diye konuştu. CHP lideri, Yatağan’da 310 gündür direnişte olan enerji ve maden işçilerini ziyaret etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, emniyetçilere yapılan operasyonun 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının intikamı olduğunu söyledi. 17 Aralık soruşturmasında işadamı Rıza Sarraf’a kelepçe takılmayıp emniyet amirlerine şimdi kelepçe takılmasıyla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Rıza Sarraf biliyorsunuz Erdoğan ailesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Haramzadedir. Haramzade benimle ortak olacak hali yok ya?” dedi. Eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün: Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Hrant Dink suikastındaki ihmal iddialarıyla gündeme gelmişti. Yılmazer, güvenlik güçlerinin evinde yaptığı aramanın ardından gözaltına alındı. Erol Demirhan gibi Ergenekon, Balyoz, KCK ve Devrimci Karargâh imza attıkları en etkili operasyonlar oldu. Atayün ve Demirhan döneminde İstanbul’u kana bulamaya hazırlandıkları Eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kâzım Aksoy: Eregenekon ve Poyrazköy soruşturmalarına baktı. MİT soruşturmasından sonra Mali Şube’ye çekildi. Mali Şube Müdür Yardımcısı olduğu dönem, 1725 Aralık tarihli yolsuzluk ve rüşvet operasyonları başlatıldı. Sonra açığa alındı. Aksoy, “Selam Örgütü” operasyonunda da yer almıştı.