05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 19 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR Yusuf Alper Teoman Ergül Mustafa Eser Mehmet Zaman Saçlıoğlu Mehmet Zeber Güngör Tekçe Erkan Kalenderli Başar Başarır Kültür Servisi 2014 Yunus Nadi Ödülleri’ni kazananlar belirlendi. Bu yıl 69’uncusu düzenlenen Roman, Öykü, Fotoğraf, Şiir, Karikatür ve Sosyal Bilimler olmak üzere 6 dalda 8 ödülün verildiği yarışmaya 673 kişi başvurdu. Adnan Binyazar, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Güray Öz ve Yüksel Pazarkaya’dan oluşan Seçici Kurul, “Roman” dalında Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nu “General Uçtu” adlı yapıtıyla ödüle değer gördü. “Öykü” dalında Hikmet Altınkaynak, Metin Celal, Tarık Duman, Cemil Kavukçu ve Osman Şahin’den oluşan Seçici Kurul, ödülün “Teklifinizle İlgilenmiyorum” adlı yapıtıyla Başar Başarır’a verdi. “Şiir” dalında Ataol Behramoğlu, Egemen 6 dalda 8 ödül Berköz, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hızlan ve Sennur Sezer’den oluşan Seçici Kurul, ödülün “Geçerken” adlı yapıtıyla Güngör Tekçe ve “Yolda” adlı yapıtıyla Yusuf Alper arasında paylaştırılmasına karar verdi. “Karikatür” dalında Behiç Ak, Ercan Akyol, Orhan Erinç, Musa Kart, Kamil Masaracı ve Tonguç Yaşar’dan oluşan Seçici Gazetemizin düzenlediği Yunus Nadi Ödülleri’ni kazananlar belirlendi Kurul, ödülü Mehmet Zeber’in yapıtına verdi. “Fotoğraf” dalında Hikmet Çetinkaya, İsa Çelik, Ara Güler, Paul McMillen ve İbrahim Yıldız’dan oluşan Seçici Kurul, ödülü Mustafa Eser ve Erkan Kalenderli’nin yapıtları arasında paylaştırdı. “Sosyal Bilimler Araştırması” dalında Dr. Erdal Atabek, Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ve Prof. Dr. Ahmet Mumcu’dan oluşan Seçici Kurul, ödülü “VahidettinMustafa Kemal Ekseninde Milli Mücadele” adlı yapıtıyla Teoman Ergül’e verdi. Ödüller 23 Haziran Pazartesi günü Şişli Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. ‘Ağır, çok ağır bir dünya bu...’ EREN AYSAN Gülten Akın, ‘Beni Sorarsan’ adlı kitabıyla Metin Altıok Şiir Ödülü’nü aldı rilmişti Ankara’ya, hastaneye… Son ana kadar umudumu kaybetmedim. Her gün aradım hastaneyi. Ama olmadı” diyor Gülten Akın, hüznüne engel olamadığı incecik sesiyle… “Sonra Füsun da eski arkadaşımdı. Annen, Adviye…” 70’li yılların kültürel ikliminde bir vahaydı onlarla buluşmak şair için… Tomris Uyar’la Füsun Akatlı’yı ve gidenleri birleştiriyor kalemiyle: “İç saatınızı kurdunuz / Öyle bir yolculuk gibi sıradan / Sonsuza da olsa birer birer / İstanbul sizi bağrına çekti / Orada dirisiniz mütemadiyen.” Öncesinde bir kentin, İstanbul’un edebiyata gönül veren kadınları çekip alması var, her şeyden önce yazdıklarında… “Nasılsınız” sorusunun anlamı ise “Beni Sorarsan” şiirinde gizli… “Beni sorarsan / Kış işte / Kalbin elem günleri geldi” dizeleri çalıyor kapımızı. Son yıllarını Burhaniye’de İda Dağları’na sığınarak, gazeteler, kitaplar, televizyon, birkaç duvar resmi, torun özlemiyle geçirirken sağlık sorunları nedeniyle tekrar Ankara’ya dönmüş. “Çabuk yoruluyorum artık” deyiveriyor. Haftanın belli günleri diyalize girmesi zorunlu... “Açılan kapıdan girdin / yapı içine çekti seni / beyaz, yansız, buyurgan / Koşuşturan genç kadınlar / Görmeleri bile gerekmiyor / Yerini alıyorsun” diye yazmış “Diyaliz” şiirinde… Bu defa, kitabında kendini apaçık ortaya koyuyor Gülten Akın… Şehrazat şiirinde, “Şimdi hepsi düştü / Gülten kaldı gizde” diyordu ya… Gülten bir masalın içinde, sırrın peşindeydi… Artık apaçık karşımızda… Yazdıklarında fazlasıyla özne… Oysa O, “Uzun yaşadım, yüzlerce şiirim var. Hangisinde ne kadar göründüm, bilemeyeceğim” diyor tevazuyla… Hayatla vedalaşmış, bir bekleme odasında yaşıyor sanki. Öyle ki, hayat şenliğine katılamıyor. Yaşamında biriktirdiklerinin, gözlemlediklerinin bir dirim sağlayacağını da ummuyor gibi… İlk kez hastanede diyaliz tedavisine gitmeye başladığında orada bir genç kızın söyledikleri etkilemiş onu… Diyaliz hastası genç kız, “Bundan sonra iki ayrı yaşamın olacak” demiş. “Biri evdeki, diğeri hastanedeki diyalize bağlanacağın yaşamın… Asla ikisini birbirine karıştırmamalısın. Ben on yıllık diyaliz hastası olarak evdeki yaşamla hastanede geçen yaşamı birbirinden ayırmasını becerebildim.” Oysa Gülten Akın kesintilere uğratarak yaşamını sürdürüyor. Yoksa bir vazgeçiş içinde mi? “Ben yoruldum gidiyorum / Kendi endişeni kendin seç” diyerek veda ediyor her şeye… Son olarak diyor ki: “Metin Altıok Şiir Ödülü’nden gelen her şey bu ülkede yaşamını yitirenlere gitsin.” Zeynep Altıok’la düşünüyoruz: Madem Gülten Akın öyle istedi, babalarımızla birlikte, Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e kadar bu ülkede öldürülen yirmi sekiz simge ismin içinde olduğu Toplumsal Bellek Platformu’na katkı sağlasın ödül… “Bir de Zeynep’le siz kardeşsiniz, sarılın birbirinize. Bırakmayın hiç!” diyor ayrılırken… Evet, onun deyişiyle: “Ağır, çok ağır bir dünya bu…” Kendi deyişiyle, “uzun hayatın izini süren” bir şair Gülten Akın… Kimi zaman beş çocuklu anne olarak kadınlık hallerini yazdı, kimi zaman ülkenin karanlığında yaşanan ağır acılara dizeleriyle isyan etti, kimi zaman da sözcüklere tutundu, “sözcükler anlamın tutukevidir” diyerek… Geçen günlerde, yaşadığımız coğrafyanın en büyük şairi Gülten Akın, “Beni Sorarsan” kitabıyla, Sıvas yangınında yitirdiğimiz şairlerimizden Metin Altıok anısına düzenlenen Metin Altıok Şiir Ödülü’nü aldı. Böylece yıllar sonra iki eski arkadaş yeniden kucaklaştı. Sanırım 1992 yılıydı. O yıllarda Ankara’nın SHP’li Büyükşehir Belediyesi, başkentin kültürel yaşamına katkı sağlıyor, kültür sanat adamlarıyla edebiyatseverler ve sanata tutkun üniversite öğrencileri söyleşilerde buluşuyordu. Resme tutkun bir afacan öğrenci olarak atölyeden çıkmış, babam Behçet Aysan ve Metin Altıok’un konuşma u “Metin Altıok Şiir Ödülü’nden gelen her şey bu ülkede yaşamını yitirenlere gitsin” diyor Gülten Akın. Zeynep Altıok’la düşünüyoruz: Madem Gülten Akın öyle istedi, babalarımızla birlikte, Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e kadar bu ülkede öldürülen yirmi sekiz simge ismin içinde olduğu Toplumsal Bellek Platformu’na katkı sağlasın ödül… cı olarak katılacakları böyle bir panele soluk soluğa varmıştım. Metin Altıok kapıda kucakladı beni... Bileklerime kadar boyalı ellerimi ondan kaçırmaya çalışırken, “Hayır, saklama, bunlar emeğin elleri!” dedi. Bugün, Metin Altıok’un incecik parmaklarından savrulan cigaranın dumanıyla, onun şiirle geçirdiği ömür, söze verdiği alın teri, dizelerine üflediği hayat birleşiyor usumda. Sonra Metin Altıok’un kendi gibi Bergamalı ağabeyi Seferis’in üç kırmızı güvercininden biri konuyor Gülten Akın’ın kitabına… Aynı emek, aynı bilinç ve bilgelikle… “Metin Altıok’la Behçet Aysan’ı hiç ayırmadım. Yaşamım boyunca onların varlığını taşıdım. Hep onların otelin merdivenlerindeki fotoğrafını düşündüm. Metin, yaralı olarak geti Yunuslar özgür olsun Yazar Buket Uzuner’den yunuslar için TBMM’ye mektup Kültür Servisi Yazar Buket Uzuner, yunus parklarının kapatılmasını sağlamak amacıyla TBMM Çevre Komisyonu’nun tüm üyelerine bir mektup gönderdi. Uzuner, Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesine dair kanun tasarısı metninden yunus parkları ve hayvanlı sirklerini yasaklayan maddenin son anda çıkarılması üzerine yazdığı mektubunda “Bu tesisler, sosyal sorumluluk ile bağdaşmayacak kadar büyük bir kirli ticaretin içinde ve imza atılan uluslararası sözleşmeleri çiğneyecek kadar çok sayıda usulsüzlüğe imza atmış durumdadır” dedi. Uzuner, 20 Haziran’da da Bodrum’da, Bodrum Yunus Parkı’nın kapatılması için bir basın açıklaması yapacak ve Yunuslara Özgürlük Platformu ile birlikte topladıkları imzaları belediye ve kaymakamlığa sunacak. YURDA KAÇAK İÇKİ SOKTUĞU TESPİT EDİLEN ANKARA DT OYUNCULARI VE TEKNİK EKİBİN CEZALARI ONAYLANDI Alkole rekor cezalar... SELDA GÜNEYSU ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu, Ankara Devlet Tiyatrosu’nca (DT) “Hürrem Sultan” adlı oyunun turne kapsamında sahnelendiği KKTC’den dönüşte, oyunun dekor ve kostümlerinin taşındığı resmi araçta “yurda kaçak içki sokmaya çalıştığı” ortaya çıkan ve haklarında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da dava açılan oyuncu ve teknik ekip için DT Genel Müdürlüğü’nden rekor cezalar istedi. Raporunda, söz konusu eylemin “Türkiye’nin itibarının zedelendiği” gerekçelerine yer veren kurul, bazı oyuncular ve teknik ekip için “devlet memurluğundan men cezası” talep etti. Olaya adı karışan teknik ekibin tümü, DT tarafından işten çıkarılırken haklarında men istenen oyuncular için bir alt ceza uygulandı. Kültür SanatSen de “cezaların rekor düzeyde olduğu ve bazı çalışanlara haksızlık yapıldığı” gerekçesiyle bakanlık ve DT alehine dava açmaya hazırlanıyor. Ankara DT yapımı “Hürrem Sultan” adlı oyun, KKTC turnesi kapsamında sahnelenmiş, ancak dönüşte oyunun kostüm ve dekorlarının taşındığı resmi araç, Mersin Limanı’nda durdurulmuş ve aracın içinde “kaftanlara sarılı 538 şişe kaçak alkol ve 22 paket kaçak çay” bulunmuştu. Olayın ardından da Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca oyunda görevli oyuncu ve teknik ekip hakkında, “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası” kapsamında soruşturma başlatıl mıştı. Kısa bir süre sonra da DT Genel anlaşıldığı kaydedildi. Kurul, “bazı saMüdürlüğü’nce olayda adı geçen oyun natçıların teknik ekibin sorumlulucu ve teknik ekip Disiplin Kurulu’na ğunda görüldüğü anlaşılan olaya bisevk edilmişti. Genel Müdürlük Dilerek ya da bilmeyerek katıldıklarısiplin Kurulu ise yaptığı soruşturmada na” da değinerek, “sanatçı O. Ö için “mevcut bilgi ve belgelere göre ka‘devlet memurluğundan çıkarma’, sarar verilmesinin mümkün olmadınatçılar S. P ve C. K. G ile ışık dekoğı” gerekçesiyle dosyayı Bakanlık Tef ratörü Z. I’nın ‘devlet memurluğuntiş Kurulu’na göndermişti. dan çıkarma ile cezaTeftiş Kurulu, raporunu ta u Olaya adı karışan teknik landırılmaları gerekmamladı. mekteyse de bir alt ekibin tümü, DT tarafından cezanın verilmesine’, lay basite işten çıkarılırken haklarında sanatçı M. E. E’nin indirgenemez’ men istenen oyuncular için ‘kınama’, sahne ışıkKurulun raporunda, H. İ, Y. E, D. B bir alt ceza uygulandı. Kültür çıları “Eylemin uluslararave A. S. A’nın ‘devSanatSen de “cezaların sı sanatsal faaliyet kaplet memurluğunsamında işlenmiş olması rekor düzeyde olduğu ve bazı dan çıkarma’, sahdikkate alındığında, olauygulayıcısı M. çalışanlara haksızlık yapıldığı” ne yın basite indirgenerek G. A’nın ‘sözleşmegerekçesiyle bakanlık ve sinin feshine’, sahne değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir” deDT aleyhine dava açmaya makinistleri S. K, L. nildi. Raporda ayrıca “olaK ve S. Ç’nin ‘devlet hazırlanıyor. yın devletin resmi hizmememurluğundan çıte mahsus araçla gerçekkarma’, kondüvit O. leştirildiği ve bu nedenle Türkiye’nin T’nin ‘kınama ile cezalandırılması geitibarının zedelendiği”ne de yer verekmekteyse de bir alt ceza verilmesirilerek alkollü içeceklerin tümünün ne’, sahne makinisti E. M. B’nin ‘kı“teknik ekibe ait olduğunun belirnama ile cezalandırılması gerekmeklendiği” kaydedildi. teyse de bir alt cezanın verilmesine’, Raporda, ayrıca olayda adı geçenaksesuvarcı M. M’nin ‘kınama ile celerin verdiği ifadelerde, 538 şişeden zalandırılması gerekmekteyse de bir alt 340’ını kimsenin sahiplenmek istemeceza verilmesine’ ve sahne terzisi M. diği, “kendilerini aklamaya çalışT’nin ‘kınama ile cezalandırılması getıkları” da dile getirilerek ancak darekmekteyse de bir alt ceza verilmesiha sonra 340 şişenin turne ekibinde yer ne’ ve sayman Y. U’nun ‘devlet mealan sahne makinistleri S.K, L.K, S.Ç murluğundan çıkarılma teklifinin Yükve sahne uygulayıcısı M. G. A tarafın sek Disiplin Kurulu’nda görüşülmesidan satın alınarak TIR’a konulduğunun ne’” hükmetti. ‘O Kültür Servisi Geçen yıl Gezi Direnişi sırasında, Taksim Meydanı’nda piyona çalarak direnişe destek veren Alman sanatçı Davide Martello, bu kez de Bodrum’da Soma için piyanosunun başındaydı. Konserini, üzerinde Soma yazılı tişörtle veren sanatçı “Soma’da yaşanan faciaya insanların dikkatini çekmek için buradayım. Toplanacak bağışlar orada babalarını ağabeylerini kaybeden çocukların eğitimi için kullanılacak” dedi. Gezi piyanisti Soma için çaldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle