04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 CHP’den karşı paket RÖTUŞ HAZIRLIĞI Kürt sorunu için Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulmasını öngören yasa önerisi verdi AKP’nin ‘çözüm’ü sıkıntılı EMİNE KAPLAN ANKARA Hükümetin önceki gün TBMM Başkanlığı’na sunduğu çözüm sürecinde hükümete geniş yetkiler veren yasa tasarısının “süreçte görev alanların hukuki, idari veya cezai sorumsuzluğu”nu düzenleyen maddesi, AKP’de sıkıntı yarattı. AKP MYK’de bazı parti yöneticileri, böyle bir ifadenin ileride kötü niyetle kullanılabileceğini, bunun da sakınca yaratabileceğini belirtti. Yapılan tartışmaların ardından söz konusu ifadenin yumuşatılması için çalışma yapılması ve tasarının İçişleri Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında ilgili maddede değişiklik yapılması kararlaştırıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Kılıçdaroğlu da, tasarının söz konusu maddesiu AKP, CHP’nin de ne itiraz ederek faili meçhul cikarşı çıktığı çözüm nayetlere yasal sürecinde hüküzemin yaratacağı uyarısında mete yetki veren bulunmuştu. yasa tasarısının Hükümet, ‘hukuki, idari veya Cumhurbaşkanlığı seçimi cezai sorumsuzluk’ öncesinde Kürt maddesinde deseçmenin oyunu alabilmek ğişiklik yapmaya için çözüm sühazırlanıyor. AKP recine ilişkin kurmayları yasadaki yasa tasarısını TBMM’ye sunsorumsuzluk ifadesi du, ancak tanin ileride sıkıntılara sarının bazı a AKP’de görüş yol açabileceğini ayrılığına neden oldu. Tasarının düşünüyor. ayrıntılı olarak değerlendirildiği AKP MYK’de, “Kararlar ve yerine getirilmesi” başlıklı 4. maddenin “Bu Kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz” hükmünü öngören 2. fıkrasına itirazlar geldi. Bazı parti yöneticileri, “Hukuk tekniği açısından çok sert rijit bir ifade. İleride sıkıntılara yol açabilir, sakıncalı durumlar ortaya çıkabilir. Kötü niyetli olarak kullanılabilir” görüşünü dile getirdi. Bölgedeki korucuların durumu örnek gösterilirken, fıkranın yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Yapılan tartışmalar üzerine partinin hukukçu kurmaylarının 2. fıkra üzerinden yeniden bir çalışma yapması, söz konusu ifadenin kötü niyetli kullanımı önleyecek şekilde yumuşatılması benimsendi. Tasarının çarşamba günü TBMM İçişleri Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında önergeyle 2. fıkranın değiştirilmesi kararlaştırıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, söz konusu maddenin işin can damarı olduğunu belirterek, “Bu madde ile hukuk devletinin dışına çıkmış oluyorsunuz. Terör bitecekse bitsin zaten ama bitireceğim derken devleti hukuk dışına çıkaran bir düzenlemeyi bizim kabul etmemiz mümkün değil. Devlet hukukun dışına çıkamaz. Geçmişteki faili meçhulleri araştıramayacağınız gibi bundan sonraki faili meçhullere de yasal zemin hazırlamış oluyorsunuz” demişti. Toplantıda, tasarının hükümete çözüm sürecine ilişkin yetkilerin ayrıntılı olarak sayıldığı “Uygulama, izleme ve koordinasyon” başlıklı 2. maddesi tartışıldı. Maddenin 1. fıkrasında geçen “Hükümet, çözüm süreci kapsamında aşağıdaki hususlarda gerekli çalışmaları yapar” ifadesinin tasarının “Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi” başlığıyla uyumlu olmadığı değerlendirmesi yapıldı. Maddenin başlığıyla birlikte ilgili fıkranın da “Hükümet, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi kapsamında aşağıdaki hususlarda gerekli çalışmaları yürütür” biçiminde değiştirilmesi benimsendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin Meclis’e getirdiği çözüm paketi tartışılırken, CHP de “Kürt sorununun çözümü için Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nun korulmasını” öngören bir yasa önerisini TBMM Başkanlığı’na sundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu tarafından verilen yasa önerisi, Türkiye’nin temel sorunlarının toplumsal mutabakatla çözülmesine katkı sunmak amacıyla Toplumsal Mutabakat Komisyonu ile Ortak Akıl Heyeti kurulmasını öngörüyor. Öneriye göre Toplumsal Mutabakat Komisyonu, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam sekiz üyeden oluşacak. Bu komisyonun çalışmalarına yardımcı olacak Ortak Akıl Heyeti oluşturulacak. Heyet, siyasi partilerle üyelik bağı bulunmayan kişilerden oluşacak. Ortak Akıl Heyeti, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu tarafından verilen yasa önerisi, Türkiye’nin temel sorunlarının toplumsal mutabakatla çözülmesine katkı sunmak amacıyla Toplumsal Mutabakat Komisyonu ile Ortak Akıl Heyeti kurulmasını öngörüyor. Öneriye göre Toplumsal Mutabakat Komisyonu, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam sekiz üyeden oluşacak. Türkiye’nin toplumsal mutabakatla çözülmesi gereken temel sorun alanlarında, komisyonun çerçevesini çizdiği görev tanımı içinde ve komisyonla koordineli biçimde görüş ve önerileri içeren rapor hazırlayarak komisyona sunacak. Hükümetin paketinde görüşmelerde bulunacak heyetler için tam bir yasal sorumsuzluk getirilmesi eleştirilirken CHP önerisinde heyet üyelerinin soruşturma ve kovuşturma yapılmasını, TBMM Başkanlık Divanı’nın iznine bağlandı. CHP önerisinin gerekçesinde ülkenin önemli ve bütün toplumu ilgilendiren sorunlarının çözümünün asli adresinin Meclis olduğu, Kürt sorununun çözümünün de ulusal mutabakat gerektirdiği belirtilerek, “Ulusal irade TBMM’de temsil edildiğine göre, ulusal mutabakatın oluşacağı yer de TBMM’dir” denildi. Gerekçede, toplumun, kutuplaşmanın ve gerginliğin sürekli artmasına yol açan çözümsüzlük ortamından kurtulmak istediği, yaşamlarını yitirmeyeceği, barış, huzur, güven ve güvenliği sağlayacak bir çözümü görmeyi arzuladığı ifade edildi. Sezgin Tanrıkulu da öneriye ilişkin yaptığı açıklamada, “Kanun teklifimizin amacı, siyasi partiler arasında doğrudan ve sürekli bir diyalog imkânı yaratmaya, görüş ve yaklaşım farklılıklarını asgari düzeye indirmeye ve siyasetin dilini uzlaşma ve demokratik çözüm temeline oturtmaya çalışmaktır. Böylece bu meselenin; siyasi partiler arasında polemik, yıpratma, üstünlük ve yenilgi konusu olmaktan çıkarılacağını umut ediyoruz. Çözüm sürecinin hızlandırılması ve barışın kalıcılaştırılması için verdiğimiz bu kanun teklifimize AKP’nin destek verip vermemesini, süreçteki samimiyeti açısından da yeni bir test olacaktır” dedi. HDP’de Demirtaş Kararı Öncesi Son Sözler HDP’de geçen hafta eş genel başkan seçilen Selahattin Demirtaş’ın partisinin cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı hafta sonunda kesinleşecek. HDP tabanında çok büyük desteğe sahip Demirtaş’ın adaylığına bir süredir kesin gözüyle bakılıyor. Ancak HDP’nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği parti meclisi toplantısına 48 saat kala olağanüstü gelişmeler yaşanması akıllara soru işaretleri de getirmiyor değil. Hükümet, çözüm sürecini yasal çerçeveye oturtan çok önemli bir kanun tasarısını önceki gün apar topar TBMM’ye gönderdi. Tasarı, hem bugüne kadar yürütülen müzakereleri aklayan, hem de bundan sonra atılacak adımlar için hükümete sınırsız ve denetimsiz yetki veren bir metin. Bu tasarı tartışılmaya başlamıştı ki, aynı gün HDP’den bir heyetin İmralı’ya Abdullah Öcalan’ı ziyaretine izin çıktı. Meclis’e apar topar verilen çerçeve kanun tasarısı ve Öcalan’a jet ziyaretin HDP adayının belirlenmesinden hemen önce gerçekleşmesi akıllara değişik senaryolar getiriyor. Özellikle çözüm paketinin zamanlamasının seçime ayarlı olması, “Demirtaş’ın yerine daha düşük profilli bir isim aday yapılmak isteniyor” yorumlarını da beraberinde getirdi. Ziyaretten, Öcalan’ın çerçeve kanunu “Tarihi bir gelişme” olarak nitelendiren cümlesi en fazla basında yer aldı. Ancak açıklamanın bir de HDP’nin cumhurbaşkanı adayına ilişkin bir bölümü vardı. Öcalan bugün yapılacak HDP Parti Meclisi toplantısına “Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik çalışmalarda en geniş toplumsal temsiliyeti açığa çıkaracak bir aday tespitini önemsediği” mesajını göndermişti. Öcalan’ın ifadeleri, hafta içinde Diyarbakır Cezaevi’nde görüştüğümüz Kürt siyasi hareketinin önde gelen isimlerinden Hatip Dicle ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanı Gültan Kışanak’ın “aday” konusundaki görüşlerini anımsattı. Dicle, cezaevindeki görüşmemizde cumhurbaşkanı adaylığı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Benim önerim, sosyal demokrat tabandan, Alevilerden oy alabilecek bir Türk adayı çıkarmak. Çatı aday diye sunulan Ekmeleddin İhsanoğlu bence MHP’li. O yüzden CHP’li kesimlerin de rahatça oy verebileceği bir isim bulunabilir diye düşünüyorum. Bu görüşlerimi Ertuğrul Kürkçü ziyarete geldiğinde kendisine de aktardım. Böyle bir adayın toparlayıcı olacağına inanıyorum.” Kafasındaki ismi de paylaştı ‘CHP’nin bizimle: eski Türk Tabipleri Birliği Diyarbakır Merkez Konsey Başkanı Gencay ziyareti anlamlı’ Gürsoy. Kışanak ile CHP lideri Kendisine kuKemal Kılıçdaroğlu’nun lislerde ismi gegeçen hafta Diyarbakır’a çen Prof. Büşra yaptığı ziyareti ve mesajErsanlı ismini larını da konuştuk. Bakışı anımsattığımız şöyle: da, “Çok değerli “Kemal Bey’in Diyarbir isim ama tanınbakır’a gelmesi önemli. ma sorunu var gibi Ama Kürt sorununu konuşgeliyor bana” dedi. mak için gelmesi çok daha Çerçeve kanun apar topar İmralı’ya jet ziyaret izni Diyarbakır’da aykırı sesler Ankara’da siyasi parti temsilcileri ile görüştükten sonra Diyarbakır’daki eylem yerlerine dönen aileleri dün de şehit ve gazi yakınları ile AKP heyetleri ziyaret etti. (Fotoğraf: AA/ HÜSEYİN BAĞIŞ) Dicle: Bir Türk aday çıkaralım Aileler umutlu döndü DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa götürüldüğünü belirterek 19 Mayıs’tan bu yana eylem yapan aileler, Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP, HDP ve MHP yetkilileriyle görüşmelerin ardından Diyarbakır’a döndü. Aileler adına konuşan Erhan Eren, “Tüm partiler, çocukların, gençlerin dağdan indirilmesine ilişkin yasa hazırlanmasıyla ilgili hassasiyet gösterdiklerini, ellerinden ne geliyorsa yapacaklarını söylediler. Aileler, 76 milyona, ideolojileriyle değil, merhametleriyle barışı, çözümü getirdiler. Bu çok güzel ve çok anlamlı oldu. Hükümet bir paket hazırlayarak üzerine düşeni yaptı. Çok sevindik. Anneler ramazan ayını burada geçirmek istemiyor. Bayramda çocuklarına kavuşmak istiyorlar. Bunu annelere çok görmesinler” diye konuştu. Diyarbakır’da eylem yapan aileler, bayramda çocuklarına kavuşmak istiyor u cezalarla nasıl dağdan inecekler? Öte yandan, çocukları PKK’ye katılan, çatışmalarda ölen veya cezaevinde tutuklu bulunan ailelerin Diyarbakır Valiliği karşısındaki eylemi de sürüyor. 2010 yılında 14 yaşında PKK’ye katılan, 16 B yaşında yakalandığında 110 yıl hapis cezasına çarptırılan Yalçın Yanar’ın babası İhsan Yanar da eyleme destek verdi. Baba Yanar, “Bir taraftan dağa giden çocuklarının geri getirilmesini isteyen anneler, bir taraftan barış isteyenler, diğer taraftan da oğlum gibi onlarca yıl hapis cezası verilen çocuklar gerçeği var. Başbakanın bu aileleri ve taleplerini de görmesini istiyoruz. Oğluma 110 yıl hapis cezası verildi. Bu adalet değil. Yargıtay’ın kararı bozmasını umuyoruz. Bir an önce barışın sağlanmasını ve cezaevlerindeki çocuklarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu. başbakan olarak kalsın E rdoğan Bayık: Çözümün tek yolu müzakere DİYARBAKIR (Cumhuriyet) KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, TBMM’ye getirilen çözüm sürecinin çerçeve tasarısıyla ilgili Özgür Gündem gazetesine değerlendirmelerde bulundu. Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözülmesine katkı vereceklerini söyleyen Bayık, “Sorunu müzakerelerle bu temelde çözebiliriz. Türk devleti ve hükümeti sadece yasal zemini oluşturacak ortamı oluşturma ve zamana yayarak zaman kazanmak isterse ve bununla cumhurbaşkanlığını kazanmayı hedeflerse bunu kabul etmeyeceğiz. Artık oyalamayla kaybedecek zamanımız yoktur” dedi. PKK’nin Ortadoğu’da bir aktör haline geldiğini anlatan Bayık, “Artık burada PKK’siz siyaset yapılamıyor. Ama gelinen aşamada askeri olarak PKK’yi tasfiye etmesi öyle sandığı gibi kolay değil, sanıyorum şu an bunu çok iyi görüyorlar” diye konuştu. 4.5 milyon Avro nerede? ARAPSAÇINA DÖNDÜ FIRAT KOZOK ANKARA Eski AB Bakanı Egemen Bağış dönemine ait, Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi’ndeki (Ulusal Ajans) “AB fonlarının kullanımı ve personel alımlarında usulsüzlük” iddialarını incelemek üzere soruşturma başlatan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun, iki farklı denetim raporu hazırladığı öğrenildi. Raporlarda mercek altına alınan harcama tutarının 4.5 milyon Avro olduğu belirtilirken, AB’nin Avrupa Sahtecilikle Mücadele Ofisi (OLAF) aracılığıyla yeni bir denetim çalışması başlatmaya hazırlandığı öğrenildi. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında adı geçen ve AB Bakanlığı koltuğundan alınan Egemen Bağış’ın bakanlık dönemine ilişkin iddialar AB’nin de gündemine girmişti. Türkiye’nin Brüksel’deki daimi temsilciliği, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ulusal Ajans Başkanı Bülent Özcan’a gönderilen 20 Ocak 2014 tarihli mektupta, ajanstaki iddialar üzerine soruşturma başlatıldığı bildirmişti. Edinilen bilgilere göre bu kritik soruşturma tamamlandı. AB Komisyonu denetçileri iki farklı dosya hazırladı. Dosyalardan birisinde Ulusal Ajans’taki harcamalar ve usulsüzlük iddialarına yer verildi. Bu çerçevede usulsüzlük iddialarına konu olan harcama tutarının 4.5 milyon Avro’ya ulaştığı saptandı. AB Komisyonu denetçilerinin çalışma sırasında kendilerine yapılan saygısız muameleleri ve iş zorlaştırmaya yönelik idarecilerin eylemlerini de şikâyet ettikleri öğrenildi. Hazırlanan diğer dosya ise AB’nin en üst denetim kurumu olan ve AB’nin Sayıştay’ı olarak bilinen Avrupa Sahtecilikle Mücadele Ofisi’ne gönderildi. Ulusal Ajans’taki usulsüzlüklerle ilgili rapor hazırlandı Dicle “çözüm sürecinin” yürümesini diğer her konunun önüne koyan bir siyasi tutuma sahip. Köşk adayı tar tışmalarına da bu mercekten bakıyor. Hatta Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını dahi bu yüzden istemiyor. Bu konudaki görüşlerini de şöyle aktardı: “Eğer bir devlet politikası yürüyorsa bunun ‘kaptanı’ önemlidir. Gemiyi o yürütüyor. Erdoğan dışında bu süreci aktif götürebilecek birini göremiyorum. 45 senedir bu meseleyi yürüttüğü için sorunu tanıdı. Derinliğini, zor luğunu anladı. Karşı tarafı tanıdı. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına gitmek yerine, koltuğunda kalması toplumun yararınadır. Dere geçerken at değiştirilmez. Çünkü arkasından AKP’de ne olacak belli değil. Sarsıntı geçirebilirler.” “Gelen yeni bir insanın direksiyona geçmesi kırılganlık yaratabilir. Dere geçerken at değiştirilmez. Kaos içine sokar hepimizi. Devlet politikası böyle yürürken, daha politik olarak pişmiş insanların bunu sürdürmesi, dümende olması hepimizin yararına.” Hatip Dicle’nin bu değerlendirmelerinden sonra meslektaşımız Pınar Türenç başkanlığındaki Basın Konseyi heyeti olarak ziyaret ettiğimiz Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak HDP’nin adayı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Selahattin Demirtaş aday olursa başarılı olacağına gönülden inanıyorum. Onun isminden bağımsız olarak biz kadınların da gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Biz bir kadın aday çıkarmamızın iyi olacağı düşüncesindeyiz. Bu yönde bir kararımız, dayatmamız yok. Ancak BDP’de kadınlar başından bu yana hep çok etkindir. Bu seçimde de ortaya çıkan iki aday da erkek. Bir kadın aday çıkmasını çok arzu ediyor kadınlarımız.” önemli. Zaten bu meselenin uzağında durarak muhalefet olmaları mümkün değil. Sadece başkalarının yaptığını uzaktan eleştirerek eksiklerini söyleyerek muhalefet olunamaz. Aktif ve etkin biçimde burada ne dediğini paylaşması söz söylemesi gerekir. Umarım bir başlangıç olur. Kemal Bey’in ‘yasal zemin’ demesi çok ilginç ve önemliydi. AKP’nin en büyük tezini elinden aldı. ‘Yapmak istiyoruz ama muhalefet nedeniyle memleket gerilir’ diyorlardı. Kılıçdaroğlu ‘Getirin’ diyerek bu kozu ellerinden aldı. Bu çok önemlidir. Bundan sonra bu sözünün siyasetini daha fazla yapmalı. ‘Gel çözüme varsan ben de varım’ demeli.” ‘Böcek’ soruşturmasında tutuklabırak! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık ofisine “böcek” konulmasıyla ilgili soruşturmada 5 polis hakkındaki yakalama kararı tekrar kaldırıldı. Mahkemenin kararında “Şüpheliler Ahmet Türer, İlker Usta, Enes Çığci, Ali Özdoğan ve Sedat Zavar haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunmadığı, kaçma kuşkularının, delilleri karartma kuşkularının olmadığı” ifadeleri kullanıldı. Daha önce çıkarıldıkları Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 5 polis, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kararla ilgili olarak “Başbakan’ın ofisine böcek koyanlar bırakılıyor. Burada paralel yargı yoksa nerede var. Ama bu iş burada bitmez. Haklarımı sonuna kadar kullanacağım. Başbakan’ın ofisine böcek koymanın bir bedeli olmalı. Olmazsa herkes için felaket” tepkisini göstermişti. Ardından 5 polis hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı. 5 polisin avukatları ise kararlarına itiraz etmişti. Yeni biriyle süreç bitebilir Kışanak: Keşke kadın olsa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle