05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Yıldız Holding’in patronu Murat Ülker, “Turkcell ile değil gelecek kuşaklarla ilgiliyiz” dedi Hedefi digital Türkiye Ekonomi Servisi Başında bulunduğu Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı AŞ’nin (Gözde), Turkcell’e ortak olmak gibi bir niyeti olmadığını tekrarlayan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, hedeflerinin “digital Türkiye” olduğunu söyledi. “Telekomünikasyon beni ilgilendirmiyor. Çünkü Türkiye’de bu sektör zaten gelişmiş, oyuncuları belli olmuş durumda” diyen Murat Ülker, “Ama beni ilgilendiren şey, gelecek kuşakların yaşayacağı Türkiye. Bizim şirkette bile ‘Y kuşak’ yüzde 60. Bunun arkasından ‘Z’si’ geliyor. Bunların yaşayacağı Türkiye, çok daha dijital olacak. Onun için Turkcell gibi firmalarla biz zaten işbirliği, görüş alışverişi yapıyoruz. Gelecekte kurulacak olan Gözde Girişim ile Çukurova arasındaki 1.6 milyar dolarlık finansman müzakereleri ile ilgili soruları yanıtlayan Murat Ülker, “Telekomünikasyon beni ilgilendirmiyor” diyerek ana hedefini ‘Y kuşağı’ ve ardından gelecek ‘Z kuşağı’nın aradığı ortama hazırlanmak olarak açıkladı. Türkiye’de bunlar olacak” dedi. Bilindiği gibi son zamanlarda Amerikan tarzı bir kuşak sınıflaması Türkiye’de de kullanılmaya başlandı. Buna göre 60’lı yılların başından 80’lerin başına kadar olan dönemde doğanlara “X kuşağı”, 802000 arası doğanlar ise “Y kuşağı” diye adlandırılıyor. İki kuşak arasında başta iletişim olmak üzere birçok farklılık yaşanıyor. İzmir’de katıldığı bir toplantıdan sonra gazetecilerin, Rus Alfa Grubu’nun elindeki 1.6 milyar dolarlık Turkcell hissesini geri alabilmek için Çukurova Grubu ile Gözde arasında yürütülen finansman görüşmelerini ilişkin sorularını şöyle cevapladı: * Konuşulan rakam 1.6 milyar dolar. Bu, Karamehmet’in ödenmesi gereken borcu. Burada biz ona yardımcı oluyoruz. Sadece bununla alakalı konuşuyoruz. Yani, Turkcell satılıyor, alıyor değiliz. Ortaklardan biri çıkıyor, onun yerine giriyor değiliz. * Kaldı ki bu sektörde hisse devri ve ortaklık Telekomünikasyon Kurumu’nun iznine, onayına bağlı. Alfa hisselerin hepsini satsın, satmasın konusu da onay gerektirir. Böyle bir şey de yok zaten. * İki grup arasındaki görüşmelerin teknik tanımı “Yapılandırılmış şartlı finansman”. Biz finansmanı Çukurova’ya veriyoruz. Şartları var. Yapılandırılmış da “Şöyle öderim, sen de şöyle ödersin” demek. Karşılığında bir teminatı olacak. Bu, menkul de olabilir, gayrımenkul de... Bankaların da bu teminatı kabul edilebilir bulması gerekir. Kimsenin kimseye teminatsız, yoldan geçerken 2 milyar para verecek hali yok. Ayrıca, hiç özsermaye koymadan bir finansman bulamazsınız. * Temaslar yapılıyor ama or taya çıkmış bir sonuç yok. İngiliz Yüksek Mahkemesi, tarafların müracaatı üzerine süreyi bir ay daha uzattı. Bir ay daha zaman var. Ülker, bir başka soru üzerine de Godiva’yı satmayacaklarını, Eti Soda’ya girmeyi ise “düşündüklerini” açıkladı. Ülker, Eti Soda için, “Gözde’nin perakendeden bankaya kadar birçok işi var. Madenciliğe benzer işimiz de var. Eti Soda’nın da benim, Murat Ülker için cazip olan kısmı şu: Yerin altına kimse girmiyor, bir şey kazmıyor. Maden gibi değil yani. Karşı taraf satmaya istekli olursa, biz de onu Gözde’nin portföyüne dahil edebiliriz diye düşünüyoruz. Ama şu anda resmi olarak bir şey görüşmedik, planlıyoruz” dedi. ‘Böl Parçala’da Suç Ortaklığı... Yoksul Güney dünyada, en çok stratejik, kaynakların zengin Kuzey dünyasına kolayca aktarılmasının aracı bölünme, parçalanma kader mi? Yoksa dış güçlerin oyunlarına, yaşama dar pencereden bakan, duygularına, tutkularına köle olan iç dinamiklerin, en çok “mağdur, haksızlığa uğradıkları, haklarının gasp edildiği...” gibi özünde haklı isyan duyguları içinde, gözü kara; “Birlikte yaşam, barış koşullarının ortadan kaldırılmasında...” tuzağa düşürülerek yangını çıkaran fitili ateşleme suçlarında başrol oynamaları mı? Çokkültürlülük, birlikte yaşam koşulları için çağının, döneminin en ileri adımlarını atmaya çabalamış Tito Yugoslavya’sının, 9 parçalı hepsi yoksul ve yoksun devletçiğe bölünmesinin çok ötesinde akıtılan kan, ağır insan hakları ihlalleri ile bu çağda Avrupa topraklarının içinde hem de öngörülmeyecek vahşetin sonucu düşmanlıklarla bu devletçikler içinde dahi ırklar, dinler, mezhepler eksenli gettocuklara hapsedilmelerinin örnekleriyle sizleri bıktırdığımı biliyorum... Başka ülkelerde, doğal olarak da ülkemizde, yeni projelerin tehdit boyutlarının algılanması, uyarıcı olması umuduyla.. En son Bosna’dan kız çocuklarının IŞİD’e bulaşmaları, Kosova’dan erkek çocukların yine IŞİD militanı olarak örgütten ayrılmaya kalkışanları İstanbul’da öldürmeleri örneklerinde sarsılmıştım... Osmanlı’nın Balkanlar kimliğine uygun İslamın yayılmasında Bektaşi felsefesini seçmesinin akılcılığından sonra, aileleri Bektaşi felsefesinde odaklanmış Müslümanların çocuklarını, İslamı, şeriatı; “Kendi İslamla ilişkisi olamayacak kör inançlarından sapanları; işkence ile kurban ederek, kan akıtarak mı öldürmenin, yoksa kolayca infaz etmenin mi daha sevap olacağını, cennete gidecek yolu açacağını tartışma noktasına gelmiş bir örgüte iten” gerçeği koşulları içim sızlayarak sorguluyorum... Çok kısa bir süreçteki yoksullaşma, yoksunlaşma, ırklar ve dinler, mezhepler eksenli yaşanmış düşmanlıkların yarattığı travmalar, genç kuşaklar için çaresizlik, ufuksuzluk, umutsuzluğun öfkesi... Kanlı terör örgütlerinin kolayca çocuk militan kazanmalarının en belirleyici ana nedenleri... Sonrasını bu örgütlerin, vahşet, kör inanç kimlikleri ile bağlantılı, dayattıkları yaşam koşulları, verdikleri eğitimler, beyin yıkama yöntemleri belirliyor... HHH Dış dünyanın çıkarlar savaşlarında çizilen yeni sınırlar, yapılan hesaplarda ateşin fitilini çoğunlukla ülkelerin içindeki dinamit işlevi yapacak örgütler yakıyorlar... Elbette günümüzün en sıcak en can yakan gelişmelerinde Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Ukrayna’da ateşi yakan örgütlenmelerin dinamikleri için özellerinde yapılacak açıklamalar, bilgilendirmeler, parçalanmanın odağındaki ülkelerin kendi öznel koşulları içinde gerekçelendirilmeleri, sorumluları için de, çok çeşitli olacak... Değişmeyen bizi her seferinde yanılsamalara sürükleyen, öncelikle dış odak sorumluları olmak üzere, iç odak taraflarının ortak amaçları ile tersine söylemde hep buluştukları; nerede ise yemin edercesine sürekli parçalanmadan, haritaların değiştirilmesinden yana olmadıkları, tam tersi barış, birlikte yaşam istedikleri, dahası insan haklarına, en çok da ötekilerin haklarına saygılı oldukları söylemini, yalancıktan tekerlemeleri... Son en büyük travmanın yaşandığı Irak’ta, ABD odaklı işgal ortakları, Irak’a demokrasi ihracının ötesinde, Irak’ın birlik, bütünlüğünün korunacağı yolundaki söylemlerini bugüne kadar yineleyip durmadılar mı? Bush liderliğindeki işgal sürecinin Irak bataklığını öngörülemeyen boyutlarda iç ırk ve mezhep savaşlarının odağı yapması kanlı petrolün öngörülemeyen yükselişini, öngörülmüş şirket kârlarının düşmesi paralelinde Rusya ve İran’ın kazançlı çıkmaları, ardından zengin Kuzey dünyasındaki ekonomik krizin tetiklenmesini getirmişti... Obama durumu değiştirmek üzere yeni bir kimlikle lider seçildikten sonra, Irak’tan askerin çekilmesi, içerde oluşmuş bataklığı kurutamadı. Biçimsel tek devlet içinde önce Kuzey Irak Kürdistanı ile Bağdat yönetimi ayrışması fiili geçerlilik kazanırken, kanlı ŞiiSünni çatışması yine öngörülemeyen insanlık dışı vahşi boyutlara tırmandı. Suriye’de Esad’ın düşürülmesi projesi, bir süreliğine bu çatışmaların zamana yayılması gibi fiili bir sonucu üretmiş olsa da, IŞİD’in bu kez Suriye’de ağırlık kazanan kanlı gücünün, üyelik, silah ve parasal da beslenmesini getirdi. Esad’ın ABD’nin de zorlanması ile iktidarda kalışının uzaması ile doğru orantılı, ateşleme güçleri yeniden Irak ağırlıklı kaydı... Irak’ta yine öngörülmediği iddia edilen IŞİD’in bizi de çok gafil yakaladığı ortada... Irak’ta çoklu işgal operasyonu, arkasında Sünni destekli yeni haritalar için ayrışma... Dünya çapında bölgeyi tanıyan uzmanlar için sınırları henüz oynak, Irak’ın petrol kaynakları ile de bağlantılı KürtŞiiSünni odaklı üç ayrı devlet olarak bölünmesi anlamına geliyor... Ağırlıklı ölenler, çatışanlar, ayrı devletler kurma savaşımını verenler içerden yani... Ukrayna’daki fiilen üç parçalı durumda da sonuç aynı değil mi? Godiva ve Eti Soda Mahkeme süreyi uzattı borçları patlatır E&Y’nin raporuna göre, ABD’deki parasal sıkılaştırma, Türkiye’de, Merkez Bankası’ndan beklenen faiz artışı ve düşük büyüme nedeniyle geri dönmeyen kredileri artırabilir. Ekonomi Servisi Denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young, “ABD’de parasal genişlemenin yavaşlatılması özellikle, ekonomik yavaşlama beklenen ve merkez bankalarının yükselttiği faizin borçlular üzerinde baskı oluşturduğu piyasalar için zorlayıcı olacak. Türkiye, KOBİ’ler ve kart borcu dahil tüketicilere verdiği kredilerdeki hızlı artış karşısında maruz kaldığı durumla öne çıkıyor” dedi. BRIC dışında Türkiye dâhil 11 Hızlı Büyüyen Piyasayı konu alan (Kenya, Nijerya, Vietnam, Kolombiya, Mısır, Endonezya, Şili, Malezya, Meksika, Güney Afrika ve Türkiye) “Yükselen Piyasalarda Bankacılık: Başarı İçin Yatırım” başlıklı rapor hazırladı. Raporda “Kırılgan Beşli”nin iki ülkesi Türkiye ve Güney Afrika’nın, büyük cari açıkları ve dış finansmana bağlılıkları dolayısıyla, ABD’deki parasal genişlemenin yavaşlatılması sonuçları karşısında en riskli iki ülke olduğu belirtildi. Raporda Türkiye’de geri dönmeyen krediler yüzde 3’ten az olsa da parasal sıkılaşmanın borç verenleri sıkıştıracağı ve önceleri ihtiyatla karar verilmiş kredilerde bozulma görülebileceği ifade edildi. Böylesi bir durumun Türkiye’de, küresel finansal krizin geri dönmeyen KOBİ kredilerinin oranının yüzde 5 ile yüzde 8 arasında bulunduğu dönemdeki hoş olmayan anıları canlandırabileceği vurgulandı. Faiz artışı Otoda Türk mucizesi Gediz Üniversitesi öğretim üyelerinin geliştirdiği jant içi motor bir yandan yakıt tasarrufu sağlarken diğer yandan hava kirliliğini azaltacak Ekonomi Servisi Gediz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selim Solmaz ve Yrd. Doç. Dr. Durmuş Uygun, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteğiyle tüm araçlara uygulanabilecek jant içi elektrik motoru geliştirdi. Tekerlek içine takılacak bu motorla otomobil, minibüs, otobüs ile kamyonlar hibrid veya elektrikli olacak. Tipik bir binek araçta 5 bin lira maliyet öngörülen bu dönüşüm, en az yüzde 20 yakıt tasarrufu sağlayacak. Benzin/LPG ve dizel gibi içten yanmalı motorlar daha az yükte çalışacağı için de atmosfere daha az egzoz gazı salınımı olacak, taşıtlardan kaynaklı hava kirliliği azalacak. DHA’nın haberine göre, projeyle otomobil, minibüs, otobüs ya da kamyonların en az iki tekerleğine Gedizli akademisyenlerin tasarımı, tamamen yerli teknoloji ürünü elektrik motoru yerleştirilecek. Bunun dışında aracın hangi hızda ve devirde benzin/ LPG, motorin ya da elektrik motoruyla çalışacağını otomatik olarak yönlendirecek bilgisayar yazılımı içeren kontrol mekanizması takılacak. Ayrıca elektrik motoruna enerji aktaracak olan bataryalar hem araç içerisindeki sistemlerden hem de prizden şarj edilebilecek. Solmaz ve Uygun’un geliştirdiği jant içi elektrik motoru sayesinde tüm araçlar hibrid veya elektrikli hale gelecek. Bu dönüşüm en az yüzde 20 yakıt tasarrufu sağlayacak. Doç. Dr. Selim Solmaz, prototipini hazırladıkları motoru ve diğer ekipmanları yıl sonuna kadar seri üretime hazır hale getirerek otomotiv sanayisine sunacaklarını açıkladı. Solmaz, bu dönüşümün tipik bir binek araçta 5 bin TL gibi maliyetle gerçekleşmesini hedeflediklerini dile getirdi. Yüzde 20 yakıt tasarrufu Fed sürpriz yapmadı ABD Merkez Bankası tahvil alım miktarını 10 milyar daha azaltırken faize dokunmadı. Yellen, enflasyon hedefini tutturacaklarını belirterek 2015’ten önce faiz artırımından kaçınacaklarını yineledi Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) tahvil alımını 45 milyar dolardan 35 milyar dolara düşürürken, faiz oranlarını ise değiştirmedi. Fed Başkanı Janet Yellen, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Faiz normalden uzun süre düşük kalacak. Son veriler Fed’in yüzde 2 enflasyon hedefine doğru ilerlemekte olduğuna işaret ediyor. Fed, enflasyonun hedefi kaçırmasına izin verme niyetinde değil” dedi. İlk çeyrekte GSYİH’deki daralmanın geçici olduğunu söyleyen işsizlik oranının hâlâ yüksek olduğunu vurguladı. Yellen, faiz kararını işsizlik ve enflasyon oranının belirleyeceğini ifade etti. Toplantı sonrası Fed’in ekonomi ve para politikasına ait beklentileri de yayımlandı. Mart ayındaki tahminlere kıyasla Fed yetkililerinin ABD’nin bu yılki büyümesi ile ilgili beklentilerini keskin şekilde düşürmesi dikkat çekti. Üyelerin büyük çoğunluğu merkez bankasının kısa vadeli faiz oranlarını gelecek yıl yükselmeye başlayacağı tahmininde de bulundu. Toplantı ardından yayımlanan tahminlere göre 12 Fed üyesi şu an kısa vadeli faizlerdeki sıfır faiz oranı politikasının 2015 içerisinde değişmesini bekliyor. Mart ayındaki toplantıda ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2.83 büyüme gerçekleştireceği yönündeki tahminler de son toplantıda düşürüldü. Fed yetkilileri ekonominin bu yıl yüzde 2.1 ila 2.3 arasında büyümesini bekliyor. Fed’in açıklamasının ardından dolar TL karşısında güç kaybetti ve 2.1350 TL seviyesine kadar geriledi. Altının ons fiyatı ise yüzde 0.1 oranında düşüşle 1272.10 dolara oldu. Önceki gün beklentilerden yüksek çıkan ABD enflasyon verisi Fed’in tahminlerden önce faiz artırımına gideceği endişelerine yol açmıştı. Piyasalar memnun Fars Haber Ajansı, Kürt Bölgesel Yönetim i Başbakanı Nerçivan Barzani’nin “Türkiye ile 50 yıllık anlaşma imzaladık” sözleri için “Irak halkının tamamına ait olan petrolü dışarı ya satıp İsrail’le paylaşan Barzani, bu çirkin suça Türkiye’yi de ortak ed iyor” iddiasında bulun du. Ajans, Irak’ın Kanu n Devleti Koalisyonu üyesi Ali Allak’ın “Tür kiye yönetimi Irak’ın milli egemenliğini ihlal ettiği için uluslararası mahkemede yargılanmalı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Irak anayasasını yorumlay abilecek konumda değil ” sözlerine de yer verdi. Kürt petrolü ısınıyor Sarı bisiklet ile harekete geç Ekonomi Servisi ETİ ve Aktif Yaşam Derneği, sağlıklı bir yaşam için hareket etmenin gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak ve bisiklet kullanımını teşvik ederek Türkiye’de hareketli yaşama öncülük etmek amacıyla “Sarı Bisiklet” Projesi’ni başlattı. Bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için Eskişehir’de start alan proje kapsamında ilköğretim okullarında bisiklet eğitimleri verilecek, üniversitelerde kampus içi ulaşımlarını kolaylaştırmak üzere ücretsiz sarı bisiklet uygulaması gerçekleştirilecek ve mobil tamir aracı ile balkonda, depoda bekleyen bisikletler ücretsiz tamir edilecek. Marshall önce gösterecek sonra boyayacak Ekonomi Servisi Marshall, ‘Arttırılmış Gerçeklik Teknolojisi’ adıyla anılan Augmented Realty (AR) teknolojisiyle desteklenen Marshall Visualizer uygulamasını piyasaya sundu. Yeni uygulama ile kullanıcılar ilk defa tek bir boya damlası dahi kullanmaksızın, evlerinin duvarlarını renklendirerek odadan odaya geçerken, sonucu gerçek zamanlı olarak görme imkânına sahip oluyor. Marshall Visualizer, iTunesAppStore ve Android üzerinden ücretsiz indirilebiliyor. Marshall Genel Müdürü Petros Katsampouris “Küresel Renk Araştırmamızda konuştuğumuz 5 binden fazla tüketici, tasarımcı ve boyacı ustasından biliyoruz ki, kendimizi renklerle ifade etmek gerçek bir güven gerektiriyor ve çoğumuz renk seçimlerinde yanlış tercih yapmaktan korkuyoruz. Marshall Visualizer uygulaması, bu endişeyi gidermek için geliştirildi” dedi. ETİ İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle