05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2014 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Sünni militanlar Anbar vilayetinde üç bölgeyi daha ele geçirirken, ordu havaalanı dışında Telafer’i terk etti IŞİD batıda ilerliyor Dış Haberler Servisi IŞİD’in dün sabah saatlerinde Irak’ın Batısındaki Anbar vilayetinin Anhu, Rave ve Rutba kentlerinin de kontrolünü ele geçirdiği bildirildi. Irak ordusundan yapılan açıklamada, söz konusu kentlerden ordunun çekildiği ancak bunun “taktik” bir çekilme olduğu savunuldu. Irak ordusuna bağlı El Badiye ve El Cezire operasyon birliklerinin Anbar’ın batısındaki karargâhlarından çekilmeden önce 30 mahkumu kurşuna dizdiği iddia edildi. Öldürülen mahkumların çoğunun yaklaşık 5 ay önce Anah ve Rave ilçelerinde tutuklanan siyasetçi ve aktivistlerden oluştuğu belirtildi. IŞİD önceki gün de Suriye sınırındaki El Kaim kapısını ele geçirmiş, böylelikle başkent Bağdat’a bağlanan yolun kontrolünü sağlamıştı. Irak ordusu ile Türkmen aşiret milislerinin IŞİD’le herhangi bir çatışmaya girmeden Telafer Havaalanı dışında kentten çekildiği de öğrenilirken, Kerkük’te düzenlenen bombalı saldırıda 2 peşmerge öldü, 5 peşmerge yaralandı. İran’ın, 1990 yılından bu yana elinde tuttuğu Irak’a ait 130 savaş uçağını iade ettiği bildirildi. İadeyi doğrulayan ancak ne zaman gerçekleştiğini belirtmeyen Irak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı Sözcüsü Korgeneral Kasım Ata, söz konusu uçakların modern silahlarla donatılarak IŞİD’e karşı kullanılacağını kaydetti. Kuveyt’i 1990 yılında işgal eden Saddam Hüseyin ABD öncülüğündeki müttefik kuvvetlerin saldırısından önce çok sayıda sivil uçağı ve savaş uçağını İran’a nakletmişti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Müslüman ülkeleri Sünni cihatçılara destek vermekten vazgeçmeye çağırdı. İR(DHA) bir ABD müdahalesine kesinlikle karşı olduğunu söyledi. Ortadoğu’nun Hali ve Din Irak’ta olan bitenleri Türkiye ve dünya “hayretler içinde” izliyor. Neden hayret edildiğine “hayret etmek gerekir”. Aslında her şey “olağan”. Bunlar doğal sebepsonuç ilişkileri. Din ve mezhep bağnazlığını “karanlık çağlardaki gibi” hayatın, siyasetin, ekonominin bir parçası olarak sürdüren insan toplulukları burada. Bütün bu mezhep (ve din) kavgalarının, insanların önemli bir bölümü tarafından “esas alındığı bir koşullanma”; 21. yüzyıldaki yaşam tarzlarını bile bu çarpıklıklar içinde kabullenen bir cehalet, ilkellik ve sapkınlık örneği. Bütün bunların üzerine küresel çıkar odaklarının bu çağdışı örgütlenmeleri profesyonel bir biçimde kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaları; ilkel insanların mezhep adına, din adına diyerek canavarlaşıp cihat ilan etmeleri; diğerlerinin boğazını kesmeye başlamaları gibi, durumdan vazife çıkaran küresel (ve bölgesel) güçler de “her şey mubahtır” politikası izlerlerse, çok doğal bir sonuç olarak Ortadoğu’da bugünkü kaos yaşanacaktır. 2+2’nin 4 ettiği gibi. Bölge insanının çok büyük bir çoğunluğu kaybederken bazıları bundan kazanç ve güç sağlıyor. Küresel güçler de aralarındaki oyunda bu ilkellik ve cehaleti bir silah olarak kullanıyorlar. Asırlardır süre gelen bu çarpıklıklar, inanç sapkınlıkları ve azgelişmişlik, “sosyolojik olarak toplumların genlerine işlercesine, bir yaşam biçimi haline gelmiş”. Ara sıra ortaya çıkan demokratik filizlenmeler ve kıpırdanmalar, “küresel güçler ve yerel uzantıları tarafından yok edilmişler ve bugün de yok ediliyorlar”. Tek istisnası Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya çıkışı; İslam dünyasındaki tek çağdaşlaşma oluşumu. Yaşam biçiminde ilkelliklerden kurtularak modernleşmeyi ve çağı yakalama çabası örneği. Hukukta, siyasette, ekonomide, sanatta, aile düzeninde “Avrupa örneğinde olduğu gibi, çağı yakalama savaşı”. Mezhep ve din kavgalarından uzak, “çağdaş insan” (ve toplum) olma savaşımı. Belki de bu nedenle Atatürk’ün ve devrimlerinin bu kadar düşmanı var. Alternatifinin ne olduğunu bugün Irak, Suriye, Mısır, Sudan, Libya ve körfez ülkelerinde, hemen hemen tüm Arap dünyasında görüyoruz. Atatürk döneminde yaşanan reformları hangi İslam ülkesi yapabildi? Arap ülkeleri mi, İran mı, Afganistan mı, Pakistan mı? Hiçbiri yapamadı. Hemen hemen tamamı dün olduğu gibi bugün de çağdaşlıktan, demokrasiden çok uzaklarda bulunuyorlar. Mezhepti, tarikattı, karşı kabileydi diyerek birbirlerini boğazlıyorlar. Yarın da bu ülkelerde bir şey değişmeyecek. Çünkü asırlardır oluşan bataklık dokusunu değiştirmek görünür gelecekte imkânsız. Herkes görmeye çalışıyor; arkasında kim var, önünde kim var? Ne fark eder ki; şu devletler ya da şu uluslararası örgütler olsa ne olacak? Esas sorun Ortadoğu’daki Arap ülkelerinin dokusuna sinmiş ve yerleşmiş olan çağdışılıklardır. Mezheplerden dini örgütlere ve aşiretlere ve aile saltanatına kadar uzanan çürümüş ve kokuşmuş bir yapı. Böyle bir bataklık bulunuyorsa (A) ülkesinin ya da (B) ülkesinin kullanması neyi değiştirecektir? Önemli olan asırlardır bu bataklığın oluşmasıdır. Başka birileri kullanmasa bile içindeki mikroplar birbirlerini yemeye başlarlar. Sonuçta bir şey değişmez; kaos, ölümler, felaketler sürüp gidecektir. Din adına, mezhep adına, aşiret reisi adına diyerek saldıranlar ve diktatörler yaşayacaktır. Ortadoğu dünden bugüne yoğunlaşarak gelen batak dokusu ile yarın da böyle sürüp gidecektir. Bazen askeri diktatörler, bazen dini diktatörler, şeyhler, şıhlar, krallar bataklığın içindeki adacıklarda hükümranlıklarını sürdüreceklerdir. Atatürk Türkiyesi bu Ortadoğu bataklığından bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmıştır. Bugünkü durumumuz mu? Televizyonları izleyin, gazetelere göz gezdirin, İnternette dolanın manzarayı net bir biçimde görebilirsiniz. Atatürk Türkiyesi mi? Bataklığın bir parçası olmak mı? Seçimi siz yapacaksınız. görüşmesi BarzaniBeecroft İran uçakları iade etti Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), yeni infaz görüntüleri yayınladı. Görüntülerde, 9 Irak polisinin kurşuna dizildiği görülüyor. NA haber ajansına verdiği demeçte, “Müslüman ülkelere, petrodolarlarıyla teröristleri desteklemekten vazgeçmelerini tavsiye ediyorum” diyen ve herhangi bir ülke adı vermeyen Ruhani, “Bu vahşi teröristlerin hedefi yarın siz olacaksınız” dedi. İran dini lideri Ali Hamaney de devlet televizyonunda yayımlanan açıklamasında, ABD’nin amacının Irak’ı hegemonyası altına alıp bölgedeki “maşalarına” yer açmak olduğunu kaydederek Irak’a yönelik Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Robert Stephen Beecroft’la görüştü. Görüşmede, IŞİD’in Musul’da kontrolü ele geçirmesiyle ülkede başlayan krizin ele alındığı bildirildi. Öte yandan Neçirvan Barzani, Amerikan NBC televizyonuna yaptığı açıklamada, “Irak’ın selameti için Maliki’nin istifa etmesi gerekiyor” dedi. Ceyhan’dan tankere yüklenen Kürt petrolünün İsrail’e satıldığı iddiası Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nce yalanlandı. Irak Kürt Bölgesi Doğal Kaynaklar Bakanlığı yetkilisi, söz konusu haberleri “temelsiz” ve “kanıttan yoksun” olarak niteledi. NEW YORK TIMES IŞİD’E YARDIMI YAZDI ‘Amaç Türkiye’nin desteğini kesmek’ Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı Bani Maliki aşireti savaşçılarını organize eden Şeyh Haydar el Maliki, Irak’ın ‘özellikle Körfez ülkeleri ve Türkiye’deki donörler dahil, IŞİD’e yabancı desteği kesmek için’ Washington’un siyasi ve diplomatik desteğine ihtiyacı olacağını söyledi. Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre El Maliki, “Silah ve istihbarata ya da insansız hava araçlarına ihtiyacımız var. Amerika bize böyle bir yardım sağlarsa onları durdurabiliriz” diye konuştu. New York Times, Bağdat’ta düzenlediği askeri geçit töreniyle gövde gösterisi yapan Şii lider Mukteda el Sadr liderliğindeki Mehdi Ordusu’nun çıkışını değerlendirdiği haberinde, “Bir zamanlar Amerikan kuvvetlerine karşı isyana liderlik yapan” Mehdi Ordusu’nun bu kez İŞİD’e karşı ayağa kalktığını yazdı. Bağdat ve Şii bölgelerinde, IŞİD’e karşı büyük bir seferberlik yaşanıyor. Ancak Şii milislerin, Irak ordusunun yanında savaşma sözü vermesinin, Irak’taki mezhepsel gerilimi daha da tırmandırmasından endişe ediliyor. (Fotoğraf: REUTERS) Toplumun derinliklerine işlemiş ‘Türkiye IŞİD’i engelleyebilirdi’ DUYGU GÜVENÇ NATO DEĞERLENDİRİYOR Patriotlar yıl sonunda çekilebilir Dış Haberler Servisi NATO’nun Suriye’den gelen tehditlere karşı Türkiye’de konuşlandırdığı Patriot füze savunma bataryalarının görev süresinin yıl sonunda tamamlanabileceği bildiriliyor. Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre, Türkiye’de Patriot füze savunma sistemleri konuşlandıran NATO müttefikleri ABD, Almanya ve Hollanda, Suriye’nin kimyasal silahlarının imha edilmek üzere tümüyle ülkeden çıkarılmasından sonra Patriot bataryalarına gerek kalmayacağı görüşünde. NATO müttefiklerinin, konuyla ilgili olarak istişarelerde bulundukları ancak henüz resmi bir karar alınmadığı, konunun eylül ayında Galler’de yapılacak NATO liderler zirvesinde karara bağlanabileceği belirtildi. NATO müttefiklerinin askeri personelin rotasyonu konusunda yaşadıkları bazı zorlukların da değerlendirmelerde etkili olduğu, Almanya ve Hollanda ordusunda Patriot bataryalarında görev yapabilen sınırlı sayıda uzman personel bulunduğu öğrenildi. Almanya, Türkiye’de konuşlandırılan iki Patriot bataryasının görev süresini 31 Ocak 2015’e kadar uzatmıştı. ANKARA Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) haziran tarihli Ortadoğu analizinde, Türkiye’nin IŞİD’e verdiği destek için “Şayet Türkiye Suriye’de cihatçıların güçlenmesinden bu kadar sıkıntı duyuyorsa, onların kanatlarını kırmak için de sayısız yöntemi vardı. Bunun yerine Türkiye, gerçekten teşvik etmediyse bile, IŞİD’in faaliyetlerine tolerans gösterdi” ifadeleri kullanıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddiaları için “Kanıt gösterin” derken CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, bu desteğin birçok başkentte bilindiğini belirterek CSIS analizini kanıt olarak göster di. Korutürk, “CSIS’nin raporunda da bu ortaya konuyor. Bu polisiye film değil ki kanıt aransın. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da zaten ‘Bilerek bir yardımda bulunmuş değiliz’ diyerek bunu itiraf etti. Zaten ‘bile bile yardım ettik’ diyemez” değerlendirmesini yaptı. Korutürk’ün sözünü ettiği, “Irak’ta sorun için umut etmek” başlıklı CSIS analizi, Küresel Güvenlik ve Jeostrateji Müdürü Jon Alterman tarafından kaleme alındı. Raporda Türkiye için şu değerlendirme yapıldı: “Tüm komşuları içerisinde Türkiye’nin rolü belki de en zoru. Ama şurası açık ki Türkiye cihatçıların üye toplamasına, eğitim vermesine ve Türk sınırından isyan bölgelerine tedarik sağlan masına izin verdi. Şayet Türkiye, Suriye’de cihatçıların güçlenmesinden bu kadar sıkıntı duyuyorsa onların kanatlarını kırmak için de sayısız yöntemi vardı. Bunun yerine, Türkiye, gerçekten teşvik etmediyse bile, IŞİD’in faaliyetlerine tolerans gösterdi.” Korutürk, internete sızan Davutoğlu, Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgenaral Yaşar Güler’in, Suriye’deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik saldırı planlarının ele alındığı konuşmayı anımsatarak “Orada Esad’a karşı nasıl mücadele ettiklerini, binlerce kamyonu yardım için nasıl gönderdiklerini anlatıyorlardı. O yardımların kime gittiği ortada” dedi. IŞİD’in arkası, önü Kahire’de Sisi ile sürpriz buluşma Dış Haberler Servisi Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry, resmi temaslarda bulunmak üzere dün Mısır’a sürpriz bir ziyarette bulundu. Ziyaretin darbenin ardından Abdülfettah el Sisi’nin Cumhurbaşkan seçilmesinden sonra gerçekleştirilen en üst düzey ziyaret olduğu vurgulandı. Kerry’nin ziyaretinin ABD Kongresi’nin geçen ekim ayında dondurulan 572 milyon dolarlık yardımı 10 gün önce serbest bırakmasının ardından gelmesine dikkat çekiliyor. Samih Şükri ile görüştü. Görüşmede Washington’un Mısır’a yapacağı yıllık yardım konusu başta olmak üzere Irak’taki durumun yanı sıra Suriye ve Filistin sorunları da ele alındı. ABD Dışişleri Bakanı, görüşme öncesi yaptığı açıklamada daha fazla siyasi özgürlük çağrısı yaparak Mısır’ın kritik bir aşamada bulunduğunu kaydederken Mısır ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Mısır CumhurDışişleri Bakanı da yaptığı başkanı Sisi ile bir araya geldi. (AFP) açıklamada “Kerry ile fikir Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfetalışverişimizin meyveletah el Sisi ile bir araya gelen Kerry, rini yakında alacağımızı umut daha önce Mısır Dışişleri Bakanı ediyorum” dedi. İSYANCI GENERALDEN TEHDİT Libya’da Türklere 48 saat süre BİNGAZİ (AA) Libya’da darbe girişiminde bulunan emekli Tuğgeneral Halife Hafter’e bağlı birliklerin, “Türk ve Katar vatandaşlarına ülkenin doğusundan ayrılmaları için 48 saat süre verdikleri” bildirildi. Hafter’e bağlı grupların sözcüsü Albay Muhammed el Hicazi, özel EtTedamun ajansına yaptığı açıklamada, “Doğudaki Emsa’ad Sınır Kapısı’ndan batıdaki Sirte şehrine kadar uzanan bölgede yaşayan Türk ve Katar vatandaşlarının 48 saat içinde bulundukları yeri terk etmesi gerekiyor” dedi. Tanınan sürenin dolmasının ardından gözaltılara başlayacakları tehdidinde bulunan Hicazi, Katar ve Türkiye uyruklu kişilerin ülkede istihbarat faaliyetlerinde bulunduklarını iddia etti. Dışişleri Bakanlığı, Türk vatandaşlarına Bingazi ve diğer doğu vilayetlerindeki bölgelere seyahat etmemelerini, orada bulunanların bölgeden ayrılmalarını tavsiye etmişti. Batı Şeria’da 2 Filistinli İRAN’DA MAÇLARA GİREMİYORLAR daha öldürüldü Kadınlara voleybol yasak Dış Haberler Servisi İran ve İtalya arasında geçen cuma günü yapılan voleybol maçına kadın seyirci ve kadın gazetecilerin girmesi yasaklandı. İran resmi haber ajansı İRNA’nın haberine göre, İran milli voleybol takımının dün yapılan maçına da kadın seyirci ve kadın gazeteci alınmazken bundan sonraki iki müsabakada da aynı yasak uygulanacak. İran Emniyet Müdürü General Esmail Ahmadi Moghaddam konuyla ilgili açıklamasında, erkeklerle kadınların bu tür etkinliklerde bir arada bulunmasının “kamu yararına” olmadığını söyledi. Dış Haberler Servisi İsrail’in 12 Haziran’da kaybolan 3 Yahudi yerleşimci genci bulma gerekçesiyle başlattığı operasyonlarda dün de 2 Filistinli öldürüldü. Ramallah ve El Ayn mülteci kampında dün yaşanan çatışmalar sırasında 5 kişi de yaralandı. Batı Şeria’daki İsrail operasyonlarında önceki gün de bir Filistinli öldürülmüştü. Filistin yönetimi, İsrail’in giderek artan “saldırganca” tutumu na karşı BM Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağıracağını duyurdu. İsrail askerlerinin, kayıp 3 Yahudi yerleşimcinin bulunması gerekçesiyle Batı Şeria’da düzenlediği operasyonlar kapsamında son 9 günde 340 Filistinli gözaltına alınırken 1350 ev arandı. Bu arada, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ne Suriye tarafın (AFP) dan dün açılan yoğun ateş ve meydana gelen patlama sonucu 15 yaşında bir İsrailli çocuk yaşamını yitirdi. Daha sonra İsrail tanklarının Suriye tarafına yoğun ateş açtığı öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle