07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE 12 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Bu gerçeğin son örneği RTE’nin cumhurbaşkanı seçilirse illa ki taraf olacağını sık sık yinelemesi. Geçmiş zamanlarda da devlet başkanlarının ve devletin bitaraf mı bir taraf mı olması gerektiği tartışılır olmuştu Şimdi de RTE durmadan yukarıda tarafsız olmayacağını söyleyerek eski bir taraf tarafsızlık tartışmasını yeniden alevlendirmek istiyor. Çankaya’da devletin değil milletin tarafında olacakmış. Bugüne dek Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak, örneğin kapımıza dayanan İkinci Dünya Savaşı’na Türkiye’nin girmesini engelleyerek milletin savaştan sonra da bağımsız bir ülkenin insanları olmasını sağlayan... … Hatta ve hatta demokrasiyi getirerek RTE gibi dindemokrasi melezi insanların iktidar olmasına vesile olan... … Ama bütün bunları devlet olarak elbette millet için yapanları... Sırf taraflı olacağına halkın sindirmesi, ola ki Köşk’ün taraflı davranışlarından kaynaklanacak sakıncaları şimdiden örtmek için bir hamlede harcıyor. HHH Geçmiş cumhurbaşkanlarını karalarken başını kaldırıp aynaya baksa ya... O zaman acaba kendisinin tarafsızlık adı altında diktatörlük kopyası tek adamlığının bugüne dek halkına, medyaya zulmeden eserlerini belki görebilir. Lakin... … Özeleştiri yapabilmek için olgun, bilgiç ve gerçekten devlet adamlarına özgü bir özellikten mahrum olduğu için... … Çıkıp ekranlara devletten değil, miletten, haktan yana taraflı bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyor ve buna cümle âlemi de inandıracağını sanıyor. Derya içindedir deryayı bilmez. Bitaraf değil, birtaraf olacağını söylüyor, lakin bu saptamayı tamamlayan bir başka söylem daha olduğunu acaba biliyor mu: Gün gelir; bir taraf olanlar bertaraf olurlar! HHH Yeni Türkiye’nin Samsun’dan “kutlu yolculuğuna” çıktığını ikide bir söylüyor. Demek istiyor ki; Peygamberin her yılki Kutlu Doğum haftası hangi anlama geliyorsa, yeni Türkiye yürüyüşü de aynı anlamda! E artık gizlemeye de gerek görmüyor. Partisinin yaptırdığı anketlerde önde gittiğini gördükçe Çankaya’da diktatörlüğün kötü örneği tek adamlığını şu ifadelerle ilan etti: “Hiç kimsenin endişesi olmasın. Seçildiğimiz takdirde ülkenin Başbakanı ile bakanları ile (tek ayağını kaldırarak) tüm siyasi partileri ile tüm kurumları ile işbirliği içinde Türkiye’yi geleceğe taşıyacağız”. Tarık bin Zeyyat gibi geçmişi ile köprüleri attığını söyleyerek... Devlet Bahçeli’nin, “Aklan da gel... Alnındaki lekelerle cumhurbaşkanı adayı bile olamayacağı” sözleri ve Kılıçdaroğlu’nun gerçekleri ifade eden olayları bir kez daha yüzüne vurmasını duymazlıktan geliyor... Kılıçdaroğlu, 17 Aralık sabahı operasyonlar başlayınca evdeki yabancı paraları sıfırla diye oğluna verdiği talimatları dakikası dakikasına açıklıyor Son olarak Reza’nın 1.5 ton altını yurda sokarken gümrükte engellenmesinin üstünün nasıl örtüldüğünü, ne ki 292 kilo eksik, kime gittiği bilinmeyen altınlarla yurtdışına çıkarıldığını son grup konuşmasında anlatıyor. RTE’nin tabii kulakları sağır bu gerçeklere. HHH Ama gün gelir, bugün RTE korkusuyla saklanan gerçekler bir bir ortaya dökülür. 17 Aralık’ta bakanların ve çocuklarının aldığı rüşvetleri ortaya çıkardığı için RTE’nin darbe yapacaktı diye sürdüğü savcılarla ekibi, savcıların emri ile bakan çocuklarının evlerinde araştırma yaparak rüşvetin dik alası kanıtları toplayan ama sürülen polisler tanıklık yapar... O zaman RTE ahrette değil, bugün devlet zoruyla üstünün örtülmesini sağladığı rüşvet ve yolsuzluk rezaletleri ve diğerleri bu dünyada yüzüne çarpacaktır. O günlerde de bugün olduğu gibi bu gerçekler ne umuruma diyebilecek mi acaba? HABERLER ‘Resmi’ rötar AYŞE SAYIN ANKARA 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevlerinden istifa etmek zorunda kalan dört eski bakanla ilgili kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu dün ilk toplantısını yaparak komisyon başkanlık divanı üyelerini belirledi. Muhalefetin dört eski bakan hakkındaki fezlekeleri istediği toplantıda, başkanlığa seçilen AKP Milletvekili Hakkı Köylü, başkanlık divanı üyelerinin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yapacakları ilk toplantıda bu talepleri “değerlendireceklerini” bildirdi. 17 Aralık operasyonunun ardından istifa etmek zorunda kalan eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, kurulduktan 2 ay sonra ancak ilk toplantısını yapabildi. En yaşlı üye sıfatıyla CHP’li Rıza Türmen’in başkanlığında yapılan ilk toplantıda komisyon başkanlık divanı da AKP’li üyelerden oluştu. Bu kapsamda komisyon başkanlığına Hakkı Köylü, başkanvekilliğine Yılmaz Tunç, sözcülüğe Mustafa Kemal Şerbetçioğlu ve kâtip üyeliğe de İlknur İnceöz getirildi. Edinilen bilgiye göre, toplantıda, muhalefet üyeleri komisyonun ciddi bir yargılama işi yapacağını dile getirerek, Başkanlık Divanı’nında muhalefet partileri üyelerine de yer verilmesini istedi. Ancak Köylü, “Biz de adalet ve gerçeğin ortaya çıkması için faaliyet yürüteceğiz” karşılığını verdi. Toplantıda CHP, HDP ve MHP’li komisyon üyeleri, bilgi, belge istenecek, görüşülecek kişi ve kurumları belirlemeden önce, haklarında soruşturma açılan bakanlarla ilgili suçlamaları bilmeleri gerektiğini ifade etti. Muhalefet partili üyeler “Soruşturma yapabilmek için öncelikle bakanlar hakkındaki suçlamaları bilmemiz gerekir” diyerek fezlekeleri istedi. Ancak Köylü, komisyon başkanlık divanının Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında yapılacak toplantıda muhalefetin talebini “değerlendireceklerini” bildirmekle yetindi. CHP kulislerinde başkanlık divanının Resmi Gazete sürecinin beklenmesi ile bir kez daha “zaman kazanma” taktiği izlediği yorumları yapıldı. Geçmiş yıllarda Resmi Gazete’de yayımlanma sürecinin 1 haftayı bulabildiği dikkate alınarak AKP’nin Meclis tatile girene kadar, komisyonu toplamayıp Meclis’in yeni yasama yılının başlayacağı ekim ayına bırakılabileceği belirtildi. Muhalefet partileri üyeleri soruşturma komisyonu yönetiminin Resmi Gazete’de geciktirilmeyerek Meclis kapanmadan yayımlanması için TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüşmeye hazırlanıyor. Muhalefet üyeleri ayrıca TBMM İçtüzüğü’ndeki hükümler doğrultusunda 3’te 1 sayıyı yakalayarak komisyonun toplanmasını sağlamayı planladığı öğrenildi. 17 Aralık Komisyonu’nda fezlekeleri isteyen muhalefet milletvekilleri AKP’li başkana takıldı GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Çiçek’le görüşme THY’den yanıtsız yanıt MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türk Hava Yolları (THY), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yolcuların İstanbul Atatürk Havaalanı’nda 2 saati aşkın bir süre uçak içerisinde bekletilmesi konusunda bilgi vermedi. THY, “Yapılacak bir açıklamamız bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı! CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti yöneticilerinin de içerisinde bulunduğu İstanbul’dan Ankara’ya hareket edecek olan uçak 29 Mayıs’ta Atatürk Havalimanı’nda 2 saati aşkın bir süre bekletilmişti. Kılıçdaroğlu ve yolcular bekleme süresini uçak içerisinde geçirmek zorunda kalmışlardı. Saat 14.00’te hareket etmesi gereken uçak, ancak 16.10’da Ankara’ya hareket edebilmişti. Gecikme nedeniyle CHP MYK toplantısı iptal edilirken Kılıçdaroğlu’nun randevuları da ertelenmişti. Beklemeye, “yakıtın bitmesi” gerekçe gösterilmişti. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP heyeti ve yurttaşların İstanbul’dan Ankara’ya gelmek için bindikleri THY uçağı 2 saati aşkın bir süre rötar yapmıştır. Yolcular bu süre boyunca uçakta beklemek zorunda bırakılmışlardır. Yurttaşların 2 saati aşkın bir süre uçağın içinde beklemek zorunda kalması işkence gibi bir durumdur” dedi. Acar, önergesinde gecikmenin gerekçesini, bir inceleme ve soruşturma başlatılıp başlatılmayacağını, yurttaşlara tazminat ödenip ödenmeyeceğini, THY yönetimin sorumluluğunun ne olduğunu sordu. Maliye Bakanı Şimşek yanıtında, THY’nin özel hukuk hükümlerine göre faliyet gösteren ve kamu payı yüzde 49.12 olan bir kuruluş olduğunu belirterek konunun THY’ye sorulduğunu bildirdi. Şimşek, THY’den gelen yanıtı da paylaştı. THY Genel Müdürü Temel Kotil imzalı yanıtta tüm sorulara tek bir yanıt verilerek şöyle denildi: “THY A.O. Türk Ticaret Kanunu ve SPK mevzuatına göre ticari faliyet gösteren bir özel hukuk tüzelkişisidir. Ortaklığımız 6 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren SPK’nin Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Esaslar Tebliği’ne uymakla yükümlü olup halka açık bir şirket olarak tüm açıklama yükümlülüklerini mevzuat çerçevesinde de yerine getirmektedir. Mevzuat çerçevesinde yapılan açıklamalar dışında yapılacak bir açıklamamız bulunmamaktadır.” Kılıçdaroğlu’nu 2 saati aşkın bir süre uçakta bekleten THY, ne diyeceğini bilemedi MHP’li başkanın oğlu IŞİD’e karşı savaşıyor ELAZIĞ (DHA) Keban ilçesinin eski Belediye Başkanı MHP’li Ramazan Çelik’in oğlu Alparslan Çelik (32), Irak’taki Türkmenlerle birlikte IŞİD’e karşı savaşmak için Irak’a gitti. Çelik, bölgede çekilmiş fotoğraflarını Facebook’taki sayfasında da yayımladı. Baba Çelik, oğlunun bilgisi dahilinde Irak’a gittiğini belirterek, “Gerekirse ben de gitmeye hazırım” diye konuştu. Adana’da bir otomobile, terör örgütü Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) çıkartması yapıştırıldı. Arka camında “Zalimler için yaşasın cehennem” yazan ve IŞİD bayrağının çıkartması bulunan otomobil, kentin en işlek noktalarından olan Mücahitler Bulvarı’nda ilerledi. İçerisinde 2 kişi bulunan otomobilin üzerindeki IŞİD çıkartmasını görenler, araçlarının kornasını çalarak buna tepki gösterdi. (Fotoğraf: DHA) IŞİD çıkarmalı otomobil Saldırının ardından şizofren olduğu açıklanan Ali Uçkun’un ailesi tepkili Çünkü zeytin öylesine uzun ömürlüdür. Zeytin fidanını dikersiniz, 5. yıl ürün vermeye başlar. 15. yılda verimi ikiye katlanır. Ama asıl ürün artışı 25. yıldan sonradır. Devamında ucu açık. 100 yaşını geçmiş nice verimli zeytin ağacı vardır. Yazı aramızda, ben de zeytinin en çok gövdesini severim. Her biri ötekiyle yarışan heykel gibidir. Hangi yönden baksanız kafanızda ayrı bir yansıma oluşur. Resim yapma yeteneğim olsa, zeytin gövdeleri ressamı olmak isterdim. Türkiye zeytinin başlıca anavatanı. Zeytin varlığımız 170 milyon ağaca yaklaşıyor. Bu rakamla dünya dördüncüsüyüz. Zeytin, zeytinyağı tüketiminde ise yerimiz ilk 15 ülkeden sonra geliyor. Sağlık, bereket, barış, ölümsüzlük sembolü zeytin ülkemizde 500 bini aşkın ailenin de geçim kaynağı. HHH Zeytin ağaçları bugünlerde Meclis gündeminde. Tabii ki hayırlı bir durum için değil. Zaten tarımla ilgili olup, hayırlı olan bir şey iktidar tarafından Meclis’e getirilir mi? Daha önce 5 kez Meclis gündemine gelmiş, her seferinde reddedilmiş bir yasa taslağı 6. kez ısıtılıyor. Özeti şu: 25 dekardan küçük olan zeytin alanları her türlü kamu ve enerji yatırımının yanı sıra maden işletmeciliğine de açılacak. Mevcut 3573 sayılı Zeytin Yasası’na göre zeytin alanlarına 3 kilometre mesafede bu ürüne zarar verecek, tozlanmaya, kirlenmeye neden olacak bir yatırım yapılamıyor. Bu hüküm hükümet tarafından gerektikçe deliniyor. Zehirli sözcük haline getirilen “kamu yararı” dikkate alınarak başta yol yapımı olmak üzere pek çok nedenle zeytinlikler tehdit altında. Örneğin İstanbulİzmir otoyolunun sadece GemlikOrhangazi arasındaki bölümünde 140 bine yakın ağaç kesildi. Son değişikliğin başlıca nedeni zeytinlikleri madenlere açmak. Bunu Maden Yasası’nda denediler olmadı. Şimdi Zeytin Yasası’nda bir kez daha deniyorlar. 25 dekardan düşük zeytinliklerde madenciliğe izin vermek neredeyse tüm zeytinliklerin korumasız hale gelmesi demek. Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz’le konuştuk; Türkiye’de zeytinliklerin ortalama büyüklüğü 12 dekar. Avrupa Birliği (AB) standartlarına göre 1 dekarlık alan zeytinlik sayılıyor. Zeytinle ilgili yasanın Tarım Komisyonu’nda görüşülmesi gerekirken hükümet bunu Sanayi Komisyonu’na gönderdi. 25 Temmuz’a dek apar topar çıkarılacak torbanın içine bunu da koyma hevesi var. Hükümet işi bir yönetmelikle bitirmek istemişti, Danıştay’dan dönünce şimdi yasasına uydurmaya çalışıyor. HHH Doğayla madenler arasında bir karşılaştırma gündeme geldiğinde benim aklıma ilk, ezeli bir anlatım gelir. Memleketin birinde ülkenin tek hâkimi sultan bir türlü doymak bilmezmiş. Dünyanın en zengin yöneticilerinden biri olduğu halde sahip olduğu hiçbir şey ona yetmezmiş. Sonunda bir dilek yerine getiricisi bulmuşlar, ondan ne dilerse olacağını söylemişler. Sultan şaşırmış, “Örneğin, tuttuğum her şeyin altın olmasını istersem, olacak mı” diye sormuş. Evet karşılığını alınca, “Peki o zaman, tuttuğum her şey altın olsun” demiş. Öyle de olmuş... Bizimki yolda taşı tutuyor, altın, ağaca dokunuyor, altın. Su kovasına elini sokuyor, silme altın. Sevinçten havalara uçuyor. “Artık benden zengin kimse olmayacak” diye naralar atıyor. Aradan saatler geçiyor. Bizimki acıkıyor; ekmeği tutuyor, altına dönüşüyor. Elini suya götürüyor, altına dönüşüyor. Sultan bir süre sonra açlıktan, susuzluktan kıvranıyor. Zeytine kıyanların, tuttuğu altın olsun! Soruşturma derinleşiyor Gülen’le ilgili tezler de istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’nun, Fethullah Gülen ve cemaati hakkında başlattığı soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürüğü’ndeki Terörle Mücadele (TEM) ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) dairelerine bir yazı göndererek, Gülen cemaati ile ilgili yazılmış akademik tez, makale ve kitapların da iletilmesi için talimat verdiği öğrenildi. T24’ün haberine göre, “cemaatin silahlı gücü bulunup bulunmadığını” da sorgulayan savcılık, öncelikle Gülen cemaati konusunda yürütülen soruşturmaya referans olarak kullanılması için söz konusu akademik çalışma, makale ve kitapların kullanılacağını belirtti. Soruşturma konusunun “sosyolojik boyutu konusunda araştırma yapılması için söz konusu kaynaklara ihtiyaç duyulduğu” bildirildi. Savcılık kaynakları TEM Daire Başkanlığı’nın yanı sıra KOM Daire Başkanlığı’na da benzer bir talimat gittiğini aktardı. TEM Daire Başkanlığı’nca 30 il emniyet müdürlüğüne gönderilen 23 maddelik “gizli ve acele” ibareli yazışmada yer alan “cemaat mensuplarının davranış biçiminin belirlenmesi” ifadesiyle ilgili olarak da “bu husustan cemaat mensuplarının iletişim, hareket şekli, organizasyonlarının ve örgütlü bir şekilde hareket edip etmediklerinin araştırılmasının kastedildiği” belirtildi. Tek bir yanıt Türk bayrağını indiren zanlı koğuşunda asılı bulundu İstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü önündeki Türk bayrağını indirmeye çalışırken vurulan Ali Uçkun (28) önceki gece Metris Cezaevi’ndeki yüksek güvenlikli koğuşta asılı olarak bulundu. Yalnız kaldığı koğuşta çamaşır ipi ile kendini astığı iddia edilen Uçkun’un cenazesi, savcının olay yeri incelemesinin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Uçkun, 29 Haziran 2014 tarihinde Küçükköy’de bir hastane bahçesindeki Türk bayrağını indirdikten sonra Gaziosmanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının bayrağını da indirmeye çalışırken vurulmuştu. Ali Uçkun, hastanedeki tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece “terör örgütünün propagandasını yapmak”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “devletin egemenlik alameti olan Türk bayrağını alenen aşağılamak” suçlarından tutuklanmıştı. Uçkun’un ağabeyi Sadettin Uçkun, kardeşinin Muş’tan geldiğini belirterek “Kendisinin yüzde 80 şizofreni olduğuna dair raporu var. İki defa tedavi gördü. Hava değişimi olsun diye buraya getirmiştik. Köyümüzde de saldırgan biri olarak biliniyor. Askere gittiğinde de geri göndermişlerdi” demişti. Telefonla ulaştığımız Sadettin Uçkun, kardeşinin cenazesini toprağa verilmek üzere Muş’a götürdüklerini belirterek kardeşinin kendini asmasında sorumluluğu bulunduğundan Metris Cezaevi savcısı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. HDP VE BDP YÖNETİCİLERİ Katliamı protesto ettiler DİYARBAKIR (Cumhuriyet) HDP ve BDP yöneticileri, Suriye’nin Rojava bölgesinde IŞİD militanlarının Kürtlere yönelik katliamını Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenledikleri eylemle protesto etti. Suruç Belediyesi Kültür Merkezi önünde protesto eylemine HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP milletvekilleri Nursel Aydoğan, Faysal Sarıyıldız, Demir Çelik ve İbrahim Binici, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve binlerce kişi katıldı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Gerici ve kıyıcı IŞİD çetesinin Kobani’de sivil halka yönelik saldırısı yaşanıyor. IŞİD militanlarının Türkiye sınırından rahatlıkla gelip geçtiler, silahlar taşındı. Çetelerin yaralıları tedavi edildi. Bu olanak doğrudan Türkiye devleti ve AKP hükümeti tarafından bu çetelere verildi. Her şeyden önce Türk devletinin bu tutumunu, savaşa ve katliama destek veren katliamın önünü açan, sivil halka dönük, bu insanlık suçuna imza atan tavrını derhal değiştirmesini istiyoruz” diye konuştu. IŞİD militanlarınının Hatay’da tedavi edildiğini ifade eden Yüksekdağ, “Türkiye sınırını birçok noktadan kullanıyorlar. İki gün önce aldığımız bilgiye göre Hatay’a yaralıların gidişigelişi oldu. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi’ne yaralı IŞİD çetelerinin geldiği, tedavilerinin yapıldığı ve halen bunun devam ettiği bize gelen bilgiler arasında” dedi. Savcıya suç duyurusu DİYANET 1719 TEMMUZ TARİHLERİ ARASINDA ULEMAYI İSTANBUL’DA TOPLUYOR Dolmabahçe’de İslam zirvesi FIRAT KOZOK Cemaatten karşı atak ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Fethullah Gülen’in avukat Nurulllah Albayrak, 30 ilin emniyet müdürlüğüne “yasalara aykırı operasyon talimatı gönderdiği” iddiasıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkan Turgut Aslan hakkında suç duyurusunda bulundu. Albayrak, soruşturmayı yürüten savcı hakkında da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na “disiplin ve adli soruşturma” yapılması talebinde bulunduklarını söyledi. ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı, 1719 Temmuz arasında İstanbul’da “İslam Bilginleri Barış ve Sağduyu İnisiyatifi” toplantısı düzenleyecek. Toplantıya Tataristan’dan Kuveyt’e kadar çok sayıda ülkeden 200 İslam uleması katılacak. Dolmabahçe Sarayı’nda açılışı yapılacak toplantıya Sünni ve Şii gruplardan önde gelen isimler de katılacak. Toplantının İslam coğrafyasının yaşadığı sorunlarla ilgili bir bildiri yayımlanacak. Başkan Mehmet Görmez, Sultanahmet Camisi’nde bir hutbe okuyacak. Türkiye’nin gündemindeki çeşitli konularla yaptığı çıkışlarla dikkat çeken Diyanet, uluslarası rol üstleniyor. Bu çerçevede, başkanlık organizasyonuyla 171819 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da “İslam Bilginleri Barış ve Sağduyu İnisiyatifi” toplantısı yapılacak. Toplantı için çok sayıda ülkeden 200 kişilik bir katılımcı listesi oluşturuldu. Katılımcı ülkeler arasında, Tataristan, Cezayir, Kuveyt, Irak ve İran da yer alıyor. Toplantının açılış töreni 17 Temmuz Perşembe günü Dolmabahçe Sarayı’nda yapılacak. Toplantının açılışına Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler de katılacak. SÜNNİ VE Şİİ GRUPLAR BİR ARADA İlk günkü çalışmaların ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül heyet onuruna akşam yemeği verecek. Toplantıda ikinci gün düzenlenecek çalıştaylarda da İslam dünyasındaki sorunlar masaya yatırılacak. Bu çerçevede Sünni ve Şii gruplardan temsilciler aynı masada buluşacak. Çalıştaylara verilecek ara sırasında heyet, birlikte Sultanahmet Camisi’nde cuma namazı kılacak. Başkan Mehmet Görmez de burada bir hutbe okuyacak. Aynı akşam Dışişleri Bakanı Davutoğlu, heyete bir akşam yemeği verecek. Uluslararası toplantı, cumartesi günü açıklanacak sonuç bildirgesiyle sona erecek. Türk: Genç olsam Kobani için savaşırdım DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına sert tepki gösterdi. ANF’ye konuşan Türk, “Hayatım boyunca silaha ve şiddete karşı duran biri olarak şu anda sağlık durumum ve yaşım elverseydi Kobani’ye giderek katliamcı IŞİD çetelerine karşı halkımın safında savaşırdım” dedi. Türk, KDP ve tüm Kürt örgütlerini ideolojik, siyasal farklılıkları bir yana bırakarak Kobani direnişine destek olmaya çağırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle