05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2014 PAZARTESİ 8 HABERLER Gizli tanık ‘Efe’ savcılıktan atıldı Savcıyken Ergenekon davasında gizli tanıklık yaptı, tanık koruma programına alındı. Yüzü ve kimliği değişince savcılığa döndü ancak ‘bozuk sicili’ nedeniyle ihraç edildi İHD: Darbe dönemi gibi İstanbul Haber Servisi İHD İstanbul Şubesi, Ankara’da 18 Haziran günü açıklanan 12 Eylül davası kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada AKP iktidarının muhaliflere karşı gittikçe artan bir otoriterleşme arzusu içinde olduğuna dikkat çekilerek “Son 10 yılın insan hakları panoraması birçok alanda 12 Eylül’ü artmayacak düzeydedir” denildi. Açıklamada dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’ya verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının “iyi halleri” dikkate alınarak müebbet hapse indirildiği kaydedildi. Açıklamada “Bu suçu işleyenlerin 5 general olduğuna ikna etmeye çalışmak, işbirliği yapmış siyasi, akademik, iş dünyası ve bürokratik suçluları gizlemek de başka bir suç” denildi. ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ergenekon davasında “Efe” adıyla gizli tanık yapılan Bayram Bozkurt’un savcılıktan ayrıldıktan sonra yeniden başvurması üzerine kimliği ve yüzü değiştirilerek mesleğe kabul edilmesi skandalında yeni bir gelişme yaşandı. Bozkurt’un yeni adıyla başvurduğu dosyada gizli tanık olduğu bilgisi ve olumsuz sicil notlarının gizlendiğini öğrenen HSYK 3. Dairesi, yeniden toplanarak gizli tanık Efe’yi savcılıktan attı. Türkiye, gizli tanık Efe’yi Ergenekon soruşturması kapsamında verdiği ifadelerle tanımıştı. Dönemin İliç Cumhuriyet Savcısı olan Bayram Bozkurt, Ergenekon savcılarına gizli tanık “Efe” kod adıyla ifade vermiş ve Erzincan’daki Ergenekon davasının açılmasına neden olmuştu. Gizli tanık “Efe”, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı ileri sürülen İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve bir grup asker tarafından uygulamaya konulduğunu iddia etti. Bu ifadeler doğrultusunda Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu, eski Erzincan Jandarma İstihbarat Kısım Komutanı Astsubay Şenol Bozkurt, dönemin 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk ve İlhan Cihaner hakkında “örgüt üyeliğinden” dava açıldı. Cihaner’in savcı olması nedeniyle dava Yargıtay’a taşındı. Sonraki süreçte gizli tanık “Efe”nin İliç Cumhuriyet Savcısı Bayram Bozkurt olduğu ortaya çıkmıştı. Akıl sınırlarını zorlayan ifadeler veren Bozkurt, “Ergenekon arabama iki kene koyarak bana suikast yapmak istedi. Komutanlar çok içip darbe planını anlattı” dedi. Savcı Bozkurt kimliğinin deşifre olmasının ardından yaklaşık 1 ay sonra kendi isteğiyle 25 Haziran 2010 günü Adalet Bakanlığı’na dilekçe sunarak 7 Temmuz 2010’da emekli oldu. Daha sonra tanık koruma programına alınan savcı Bozkurt’un estetik operasyonla yüzü ve kimliği değiştirildi. Bozkurt, yeni kimliğiyle bir süre Ankara’da serbest avukatlık yaptı. Savcı Bozkurt’un Sağlık Bakanlığı’nda görevli eczacı eşinin de kimliği değiştirildi. Savcı Bozkurt, daha sonra yeni kimliğiyle HSYK’ye başvurarak, mesleğe kabulüne karar verilmesini istedi. 5 Mart 2013’te toplanan HSYK 3. Dairesi, Bozkurt’un mesleğe kabu GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada dostlarla birlikte andık. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’nun ev sahipliğindeki anma aynı zamanda bir aydınlanma buluşmasına dönüştü. Selçuk kardeşler için Hacıbektaş’ın ayrı bir önemi vardı. İlhan Ağabey’in Ankara’ya gelişlerinde ana konulardan biri Hacıbektaş’ın Türkiye’de başlı başına bir aydınlanma ve kültür merkezi olması idi. YÖK’ten bakanlık yetkililerine kadar bu konuda katkısı olabilecek her kesimle diyalog kurardı. Son yolculuğunun buraya olması özellikle ölümünden önceki 56 yılın az ama öz konuşulan konularından biriydi. Dördüncü ölüm yıldönümünde bir kez daha gördük ki, Selçuk kardeşler seçimlerini iyi yapmış. Buraya gelenler ölümü anmaktan çok ölümü de yaşamın içine katıp aramızdan ayrılanlarla birlikte bugünü yaşıyorlar. Turhan Selçuk’un çizgilerinden esinlenen heykel sanatçısı Hasan Fehmi Hızal’ın “3 Boyutlu Turhan Selçuk” başlıklı heykel sergisi onların hâlâ ilham vermeye devam ettiğini de gösteriyordu. HHH İlhan Selçuk’u hukuk tartışmalarının çok yoğun konuşulduğu bir dönemde andık. Güncel gelişmelerle birlikte değerlendirmek gerekirse, İlhan Selçuk hukuk kıyımının hedefi olmuştur. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması İlhan Selçuk’a pek çok bakımdan ağır gelmişti. Bu operasyonun Türkiye’nin tüm dengelerini ve kurumlarını sarsacak sonuçlar doğuracağını daha 2009’da görmüştü. Hedef, ordu ve yargı demişti. Türkiye’nin böyle bir saldırıyı göğüsleme gücünü tartışmaya açmıştı. Cumhuriyet gazetesini bombalayan örgütü kurduğu ve yönettiği iddiasıyla yargılanan İlhan Selçuk o günlerdeki yazılarında bir yandan bunun saçmalığını konu ediyor, bir yandan da böyle bir kurgunun sıradan bir iş olamayacağını vurguluyordu. “Ergenekon mergenekon” diyordu ama, gidişin kimsenin tahmin edemeyeceği noktalara varacağını da ısrarla söylüyordu. Yargılama İlhan Selçuk’u kişisel olarak da olağanüstü ektilemişti. 1990’lı, 2000’li yıllar boyunca İlhan Selçuk’tan şu sözleri sık işittim: “Soğuk Savaş bitti, Sovyetler çöktü, bizim hakkımızdaki davalar da bitti. Devletin komünizm korkusu bitince bizim yurtseverliğimizi de anladılar. Devletle barıştık, bu çok önemli...” AKP’nin giderek devlet kurumlarıyla daha kavgalı hale gelmesini ise “İşe bak, devletle barıştık, hükümetle bozuştuk” diye yorumluyor, olası olumsuzlukları sıraladıktan sonra o sık kullandığı sözü yineliyordu: “Korkarım yine haklı çıkacağız...” HHH İlhan Selçuk, 1990’lı yıllarda aramızdan koparılan Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı gibi bir terör saldırısıyla öldürülmedi ama, bir hukuk saldırısının kurbanı oldu. Türkan Saylan’dan Engin Aydın’a, Kuddusi Okkır’dan Kâşif Kozinoğlu’na, Murat Özenalp’ten Uçkur Geray’a, Ali Tatar’dan Erhan Göksel’e kadar pek çok kişi özel yetkili mahkemeler eliyle sürdürülen bu ağır saldırılar karşısında yaşama veda etti. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla serbest kalan Engin Alan’ın da vurguladığı gibi son yıllarda yaşanan hiçbir şey olmamış sayılamaz. Bu aşamadan sonra sürdürülecek mücadelede yapılması gereken çok şey var. Bütün bunların başında gelen, bu zulmü yaratan iktidarı halkın kararıyla değiştirmektir. O kayıplarımıza karşı borcumuzu en iyi böyle ödeyebiliriz. Bunun için yakın hedef önümüzdeki bir yıla bütün bakmak, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından genel seçimlerde toplumun büyük kesimine seslenebilen, iç barışı ve adaleti ana amaç edinmiş bir iktidar yaratmaktır. Önce emekli oldu lüne karar verdi. Savcı Bozkurt yeni kimliğiyle cumhuriyet savcısı olarak Ankara’nın bir ilçesine atandı. Bu arada, Bozkurt’un eşi Sağlık Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle 4 Eylül 2013’te ABD’ye gitti. Savcı Bozkurt da eşinin ardından bir yıl ücretsiz izin alarak, 16 Aralık 2013’te ABD’ye gitti. Ancak, Savcı Bozkurt’un durumunu öğrenen HSYK 3. Dairesi’nin üyeleri Ahmet Karayiğit ve Zeynep Kavlak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a gitti. Kavlak ve Yiğit Adalet Bakanı Bozdağ’a “Bayram Bozkurt’un bozuk sicili ve gerçek kimliği bizden saklandı. Mesleğe kabul kararı kaldırılsın” talebini iletti. Bakan Bozdağ’ın isteği üzerine geçen haftalarda toplanan HSYK 3. Dairesi, savcı Bozkurt’un mesleğe kabul kararını gözden geçirdi. Mesleğe geri döndü SP İstanbul İl Kongresi İstanbul Haber Servisi Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, partisinin İstanbul 5. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ndeki kongrede konuşan Kamalak, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin “Milli Görüş’ün ilke ve prensiplerine en uygun gördüğümüz cumhurbaşkanı adayına destek vereceğiz. Bir zamanlar Allah demekten çekinen CHP’nin bugün, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini yapmış bir ismi aday gösterecek noktaya gelmesi, en başta CHP adına sevindiricidir” dedi. SP Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, SP’nin yeni İstanbul il başkanı oldu. 3. Daire oybirliğiyle Bozkurt’un mesleğe kabul kararının kaldırılmasına karar verdi. Karara gerekçe olarak savcı Bozkurt’un “bozuk sicili” gösterildi. Kararda Bozkurt’un daha önce “kınama” ve “kıdem ilerlemesinin durdurulması” gibi disiplin cezaları aldığı ve müfettiş incelemesi raporu sonucunda hakkında “orta hal kâğıdı” düzenlendiği belirtildi. Kararda, ayrıca savcı Bozkurt hakkındaki “yolsuzluk” ve “rüşvet” iddialarına da yer verildi. Ve ihraç edildi AMASYA (AA) Merzifon ilçesine bağlı Akören köyünde yapılan düğünde, tabanca ve av tüfekleriyle açılan ateş sonucu, kurşunlardan biri Necati Altunkaynak’a (42) isabet etti. Ağır yaralanan Altunkaynak, 112 Acil Servis ekiplerince kaldırıldığı Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Jandarma, olayla ilgili soruşturma başlattı. Polisten ilanla özür İZMİR (DHA) İzmir’deki Gezi olayları sırasında, ayrı yaşadığı eşiyle barışmak için sivil polislerin kendisini kaçırıp ormanlık alanda işkence yaptığını öne süren, ancak cep telefonu sinyalleri incelendiğinde yalan söylediği ortaya çıkınca, “Suç uydurma” suçlamasıyla 2.5 ay hapis cezası alan öğretmen Mehmet Tanrıverdi, günlük bir gazeteye ilan vererek polisten özür diledi. Silivri nöbeti bitti ALİ AÇAR Balyoz davasında yargılanan subay eşlerinin oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu ile İşçi Partililer tarafından Silivri Cezaevi önünde sürdürülen nöbet eylemi tahliyelerin ardından 1017. gününde sonlandırıldı. Emekli Orgeneral Çetin Doğan ile emekli Oramiral Özden Örnek’in de aralarında bulunduğu serbest bırakılan subayların katıldığı etkinlikte içeride tek bir subay kalmayıncaya kadar mücadelenin devam edeceğine dikkat çekilerek “Bu tahliyeler siyasi iktidarın lütfu değil, halkın direnişi sonucu gerçekleşmiştir. Bizim Atatürk’ümüz var, bundan sonra Atatürk gibi bir lideri olmayanlar korksun” denildi. Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Silivri’deki çadırın Türk kurtuluş hareketinin ve 2. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yeri olduğunu söyledi. Burada sürdürülen nöbetin kendilerine içeride büyük bir moral olduğunu ve düşüncelerini daha keskin hale getirdiğini kaydeden Doğan, “2. Kurtuluş Savaşımızın, aydınlığa çıkışımızın bu noktasını asla unutmayacağız. Bizi esir aldıklarını zannedenler yanıldılar. Çünkü biz Mustafa Kemal’in askerleriydik. Bizim düşüncelerimizi içeride asla esir alamadılar. Bu dışarıdaki direncin bir sonucudur” dedi. Türk toplumunun birliğinin Atatürk olduğunun altını çizen Çetin Doğan ,“Terörist başı, onun yalakaları ve işbirlikçileri Kürt yurttaşlarımızın temsilcisi değildir. Birliğimizin temeli Atatürk’tür. Arap toplumunun halini görüyoruz. Ulus bilincini öne çıkarıp çok önemli bir süreçten geçen Türkiye’de daha dikkatli olmalı ve bir Vardiya Bizde Platformu ile İşçi Partililer tarafından Silivri Cezaevi önünde sürdürülen nöbet 1017. gününde sonlandırıldı. Son nöbete Balyoz davasında tahliye edilen emekli ve muvazzaf subaylar da katıldı. Suriyeli’ye protesto GAZİANTEP (AA) Polis, Deniz Mahallesi Mehmet Oğuz Göğüş Caddesi’nde yaşayan 12 yaşındaki erkek çocuğun cinsel istismara uğradığı iddiası üzerine soruşturma başlattı. Çocuğun evinin karşısındaki apartmanda oturan, Suriyelilerin yakını olduğu öğrenilen Mahmut H. gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan zanlı tutuklandı. Öte yandan, çocuğun yakınları evin önünde toplanarak olayı protesto etti. Vatandaşlar, Suriye plakalı araca zarar verdi, binadaki bazı camları kırdı. Polis, Türk ve Suriyelileri ifadeleri alınmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürdü. birimize kenetlenmeliyiz” diye konuştu. Nöbet çadırının kurucusu Hıdır Hokka ise, büyük bir mutluluk yaşadıklarını ve beklenen günün sonunda geldiğini söyledi. Subayların tutuklu bulunduğu süreçte “Acaba” diye bir şüpheye düşmediklerini kaydeden Hokka, “Biz ‘acaba darbe var mı’ diyen aymazlardan olmadık. Askeri Casusluk ve Fuhuş davasından tutuklu bulunan subaylarımızı almadan bu mücadele bitmeyecek. Tahliyeler savcıların aklının başına gelmesinden değil, Türk halkının bu ahlaksızlığa başkaldırması sonucudur. Bu tahliyeler siyasi iktidarın lütfu değil, yurttaşlarımızın direne direne vermiş olduğu mücadele sonucudur” dedi. Hıdır Hokka, nöbet çadırlarında emeği geçen herkese teşekkür ettiğini ve mücadelenin bundan sonra İzmir’de süreceğini vurguladı. Fotoğraflar: UĞUR DEMİR Yine maganda kurşunu Amasya Genelgesi için 5 dakikalık tören MEHMET MENEKŞE Bazı sosyal medya hesaplarını yönettiği iddia edilen Aytaç, meslekten çıkarıldı Üvey kardeş dehşeti ANTALYA (AA) Güzelbağ Mahallesi Ebru Sokak’ta, S. B, eşinin üvey kardeşi Şahin Arık’ın (23) evine gitti. S.B. Arık’ı darbederek öldürdü. Zanlı, daha sonra 155 Polis İmdat hattını arayarak Arık’ı öldürdüğünü söyledi. Evde cesedi bulan polis, kaçan S.B’yi yakalamak için çalışma başlattı. Aytaç’a ‘başçalan’ cezası SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Yükseköğretim Kurulu (YÖK), disiplin kuruluna sevk ettiği Polis Akademisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Önder Aytaç’a, “İdeolojik, siyasi, yıkıcı, bölücü amaçlarla eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek suretiyle kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak” suçundan kamudan men cezası verdi. Kamu görevinden çıkarma cezası alanlar yükseköğretim kurumlarında öğretim mesleğini icra edemiyorlar. Aytaç’ın ismi 17 Aralık operasyonunun ardından sosyal medyada yasadışı videoların yayımlanması ve Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye için savaş planlarının yapıldığı toplantıyla gündeme gelmiş, Emniyet’te ifadesine başvurulmuştu. Polis Akademisi Başkanlığı, 28 Ocak 2014’te YÖK’e yazı yazarak Aytaç’ın kamu görevinden çıkarılmasını istedi. YÖK Başkanlığı, 6 Şubat’ta bu yazıyı işleme koydu. Yapılan incelemenin ardından Aytaç’a 25 Nisan 2014’te hakkındaki iddiaların yer aldığı dosya gönderildi, savunması istendi. 19 Haziran’da disiplin kurulunun karşısına çıkan Aytaç ile ilgili YÖK Genel Kurulu, kamu görevinden çıkarılma cezasını verdi. 17 Aralık operasyonunun ardından sosyal medyada Başbakan Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği, yasadışı bazı hesapları yönettiği iddialarıyla gündeme gelen Aytaç’ın ismi, son olarak Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan dinlemeyle gündeme gelmişti. Aytaç’ın Suriye ile ilgili konuşmalar sızmadan önce katıldığı bir televizyon programında “Türkiye Suriye’ye operasyon yapmaya hazırlanıyor” şeklindeki yorumu, Dışişleri tapelerini daha önceden bildiği şeklinde yorumlanmıştı. Başbakan Erdoğan, Aytaç hakkında “Başçalan” hesabını yönettiği iddiası ile davacı olmuş, Aytaç, Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vermişti. Önder Aytaç görevden alınmasından sonra yine Twitter’dan hem Başbakan Tayyip Erdoğan’a hem de Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a tepki gösterdi. AMASYA Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a çıkışından sonra geldiği Amasya’da tarihe “Amasya Genelgesi” olarak geçen sekiz maddelik bildiriyi yayımlayışının 95’inci yıldönümü dolayısıyla Saraydüzü Kışlası temsili binasının önünde tören yapıldı. Törenin Amasya Genelgesi’nin hazırlanıp imzalandığı Saraydüzü mevkiinde Atatürk anıtı önünde değil de temsili binanın önünde yapılması dikkat çekti. Vali Halil İbrahim Çomaktekin ve diğer yetkililerin katıldığı törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasınınardından Amasyalı izciler temsili olarak milli mücadele meşalesini yaktı. Yaklaşık 5 dakika süren tören, Amasya Genelgesi’nin okunmasının ardından sona erdi. MAHKEMEDEN ÖRNEK KARAR ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) yurtların koşullarını protesto etmek için rektörlük binasını işgal eden ve bu nedenle okuldan uzaklaştırılan 49 öğrenci, mahkeme kararıyla geri dönüyor. Mahkeme, “öğrencilerin yaşamsal birtakım sorunların çözümü için kendilerini ifade etme hakkını kullandığına” hükmetti. MEÜ’de yurtlardaki koşulların iyileştirilmesi için eylem yapan öğrenciler, rektörlük binasını işgal etmişti. Üniversite yönetimi öğrencilerin sorunlarını çözmek yerine, 121 öğrenci hakkkında soruşturma başlatmıştı. Üniversite yönetimi, 72 öğrenciye uyarı ve kınama cezası verirken, 49 öğrenciye ise uzaklaştırma cezası vermişti. Öğrencilerin açtığı davada Mersin 1. İdare Mahkemesi tarihi bir karara imza attı. Öğrencilerin, “görevlilere karşı şiddet uygulandığına ve hizmeti engellendiğine” dikkat çeken mahkeme, “öğrencilerin yaşamsal birtakım sorunların çözümü için kendilerini ifade etme hakkını kullandığını” belirterek üniversite yönetiminin verdiği cezaları iptal etti. Mahkeme kararında, AİHM kararlarına atıfta bulunarak, “öğrencilere verilecek cezanın kişiler üzerinde yaratacağı baskı ve toplanma özgürlüğü üzerinde yaratacağı olumsuz etkiye”de dikkat çekildi. VEFAT Çalışma arkadaşımız, Esin Öktem’in sevgili babası Cami inşaatında yangın İstanbul Haber Servisi Üsküdar Altunizade Mahallesi’ndeki Marmara İlahiyat Vakfı Camisi’nin inşaat alanında işçilerin kaldığı konteynerda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. İtfaiye ekiplerince kısa sürede söndürülen yangında ölen ya da yaralananın olmadığı belirtildi. MAHMUT ÖKTEM vefat etmiştir. Cenazesi 23 Haziran 2014’te (bugün) öğle namazını müteakip BahçelievlerÜçyol/ İzmir Camisi’nden kaldırılıp Karabağlar Paşaköprüsü Mezarlığı’na defnedilecektir. Çalışma arkadaşımıza, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. İstanbul Haber Servisi Bir kadını arayıp polis olduğunu söyleyerek Kadıköy’de dolandıran ve 5 bin 600 lirasını alan Halit Argiş, kadının parayı koyduğu yeri gören kamyonun kamerasına takılınca ikinci işinde yakalandı. Argiş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Emniyet dolandırıcılar konusunda yurttaşları uyardı. Dolandırıcı yakalandı C ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle