25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2014 CUMA 4 HABERLER Dışişleri Komisyonu’nda iktidar ve muhalefet partisi üyeleri arasında gerginlik yaşandı AKP Musul’u konuşturmadı Nereden Nereye 2 Yirminci Dünya Kupası Mundial 2014, Brezilya’nın Sao Paulo kentinde gösteriler arasında başladı. Futbol ve samba ülkesi olarak anılan Brezilya, Dünya Kupası’nda en fazla final oynayan (7 kez) ve en fazla şampiyon ( 5 kez) olan ülke. Futbol Brezilya’da bir başka tutku ve yoksulun başlıca sınıf atlama aracıydı yıllarca. Doğrusu bu Brezilya’ya özgü değil, tüm dünyada aynı durum söz konusu. Yirminci yüzyılın en büyük toplumsal afyonlarından biri futbol. Geçen yüzyılın en dayanıklı despotlarından, Salazar’ın şu lafı çok ünlüydü: Ben Portekiz’i yıllarca üç “f” sayesinde yönettim. Bu üç “f”nin biri, hatta birincisi futboldu. Ülkemizde bir zamanlar, “Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum, futbolcu!” deyimi, futbolun nasıl bir depolitizasyon ve bilinçsizleştirme aracı olduğunun göstergesiydi. İngiltere’de Thatcher dönemi ile birlikte 20. yüzyılın dördüncü çeyreğinde, statlar ve çevresinde Hooligan denen, kendisini takımıyla özdeşleştirmiş, beceriksiz, hünersiz, donanımsız, şiddete tapan yeni bir tür türedi. Bu gelişmelere koşut olarak, bir spor olarak çıkmış olan futbol hızla bir gösteri sanatına, hatta bir sanayiye dönüşmekteydi. HHH Brezilya’da “favella” çocuklarının rüyaları, bütün gecekondu çocuklarının ortak düşüne dönüşmüştü. Dün burada, Arjantin’de oynanan 1978 Dünya Kupası’nın ülke diktatörü Videla tarafından nasıl kullanıldığını, yüz milyorlarca doların cinayetleri, işkenceleri örtbas etmek için nasıl ustaca akıtıldığını anlatmıştık. Arjantin’in şampiyonluğu ile biten o Dünya Kupası’na gösterilen ilgi ile cinayet ve işkence kurbanlarının yazgılarına gösterilen ilgisizliğin çarpıcı tezadı utanç vericiydi. Aradan 36 yıl geçti, Arjantin gibi, yine bir futbol ülkesi olan Brezilya’da Mundial 2014 yapılıyor. Aradan geçen süre içinde futbol sanayisinin cirosu dünya çapında inanılmaz boyutlara erişti. Mundial 1978 için harcanan para 700 milyon dolarken Mundial 2014 için harcanan para ise 3 milyarı stat yapımı ya da yenilenmesi için olmak üzere 10 milyar Avro (1 Avro 1. 3538 dolar). Aradan geçen zamanda ülkelere göre değişenler ve değişmeyenler var. 78 Arjantin ile 2014 Brezilya örneklerinde değişmeyenler, ekonomik kriz, yoksulluk, yüksek enflasyon, buna bağlı olarak yüksek çocuk ölümleri. Buna karşılık çok önemli bir değişiklik de var ki, o da artık Brezilyalıların, evet hem de Brezilyalıların, futbolun toplumsal bir uyuşturucu olarak kullanılmasını kabul etmemeleri ve isyan bayrağını açarak Mundial 2014 çılgınlığı israfını protesto etmeleri. HHH Tabii ki, hâlâ bir miktar top salak var. Ama öte yandan da sosyal konut yapılmazken 3 milyar doların statlara ayrılması öfke selinin kabarmasına yol açabiliyor. Brezilya’da ülkenin dört bir yanında gösteriler yapılıyor. Açılışın yapıldığı Sao Paulo kentinde metro çalışanları mahkemenin kararına karşın grevlerini sürdürüyorlar. Bütün bunlar iyi gelişmelerdir. Bu sözlerime bakarak bir futbol karşıtı olduğumu sanmayın. Tam tersine! Hatta futbola yüklenen günahların da salt onun yapısından değil, kullanım biçiminden kaynaklandığını düşünüyorum. Gerçekten de ne yaptığın kadar, nasıl yaptığının da önemli olduğunu unutmamalıyız. Yıllar yılı geniş kitleleri uyutmak için kullanılan futbol artık eskisi gibi kullanılamıyor. Statyumlar artık toplumsal afyonkeşhaneler olmaktan çıkıyor, oradan da toplumsal protestolar yükselebiliyor. Bunun abartılmasının da ileride doğurabileceği sakıncaları görmezden gelmeksizin, gelişmenin yine de iyi yönde olduğunu, futbolun baskı rejimlerinin siyasal afyonu olmaktan çıkarılmasının sevindirici olduğunu söyleyebiliriz. Bir Mundial 1978’e bakın, bir de Mundial 2014’e! Nereden nereye?.. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bazı uluslararası sözleşmelerin onaylanmasına ilişkin yasa tasarılarını görüşmek üzere dün toplanan TBMM Dışişleri Komisyonu’nda iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında “Musul” tartışması yaşandı. Muhalefet milletvekilleri komisyona Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun gelmemesini eleştirirken Musul konusunda özel bir oturum yapılmasını istedi. CHP’li Refik Eryılmaz, konuşmasının komisyon başkanı Volkan Bozkır tarafından kesilmesi üzerine “Siz IŞİD’e destek verdiniz, silah gönderdiniz” dedi. TBMM Dışişleri Komisyonu, gündemindeki bazı uluslararası sözleşmelerin onaylanmasına ilişkin yasa tasarılarını görüşmek üzere dün toplandı. AKP’li komisyon başkanı Bozkır, toplantının başında Musul’da yaşanan gelişmeleri ve konsolosluk görevlilerinin rehin alınmasınının vahim bir gelişme olduğunu belirtirek TBMM’nin bunu ele alacağını söyledi. MHP’li Tunca Toskay, “Sayın Dışişleri Bakanımız da lütfedip bizimle bilgi paylaşırsa daha iyi olurdu” dedi. Bozkır, Davutoğlu’nun daha önce komisyona geldiğini belirterek “İlk fırsatta gelecektir ama mesele takvimi ayarlamak” diye konuştu. CHP’li Osman Korutürk, Musul konusunda özel bir oturum yapılmasını önerdi. CHP’li Refik Eryılmaz’ın konuşmaya başladığı sırada Bozkır, sözünü keserek “Bu konunun gündemimizde olmadığını söylemek istiyorum. Ben Musul’la ilgili bir görüşme açmadım” dedi. Eryılmaz, “Muhalefetin konuşmasına bile izin vermiyorsunuz. Keyfi olarak yönetemezsiniz” diye tepki gösterdi. Bozkır’ın “Genel Kurul’da konuşursun” demesi üzerine Eryılmaz, “Benim nerede konuşacağıma siz karar veremezsiniz. Siz IŞİD’e destek verdiniz, silah gönderdiniz” dedi. Bozkır, tartışma üzerine toplantıyı basına kapattı. Ancak tartışmalar basına kapalı bölümde de sürdü. Eryılmaz, dünyanın gündeminde olan bir konunun Dışişleri Komisyonu’nda konuşulması gerektiğini belirterek, “Niye tahammül edemiyorsunuz konuşmamıza. Hükümetin, Dışişleri Bakanı’nın Musul’da sorumluluğu var” dedi. AKP’li bir milletvekilinin “IŞİD ağzıyla konuşuyorsun” demesi üzerine sinirlenen Eryılmaz, “Asıl siz onların ağzıyla konuşuyorsunuz. Onlara destek sağlıyorsunuz, silah veriyorsunuz” sözlerini yineledi. Musul krizi ile ilgili Dışişleri Bakanı muhalefetle görüştü. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na çağrıda bulundu ‘İstifa etmelisiniz’ AYŞE SAYIN Gergin görüşme CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “istifa” daveti üzerine son derece gerilen Davutoğlu, “Seçimlere gideriz, buna millet karar verir” yanıtını vermekle yetindi. Davutoğlu, rehinelerin serbest bırakılması için girişimlerinin sürdüğünü ve kısa sürede serbest bırakılacaklarını ileri sürdü. (Fotoğraf: AA) ‘Terör örgütü’ dedik Edinilen bilgiye göre, Davutoğlu, muhalefet partilerine verdiği brifingde, Musul’daki Türk konsolosluğunun bulunduğu bölgeyi harita üzerinden göstererek, rehinelerin serbest bırakılması için yoğun temas trafiği yürüttüklerini ve serbest bırakılacakları konusunda iyimser olduğu mesajını verdi. Davutoğlu, rehinelerin yerlerini bildiklerini ve güven içinde oldukları bilgisini aldıklarını belirterek, “Şehrin doğusuna, Dicle’nin batı yakasından doğuya doğru götürülmüşler. Aşağı yukarı nerede olduklarını biliyoruz. Çok kısa süre içinde serbest bırakılabilirler” dedi. Davutoğlu, TBMM’deki genel görüşmenin de rehinelerin güvenliği nedeniyle ertelendiğini belirterek, “Kamuoyuna açık konuşmalarda kullanılacak ifadeler rehinelerin durumunu sıkıntıya sokabilirdi. O nedenle ziyaret programı gerçekleştirdik” dedi. Kendilerine 5 Haziran’da IŞİD’ın Musul’da belli bir bölgeyi alacağına dair bilgi geldiğini ve 8 Haziran’da konsolosluğun taşınması için talimat verdiklerini belirten Davutoğlu, ancak henüz taşınma işlemi gerçekleşmeden baskının gerçekleştiğini ifade etti. Davutoğlu, hem Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde hem de HDP heyetine verdiği brifingde, hükümet olarak IŞİD’i hiçbir zaman desteklemediklerini ileri sürerek, “Biz Suriye muhalefetini destekledik, ÖSO’ya karşı Şam zaman zaman IŞİD’i kullandı. Biz IŞİD’ın her zaman Ortadoğu’da bir tehlike olduğunu olduğunu söyledik ve terör örgütü olarak tanımladık” görüşünü dile getirdi. Davutoğlu, IŞİD’in eylemlerinin altındaki nedenin ise Irak ve Suriye arasında bir “Sünni koridoru oluşturup, devlet ilan etme peşinde” olduğunu belirtti. Davutoğlu, IŞİD’e destek olmadıklarını savundu ANKARA Muhalefet partilerinin liderlerini ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu IŞİD’in rehin aldığı Türk yurttaşlarının yerlerini bildiklerini ve güvende olduklarını belirterek, kısa sürede serbest bırakılacaklarını ileri sürdü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise yaşananların AKP hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı’nın yanlış politikalarından kaynaklandığını belirterek, “Bunun bir siyasi faturası olmalı, bu faturayı ödemelisiniz” diyerek istifasını istedi. Görüşmeden son derece gergin ayrılan Davutoğlu’nun ise kendisine “istifa et” mesajı veren Kılıçdaroğlu’na “Seçimlere gideriz, buna millet karar verir” demekle yetindiği öğrenildi. Davutoğlu ilk olarak CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu parti genel merkezinde ziyaret ederek, yaklaşık 1 saat görüştü. Görüşmede Kılıçda roğlu ise AKP hükümeti ve Davutoğlu’nun izlediği politika ile Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklediğini belirtti. Davutoğlu’nun kendisine imzalayıp armağan ettiği “Stratejik Derinlik” adlı kitabına göndermede bulunan Kılıçdaroğlu’nun, “Stratejik derinlik, bataklığa dönüştü. Gelinen noktada hükümetinizi ve sizin izlediğiniz yanlış politikanın sonucudur. İzlediğiniz yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’yi hem Ortadoğu’da, hem dünyada yalnız bir konuma getirdiniz” dedi. Irak Devlet Başkanı Maliki’nin kendilerine “Biz Türkiye’ye kapımızı açtık ama Türk hükümeti pencederen girmeye çalışıyor” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Suriye’nin bölünmesine giden yolu açtınız. Oraya giden silahlar bugün halkımıza çevriliyor. Musul gibi bir hadise olurken size ulaşılamıyor. Ulaşılan Başbakan da kendisine ulaşıldığında, ‘Kimse silah atmasın, teslim olsun’ diyor” sözleriyle tepki gösterdi. usul’da Türk yurttaşlarının rehin alınması olayının ardınM dan önce TBMM’ye gelişmelerle ilgili bilgi vermesi planlanan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, dün program değişikliğine giderek muhalefet liderleriyle bire bir görüşerek bilgi verdi. Davutoğlu, bu kapsamda CHP lideri Kılıçdaroğlu, HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü ile görüşürken, MHP lideri Devlet Bahçeli, önceden planladığı MYK ve İl Başkanları toplantısını gerekçe göstererek randevu vermezken, yardımcısı Tuğrul Türkeş’i Dışişleri Bakanlığı’na gönderdi. Davutoğlu, Türkeş ile görüşmesinde ise IŞİD’in ne fidye ne de başka bir şey hakkında talepte bulunmadığını kaydetti. Bahçeli randevu vermedi BAKANLIKTA GAZETECİLERE BİLGİ VERDİ Davutoğlu: Siyasi değil hayati bir konu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Musul’da yaşananlara ilişkin, gazetecilere bilgi verdi. Davutoğlu, “Olaydan bir gece önce, saat 01.30’da, oradaki çalışanlarımıza hitap ettim. Yaptığımız yorumların, açıklamaların onların durumları üzerindeki etkisini göz önüne almamız lazım. Bütün ailelerle tek tek görüşüldü” dedi. Davutoğlu, rehinelerin düne göre daha güvenli bir noktada olduğunu da belirtti. Davutoğlu, “Bu konu siyasi bir konu değil, hayati bir konudur. Siyasi ihtilaflar olabilir ama böylesi bir konuda hepimizin ulusal bilinç ve vatandaşlarımızın can güvenliği açısından konuyu değerlendirmesi önemlidir” görüşünü dile getirdi. İki saatte iki açıklama Geciken uyarı geri çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, dün akşam saatlerinde ABD Başkanı Obama’nın “Irak’taki durum konusunda kısa vadede yapılması gereken askeri işler olduğunu ve kendilerinin bütün seçenekleri değerlendirdiğini” söylemesinin ardından yaptığı dikkat çeken “tahliye uyarısı”nı kısa bir süre sonra geri çekti. Bakanlıktan yeni bir “uyarı” yapılacağı belirtilerek, önceki uyarının dikkate alınmaması istenildi. Dışişleri’nden bir önceki uyarıya ilişkin, “Irak’a yönelik olarak bu akşam (12 Haziran) yayımlanan güvenlik duyurusu metninin yanlış anlamalara yol açması nedeniyle, daha açıklayıcı olacak şekilde gözden geçirilen bir metin bu akşam (dün akşam) yeniden yayımlanacaktır. Bu çerçevede bir önceki metnin dikkate alınmaması rica olunur” denildi. Bakanlığın uyarıyı bir iki saat içinde geri çektiğini açıklaması ve uzun süre yeni bir açıklama yapmaması akıllarda soru işareti bıraktı. Bozdağ, NATO ve BM nezdindeki girişimlere dikkat çekti ‘Tezkere hazırlığı yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Musul’da konsolosluğa yapılan saldırı ve konsolosluk çalışanlarının rehin alınmasının ardından, şu an için Meclis’te bir “tezkere” hazırlığı çalışmasının olmadığını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da mevcut tezkerenin yürürlükte ve geçerli olduğunu belirterek yeni bir tezkereye ihtiyaç duyulmadığını aktardı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile birlikte, tutuklu ve hükümlülerin eğitim ve öğretim kayıt ücretleri ile sınav giderlerinin karşılanmasına ilişkin işbirliği protokolü imza töreninin ardından gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Musul’da yaşanan son gelişmelerin, Başbakanlık ve Çankaya Köşkü’nde önceki gün yapılan toplantılarda değerlendirildiğini anlatan Bozdağ, şöyle konuştu: “Başkonsolosumuz ve konsoloslukta çalışan insanlarımız dahil olmak üzere Musul’da bulunan bütün vatandaşlarımız ve oradaki herkesle alakalı, hassasiyetle ve titizlik içinde çalışmalarını sürdürmekte NATO nezdinde, girişimler yapıldı. BM nezdinde de girişimler yapıldı. Başbakanımız ve bakanımızın yaptığı uluslararası görüşmeler var. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu konuyla ilgili her kurumu ile her tür görevli ve yetkisi ile teyakkuz halindedir. Şu anda mevcut tezkerenin yetip yetmediği, yeni bir teskere gerekip gerekmediği o hususlar bu konularda ele alınacak konulardan birisi. Şu anda benim bildiğim tezkere ile ilgili bir çalışma yok. Mevcut tezkere yetiyor mu? Onu da bilmiyorum. Hükümetimizin diğer birimleri bu konuları elbette değerlendiriyor.” İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Görüşmelere Musul damgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devletin zirvesinde perşembe günleri yapılan haftalık görüşmelere Musul’daki başkonsolosluk işgali damgasını vurdu. Başbakan Tayyip Erdoğan ABD’nin BM nezdindeki Daimi Temsilcisi Samantha Power’ı kabulünün ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakanlık Resmi Konut’a giriş yaptı. Özel ile Erdoğan’ın görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü. Başbakanlık’taki buluşmanın ardından bu kez MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Çankaya Köşkü’ne çıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Fidan’ı kabulü de 1 saat sürdü. Başbakan Erdoğan’la görüşen Özel, ardından Çankaya Köşkü’ne çıktı. Normalde Gül’ün Özel ile ilgili bir programı bulunmuyordu ancak son gelişmelerin ardından Gül, Özel’i Köşk’e çağırdı. Yine yaklaşık 1 saat süren bu görüşmenin ardından Özel Köşk’ten ayrıldı. namikzafer@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle