01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA 12 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL bakanlarımız, hatta hatta basınımız vardı. Ne zaman ki silah icat oldu mertlik bozuldu örneği, başbakanların, bakanların sözüne inanılır denilen eski Türkiye sona erdi. Ne zaman ki RTE, yeni Türkiye adını verdiği, oy al, iktidar olmak için yalan da söyle, halkın gözüne girmek için ne geliyorsa elinden gerekeni yap diye ancak kendini özetleyen bir dönem, yeni Türkiye dönemi başlattı.... İşte bu dönem öyle bir dönem ki... Başbakan hele cumhurbaşkanı adayı olacağı aylarda... …hele bir tepeden bakacağım Çankaya’ya çıkayım... Oradan Türkiye’de kurulu düzene şöyle bakacağım, dedi. Yargı ayak bağıdır. Meclis mi? Seçimi tek başına kazanan partinin parlamentodaki çoğunluğudur... Muhalefet mi? Onlar da laf ola beri gele dediğim demokrasinin saksı gülleri! Fakat bu anlama gelen açıklamaları geniş tepkiyle karşılanınca... Bu biçimde bir yönetimin ancak faşizan rejimlerde yaşandığını ve başındaki kişiye de diktatör dedikleri yazılıp söylenmeye başlanınca... ...ustanın sırtında yumurta küfesi yok ya; ilk söylediklerinden yüz seksen derece tornistan etmekte bir an tereddüt etmedi. Bu kez canım yanlış anlaşıldım, kötü amaçlılar açıklamalarını saptırdı demeye ve... ...Çankaya’ya çıkınca elbette anayasanın sınırları içinde ama o anayasanın yüklediği sorumluluk ve görevleri yerine getireceğini söylemeye başladı. Daha önce yakın adamları ustanın parti başkanlığını bırakmayacağını söylüyorlardı. Ustanın bir parti genel başkanı ve başbakan olacağından söz ediyorlardı. Kafasında nihayet demokrasinin temel koşulları üç aşağı beş yukarı gerçek rayına oturduğu sanılırken... HHH ...birden sanki bir başbaşkanın varlığını yadsımıyor ama kendinden sonraki başbakanın yürütmenin başı olarak tek başına icraat yapamayacağını... …örneğin devleti öyle bu başbakanın tek başına değil, birlikte yöneteceklerini, “o da koşacak ben de” diyerek yeni bir yorumla doğruladı. Cumhurbaşkanının devletin ahenkli yönetilmesini sağlamak görevini RTE böyle yorumluyor işte. AKP Genel Başkanı ve Başbakan olacak kişinin anayasal çalışma özgürlüğünü Çankaya’ya bağlıyor. Bu üstü kapalı yumuşak anayasal yorumlarla Başbakan’ın, tabiri caizse ipleri bende, ancak her alanda birlikte “koşabileceklerinin” altını çiziyor. Bu şu demektir? Bu ülkede olumsuz yorumlanmayacak ne yapılırsa bu icraatın sahibi ve eseri de yine ben olacağım demek istiyor. Ha Ali ha Veli. Ha zorba Başbakan, ha aynı adam cumhurbaşkanı! HHH RTE’yi içeride şişirdikçe şişirdik ve bugün baş edilmesi güç bir kişilik kazandırdık. Sanıyoruz ki dünya diplomasisinde de sözü geçen bir liderdir. Örneğin Gazze savaşının bir an önce durmasında RTE’nin İsrail hakkında söyledikleri etkili olacak sandık. Bizimki bağırıp çağırıyor. Söylemediğini bırakmadığı yeni Mısır rejiminin sorunun çözümü için önemli roller üstlendiği, ta BM’ye kadar hemen her yerde konuşuluyor. Ürdün’ün çağrısı üzerine toplanan BM Güvenli Konseyi’nde Türkiye Başbakanı’nın ve Dışişleri Bakanı’nın adı hiç geçmiyor. Güvenlik Konseyi’nin beş üyesi devlet, RTE’nin Konsey’i aşağılayan konuşmalarına yanıt vermeye bile tenezzül etmiyorlar. O burada kendi söylüyor, kendi oynuyor. HHH Cumhurbaşkanlığı’nı engellemek için iki muhalafet partisi ortak bir aday çıkardılar. Lakin o gün bugündür iki parti genel başkanlarının ortak aday Ekmeleddin Bey’i gösteren konuşmaları dışında örgütlerinden ortak adayı destekleyen bir hareket göze çarpmadı. CHP’nin ağzı laf eden yönetici kadrolarındaki gerçekten değerli sözcüleri de susuyor. Şunun şurasında ilk oylamaya 20 gün kadar bir zaman kaldı. Şöyle kalabalıkların göz dolduracağı bir veya iki, ortak adayı halkın da desteklediği izlenimi verecek meydan mitingi bile düzenlemediler. Genel Başkan’ın bir iki yerde mitingler yapacağı söylendi ama örgütün isteksizliği nedeniyle vaz mı geçildi, bilinmiyor. Bu koşullarda Ekmeleddin Bey basınla, gitttiği yerde çarşı pazar sohbetleriyle başarıya nasıl ulaşabilir? Ortak aday ilan ettiklerinde, beklenen, umut edilen neydi? İki partinin merkez kadroları, örgütleriyle RTE’nin cumhurbaşkanlığını, en azından ilk turda seçilmesini engellemek, ikincide zora sokmak! Karşı partiler bu tutumlarıyla RTE’nin cumhurbaşkanlığına adeta daha bugünden şapka çıkarıyorlar. Yazık! Talimatı Erdoğan vermiş SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Adana ve Hatay’da MİT’e ait, El Kaide’ye götürülmek üzere ağır silah dolu olduğu iddia edilen TIR’lara ilişkin soruşturmayı yürüten Adana Savcısı Aziz Takcı, Adana operasyonu sırasında TIR’larda arama yapılmaması için dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un Başbakan Tayyip Erdoğan’dan “Bu araçlar MİT’e ait, biz görevlendirdik. Bu konuda yasa çıkaracağız. Hiçbir işlem yapılmadan araçlar bırakılsın” mesajını ilettiğini aktardı. “Erdoğan’ın elçiliği” ile yetinmeyen Vali Coş, savcıya, arkasında 300400 özel herakât ve çevik kuvvet polisi varken, “Araçların bırakılması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım, ölümüne her şeyi yapabilirim” dedi. Dönemin Adana Emniyet Müdürü Cüneyt Zeybekçi ise savcıya takipsizlik kararı vermesi karşısında araç ve daha fazla koruma vermeyi Adana’da durdurulan TIR’ların aranmaması için savcıya vali kanalıyla mesaj göndermiş n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Coş: Ölürüm de aratmam Savcı Takcı, Başbakan Erdoğan’dan aldığı talimatla dönemin valisi Coş’un söylediklerini şöyle aktarıyor: “Kendisinin de vali olarak bu araçların bırakılması için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu, ölümüne her şeyi yapabileceğini söyledi.” Vali Coş ile bunları konuşurken, İl Emniyet Müdürü Zeybekçi’nin jandarmaya kötü davrandığını gördüğünü ve kendisini uyardığını dile getiren savcı, Zeybekçi’nin sözlerini “Savcım, siz burada tek yetkilisiniz, takipsizlik verir kapatırsınız. Ben size birden çok koruma veririm” olarak aktardı. Cumhuriyet Savcısı Aziz Takcı’nın 23 Mayıs’ta savcılığa tanık sıfatıyla verdiği ifadeye ulaşıldı. Savcı Takcı ifadesinde, önceki gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın belgeleri ile açıkladığı “TIR olayında” neler yaşandığını anlattı. Savcı Takcı, “MİT görevlisi olduklarını iddia eden kişilerin kesinlikle buna ilişkin kimlik ibraz etmediklerini, görevli olduklarına dair herhangi bir belge göstermediklerini, hukuk tanımaz bir şekilde direnerek kimlik ve belge göstermeden olay yerinden ayrıldıklarını, bu nedenle aramanın yapılamadığını” aktardı. Savcı, MİT’ten, “devlet sırrı niteliğinde bir yük taşıyor iseler hâkim tarafından incelenebilecek şekilde bilgi verilmesini” istedi. MİT yazıya yanıt vermedi. Ancak yanıt, savcının anlatımlarına göre “resmi niteliği olmayan, ıslak imzası bulunmayan” ilgili makamlara hitaben “Söz konusu kişilerin ve aracın MİT’e ait olduğunu” belirtir bir yazıydı. Savcı Hatay Valiliği’ne yazının doğru olup olmadığını sordu. Ancak valilikten de bir yanıt alamadı. Takcı, Kırıkhan operasyonu ile ilgili “Bir kısım devlet görevlililerinin herhangi bir resmi belge, yazı ibraz etmeksizin, devlet ciddiyetine yakışmayacak şekilde doğrudan soruşturma ve kolluk makamlarını arayarak, aramanın yapılmaması konusunda baskı yaptıkları, tehditlerde bulundukları müşahade edilmiştir” dedi. Durdurulan TIR’lar içinde “kısmen” de olsa arama yapılabildi. MİT mensupları ile jandarma arasında itişkakışa varan arbede yaşanırken Savcı Takcı, bir yandan kolluk kuvvetlerinden arama talimatını yerine getirmelerini istedi, bir yandan da arama yapılmaması yönünde baskılarla karşı karşıya kaldı: “Jandarma tarafından bu araçlara öncülük eden bir otomobildeki kişilerin kendilerini MİT görevlisi olarak tanıtıp, aramaya engel olmaya çalıştıkları söylendi. Bu sırada MİT görevlileri kimliklerini gösterdi ancak açık kimlik tespiti yapılamadı. Savcının talimatı ile MİT görevlileri güvenli bir şeklide bekletilirken arama yapıldı. Araçlar Seyhan’a hareket etti. İl Jandarma Alay Komutanı, bana bu araçların aranmaması konusunda üzerinde baskı olduğunu, valilik ve benzeri makamlardan baskı yapıldığını, kendisinin bu konuda baskı yapmak istemediğini, hukuken doğru olanı yapmak istediğini söyledi.” Takcı, arama sırasında dönemin Adana Valisi Coş ve dönemin Adana İl Emniyet Müdürü Zeybekçi’nin 300400 kişilik çevik kuvvet ve özel harekât polisi ile birlikte olay yerine geldiğini aktardı. Takcı, şunları aktardı: “Adana Valisi tarafından bana, ‘Bu araçların MİT’e ait olduğu, yüklerin MİT tarafından taşındığı, bu konuda İçişleri Bakanı ve Başbakan’ın bilgisi olduğu, Başbakan’ın kendisine, ‘bu araçlar MİT’e ait; biz görevlendirdik. Bu konuda yasa çıkaracağız. Hiçbir işlem yapılmadan araçlar bırakılsın’ denildi.” teklif etti. Savcı Takcı, Hatay Kırıkhan’daki TIR operasyonu ile ilgili olarak ise, MİT mensuplarının kimlik ve belge göstermeden arama yaptırmadığını dile getirerek, “Bir kısım devlet görevlilerinin soruşturma ve kolluk makamlarını arayarak tehditlerde bulunduklarını” anlattı. Adana’da 3 TIR’ın durdurulması operasyonunu yürüten Adana Berat Sağırkaya Şehit askerler Adem Döğüşgen ve Berat Sağırkaya memleketlerinde Adem toprağa verildi. Şehit askerlerin yakınları büyük üzüntü yaşadı. Döğüşgen iki asker daha şehit MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesi sınırından Türkiye’ye girmeye çalışan silahlı bir grup ile “dur” ihtarında bulunan askerler arasında çıkan çatışmada yaralanan askerlerder ikisi daha şehit oldu. Genelkurmay’dan dün yapılan açıklamada ise şöyle denildi: “Yasadışı geçiş teşebbüsünde bulunan 1015 kişilik gruba ‘Dur’ ikazında bulunulmuş, ikaza uymayan şahıslar tarafından açılan ateş sonucu; piyade er Adem Döğüşgen, piyade er Berat Sağırkaya ve Onbaşı Yiğit Şahan ağır yaralanmıştır. Döğüşgen ve Sağırkaya tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düşmüştür. Onbaşı Yiğit Şahan’ın tedavisine devam edilmektedir. Çatışmada, en az 6 PYD/PKK mensubu teröristin öldüğü değerlendirilmektedir.” Akşam saatlerinde yaralı onbaşı Yiğit Şahan da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Öte yandan ANF’de yer alan haberde, Genelkurmay Başkanlığı’nın “Ceylanpınar’da PKK ile çatışma yaşandığı” açıklaması yalanlandı. Yerel kaynaklara dayandırılan açıklamada, bölgenin kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğu, fark edilen kaçakçıların askere ateş açtığı, olayın YPG ile alakası olmadığı ifade edildi. İmralı’da IŞİD konuşuldu BURSA (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ve avukatı Mazlum Dinç, önceki gün İmralı Adası’nda Abdullah Öcalan ile görüştü. Mehmet Öcalan, “Avukat arkadaşla beraber gittik, ikimize de yarımşar saat izin verildi. Biz hakkımızı üç saat diye biliyorduk” dedi. Gazetecilerin, “Neler görüştünüz?” sorusu üzerine Mehmet Öcalan, “IŞİD hakkında içeride bir değerlendirme yapıldı. IŞİD’le sonuna kadar mücadele yapılacaktır. Onların arkasında her kim varsa, onlarla da sonuna kadar mücadele yapılacaktır. Bu IŞİD hiç kimseye bir fayda getirmez. Onları destekleyen güçler de bir gün gelecek onlar da zarar görecekler. Cumhurbaşkanlığı konusunda bir görüşme yapmadık. Yerel yönetimler üzerinden bir değerlendirme yaptık” diye konuştu. olan “zanlılar” kelepçelenerek Emniyet’e götürüldü. Kaçmasınlar diye etrafları sarıldı. Onları evlerinden uğurlayanlar sonucunu tam öngöremedikleri bir yaşam sürecine başladı. Başta da vurguladığımız gibi Türkiye’de bu tür operasyonlar 2007 yılından bu yana dalga dalga yaşandı. Hem operasyonun şekli, hem suçlamaların ağırlığı altında ezilen pek çok kişi, yaşamını yitirdi, geri dönülmez hastalıklara yakalandı. Türkiye’nin dün yaşadığı tablo hükümetin kendi içinde bir süredir devam eden “paralel” tartışmasının beklenen yansımalarından biriydi. İlk bilgilere göre 1725 Aralık sürecinde görev alan polislerin tümü iktidarın operasyon hedefinde. Başbakan, tıpkı önceki dönemlerde olduğu gibi yargı sürecini izlediklerini söyledi. “Arkası gelir mi?” sorusuna ise “Görünen o, tabii tabii” karşılığını verdi. Her şey gün gibi ortada. Başbakan’ın aylardır vurguladığı, işaretlerini verdiği operasyon başlamış görünüyor. HHH Olağanüstü bir hukuksuzluk döneminden geçip yıllarca süren yargılama ve hapisliğin ardından özgürlüğüne kavuşmuş kişiler olarak bizlerin kime yapılırsa yapılsın hukuksuzluğa hayır demesi görevdir, sorumluluktur. Burada konunun iki ayağı var. Birinci sözümüz iktidarın parti kanadına. Eğer siz kendinize hukuksuzluk yapıldığını, 1725 Aralık sürecinde size kumpas kurulduğunu, yargının bu amaçla kullanıldığını düşünüyor ve bu operasyonun kumpası kuranların açığa çıkartılması olduğunu savunuyorsanız, bunu sadece kendi döneminizle sınırlı tutamazsınız. Türkiye’de benzer hukuksuzluklar, kumpaslar sadece size değil, askerden gazeteciye, akademisyenden öğrenciye, toplumun her kesimine yapıldı. Bu durumda Ergenekon ve Balyoz davalarını kurgulayanları da açığa çıkarmak, bunun için çaba harcamak her şey bir yana iktidar olarak görevinizdir. İkinci sözümüz iktidarın cemaat kanadına. Bugün sizlere yapılanları yayın organlarınızdan izliyoruz. Sağlıklı bilgi akışı yok. Dünkü operasyon görüntülerini insani bulmuyoruz. Bir kişi mahkeme tarafından suçluluğu kesin olarak kanıtlanana dek masumdur. Sizler de bugün düzmece delillerle, özel olarak hazırlanmış iddianamelerle haksız yere suçlandığınızı iddia ediyorsunuz. Bu cümleleri geçmişte biz de çok kullandık. Bugün inandırıcı olabilmeniz için geçmişteki hukuksuzlukları da yeniden masaya yatırmanız, haberciliğinizle ilgili en azından özeleştiri yapmanız gerekli. Siz özeleştiri yapmasanız da biz hukuksuzluğa hukuksuzluk demeye devam edeceğiz. Ama sizin inandırıcı olabilmeniz için son 67 yıllık haberciliğinizi bir kez daha gözden geçirmeniz gerekli. HHH Operasyonların sonucu ne olacak? Aramayakalama kararı verilen 115 kişi tutuklanacak mı? Hükümetin beklentisi tutuklanmaları, çünkü bunun altyapısı oluşturuldu. 28 Haziran’da yürürlüğe giren yeni yargı paketiyle AKP’nin yakın geçmişte reform diye sunduğu tutuklamalara bakan özgürlük hâkimleri kaldırıldı, onların yerine sulh ceza hâkimlikleri getirildi. 16 Temmuz’da da Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) büyük çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere yeni sulh ceza hâkimleri atadı. Bu hâkimler davalara bakmayacaklar, sadece operasyonlarda tutuklama olup olmamasına karar verecekler. 16 Temmuz’da bu atama yapılıyor, 22 Temmuz’da operasyon başlıyor. Atanan hâkimlerin çoğunluğu yakın geçmişte hükümeti mutlu eden kararları vermiş hâkimler. Bu durum gösteriyor ki, tıpkı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi önce hakimler atandı! Biz gelişmeleri izlemeye, herkes için hukuk demeye devam edeceğiz... Reyhanlı’nın karşısına yerleştiler İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal’dan İsrailli avukatlara çağrı ‘Sesinizi yükseltin’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkanı avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal, İsrail Barosu Başkanı avukat Doron Barzilay’a İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ilişkin mektup yazdı. Mektubunda, konuya politik yaklaşmadığını ve amacının bu olmadığını vurgulayan Kocasakal, “İsrail devletinin ve vatandaşlarının terör ve saldırılara karşı güvenlik ihtiyacının da bilincindeyim. Bununla birlikte, bildiğiniz gibi meşru müdafaanın belirli hukuki şartları mevcuttur. Bunlardan en önemlileri savunmanın saldırgana karşı yöneltilmesi ve saldırı ile orantılı olmasıdır. Oysa yaşadığımız olayda, İsrail güçlerinin saldırısı, saldırganlara karşı değil, ayrım yapılmaksızın masum sivil halka yönelmekte ve hiçbir orantı içermemektedir. Bu nedenle harekâtı kendini koruma/meşru müdafaa kapsamında kabul edebilmek hukuken ve insani olarak mümkün değildir” diye konuştu. Bu tür saldırıların uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirten Kocasakal, şöyle devam etti: “Bir hukukçu, avukat ve 50 bin avukatı temsil eden baro başkanı olarak sizi şahsım, barom ve insanlık adına Gazze’de yaşananlara karşı sadece hukuki bakışla sesinizi yükseltmeye, hükümetinizi uyarmaya, tüm insanlığı rahatsız eden bu trajediyi durdurmak adına uygun göreceğiniz gerekli girişimlerde bulunmaya çağırıyorum. Hiçbir sonuç doğurmasa dahi bu girişim ve duruşunuz, tüm insanlığa kalacak onurlu ve değerli bir miras olacaktır.” IŞİD sınıra dayandı AKIN BODUR Hakkâri hâlâ tedirgin Hakkâri’de Pinyani ve Ertuşi aşiretlerine mensup gençler arasında geçen cuma çıkan kavganın ardından, 4 gün süren olaylarda 1 kişi ölmüştü. Önceki gece Hakkâri Valisi Yakup Canbolat, İl Emniyet Müdür, İl Jandarma Komutanı, İl Müftüsü ve iki aşiretin ileri gelenlerinin katılımıyla düzenlenen toplantının ardından önceki gece saat 23.00 sıralarında sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Resmi kurumların yeniden açılmasına karşın kentte tedirginlik halen devam ediyor. Olayların yeniden başlamasından endişe duyan esnafın büyük bölümü kepenk açmazken, az sayıda yurttaş cadde ve sokaklara çıktı. Biber gazından son 2 ayda 2. ölüm DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK’li Mahfuz Aykaç’ın ölüm yıldönümü nedeniyle PKK yandaşları tarafından Siirt’in Conbayır Mahallesi’nde 16 Temmuz’da yürüyüş düzenlendi. Polis yürüyüşe gaz bombalarıyla müdahale etti. Atı lan gaz bombaları nedeniyle fenalaşan 73 yaşındaki Yusuf Özer, hastaneye kaldırıldı. Siirt Devlet Hastanesi’nde 6 gündür tedavisi süren Özer, tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. 9 Haziran’da çıkan olaylarda polisin biber gazlı müdahalesi sırasında fenalaşan astım hastası Ramazan Ertaş da gazdan etkilenerek yaşamını yitirmişti. Siirt’te son 2 ayda biber gazı nedeniyle 2 kişi yaşamını yitirdi. İSKENDERUN Irak ve Suriye’de kanlı eylemler yapan ve halifelik ilan eden Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Beşaslan köyünün tam karşısındaki Suriye’nin Harim kasabasını ele geçirdi. ÖSO militanlarından kasabayı alan IŞİD militanları Suriye’nin eskiden askeri karakol olarak kullandığı binalara kendi bayraklarını astı. IŞİD’in ele geçirdiği Harim kasabası yakınlarında Suriye’nin Bab el Hawa sınır kapısı da bulunuyor. IŞİD militanlarından oluşan 4550 kişilik silahlı grubun dün Beşaslan köyü yakınlarında Suriyeli sığınmacılara kendilerine katılması çağrısı yaptığı, IŞİD’e katılmayanları cezalandırmakla tehdit ettikleri bildirildi. Yaşanan gelişmeler üzerine Hatay’ın Reyhanlı ilçesine askeri birlikler ve zırhlı araçlar gönderildi. Beşaslan köyü yakınlarında sığınmacıların tehdit edilmesi üzerine sınırda yapımına başlanan 2.5 kilometre uzunluğundaki duvarın inşaatı da durduruldu. Duvar yapımında çalışan 30 işçi, asker tarafından güvenlik gerekçesiyle bölgeye alınmadı. Suriye ordusunun ise Halep kırsalında Harim kasabası yakınlarında 8 köyü ele geçirdiği ve Bab el Hawa sınır kapısına doğru yarım bir çember şeklinde ilerlediği belirtildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle