25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada demokrat bir başbakanmış gibi, önce medyadan (nasıl olacaksa) “yazmadan, çizmeden, fazla konuşmadan” Musul rezaletinin izlenmesini istedi. Meğer bu ricacı tavrının altında başka bir hazırlık varmış. Bir ağır ceza mahkemesi, rehineler olayı üzerinde hiçbir biçimde haber ve tabii yorum yazılmaması kararı çıkardı. Siyasal iktidarla yargı arasındaki ahenkli bir işbirliğinin bu kadarına ancak RTE gibi demokrasiyi kokakrasiye dönüştüren bir iktidar sahibi zamanında rastlanabilir. Heyhat! Mahkeme yassak kararı çıkardığı gün IŞİD’in İslam ve şeriata bağımlılığını burada uygulayamayadığı için belki de İrak’taki Sünni mezhep hareketine kıskançlıkla bakan kudretli başkanımıza inat… …Örgütün, bu kez Irak’ta Tikrit’te hastane inşaatında çalışan, içlerinde bir mühendisin de olduğu söylenen 15 Türk işçisini kaçırdığı haber bültenlerine düştü. Irak’ta kurtarılmayı bekleyenlerin sayısı 95’e yükseldi. HHH Varsın sayı yükselsin... Başbakanımızın bir türlü terörist diyemediği örgütle al gülüm ver gülüm pazarlığı ile nihayet siz bir ay dersiniz, ben iki ay, daha haberleri yazılamayacak rehineler, bakarsınız bir gece yarısı serbest bırakılmış, yurda dönüyor! Eh artık Ortadoğu’nun son Nasır’ı, Arap âleminin bir zamanlar gözdesi Başbakanımıza yalaka esnafı gece gündüz methiyeler düzenler ve bir süre sonraki genel seçimlerde hem cumhurbaşkanı hem de başbakan değil, ama başkanmış gibi siyaset arenalarında boy gösterecek olan; dün de, bugün de yarın da bugünkü AKP Genel Başkanı yeni bir zafer kazandığı için yalaka esnafını tutmayın gayr! …halkınızın yüzde 45’i ya da ola ki azalacak sayıda seçmen, böyle dirayetli, Musul olayını, ödünler neymiş umursamadan, tereyağından kıl çeker gibi çözümleyen bir lider bahşettiği için Allah’a dua eder ve bu inanış ve kararlılıkla doğru sandığa!.. Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek diye sabırla bekle. Nafile! HHH Şimdi boş verin Musul’u, yassak olan rehine haberlerini de içeriye bir göz atın. Bakın neler ortaya çıkıyor, örneğin Soma faciasının gerçek nedenlerini içeren… Şu sıra medyada yer almıyor ama hükümetin faciadan sonra bol keseden vaat ettiklerinin arkasında ne ölçüde durduğunu tam anlamıyla bilen yok bu ülkede. Üstelik Soma faciasının nasıl aylarca, günlerce önce geliyorum diye belirtiler sergilediği de savcının işçilere sorduğu 12 soruya verdikleri yanıtlarla ortaya çıktı. Bu bilgiler şayet bir başka demokratik ülkede medyada yer alsa yer yerinden oynar. Ama burada ancak faciadan neredeyse bir ay sonra, o da medyada bir gazetede yer aldı. Savcıya işçilerin söylediklerinin işte özeti: Bantlarda işçiler değil kömür taşınıyordu. Bir gün önce çıkan kömürlere el değmiyordu. Olay olduğunda bile çalışmaya devam edildi. Yıllardır aynı maskeyle çalıştık. Ama başbakanımız üstün bilgisiyle ve devlet adamı olarak faciadan sonra bir hafta on gün gerekli saptamaları yapmış, yapılması gerekenleri emretmiş, gönül rahatlığı içinde… Musul’muş, Soma’ymış, şuymuş buymuş hepsini bir yana koydu ve… …kuzey illerinde geziye, kalabalıklarla yeni açılışlar yapmaya çıktı. HHH Bu yabancılar da RTE’yi bir türlü anlayamadılar gitti. Örneğin, Nobel Ekonomi Ödüllü Robert Shiller; Başbakan ile Merkez Bankası Başkanı arasındaki faiz tartışmasını bir türlü anlayamamış. Anlayamaz tabii, bizim Başbakanımızın bilmediği yoktur. RTE ile ilgili cehaletini ortaya koyan şu sözlerine bakın Nobel Ekonomi Ödüllü insanın: “Erdoğan’ın ekonomist olduğunu bilmiyordum” diyor, bir de soruyor: “Kendisi eğitimli bir ekonomist midir?” RTE’nin ekonomi eğitimi almasına gerek yok. Ne bilsin? İmam hatip mezunudur ve Kuran’daki kimi ayetlerden elbette ekonomi konusunda ne gibi önlemler alınması gerektiğini öğreniyor, biliyor ve hiç sakınmadan, her alanda olduğu gibi, ekonomi alanında da gerekli çıkışlar yapıyor. Bir süre önce, bu yüzyılın bütün sıkıntılarının, sorunlarının çözümü Kuran’da var, dememiş miydi? Gel de bu gerçeği Nobelli ekonomiste anlat anlatabilirsen! HHH Türkiye çeşitli nedenlerle gam yüklü ama başbakanımızın maşallahı var, halk arasındaki deyişle yüreği mangal gibi… Sorunları neredeyse günübirlik sindiriveriyor!.. HABERLER ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Bahçelievler semtinde 8 Ekim 1978 tarihinde 7 TİP’li öğrencinin katledilmesi olayında hüküm giyen ve yargı paketi uyarınca tahliye edilen Ünal Osmanağaoğlu’nun AİHM’in lehine verdiği “adil yargılanmadığı” kararı üzerine başlayan yeniden yargılama talebinin görüldüğü davanın ikinci duruşması Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanığın yaptığı yeniden yargılama talebinin reddedilmesini isteyen avu Failler tanık oldu! kat Erşen Sansal, Osmanağaoğlu’nun “o dönem ifadeler işkence altında alındı” iddiasının gerçek olmadığını belirtti. Katliamdan yaralı kurtulan ancak 9 gün sonra hayatını kaybeden öğrencilerden Serdar Alten’in olay sonrası verdiği ifadelere dikkati çeken Sansal, bu ifadenin önemli olduğunu vurguladı. Semiha Üstündağ adlı kadının pazardan yaptığı alışverişten dönerken katliam öncesi yapılan keşif olayına tanık olduğunu anlatan Sansal, bu ifade de adı geçen GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ülkücü hareket içinde Bahçelievler bölge sorumlusu olarak bilinen Ercüment Gedikli ve Duran Demirkıran’ın Bahçelievler katlimı dolayısıyla mahkum olduğunu hatırlattı. Duruşma sonunda mahkeme, halen cezaevinde bulunan Haluk Kırcı’nın yanı sıra katliam davasından hüküm giyen ve tahliye edilen Ercüment Gedikli ve Duran Demirkıran ile o dönem komiser olarak görev yapan Dürüst Oktay’ın tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Terör listesi güncellendi Bu kez BM kararlarını bekletmeden uygulayan Türkiye El Nusra’yı El Kaide başlığından çıkarıp ayrı bir terörist grup olarak tanımladı DUYGU GÜVENÇ ANKARA Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararından 1 yıl sonra El Nusra’yı terör örgütleri listesine alan Türkiye, bu kez BM kararlarına çabuk uyum gösterdi. Terör listesini güncelleyen Bakanlar Kurulu, El Nusra’yı El Kaide’nin başlığından çıkarıp, ayrı bir terörist örgüt olarak kabul etti. Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin El Nusra’yı terörist örgüt listesinden çıkarmadığını, mevzuatını BM kararlarına uyarladığını belirtti. Resmi Gazete’de dün yayımlanan BM kararlarıyla paralel şekilde Türkiye’nin, El Kaide başlığı altında yer alan tüzelkişi, kuruluş ve organizasyonlar listesini de güncellediği belirtildi. Yayımlanan yeni listede El Nusra’nın yer almamasının nedenini, Dışişleri kaynakları, “BM Güvenlik Konseyi mayıs ayında aldığı kararla El Nusra’yı El Kaide altbaşlığından çıkararak ayrı bir karar olarak kabul etti. Biz de bu karar doğrultusunda artık El Nusra’yı El Kaide alt başlığındaki bir örgüt olarak değil, ayrı bir terörist örgüt olarak kabul ediyoruz” diyerek açıkladı. Kaynaklar Türkiye’nin örgüte yönelik terörist tanımlamasının değişmediğinin altını çizerken 3 Haziran 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan ve El Nusra’yı terörist örgüt olarak kabul eden kararın geçerli olduğunu belirtti ve şu bilgiyi verdi: “Resmi Gazete’de dün yayımlanan karar, Türkiye’nin mevzuatının BM’ye uyumlulaştırılmasından ibaret. Yani eskiden El Kaide başlığı altında El Nusra’yı terörist örgüt kabul ediyorduk oysa Resmi Gazete’de 3 Haziran’da yayımlanan kararla El Nusra’yı başlı başına terörist örgüt kabul ettik. BM’nin kararına paralel olarak da El Kaide’nin başlığından isim çıkarıldı.” Türkiye’nin El Nusra’yı terör listesinden çıkarttığı iddiaları üzerine yazılı bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 14 Mayıs tarihinde aldığı karar doğrultusunda, Türkiye’nin düzenleme yaptığını duyurdu. Tank ve zırhlı araçlar dün sabah Gaziantep’ten Kilis’e sevk edildi. Sınıra askeri sevkıyat GAİANTEP/KİLİS (Cumhuriyet) Gaziantep’teki 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan çıkan tank ve zırhlı araçlar, dün sabah polis eskortu eşliğinde Kilis’e gönderildi. Zırhlı araçların Suriye sınırındaki Kilis’in Elbeyli ilçesinde konuşlanacağı bildirildi. Elbeyli ilçesinin karşısında bulunan Suriye’nin Çobanbey bölgesi IŞİD mensuplarının kontrolünde bulunuyor. IŞİD işgalinin ardından Çobanbey bölgesinden kaçan binlerce Türkmen, Türkiye’ye sığınmıştı. Kilis Elbeyli İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ise dün sabah Suriye’den kaçak yollarla Türkiye’ye geçmeye çalışan 2’si Türk vatandaşı 5 kişiyi gözaltına aldı. Suriye’den kurşun: 1 asker yaralı MARDİN (Cumhuriyet) Suriye sınırında bulunan Yeniköy Sınır Karakolu’nda görevli Çorum nüfusuna kayıtlı er Osman Molozoğlu, karakolda nöbet tutarken Suriye tarafından geldiği iddia edilen bir kurşunla yaralandı. Sırtından girip karın bölgesinden çıkan mermiyle kanlar içerisinde yere yığılan Molozoğlu, arkadaşları tarafından İpek Yolu’na getirildi. Askerler, şans eseri Şırnak’tan gelerek hasta bir bebeği Diyarbakır’a getirmekte olan bir ambulansı durdurdu. Hasta bebeğin durumunun acil olmadığının belirtilmesi üzerine yaralı asker, ambulansla Nusaybin Devlet Hastanesi’ne getirildi. Ameliyat edilen Molozoğlu’nun durumunun iyi olduğu belirtildi. Dışişleri: ‘El Nusra teröristir’ ‘Eleştiri hakkını kullandı’ ‘Hırsızlıkların sorumlusu Başbakan Erdoğan’ sözlerine beraat kararı ISPARTA (Cumhuriyet) Türkiye’yi sarsan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Isparta’da yapılan eylemlerde “Bunlar hırsız, düpedüz memleketin her şeyini talan etmişler. Bu hırsızlıkların sorumlusu da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan Bayraktar, ‘bütün emirleri Başbakan verdi’ dedikten sonra o Başbakan’ın orda durması, pişkin pişkin mitingler yapması, halkı hâlâ daha aldatması kabul edilebilecek bir şey değildir” diyen CHP Isparta İl Başkanı Vedat Şenol hakkında, “Başbakan Erdoğan’a hakaret ve hükümeti alenen aşağılamak” suçlamalarıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Şenol, önceki gün yapılan ilk duruşmada yaptığı savunmada, 17 Aralık operasyonlarında yargıda yaşanan görevden almaları hükümet müdahalesi olarak gördüğünü ve protesto etmek için bu sözleri söylediğini belirtti. Mahkeme, Şenol’un “yasal çerçevede eleştiri hakkını kullandığı”na hükmederek beraatine karar verdi. Adliye çıkışında açıklama yapan Şenol, “Ülkeyi idare edenler, muhalefetin eleştirilerine göğüs germek zorundadır” dedi. Buna karşın, tıpkı Başbakan’ın salı günkü grup toplantısında olduğu gibi iktidarın kendi dış politikasızlığı üzerinden muhalefete saldırısı serbest, ama bölgedeki gerçeklerin topluma duyurulması yasak. Bütün bunlar bir yana, öncelik elbette henüz nerede olduğu bile tam olarak bilinmeyen Musul Başkonsolosluğu personeliyle şoförlerimizin serbest kalmasıdır. Eğer bunlar onların özgürlüğüne katkı sağlayacak uygulamalarsa kabulümüzdür. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor; böylesi durumlarda fısıltı gazetesinin tirajı hemen fırlar, yüz binlere hatta milyonlara çıkar. Hele ki iletişim olanaklarının olağanüstü arttığı bir ortamda getireceğiniz yayın yasağı, fısıltı gazetesinin üretecekleri karşısında etkisiz kalabilir. HHH Başbakan’ın canını sıkan bir durum da Irak’tan “bataklık” diye söz edilmesi. Böyle bir tanım bölgeye de hakaret anlamına geliyormuş. Tam bir demagoji... Irak’tan bataklık diye söz ederken oradaki insanlar tarif edilmiyor ki; onların içinde bulunduğu durum özetleniyor. Asıl yanıtı aranması gereken soru şu: Irak’ı ve genel coğrafya olarak Ortadoğu’yu kim bataklık haline getirdi? Başbakan 12 yıldır yaptıklarına, izlediği politikalara, kurduğu ilişkilere, devletlerin içinde taraf olduğu kesimlerin bugün içinde bulunduğu duruma bakarsa bataklığın derinleşmesini ve daha tehlikeli hale gelmesini sağlayanın kim olduğunu da görecektir. Başta vurguladığımız gibi Musul’daki rehinelerimizin, Dışişleri’nin engin buluşuyla “alıkonmuş” yurttaşlarımızın sapasağlam kurtarılması başlıca önceliktir. Ancak hükümetin böyle bir olaydan bile “başarı” çıkarma hastalığı, bölgede azıcık kaşınırsa kanayacak yaraların şişmesine neden oluyor. Sağlıklı olmayan bilgilere göre, hem Ankara’nın Sünni eksenli politikalarına tepki gösteren hem de Sünni kökenli bir isyan hareketi olarak bilinen IŞİD’in büyümesinden ürken Bağdat’taki Maliki yönetimi Türkmenlere karşı oyun oynamaya başladı. Irak’taki gidişin mezhep savaşına dönüşme olasılığından söz eden hükümet kendisinin bu yöndeki politikaları bıraktığına ilişkin işaret vermiyor. Bu, “mezhep savaşına dönüşürse ben de tarafımı belli ederim” anlamına gelir ki, Türkiye’nin içini de etkileyecek kadar tehlikeli olur. HHH Başbakan’ın “bataklık” tanımına ilişkin eleştirilerini dinlerken bizim de aklımıza ister istemez bundan 10 yıl önce, yani Irak işgalinin birinci yılında kaleme aldığımız kitap geldi. O günlerde medyada baskın olan haberlere bakılırsa kitabın başlığı son derece riskliydi; Irak Bataklığında TürkAmerikan İlişkileri... Mart 2013’te başlayan Irak harekâtının ana hedefi Saddam adlı bir zalim diktatörü devirmek, yerine demokrasiyi getirmekti. Böylece yine o günlerde yoğun konuşulan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yaşama geçmesinde önemli bir ivme sağlanmış olacaktı. Ancak gerek Irak’tan gelen haberler gerekse bölge gerçeğine ilişkin raporlar bunun kolay olmayacağını, işlerin daha kötüye gitme olasılığının yüksek olduğunu gösteriyordu. Tablo ortada... İktidar orası bataklık değil deyip, ataklık içine girdi... Geldiğimiz nokta da ortada... Yanlış hesap Bağdat’tan döndü ama, bizim iktidar Bağdat’ın yolunu da bilmiyor! Belki sora sora bulur diyeceğiz ama, sormaya da niyeti yok... Meclis’te ‘Sakık’ krizi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ağrı Belediye Başkanı seçilen BDP’li Sırrı Sakık’ın TBMM Genel Kurulu’na girmesi sıkıntı yarattı. TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Sakık’ın belediye başkanı seçilmesini nedeniyle oturuma katılamayacağını söyledi. Sakık ise yasaya göre milletvekilliği sıfatının sürdüğünü, buna rağmen Genel Kurul’da veda konuşması yapmasına izin verilmediğini belirterek, “Bugün istifa edecektim ama hodri meydan, ayın 24’üne kadar istifa etmeyeceğim. Bakalım benim milletvekilliğimi kim düşürecek?” diye tepki gösterdi. ‘Çocukları eve dönsün’ diye... AZERBAYCAN’DA GÜLEN OKULLARI KAPATILDI BAKÛ (AA) Azerbaycan’da, Fethullah Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu belirtilen eğitim kurumları kapatıldı. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nden (SOCAR) yapılan açıklamada, Azerbaycan Uluslararası Eğitim Merkezi (UEM) kurucularının dünkü toplantısında, merkezin bünyesindeki “Araz Kursları” ile ona bağlı eğitim kurumlarının kapatılmasına karar verildiği bildirildi. Açıklamada, UEM bünyesinde faaliyet gösteren “Araz Kursları” ile onun kurucusu olduğu diğer eğitim kurumlarının getirdiği ek mali yük ve projenin yönetim zorlukları dikkate alınarak, söz konusu kurumların feshedildiği vurgulandı. Araz Kursları’nın faaliyetini, yükseköğretim kurumları kabul sınavları bitinceye kadar sürdüreceği, kapatılan eğitim kurumlarındaki öğrencilerin ve çalışanların yasal haklarının temin edileceği kaydedildi. Söz konusu eğitim kurumlarındaki öğrencilerin ve öğretmenlerin, yeni ders yılına kadar başka yerlere yerleştirilmesi için gerekli işlemlerin yapılacağı aktarıldı. SOCAR, geçtiğimiz yıl Gülen cemaatine ait Çağ Öğretim İşletmelerini bünyesine almış ve Uluslararası Eğitim Merkezi isimli yeni kurum oluşturmuştu. Böylece, Çağ Öğretim İşletmeleri’ne bağlı 13 şubesi bulunan Araz Kursları, 10 lise, 1 gimnazyum ve Kafkas Üniversitesi, Uluslararası Eğitim Merkezi çatısı altında faaliyet göstermeye başlamıştı. KARAKOLDA DAYAK AFGAN ÇOCUĞU ÖLDÜRDÜ Yurt Haberleri Servisi Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre, 16 Mayıs’ta Iğdır’ın Aralık ilçesinde, jandarmanın yaptığı insan kaçaklığı operasyonunda 21 Afganistanlı mülteci yakalandı. Aralarında çocukların da bulunduğu Afganlar, sınır dışı edilmek üzere Iğdır Emniyeti Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi. Grup içerisinde, 1997 doğumlu Lütfullah Tacik ve 1974 doğumlu kuzeni Seyadat Tacik de vardı. 7 Afgan çocuk kantinde otururken iddiaya göre, Yabancılar Şube Müdürlüğü Yasadışı Göç ve İnsan Ticareti Mücadele Büro Amirliği’nde görevli polis memuru S.O., Tacik’i yanına çağırdı. “Niye yaşını yanlış söylüyorsun!” diye bağıran S.O., Tacik’i yumruk ve tokatla dövdü. Arkadaşlarının anlatımına göre masaya döndükten sonra başını masaya koyan Tacik’in ağzından beyaz bir sıvı geldi. Tacik, hastanede 31 Mayıs’ta öldü. Tacik’e 1 Haziran’da yapılan otopside, “saçlı deri altında 2 cm’yi bulan, yer yer kanamalı ve lezyonlu alanlar” tespit edildi, beyin açıldıktan sonra ağır ödemli beyin kanaması geçirdiği belirlendi. Savcılık, olay yerindeki kamera kayıtlarına el konması için Van Edremit Polis Merkezi Amirliği’ni görevlendirdi. Ancak, olay yerine bakan güvenlik kamerasının “arızalı olduğu ve görüntü kaydetmediği” savunuldu. Avukat Kaçan, S.O’yu teşhis eden tanık 6 çocuğun sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak “Bu çocuklar sınır dışı edilirse eldeki tanıklar da yol edilmiş olacak” dedi. ‘Böcek’te delil yok! DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Küçük yaştaki çocuklarının PKK tarafından dağa götürüldüğünü belirten ailelerin başlattığı eylemin ardından, dün de çocukları dağda ve cezaevinde olan ve çatışmalarda yaşamını yitirdiğini belirten 6 anne, Diyarbakır Valiliği karşısında bulunan Anıt Park’ta oturma eylemi başlattı. Kadınlar adına konuşan Şehrizade Anar, “Somut bir adım atılana kadar oturma eylemimize devam edeceğiz. Biz artık barışın sağlanmasını ve cezaevleri ile dağda olan çocuklarımızın eve dönmesini istiyoruz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisine “böcek” tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada gözaltına alınan 11 kişiden bazılarının avukatlığını yapan Mehmet Sürer, “Elle tutulur hiçbir hukuki delil niteliği olmayan, doğru dürüst hiçbir delil bulunmamaktadır” dedi. Sürer, “böcek” bulunduğu iddia edilen odada MİT tarafından yapılan çalışmada usule uygun hiçbir işlem yapılmadığını belirterek, gözaltı kararına itiraz ettiklerini söyledi. Aranan DHKPC’li yakalandı Dış Haberler Servisi Rusya’nın Volgograd bölgesinde güvenlik güçleri tarafından yakalanan Türk vatandaşının yasadışı DHKPC terör örgütü yöneticilerinden Levent Yanlık (43) olduğu belirlendi. Rusya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Türk tarafıyla gerekli tüm yazışma tamamlandıktan sonra sanık Türkiye’ye iade edilecektir” denildi. MHP İstanbul’da deprem TGC’den yayın yasağına itiraz İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu personelinin kaçırılması yönündeki yazılı, görsel basın ve internette yayın yasağı konulması kararına itiraz etti. TGC’den yapılan açıklamada yasağın “basın özgürlüğüne müdahale” ve “sansür” niteliği taşıdığı savunularak kaldırılması istendi. İstanbul Haber Servisi MHP, İstanbul’daki tüm ilçe teşkilatlarının görevine son verdi ve yeni ilçe yönetimlerini oluşturdu. MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, “İstanbul ilindeki tüm ilçe teşkilatlarının görevlerine MYK’nin verdiği yetkiye dayanarak başkanlık divanı tarafından tüzüğümüzün 34. maddesine göre son verilmiştir” açıklaması yaptı. Sanıklar zorla getirilecek Çalık’ın davası durduruldu İstanbul Haber Servisi Uzan Grubu’nun el konulan lüks yatlarının satış sürecinde, haksız yere ödeme yaptıkları gerekçesiyle hakkında zimmete geçirme suçlaması ile dava açılan eski TMSF Başkan Yardımcısı Fethi Çalık’ın yargılandığı davanın duruşması dün İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava, Çalık yönünden TMSF’den soruşturma izni talebi sonuçlanıncaya kadar durduruldu. İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs 2013’ün Taksim’de kutlanmasının yasaklandığı gün Mecidiyeköy, Şişli ve çeşitli yerlerde toplandığı iddia edilen 33 kişinin, “izinsiz toplantı ve gösteri” yapmak suçlamasıyla yargılandığı davada 3 sanık daha ifade verdi. Sanık Ahmet Sur Mecidiyeköy’de halay çekenleri izlerken gözaltına alındığını kaydetti. Savunması alınmayan sanıkların zorla getirilmelerine karar veren mahkeme, gereğini yapmayanlar hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını belirterek duruşmayı 4 Kasım’a erteledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle