07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Zeytineli Koyu, dershane kavgasında hükümeti destekleyen vakfa mı verildi? Ödül gibi tahsis iddiası Erdoğan’ın Hacılar Koyu’ndaki tatili sırasında helikopterle güvenlik önlemi alınmıştı. EMRE DÖKER İZMİR Başbakan Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği savlanan villaların bulunduğu Urla Zeytineli Hacılar Koyu’nun bitişiğindeki Zeytineli Koyu’nun ve buradaki Devlet Hava Meydanları’na ait tesislerin, Ensar Vakfı’na yıllık 120 bin liraya tahsis edildiği öne sürüldü. İşadamı Mustafa Latif Topbaş’a ait Zeytineli’ndeki villalar, 17 ve 25 Aralık operasyonlarında da gündeme gelmişti. Bu villalardan ikisinin Erdoğan’a armağan edildiği savlanmış, sitenin etrafının çevrilmesi nedeniyle yurttaşların Hacılar Koyu sahiline ulaşması engellenmişti. Bitişiğindeki Zeytineli Koyu’nun da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün damadı Mehmet Sarımermer ve İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kurucu üye olduğu Ensar Vakfı’na peşkeş çekildiği öne sürüldü. CHP Milletvekili Erdal Aksünger, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) ait 80 dönümlük otel ve restoranın olduğu kampla sahilin kullanım hakkının, vakfa yıllık 120 bin lira bedelle verildiğini söyledi. Kampla ilgili daha önce yapılan ihale, buradaki binaların depreme dayanaksız olması gerekçe gösterilerek 31 Ocak’ta iptal edilmişti. Bunun üzerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, kampın Ensar Vakfı’na verilip verilmeyeceğini sormuş ancak yanıt alamamıştı. Geçen ay da CHP milletvekili Aytun Çıray’ın aynı içerikteki sorusuna hâlâ yanıt verilmedi. Aksünger ise, arazinin Ensar Vakfı’na yıllık 120 bin liraya kiraya verildiğini ve koyda “İslami eğitim kampı” kurulacağını öğrendiğini söyledi. Aksünger, “Bölge halkı tahsisin yapıldığını biliyor. Geçen aylarda vakıf yöneticileri gelerek kampın tahsisi İslami eğitim kampı mı? nin tamamlandığını söylemişler. Kampın önündeki sahili de almak istediklerini belirtmişler. 1. derece sit alanında kalan ve yıkım kararı olan villalalara dokunulmazken şimdi de doğa harikası bu kamp da AKP’lilere peşkeş çekiliyor” dedi. Ensar Vakfı İzmir Yetkilisi Mehmet Eker ise arazinin devreldiğini kendilerinin de duyduğunu söyledi. AKP’nin, Gülen cemaatiyle yaşadığı savaşın ardından güçlendirmeye çalıştığı Ensar Vakfı, İslami çalışmalarıyla dikkat çekiyor. 2012’de Bakanlar Kurulu kararıyla “kamu yararına çalışan vakıf statüsü”ne kavuşan vakıf “El ele hep birlikte namaza” gibi projeleri uyguluyor. Vakfın ayrıca kolejleri ve yayınevleri de bulunuyor. Geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden 148 bin liralık ihalesiz kitap alan vakıf, ayrıca dershane tartışmaları gündeme geldiğinde iktidarı desteklemiş, gazetelere ilan veren 97 kurum içinde yer almıştı. Samsun’dan Başlamanın Anlamı Üzerine Cumhurbaşkanlığı propaganda seçimlerine Samsun’dan başlayıp sonra Erzurum’a geçeceğini açıkladığı an güldüm, hayır şaşırmadım! Demek ki yanlış değerlendirmelerde bulunmamışız... Birkaç yazıda Başbakan’ın rüyasını yazıp durdum, tabii en önemlisi Cumhuriyeti, yeni kurucu figür olarak kendisiyle, Recep Tayyip Erdoğan ile yeniden başlatmaktı. 2023 hedefi bunun rüyasıydı... Örneğin 29 Aralık 2013’te yaklaşık şunları vurguluyordum: 2023, Tayyibistan Cumhuriyeti’nin tam ilanının tasarlandığı tarih! Cumhuriyetin 100 yılı! Atatürk ve Cumhuriyeti’nin bütününe yönelik bütün karalama ve yok etme politikalarının hesabı, Recep Tayyip Erdoğan’ı yeni büyük kurucu olarak geçirmeyi hedefliyor. Suriye ile savaşabilseydi göğsüne bir savaş kahramanı madalyası da takacaktı ve yeni Türkiye’nin Kurucusu görüntüsü tamamlanacaktı! 29 Aralık 2013: “RTE’den bir Ulusal Savaş Kahramanı yaratma projesini yüzde yüz başarabileceklerine inanırlarsa, buna soyunabilirler! 2023 Projesi ve Yeni Türkiye fikri bunu kapsar!” RTE ve ekibi Atatürk ve İnönü dönemlerine çok saldırdı, yeni bir tarih oluşturma çabasına girdi. Atatürk’e ve İnönü’ye ayyaş bile dedi. Ama Atatürk’ü silemeyeceğini anlamıştı. Bu nedenle ondan Gazi Mustafa Kemal diye söz etti zorunlu olduğunda. HHH Cumhurbaşkanlığı makamı kimsenin reddedemeyeceği bir yerdir. Açıkça yazalım: Aslında Başbakanlık makamından bile manevi anlamıdeğeri yüksektir. RTE 2007’de Köşk’e çıkmak istedi. Çok güçlü bir arzuyla hem de! Uzun uzun düşündü taşındı, iki koltuk arasında sarkaç gibi gitti geldi. Balıkçıya bile danıştı (!) ama sonuçta o koltuğu Gül’e verdi. Hesaplarını 2014 seçimlerine göre kurdu. Cumhurbaşkanlığını garantilemek için her şeyi yaptı: Cumhurbaşkanlığı yasasına, 2012’de, Gül’ün yeniden seçilmesini önleyici madde bile koydu. Bu madde Gül’ü tam siyaset dışına itme manevrasıydı. Hem kendisine karşı Gül’ün yeniden aday olması olasılığını ortadan kaldırıyor hem de Gül’ü tasfiye için erken adım atıyordu. Anayasa Mahkemesi, Gül ile ilgili maddeyi iptal etti... Geriye doğru bu sürece baktığınızda, aslında RTE 2014 Cumhurbaşkanlığı dışında başka hiçbir seçenek düşünmüyordu. Köşk, RTE’nin mutlak seçimiydi. RTE bunu 2007’de kararlaştırmıştı. Geride sadece şovu, danışıyoruz lafıgüzafları, işte parti beni istiyor gibi sözde parti kendisini oraya yolluyor havasını vermek amaçlı işin gösteri kısımları kalıyordu. Başka herhangi bir kimsenin adaylığını duyan oldu mu? Hesabı: 2014+5 yıl Köşk= 2019... Ve +5 yıl Başbakanlık = 2024... Bu amaçla seçimleri yeniden 5 yıla çıkartacak ki, 2023’ü, yani Cumhuriyetin 100. kuruluş yılını orada geçirsin... HHH Şimdi işe Samsun’dan başlaması Atatürk’ü taklit diyebilirsiniz. Hayır! Burada şu açık mesaj var: Atatürk ülkeyi kurtarmak için Samsun’a çıktı, doğru adımdı bu. Fakat Kurtuluş’tan sonra yaptıkları yanlıştır. Biz bu yanlışlığı düzeltiyoruz... Atatürk milleti tepetaklak etti, biz milleti toplumu ayakları üzerine oturtuyoruz. RTE’nin yaptığı bir tersine mühendisliktir! Atatürk ve arkadaşlarının “mühendisliği” çağdaş bir yaklaşımatemele oturuyordu. Bir millet, ülke ve toplum oluşturuyorlardı. Bunu bilime, akla, Aydınlanmaya dayandırarak gerçekleştimeyi amaçladılar. Ülkenin çağdaş uygarlığı başka türlü yakalaması, bir millet oluşturması mümkün değildi. Elde yıpranmış ölmüş bir ümmet vardı, ama millet yoktu. Din aletiyle kalkınmış bir ülke örneği de yoktu. Merkezi yönetimle büyük mesafe aldılar... Bir sürü şeyi eleştirebilirsiniz, ama işte o kadar... Bugün İslam ülkeleri arasında bir Türkiye ve ayrıcalığı varsa, o dönemin başarısıdır diyebilirsiniz ancak. Gerideki seçenek, bir Ortadoğu ülkesi olmak ve kalmak vardı. Hâlâ kendimizi o bağnazlık ve mentaliteden kurtarabilmiş değiliz! RTE, şimdi tersine bir mühendislik peşinde. Bu ne demek? Toplumda en geri ve tutucu düşüncelere, ilkelliklere dayandırmak demek ülke yönetimini... Dini kullanmak... Yoksulluğu ve okumamışlığı kullanmak... Ülkeyi gelişmiş ülkeleri aşacak, onlara yetişecek bir sanayileşme, yüksek teknoloji, bilim teknoloji strateji geliştirmek ve ısrarla uygulamak yerine, inşaatçılığa bel bağlayan bir politika... Muazzam bir dinci kısveli sınıfı toplumun, ülke ve devletin her alanına egemen kılmayı hedefleyen bir anlayış... RTE’nin bu düşüncesi bir hayaldir, sadece topluma büyük yara verir ama gerçekleşemez... Çünkü ülkenin kuruluş temellerinde bu yoktur tam tersi vardır... Bu ülkeyi temelden tamamen yıkması gerekir... Ormana ‘idare ve ziyaretçiler’ için inşa edilecek yapılarda imar şartı aranmayacak Torbaya balta girdi Camide şeriat bildirisi dağıtıldı MUSTAFA ÇAKIR Yurt Haberleri Servisi Düzce’nin Akçakoca ilçesinde namaz kılmak için camiye giden cemaatin ayakkabılarının içine “Müslüman olmak neyi gerektirir” başlıklı bildiri bırakıldı. Bildiride “oy verenler, laikliğe ve demokrasiye bağlı kalacaklarına dair yemin edecek olan, Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermeyecek olan kimselere oy verip devletin başına idareci olarak getirdiklerinden dolayı imandan çıkarlar” denildi. İlçe müftülüğü suç duyurusunda bulundu. Van’da iki uzman çavuşa linç girişimi VAN (DHA) Van’da iki uzman çavuş, otomobille Hacıbekir Caddesi’ne girerken çevredeki bazı kişiler aşırı hız yaptıklarını iddia ederek onlara tepki gösterip, otomobili yumruklayıp tekmeledi. Uzman çavuşlarla bu kişiler arasında tartışma çıkınca çevrede kısa sürede kalabalık toplandı. Silah çeken uzman çavuşlar linç edilmek istenirken polisler uzmanları kurtardı. Yanıt veremedi yol gösterdi AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Soma’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto ettiği gerekçesiyle madenci yurttaşı tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in “özel kalem müdür yardımcılığı” görevinden alındığı ve Anadolu Ajansı’nın bu konuda geçtiği haberi “doğrulayamadı”. Arınç, Yerkel’in görevden alınıp alınmadığı konusunda bilgi isteyen CHP Milletvekili Aykan Erdemir’e “Resmi Gazete’yi takip et” tavsiyesinde bulundu. Arınç, Yerkel’in “maiyetinde çalışan bir personel olmadığını” ifade ederken, görevden alınıp alınmadığı konusunda kendilerinde “herhangi bir belge bulunmadığını” belirtmekle yetindi. Arınç, “Şahsın atanma bilgi ANKARA Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki “torba tasarının” görüşmeleri sırasında AKP’nin önergesiyle Orman Yasası’na madde eklendi. Maddeye göre, orman veya orman rejimine tabi alanların, mesire yeri, şehir ormanı, milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ve avlak olarak ayrılan bölümlerinde, “idare ve ziyaretçilerin” ihtiyaçlarını karşılamak için taban alanı 250 metrekareyi ve kat adedi bir bodrum kat ve çatı arası hariç ikiyi geçmeyen yapılar uzun devreli gelişme planlarına veya gelişim ve yönetim planlarına göre yapılacak. Ancak bu alanlar için imar planı şartı aranmayacak. Orman koruma ve yangınla mücadele için yapılacak yapı ve tesisler de aynı planlara göre yapılacak. Onlarda da imar şartı aranmayacak. Kıyı, sahil şeritlerinde kalan alanlar ve kesin yapı yasağı getirilen korunan alanların, orman veya orman rejimine tabi olması halinde ise bu hüküm uygulanmayacak. İmar planı olan alanlarda plana uyulacak. Şehrin içindeki veya yakın çevresindeki ormanlık alanların afetler öncesinde piknik alanı, mesire yeri ve afet sonrasında geçici barınma yeri olarak kullanılan alanlarda altyapı hizmetleri, Orman Genel Müdürlüğü’nün izniyle Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, il özel idareleri, büyükşehir belediyeleri veya belediyeler tarafından yapılacak. Burak Can cinayetinde yeni iddianame İstanbul (DHA) Okmeydanı’nda öldürülen Burak Can Karamanoğlu ile ilgili iddianamenin “eksik soruşturma” gerekçesiyle iade edilmesi üzerine yeni iddianame hazırlandı. Eski iddianamede 4 olan sanık sayısı yeni iddianamede 5’e yükseldi. Yeni iddianamede bir “gizli tanık” olduğu da belirtildi. Avcı’nın odasını arayan 10 polis açığa alındı Haber Merkezi Eskişehir Emniyet Müdürü iken kendi isteğiyle merkeze çekilen Hanefi Avcı’nın, Eskişehir’deki makam odasının aranmasıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturma başlattı. Usulsüzlük iddialarını dikkate alan müfettişler, aramayı yapan 10 polisin açığa alınmasına karar verdi. si nasıl ki Resmi Gazete’den öğrenilmişse, görevden alınıp alınmadığıyla ilgili bilginin de Resmi Gazete’den kolaylıkla takip edilebileceği değerlendirilmektedir” dedi. Arınç’a bağlı olan Anadolu Ajansı’nın 24 Mayıs tarihinde Yerkel’in “görevden alındığı” yönünde haber geçtiğine dikkat çeken Erdemir, şu görüşleri dile getirdi: “Arınç’a verdiğimiz soru önergesiyle bu haberin gerçekliğini teyit etmek istedik. Belli ki Arınç kendi sorumluluğunda olan Anadolu Ajansı’nın haberini yalanlamak istememiş. ‘Yerkel hâlâ görevinin başındadır’ demek yerine ‘Resmi Gazete’ye bakın, kendiniz görün’ anlamına gelen bir yanıt vermiş. Görünen o ki Erdoğan tekmeci danışmanı olmadan vatandaşın içine çıkmak istemiyor.” Oran’dan Yazıcı’ya: Demirtaş: Birlikte yaşam için adayım İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul’da bazı köşe yazarları ve dış basın temsilcileriyle görüştü. Demirtaş, “Bölünme isteyen birisi cumhurbaşkanlığına aday olmaz. Ben Türkiye’de birlikte yaşama isteğinin ne kadar güçlü olduğunu göstermek için aday oldum” dedi. 292 kilo altını hiç mi merak etmediniz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Umut Oran, İranlı işadamı Rıza Sarraf ile Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı’nın bulunduğu Gana’dan “altın kaçakçılığı” iddialarıyla ilgili yeni açıklamalarda bulundu. Oran, Yazıcı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği yeni soru önergelerinde 1 Ocak 2013’te 06.40’da Gana’dan havalanan ve Babek Zencani tarafından kiralanan ULS Havayolları’na ait TCABK KZU755 sefer sayılı kargo uçağının İstanbul Atatürk Havalimanı’na (AHL) iniş yaptığını, taşınan yükün doğal taş olduğunun bildirilmesine rağmen şüphe üzerine yapılan aramada 1.5 ton altın çıkması üzerine mühürlendiğini anımsattı. Oran, Yazıcı’nın, 17 Ocak’ta uçağın Türkiye’den ayrılmasından sonra 15.2.2013 tarihli talimatıyla Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz’ın görevlendirdiğine işaret etti. Oran, Eryılmaz’ın “0526 numaralı 18.03.2013” tarihli soruşturma raporunda “Gana’da düzenlenen belgelerin gelişigüzel yazıldığı ve gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılmaktadır” dendiğine işaret etti. Oran’ın verdiği bilgiye göre raporda özetle şu iddialara yer verildi: “(…) Külçe altınların, Gana’dan kaçak olarak yurtdışına çıkarıldığı sonucuna varılmıştır. (…) Altınlarla Zencani’nin ve şirketlerinin ilgisi olduğunu göstermektedir (…) Bu durum altınların kısmen veya tamamen Türkiye’ye sokulmak istenildiğini ortaya koymaktadır. Sorinet Group, Kont Group Kozmetik ve Master Sara Turizm İmp. Export Ltd. Şti’nin İstanbul Kıymetli Madenler Borsası’na üye olmaması, Duru Döviz ve Kıymetli Madenler Tic. A.Ş.’nin İstanbul Altın Borsası’na üye olması nedeniyle aslında Sorinet Group’a (Zencani) ait altınların ülkeye sokulması için bu firmayla işbirliği yolunun denendiği sonucuna varılmaktadır.” Oran, şu iddia ve sorulara yanıt istedi: l Eryılmaz’ın savcılığa suç duyurusunda bulunmayıp idari para cezası önermesini uygun bulma sebebiniz nedir? Bu sizin talimatınız ile mi yapılmıştır? l Müfettiş raporunda altınların tamamının 1500 kg olduğundan bahsederken ve raporda belirtildiğine göre altınların 1208 kg’ı Dubai’ye gönderildiği belirtilirken 292 kg altının akıbetini niçin hiç sorgulama gereği duymamış ve olayı öylece kapatmıştır? l 15.02.2013 tarihli inceleme ve soruşturma başlatma talimatınız için hangi sebeple 1 aylık bir süre koydunuz? Önergeye göre, Milli Parklar Yasası’nın uygulandığı alanlarda, alanın sit statüsü özelliğinin korunması kaydıyla, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası’nın diğer hükümleri de uygulanmayacak. Komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Musa Çam madde ile özel koruma statüsü verilen alanların ranta açıldığını vurguladı. Bugüne kadar yapılan yapılara hukuki dayanak sağlanmak istendiğine işaret eden Çam, şunları söyledi: “İstanbul Parkormanı Tabiat Parkı’nda, onlarca lüks villanın yapılmasına yönelik olarak gizlice imar planı yapılmış ve kabul edilmiştir. Hukuksuz yapılan imar planına kılıf hazırlamak için tasarıya hüküm eklenmiştir. Yine hukuka aykırı olarak, İstanbul Tuzla Hacet Deresi Tabiat Parkı’nda, yapılan onlarca lüks villanın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Orman Mühendisleri Odası’nca açılan davanın önünü kesmek için bu hüküm eklenmiştir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanan Milli Parklar Yönetmeliği’nde, Milli Parklar Yasası’na aykırı olarak, uzun devreli gelişim planlarını bypass ederek milli park alanlarında plan dışı tesis yapımına imkân sağlayan ve Orman Mühendisleri Odası’nca Danıştay’da iptal davası açılan düzenlemeye yasal kılıf hazırlamak için bu hüküm eklenmiştir.” Çam, düzenlemenin Urla villalarını da aklamaya yönelik bir düzenleme olduğunu savundu. Öte yandan Doğal Çiçek Soğanlarının Üretimi, Doğadan Toplanması ve İhracatına İlişkin Yönetmelik’te de değişiklik yapıldı. Değişiklik dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Mevcut yönetmeliğin “Doğal çiçek soğanlarının yeniden ihraç amacıyla ithalatına, dahilde işleme veya geçici ithalat rejimleri kapsamında bakanlıkça izin verilebilir” hükmü, “Doğal çiçek soğanlarının yeniden ihracatına bakanlıkça izin verilebilir” şeklinde değiştirildi. Değişiklikle çiçek soğanlarının dışarıya satışına kolaylık getirildi. ‘Lüks villalar için’ SORULMAYAN SORU Önceki gece Şirin Payzın’ın program konuğu BDP adayı Selahattin Demirtaş’tı... Demirtaş, merakla izlediğim bir Kürt siyasetçidir. Farklılıkları vardır. Gazeteciyazarlar sordu, o yanıtladı. Hassas konular soruldu, hakkını vereyim programın. Kürtlerin AKP ile seçim anlaşması da soruldu. Demirtaş, birinci turu kazanacaklarını, ne ilk ne ikinci turda başka bir aday lehine asla çekilmeyeceklerini söyledi... Soru yöneltenler bu yanıttan tatmin oldu. Ama şu soruyu yöneltmeleri gerekirken sustular: Öyle diyorsunuz ama ilk turda ya seçilmezseniz... O takdirde ikinci turda Kürt oyları RTE’ye akacak mı akmayacak mı, ne yapacaksınız?.. Demirtaş’ı kurtardılar! RTE’yi özgürlükçü değil otoriter ve dikta heveslisi olarak suçla... Salı günü Meclis’te konuşan diğer BDP eşbaşkanı gibi... Ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda, seçmenini RTE’ye yönlendir... Demirtaş ve Kürt siyasetinin en büyük açmazıdır bu... İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Agos’a ırkçı tehdit! [email protected] Haber Merkezi Agos gazetesinin internet sitesine saldıran hackerlar tehdit mesajı yazdı. İnternet sayfasına “Biz sizin gibi vatan hainlerini çok gördük yaptıklarınızı ve yapacaklarınızı biliyoruz. Ama bundan sonra biz varız büyük Osmanlı devleti usta Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yeniden doğuyor bu ses Osmanlı’nın ayak sesleridir” yazdı. 3 kişiye 206 biner TL Gül ve Davutoğlu Köşk’te görüştü ANKARA(AA) Şans Topu’nda numaralar “11, 17, 23, 24, 26, ve +7” olarak belirlenirken, 5+1 bilen 3 kişi 206 bin 624 TL kazandı. 5 bilenler 2 bin 296 bin, 4+1 bilenler 109, 4 bilenler 18, 3+1 bilenler 12, 3 bilenler 3, 2+1 bilenler 4.60, 1+1 bilenler 2.85 TL kazandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Zambiya Dışişleri Bakanı Harry Kalaba İstanbul’da yaptığı görüşmenin ardından Ankara’da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Görüşmede, Suriye ve Irak’taki gelişmelerin yanı sıra İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle Türkiye’nin sınırlarının ve içinde bulunduğu bölgenin bir “ateş çemberine dönüştüğü” ve bu tablonun görüşmede ele alındığı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle