01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Operasyon saatler öncesinden sosyal medyada tartışma konusu olmuştu 5 “Ergenekon’un kasası” denilen, beş parasız defnedilen Kuddusi Okkır... Onurunu kurtarmak için intiharı seçen Yarbay Ali Tatar... Mamak’ta küçük kızıyla oynarken beyin kanaması geçirip hayatını yitiren Albay Murat Herkes biliyordu İstanbul Haber Servisi Emniyet’te cemaatçi polislere yönelik “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yasadışı dinleme yapmak ve sahtecilik” iddiasıyla gerçekleştirilen operasyon, saatler önce sosyal medya ve bazı gazetelerde yayımlandı. Cemaate yönelik gerçekleştirilen operasyonun yankıları sürerken sosyal medyada ve gazetelerde operasyonun göz göre göre gerçekleştirildiği algısı oluştu. Operasyona ilişkin sosyal medya ve gazetelerde yer alan bilgiler özetle şöyle: 4 Eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı: Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce algıları tersine çevirecek şekilde gündemin acilen değiştirilmesi gerekmekte. Bugün, bilemedin yarın yapılmalı ki Baş ‘BAZI GAZETECİLER ÖNCEDEN HABERDAR EDİLDİ’ Zaman gazetesi ve internet sitesi: 17 ve 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nda görev alan polislere yapılacağı iddia edilen operasyonlar için bazı gazetecilerin savcılık ve polis kaynaklarınca önceden haberdar edildiği ileri sürüldü. İddiaya göre bazı savcı ve emniyetçiler, ‘05.0005.30’da 100 civarında polise operasyon yapılacak, erken gelin!’ diye uyarıda bulundu. İktidarın operasyon amacıyla oluşturduğu yeni adli mekanizma için HSYK’nin geçen hafta atadığı sulh ceza hâkimleri ve kendine yakın gördüğü savcılar eliyle yapmak istediği operasyonları şova dönüştürmek istediği, bu yüzden gazetecilerin haberdar edildiği ileri sürüldü. bakan ekranlara çıkıp ‘Ev aramalarında ve bilgisayarlarında neler çıktı neler? Yakında hepsini sizinle paylaşacağız’ diyebilsin. Bu operasyon şimdi yapılmalı ki yandaşlar ‘helal olsun, bak dediğini yaptı’ diyebilsin. Cumhurbaşkanlığına, üzerlerine yapışan yaftaları unutturarak kahraman olarak çıkmak için yapılıyor. Biri ahlak yoksunu, biri İsrail’e bilgi sattığı iddia edilen, biri delil ürettiği iddia edilen, biri de koltuk kapmak için TÜRGEV’e yalvaran kepazelerin yapacağı operasyondan korktuğumdan değil, devletimin verdiği kararlara saygımdandır. Bayramdan sonra olursa operasyon hasılatı olan psikolojik harekâtın meyvelerini siyasi iktidarımız yiyemez. En doğru zaman şimdi. 4 Fuatavni: KÇG ve Dar Oligarklar bugün akşama kadar sıkı bir çalışma yaptı. Başbakan (BB) Gazze ve cesaret ödülü nedeniyle sıkıştı, acilen gündem değişmeli. BB, dün gece kozmik toplantıda Dar Oligarkları azarlamıştı. Bu sabah, bayram sonrası düşünülen operasyonu öne çekme kararı aldılar. İstanbul ve Ankara arası sürekli görüşme trafiği oldu. 1725 Aralık ve Tevhi di Selam Operasyonu’na katılan polislere operasyon yapılacak. İstanbul TEM’de, İstanbul merkezli olmak üzere sabah beş gibi yaklaşık 130 kişiye kapsamlı bir operasyon yapılacak. Dar Oligarklar, gözaltıları ‘İsrail’e casusluk yaptılar algısını oluşturalım ve medyada bu minvalde haberler yaptıralım’ kararı aldı. 4 Başbakan’ın danışmanı Şenol Kazancı’nın kullandığı iddia edilen Derin Millet hesabı: Yarın büyük gün. At fava bekle... Siyonist köpeği Fethullah’tan talimat alıp vatanına ihanet etmenin bedelini ödeyeceksin. Çocuklarınla vedalaş @yakubsaygili !!! Nihayet sizi topluyorlar. Bu gece ya da yarın. Topla topla topla topla.... Ne kadar haşhaşi vatan haini varsa topla. Yarın ağlayan zırlayan haşhaşiler göreceksiniz. Fethullahçılara Şafak Operasyonu... Musul Konsolosluğumuza IŞİD’in yaptığı silahlı baskın, çalışanların dinci terör örgütünce “rehin” alınmaları, günlerdir kulaktan kulağa yayılan Emniyet’teki “cemaatçi” yapılanmanın çökertileceği fısıltıları, İsrail’in Gazze’yi karadan ve havadan vurması... Ve önceki gün CHP’nin, hükümetin “insani yardım taşıyor” dediği Adana’daki TIR tutanaklarını açıklaması... AKP’nin üstünü örtmeye çalıştığı TIR’larla Suriye’de El Kaide ve IŞİD’e silah taşınıyormuş. Evet CHP bunları belgeleriyle açıkladı... Silahların Esenboğa’ya yabancı bir uçakla geldiğini, orada TIR’lara yüklendiğini CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan açıkladı. Açıkladı da ne oldu? Bir gün sonra gece yarısı yurdun dört bir yanında bir operasyon başlatıldı, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu çok sayıda polis gözaltına alındı. Zaten şaşırtıcı olan buydu... Gözaltına alınan adların çoğu gazetecilerin bildiği kişilerdi. Zaten “havuz medyası” bunun sinyalini, Başbakan Erdoğan’ı 1725 Aralık 2013’te zor duruma düşüren rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun hemen ardından vermişti. HHH 22 ilde yapılan “paralel operasyonu”yla gözaltına alınan polisler ne yapmış? Suç işlemek için örgüt kurup, yasadışı dinleme, belgelerde sahtecilik yapmışlar... Devletin güvenliğini tehlikeye düşürecek belge düzenlemişler... Dahası da var... Casusluk, özel hayatı kayda almak, haberleşmenin gizliliğini çiğnemek, kanıtları yok etmek, bilişim sistemini engellemek. Gözaltına alınanlar arasında eski Terörle Mücadele Şube Müdürleri Ömer Köse ve Yurt Atayün de bulunuyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı öğle saatlerinde “paralel yapı” iddialarına ilişkin yürütülen “casusluk” ve “yasadışı dinleme” soruşturmalarında, 115 emniyet görevlisi hakkında “yakalamagözaltı” kararı çıkarıldığını, 67 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Benim açıklamadan çıkardığım, gözaltına alınan emniyet görevlilerinin, aslında “Fethulllahçı” oldukları, ancak haklarındaki “casusluk” suçlamasının, geçmişte yaptıkları sözde “SelamTevhit” örgütü soruşturmasına dayandığı yolunda... Aklıma birden Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, Odatv, KCK operasyonları geliyor... TEPKİLER Üniformayla gözaltı G özaltına alınanlar arasında bulunan bir polisin hastaneye getirildiğinde resmi üniformasını üstünde taşıyor olması dikkati çekti. Hastaneye girişte üzerinde sadece resmi kıyafeti bulunan polise meslektaşları, sağlık kontrolünden sonra Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün (TEM) yeleğini giydirdi. (Fotoğraf: DHA) ‘Alma mazlumun ahını...’ İstanbul Haber Servisi Fethullah Gülen cemaatine yönelik İstanbul merkezli 22 ilde gerçekleştirilen operasyon, değişik kesimler tarafından farklı yorumlandı. Sosyal medya üzerinden yapılan değerlendirmelerde çok sayıda kişi, yolsuzlukların üzerini örtmek için gündem değiştirmek amacıyla operasyon düzenlendiğini savunurken kimileri de operasyona destek vererek gözaltına alınan emniyet görevlilerinin Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalarda yaptıkları hataların bedelini ödemesini istedi. Sosyal medyada öne çıkan bazı görüşler şöyle: l Eski Organize Suçlarla Şube Müdürü Adil Serdar Saçan: Alma mazlumun ahını çıkar 6 senede. Bu operasyonu sonuna kadar destekliyorum. Bizi 2008 ramazanında gözaltına alanlar şimdi gözaltında. l Eski Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz: Yine birileri bahane üretmekte zorlanınca gündemi unutturmak için şahsıma iftira atıp mağdur edebiyatıyla prim yapmaya çalışıyor. Evindeki paraları sıfırlayamayanlar devletin ve milletin itibarını sıfırladılar. Şimdi de masumlara iftira atıp onları da sıfırlamaya çalışıyor. İsrail Gazze’ye saldırdı. Türkiye misilleme olarak polislere kara harekâtı başlattı. İsrail’e gücü yetmeyen zavallılar polise sahurda saldırdı. l Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer: Bu hükümet benim gibi birini bile hâlâ şaşırtmaya devam ediyor ya, pes doğrusu. Allahım, bu ülke ne kadar ehliyetsizlerin eline kalmış ve ne yazık ki muazzam bir vurdumduymazlık hâkim. İş vatan evlatlarına gelince aslan kesilen bu insafsızlar zümresine, bir şey anlatabilmek belli ki bizim harcımız değil. l Bağımsız İstanbul Milletvekili Hakan Şükür: Vatan âşığı, milletine hizmetkâr aslanlara da Kadir gecesini andığımız şu günlerde sahur vaktinin gölgesi yakışırdı. l Gazeteci Mehmet Baransu: Zafer, Muammer, Egemen... Sizi enseleyenlere bu gece operasyon yapılmış... Hırsızlar serzenişte: Ulan bir evden de ananas çıksaydı bari. Ne güzel örgüte bağlardık. l Eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı: Havuzcular henüz gözaltında değilim. Ev aramasına canlı yayında beklerim. Mesele ahlaksızlığa karşı ahlakı savunmaktır. Birazdan ev aramasından canlı yayına beklerim. Ev araması böyle yapılmaz. Doğru ya polis okulları ve akademisini kapattınız. Nereden öğrenecek bu çocuklar arama yapmayı. l Ergin Saygun’un kızı Ece Saygun: Babamı gözaltına alan, sorgulayan ve sabah 5’te uyandırıp göğsüne yafta tutturup sabıka fotoğrafı çektiren Kâzım Aksoy da gözaltında. l Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar: Çok canımızı yaktınız, çok zulmettiniz. Umarım siz adil hukuktan mahrum kalmazsınız. Tehdit, hakaret ve iftira suçlamasıyla iki ayrı şikâyette bulundu Erdoğan, Öz’ün peşinde SORUŞTURMA BAŞLATILDI Haber Merkezi Düzce Başsavcılığı, Başbakan Tayyip Erdoğan’a tehdit ve hakaret iddiasıyla Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında soruşturma başlattı. Erdoğan’ın, Twitter’daki paylaşımlarıyla kendisine yönelik tehdit, hakaret ve iftira suçlarını işlediği gerekçesiyle Öz hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) ayrı ayrı şikâyette bulunmasının ardından, Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Celalettin Şimşek, Öz hakkında soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede, Öz hakkında tehdit, hakaret ve iftira suçlarından kamu davası açılması, HSYK’ya verilen dilekçede ise 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılması istenmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter’da kendisini ima ederek sonunun Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve linç edilerek öldürülen eski Libya lideri Kaddafi gibi olacağını öne süren Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile HSYK’ye şikâyette bulundu. Avukat Ali Özkaya’nın dilekçelerinde, Öz’ün, 16 Temmuz’da Twitter’daki hesabından açıkça belirtmese de müvekkili Başbakan Erdoğan’a yönelik olduğu anlaşılan tehdit, hakaret ve suç isnat eden paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Öz’ün, şikâyete konu paylaşımları aktarılan dilekçede, “Diğer gazete ve internet sitelerinde yer alan haberlere bakıldığında şikâyet edilen savcının müvekkil Sayın Başbakan’ı kastettiği, hedef aldığı açıktır” ifadesi kullanıldı. Paylaşımlar üzerine çıkan haberlerin linkleri verilen dilekçede, Öz’ün açıklamalarıyla Erdoğan’ın maddi ve manevi bütünlüğünü hedef alarak haklarına saldırdığı, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak iftira, hakaret ve tehdit içerikli açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. Dilekçede, “Türkiye Cumhuriyeti savcısı olan bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti başbakanı hakkında aleni bir şekilde tehdit içerikli açıklamalarda bulunması hiçbir şekilde kabul edilemez” denildi. ‘Kabul edilemez’ Özenalp... Bu davalarda da sahte kanıtlar yok muydu? Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna “sehven” yükleme yapılmadı mı?.. Bu kadar benzerlik karşısında gülmeye başlıyorum... Yine aklıma yeraltında bulunan gıcır gıcır silahlar, dijital sahte veriler, “Fuhuş ve Casusluk” davası... Yahu o dönem askerleri sabaha karşı evinden alan, gazetecileri, bilim insanlarını zindanlara atan, sahte delilleri hazırlayan kimlerdi? AKP ve Fethullahçı yapı! Söylesenize bunu açık açık, kıvırtmadan! Evleri didik didik aranan bu emniyet müdürleri hangi görevdeydi? Örneğin eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer? Yakından izlediğim için biliyorum, o davalarda iddianameyi polis hazırlıyordu. Savcı ise imzasını atıyordu... Bavulcu gazeteci o belgeleri nereden buluyordu, Taraf gazetesinin görevi neydi o dönemde? Hrant Dink cinayetini gizleme, karartma eylemi... Dönemin İçişleri ve Adalet bakanları ne yapardı, efsane savcılar yaratan RTE neler konuşurdu anımsayın... Dolmabahçe Sarayı’nda bir kokteylde Savcı Zekeriya Öz’ün elini sıkmak için sıraya giren çok işadamı gördük. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral, beyaz giysiler içinde savcı Öz’ün elini sıkarken ne demişti anımsatayım: “Beni de gözaltına aldıracak mısınız sayın özel yetkili savcım!” HHH Yok “SelamTevhit” örgütüymüş, “paralel yapı”ymış, şuymuş buymuş demeyin... Tüm bunlar 17/25 Aralık’tan sonra oldu, “AKPCemaat” hükümet ortaklığı çöktü... Fethullahçı yapılanma özellikle son 30 yıldır devletin kadrolarına yerleşti... TSK’den yargıya, polise, eğitime kadar! Birlikte yürüdüler bu yollarda, hüzünlendiler... RTE, Zekeriya Öz’ü “efsane savcı” diye överken öte yandan “Ben Ergenekon’un savcısıyım” dediği günleri unutmuş... Cumhuriyet.com.tr’de gördüm dün sabah; RTE savcı Zekeriya Öz hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’na suç duyurusunda bulunmuş, HSYK’ye şikâyet etmiş... Neden mi? Öz, RTE’yi Twitter’dan mesajla tehdit etmiş... Bu işler böyledir... Hayat böyledir işte! kararda haliç kongre merkezi şüpheli oldu ÖZ’DEN İLHAN SELçUK AçIKLAMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon savcısı olarak bilinen ve özel yetkilerinin alınmasının ardından AKP hükümetini açıklamaları ile karşısına alan Zekeriya Öz, sabaha karşı başlayan F tipi operasyona ilişkin, “İlhan Selçuk gözaltına alındığında Sayın Cumhurbaşkanı, Mustafa Balbay’ı arayıp üzgün olduğunu, hemen bırakılacağı sözünü vermişti. Merak ediyorum kahramanca devletine hizmet etmiş gariban polislere sahurda operasyon yapan emri altındaki zalimleri arayıp sorabildi mi?” yorumunu yaptı. ‘Tevhidi Selam’da takipsizlik kararı CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu 7 bin kişinin dinlendiği ve devletin gizli belgelerinin İran’a verildiği iddialarına ilişkin yürütülen Tevhidi Selam soruşturmasında takipsizlik kararı verildi. 19881999 arasında gazetemiz yazarları Prof. Dr. Muammer Aksoy, Prof. Dr. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu 18 ayrı saldırıyı gerçekleştiren “Tevhidi Selam Kudüs Ordusu Örgütü”ne yönelik takipsizlik kararında Haliç Kongre Merkezi, Ankara Etlik Muhammediye Camisi, AKABE Kültür ve Eğitim Vakfı, El Mustafa Medresesi, Ehli Beyt Alimleri Derneği, Estergon Türk Kültür Merkezi ve Yedikule Sosyal Tesisleri şüpheli olarak yer aldı. Kurumların ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’tan soruşturulduğu ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca hazırlanan takipsizlik kararında, 251 kişi ve kurum arasında Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş ve İlahiyatçı Mustafa İslamoğlu da bulunuyor. Kararda, El Kaide, Hizbullah, Ergenekon gibi ilgisiz örgüt isimleri üzerinden mahkeme kararları alındığı kaydedildi. Kararda, Başbakan Erdoğan’ın ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un gizli kalması gereken dış politikaya ilişkin telefon görüşmelerinin kayıt altına alındığı öne sürüldü. 3 gizli soruşturmacının görevlendirildiği belirtilen kararda soruşturma şüphelilerinden Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun eşi Kamile Yazıcıoğlu’nun ifadesi üzerine Tevhidi Selam soruşturması için talepte bulunduğu, AKABE Grubu adı altında soruşturma başlatıldığı anlatıldı. Kamile Yazıcıoğlu’nun ifadesine ve Emniyet’e teslim ettiği flash belleklerdeki “arif Altunbaş. doc” isimli belge içeriğinde “birçok gazeteciyazar ve akademisyen ile ilgili kayıtların olduğu” iddiasıyla bu şahısların soruşturmaya dahil edildiği kaydedildi. Kararda MİT’in İran’la bağlantılı olduğu algısının oluşturulmaya çalışıldığı, MİT Müsteşarı ve yakın çevresinin dinlendiği iddia edildi. Ayrıca dosyanın 17 Aralık 2013’te adliyeye götürüldüğü belirtilen kararda, hedefteki 90 kişinin tape çözümlerinin yapılmamış olduğu öne sürüldü. ERGENEKON VE BALYOZ DAVASININ AVUKATLARI OPERASYONU DEĞERLENDİRDİ ‘Umarım adil yargılanırlar’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Bir dönem Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda görev alan cemaate yakın polis şeflerine yönelik casusluk operasyonu, bu davaların mağdurları arasında da yankı uyandırdı. Ergenekon ve Balyoz davalarında avukatlık yapan isimler, polis şeflerine operasyonu şöyle değerlendirdi: Celal Ülgen: Bugün gözaltına alınan polis şeflerinin, istisnasız tümü Ergenekon, Balyoz ve diğer benzer davalarda delil üreten çetenin belli başlı kişileridir. Şimdi bu açıdan bu kişilerin gözaltına alınması ve hesap sorulması elbette beklediğimiz ve özlediğimiz bir şeydi. Fakat burada bir çekincemizi de belirtmek zorundayız. Eğer bu kişiler, biraz önce andığım davalardaki yaptıklarıyla değil de 17 Aralık’ta Başbakan’a hükümete yönelik delilleri deşifre etmekten sorgulanıyorlarsa burada büyük bir eksiklik ve yanlışlık vardır. Bu eksikliğin ve yanlışlığın tarafı ve yandaşı olmayız. Bu eksikliğin giderilmesi için savaşırız. İrem Çiçek: Maşalar ve maşayı tutan eller ortaya çıkana kadar davaların peşini bırakmayacağız. Açılması muhtemel davalarda müdahil olacağız. Ve elbette onlardan farklı olarak intikamın değil adaletin peşinde olacağız. Hüseyin Ersöz: Yıllarca bizlere yaşatılan hukuksuz uygulamalar nedeniyle kimseye karşı bir öfke beslemiyorum. Umarım “adil” yargılanırlar. “Hukuk bir gün herkese lazım olacak” sözünün Silivri ve Beşiktaş’ta kaç kez tekrarlandığını saymadım. Ama bu günler için söylendiğini biliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle